Öğrencilere Dayak İddiası

[*AHISKALI*]

Şimdi bu yorumumu okuduğunuzda beni dayağı savunan bir kişi olarak görmenizi istemem; ancak bunun yanında bazı gerçekleri de görmenizi olayın hiç de sizin gördüğünüz gibi olmadığınızı bilmenizi isterim. Ben de lisede görev yapan bir öğretmen olarak bu gibi benzer durumlarla, tartışma ve kavgalarla çok karşılaştım.Fakat nedense birgün olup da bir kişinin bile çıkıp kendine öz eleştiri yaptığını görmedim.Liselerde kalma nerdeyse imkansız, disiplin konusunda birçok alanda idarenin ve öğretmenlerin eli kolu bağlı. Lise gençliği malesef sürmüş arabasını son sürat uçuruma doğru gidiyor. Ahlaki çöküntü ve saygısızlık, umursamazlık dizboyu! Özellikle birçok merkezi lisede birçok öğretmen idareci evime bugün sağ salim ansıl giderim acaba bugün önümü kesen olur mu korkusunda...Bu saydıklarımı uzatmak daha da mümkün.Bütün bu dağ gibi sorunlar varken -her zaman tasvip etmesem de - bir dayak olayı basına bu kadar malzeme olup okulların, öğretmenelrin gerçek sorunları görmezden geliniyorsa ve hemen eğiticimlere karşı bir tavı takınılıyorsa kusura bakamyın ben orda olayı sorgularım.Birçok veli çocuğunu okula bir çeşit atıp gidiyor ayda yıla bir uğrarsa uğruyor sonra böyle bir olay ya da sıkıntı olduğu zaman birden en sorumlu en kültürlü veli haline geliyor, hayret! Çok acı bir örnekle yazıma son vereyim.Aşırı süslendiği ve etek boyunu düzeltmesi için bir öğretmen arkadaşmz bir kız öğrenciyi uyarıp velisini çağırdığında annesinin kız çocuğu bu tabi süslenecek,kendini beğendirecek şeklinde bir cevapla karşılaşmasıyla bu köydeki dayak olayını bir karşılaştırın. Sizce hangisi daha vahim???

[Arif Coşkun]

Dayak büyük, olsun küçük olsun her zaman onur kırıcıdır. İlk okulda öğretmenimden yediğim tokatı şu yaşıma kadar hala unutmuş değilim ve hala öfkem var. Her zaman her şey güzellikle eğitimle tatli dille öğretilmeli. Eğitim bir sabır işidir ehli olmayan kişilerde yapmamalı.

[bilgin_58]

Dayağı hiç bir zaman tasvip etmiyorum ama, çeşitli disiplin cezalarıda kaçınılmaz olmalı,
Çocukları başıboş bıraktığımız zaman sonunda hoş olmayan nahoş olaylar da kaçınılmazdır,

Bizler öğretmenlerimizden ne dayaklar yedik, ha bir yerim kanıyası veya kalıcı bişey değildiler ama, ben şimdi o hocalarıma dua ediyorum, bu gün yüksek okul mezunu olduysam onların payı büyük, bunuda inkar etmemek lazım,
Her hoca için geçerli değildir ama hakkını ödeyemediğimiz hocalarımızda var,, örneğin ilkokul 2. sınıf öğretmenim zarada sayit yıldız unutamadığım ve saygıyla andığım zaman zaman ziyaret edip elini öptüğüm öğretmenlerimdendir.

Şimdi devlet bile çocuğuna fiske vuranı bile sorguluyor, hatta çocuğu koruma altına almasına kadar gidiyor, bunun sonucu,
Biz Türk milletinin kanında var, alıştırılmışız fazla özgür oldumu? zıvanadan çıkarız, her zaman çekineceğimiz birileri olacak, (tabi bu satıra katılmayanlar olabilir)O zaman disiplin olmazsa fazla özgürlük ters tepiyor,

O zamanda çocuklarımızı kendi irademizle yetiştiremiyoruz,

[LaEdri]

*AHISKALI* Nickli Üyeden Al?nt?

Şimdi bu yorumumu okuduğunuzda beni dayağı savunan bir kişi olarak görmenizi istemem; ancak bunun yanında bazı gerçekleri de görmenizi olayın hiç de sizin gördüğünüz gibi olmadığınızı bilmenizi isterim. Ben de lisede görev yapan bir öğretmen olarak bu gibi benzer durumlarla, tartışma ve kavgalarla çok karşılaştım.Fakat nedense birgün olup da bir kişinin bile çıkıp kendine öz eleştiri yaptığını görmedim.Liselerde kalma nerdeyse imkansız, disiplin konusunda birçok alanda idarenin ve öğretmenlerin eli kolu bağlı. Lise gençliği malesef sürmüş arabasını son sürat uçuruma doğru gidiyor. Ahlaki çöküntü ve saygısızlık, umursamazlık dizboyu! Özellikle birçok merkezi lisede birçok öğretmen idareci evime bugün sağ salim ansıl giderim acaba bugün önümü kesen olur mu korkusunda...Bu saydıklarımı uzatmak daha da mümkün.Bütün bu dağ gibi sorunlar varken -her zaman tasvip etmesem de - bir dayak olayı basına bu kadar malzeme olup okulların, öğretmenelrin gerçek sorunları görmezden geliniyorsa ve hemen eğiticimlere karşı bir tavı takınılıyorsa kusura bakamyın ben orda olayı sorgularım.Birçok veli çocuğunu okula bir çeşit atıp gidiyor ayda yıla bir uğrarsa uğruyor sonra böyle bir olay ya da sıkıntı olduğu zaman birden en sorumlu en kültürlü veli haline geliyor, hayret! Çok acı bir örnekle yazıma son vereyim.Aşırı süslendiği ve etek boyunu düzeltmesi için bir öğretmen arkadaşmz bir kız öğrenciyi uyarıp velisini çağırdığında annesinin kız çocuğu bu tabi süslenecek,kendini beğendirecek şeklinde bir cevapla karşılaşmasıyla bu köydeki dayak olayını bir karşılaştırın. Sizce hangisi daha vahim???

Hocam toplumda öğretmenlere yönelik bir önyargı var maalesef.En çok öğretmen eleştirilir,en çok onun maaşı konuşulur.Kimse ben ne yaptım demez.Her şey dışarıdan göründüğü gibi sanıyorlar.Maalesef!

[bilgin_58]

Ben Öğretmen değilim ama;
Öğretmen arkadaşlarımıza da fazla yüklenmek acımasızlık olur,
Bizler evde iki çocuuğumuza yerine göre söz geçiremezken; Onlar onlarca çocuğu okutuyor, sorunlarıyla ilgileniyor, dinliyor, eğitiyor, ben hiç bir öğretmenin sanmıyorum ki,
Bir öğrencisi Üniversite kazandığında üzülsün, aksine gurur duyar, iyi kariyer sahibi insanlar olduğunda, onur duyar, yerine göre öğrencileriyle baba ve anneden daha çok ilgilenirler,
Bunları da unutmamak lazım,
Dayağı savunduğumdan değil, sakın yanlış anlaşılmasın, içlerinden tabi çürük elmalar çıkmayacak diyede bir garanti veremiyiz

[pamukprens]

sandalli Nickli Üyeden Al?nt?

Ortaokul ve lisede unutamadigim Dayaklar.

Ortaokul 3. Sinif Yer Sivas Imam Hatip Lisesi, olayin failleri ben ve Ögretmen A. K.:

Mayis ayinin sicak günlerinden biriydi, sinifin icine düsen günes isigi insani rahatsiz eder boyuttaydi, bizde siralari arka tarafa dogru cekmistik ki oraya daha az günes isigi düsüyordu. Ögretmen iceri girdi ve neden böyle oldu diye sordu, soruya ben cevap verdim hisimla beni yanina vagirdi ve ulan it herif bana burnunla gösterme diye yumrugu vurdu, savunmasiz daha dogrusu karsiligini bile veremeyecegim o yumrukla yere düstüm. Yere düsmem onun hizini kesmemisti, beni yerde tekmelemeye basladi, yüzümden, burnumdan kan gelince defol git elini yüzünü yika diyerek beni siniftan disari atti.

Lise 1. sinif, yer; Sivas Imam Hatip Lisesi olayin Failleri ben ve Ögretmen M.Y.

Yatili okulda kaldigim icin haftasonunu da okulda geciriyordum, güzel bir cumartesi günü yemekten önce arkadaslarin bahcede top oynayalim teklifine kimsenin hayir diyemeyecegi gibi ben de hayir demedim. Arkadasin biri topa vurdu ve top penceresi acik olan ögretmen odasina girdi, o anda herkes kacti, herbiri bir yere dagildi, ben orada kaldim, yaklasik iki dakika sonra yildiz seklinde kesilmis top pencereden disari atildi. Cok zoruma gitmisti ben de topu tekrar yuvarlayip ögretmenler odasindan iceri attim ve kactim. Öglen yemeginde ögretmen yanima geldi ve beni odasinda bekledigini söyledi ben de yemekten sonra gelirim hocam dedim, yok simdi geleceksin dedi ve beraber odasinda gittik. Önce küfür etmeye basladi, ilk defa bir ögretmenden sinkafli sözler duyuyordum, sasirmistim. Saskinligim gectikten sonra masanin üzerinde duran degil insana herhangi bir canliya dahi vuramayacaginiz kalinliktaki sopayi eline aldi. Ellerimi acmami söyledi. 8 defa elime vurduktan sonra ben ellerimi acmadim, elini acsana lan diye bagirdi ben de bu kadar yeterli degil mi deyince elindeki sopayla bana rastgele vurmaya basladi. Yedigim dayaga karsi sadece kollarimi siper ediyordum, kudurmus gibiydi, durmayacagini anlayinca odadan kacmaya karar verdim. Ben odandan cikinca O da arkamdan kosmaya basladi, kapiyi acip disari cikmak isterken kendisi beni düsürmek icin itince kapinin üzerine dogru düstüm, düsünce cam kapi kirildi ve ellerim cam kapidan iceri girdi, kollarim bileklerimden kesilmisti ve korkunc kan akiyordu, o kanla Bezirci polis karakoluna gittim, karakoldan hastaneye götürdüler ve bileklerimi diktiler. Yaklasik iki saat sonra okul müdürü R.S., müdür yardimcilarinin hemen hemen hepsi oradaydi. Hepsi ögretmene destek veriyorlardi. Karakol komseri henüz 15 yasindasin kendi basina davaci olamazsin dedi, ailen gelmeli. Köyde yasayan senede en fazla 3 defa gördügüm ailem gelip dava acacak da o ögretmenler beni okulda barindiracak, sinif gecirecek ve yatili okulda kalmama birsey demiyecekler. Sonucta dava acamadim, karakoldan bileklerimdeki yaralarla geri döndüm, o kesilen bileklerimdeki agri hic gitmedi, ne zaman uzun bir metin yazmaya kalksam kendisinin varligini hep hissettim. Unutamadim unutturmadi.

Lise 1, Yer: Sivas Imam Hatip Lisesi olayin failleri ben ve ögretmen N.C. ve Ögretmen A.K.

Soguk bir cumartesi aksami sinemeya gitmistim, aksam en gec saat 22.00´de yatilida olmam lazimdi, filmin bitisi saat 22´den daha önce oldugu icin sorun yoktu ama film uzadi ve giris saatine kadar yetisemedim, basima gelcek seyi biliyordum, ögretmen birkac tokat atacak ve bagiracakti. Ama hic ummadigim birsey beni bekliyordu; kapida beni karsilayan ögretmenim nereden geliyorsun bu saatte dedi, ben de sinemaya gitmistim hocam deyince git sinemeda yat lan dedi ve kapiyi acmadi. Yaklasik 5 defa kapiya geldim ve her seferinde kapiyi acmayacagini söyledi. 15 yasinda bir cocuk gecenin 11´inde nereye giderdi, otele gidecek para yoktu, aklima istasyon geldi. Sivas garindaki o sari, soguk sandalyelerin üzerinde sabahlayacaktim, aklima hicbir tehlike gelmiyordu. Sarhoslarin, evsizlerin istasyonda sabahladiklarina ilk defa orada sahit oldum. Tam gözlerim dalinca o sari, soguk sandalyeden asagi dogru kayiyor ve her defasinda yeniden uyaniyordum. Sabah olmustu bir sekilde ve ben tekrar yatilinin yolunu tuttum, iceri girdim ve ögretmen bana burada uyuyamayacagimi söyledi, öyle nefretle bakiyordu ki anlatamam, aksama kadar siralarin üzerine basimi koyarak bekledim. Pazartesi günü beni dersten cagirdilar. Müdür yardimcisi A.K. elinde sopayla beni bekliyordu, yine bilinen son olmustu.
Bu sadece yedigim dayaklarin üc tanesi, buna benzer cok hatiralarim var, hicbirine hakkimi helal etmiyorum.

Ben size inaniyorum genc kardeslerim, ögretmen dövmüstür, ögretmen döver hatta hem döver hem söver, keske benim de sizin gibi beni koruyabilecek bir ailem olsaydi. Ben sunu acikca söylüyeyim; eger bir ögretmen benim cocugumu döverse o okulu basina yikarim.
Lütfen cocuklarinizi dayakla terbiye etmeyin, ettirmeyin. Dayak atmayan ögretmenler istiyoruz.

ben de öğretmenlerimden dayak yedim! x D hem de daha ilkokuldayken..

İlk yediğim dayak ilkokul 2. sınıftayken ödevlerimi sürekli yapmadığım içindi. okulumuz birleştirilmiş sınftı 1.,2.,3. sınıfları bir öğretmen 4. ve 5. sınıfları başka bir öğretmen okutuyordu. öğretmenimiz-kendisi genç bir bayan eğitimciydi- beni birkaç kez uyardı ve ben ödevlerimi yapmamaya devam ettim. bir sabah "ödevlerini yapmayan var mı?" diye sorunca bende parmak kaldırdım-dürüst alacağım ya(!)- sonra eline bizim sınıfın demirden maşasını aldı maşa dediğime bakmayın bayağı 8-10'luk demir parçası kısa bir demir maşa olarak kulanıyorduk okulda x ) ve beni kaçıncı kez uyardığını sordu her iki elimede 4'er defa o demirle vururken bir daha verdiği ödevleri yapmazsam bu sayının ikiye katlanacağını söyleyerek beni tehdit etti. bir sonraki verdiği ödevi yine yapmadım yine aynı senaryo. 3.sünde sayının 16'ya katlandığı gün(hiç unutamam o günü x ) )sabah yine aynı demiri eline aldı "aç ellerini!" dedi. ben korktuğumu belli etmemek için ellerimi hızlı hızlı açıyorum hızlı hızlı uzatıp çekiyorum ama ellerim çok acıyor hemde öyle böyle değil: ). sonuçta 2. sınıfa giden bir çocuğum. ben bunun böyle 32-64... diye katlanarak devam edeceğini düşünürken artık öğretmenimiz bu saçmalığı sürdürmedi. zaten benim 1. sınıftayken de öğretmenimdi ve benim ödev dışında başka kusurum yok denecek kadar azdı. ben dersleri dinleyen(ama ödev yapmayan) öğretmenlerime saygılı, yaramazlık nedir bilmeyen bir çocuktum ilkokul yıllarımda.

ben ödev yapmaktan hazetmeyen bir öğrenciydim işlediğimiz konuları akşam tekrar etmek ve yine işlediğimiz konuları pekiştirmemiz için verilen ödevleri yapmak bana çok sıkıcı geliyordu.lisede ben de yurtta kalıyordum. yurtta akşam yemeğinden sonra 3 saat mecburi etüd vardı ben o etüd saatlerinde bir sonraki işleyeceyiğimiz kunulara göz atardım yine ödev yapmazdım : )

ikinci ve son yediğim dayak yine ilkokulda bu kez 4. sınıftayken...
öğretmenimiz bir proplem sordu sınıfta hiç kimseden çıt yok : ) ben ve benimle birlikte oturan diğer iki arkadaşım-bir sırada 3 öğrenci oturuyorduk- çapalıyor çözmek için, birşeyler çıkarıyoruz sonucu öğretmene göstyeriyoruz ama yok doğru cevap olmadığını söylüyordu bize öğretmenimiz. sonra 3. sınıftaki öğretmenimiz girdi içeri bizim öğretmene "ne yapıyorsunuz?" diye sordu bizim öğretmende "bir soru sordum kimse yapamıyor" dedi. tabii bizim 3. sınıftaki öğretmenimiz biraz bozuldu hiç mi kimse yapamadı diye sordu öğretmenimize kimseden ses çıkmıyor dedi : ) sonra bizi göstererek " bu üçüde mi yapamadı?" diye sordu diğeri "evet" dedi. sonra eline bir sopa aldı ve bize(sadece üçümüze) bikaç vurduktan sonra hızla sınıftan çıktı.

bu dayağa sevinelim mi üzüelim mi bizde bilemedik. bizden çok şey bekliyordu bunu da her firsatta söylüyordu, velilerimize de sürekli bizim hakkımızda olumlu şeyler söylüyordu(tabi bunu babam bana söylemezdi şımarmıyım diye babaannemden öğrenirdim) yeni öğretmenimize de bizi övmüş olmalı ki bu kadar kızdı : )

bu iki olay dışında tüm okul yıllarımda dayak yemedim. bu olaylarıda unutamama rağmen ben o iki öğretmenide de hiçbir zaman kızmadım, küsmedim. herşeye rağmen iyi birileri olduklarını bize hissettiriyorlardı birisini göremiyorum kayseri'deymiş ama diğerini her zaman görürdüğümde mrblaşır halini hatrını sorar elini öperim.

dayakız eğitim şart!!

[sandalli]

Ben Almanya´da yasiyorum. Türkiye´de okullarin her kademsini yasadim.
Simdi Almanya´da cocuklarim okula gidiyor ve ben iki ülke arasindaki farki
cok iyi biliyorum.
Almanlar disiplinli bir millettir, yanlisa asla tevazu göstermezler,
hicbir sucu da cezasiz birakmazlar.
Disiplin yönünden bizden daha iyi olan bir toplum ve o toplumda dayaktan
söz etmek mümkün degil. Degil ögretmen, ebeveyler bile kendi cocuklarini dövemez.
Döverse acimadan ellerinden alirlar ve kendi öz cocuklarini göstermezler.
Üzüldügüm sudur ki; ögretmen olan üye arkadaslarin bile dayagi savunmasi cok aci.
Arif abinin dedigi gibi egitim sabir isidir
ve o sabri sadece isinin ehli olan gösterebilir.

[LaEdri]

Kimsenin dayağı savunduğu yok.Hiçbir öğretmen döverken ya da vurruken zevk alarak vurmaz.Almanya ile Türkiye'yi karşılaştırmaktan ne kazanıyoruz bilmiyorum.Yüzyıl sonra biz de Almanya gibi olacağız.Onların düşünce sistemine sahip olunca biz de Almanya olacağız.Türkiye'de eğitim eskisi gibi değil.Öğrenciye odaklandı,merkeze alındı öğrenci.Bu iyi niyeti sömürmeyecek kadar iyi bir toplum muyuz biz?Öğrenci, kanunlarla ve yönetmeliklerle üstün kılındığını biliyor ve bunu çok iyi istismar ediyor.Bunları bilen,söyleyen yok.Bir bellemişiz Almanya.Yahu orası Avrupa,burası Türkiye.Bu farkı unutmayın!

[sandalli]

Aradaki fark yüz yilsa bunda en büyük sorumluluk yine ögretmenlerin.
Herkes isini düzgün yapmali, ders saatinde özel islerini halletmemeli.
Vergi iade zarfini ders saati disinda doldurmali. Sinirlendigi zaman yapistirmamali.

[LaEdri]

sandalli Nickli Üyeden Al?nt?

Aradaki fark yüz yilsa bunda en büyük sorumluluk yine ögretmenlerin.
Herkes isini düzgün yapmali, ders saatinde özel islerini halletmemeli.
Vergi iade zarfini ders saati disinda doldurmali. Sinirlendigi zaman yapistirmamali.

O dediklerin eskidendi.
Sorumluluk öğretmenlerin deyip kesip atılamaz.Günümüzde çocuğu tek etkileyen faktör öğretmen değildir.Günümüz gençliğini televizyonlar,televoleler yetiştiriyor.Bunu engelleyemiyoruz.Eskiden hepimiz öğretmeni rol alırdık,onun gibi davranırdık,onun gibi hareketler yapmaya çalışırdık.Şimdi roller değişti.Polatlar,Gülbenler,Had iseler örnek alınıyor.Ve biz tüm bunları görmezden geliyoruz.Günümüzde eğitim maalesef öğrenci merkezli.Bunu öğrenciler çok iyi sömürüyor,çok iyi suistimal ediyor.Veliler de aynı şekilde sömüyor.Öğretmenler tehdit eiliyor,dövülüyor öğrencilerce velilerce.İçerde ders var,lütfen okulun dışına çıkın ses yapmayın demeye korkar oldu öğretmen.bunları hep es geçelim...