|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Köşe Yazıları Köşe Yazarlarının Yazıları |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
21.11.2008, 15:59 | #1 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 14:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 76
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 618
|
Dört Mevsimlik Zamandır Hayat...
Doğumdan ölümehayat uzun ve yorucu bir yol.
Serin bir Mart sabahı uyku mahmurluğunda iken belki daha cılız ışıkları güneşin baharın kokusunu katıp önüne aheste gelip geçen bir yük katarı misali öyle nazlı öyle sevilesi esintilerle tebessümler saçan bir mahzun meltemin yüzleri saçları ya da ruhları bir anne bir sevgili sevecenliğinde okşadığı zaman dilimlerinde sevinçle ümitle heyecanla hayata merhaba diyen bir gül tomurcuğu güzelliğinde başlıyor yolculuğumuz ağlamalarımızla bu zahmetli kader yolunda. Zaman geçiyor yaz mevsimine uzanıyor bu meşakkatli yürüyüşümüz ısınıyor yüreğimiz büyüyoruz ağır aksak yaşamaya devam ediyoruz. Bu devrede yakamozlar giriyor hayatımıza gönlümüzde değişik deli dolu rüzgarlar esiyor renklerimiz değişiyor şarkılarımız değişiyor duygularımız değişiyor. Sevgi dediğimiz sihirli kelime ile kesişiyor yolumuz deli akar oluyor kanımız damarlarımızda anlamı olmayan çok şey anlam kazanıyor. Sonra hazan çalıyor kapımızı usul usul hüzün sağanakları yağar oluyor vuslatını yaşayan kadersiz zavallı ilk aşk hikayemizin son ve çaresiz çırpınışlar üzerine. Sonbahardaki tükeniş oyununun baş aktörleridir ya kuruyan yapraklar işte onların yorgun ağaç dallarında vedalaşma törenlerinin en dramatiğini sergileyip mahzun bakışlarımıza bir ufak ve çapkın esintinin cazibesine kapılıp sallana silkene belki bir Ekim kuşluğunun mevsimin tablosunu tamamlayan hafif çisesinin ıslattığı kaldırım taşları üzerine uzanıvermesi ardından da dalgın yürüyüşlerini yaşayan ayakların altında çatırtılarla sevdalı bir yüreği korumak görevini üslenen bir vefakar göğüs kafesi fedakarlığı ile ezilmesi nihayetinde de ya bir çöpçünün süpürgesi eşliğinde ya da yağmur sularının sakin akışlarıyla sürüklenip karanlık mazgal deliklerinde kaybolması gibi sevgilerimizin aşklarımızın ümitlerimizin hayallerimizin tükenişini yaşarız. Ve kış çalar kapımızı. Karanlık uzun ve yalnız gecelerin devranıdır şimdi. Üşümeler ağlamalar çaresizlikler. Özlemler bir de. İşte o anlarda hatıraların sevimliliğine hayal kurmanın dayanılmaz hazzına yaşanılamamışlığın yaşanılır kılınması senaryosuna aklımızda kurgulanmasına velhasıl bir mümkünsüzün mümküne çevrilmesine mutluluk dediğimiz sihirli olgunun ruhumuzda esir edilişinin hazzına sığınıyoruz. Geçmişi yeni den düzenliyor geleceği yeniden yazıyoruz. Şiir şiir. Şarkı şarkı. Tüm yaralara derman olduğu rivayet edilen ümit dediğimiz iksiri içtiğimizde tabi ki. Hayat belki de öyle çok uzun bir yol değil? Belki de dört mevsim zamanı kadar kısa aslında değil mi? alıntı
__________________
Yolumuz Sancaktar Kafkas Kartalı Şeyh Şamil’in yolu. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Şuanda Ne Dinliyosunuz...? | PusatBjk58 | Forum oyunları | 17875 | 16.06.2014 20:28 |
Hayat Ağacı Dergisi | BOUN | Sivas Valiliği | 15 | 16.10.2010 22:18 |
şarkı sözleri | kronik | Şiirler | 321 | 26.08.2010 06:48 |
GÜRÜN İLÇESİ’NDE OYNANAN ÇOCUK OYUNLARI | gul-i_ahmer | Gürün | 5 | 21.11.2008 21:57 |
KUR'AN'IN DÖRT TEMEL TERİMİ / MEVDUDİ | seva | Kuran-ı Kerim | 5 | 30.04.2008 09:41 |