Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Köşe Yazıları
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Köşe Yazıları Köşe Yazarlarının Yazıları



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 15.06.2007, 16:56   #1
Sabiha Serin
Usta Yiğido
 
Sabiha Serin - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sabiha Serin Şuan Sabiha Serin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.05.2014 18:16

Üyelik Tarihi: 06.09.2006
Yaş: 69
Mesajlar: 1.396
Tecrübe Puanı: 794 Sabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekannt
Standart ÖZLENEN DOSTLUKLAR

ÖZLENEN DOSTLUKLAR


Henüz daha yedi yaşında güzelim Sivas'ımın bir bayram sabahında, alaca karanlıkta annemin bana giydirdiği basma elbisem ve ayağımdaki tahta takunyalar nasılda güzeldi..Sarı saçlarıma taktığı kırmızı tokalar ile sankisaatlerce uyku uyumuşum gibi bayram coşkusundan uykuyu unutup , nasıl da rahmetlik babamın bayram namazından gelmesini beklerdim.Daha sonra kahvaltı, bayramlaşmalar, el öpmeler, bayram harçlığımla mahalle bakkalına koşup aldığım sakız ve gazozlar nasılda güzeldi.Evimize gelen misafirler o kadar çok olurdu ki, bayramgezmesine fırsat bulamazdık.Ama gece geç vakitte olsa ne yapar yapar çat kapı gezmeye giderdik.
Eskiden gidilecek eve telefonla gelebilirmiyim diye izin almak yoktu nasılda güzeldi, insan iletişimi doğaldı ve samimi idi.Şimdi ise nerdee....

Aradan yıllar geçti şimdi ben çocukluğumu ve eski dostlukları özlüyorum.Neden mi ?

Ne yazıkki artık insanlar birbirine dostmuş gibi davranıyorlar ama değiller.Her yerde
her ortamda sahte sevgiler,sahte tebessümler, sahte samimiyetler herşey ama herşey sahte,sahte.
Herkeste ve her yerde çıkar dostlukları var.Buda benim içimi, çok acıtıyor çok.

Gerçek dostlukları yakalamak çok zor değil. Yeterki yüreğimizde sevgi tohumlarından bir kaç
tanecik olsun.Yeterki çevremizdeki canlı ve cansız varlıklara sevgi ile bakalım.Herzaman
içimizde bahar sevinci olsun, etrafa hazan dolu gözlerle bakmayalım. Mümkün olduğu kadar
çevremize pozitif enerji vermeye çalışıp,herşeye pozitif yaklaşalım.Aksi halde dünyaya ve çevreye
negatif gözle bakar, herşeye negatif yaklaşırsak işte o zaman yalnız kaldınız demektir.O zaman
hiç dostum yok demeyiniz , ne ekerseniz onu biçersiniz.

Gerçek dostluğu yakalamak tamamen kendi elimizde.Yüreğimizde herzaman pembe güllerin açmasını
istiyorsak dostumuzu düşmanımızı iyi kavramalıyız.Dost dediğimiz insana acaba güven veriyor muyuz?
Dost dediğimiz insanın iyi ve kötü günlerinde yanında oluyor muyuz?Acısını ve sevincini yürekten
paylaşabiliyor muyuz? Yoksa onun yanında paylaşıyor gibi yapıp arkamızı döndüğümüzde unutuyor muyuz?
Dostumuzun bize ihtiyacı olduğu her zaman onun yanında oluyor muyuz? yada bu duygu ve güveni ona
verebildik mi? Asla ve asla karşılıksız ona her konuda destek oluyor muyuz?

Bu tür sorgulamaları kendimize hiç sorduk mu.Dostlukları özlemeden önce ilkönce kendimizi sorgulamalıyız.
Komşunun komşuya dahi naz ile selam verdiği bir süreç yaşıyoruz. NEDEN? Çocuklarımız ve torunlarımız
sevgiyi yudum yudum içemiyorlar, o zaman onlarda kendi kuşaklarına dostluğu ve sevgiyi tam olarak
kavramazlar ise nasıl tanıtacaklar? nasıl özümseyerek anlatacaklar.Ne yazık hemde çok yazık.Artık anne
ve babaya olan sevgiler bile menfaat üzerine değişiyor.Çocuğunun dediğini yapmayan anne ve babaya evlat
karşı çıkıp incitiyor.Ne kadar yaralayıcı değilmi? Oysa sevgi ve saygı hep çıkarcılık olmamalı....

Ne mutlu gerçek dostu olana. Ne mutlu gerçek dostlukları yakalayıp, sonsuza kadar yaşatana..
.
Bence bu güzel dostlukları yakalamak o kadar zor değil.Yeterki dost diyerek el ele tutuştuğumuz
kişi ile herşeyimizi paylaşalım.Ona sonsuz güven verip sadık bir dost olalım.Asla karşılık gözetmeden
acı ve kederli gününde, tatlı ve sevinçli gününde hep yanında olalım.Onunla ağlayıp, onunla gülelim.
Fedakar ve özverili olup her konuda onunla yardımlaşalım, herşeyini paylaşalım.
Onu çok ama çok iyi dinleyip sağlıklı empati kuralım.Dertlerini dinleyip,elimizden gelen dermanı esirgemeyelim.

Hayat o kadar kısa ki henüz geç kalmış değiliz.Çevremizde dost olup dostça yaklaşabileceğimiz
kişileri özenle kavramayı, o insanın yüreğindeki sevgiyi iyi algılamayı bilirsek, eğer yapmış olduğumuz
bazı davranış sınavlarından başarı ile geçtiğini görürsek kalıcı dostluklar neden olmasın.

Yüreğinizde dostluk kavramının bitmediği, gülen yüzlerinizin solmadığı bir yaşam dileklerimle
bu dostluk haftasında dostça kalıp,huzur ve barış içinde dostça yaşayınız.

Selamlar, Sevgiler ve Saygılarımla..


SABİHA SERİN
Araştırmacı Yazar Şair
SİVAS
Sabiha Serin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 04.08.2007, 17:27   #2
Serd@r
Usta Yiğido
 
Serd@r - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Serd@r Şuan Serd@r isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 08.03.2023 14:27

Üyelik Tarihi: 06.11.2005
Yaş: 46
Mesajlar: 1.997
Tecrübe Puanı: 890 Serd@r ist ein wunderbarer AnblickSerd@r ist ein wunderbarer AnblickSerd@r ist ein wunderbarer AnblickSerd@r ist ein wunderbarer AnblickSerd@r ist ein wunderbarer AnblickSerd@r ist ein wunderbarer AnblickSerd@r ist ein wunderbarer Anblick
Standart -->: ÖZLENEN DOSTLUKLAR

Çok güzel anlatmışsınız Sabiha Hanım geçmiş yılları,hakikaten özler olduk o eski ama hedaim taze kalan günleri...
Paylaşımınız için sağolun,bizi taaa geçmişe götürdünüz emeğinize yüreğinize sağlık!
__________________
๑۩۞۩๑ TÜRKiYE ๑۩۞۩๑
Serd@r isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 13.03.2008, 09:00   #3
Sabiha Serin
Usta Yiğido
 
Sabiha Serin - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sabiha Serin Şuan Sabiha Serin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.05.2014 18:16

Üyelik Tarihi: 06.09.2006
Yaş: 69
Mesajlar: 1.396
Tecrübe Puanı: 794 Sabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekannt
Standart ÖZLENEN DOSTLUKLAR

ÖZLENEN DOSTLUKLAR


Henüz daha yedi yaşında bir bayram sabahında, alaca karanlıkta annemin bana giydirdiği basma elbisem ve ayağımdaki tahta takunyalar nasıl da güzeldi. Sarı saçlarıma taktığı kırmızı tokalar ile sanki saatlerce uyku uyumuşum gibi bayram coşkusundan uykuyu unutup, nasıl da rahmetlik babamın bayram namazından gelmesini beklerdim. Daha sonra kahvaltı, bayramlaşmalar, el öpmeler, bayram harçlığımla mahalle bakkalına koşup aldığım sakız ve gazozlar nasılda güzeldi.
Evimize gelen misafirler o kadar çok olurdu ki, bayram gezmesine fırsat bulamazdık. Ama gece geç vakitte olsa ne yapar yapar çat kapı giderdik. Eskiden öyle gidilecek yere telefonla gelebilir miyim diye izin almak yoktu nasılda güzeldi.

Aradan yıllar geçti şimdi ben çocukluğumu ve eski dostlukları özlüyorum. Neden mi?

Ne yazık ki artık insanlar birbirine dostmuş gibi davranıyorlar ama değiller. Her yerde her ortamda sahte sevgiler, sahte tebessümler, sahte samimiyetler her şey ama her şey sahte, sahte. Herkeste ve her yerde çıkar dostlukları var. Buda benim içimi, çok acıtıyor çok.

Gerçek dostlukları yakalamak çok zor değil. Yeter ki yüreğimizde sevgi tohumlarından bir kaç tanecik olsun. Yeter ki çevremizdeki canlı ve cansız varlıklara sevgi ile bakalım. Her zaman içimizde bahar sevinci olsun, etrafa hazan dolu gözlerle bakmayalım. Mümkün olduğu kadar çevremize pozitif enerji vermeye çalışıp her şeye pozitif yaklaşalım. Aksi halde dünyaya ve çevreye negatif gözle bakar, her şeye negatif yaklaşırsak işte o zaman yalnız kaldınız demektir. O zaman hiç dostum yok demeyiniz, ne ekerseniz onu biçersiniz.

Gerçek dostluğu yakalamak tamamen kendi elimizde. Yüreğimizde her zaman pembe güllerin açmasını istiyorsak dostumuzu düşmanımızı iyi kavramalıyız. Dost dediğimiz insana acaba güven veriyor muyuz? Dost dediğimiz insanın iyi ve kötü günlerinde yanında oluyor muyuz? Acısını ve sevincini yürekten paylaşabiliyor muyuz? Yoksa onun yanında paylaşıyor gibi yapıp arkamızı döndüğümüzde unutuyor muyuz? Dostumuzun bize ihtiyacı olduğu her zaman onun yanında oluyor muyuz? Ya da bu duygu ve güveni ona verebildik mi? Asla ve asla karşılıksız ona her konuda destek oluyor muyuz?
Bu tür sorgulamaları kendimize hiç sorduk mu? Dostlukları özlemeden önce ilkönce kendimizi sorgulamalıyız.

Komşunun komşuya dahi naz ile selam verdiği bir süreç yaşıyoruz. NEDEN? Çocuklarımız ve torunlarımız sevgiyi yudum yudum içemiyorlar, o zaman onlarda kendi kuşaklarına dostluğu ve sevgiyi tam olarak kavramazlar ise nasıl tanıtacaklar? Nasıl özümseyerek anlatacaklar. Ne yazık, hem de çok yazık. Artık anne ve babaya olan sevgiler bile menfaat üzerine değişiyor. Çocuğunun dediğini yapmayan anne ve babaya evlat karşı çıkıp incitiyor. Ne kadar yaralayıcı değil mi? Oysa sevgi ve saygı hep çıkarcılık olmamalı.

Ne mutlu gerçek dostu olana. Ne mutlu gerçek dostlukları yakalayıp, sonsuza kadar yaşatana.

Bence bu güzel dostlukları yakalamak o kadar zor değil. Yeter ki dost diyerek el ele tutuştuğumuz kişi ile her şeyimizi paylaşalım. Ona sonsuz güven verip sadık bir dost olalım. Asla karşılık gözetmeden acı ve kederli gününde, tatlı ve sevinçli gününde hep yanında olalım. Onunla ağlayıp, onunla gülelim. Fedakâr ve özverili olup her konuda onunla yardımlaşalım, her şeyini paylaşalım. Onu çok ama çok iyi dinleyip sağlıklı empati kuralım. Dertlerini dinleyip, elimizden gelen dermanı esirgemeyelim.
Hayat o kadar kısa ki henüz geç kalmış değiliz. Çevremizde dost olup dostça yaklaşabileceğimiz kişileri özenle kavramayı, o insanın yüreğindeki sevgiyi iyi algılamayı bilirsek, eğer yapmış olduğumuz bazı davranış sınavlarından başarı ile geçtiğini görürsek kalıcı dostluklar neden olmasın.

İşte o zaman bedenimiz solduğunda geride bıraktıklarımıza sevgi dolu gülen yüzlerle el sallayarak göç ederiz .Şu yalan dünyada keşke herkes güzel anılar bırakabilse, ilerde güzel anılar ile anılabilse ,keşke kimse kimseyi mümkün olduğu kadar incitmese, kalp kırmasa , keşke eski dostlukları bu kadar özlemektense tekrar o güzel,sadık ve gerçek dostlukları yakalamayı başarabilsek ne güzel olur.Ama ne yazıkki öfkemizi yenmeyi öğrenemiyoruz yada başaramıyormuyuz acaba .Ne oldu bizlere, ne oldu toplumumuza, neden hep kırıcı olduk neden.Buna üzülmemek elde değil.Az daha sabırlı ve hoşgörülü olabilsek ne iyi olur. Bilinen bir söz vardır nasılda doğru söylemişler. Kalplerle şaka olmaz kırılır tamir olmaz.

Hz. Mevlana sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür. Onun insan düşüncesine verdiği en büyük mesaj: "AŞK, SEVGİ VE BİRLİK"tir. Bizlerde Mevlana gibi düşünüp yaşamımızda mümkün olduğu kadar sevgi dolu ve hoşgörülü olmayı başarabiliriz diye düşünüyorum.
Yüreğinizde dostluk kavramının bitmediği, gülen yüzlerinizin solmadığı sevgi ve saygı dolu bir yaşam dileklerimle.
Selamlar, Sevgiler ve Saygılarımla.


SABİHA SERİN
Araştırmacı Yazar
SİVAS
Sabiha Serin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 13.03.2008, 09:38   #4
sivaslıgenç
Usta Yiğido
 
sivaslıgenç - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sivaslıgenç Şuan sivaslıgenç isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 20.03.2016 23:42

Üyelik Tarihi: 14.10.2007
Yaş: 32
Mesajlar: 2.527
Tecrübe Puanı: 859 sivaslıgenç FAZLA SÖZE GEREK YOKsivaslıgenç FAZLA SÖZE GEREK YOKsivaslıgenç FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart -->: ÖZLENEN DOSTLUKLAR

Evet Sabiha abla, çok doğru söylemişsin şimdiki dostulukların hemen hepsi çıkar dostuluğu.Hemen herkes menfaati doğrultusunda hareket ediyor, ona görede arkadaş ediniyor.Bu güzel paylaşımın için çok teşekkürler.
sivaslıgenç isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 13.03.2008, 10:38   #5
fertelliyim
Usta Yiğido
 
fertelliyim - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fertelliyim Şuan fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.10.2011 17:21

Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 50
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 723 fertelliyim BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: ÖZLENEN DOSTLUKLAR

Eski dostluklar

Mevlüde Demir'in 'Arkadaşım' şiirine atfen yazılmıştır.

Şimdiki insanlar bir başka olmuş
Nerde eski dostluk,arkadaşlıklar
Herkes bu hayatta bir çizgi bulmuş
Nerde eski dostluk,arkadaşlıklar.

Arkadaş denince canana eştir,
Kesilir bilekler hep kan kardeştir
Arkadaşın yüzü gülen güneştir
Nerde eski dostluk arkadaşlıklar.

Acımız bir olur,hüzün’ümüz bir,
Çoğu akrabadan hep önce gelir,
Düşersen başında hemen belirir,
Nerde eski dostluk arkadaşlıklar.

Biliriz bizlere ait sırları
Anılar doldurur onca tırları,
Beraber yaşadık bunca yılları
Nerde eski dostluk arkadaşlıklar.

Gözümde yaş olur,elimde mendil,
Arkadaş bayramdır,bazen de kandil
Bana söylediği her şey tatlı dil
Nerde eski dostluk arkadaşlıklar.

Şimdi ki dostluklar gelip geçici,
İnsanlar kibirli,hepsi seçici,
COŞARİ görür ki dostlar kaçıcı
Nerde eski dostluk, arkadaşlıklar.

İbrahim Coşar
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>>
"Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin"

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 23.11.2008, 03:28   #6
Sabiha Serin
Usta Yiğido
 
Sabiha Serin - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sabiha Serin Şuan Sabiha Serin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.05.2014 18:16

Üyelik Tarihi: 06.09.2006
Yaş: 69
Mesajlar: 1.396
Tecrübe Puanı: 794 Sabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekannt
Standart ÖZLENEN DOSTLUKLAR

( ÖZLENEN DOSTLUKLAR başlıklı yazım 5 adet internet sitesindeki ve köşe yazarın olduğum bir yerel ve bir ulusal gazetedeki köşemde köşe yazım olarak yayınlanmıştır.Ayrıca birçok yerel ve ulusal dergi ve kitaplarda yer almıştır)




ÖZLENEN DOSTLUKLAR


Henüz daha yedi yaşında bir bayram sabahında, alaca karanlıkta annemin bana giydirdiği basma elbisem ve ayağımdaki tahta takunyalar nasıl da güzeldi. Sarı saçlarıma taktığı kırmızı tokalar ile sanki saatlerce uyku uyumuşum gibi bayram coşkusundan uykuyu unutup, nasıl da rahmetlik babamın bayram namazından gelmesini beklerdim. Daha sonra kahvaltı, bayramlaşmalar, el öpmeler, bayram harçlığımla mahalle bakkalına koşup aldığım sakız ve gazozlar nasılda güzeldi.

Evimize gelen misafirler o kadar çok olurdu ki, bayram gezmesine fırsat bulamazdık. Ama gece geç vakitte olsa ne yapar yapar çat kapı giderdik. Eskiden öyle gidilecek yere telefonla gelebilir miyim diye izin almak yoktu nasılda güzeldi.

Aradan yıllar geçti şimdi ben çocukluğumu ve eski dostlukları özlüyorum. Neden mi?

Ne yazık ki artık insanlar birbirine dostmuş gibi davranıyorlar ama değiller. Her yerde her ortamda sahte sevgiler, sahte tebessümler, sahte samimiyetler her şey ama her şey sahte, sahte. Herkeste ve her yerde çıkar dostlukları var. Buda benim içimi, çok acıtıyor çok.

Gerçek dostlukları yakalamak çok zor değil. Yeter ki yüreğimizde sevgi tohumlarından bir kaç tanecik olsun. Yeter ki çevremizdeki canlı ve cansız varlıklara sevgi ile bakalım. Her zaman içimizde bahar sevinci olsun, etrafa hazan dolu gözlerle bakmayalım. Mümkün olduğu kadar çevremize pozitif enerji vermeye çalışıp her şeye pozitif yaklaşalım. Aksi halde dünyaya ve çevreye negatif gözle bakar, her şeye negatif yaklaşırsak işte o zaman yalnız kaldınız demektir. O zaman hiç dostum yok demeyiniz, ne ekerseniz onu biçersiniz.

Gerçek dostluğu yakalamak tamamen kendi elimizde.Yüreğimizde her zaman pembe güllerin açmasını istiyorsak dostumuzu düşmanımızı iyi kavramalıyız. Dost dediğimiz insana acaba güven veriyor muyuz? Dost dediğimiz insanın iyi ve kötü günlerinde yanında oluyor muyuz? Acısını ve sevincini yürekten paylaşabiliyor muyuz? Yoksa onun yanında paylaşıyor gibi yapıp arkamızı döndüğümüzde unutuyor muyuz? Dostumuzun bize ihtiyacı olduğu her zaman onun yanında oluyor muyuz? Ya da bu duygu ve güveni ona verebildik mi? Asla ve asla karşılıksız ona her konuda destek oluyor muyuz?

Bu tür sorgulamaları kendimize hiç sorduk mu? Dostlukları özlemeden önce ilkönce kendimizi sorgulamalıyız.

Komşunun komşuya dahi naz ile selam verdiği bir süreç yaşıyoruz. NEDEN? Çocuklarımız ve torunlarımız sevgiyi yudum yudum içemiyorlar, o zaman onlarda kendi kuşaklarına dostluğu ve sevgiyi tam olarak kavramazlar ise nasıl tanıtacaklar? Nasıl özümseyerek anlatacaklar. Ne yazık, hem de çok yazık. Artık anne ve babaya olan sevgiler bile menfaat üzerine değişiyor. Çocuğunun dediğini yapmayan anne ve babaya evlat karşı çıkıp incitiyor. Ne kadar yaralayıcı değil mi? Oysa sevgi ve saygı hep çıkarcılık olmamalı.

Ne mutlu gerçek dostu olana. Ne mutlu gerçek dostlukları yakalayıp, sonsuza kadar yaşatmayı başarabilene.

Bence bu güzel dostlukları yakalamak o kadar zor değil. Yeter ki dost diyerek el ele tutuştuğumuz kişi ile her şeyimizi paylaşalım. Ona sonsuz güven verip sadık bir dost olalım. Asla karşılık gözetmeden acı ve kederli gününde, tatlı ve sevinçli gününde hep yanında olalım. Onunla ağlayıp, onunla gülelim. Fedakâr ve özverili olup her konuda onunla yardımlaşalım, her şeyini paylaşalım. Onu çok ama çok iyi dinleyip sağlıklı empati kuralım. Dertlerini dinleyip, elimizden gelen dermanı esirgemeyelim.

Hayat o kadar kısa ki henüz geç kalmış değiliz. Çevremizde dost olup dostça yaklaşabileceğimiz kişileri özenle kavramayı, o insanın yüreğindeki sevgiyi iyi algılamayı bilirsek, eğer yapmış olduğumuz bazı davranış sınavlarından başarı ile geçtiğini görürsek kalıcı dostluklar neden olmasın.

İşte o zaman bedenimiz solduğunda geride bıraktıklarımıza sevgi dolu gülen yüzlerle el sallayarak göç ederiz. Şu yalan dünyada keşke herkes güzel anılar bırakabilse, ilerde güzel anılar ile anılabilse, keşke kimse kimseyi mümkün olduğu kadar incitmese, kalp kırmasa, keşke eski dostlukları bu kadar özlemektense tekrar o güzel,sadık ve gerçek dostlukları yakalamayı başarabilsek ne güzel olur.Ama ne yazık ki öfkemizi yenmeyi öğrenemiyoruz yada başaramıyor muyuz acaba .Ne oldu bizlere, ne oldu toplumumuza, neden hep kırıcı olduk neden.Buna üzülmemek elde değil.Az daha sabırlı ve hoşgörülü olabilsek ne iyi olur. Bilinen bir söz vardır nasılda doğru söylemişler. Kalplerle şaka olmaz kırılır tamir olmaz.

Hz. Mevlana sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür. Onun insan düşüncesine verdiği en büyük mesaj: "AŞK, SEVGİ VE BİRLİK"tir. Bizlerde Mevlana gibi düşünüp yaşamımızda mümkün olduğu kadar sevgi dolu ve hoşgörülü olmayı başarabiliriz diye düşünüyorum.

Yüreğinizde dostluk kavramının bitmediği, gülen yüzlerinizin solmadığı sevgi ve saygı dolu bir yaşam dileklerimle.

Selamlar, Sevgiler ve Saygılarımla.



SABİHA SERİN


.
Sabiha Serin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 28.11.2008, 07:20   #7
Sabiha Serin
Usta Yiğido
 
Sabiha Serin - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sabiha Serin Şuan Sabiha Serin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.05.2014 18:16

Üyelik Tarihi: 06.09.2006
Yaş: 69
Mesajlar: 1.396
Tecrübe Puanı: 794 Sabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekanntSabiha Serin ist jedem bekannt
Standart ÖZLENEN DOSTLUKLAR

ÖZLENEN DOSTLUKLAR


Henüz daha yedi yaşında bir bayram sabahında, alaca karanlıkta annemin bana giydirdiği basma elbisem ve ayağımdaki tahta takunyalar nasıl da güzeldi. Sarı saçlarıma taktığı kırmızı tokalar ile sanki saatlerce uyku uyumuşum gibi bayram coşkusundan uykuyu unutup, nasıl da rahmetlik babamın bayram namazından gelmesini beklerdim. Daha sonra kahvaltı, bayramlaşmalar, el öpmeler, bayram harçlığımla mahalle bakkalına koşup aldığım sakız ve gazozlar nasılda güzeldi.
Evimize gelen misafirler o kadar çok olurdu ki, bayram gezmesine fırsat bulamazdık. Ama gece geç vakitte olsa ne yapar yapar çat kapı giderdik. Eskiden öyle gidilecek yere telefonla gelebilir miyim diye izin almak yoktu nasılda güzeldi.

Aradan yıllar geçti şimdi ben çocukluğumu ve eski dostlukları özlüyorum. Neden mi?

Ne yazık ki artık insanlar birbirine dostmuş gibi davranıyorlar ama değiller. Her yerde her ortamda sahte sevgiler, sahte tebessümler, sahte samimiyetler her şey ama her şey sahte, sahte. Herkeste ve her yerde çıkar dostlukları var. Bu da benim içimi, çok acıtıyor çok.

Gerçek dostlukları yakalamak çok zor değil. Yeter ki yüreğimizde sevgi tohumlarından bir kaç tanecik olsun. Yeter ki çevremizdeki canlı ve cansız varlıklara sevgi ile bakalım. Her zaman içimizde bahar sevinci olsun, etrafa hazan dolu gözlerle bakmayalım. Mümkün olduğu kadar çevremize pozitif enerji vermeye çalışıp her şeye pozitif yaklaşalım. Aksi halde dünyaya ve çevreye negatif gözle bakar, her şeye negatif yaklaşırsak işte o zaman yalnız kaldınız demektir. O zaman hiç dostum yok demeyiniz, ne ekerseniz onu biçersiniz.

Gerçek dostluğu yakalamak tamamen kendi elimizde. Yüreğimizde her zaman pembe güllerin açmasını istiyorsak dostumuzu düşmanımızı iyi kavramalıyız. Dost dediğimiz insana acaba güven veriyor muyuz? Dost dediğimiz insanın iyi ve kötü günlerinde yanında oluyor muyuz? Acısını ve sevincini yürekten paylaşabiliyor muyuz? Yoksa onun yanında paylaşıyor gibi yapıp arkamızı döndüğümüzde unutuyor muyuz? Dostumuzun bize ihtiyacı olduğu her zaman onun yanında oluyor muyuz? Ya da bu duygu ve güveni ona verebildik mi? Asla ve asla karşılıksız ona her konuda destek oluyor muyuz?
Bu tür sorgulamaları kendimize hiç sorduk mu? Dostlukları özlemeden önce ilkönce kendimizi sorgulamalıyız.

Komşunun komşuya dahi naz ile selam verdiği bir süreç yaşıyoruz. NEDEN? Çocuklarımız ve torunlarımız sevgiyi yudum yudum içemiyorlar, o zaman onlarda kendi kuşaklarına dostluğu ve sevgiyi tam olarak kavramazlar ise nasıl tanıtacaklar? Nasıl özümseyerek anlatacaklar. Ne yazık, hem de çok yazık. Artık anne ve babaya olan sevgiler bile menfaat üzerine değişiyor. Çocuğunun dediğini yapmayan anne ve babaya evlat karşı çıkıp incitiyor. Ne kadar yaralayıcı değil mi? Oysa sevgi ve saygı hep çıkarcılık olmamalı.

Ne mutlu gerçek dostu olana.
Ne mutlu gerçek dostlukları yakalayıp, sonsuza kadar yaşatana.

Bence bu güzel dostlukları yakalamak o kadar zor değil. Yeter ki dost diyerek el ele tutuştuğumuz kişi ile her şeyimizi paylaşalım. Ona sonsuz güven verip sadık bir dost olalım. Asla karşılık gözetmeden acı ve kederli gününde, tatlı ve sevinçli gününde hep yanında olalım. Onunla ağlayıp, onunla gülelim. Fedakâr ve özverili olup her konuda onunla yardımlaşalım, her şeyini paylaşalım. Onu çok ama çok iyi dinleyip sağlıklı empati kuralım. Dertlerini dinleyip, elimizden gelen dermanı esirgemeyelim.Hayat o kadar kısa ki henüz geç kalmış değiliz. Çevremizde dost olup dostça yaklaşabileceğimiz kişileri özenle kavramayı, o insanın yüreğindeki sevgiyi iyi algılamayı bilirsek, eğer yapmış olduğumuz bazı davranış sınavlarından başarı ile geçtiğini görürsek kalıcı dostluklar neden olmasın.

İşte o zaman bedenimiz solduğunda geride bıraktıklarımıza sevgi dolu gülen yüzlerle el sallayarak göç ederiz. Şu yalan dünyada keşke herkes güzel anılar bırakabilse, ilerde güzel anılar ile anılabilse, keşke kimse kimseyi mümkün olduğu kadar incitmese, kalp kırmasa, keşke eski dostlukları bu kadar özlemektense tekrar o güzel, sadık ve gerçek dostlukları yakalamayı başarabilsek ne güzel olur.Ama ne yazık ki öfkemizi yenmeyi öğrenemiyoruz yada başaramıyor muyuz acaba .Ne oldu bizlere, ne oldu toplumumuza, neden hep kırıcı olduk neden.Buna üzülmemek elde değil.Az daha sabırlı ve hoşgörülü olabilsek ne iyi olur. Bilinen bir söz vardır nasılda doğru söylemişler. Kalplerle şaka olmaz kırılır tamir olmaz.

Gerçek dost olabilmek o kadar zor değil, yeter ki aşağıda belirttiğim
çok hassas ve önemli hususları kendimize ilke edinelim. Bu özellikleri yaşamımızın her dakikasın da önemseyip uygulamaya çalışalım İşte o zaman her günümüzde, soluk aldığımız her yerde mutsuzluk değil bahar tazeliğinde güllerin açtığını görürüz. Yaşamımızın her anında Çevremizde daha sevgi ve saygı dolu yürekler bırakırız diye düşünüyorum.

1-PAYLAŞMAK

Öyle ki iyi ve kötü günlerinizi, acılarınızı, üzüntülerinizi, kederlerinizi, sevinçlerinizi, mutluluğunuzu açık açık birbirinizle dürüstçe ve güvenerek her türlü koşullarda paylaşabilmek

2-GÜVENMEK

Öyle güven vermelisiniz ki karşıdaki dost dediğiniz kişi size gönül rahatlığı ile her şeyini paylaşabilip anlatabilmeli. Sizin yanınızda huzur bulmalı. Sevgi ve saygı duymalı. Ona en zor anında bile damla damla mutluluk aşılamalısınız. Güvenilir bir kişi olmalısınız. Sırlara sadık kalmalısınız.
Onu çok iyi dinlediğinizi hissettirmelisiniz, Çok iyi empati kurmalısınız. Konuştuğunuz kişi karşınızda ise onu dinlerken gözlerine bakmalısınız, dinlendiğini bilmeli...


3-AÇIK SÖZLÜLÜK:

Bence eğer bir dostunuzun hatasını veya olumsuz bir yanını gördüyseniz onu uyarıp doğru yolu göstermelisiniz. Hani derler ya ”DOST ACI SÖYLERMİŞ” Yani dostunuza zarar gelecek bir şey var ise açık sözlülükle ona söyleyebilmelisiniz.

4-FEDAKÂRLIK:

Gerçek dost dostunun her zor anında yanında olmalıdır. Mazeret göstermeden eğer size onun ihtiyacı olduğunu öğrenmiş iseniz dağları delip yanında olmalısınız. Onun acı ve sevincine ortak olmalısınız. Gerçek dostluklar büyük özveri ister. Acılı, sevinçli, hastalıklı, kederli anında yanında bulunmalısınız. Ona güç vermelisiniz.

5-SÜREKLİLİK:

Gerçek dostluklar çabuk bitmez. Uzun yıllarca her türlü sevinç ve üzüntülerini, zor anını takip edip dost olduğunu, hep onun yanında olduğunu ve olacağını hissettirmelidir.

Tek kelime ile SADIK BİR DOST olmalıdır...


Hz. Mevlana sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür. Onun insan düşüncesine verdiği en büyük mesaj: "AŞK, SEVGİ VE BİRLİK"tir. Bizlerde Mevlana gibi düşünüp yaşamımızda mümkün olduğu kadar sevgi dolu ve hoşgörülü olmayı başarabiliriz diye düşünüyorum.

Yüreğinizde dostluk kavramının bitmediği, gülen yüzlerinizin solmadığı sevgi ve saygı dolu bir yaşam dileklerimle.



SABİHA SERİN
Şair Araştırmacı Yazar
SİVAS
Sabiha Serin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 28.11.2008, 08:20   #8
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 18:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart Cevap: ÖZLENEN DOSTLUKLAR

Çok güzel bir yazı,
Anlayana bir mana çıkarana, kendi hesabına yazana,
Gerçek dostlukların bitmemesi dileğiyle paylaşım için teşekkürler.
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 09:00.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.