ÖZÜR DILEMIYORUZ

[LaEdri]

Türkçe kullanmaktan aciz biri olsaydım,Türkçe'ye "q" diye bir harf sokardım.
Bilemiyorum belki de "k" harfini kullanmak utanç veriyordur da ondan "q" harfini kullanıyorsundur.

[TeqTaBaNCa]

ErmeniLerden özür diLeniLmemeSide sana utanc veriyordur....Sana iÇinde istemediğin Kadar K oLan cümLeLer kurabiLirim...Ama inan o zaman üyeLiğim siLinir

[LaEdri]

TeqTaBaNCa Nickli Üyeden Al?nt?

ErmeniLerden özür diLeniLmemeSide sana utanc veriyordur....Sana iÇinde istemediğin Kadar K oLan cümLeLer kurabiLirim...Ama inan o zaman üyeLiğim siLinir

Eğer zahmet edip konuyu okusaydın, özür dileme işine ilk tepki koyan kişinin ben olduğumu görürdün.Ama okumadan yazdığın için,durumun vahim.Bak aşağıdaki yazıyı kim yazmış.

Yiğiter Nickli Üyeden Al?nt?

Özür dilemek suçu kabul etmektir.
Yine birileri iş başında.
Ermeniler müthiş çalışıyor.
Ermenisatnın eğer kabul edilirse hangi,nasıl bir şarkıyla Eurovison'a katılacağından haberiniz var mı?
Bizimkiler de Hadise denen şarkıcı desem değil,sanatçı desem hiç değil birini çıkarıyorlar,sırf görüntüye oy alalım diye yırtınıyorlar.Yazık!!

İstediğin kelimeyi kullan,biz de seni tanımış oluruz bu vesileyle.

[Ertugrul]

Arkadaşlar lütfen konu dışına çıkmayın ve forum kurallarına aykırı mesaj yazmayın. Hassas bir konu olduğu için daha dikkatli olmanız gerekir. !

[TeqTaBaNCa]

HerneySe ucuz kahramanLara ayıracak vaktim Yoq...!!!

Bir daha vatan hainLiği CümLesini bana karŞı kuLLanma....Vatan hainLiği sanaL aLemde yazdığımız yazıLarn tükceye uygunLuğuyla tesciL oLuyorSa senin hainLik edecek vatanın biLe yoktur o zaman !!!

[albina58]

Galiba konu anlaşıldı,

Her zaman olduğu gibi,bir üst başlığa bakmaksızın,başkalarını eleştirmek,ondan da ötesi sataşmada kim ne demiş onu bile okumadan suçlama yapmak,sonucunda ise,başlanğıçta aynı fikirde olan insanların nasıl birbirine düşdügüne en güzel örnek olsa gerek,tektabanca ile yiğiter arkadaşımlarım arasındaki söz düellosu.

Buda bana gösteriyor ki;Başlanğıçta ermeni meselesi olan bir gündem,bir hedef doğrultusunda hedefe ulaşmak içinde iken(Türkiye cımhuriyeti Devletinde var olan krizi unutturma politikası),bu sansasyonel girişim neticesi ile hedefine ulaşmıştır.Zira bakacak olursak yakın tarihimize,sağ-sol çatışmalarından,suni gündem yaratmalara varıncaya,türban krizi altından,milli manevi degerdeki hayati kanun maddelerinin meclisden geçmesine hep aynı senaryoyu görüyoruz maalesef.

Acaba bu suni gündemide yaratarak,Birleşik Arab Emirliklerinde,amarika öncülüğünde imzalanması tasarlanan ve bir müddet sonra,Türkiye içerisinde Federasyonun önünü açacak bir gelişme mi yaşanacak çok merak ediyorum.

[Orhan Selim]

Ermenilerden özür: Başlangıç

İçinde yer aldığımız bir girişim, bir imza kampanyası var gündemde.

İmzaya davet metni şu:

"1915'de Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum…"

Destek ne kadar çoksa, tepkiler de o kadar sert…

Bir de metne vurgu açısından karşı çıkanlar var, kişisel özüre itiraz edenler veya bunu az bulanlar var…

1915 nedir, neden özrü gerekir, kişisel özrün anlamı nedir, özür ne ifade eder?

Bu konuları önümüzdeki yazılarda sırasıyla ele alacağız…

İlk yazıda girişimin yarattığı "tartışma boyutu"na değinelim.

İlk kez ortada toplum olarak "yaşadıklarımız"ın dışında "yaşattıklarımız"ı kuşatan bir girişim var.

Bu, önemlidir…

Kim ne nerse desin bu, "toplum üzerinden, toplum eliyle bir yüzleşme girişimi"dir…

Yüzleşmeler bastırılmış belleği su yüzüne çıkarırlar, kimlik ve kişilik oluşturan savunma mekanizmalarını sarsar, derin dalgalanmalar yaratırlar.

Her yüzleşme bir vesile, bir olay, bir durumla başlar.

Ardından onları aşarak, insanın ya da toplumun kendisine dönük derin bir sorgulama haline dönüşür.

Her ne kadar tersini iddia etsek de bu yüzleşme sürecinde tartıştığımız aslında Türk kimliğidir, cumhuriyet dönemi Türk kimliğinin siyasi ve toplumsal açıdan üzerine temellendiği kurucu unsurlardır.

Bu kurucu unsurlar içinde özellikle "ikisi"nin belirleyiciliği yadsınamaz.

Bunlardan birincisi cumhuriyet öncesi yüz-yüz elli yıllık dönemde Kafkasya'dan, Balkanlar'dan milyonlarca Müslüman'ı Anadolu topraklarına iten, mal ve can kayıplarıyla, sefaletle, aşağılanmayla dolu kanlı ve acılı bir göç sürecidir. Diğer bir ifadeyle kitlesel ölümler, devasa bir nüfus hareketi ve malların el değiştirme sürecidir.

İkincisi, ilk unsurun baskısıyla ve milliyetçilik hareketlerinin gölgesinde Anadolu topraklarının türlü araçlarla gayrimüslimlerden arındırılması, servetin Müslümanlara ve Türklere geçmesi sürecidir. Yeni kurulan Balkan devletlerinde Müslümanlardan arınma süreci olarak da karşımıza çıkan aynı dalga dönemin hatta bugünün milliyetçilik anlayışına damga vurmuştur.

Velhasıl cumhuriyet dönemi Türk kimliğine şeklini veren, bu kimliğin tabularını, korkularını, değerlerini ve ruh halini oluşturan cumhuriyet dönemi değildir.

1800'lerden başlayan 1920'lere kadar uzanan cumhuriyet öncesi bu devredir.

Türk toplumu henüz adını tam olarak koymasa da, tartıştığı alanı tam olarak tanımlayamasa da, bu 120 yıllık dönemin Türk ulusal kimliğinin oluşumunda belirleyici bir rol oynadığını fark etmeye başlamıştır. Bugünü anlamak, yeniden kurmak ya da olanı korumak için tarih sayfalarını karıştırmaya başlamıştır.

Bir kimliğin olgunlaşması, rahatlaması, öz güvenin artmasını, evrensel siyasi değerlerle bütünleşmesini sağlayacak en kritik aşama budur.

Bununla birlikte kurucu bir tarihsel dönemin sayfalarını bugüne yönelik ve bugünden hareketle, şu ya da bu düzeyde karıştırmak yüzleşmenin en çıplak, en zor biçimlerinden birisidir.

Nitekim yüzleşmeye çalışanlar ve yüzleşmeyi reddedenler arasındaki gergin hat, yüzleşmeye soyunanların yaşadıkları yırtılma ve gidiş gelişler bugün Türkiye'yi kuşatan milliyetçilik dalgasının ardında yatan ana faktörlerden birisidir.

Korkular ve tabular çağdaş Türk kimliğinin ayrılmaz parçası haline getirildikçe, kimlik sadece savunma mantığı üzerine kuruldukça, otoriter siyasi zihniyet ve yapılanma varlığını fütursuzca ve belli bir meşruiyet dozu etrafında sürdürmektedir.

Tarih ve yüzleşme bizi özgürleştirecektir.

Ali Bayramoğlu

[TeqTaBaNCa]

YüzLeŞecekSeniz beLgeLerLe yüzLeşin....Kendi Ordunuzun yayınLadığı beLgeLeri Dikkate aLmayıp ,Cocuk katiLi namussuz ermeni miLLetinin beLgeLeriyLe mi soykırıma inanıyorsunuz?Bugün Sizi Soykırım oLduğuna iKna edenLer yarın BaŞka şeyLerede ikna ederLer ........!!!



Ordudan "Ermeni katliamı" belgeleri

Genelkurmay Başkanlığı'nın "Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918" başlıklı 8 ciltlik yayın dizisinin 3 ve 4'üncü ciltleri Genelkurmay ATASE ve Denetleme Başkanlığı Yayınları'nca yayınlandı.

Kapaklarında Ermeni terör örgütlerince 15 Temmuz 1915'te Diyarbakır Lice'de öldürülen Türkler ile yine 23 Temmuz 1915'te Diyarbakır'ın Hızırilyas Köyü'nde katledilen kadınlar ve çocukları gösteren fotoğrafların yer aldığı kitaplar Türkçe ve İngilizce yayınlanırken Osmanlıca orijinal belgelere yer verildi.

ATASE ve Denetleme Daire Başkanı Korgeneral Eyüp Kaptan, kitaplara yazdığı sunuşta "Dün, bugün ve gelecek çizgisinde, toplumların tarihten öğrenecekleri bilgi sonsuzdur" dedi.

Korgeneral Kaptan, tarihte bilginin doğruluğunun belgelerle kanıtlandığına dikkat çekerken, "Tarihe mal olmuş olayların da bilimsel ölçütlerde değerlendirilmesi ancak belgelerle yapılabilir" dedi.

Tehcir uygulaması öncesinde örgütsel faaliyetlerin hangi düzeylere vardığını gösteren belgelerin düşündürücü olduğunu ifade eden Korgeneral Kaptan, "Yasal olarak göründükleri halde, yasadışı eylemlere kalkışan Ermeni terör örgütlerinin nasıl bir kaos ortamı yaratmayı hedeflediklerinin" belgelerde görüleceğini ifade etti.

Korgeneral Kaptan, sunuşunda şöyle dedi:

"Hukukun üstünlüğü prensibi, devletlerin temel prensiplerindendir. Bu belgelerde açıkça görülecektir ki Devlet, her zaman ve her koşulda hukukun üstünlüğü prensibinden ödün vermediği için, hukuka aykırı hiçbir işlem yapmaktan da özenle sakınmış ve keyfiliğe hiçbir şekilde fırsat tanımamıştır."

[mesut_sivasliyiz_58]

****************Ö Z Ü R D İ L E M İ Y O R U M***************

[TeqTaBaNCa]

Ermeniciler; 1915 te Camilere doldurulup yakılan Müslüman Türklerden, hunharca öldürülen Osmanlı Paşası Talat Paşa dan, 1973-1984 yıllarında kalleş pusularda katledilen Dış İşleri Görevlilerimizden, Hocalı'da katledilen masum Azerilerden; Ermeni Katiller Adına SİZ ÖZÜR DİLEYİN !!!