![]() |
#81 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 65serdal58 Şuan
![]() Son Aktivite: 07.05.2016 10:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1349
![]() |
![]() Tüm insanların atası Türkler
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Geçen hafta bir konferans vermek üzere Türkiye’ye gelen Amerikalı araştırmacı yazar Gene D. Matlock, ‘Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türk’sünüz’ adlı kitabında da yer verdiği ilginç iddialarıyla ‘Tüm dünyanın kökeninin aslında Türkler olduğu’ tezini yeniden alevlendiriyor. Akşam Pazar’dan Mine Akverdi’ye konuşan Matlock, kitabında din, dil, tarih ve kültür odaklı pek çok kaynak aracılığıyla tezine çarpıcı kanıtlar da sunuyor. Kadim Türkler, tüm insanların ataları olabilir mi? Maya ve Azteklerden Kızılderililere, Ruslardan Hintlilere, Araplardan İngiliz, İtalyan ve Kuzey Avrupalılara hepsinin kökenlerinin Türk olduğu söylense inanır mısınız? Peki, acaba Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed ve Buda da Türk müydü? Tüm dinler Kadim Türklerin Tengri dininden mi türedi? Bunlar kafa karıştıran ama bir o kadar da merak uyandıran, cevaplaması zor sorular. Ancak bir araştırmacı bu soruların hepsine ‘evet’ cevabını veriyor. Ve iddiasının doğruluğuna dair kanıtları da ‘Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz’ adlı kitabında önümüze sunuyor. İşin ilginç yanı, bu tezin sahibi Türk değil, bir Amerikalı: Gene D. Matlock. Temmuz ayında Hermes Yayınları tarafından Türkçe olarak basılan ‘Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz / Kayıp Bir Uygarlığın Sırları Dünyayı Nasıl Değiştirebilir’ adlı kitabında Gene D. Matlock ilk insanların Türklerle başlayıp daha sonra dünyaya dağıldığını, ilk konuşulan dilin Türkçe olduğunu, bilimin, felsefe ve dinin yine Türklerden doğduğunu söylüyor. 65 yıldır Meksika’da yaşayan ve hem Hıristiyanlığın kökenleri hem de Meksika’daki Amerikan yerlilerinin kökenleri üzerine uzun yıllar boyunca araştırmalar yapan Matlock’un dini kitaplar, mitolojiler, kültür, gelenekler ve özellikle de dil biliminin ışığında elde ettiği ipuçlarını birleştirerek sunduğu kanıtlar da hayli şaşırtıcı. 81 yaşındaki Matlock ile bir konferans vermek için geldiği İstanbul’da buluştuk ve çarpıcı iddiası üzerine konuştuk. İnsanlığın başladığı yer Türkiye Dünyadaki tüm insanların Türklerden geldiğini söylüyorsunuz. Sizi bu konuda bir araştırma yapmaya yönelten şey neydi? Yıllar önce İsraillilerin Filistinlilere yaptığı kötü muamele sebebiyle çok üzülmüştüm ve bu insanların bir türlü paylaşamadığı kutsal toprakların tarihi ve buradaki dinlerin kökenleri üzerine araştırmalar yapmaya başladım. Bu araştırmalarımı bir yandan da yazıyordum. Araştırma ilerledikçe her şey beni önce Hindistan’a, daha da derinleştiğindeyse Hindistan’ın kuzeyine götürdü. Elimi neye atsam önünde sonunda her şeyin kaynağı olarak karşıma Türkler ve coğrafya olarak da Türkiye ve Orta Asya çıkıyordu. Zira dikkatle incelediğimde Eski Ahit (Kitab-ı Mukaddes’in ilk bölümünü oluşturan, Tevrat ve Zebur’u da kapsayan 39 kitap) ve İncil’de İsrail’den bahsedilmediğini gördüm. Kutsal kitaplarda bahsedilenler aslında Türkiye ile bağdaşıyordu. Nuh’un Gemisi efsanesi, Büyük Tufan… hepsinin kökeni Türkiye ve Türklere dayanıyordu. Bu da bana şunu gösteriyordu: İnsanlığın başladığı yer Türkiye idi. Biz insanlar tüm uygarlığın atası olarak Sümer, Yunanistan, Mısır ve Çin’i görmeye yanlış bir şekilde şartlanmışız. Peki, nasıl oluyor da Türkler tüm insanlığın atası oluyor? Birkaç bin yıl önce Kuzey Kutup bölgesinde bir cennette, bolluk içinde yaşayan ileri derecede uygarlaşmış bir halk vardı… Dünyadaki bütün dinler hangi ulusa ait olursa olsun insanlığın beş kökensel ırkı olduğunu söyler. Bu beş ırka Kurus, Krishti ya da Krishtaya deniliyordu. Yaşadıkları yere ise Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Aden denir. Hindular buraya Uttura Kuru adını verir. Eski Yunan tarihçileri ve mitolojisi ise buraya Hiperborea olarak göndermede bulunur. Tibetli Budistlar ise Khedar Hand (Tanrı Şiva’nın ülkesi) ve Şambala der. Aynı zamanda buraya Tanrı Şiva’nın toprakları anlamında Sivariya ve Sibirya da denmektedir. Yeni ilk insanların yaşadığı cennet bahçesi Sibirya bozkırlarıdır. Buradaki ilk insan olan Adem (İngilizcedeki yazılışıyla Adam) Türk dilinde ‘insanoğlu’ anlamında kullanılır. Nitekim buradaki yüksek zeka ve uygarlığa sahip ari ırk (aryan) Türk’tür. Türkler’in kendilerinden Kıpçaklar, Kurular ya da Aryanlar diye bahsetmesi de bunun kanıtıdır. Ancak pek çok farklı din ve mitolojide geçtiği üzere bu insanlar lanetlenip bir doğal felaket yaşar, dünya ekseninde meydana gelen ani bir sapma ile yaşadıkları yer donmuş, büyük seller olmuştur. Şimdi adına Türkler dediğimiz Kurular güneye, Orta Asya’ya kaçmak zorunda kalmıştır. Bu anlatılan Büyük Tufan’dı. Nuh ve insanlığın soyunu devam ettiren oğulları da işte bu kökenden geldi yani Türk’tü. Nuh’un gemisinin karaya oturduğu Ararat Dağı’nın Türkiye’deki Ağrı Dağı olduğu inancı da bunu kanıtlıyor. Böylece Türk soyundan gelen insanlık Türkiye’ye ve aşağıya Mezopotamya ve Hindistan’a dağıldı. Dolayısıyla Sümerler, Hititler, Iraklılar, Kürtler, Hintliler, Mısırlılar hepsi aslında Türk’tü. Kuzey Kutbu’ndan aşağı inerek Kuzey Avrupa’ya İsveç, Finlandiya, İngiltere’ye ve tüm dünyaya yayıldılar. Bugün herkes kendi neslinin izlerini Türklere dek sürebilir. Buna kanıt olarak neleri gösterebiliyorsunuz? Dünyanın her köşesinde kullanılan dilden inançlara ve tanrı isimlerine kadar her şeyin dil olarak aynı kökenden geldiğini görebilirsiniz. Bu tüm dinlerin, dillerin de tek bir kaynaktan çıktığını gösteriyor: Türklerden! İngiltere’den, Finlandiya’ya insan isimlerinden yer isimlerine Türkçe kökenli kelimelere rastlayabilirsiniz. Finlandiya’da Kırkpınar diye bir yer var! Urdu dilinde binlerce Türkçe kelime var. Hintlilerin Kutsal Kitabı Mahabharata aslında Türklerin tarihlerini anlatıyor. Yunanlıların büyük tanrısı Zeus’un ismi de Türkçe. Kudüs, İsa gibi kelimelerin kökeni de aslında Türkçe ve dahası bu bahsedilen yerler de aslında İsrail’de değil Türkiye’de İsa da bu topraklarda yaşadı. Öte yandan yakın tarihte Keltlerin (İrlandalılar, Galiler, İskoçyalılar) DNA’sı incelendi ve Altay’dan geldikleri kanıtlandı. Vikingler, Finikeliler ve İtalya’nın Roma İmparatorluğu’ndan yıllar önce burada yaşayan ve Roma’nın kurucuları sayılan yerli halkı Etrüskler de Türk’tür. Estrüskler’in DNA’larının Türklerinkiyle yüzde 97 aynı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kızılderililer de Türk’tür Amerika’daki Kızılderililerin de Türk olduğu sıkça dile getirilen bir iddiadır…. Evet, Kızılderililer Türk’tür, bunu kendileri de söyler. Kültür ve geleneklerindeki benzerlik aşikar. Özellikle Amerika’da Türk soyundan geldiğini söyleyen Meluncanlar’dan olan Cherokee’ler Türkiye ile bugün çok yakın ilişkiler içindedir. Bu iddialarınızı dünyanın pek çok yerinde dile getiriyorsunuz. Peki, nasıl tepkiler alıyorsunuz? Önceleri herkes bana gülmüştü ama şimdi durum değişiyor. Amerikanın yerli halkları, Kızılderililer, Meksikalılar bu teze çok pozitif tepki veriyor. Çoğu kabul de ediyor. Ancak ABD’deki Amerikalıların veya İngilizlerin pek hoşuna gitmiyor. Dünya bunu kabul etse ne olur sizce? Hepimizin kardeş olduğuna inanmak insanlığın sahip olduğu tüm sorunlar ve huzursuzluk çözüme ulaşır. Dünya daha iyi bir yer olur. Amerika’yı Türkler keşfetti ‘Amerika kıtasındaki pek çok yer ismi aslında Türkçe kökenli. Meksika’daki Teotihuacan kalıntıları aslında Türkçe olan Tea (tanrı)+ Tiwa (Bir Türk boyu olan Tuvaların bugün bir cumhuriyeti de vardır) + Han (krallık anlamına gelen Türkçe kelime) kelimelerinden türemiştir. Peru’daki Karal kalıntılarındaki piramitler Mısır’dakilerden daha eskidir ve Türkçe’de ‘hükümdar’ anlamına gelen kral kelimesinden türemiştir. Meksika’da bugün de Türkçe kökenli birçok kelime kullanılıyor. Örneğin dağ/tepelere Meksika’da tepek deniliyor Atatepek, Çapultepek isminde şehirler bulunuyor. Havasu diye bir yer bile var. İspanyollar Meksika’ya ilk geldiklerinde Aztek’lere hangi tanrıya inandıklarını sorduğunda onlar ‘İnana’ cevabını vermişti. Bu Antik Sümer’de de bir tanrıçanın adı. Yani Sümerler ile Aztekler aradaki onca mesafeye, okyanusa rağmen aynı adlı tanrıya inanıyor. Dahası Meksikalılar da Hintliler de Türkleri aynı kelimeyle ‘Karaskus’ diye adlandırıyordu. Demek ki Amerika’yı İspanyollar değil, önce Türkler keşfetmişti. Sonuçta bunlar gibi sayısız örnek şunu gösteriyor: Dünyanın her köşesindeki bütün uygarlıklar Orta Asya’dan geçmiş ve her yerde ortak olarak karşımıza çıkan din, dil, kültür ve inanışları buradan tüm dünyaya taşımıştır.’ haber e-kolay |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#82 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() LaEdri Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1301
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Bu düşünce 1930lu yıllarda Atatürk'e de söylenmişti Avusturyalı bir Yahudi tarafından ve Atatürk'e çok inandırıcı gelmişti..Atatrük talimatları vererek çalışmalar yapılmasını istemişti ancak daha sonra kendi de vazgeçti.
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52) |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#83 |
Yiğido
![]() ![]() ![]() ommy Şuan
![]() Son Aktivite: 22.08.2013 14:23
Üyelik Tarihi: 07.11.2008
Yaş: 66
Mesajlar: 116
Tecrübe Puanı: 615
![]() |
![]() [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
İnternet sitelerinde dolaşan ve herkesi hayretlere düşüren bu illüzyon gösterisi izleyenlere korku dolu dakikalar yaşatıyor. Normalde bu tür gösterilerde insan mantık yürütebiliyor. Mesela ayna kullanmaları, adam değiştirme, perde ile saklamaları fakat bu gösteriyi insanın aklı almıyor. Gösteride illüzyonist'e yardımcı olan izleyiciler ise, gösterinin ardından korku krizine giriyorlar. .............................. .............................. .............................. .............................. ...................Sizler bu video’yu izlemek isterseniz; sakın konu başlığına aldanmayınız... Bu video da bir Akıl almaz illüzyon gösterisi izleyeceksiniz..! Şaka yapmıyorum, kalp sorunu, sinir bozukluğu ve tansiyonu olanlar; kesinlikle seyretmesinler…!!! . |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#84 |
Moderator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Salim58 Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() bi canlı üzerinden böyle bi görüntü hiçte hoş değil hele bu bir insansa
gerçeğe çok uzak olduğu için fazla ilgimi çekmedi ![]()
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#85 |
Alt Forum Yöneticisi
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() kronik Şuan
![]() Son Aktivite: 14.12.2020 17:41
Üyelik Tarihi: 01.05.2008
Mesajlar: 7.292
Tecrübe Puanı: 1378
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() oldum olası bu illüzyonistlere gıcık olurum tüm izleyenleri enayi yerine koydukları için
__________________
ummadıklarım adam olurken, adam dediklerim insan bile olamamış! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#86 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() aozdemir Şuan
![]() Son Aktivite: 22.01.2015 10:38
Üyelik Tarihi: 14.06.2006
Yaş: 50
Mesajlar: 820
Tecrübe Puanı: 774
![]() |
![]() sanırım ayakları takma idi.
__________________
Silgi kullanmadan resim yapma sanatına hayat denilmektedir.-John christian |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#87 |
Super-Moderator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() GuNaY Şuan
![]() Son Aktivite: 03.11.2013 23:42
![]() Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 43
Mesajlar: 1.475
Tecrübe Puanı: 10
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Bu elemanın suda yürüdüğü videolar var, onlarda baya ilginç
![]()
__________________
Kızıl Bir Güneşin Önünde Mavi Bir Yelkendir Hayat,
Alır Götürür Seni Bilinmeyen Derinliklere. Sevda Mavidir, Mavi ise Umut, Sen Yüreğini Hep MAVİ Tut... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#88 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 65serdal58 Şuan
![]() Son Aktivite: 07.05.2016 10:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1349
![]() |
![]() evet gurbetteyim,,,ve çok zor.....
serden mi vazgeçersin yoksa yardan mı? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#89 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 65serdal58 Şuan
![]() Son Aktivite: 07.05.2016 10:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1349
![]() |
![]() konu güncellemesi
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#90 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 65serdal58 Şuan
![]() Son Aktivite: 07.05.2016 10:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1349
![]() |
![]() Parasızlık 12 bin kişiyi “denek” yaptı
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Paraya ihtiyacı olanlar, ilaç denemelerinde “kobay-denek” olmak için neredeyse sıraya giriyor. 9 yıl önce sadece 24 kişiydiler. Çünkü kimse, ‘kobay olurum’ korkusuyla, eşdeğer ilaçların etkilerinin vücutlarında test edilmesine sıcak bakmıyordu… Şimdi paraya ihtiyacı olanlar denek olmak için neredeyse sıraya giriyor. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hakan Çetinsaya: “İyi Klinik Uygulama Merkezi’ndeki çalışmalara katılan deneklerin sayısı 12 bin oldu… Denekler 10 günlük test için 200 TL alıyor. Aile üyelerini de merkeze yönlendiriyor…” Milliyet gazetesinden Ayşegül Aydoğan Atakan’ın haberine göre, kimi işsiz kaldığında, kimi yan gelire ihtiyacı olduğunda başvuruyor buraya. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hakan Çetinsaya İyi Klinik Uygulama (İKU) Merkezi’nde sürdürülen “ilaç biyoeşdeğerlik” çalışmalarına katılan deneklerin sayısı her geçen gün artıyor. 10 yıl öncesine kadar “Kobay mı olacağız?” endişesiyle çalışmalara mesafeli bakanlar, bugün ilaç çalışmalarına katılabilmek için adeta sıraya giriyor. Her ne kadar gelirlerini artırmak için bu yola başvuruyor olsalar da aslında ilaçların ucuzlamasına hizmet ediyorlar. ERKEKLER YAPIYOR Merkezin müdürü Prof. Dr. Aydın Erenmemişoğlu, biyoeşdeğerlik çalışmalarına katılan sağlıklı deneklerin son birkaç yılda yaklaşık iki kat arttığına dikkat çekiyor. Önyargıların artık kırıldığını söyleyen Erenmemişoğlu, “Önceden deneğin ailesi endişeyle bizi arıyordu. Ancak 10 yıl boyunca yaptığımız işin niteliğini öğrendiklerinden bu önyargılar artık yok” diyor. “İŞSİZLER ÇOĞUNLUKTA” Denekler, çok ince eleyip sık dokunan özel tetkiklerin ardından seçilip kabul ediliyor. Sıklıkla sağlıklı erkeklerin tercih edildiği çalışmalarda kadınların biraz geri planda kalmasının nedenlerinden biri aylık adet döngüleri… Çünkü çalışma boyunca metabolizmanın aynı kalması gerekiyor. Bu nedenle çalışmalara katılan kadınların oranı yüzde 1′i geçmiyor. Prof. Dr. Erenmemişoğlu, denekler arasında üniversite öğrencilerinin ve işsizlerin çoğunluğu oluşturduğunu belirtiyor. Her meslek grubundan, sıklıkla yan gelir elde etmek isteyenlerin başvurduğunu söylüyor. Dokuz yıl önce 24 kişiyle başlayan denek sayısının bu yıl 12 bini bulduğunu anlatan Prof. Erenmemişoğlu, etik olarak “elde edilen gelirin geçim kapısı haline getirilmemesi” karşılığında adayları kabul ettiklerini vurguluyor: “Buradan alınan para cep harçlığı ya da yan gelir olabilir. Ama işşiz biri için önemli bir para tabii. Alınan ücret çalışma süresine göre değişiyor. Kimi çalışma 10 günde bitiyor, denek 200 lira alıyor. Kimi çalışma 20 gün sürüyor 500 lira alınıyor; kimisi de 1,5 ayda bitiyor 1000 lira alınıyor.” Şehir dışından dahi başvuranların olduğunu söyleyen Prof. Erenmemişoğlu, “Ama kabul etmiyoruz çünkü deneklerin her an kontrolümüz altında olması gerekiyor. Telefonla arayanlar oluyor ve çok yüksek miktarda para verildiğini zannediyorlar. Zaman zaman ‘5 bin euro’luk çalışma varmış, ne zaman?’ diye soruyorlar” diye konuşuyor. Denek başvurularının her geçen gün arttığını kaydeden Prof. Erenmemişoğlu, bazı deneklerin amcalarını, dayılarını, komşusunu, torununu yönlendirdiğini, denek olmak için bekleyenlerin sık sık aradıklarını da sözlerine ekliyor. “KÜÇÜK DOZLAR ALIYORLAR” İlaç biyoeşdeğerlik çalışması, aynı etken maddeyi içeren iki ayrı ilacın kıyaslanması anlamına geliyor. Bu çalışma kapsamında aynı etken maddeyi taşıyan iki ayrı ilacın etkinliği sağlıklı gönüllüler üzerinde deneniyor. Tansiyon ilacından alerji ilacına kadar pek çok alanda piyasaya çıkacak olan eşdeğer ilaç, çok küçük dozlarda deneklere uygulanıyor ve kan değerlerine bakılarak ilaçtaki etken maddenin etkinliği, var olan ilaçla karşılaştırılıyor. SİGORTALANIYORLAR Denek olmak kolay değil! Deneklerde aranan özellikler bir hayli fazla ve dikkat çekici. Adaylar öncelikle yapılacak çalışmalarla ilgili detaylı bilgilendiriliyor. Daha sonra denek olmak isteyenler, onay belgesini imzaladıktan sonra kabul ediliyor. Deneğin yüzde yüz sağlıklı olması ve ilaç kullanmaması temel şart. Bunun için denek detaylı bir check up’tan geçiyor. Sonuç olumluysa davet ediliyor. Çok sigara, çay, kahve içen kişiler tercih edilmiyor. Çünkü tüm bunlar metabolizmayı hızlandırıp, ilaçların hızlı parçalanmasına yol açıyor. Alkol ve uyuşturucu zaten yasak. Greyfurt ve sakız yasak En önemli şartlardan biri greyfurt suyunun içilmemesi. Greyfurt suyu bazı ilaçların karaciğerde parçalanmasını engelliyor ve sonuçların yanlış çıkmasına yol açıyor. Sakız çiğnemek de mide-bağırsak hareketlerini etkilediği ve ağızda tükürük salgısını artırıp sindirim faaliyetini hızlandırdığı için yasak. Ayrıca metabolizmayı çok hızlandıran futbol oynama, ağır egzersiz yapma gibi faaliyetlerden uzak durmak da deneklerin uyması gereken kurallardan. Denekler çalışmadan doğacak risklere karşı da sigortalanıyor. Dünya Bülteni / Haber Merkezi |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
MERKEZ ÇAYGÖREN KÖYÜ (CİRİN) | iozgur | Köylerimiz (Sivas Köyleri) | 1367 | 26.05.2012 08:25 |
Çarşaflı partililer CHP rozetlerini iade etti | ErdalGüler | Dünya ve Türkiye'den Haberler | 31 | 24.05.2011 09:07 |
Sivas, bize Başkan'ımızın emaneti | H_Turan | Röportajlar | 0 | 27.05.2009 18:32 |
Sivas Bize Başkanımızın Emaneti | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 10 | 16.04.2009 16:23 |