BÜYÜK ASKER VE DEVLET ADAMI İSMET İNÖNÜ

[Sabiha Serin]

BÜYÜK ASKER VE DEVLET ADAMI İSMET İNÖNÜ


Ülkemizin kurtuluşunda unutulmaz emeği olan, Türkiye’ye demokrasiyi getiren, Kurtuluş Savaşının Atatürk’ün yanında zaferle sonuçlanmasını, Lozan Antlaşmasının gerçekleştirilmesini sağlayan, İnönü Savaşlarının muzaffer komutanı , İkinci Cumhurbaşkanımız Büyük Asker ve Devlet Adamı İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 38.yıldönümünde şükran ve minnetle anıyorum. Nur içinde yatsın,mekanı cennet olsun.

1884 yılında İzmir`de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Sivas`ta tamamladı. Bir yıl Sivas`ta Mülkiye İdadisi`nde okuduktan sonra, 1897 yılında İstanbul`daki Mühendishane İdadisi`ne gitti. 1901`de Mühendishane-i Berri-i Hümayun`a topçu okulu giren İsmet İnönü, bu okulu 1903`te topçu teğmeni olarak bitirdi. 1906`da Erkân-ı Harbiye Mektebi`ni birincilikle bitirerek kurmay yüzbaşı rütbesiyle Edirne`deki 2. Ordu`nun 8. Alay`ında bölük komutanlığına atandı.

1908`de kolağası oldu ve 31 Mart Olayı 13 Nisan 1909 olarak bilinen ayaklanmayı Selanik`ten gelerek bastıran Hareket Ordusu`nda görev aldı.

1910-1913 yılları arasında Yemen İsyanı`nın bastırılması harekâtına katıldı. Bu ve bundan önceki görevlerinde hudut problemleri ve asilerle yapılan anlaşmalarda başarılı hizmetleri ve meslekî özellikleriyle dikkati çekti. Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi`nde Kolordu Komutanı olarak Atatürk`le birlikte çalıştı ve yıllardır süren dostlukları ile devletin geleceği hakkında ortak fikirleri gelişti. Suriye Cephesi`nde savaştı; Millî Mücadele sırasında Atatürk`ün en yakın silâh arkadaşı olarak çalıştı.

23 Nisan 1920`de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi`ne Edirne milletvekili olarak katılan İsmet Bey, 3 Mayıs`ta İcra Vekilleri Heyeti`nde Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekili oldu.

Albay İsmet Bey, mebusluk ve bakanlık da uhdesinde kalarak Garp Cephesi Komutanlığı görevine getirildi. Kuruluş aşamasındaki düzenli ordu ile Çerkez Ethem ayaklanmasının ve iç isyanların bastırılmasında etkin rol oynadı. Ocak ve Nisan 1921`de I. ve II. İnönü savaşlarında Yunan ilerlemesini durdurdu.

İnönü zaferleri, Ulusal Ordu`ya güven duyulmasını sağladı, Ulusal Kurtuluş Hareketini yürütenlere moral ve güç verdi.

Birinci İnönü Savaşı sonunda Tuğgeneral rütbesine yükseldi.

Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz`dan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Ateşkes toplantısında Büyük Millet Meclisi`ni temsil etti. Lozan Barış Konferansı`na Dışişleri Bakanı ve Türk heyeti başkanı olarak katıldı.

Görüşmeler sırasında Ulusumuzun çıkarlarını titizlikle savunan ve koruyan İsmet İnönü, 24 Temmuz 1923`te Türkiye Cumhuriyeti`nin bağımsızlığının ve egemenliğinin tanınmasını sağlayan Lozan Antlaşması`nı imzaladı.

Cumhuriyetin ilânından sonra 1923 -1924 yıllarında ilk hükümette Başbakan olarak görev aldı, aynı zamanda Halk Fırkası Genel Başkan Vekilliği`ni üstlendi. 1934`te Soyadı Yasası çıktığında Atatürk`ün verdiği İnönü soyadını alan İsmet Paşa, Başbakanlık görevini 1924 -1937 yılları arasında da sürdürdü.

İnönü, Atatürk devrimlerinin gerçekleştirilmesinde ve Türkiye Cumhuriyeti`nin sağlam temeller üzerine oturtulmasında Atatürk`ün en yakın çalışma arkadaşıydı.

Atatürk`ün ölümünden sonra 1938 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye`nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Cumhurbaşkanlığı`nın yanı sıra CHP Genel Başkanlığı`na da getirildi. CHP`nin 26 Aralık 1938`de toplanan I. Olağanüstü Kurultay`ında partinin değişmez genel başkanı seçildi. Ayrıca kendisine "Milli Şef" sıfatı verildi.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye`yi savaş felâketinin dışında tutmayı başardı. Savaştan sonra çok partili siyasî rejime geçilmesinde en büyük destek oldu.

1950 genel seçimlerinden sonra CHP iktidarı Demokrat Parti`ye bırakırken, İsmet İnönü de Cumhurbaşkanlığı`ndan ayrıldı ve 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı olarak siyasî yaşamını sürdürdü. 27 Mayıs harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlığa atandı.

1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasî yaşamını sürdürdü. 1972`de Parti Genel Başkanlığı ve Milletvekilliğinden istifa ederek, 25 Aralık 1973`de aramızdan ayrılana kadar Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu tabiî üyeliği görevinde bulundu.

1916 yılında Mevhibe Hanım`la evlenen İsmet İnönü üç çocuk babasıydı.


SABİHA SERİN

[Alibaba58]

Ölümünün 38. yılında milli şefimiz İsmet İnönü'yü saygı ve sevgiyle anıyoruz. Bu arada mecliste Abdülmecit'in doğum gününü kutlayanlar İsmet Paşa için de benzer bir anma töreni yaparlar mı?

[Siyahnur]

Ismet Inönü´yü anarken :istiklal mahkemeleri , ekmek karnesi,varlik vergisi, köy endüstrileri, Kuran kurslarina yapilan baskinlar, idam sehpalari, Minarelerde bi garip ses´i , es gecmek objektif bir bakis acisi olamaz herhalde.

[NECMEDDİN ÖZBEK]

kayseride inönü kürsüde iken bir çocuk şöyle bağırır "sen bize ekmeği karneyle yedirdin bizi aç bıraktın" oysa bu sözü söyleyen çocuk ekmeğin karneyle alındığı günlerde dünyada bile yok belliki bu günkü provakatörler gibi o çocuğu birileri yönlendiriyor çocuğu susturmak için giden güvenlik görevlilerini bir el işareti ile durduran inönü" bak oğlum der sizleri aç bıraktım bu doğru ama babasız bırakmadım"ben şahsen babasız kalmaktansa aç kalmayı yeğlerim başkaları beni ilgilendirmez.

[Siyahnur]

Evlatlarini doyuramamis , evine ekmek götürememis bir babanin sancisini biraktim size.. diye devam etmis midir acaba konusmasina..

[NECMEDDİN ÖZBEK]

demesine gerek varmı bilmem çünkü karneylede olsa herkes az yada çok evine ekmek götürmüştür sanırım ama en azından toplumsal değerlerimiz düşman çizmeleri altında kirlenmemiştir. vergi konusuna gelince adı üstünde varlık vergisi varlıklıdan alınan bir vergi bu gün askari ücretliden hatta hiç geliri olmayandan bile 299 adet ceşitli adlar altında alınan vergiden haberiniz varmı bilmem hemde hiç bir ayırım yapılmadan aylık geliri milyarlarla telafuz edilenlerle ve parmaklarında milyonlarca dolarlık yüzük taşıyanlarla aynı kefeye konularak

[ÖnceVatan_58]

Necmeddin Abi, dönüp dolanıp işi yine dine bağlarlar. Bu ülkede kimse din düşmanlığı yapmamıştır, yapamazda, sahte çıkarcı dindarlara karşı mücadele yapılmıştır. Dinden nemalananlar da ülkemizde din düşmanlığı yapılıyor diye yaygara yaparak amaçları taraf bulmaktır. Dine neden düşmanlık yapılsınki? Dine neden elden gitsinki din nedir din nere gidecek kim alacak? O zamanlar kaçak kuran kurslarına baskın yapılıyormuş şimdide yapılıyor. Hatta çok yakın bir geçmişte Malatya'da yabancı bir firma için iş yapsın diye arazisi içinde kalıyor diye 30 yıllık camiyi yıktırdklarını hepimiz haberlerde izledik.
Bırakın Allah aşkına bu ülke için canını malını feda etmiş cepheden cepheye koşmuş ülkeyi yabancı boyundurugundan kurtarıp Türkiye Cumhuriyetini kurmuş devlet büyüklerine hakaret ve saygısızlık etmeyi. Bırakın rahat yatsın kemiklerini sızlatmayın bari.

[NECMEDDİN ÖZBEK]

sevgili kardeşim önce vatan-58 bizim kimseye bir şey dediğimiz falan yok bu ülkeye büyük hizmetleri dokunmuş bir devlet adamının ahirete intikali ile ilgili düşüncelerimizi yazmaktan başka ben rahmetli erbakan içinde sitede en güzel şeyleri yazan biriyim geçmişiyle ilgili hiç bir şeyi gündeme getirmeden açsın okusunlar bir dala basıp bin dal ırgalayanlarada gereken yanıtı vermezsem kendimle çelişkiye düşerim bunuda asla kendime yakıştıramam bu böyle biline .

[Kibrisli]

Siyahnur Nickli Üyeden Al?nt?

Ismet Inönü´yü anarken :istiklal mahkemeleri , ekmek karnesi,varlik vergisi, köy endüstrileri, Kuran kurslarina yapilan baskinlar, idam sehpalari, Minarelerde bi garip ses´i , es gecmek objektif bir bakis acisi olamaz herhalde.

1- İstiklal Mahkemeleri Atatürk tarafından kurdurulmuştur. İstiklal Mahkemelerinin kurulması doğrudur, yaptığı yanlışlarda olmuştur ama genel olarak doğru işler yapmıştır. Kurulma nedenlerini de irdelemek gerek. Yoktan varolmamıştır ya İstiklal Mahkemeleri.

2- Ekmek Karnesi hangi yıllarda kullanılmıştır. 1929 olabilir mi örneğin hani dünya ekonomik bunalımı ile insanların açlıktan öldüğü dönem mi mesela? Bence karneyle ekmek alınmasını eleştirmek yerine insanların açlıktan ölmemesinden dolayı kutlanmalıdır. 2. bir karneli ekmek dönemi de 1940'lı yıllar hani şu 2. dünya savaşının olduğu dönem, hakkaten ya sen nasıl olur da dünya savaştan kasıp kavrulurken insanlarını bolluk içinde yaşatamazsın. Allah belanı versin senin be İsmet Paşa, senin için yaptıklarımız haram olsun. Mesela Batı Cephesinde yaptıklarımız haram olsun sana....

3- Varlık vergisi de pek ilginç. Çok haklısınız Şükrü Saraçoğlu'nun başbakanlığında çıkarttığı bir kanunda tabii ki suçlu İsmet Paşa'dır.

4-Köy enstitülerine gelelim. Ben de kızarım İsmet Paşa'ya. Kapatması büyük yanlıştı.

5-Kaçak Kuran kurslarına şimdi de baskın yapılıyor. Gayet doğal. Ama en azından Kuran kursları durduğu yerde yıkılmıyor, gençler can vermiyordu o zamanlar.

6-İdam sehbaları herhalde yine İstiklal Mahkemesidir.

7-Minarelerdeki garip ses senin konuştuğun dildir. Kendi dilinden bu kadar iğrenen bir halkı da ben görmedim dünyada.

8'de benden. İnsanda vicdan olacak. Nesnel bakacak dediğiniz gibi. Bir de cidden araştıracak. Uğur Mumcu'nun bir sözü vardır, Bilgi sahibi olmadan Fikir sahibi olmak ile ilgili. Lütfen gelen ilk ayeti unutmayın ama tek taraflı da okumayın. Size verilenle yetinmeyin. Ben şahsım adıma öyle yapıyorum. Evime gelen dostlarım var bu sitede, kendileri de gördü kütüphanemi, tek tip değildir kitaplarım. Benden nacizane önerimdir.

Saygılar.

Bu arada büyük komutan ve devlet adamı,Kurtuluş Savaşındaki büyük askeri dehasının yanında, Türkiye'yi 2. dünya savaşı dışında tutmakla bile büyük bir saygıyı hak eden İsmet İnönü'yü sevgiyle anarım.

EK: Sivaslılar sitesinde olduğumuzu da unutmayalım. Sivas'a yaptıkları da cabası. Sivas O'nun başbakanlığı döneminde en parlak günlerini yaşamıştır.

[Siyahnur]

1.Fakat damgasini vuran Inönü´dür ,baslangicta Kurtulus savasinda düsmanla isbirligi yaptigi öne sürülenlere karsi askeri amacla kurulmus , daha sonra "Inkilap"lara karsi cikan halk´a, muhaliflere ölüm sacmak icin kullanilmis. Sadece bi örnek Sivas da sapka devrimi aleyhine duvarlara yazi yazildigi icin Sivas´a kadar giden seyyar mahkeme bütün muhtarlarin tutuklanmasina karar verip, yargilama sonunda hepsi serbest birakilmislar ancak ibreti alem olsun diye biri kactigi icin ikincisi idam edilmis ! Daha nice örnekler var bunlar nesir de edldi...


2.O zamanlarda dünya ekonomisiyle o denli entegre oldugumuzu iddia edemezsiniz herhalde.
Bugün Türkiye ekonomisi ne kadar iyi olursa olsun ihracat yapilan ülkelerde sıkinti varsa üretim azalir,gayet normal.
Ama o dönemlerde böyle bir durum da yoktu ama insanların ekmeklerini karneyle almasini anlayisla karsilayabiliyorsunuz...
Bu mantiga göre küresel bir kriz de saglikli ekonomi politikasi ve planlama yapmayi basaramayip ülkeyi batiranlar da böyle bi savunma yapabilir ozaman.
Dünyada kriz var, hükümet ne yapsin denebilir?

3.Varlik vergisinin konulmasinda İnönü’nün sanki hicbir dahli yokmus gibi söz ediyorsunuz.´
İnönü’nün cumhurbaskanligi döneminde yürütmenin de fiilen basinda oldugunu bilmeyen yoktur.

4.Köy endüstrileri;eger iyi niyetle düsünülüp yürütülse idi, bende kizardim kapatilmasina.
Halkin inancina, tarihine ve örfüne aykiri yapilanma yerine bu degerleri zenginlestiren köylerin yaralarina care olaacak köy ögretmeni cok iyi olabilirdi.Okul ile camii yi savastirmak yerine uyum olusturulabilirdi .
Yayinlanan Köy enstitüleri dergilerinde nasil bi yanda tarim bilgileri varsa bir baska yanda cinsel serbestlik fikirlerinin, din ve aile kavramlarina yönelik tecavüzlerin yazar cizerler tarafindan sürdürüldügünü örneklerle okumustuk.

5.Kuran kurslari hakkinda da yaniliyorsunuz, kanunsuz olarak sifahen yasaklanan bir dönemden bahsediyoruz.
Yavuz Bülent Bakiler bir yazisinda anisini paylasmisdi " Sivas'ta meydana tüm Kura'n-ı Kerimleri İsmet İnönü toplatıp ateşe verdirdi. Babam bana “oğlum seninin yaşın küçük git kimseye göstermeden bir tanesini çeketinin altına al, sakla eve götür." dedi. Hâlâ o yanık Kur'an'ı evimizde saklıyorum hatıra ve ibret olarak."
O yillari yasayan insanlar size daha fazlasini da anlatabilirler.
Dedelerimiz yasamislar ve bize de anlattilar.

Son olarak Türkce ezan yorumuz da saka yapiyorsunuz sanirim!?
Cogunlugun ezani orijinalinden 14 asir önce ilk defa Bilal-i Habesi’nin okudugu gibi arapca dinlemeyi istemesi, kendi dilinden igrenmek anlamini cikartabilmek ?
Hayret verdiniz...

Inönü savunmak isterseniz savunun. Ama bunu yaparken bazi gercekleri de saptirmaya tevessül etmeyin yeter.


Uzattik , öneriniz icin de tesekkürler,bilmukabele.
Selâmlar.