25.12.2008, 09:47 | #41 |
Usta Yiğido
HaKaaN Şuan
Son Aktivite: 02.05.2015 02:29
Üyelik Tarihi: 23.10.2008
Yaş: 41
Mesajlar: 1.369
Tecrübe Puanı: 730
|
HaSReTiMSiN EFeNDiM......
Ey sevgili en sevgili seni özledim kurak çölde su misali,
Sen gelseydin gönlüme işlemezdim birçok günahı belki, Sahabeler bir gün açlıktan ölecekti, Ebu Bekir ve hz ömer sana geldi, Ey resulüm sende geliş sebebini örgendin, Vallahi şu kabede oturan sizden farksız değil dedin, Orada kabede sen vardın tektin açken bile ALLAHI zikrettin… Onlar açtı sana sığındılar sende onları bir sahabenin evine götürdün, O varlıklıydı bolca yiyeceği vardı, Kapıyı ilkin ebu Bekir çaldı ev sahibi sahabenin haberi olmadı, Ama küçük çocukları o gün hastalanmıştı, Ve uyuyamayınca babasının kapısını çaldı, Kalk baba kapıda ebu Bekir var babası sen hastasın rüya görüyosun dedi, Oğlan gidip yattı ve ardıdan bi ses daha bu sefer hz ömer seslendi, Oğlan tekrar babasına gidip baba kapıda ömer var dedi, Yine babası kızdı ve yavrucak gidip yalan söylemiş gibi üzüldü yattı, Sonra ardından en sevgili kapıyı çaldı, Seslendi bu çalışı ve sesi duyan küçük yavru fırladı, Bu sefer hiç babasına demedi bağırarak efendim geldi diye kapıya sarıldı, Babası çığlığı duyar duymaz ne EFENDİMİZ Mİ dedi bi ok gibi fırladı, Kapıda karanlıkta 3 ışık belirdi adeta, Biri EFENDİMİZ,biri ebu Bekir diğeri ise hz ömerdi, Ev sahibi sahabe EFENDİMİZ hoş geldiniz ama bu saatte sizi buraya hangi sebep getirdi dedi, Aç olduklarını söyleyip sabah ki aldığı hurmadan vermelerini rica etti, EFENDİMİZ sen rica değil ancak emredersin ve hemen sofra hazırlandı, Onlar yalan dünya açlığı çekti, Ama EFENDİM biz gerçek dünyanın gülüne sana açız, Bizi doyuracak başka bişi yok ve sen bize hiç gelmedin, Sen EFENDİM sen bize gelmedin tabi bu günahkar ümmetine gelmek istemezsin, Belki gelmemenin sebebi dayanamayacağız o an öleceğiz, Ama EFENDİM zaten biz ölü değimliyiz sen yokken hayat ölü bana, Yaşasamda ölüyüm ben seni görmemenin ızdırabıyla yandım, Ben sana layık olamadım ama senin şu sözüne bakarım, ‘benim şefaatim ümmetimden büyük günahları olanlara’ Evet günahkarım ve sana yalvarmaktayım, Gönlüme gel bir kez ölüm gelse bile razıyım, Ben sana sana aşığım senden başkası yalan biliyorum, Ama bil ki günahkarım, Gel EFENDİM,gel EFENDİM,gel EFENDİM sana aşık bir günahkarım….. Ve ümitle seni beklemekteyim sen gel ben ölmeye razıyım…. |
25.12.2008, 14:14 | #42 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
Bu Çağrı Sanadır
Bir damla SU gönder bana Eğer gönderebilirsen Ana sütü gibi tertemiz olsun Bir damlası Karadeniz Bir damlası Akdeniz olsun Bir avuç TOPRAK gönder bana Edirne koksun, Ağrı koksun Her zerresi burcu burcu Türkiye koksun Anadolu’dan çağrı koksun Bir dilim EKMEK gönder bana Yiyince lezzetini hissedeyim Bereketini hissedeyim Köy köy, tarla tarla Memleketimi hissedeyim Bir demet ÇİÇEK gönder bana Renkleri; Sarı, kırmızı, beyaz ve mavi olsun Râyihâsı, estetiği semâvi olsun Bir tutam SEVDA gönder bana Veysel Garani’nin, Yunus Emre’nin Sevdasından olsun Mevlâna’nın Mevlâ’sından olsun Sevdâların hasından olsun Bir RÜYA gönder bana Yürürken, otururken Güneşi, Ayı seyredeyim Aradan kalksın tüm duvarlar Mâverâyı seyredeyim Bir damla ALINTERİ gönder bana Yazdığın ŞİİRLERİ gönder bana Okumaya ihtiyacım var... |
25.12.2008, 14:14 | #43 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
Sessiz Gemi
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli, Günlerce siyâh ufka bakar gözleri nemli. Bîçâre gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu! Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden. |
25.12.2008, 14:14 | #44 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş; Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş. Sütbeyaz duvarlarda, çivilerin gölgesi; Artık ne bir çıtırtı, ne de bir ayak sesi... Yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü; Üstü, boynuna kadar bir çarsafla örtülü. Bezin üstünde, ayak parmaklarının izi; Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi. Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana; Gözleri renkli bir cam, mıhlı ahşap tavana. Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var; Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir ân kadar. Sarkık dudaklarında asılı titrek bir ân; Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan. Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm; Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm… |
25.12.2008, 14:18 | #45 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
Ezeli Nur
Nurdan çehrendeki bu nikab da ne? Güneşlere tâç giydiren ışıkken Hep hicranla bunca yıl bunca sene Geçmiş gidiyor.. baharlar beklerken.. Doğ ruhlara arşdan gelen bürhanla İnlet dört bir yanı altın sadânla Hayat üfle sihirli râyihanla Hak adına üfül üfül eserken.. Konuş ki hatipler haddini bilsin İlâhî nefhanla ruhlar dirilsin Sâyende tâ zirvelere erilsin Başlamış gökler de bunu dilerken.. Ey mukaddes Kitab ey ezelî nûr Ey iklimi ziyâ etrafı huzûr Son demde bir kere daha ne olur Ağar, ışık karanlığı boğarken.. Bahar olmasa da sonbahar olsun Cihânlar bütün âvâzınla dolsun Yeniden nâmın her yanda duyulsun Şu fânî ömürlerimiz biterken... |
25.12.2008, 14:25 | #46 |
Usta Yiğido
sibelYILMAZ Şuan
Son Aktivite: 05.09.2014 10:55
Üyelik Tarihi: 13.12.2007
Yaş: 36
Mesajlar: 2.927
Tecrübe Puanı: 920
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
Sözün AcıydıSözün acıydı, yolun dolambaçlı... Yedi uzun yıl geçerek Yedi yıl dolaştın durdun... İçimden bir his şöyle diyor: Ayrıl arkadaşlarından istasyonda Sabahleyin git kente İliklenmiş ceketinle Bir dam ara Ve bir arkadaşın çalarsa kapını Aç! Haaa...Açma... Yine de ört hislerini Rastlarsan ana babana İstanbul'da ya da başka bir yerde Yürü git yabancı gibi Yok ol köşede Tanıma! Sana armağanları olan şapkayla gizle yüzünü Göster! Aaah! Gösterme, gösterme yüzünü Yine de gizle, ört hislerini İşte burada ye şu eti, çekinme Git rastgele bir eve yağmur yağınca Otur bir sandalyeye Ama çok kalma Şapkanı da unutma Söylüyorum sana Ört hislerini Ne söylediysen bir daha söyleme Düşüncelerini bir başkasında bulursan tanıma Kimseye imzanı ya da resmini vermemişsen Kimsenin yanında bullunmamış ve kimseyle konuşmamışsan Nasıl yakalayabişlirler seni Ört hislerini... Dikkat! Ölümü düşündüğünde Mezar taşın olmasın yattığın yeri belirten Üzerinde bir yazıyla seni eleveren Ölüm tarihiyle seni açığa çıkaran Bir kez daha, son bir kez daha Ört hislerini... Sevdiğim söylüyor bensiz olamayacağını Bu yüzden kendime dikkat ediyorum Yolda yürürken önüme bakıyorum Ve korkuyorum her yağmur damlasından Sanki beni ezeceklermiş gibi... Sen yine de bana bakma Ne giydiğini yaz bana Sıcak tutuyor mu? Uyuduğun yeri yaz bana Yumuşak mı? Nasıl göründüğünü yaz bana Yüzün aynı mı? Sorulardır sana bütün verebildiğim Ve gelen yanıtları kabullenmeliyim Yorgunsan uzatamam elimi Ya da açsan besleyemem Sanki bu dünyada hiç yokmuşum Unutmuşum gibi seni... Sözün acıydı, yolun dolambaçlı... Yedi uzun yıl geçerek Yedi yıl dolaştın durdun...
Dursun Ali Erzincanlı
__________________
"Çöplüğe attılarda mukaddes emaneti, Hak bellettiler Hakka en büyük ihaneti." |
25.12.2008, 14:47 | #47 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
Denizlerin Sırrı
Engin denizlerin mavi suları Dalgalanır öfke ile köpürür İçte berraklığın saf duyguları Dıştaki pisliği siler süpürür Engin denizlerin mavi suları Hıçkırır dört mevsim durduğu yerde Alem-i sükûnu bir hicran bürür Vecde gelir inler vakt-i seherde Koynunda hu! çeken Yunuslar görür Engin denizlerin mavi suları Ah! “Minel Aşk” ile kaynar derinden Sevda ikliminde sonsuza yürür Cezbeye kapılır oynar yerinden Çarpar kıyılara bağrını sürür Engin denizlerin mavi suları Ahmet Süreyya DURNA |
25.12.2008, 14:48 | #48 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
Paradigmalar
Teslimiyet: İftiraya uğrayan idamlık bir kişinin, Sehpada sallanırken, cellada gülmesidir! Kemâlat: İçtimaî hayatta yer alan her kişinin, Otururken, kalkarken haddini bilmesidir! Cesaret: İradesi, vicdanı kayıtsız hür kişinin, Ucûbe yasakları tümüyle delmesidir! Feragat: Aşkı, samimiyeti, imanı gür kişinin; Nefsinden sıyrılarak, ölmeden ölmesidir! Kanaat: Sahavetle, sofrası kurulu er kişinin, Kıtlıkta ekmeğini muadil bölmesidir! Zerâfet: Tek helâlini gören, harama kör kişinin, Şehevî arzuları kalbinden silmesidir! Garabet: Ömrünü tamamlamış tamahkâr pîr kişinin, Ahireti unutup, dünyaya yelmesidir! Ahmet Süreyya DURNA |
25.12.2008, 14:48 | #49 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
İmam Hatiplim
Dikenler arasında nâdide çiçek gibi, Etrafa burcu burcu kokar İmam Hatiplim! Sıcak, susuz çöllerde billur içecek gibi, Kavrulan yüreklere akar İmam Hatiplim! *** En gizemli renklerin al, yeşil, moru onda, Pırıl pırıl bir çehre, Allah’ın nuru onda, Hasret “Altın Çağ”ına tarih şuuru onda, Geleceğe ümitle bakar İmam Hatiplim! *** Cemre düştü havaya, suya, toprağa sanki, Su yürüdü kurumuş dala, yaprağa sanki, Küflenmiş kafalara, karanlık çağa sanki, Medeniyet mumunu yakar İmam Hatiplim! *** İlim irfandan yana aşk dolu, sevgi dolu, O kurtuluş köprüsü, o bir saadet yolu, O bir Asya kıtası, o büyük Anadolu, Öz “mâder”ine sahip çıkar İmam Hatiplim! *** Sabırla ufuklarda bekler kutlu yarını, Karşılamaya namzet zafer “şahsüvar”ını, Nâdanların ördüğü cehâlet duvarını, Bilgi, iman gücüyle yıkar İmam Hatiplim! *** Cemiyetin yüz akı, zarâfet timsalidir, Köklü gelişmişliğin en mücerret hâlidir, Asrın fettanlığında Yusuf’un emsalidir, Yaraşır sana ancak vakar, İmam Hatiplim! Ahmet Süreyya DURNA |
25.12.2008, 14:48 | #50 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Islami Siirler, Ilahi ve Ezgiler
Güller Gülüne
Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri, Gülşene çevirdiğin çöller huzursuz şimdi. Ey âlemlere rahmet, ey ufuk Peygamberi! Bülbüller figandadır, güller huzursuz şimdi. Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri *** Sen gidince zamanın külliyen kaçtı tadı, Aşıkların ya Nebî sînesini dağladı! Giran geldi yokluğun, akan sular ağladı, Ah! Dicleler, Fıratlar, Niller huzursuz şimdi. Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri *** Heyhat ki ehl-i fitne kıtaları dolaştı, Heyhat ki kardeşliğe, barışa kan bulaştı. Firkatinle ya Resûl! mevsimler başkalaştı, Günler, haftalar, aylar, yıllar huzursuz şimdi. Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri *** Ümmetin darmadağın, hâl-i perişandadır, Gâyeden uzaklaşmış, her biri bir yandadır. Başsız İslam âlemi, en kritik andadır “Feth-i mübin”e mazhar eller huzursuz şimdi. Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri *** Nice sır saklı idi “nübüvvet” pâyenizde, Saadet asrı vücut bulmuştu sâyenizde. Lâkin şu an hüzün var karada ve denizde, Sükûnuna ay düşen göller huzursuz şimdi. Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri *** Ey gönüller sultanı! Ey server-i kâinat! Doğuşun bir mesajdı karanlık çağa inat. Kimsesiz mazlumlara, her dem, açtın kol kanat, Aynı ilgiye muhtaç kullar huzursuz şimdi. Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri *** Öksüz Mescid-i Aksa, başını okşayan yok! Temeli oyulsa da, hâlâ bir taş koyan yok! Yüreği yananların feryadını duyan yok! “İmdat!” diye çağıran diller huzursuz şimdi. Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri *** Savruldu yele gitti zor kazanılmış haklar, Yadların tekelinde mahzun, kutsal topraklar. Durum bu “Güller Gülü!” soldu yeşil yapraklar, Gövdeye kurt girince dallar huzursuz şimdi. Şol “âlem-i bekâ”ya göçtüğün günden beri Ahmet Süreyya DURNA |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
SeNi SeViYoRuM..... | gürün_güzeli | Serbest Kürsü | 10 | 13.10.2008 23:19 |
Sevgilerim var benim. | Melankolia | Arşiv | 2 | 12.07.2008 14:07 |
Allah'ı (c.c) seviyorum sanırdım... | FurkaN | Serbest Dini Konular | 4 | 28.12.2007 11:53 |
TÜRKİYE'Yİ SEVİYORUM | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 3 | 14.08.2007 23:43 |