03.10.2009, 01:35 | #81 |
Usta Yiğido
serhat_58 Şuan
Son Aktivite: 04.07.2016 14:48
Üyelik Tarihi: 12.12.2006
Yaş: 38
Mesajlar: 5.024
Tecrübe Puanı: 1158
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
sen herseye maydonoz olmasana
__________________
“Hesaba cekilmeden önce kendinizi hesaba cekin. Amelleriniz tartilmadan önce tartiniz.” (Hz.Ömer) |
03.10.2009, 01:55 | #82 |
Usta Yiğido
sandalli Şuan
Son Aktivite: 21.04.2016 19:58
Üyelik Tarihi: 20.02.2006
Mesajlar: 38.277
Tecrübe Puanı: 4524
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
Insanlari kücük görmeye kimsenin hakki yok, hele de hakaret etmeye asla. Rahat ol bacanah ve de sakin ol.
__________________
Yağmurlar Islanıyor
|
03.10.2009, 02:03 | #83 |
Usta Yiğido
serhat_58 Şuan
Son Aktivite: 04.07.2016 14:48
Üyelik Tarihi: 12.12.2006
Yaş: 38
Mesajlar: 5.024
Tecrübe Puanı: 1158
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
ben sakinim bacanah , kendi bilmezler artislik yapiyorlar burda
__________________
“Hesaba cekilmeden önce kendinizi hesaba cekin. Amelleriniz tartilmadan önce tartiniz.” (Hz.Ömer) |
03.10.2009, 02:09 | #84 | |
Usta Yiğido
Urumçi Şuan
Son Aktivite: 07.06.2011 16:22
Üyelik Tarihi: 31.08.2009
Mesajlar: 988
Tecrübe Puanı: 655
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
Alıntı:
Irkçılık dediğin şey bir ülke sınırları içerisinde sen Türksün, Sen Arapsın, Sen Kürtsün demektir, ayrıştırmaktır. Oysa Ülkücü görüş Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı Türk Kültürünü benimsemiş herkesi Türk olarak görür, bu birleştirici milliyetçiliktir. Bu birleştiriciliğin yanında Dinin önemini de savunurak zaten ırkçılığı reddeder. Ayrıştırmayı da reddeder aynı zamanda...
__________________
Türk Tarafından, Türk İçin, Türk'e Göre... |
|
03.10.2009, 13:08 | #85 |
Usta Yiğido
Dilsad Hatun Şuan
Son Aktivite: 29.10.2010 21:09
Üyelik Tarihi: 27.12.2008
Mesajlar: 4.441
Tecrübe Puanı: 1087
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
Adam gibi yorumunu yap soru soracaksan sorunu sor sana hiç kimse artislik yapmaz ! Herseye maydonoz olanda sensin farkinda degilsin herhalde birak herkez gorusu yazsin sen cennete koymicaksin bu insanlari !!!...
__________________
"ATAM IZINDEYIZ" 1453! |
03.10.2009, 13:34 | #86 |
Usta Yiğido
Dilsad Hatun Şuan
Son Aktivite: 29.10.2010 21:09
Üyelik Tarihi: 27.12.2008
Mesajlar: 4.441
Tecrübe Puanı: 1087
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
İNANDIĞIM SEVDAM; ÜLKÜCÜLÜK.
Bazı sözler vardır; düşüneni de, söyleyeni de, söyleneni de incitir! Ama bu sözler, doğru olduğu için de mutlaka söylenmelidir. Çünkü bu sözler, dost sözleridir ve acıdır. Bu sözler, zamanında söylenirse; "Dün neden söylemedin?!" diye gecikmişlikle; gününden önce söylenirse; "Şimdi zamanı mı?!" diye acelecilikle suçlanır!... Tekrarlıyorum: Bu sözler, mutlaka söylenmelidir. Seven; sevdiğini, sevdiklerini başkalarının incitmelerine izin vermemek için bu doğruları söylemek zorundadır. Bu yüzden yaklaşık iki yılda bir, söylemezsem beni, söylersem sevdiklerimi incitecek sözlerimi söylemek durumundayım! Körlerin, el yordamıyla tuttukları yeri tariflerinden fil tarifi çıkmaz! Fanatizmin körlüğü ile de memleketimizin mes'eleleri doğru tesbit edilemez, çare üretilemez veya çare üreteceklere destek verilemez!.... Müslüman kadınların örtünmesinin Allah emri olduğunu bilenlerdenim. " Ey inananlar! Allah'a itaat edin. Peygambere ve sizden olan ululemre de itaat edin. (Nisa-59-)" ayetindeki ilâhi buyrukla, ululemre itatatin de din gereği olduğunu bilirim. İnsanların, fiziki özelliklerini birbirleriyle yarıştırmasının mantığı vardır. Boyun uzunluğu-kısalığı, sıkletin ağırlığı-hafifliği, kol kuvvetinin azlığı-çokluğu, saç rengi, göz rengi birbiriyle mukâyese kabul eder. Sevgi ve nefretin mukâyesesi ise mümkün değildir. Sevgi ve nefret hissedenin kapasitesiyle düz orantılı seviyededir. Hele îmanın mukâyesesi asla mümkün değildir. Çünkü îman, kuluyla Allah(c.c.) arasındaki bir gerçektir. Sadece O bilir... Bu yüzden -hâşâ- ne kimsenin îmânını ölçmeye yeltenir, ne de îmânımızı kimsenin ölçmesine izin veririz. Çok kıymet verdiğim bir sitede; site yöneticileri, bendenizden ülkücülüğün tarifini istemişler!... Sorana kolay!... Bir yerlerden okunanla, birilerinin tarifi ile ülkücülük anlatmak ta kolay! Ama nasıl ki sevgi ve nefretin anlatılması ancak yaşanarak ve olaylar karşısındaki tavırlarla ortaya koyulursa; ülkücülük te olaylar karşısındaki ortaya koyulan tavırla belli olur diye düşünmekteyim. Yine de ülküdaşlarımın meraklarını ve sorularını emir telâkki ederek, dilimin gücü kadar anladığım, yaşamaya gayret ettiğim ülkücülüğü ifâdeye gayret edeyim: Ülkücülüğü, sevdâmızı anlat dediler, SEVDÂ ERLERİ !... Sevdâmızı anlat diye rica ettiler!... Çok kolay gibi gelen bu iş; iki gecedir patlattı beynimi, zonklattı şakaklarımı... Sevdâyı yaşamak kolaydı sevdalı için ama anlatması, ne mümkün?!... Sevdâmızı paylaştığımız Sevdâ Erleri istemişler bir kere, anlatmalıyız SEVDÂMIZ'ı... Zor ama, Sevdâmızı bize bahşeden Rabbimiz'e sığınarak başlayalım bir kere... Sevdâmızı, ülkücülüğü tarife; Sevda Erleri'nin başlarından, Sultan Alparslan'ı hatırlayıp hatırlatarak başlamak isterim. Vasiyeti üzerine; "Gökyüzüne kadar yükselen Alparslan'ın büyüklüğünü görmüş olanlar, gelsinler şimdi onu Merv'de bir avuç toprak altında görsünler." şeklindeki mezar taşıyla madalyalı bir Sultan, bir Sevdâ Eri'yle... 15.000 kişilik mütevâzi ama her biri bir Sevdâ Eri olan ordusuyla 200.000 kişilik Haçlı Ordusunu târ u mâr edip Rum İmparatoru Romen Diyogen'i esir alan kahraman kumandanla... Muzafferce dönüşünü kutlamaya hazırlanan milletine; "Karşılamayın!.. Yanımda yenilmiş bir hükümdâr vardır, onu rahatsız etmek istemem!..." haberiyle tarihe şerh düşecek kadar güçlü bir mühürdârla... Mezar taşına târif olarak yazılan "Gökyüzüne kadar yükselen...." sıfatını, niye ve nasıl kazandığını, anlatmaktan zevk aldığımız bir Sevdâ Eri'yle... Sağlığında dünyaya sığmayan, gökyüzüne yükselen; ölümünden sonra bir avuç toprağın altına sığan ama bu kere de tarihe sığmayan bir tariftir Sevdâmız... Diriliğinde iri, bitiş diye tariflenen ölümünde büyümesiyle tariflidir... Öldükçe çoğalan, çoğaldıkça ölen erlerin sevdâsıdır Sevdâmız... Bu Sevda; hiçkimsenin sahiplenemeyeceği kadar özel, bu sevda, kendini Türk hisseden her yürekle paylaşılacak kadar da büyük... Bu büyük Sevdâ'nın sevdâlıları da büyüktür... Bu SEVDA ERLERİ'nden yoldaşları, râzıdır. Şühedâ râzıdır bu ERLER'den. Ulemâ râzıdır, ümerâ râzıdır. Bu ERLER'den evliyâ râzıdır, Alperenler râzıdır. Bu ERLER'den Peygamber(s.a.v.) "Aguşunu" açıp bekleyecek kadar râzı, bu ERLER'den Allah(c.c.) râzıdır... Çünkü Nizâm-ı âlemdir bu Erlerin sevdâsı. Bu Erlerin Sevdâsı İlâyı Kelimetullâh'tır... "Nerde bir Türk varsa ora bizimdir." diyebilecek kadar alıcı, "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." emrini uygulayacak kadar vericidir bu Sevdâ Erleri... "Hiç kimse kimsesiz değil herkesin var bir kimsesi Hiç kimsesiz kaldım medet Kimsesizler Kimsesi.." diye kendini tarifleyerek Fâtih olan ve 600 yıldır Fâtih kalabilen erlerdir... Dünya malı tarifli zenginliğe, tenezzül etmeyecek kadar tok gözlü, şehâdetinde cebinden 35 kuruş çıkan İmamoğlu kadar zengindir bu Sevdâ Erleri... Bu Sevda Erleri'nden küsülmez ve küstürmek te mümkün değildir bu Sevda Erleri'ni!... Açılışı Sultan Alparslan'la yapılan ve yaklaşık bin yıl sonra - haçlı dünyaya inat- açık ve diri tutmaya çalışan Başbuğ Alparslan'la devam eden bu sevdâ; Bayrağı indirmemecesine, Ezan'ı dindirmemecesine sürmeli, sürer... Bir kara sevdâdır bizim SEVDÂMIZ. Çekildikçe aklanır ve karatoprakla paklanır... Elbette her yürek tutulamaz ve elbette Sevdâ Eri'nden başkasının yüreği, dayanamaz bu Sevda'ya!... Bu Sevda, kutludur. Millet adına umutludur bu Sevdâ... Bu Sevdâ Erleri'nde rehber Kur'an, hedef Tûran'dır... En büyük ödülü Şehâdet, madalyası gâzilik'tir bu Sevdâ'nın. Bu yüzden yürek gerektirir. Bu Sevdâ özeldir. Bu Sevdânın Erleri, özeldir. Özel sevdânın özel erleri ile yaşatılan bu Sevdâ, özelliği kadar güzeldir... Bu Sevdanın Erleri, Sultan Alparslan'la esir aldığı imparatoru incitmemek için kutlama yaptırmayacak kadar nâzik; Muhteşem Türk Başbuğ Atatürk'le yendiği ve kovduğu işgalci milletlerin bayrağını yerden kaldırtacak kadar incedir. Bu nezâketleri, bu incelikleri ile kazandıkları Allah'ın Rızâsıyla; 15.000 kişiyle 200.000 kişilik orduyu, yokluklar içinde yedi Düveli dize getirecek kadar da güçlüdür bu SEVDÂ ERLERİ... Bu sevdânın mensupları erdir erkektir... Erendir, Alperendir bu Sevdânın Erleri. Ölenlerinin şehit, kalanlarının Gâzîlik'le madalyalandığı; Türk'e göre, Türk için, Türk'e özel sevdâdır SEVDÂMIZ, ÜLKÜCÜLÜK... Bu Sevdâ, anlatılmaz erenler!... Anlatılamaz!... Bu sevdâ, Allah nasip etmişse yaşanır sadece... Bu Sevdânın Erleri'ni tanıyanlar şanslıdır, tanımayanlar bahtsız!... Savaşlarıyla özelleşir, öğütleriyle güzelleşirler bu ERLER... Bu erler, Sevdâmızın Erleri'dirler... Sevdâmız'a sevdâ tarifini yakıştıran sıfatlardır bu Erler!... Destanlar, bu sevdâ erleri için; bu sevdâ erleri destanlaşmak içindir... Her devirde destandır sevdâmız; her devirde destan devleridir Sevdâmızın Erleri... Zorlandım erenler!... Ülkücülüğü, Sevdâmızı anlatmaya niyetlendim, zorlandım!... Bir Sevdâ Süvârisi olarak Sevdâ Erleri'nden arlandım!... Bu Sevdâ Erleri'den uzak kalmaktansa bütün dünya ikbâllerinden uzaklaşmayı tercih ederim... Allah(c.c.) Sevdâmızı korusun. Sevdâ Erleri'nin sevdâsını artırsın. Dünya durdukça Türk dursun, Tanrı Türk'ü Korusun... "TÜRK'ÜM.BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR" TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH Selam, sevgi, dua...
__________________
"ATAM IZINDEYIZ" 1453! |
03.10.2009, 19:41 | #87 | |
Usta Yiğido
Siyahnur Şuan
Son Aktivite: 15.09.2013 01:22
Üyelik Tarihi: 09.09.2008
Mesajlar: 1.846
Tecrübe Puanı: 779
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
Alıntı:
Tanri Türkü korumasin, Kürte kıyak yapmasın, Cerkeze ayrı kabiliyetler katmasın. Ne istenecekse "ümmet" icin, Müslümanlar icin insanlik icin istensin, istensin ki kardesligimiz pekissin. Zaten sonrasında bu vatan da, bu vatanda yasayanlarda fazlasiyla ihya olacaktir. Görebilene, anlayabilene... "Türküm bu ad her ünvandan üstündür " Bu irkcilik degilde nedir ?? Cley ve goramaz in ekledikleri Hadis-i serif i okumadin mi ? Neresinden bakarsan bak bana göre bu isin olur yani yok... Ps:Ocaklarda neler ögretiliyor bilmiyorum ama oralara giden Almanyada yasayan türk gencleri kavga,bilardo salonu, icki, kabadayilik, racon, mafya ve dahası benzer akla ne gelirse hepsinin merkez noktasında bu gencler var. Güya Milliyetciler, ama milletimizi onlardan baska rezil eden yok.
__________________
-Bedeli ne olursa olsun müslümanca yasamanin haysiyetine talibiz.- Ismet Özel |
|
03.10.2009, 19:52 | #88 |
Usta Yiğido
Dilsad Hatun Şuan
Son Aktivite: 29.10.2010 21:09
Üyelik Tarihi: 27.12.2008
Mesajlar: 4.441
Tecrübe Puanı: 1087
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
Bir tek sen eksiktin grup tamamlasti ...
Üstün olabilir ama irkcilik yapmayi gerektirmez bunuda sen anliyamadin herhalde ... Herkez kendi irkini sever ve yüceltmeye calisir heryerde en iyisini olmasini ister bu kadar israrla anlamamakta direnmeyin artik cok basitlestiyorsunuz . Senin o bahsettigin genclerden burdada var merak etme , kuran kursuna geldiler sunu soyle anlatim Milli gorus kuran kursu ve Türkes kuran kursun vardi , jandarmalar kontrol ettiklerinde kimde uyusturucu buldu biliyormusun ? Milli gorus kuran kursunda hani irkci olmayan butun arap kardeslerine yardim edenler , sizler gibi ! Yani bosuna iki uç pisligin yaptigini buraya getirip ülkücüleri karalamaya calisma senin verecegin orneklerden bende iki kati var ! Hadi Selametle ...
__________________
"ATAM IZINDEYIZ" 1453! |
03.10.2009, 19:55 | #89 |
Usta Yiğido
Dilsad Hatun Şuan
Son Aktivite: 29.10.2010 21:09
Üyelik Tarihi: 27.12.2008
Mesajlar: 4.441
Tecrübe Puanı: 1087
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
İradenin hürlüğü meselesi, bütün fikir tarihi boyunca tartışılıp durmuştur. Kimileri insanın iradesinin "hür olduğunu" savunurken, kimileri de bunun imkânsızlığından söz etmiştir.
Konu, "ferdî irade" açısından ne kadar zorluk arzediyorsa, "içtimaî irade" bakımından da aynıdır. Yani, "halkın iradesi" veya "millî irade" dediğimiz şey de "hür" müdür, yoksa bu iradeyi de kontrol eden müessirler var mıdır? Hemen belirtelim ki, "ferdî iradeyi" biçimlendiren ve yönlendiren ne kadar âmil (müessir) varsa, "içtimaî iradeyi" de aynı şekilde kontrol eden o kadar sebep vardır. Yani, her içtimaî kıpırdanışın ve tavrın arkasında, çok karmaşık bir sebepler yumağı bulunur. İçtimaî olay ve oluşları bir tek âmile bağlayarak açıklamak mümkün değildir. Bizim devlet adamlarımız, aydınlarımız ve politikacılarımız, çok iyi bilmelidirler ki, Türk Milleti, bir olay karşısında, ortaya bir tavır koyuyorsa, bunu meydana getiren ve ihmâl edilmesi mümkün olmayan pek çok âmil vardır. Namuslu ve ciddî bir devlet ve siyaset adamı, vicdanlı bir aydın, milletin aldığı "ortak tavır" karşısında, gerçekten de hassas davranmak ve meseleye dikkatle eğilmek zorundadır. Asla unutmamak gerekir ki, millet, şu veya bu olay karşısında ortaya bir tavır koymuşsa, onu, buna zorlayan pek çok âmil var demektir. Bir defa, her millet, asla tarihinden ve tarihî tecrübesinden kurtulamaz. Olayları, mutlaka, bir tarih süzgecinden geçirir. Millî hafıza, zannettiğimizden daha fazla dayanıklıdır. Her ne kadar, "hâfıza-i beşer nisyan ile malûldür" deniyorsa da, zamanı gelince, unutulmuş sanılan şeyler, "kollektif gayri şuurdan" şuur sahasına bir bir çıkıverir. Tarihen sabittir ki, gerçekleri, bir milletten uzun zaman saklamak mümkün değildir. Er-geç, her şey gün yüzüne çıkar, herkes ve her şey hak ettiği yeri bulur. Yani "millî vicdan" uzun zaman aldatılamaz. Diğer taraftan, her millet, içtimaî olayları ve gelişmeleri, sahip olduğu "millî ve manevî kriterlerin ışığında değerlendirir" ve hükmünü verir. Her millet gibi, Türk Milleti de uzun bir tarihî geçmişe ve bu tarih zemininde dinî, ahlâkî ve hukukî değerlere sahip olmuştur. O, bütün olayları ve gelişmeleri, yoğurduğu bu kültür ve medeniyet değerleri içinde ele alır ve değerlendirir. Topyekûn bir milleti aldatmak ve ona ters düşen "değer yargıları" içinde uyutmak, uzun zaman mümkün değildir. Er-geç, millet, olayları, gelişmeleri ve müesseseleri, kendi açısından değerlendirip herkesin hakkını verir. Bazı çevreler, ellerine hoparlörleri geçirerek, basın ve yayın organlarını yönlendirerek, eğitim ve öğretim müesseselerini kontrollerine alarak, kısacası "beyin yıkayarak" netice alacaklarını sanıyorlar. Oysa zaman göstermiştir ki, bütün bu gayretler, millî vicdana ve iradeye ters düştükçe, müsbet bir netice alınamaz. Ahmed ARVASİ
__________________
"ATAM IZINDEYIZ" 1453! |
03.10.2009, 19:59 | #90 |
Usta Yiğido
qio Şuan
Son Aktivite: 02.04.2012 23:41
Üyelik Tarihi: 02.05.2009
Yaş: 40
Mesajlar: 4.029
Tecrübe Puanı: 971
|
Cevap: Ülkücülerin hayatı bambaşkadır ***
Ülkü Ocaklarında yetişen bir sosyalist insan olarak benimde bu konu hakkında ufak birikim ve fikirlerim var.
Öncelikle asılsız iddalarda bulunduğunuz gibi yerler değildir ülkü ocakları , bize önce ahlaklı olmayı öğrettiler. Ocaklardaki abi , reis konumlu insanlar hep bunun üzerinden bize yol gösterdi. Kuran-ı Kerim hakkında donanımlı bilgileri ülkü ocakları sayesinde öğrendim , İslamın şartlarını yaşamasındada çok büyük yol gösterici oldu. Ocakta Diyarbakırlı , Ağrılı kürt arkadaşlarımızda vardı bize kardeşliği öğrettiler. Türkiye'deki Milliyetçilik , Ulusalcılıkla , Avrupadaki Irkçılığı birbirine karıştırmak büyük gaflet ve cahilliktir.
__________________
"Merkez-i Hâke Atsalar da bizi ; Kürre-i Arz'ı patlatır çıkarız !" |
Konuyu Toplam 8 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 8 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Hayatı Belgesel Oluyor | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 0 | 07.09.2009 03:32 |
Kabir hayatı ve Kabir Hakkında Bilmediklerimiz | dertli58 | Dini Bilgiler | 5 | 01.07.2009 01:12 |
Allah’ın hangi adı hayatı nasıl etkiliyor | EyüphanAydın | İslami Soru - Cevap | 5 | 13.02.2009 12:37 |
Rüzgar Hayatı Olumsuz Etkiledi | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 8 | 25.11.2008 15:33 |