Okuduğunuz kitaplar-Öneriler

[ceylankimya]

Yiğidolar KİTAP OKUMAYA DAVETLİSİNİZ...
Dikkat ettim Yiğido abilerim ve gardaşlardan çok azı ilgi gösteriyor.Bişey sormak istiyorum:
İlgisiz olmamızın nedeni
*Kitap okumayı sevmediğimizden mi?
*Kitap okumaya vakit bulamadığımızdan mı?
*Yoksa okuyoruzda paylaşmak istemediğimizden mi?

[abircan]

KURANIN İLK EMRİ
'OKU'

okuyalım okuyalım okuyalım , okuyan insanda zarar gelmez

[ceylankimya]

-Kitap aklın ilacıdır.
-Kitapsız büyüyen çocuk, susuz ağaca benzer.
-Kitaplar da dostlar gibi iyi seçilmelidir.
-İnsanlar ölür, kitaplar ölmez.
-Beden eğitimi vücut için ne ise, okumak da beyin için odur.

[ceylankimya]

[leblebi82]

Evet , Ceylankimya arkadaşımızın da dediği gibi burası hareketlenmeli biraz. Ben de bu konuda birşeyler yapmak için okumuş olduğum kitaplara şöyle bir göz gezdirdim. İki tane eseri gözüme kestirdim. Kısaca bunları tanıtayım size. Okuma fırsatı olmayanlar için de kısa bir özet olur ayrıca.

1 - YAZAR : CÜNEYT ÜLSEVER
KİTAP : BARIŞA UZANAN EL (Aydınların Dünyasında Fethullah Gülen )
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Yayınları , Ağustos 2005


Eser özellikle geniş olmayan hacmi ve yazarın akıcı üslubu sayesinde fazla zaman harcamadan okuyabileceğiniz bir eser. Cüneyt Ülsever bu eserinde tanıdığı Fethullah Gülen'i anlatmaya çalışıyor.

Cüneyt Ülsever, öncelikle Sayın Gülen ile kitabı yazdığı döneme kadar hiç bir araya gelmediğini ama kendisini yakından takip ettiğini ifade ederek giriş yapıyor. Kısaca 28 Şubat sürecinden ve bu süreçte Türkiye'de hortumculuğun nasıl hortladığından dem vuruyor. Ayrıca Gülen hareketine bakışının kitapla anlaşılabileceğini ifade ediyor.

Kitap ilk olarak; Abant Toplantısı : İslam ve Laiklik başlığıyla bizi karşılıyor. 16-19 Temmuz 1998'de Abant'ta yapılan tarihi toplantıda verilen "Devletin sert bir ideolojisi olamaz" mesajının üzerinde duruluyor. Yani devlet tüm inançlar, ideolojiler karşısında eşit durmak zorundadır deniliyor.
Toplantı ile ilgili bazı gazetelerin "Laiklik Es Geçildi", "Tesettür Bildirinin Temel Noktası Yapıldı" gibi mesnetsiz ifadelerine karşı Türkiye'nin bir takım güncel sıkıntılarının kaynağında vatandaşların yaşam tarzına müdahalenin yattığı iade edildikten sonra bu toplantıyla birlikte Devlet-Millet ilişkisine doğrudan "liberal" çözüm önerildiği açıklanıyor.

İkinci başlıkta Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında ortaya çıkan kasetlere yorum getiriliyor. Ülkemizin geleneğinde merkeze tepkiler cemaatler ile yaşanmıştır. Bunlar millet nezninde entellerin çok beğendiği sivil toplum örgütlerinin gerçek temsilcileridir. Bu unsurlar devlete alternatif olmak iddiasında bulunmamışlardır. Fethullah Hoca cemaati inanç boyutunda güçlü bir İslami yoruma dayanır. Bediüzzaman Said Nursi'nin içtihatından yola çıkar. Ve Batının ilminin İslam'a kazandırılması ile medeniyet lokomotifine binileceği kastedilmektedir. Ayrıca her ideoloji gibi bu cemaatin de gönlünde bir Vuslat günü vardır.

Bu kasetlerin kim tarafından nasıl ortaya çıkarıldığı konusuna değinen yazar, "Bu ülkede açık ve seçik bir şekilde kendilerini Cumhurbaşkanı, Başbakan, milli irade, TSK ve MGK üzerinde görenler var" diyor.

Mecliste kasetler konusunda Mesut Yılmaz'ın doğru bir tavırla "Devlet, suçlu yaratamaz" dediğini ve bu cesur tavrın nifak tohumları tarafından "Hukuk Devleti Zaafı" olarak değerlendirildiği belirtiliyor.

Bir sonraki başlıkta Tesettürlülerin nerede ise sadece şehit anası olmak hakkı olduğundan, bu analarımızın aynı giysilerle sadece bilim yuvası olması gereken üniversitelere giremediği, bunun insan haklarına sığmadığı açıklanıyor.

Bundan sonraki birkaç başlık Sami Selçuk için ayrılmış durumda. Sami Selçuk'un Yargıtay Başkanı olarak millete güvendiğini, milletin her türlü seçimine saygı duyduğunu açıklamış olmasının bazı kesimleri rahatsız ettiği ifade edilmekte. Sami Selçuk'un Abant Toplantısına katılmasının yine bu kesimlerce eleştirilmesi üzerinde duruluyor. Ve bu kesimler için "Bana Göre Demokrasi" anlayışı ancak bu kadar güzel örnek bulabilir deniliyor.

İlerleyen bölümlerde Fethullah Hoca Okullatı üzerinde duruluyor. Bu okullarda irticai eğitim verilmediği, buralardan yetişenlerin müspet ilimlerle yoğrularak yetiştiği anlatılıyor. Dolayısıyla buralardan rahatsız olanların haksız olduğu açıklanıyor.

İlerleyen başlıklarda Gandi'nin çok ilginç bir sözü de gündeme gelmiş. "Eğer siyaset ile din bir arada olamaz diyen varsa, onlar hem dini, hem de siyaseti bilmiyorlar."

Yazarın Fethullah Gülen ile ilgili Hürriyet Gazetesi'nde yazdığı makalelerden oluşan kitap da genel olarak Fethullah Gülen yaklaşımının devletle problemi olmayan, hoşgorü ve sevgi
anlayışının sonucu olan bir hareket olduğu örneklerle açıklanmaya çalışılmış. Tabi burada çok kısa bir özetine değindim. Mümkün olması halinde okumanızı tavsiye ederim.

[leblebi82]

Üzerinde duracağım bir başka kitap İsmet Bozdağ'ın "Menderes Menderes" isimli eseri.

2 - YAZAR : İSMET BOZDAĞ
KİTAP : MENDERES MENDERES
Emre Yayınları , 1997

Bu kitap İsmet Bozdağ'ın Adnan MENDERES ve Demokrat Parti hakkında yazdıklarının içinden yapılmış bir derlemedir. Özellikle bu konularda bilinmeyenlere değinmeye çalışılmış.

Özellikle iki Demokrat Parti kurucusu Celal Bayar ile Adnan Menderes'in iktidar-muhalefet ilişkileri gerçekten ilgi çekici.

İsmet Bozdağ'a göre Adnan Menderes, Türk Demokrasi tarihine atılmış altın bir imza idi. Kalleş hesaplarla ipe çekildiği zaman çığlık çığlık ağladım, sövdüm, saydım ! diyen yazar, "onu asanlara en büyük ceza kabrini ziyaret eden milyonlar" demektedir.

Özellikle Demokrat Parti'nin kuruluş hikayesi kitabın en önemli bölümlerinden. Demokrat Parti'nin kurulmasını sağlayan dört kişi tanıtılıyor. Bunlar Celal Bayar, Adnan Menderes, Tarihçi Fuad Köprülü ve hemşehrimiz Sivaslı Refik Koraltan'dır. Bu dört ismin Chp'ye karşı verdiği "Dörtlü Takrir" ve Demokrat Parti'nin kuruluşu ilginç anekdotlarla anlatılıyor.

12 Temmuz Beyannamesi, Mareşal Çakmak'ın ölmesi, Sopalı Seçimler (1946), Demokrat Parti'nin iktidara gelişi bizzat birincil kaynaklardan yapılan alıntılarla okuyucuya aktarılıyor.

Başbakan Menderes'in iktidara geldiklerinin ilk kandil gecesinde radyoda Mevlid okutulmasını emir vermesi kitapta en fazla ilgimi çeken konulardan birisi. Hatta o kadar önemli bir konu ki Menderes'i istifaya kadar götürmüş bir konu.

Menderes'in İslamiyet ve Türkiye hakkındaki görüşleri de son derece önemli. "Ben, Aydın Çiftçisi Adnan olarak ne isem, Başvekil ve Demokrat Parti Genel Başkanı olarak da oyum!.. Dinimi, diyanetimi yaşarım. İstanbul'dan geçip Eyüp Sultan Hazretleri'ni ziyaret etmediğim olmamıştır. Ramazan nedir, bilirim. Bayram nedir, bilirim. Yaşarım bunları."

Menderes'in halkın gözündeki yeri de aksettirilmeye çalışılmış kitapta. Özellikle idam edilmesi olayına halkın vermiş olduğu tepkiler, ortaya çıkan menkıbeler, onun halk gözündeki yerini göstermesi bakımından önemlidir. Yazara göre ; "Halkın muhayyelesi, yalnız Adnan Menderes için bu masalları icat etti. Çünkü halk kimi seveceğini bilir. Elbette Adnan Menderes'in düşüncesi, bir rüya olarak kalcak, bu rüyayı gerçekleştirmeye koşanlar çelmelenecektir."

Türkiye Üzerindeki Sovyet Emelleri, Darbe Süreci, Darbe Sonrası, Menderes Ailesi, Demokrasi konularında da önemli noktalara değiiliyor.

Bu kitapla birlikte aynı mihvalde tavsiye edebileceğim iki eser daha var. Bunlar ; Recep Şükrü Apuhan'ın "Öteki Menderes" ve Gürbüz Azak'ın "Ben Adnan Menderes" isimli kitapları. Bu iki kitabı da yıllar önce okumuştum. İsmet Bozdağ'ın eseri ile birlikte bu iki eseri de okursanız Menderes dönemi hakkında önemli bir bilgiye sahip olursunuz kanaatini taşıyorum. Talha Gönülalan

[Abdurrahman 58]

KİTAP OKUMAK KONUŞMANIN AKICILIĞINI GELİŞTİRİR....

[ceylankimya]

leblebi82 isimli üyeden...

Sevgili Yiğido leblebi82 sizden istediğim birşey var
Lütfen kendi ifadelerimizle kitabı tanıtalım yani kendi görüşümüz olsun kopyala-yapıştır tekniğini kullanmayalım
LÜTFEN...

[ceylankimya]

Bugünde hala okuduğum ve bitmesine çok az kalan kitabı yorumlayacağım.
Kitapta Sayın Emine Şenlikoğlu çok güzel konulara değinmiş.Çağımızda halen sorun olan İslam'la ile ilgili sorunlar ve bunların nasıl aşılacağından bahsetmiş.
Türkiye'de inanan(müslüman) insanların karşılaştığı sorunların kanunlarda karşısında yasak olup olmadığı anlatılmış...
Kitap anlaşılır ve akıcıdır...
*tavsiye

[FurkaN]

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Taşları Yemek Yasak

Modern yaşama biçimi küfr ile iman arasına çizgi çekmeyi bilen hiçbir müslümanı yozlaştıramaz. Yozlaşanlar modern yaşama biçimiyle karşılaşmadan önce de böyle bir çizgiyi hayatlarında önemli saymamış olanlardır

İsmet ÖZEL