Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Haberler > Dünya ve Türkiye'den Haberler
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Dünya ve Türkiye'den Haberler Dünya ve Türkiye'deki tüm haberleri burada bulabilirsiniz



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 13.07.2009, 18:37   #11
65serdal58
Usta Yiğido
 
65serdal58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
65serdal58 Şuan 65serdal58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.05.2016 11:20

Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 41
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1307 65serdal58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

ya ne aydını ya......................

ondan aydın olsun,bu ülke batar.........................
65serdal58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.07.2009, 18:48   #12
goramaz
Usta Yiğido
 
goramaz - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
goramaz Şuan goramaz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.08.2022 02:47

Üyelik Tarihi: 06.07.2008
Mesajlar: 7.310
Tecrübe Puanı: 1307 goramaz BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

yazar sayısının okur sayısından çok olduğu tek ülke biziz sanırım.
eline kalemi alan yazar oluyor..
hele ki böyle sosyolojik bir olgu da nasıl ve neye dayanarak böyle bir sonucu ulaşmış anlamış değilim.
insan unsurunun değişken olarak kullanıldığı hiçbir araştırmada kesin bir sonuca ulaşamazsınız..
hanımefendiye sormak lazım:
hangi hipotezleri kullandınız, hangi yöntem ve metodları kullandınızi daha önce aynı konuda yapılan hangi araştırmayı incelediniz ve başörtülüleri temsil eden kaç kişiyi inceleme fırsatı buldunuz da vs. böyle bir BİLİMSEL sonuca ulaştınız?
__________________
Hoştur bana senden gelen, Ya hil'at ü yahut kefen, ya goncagül ya da diken, kahrın da hoş lütfun da hoş.
goramaz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.07.2009, 19:23   #13
arikarinkuchi
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
arikarinkuchi Şuan arikarinkuchi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 29.09.2015 00:05

Üyelik Tarihi: 01.04.2007
Yaş: 31
Mesajlar: 4.399
Tecrübe Puanı: 1063 arikarinkuchi FAZLA SÖZE GEREK YOKarikarinkuchi FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

bu kadında gündeme gelmek için ne yapacağını şaşırdı
__________________
S ivaslıyız Hepimiz..
İ nançlı TüRK Genciyiz
V atana Millete Sahip Çıkan
A nasına Bacısına Saygı Duyan
S ivaslı Yigidolarız Biz..!!!
arikarinkuchi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.07.2009, 20:04   #14
musa18
Yiğido
NO AVATAR
 
musa18 Şuan musa18 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 30.07.2010 00:27

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 37
Mesajlar: 80
Tecrübe Puanı: 690 musa18 isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

su kadinin maili yokmu bi msj atalim... arkadaslar ben arastirdim bulamadim eger bulusraniz lütfen bildirin
su kadinin agzinin payini verelim
__________________
musa
musa18 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.07.2009, 21:45   #15
Abdurrahman 58
Usta Yiğido
 
Abdurrahman 58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Abdurrahman 58 Şuan Abdurrahman 58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 17.06.2016 18:24

Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 34
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1074 Abdurrahman 58 ist jedem bekanntAbdurrahman 58 ist jedem bekanntAbdurrahman 58 ist jedem bekanntAbdurrahman 58 ist jedem bekanntAbdurrahman 58 ist jedem bekanntAbdurrahman 58 ist jedem bekannt
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

KUTSAL EMANETLERİMİZİN BULUNDUĞU TOPKAPI SARAYINDA İÇKİ İKRAM EDİLMESİNİ PROTESTO EDEN İSTANBUL ALPEREN OCAKLARI ÜYELERİNE ZAVALLI YAKIŞTIRMASI YAPAN DENGESİZ BAKAN ERTUĞRUL GÜNAYIN BU ŞILLIĞIN YAPTIĞI EDEPSİZLİĞEDE BİRŞEYLER SÖYLEMESİNİ BEKLİYORUZ!
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!!
Abdurrahman 58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.07.2009, 22:45   #16
sivaslı fd
Usta Yiğido
 
sivaslı fd - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sivaslı fd Şuan sivaslı fd isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.03.2012 15:12

Üyelik Tarihi: 31.03.2009
Mesajlar: 5.145
Tecrübe Puanı: 1062 sivaslı fd FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

Birde okumamış insanları cahil diye adlandırırlar, bu insan okumuş yazmışta ne olmuş kendi diniyle kendi ülkesinin insanlarıyla resmen dalga geçiyor. Tamam kendisine yakıştırmıyor olabilir rahat etmemiş olabilir, giysin mini eteğini, mayosunu ne giyiyorsa giysin (yada giymesin) işte o karşı mahalle dediği semtin kadınlarıyla aralarındaki tek fark bu, ama yalnızca dış görünüş olarak...
İç dünyalarına girecek olursak aralarında okadar fark varki; bunu Ayşe Arman hayatı boyunca okuyup yazsa yinede anlayamaz..............
__________________
TÜRKÜM; TÜRKLÜĞÜMLE ÖVÜNÜRÜM,
YUMUŞAK BAŞLIYIM AMA SERT GÖRÜNÜRÜM,
GEREKİRSE BU VATANIM İÇİN,
BİN PARÇAYA BÖLÜNÜRÜM...FD
sivaslı fd isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.07.2009, 22:48   #17
Salim58
Moderator
 
Salim58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Salim58 Şuan Salim58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 57
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10 Salim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekannt
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

bu tip insana cevap vermeye bile gerek duymuyorum aslında seviyesisiz insan okusa ne okumasa ne benim için beş para etmez
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder...
Salim58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.07.2009, 23:25   #18
LaEdri
Usta Yiğido
 
LaEdri - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
LaEdri Şuan LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1260 LaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

Bu tür bir çalışmayı Hürriyet gazetesi 3 yıl önce de yaptırmış..Şimdi tekrar Ayşe Arman'la yaptırmasında nasıl bir amaç güttü bilmiyorum ama gündem yaratmak istemiş olabilirler.

Her ne kadar kendisi amacının eğlenmek olduğunu söylese de asıl amacı türbanı karalamaktan öteye gitmiyor.
Neyse bu yazı dizisi yarın da devam edecek,tamamaını okuyup topluca söveriz.

1 örtü, 10 model


Ayşe ARMAN 14 Temmuz 2009

Aslında normal bir kuaför gibi saç tarıyorlar, röfle, perma yapıyorlar, kaş alıyorlar, ağda, aklınıza ne gelirse... Ekstradan, bir de başörtüsü olayına girmişler.

Şöyle ki, akşam, düğüne mi gideceksin, soluğu Nisa ’da alıyorsun, Rana Temel’e başörtünü veriyorsun, hangi modeli istersen onu yapıyor. Birbirinden farklı kaç model varmış biliyor musunuz? Bir sürü. Rana ’dan rica ediyorum, 10 ayrı model çıkarıyor bana.

1 ÖRTÜ 10 MODEL









Fatih, artık evimiz gibi. Çok alıştık. İki de bir gidiyoruz. Gitmezsek, kendimizi huzursuz ve eksik hissediyoruz.

Yine Fatih’teyiz, yine bir ilki gerçekleştiriyoruz.

Fetva almış bir güzellik merkezine giriyoruz.

Demet’in fikri.

Resmen zorluyor beni.

"Hadi yürü, Nisa Kuaför ve Güzellik Merkezi’ne" diyor.

Daha önce fetva almış bir güzellik merkezi görmediğim için, anında dolduruşa geliyorum, "Tamamdır" diyorum.

Kaş alma, ağda var

Dünyanın en komik, en eğlenceli yeri. Kolu, omuzu dövmeli, spor atletli, kargo pantolonlu kadınlar çalışıyor burada, meğer kapalılarmış, ama dükkanın içinde hepimiz açığız.

Aslında normal bir kuaför gibi saç tarıyorlar, röfle yapıyorlar, perma yapıyorlar, kaş alıyorlar, ağda- mağda, aklınıza ne gelirse...

Ekstradan, bir de başörtüsü olayına girmişler.

Şöyle ki, akşam, düğüne mi gideceksin, soluğu Nisa’da alıyorsun, Rana Temel’e başörtünü veriyorsun, hangi modeli istersen onu yapıyor.

Türkçesi, başını profesyonel olarak bağlıyor. Tabii kusuruz oluyor.

Ev yapımı değil

Ev yapımı topuzla, kuaför topuzu aynı mı olur? Olmaz, işte o hesap.

E tabii şimdiye kadar bizi Leman bağladı, şimdi kendimizi işin ustasına teslim ediyoruz.

Ben şoka giriyorum. Zannediyordum ki, üç aşağı beş yukarı, karşı mahalledeki arkadaşlarımızın başları aynı şekilde bağlı. Aman Allah’ım! Asla!

Birbirinden farklı kaç model varmış biliyor musunuz? Bir sürü.

Rana’dan rica ediyorum, 10 ayrı model çıkarıyor bana.

Beğendiğinizi belirtin

Orada bir sürü kadın, güle oynaya, 22 yıldır bu işi yapan Rana’nın kafamda yarattığı modellere isim veriyoruz. Ben bir kısmından nefret ettim, bir kısmını çok sevdim.

Ama esas olarak, bir örtüden kaç farklı model çıkabildiğine hayret ettim.

Siz de lütfen en beğendiğiniz modeli bana belirtin...

Fatih’te botoks yapılıyor

AYŞE Peki kaş alma?

ŞEYDA O da haram. Ya da şöyle diyeyim göreceli... Fetva veren hocalar var, burası da almış mesela. Ama biri olmaz diyor, biri olabilir diyor... Benim vicdanım rahat değil. Ben kaşlarımı almıyorum. Ancak ortasını alıyorum, bir erkeğe benzememek için... Annem alıyor, yanlış yapıyor bence...

AYŞE Ağda?

ŞEYDA O tamam, o temizlik...

AYŞE kaş da temizlik...

ŞEYDA Yok, o Allah’ın verdiğini beğenmeyip değiştirmek olarak da algılanabilir.

AYŞE Botoks? Rağbet var mı?

RANA Var valla, Fatih’te de yapan güzellik merkezleri var...

Nefsinin izin verdiği ölçüde

AYŞE Kızlar, erkekler bu halimizle bize bakmıyor bile... Sizi ilgilendirmiyor olabilir ama beni fena halde ilgilendiriyor... Kafamda türbanla, kendini kadın gibi hissedemiyorum...

ŞEYDA Aaaa öyle deme... Bak şimdi kafanı Rana Abla bağlayınca ne güzel oldun! Kabul ediyorum, buraya girdiğin halin kötüydü, öylesine bağlanmış bir kafa... Özensizdi... Ama şimdi bir de Rana Abla’nın modellerine bak...

AYŞEBenim gözümde bütün modeller aynıydı...

RANA Olur mu öyle şey? Bir sürü farklı model var, farklı farklı bağlayarak, kendine değer verdiğini gösteriyorsun, o yüzden bu dükkanlar var... Erkekler de anlıyor farklı modelleri...

AYŞE Böyle bağlayınca, güzelliğe, süse, püse çok önem vermişim gibi duruyor... Dinde, amaç bir takım şeylerin altını çizmemek değil mi? Mümkün olduğu kadar az dikkat çekmek? Ben şimdi bu kafayla, deniz feneri gibi oldum. Bir de Rana, arkasını kuş yuvası gibi kabarttı, bu sivri kafayı herkes fark eder tabii...

ŞEYDA Haklısın tabii, çok dikkat çekmeyeceksin. Bence de kafanın arkasını deve hörcü gibi yapmak yanlış... Ben mesela öyle yapmadan bağlıyorum. Giydiğin renk de önemli. Fosforlu renkler giyip, "Tesettüre girdim" diyemezsin. Ama yapanlar var, daracık kotlar giyenler de var, bir kilo makyaj yapanlar da... Gerçi hepimiz insanız. Ve hepimiz, dinin kurallarını nefsimizin el verdiği ölçüde yerine getiriyoruz...

Normal dövme haram

MELEK Boynunuzda ne yazıyor?

AYŞE Kızımı ismi: Alya. Beğendiysen, yapan dövmecinin telefon numarasını verebilirim...

MELEK Yok olmaz...

AYŞE Neden? Dövme de mi yasak dinen?

MELEK Evet. Ben de seviyorum. Ama biz sadece Hint dövmesi yaptırabiliyoruz...

AYŞE Ama ben dükkana ilk geldiğimde, birinin omuzunda gördüm...

MELEK O Hint dövmesi...

AYŞE Ne farkı var? Görüntüsü aynı. Hem, hepimiz aynı sebeple yaptırmıyor muyuz? Hoşumuza gidiyor, bir de başkaldıran bir yanı var dövmenin...

MELEK Ama işte, sizinki, derinin altına işliyor. Abdest alınca sorun oluyor, su geçirmiyor. Bir de siz kendinize zarar veriyorsunuz, oysa bu vücut bize emanet. Böyle şeyler var dinde. Haram yani...

Türban takarken iğne yutan kadın

NİSA’da tanıştığım müşterilerden biri. "İğne yutulduğunu söylüyorlar doğru mu?" diyorum, "Doğru" diyor, "Örneği karşınızda duruyor!" Adını, eşinden dolayı vermek istemedi, ben de anlayışla karşıladım...

Yuttunuz mu o iğneyi!

Evet yuttum. Hazırlanıyorduk, dışarı çıkacaktık. Türbanımı takıyordum, iğneyi ağzıma aldım. Tam o anda hıçkırıverdim. İğne, önce nefes borusuna, sonra ciğerlere...

Hıçkırdım, girdi

Eyvah! Bir şey hissetmediniz mi? Batmadı mı oranıza, buranıza?

Batmaz olur mu? Boğazımda yan döndü, sonra gitti aşağılara...

Acımadı mı?

Acıdı, acıdı.

Pardon niye hıçkırıyordunuz siz?

Eşimle tartışıyorduk. Önemli bir şey değil, öylesine bir münakaşa. Ben ağlamaya başladım, sonra hıçkırdım, aldığım nefesle gidiverdi içeri. Tabii sonra münakaşayı filan unuttuk, iğnenin telaşına düştük. Hastaneye gittik.

Yol boyu "Senin yüzünden oldu!" diyor musunuz?

Yoo hayır. O zaten perişan oldu. Bense iğneden nasıl kurtulacağımı düşünüyordum. Çünkü nefes alırken batıyordu. Hemen bronskopi yapıtılar. Nefes borusuna kamera sarkıttılar. Epey bir süre iğneyi bulamadılar. Sonra film çektiler, ciğerimde saplı duruyormuş. Ameliyata karar verdiler.

Hayati tehlikesi var mıydı?

Hayır ama sevimsiz bir şeydi. Çok zorlamış bedenimi, kılcal damarlarım çatlatmış. Sonra ciğerimden yukarı yürümeye başladı. "Küçücük bir yer açacağız merak etmeyin" dediler, yaklaşık bir karıştan fazla açtılar. Bir ay sondalarla yaşadım, inanılmaz eziyet çektim. Bir minik iğne yüzünden. Şimdi ağzıma bile almıyorum...

Doktorlar alışık

Doktorlar şaşırdı mı peki?

Hiç. Onlar çok alışıktı, ben ilk değilmişim. "Son da olmayacaksınız!" dediler. Çok sık rastlanan bir şeymiş.

HAMİŞ 1

Dünkü "Maruz kaldığım zülmun adı haşema" yazısında geçen "Ninja Kaplumbağsı’na benziyorum" lafına üzülen, darılan, kırılan okurlar olmuş. Kızımın iki kamplumbağsı var, o kadar şeker ve komikler ki, siz beni yanlış anladınız, onları çok seviyorum ben. Tamam, belki dünyanın en estetik hayvanları değil ama şirinler. Şimdi kabul edelim, haşema da dünyanın en estetik giysisi değil. Hatta, şirin bile değil... Ama madem sizi üzdüm, özür dilemesini de bilirim!

HAMİŞ 2

Yine yer bitti, Rabia Yalçın yarına kaldı...

1 örtü, 10 model


Ayşe ARMAN 14 Temmuz 2009

Aslında normal bir kuaför gibi saç tarıyorlar, röfle, perma yapıyorlar, kaş alıyorlar, ağda, aklınıza ne gelirse... Ekstradan, bir de başörtüsü olayına girmişler.

Şöyle ki, akşam, düğüne mi gideceksin, soluğu Nisa ’da alıyorsun, Rana Temel’e başörtünü veriyorsun, hangi modeli istersen onu yapıyor. Birbirinden farklı kaç model varmış biliyor musunuz? Bir sürü. Rana ’dan rica ediyorum, 10 ayrı model çıkarıyor bana.

1 ÖRTÜ 10 MODEL









Fatih, artık evimiz gibi. Çok alıştık. İki de bir gidiyoruz. Gitmezsek, kendimizi huzursuz ve eksik hissediyoruz.

Yine Fatih’teyiz, yine bir ilki gerçekleştiriyoruz.

Fetva almış bir güzellik merkezine giriyoruz.

Demet’in fikri.

Resmen zorluyor beni.

"Hadi yürü, Nisa Kuaför ve Güzellik Merkezi’ne" diyor.

Daha önce fetva almış bir güzellik merkezi görmediğim için, anında dolduruşa geliyorum, "Tamamdır" diyorum.

Kaş alma, ağda var

Dünyanın en komik, en eğlenceli yeri. Kolu, omuzu dövmeli, spor atletli, kargo pantolonlu kadınlar çalışıyor burada, meğer kapalılarmış, ama dükkanın içinde hepimiz açığız.

Aslında normal bir kuaför gibi saç tarıyorlar, röfle yapıyorlar, perma yapıyorlar, kaş alıyorlar, ağda- mağda, aklınıza ne gelirse...

Ekstradan, bir de başörtüsü olayına girmişler.

Şöyle ki, akşam, düğüne mi gideceksin, soluğu Nisa’da alıyorsun, Rana Temel’e başörtünü veriyorsun, hangi modeli istersen onu yapıyor.

Türkçesi, başını profesyonel olarak bağlıyor. Tabii kusuruz oluyor.

Ev yapımı değil

Ev yapımı topuzla, kuaför topuzu aynı mı olur? Olmaz, işte o hesap.

E tabii şimdiye kadar bizi Leman bağladı, şimdi kendimizi işin ustasına teslim ediyoruz.

Ben şoka giriyorum. Zannediyordum ki, üç aşağı beş yukarı, karşı mahalledeki arkadaşlarımızın başları aynı şekilde bağlı. Aman Allah’ım! Asla!

Birbirinden farklı kaç model varmış biliyor musunuz? Bir sürü.

Rana’dan rica ediyorum, 10 ayrı model çıkarıyor bana.

Beğendiğinizi belirtin

Orada bir sürü kadın, güle oynaya, 22 yıldır bu işi yapan Rana’nın kafamda yarattığı modellere isim veriyoruz. Ben bir kısmından nefret ettim, bir kısmını çok sevdim.

Ama esas olarak, bir örtüden kaç farklı model çıkabildiğine hayret ettim.

Siz de lütfen en beğendiğiniz modeli bana belirtin...

Fatih’te botoks yapılıyor

AYŞE Peki kaş alma?

ŞEYDA O da haram. Ya da şöyle diyeyim göreceli... Fetva veren hocalar var, burası da almış mesela. Ama biri olmaz diyor, biri olabilir diyor... Benim vicdanım rahat değil. Ben kaşlarımı almıyorum. Ancak ortasını alıyorum, bir erkeğe benzememek için... Annem alıyor, yanlış yapıyor bence...

AYŞE Ağda?

ŞEYDA O tamam, o temizlik...

AYŞE kaş da temizlik...

ŞEYDA Yok, o Allah’ın verdiğini beğenmeyip değiştirmek olarak da algılanabilir.

AYŞE Botoks? Rağbet var mı?

RANA Var valla, Fatih’te de yapan güzellik merkezleri var...

Nefsinin izin verdiği ölçüde

AYŞE Kızlar, erkekler bu halimizle bize bakmıyor bile... Sizi ilgilendirmiyor olabilir ama beni fena halde ilgilendiriyor... Kafamda türbanla, kendini kadın gibi hissedemiyorum...

ŞEYDA Aaaa öyle deme... Bak şimdi kafanı Rana Abla bağlayınca ne güzel oldun! Kabul ediyorum, buraya girdiğin halin kötüydü, öylesine bağlanmış bir kafa... Özensizdi... Ama şimdi bir de Rana Abla’nın modellerine bak...

AYŞEBenim gözümde bütün modeller aynıydı...

RANA Olur mu öyle şey? Bir sürü farklı model var, farklı farklı bağlayarak, kendine değer verdiğini gösteriyorsun, o yüzden bu dükkanlar var... Erkekler de anlıyor farklı modelleri...

AYŞE Böyle bağlayınca, güzelliğe, süse, püse çok önem vermişim gibi duruyor... Dinde, amaç bir takım şeylerin altını çizmemek değil mi? Mümkün olduğu kadar az dikkat çekmek? Ben şimdi bu kafayla, deniz feneri gibi oldum. Bir de Rana, arkasını kuş yuvası gibi kabarttı, bu sivri kafayı herkes fark eder tabii...

ŞEYDA Haklısın tabii, çok dikkat çekmeyeceksin. Bence de kafanın arkasını deve hörcü gibi yapmak yanlış... Ben mesela öyle yapmadan bağlıyorum. Giydiğin renk de önemli. Fosforlu renkler giyip, "Tesettüre girdim" diyemezsin. Ama yapanlar var, daracık kotlar giyenler de var, bir kilo makyaj yapanlar da... Gerçi hepimiz insanız. Ve hepimiz, dinin kurallarını nefsimizin el verdiği ölçüde yerine getiriyoruz...

Normal dövme haram

MELEK Boynunuzda ne yazıyor?

AYŞE Kızımı ismi: Alya. Beğendiysen, yapan dövmecinin telefon numarasını verebilirim...

MELEK Yok olmaz...

AYŞE Neden? Dövme de mi yasak dinen?

MELEK Evet. Ben de seviyorum. Ama biz sadece Hint dövmesi yaptırabiliyoruz...

AYŞE Ama ben dükkana ilk geldiğimde, birinin omuzunda gördüm...

MELEK O Hint dövmesi...

AYŞE Ne farkı var? Görüntüsü aynı. Hem, hepimiz aynı sebeple yaptırmıyor muyuz? Hoşumuza gidiyor, bir de başkaldıran bir yanı var dövmenin...

MELEK Ama işte, sizinki, derinin altına işliyor. Abdest alınca sorun oluyor, su geçirmiyor. Bir de siz kendinize zarar veriyorsunuz, oysa bu vücut bize emanet. Böyle şeyler var dinde. Haram yani...

Türban takarken iğne yutan kadın

NİSA’da tanıştığım müşterilerden biri. "İğne yutulduğunu söylüyorlar doğru mu?" diyorum, "Doğru" diyor, "Örneği karşınızda duruyor!" Adını, eşinden dolayı vermek istemedi, ben de anlayışla karşıladım...

Yuttunuz mu o iğneyi!

Evet yuttum. Hazırlanıyorduk, dışarı çıkacaktık. Türbanımı takıyordum, iğneyi ağzıma aldım. Tam o anda hıçkırıverdim. İğne, önce nefes borusuna, sonra ciğerlere...

Hıçkırdım, girdi

Eyvah! Bir şey hissetmediniz mi? Batmadı mı oranıza, buranıza?

Batmaz olur mu? Boğazımda yan döndü, sonra gitti aşağılara...

Acımadı mı?

Acıdı, acıdı.

Pardon niye hıçkırıyordunuz siz?

Eşimle tartışıyorduk. Önemli bir şey değil, öylesine bir münakaşa. Ben ağlamaya başladım, sonra hıçkırdım, aldığım nefesle gidiverdi içeri. Tabii sonra münakaşayı filan unuttuk, iğnenin telaşına düştük. Hastaneye gittik.

Yol boyu "Senin yüzünden oldu!" diyor musunuz?

Yoo hayır. O zaten perişan oldu. Bense iğneden nasıl kurtulacağımı düşünüyordum. Çünkü nefes alırken batıyordu. Hemen bronskopi yapıtılar. Nefes borusuna kamera sarkıttılar. Epey bir süre iğneyi bulamadılar. Sonra film çektiler, ciğerimde saplı duruyormuş. Ameliyata karar verdiler.

Hayati tehlikesi var mıydı?

Hayır ama sevimsiz bir şeydi. Çok zorlamış bedenimi, kılcal damarlarım çatlatmış. Sonra ciğerimden yukarı yürümeye başladı. "Küçücük bir yer açacağız merak etmeyin" dediler, yaklaşık bir karıştan fazla açtılar. Bir ay sondalarla yaşadım, inanılmaz eziyet çektim. Bir minik iğne yüzünden. Şimdi ağzıma bile almıyorum...

Doktorlar alışık

Doktorlar şaşırdı mı peki?

Hiç. Onlar çok alışıktı, ben ilk değilmişim. "Son da olmayacaksınız!" dediler. Çok sık rastlanan bir şeymiş.

HAMİŞ 1

Dünkü "Maruz kaldığım zülmun adı haşema" yazısında geçen "Ninja Kaplumbağsı’na benziyorum" lafına üzülen, darılan, kırılan okurlar olmuş. Kızımın iki kamplumbağsı var, o kadar şeker ve komikler ki, siz beni yanlış anladınız, onları çok seviyorum ben. Tamam, belki dünyanın en estetik hayvanları değil ama şirinler. Şimdi kabul edelim, haşema da dünyanın en estetik giysisi değil. Hatta, şirin bile değil... Ama madem sizi üzdüm, özür dilemesini de bilirim!

HAMİŞ 2

Yine yer bitti, Rabia Yalçın yarına kaldı...
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52)

Konu LaEdri tarafından (14.07.2009 Saat 20:01 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir..
LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 15.07.2009, 12:05   #19
LaEdri
Usta Yiğido
 
LaEdri - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
LaEdri Şuan LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1260 LaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

Ayşe Arman cemaati kızdırdı

Arman'ın tesettüre girip izlenimlerini kaleme almasına cemaatin tepkisi sert oldu.



Hürriyet yazarı Ayşe Arman'ın tesettüre girip izlenimlerini kaleme almasına cemaatin tepkisi sert oldu. Zaman yazarı Gülerce, Arman'ı bombardımana tuttu: Gündemde kalmak için vücudunu sergiledi. Bir şey dedik mi? Camiden çıkan insanların karşısına mini etekle çıkmak gazetecilik değil...

Hürriyet yazarı Ayşe Arman'ın, tesettüre bürünerek muhafazakar semtlerde dolaşması ve izlenimlerini kaleme almasına 'cemaatten' sert tepki geldi. Fethullah Gülen'in yakın kurmaylarından Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, Ayşe Arman'a ağır sözlerle yüklendi ve Arman'ı 'vücudunu sergileyerek gündemde kalmakla' suçladı.

Akşam'ın haberine göre Gülerce, Arman'ın bir süre önce çırılçıplak pozlar verdiğini vurgulayarak şöyle dedi: 'Bir gazeteci gündeme, fikirleriyle, haberleriyle, röportajlarıyla mı yoksa vücudunu sergileyerek mi gelmelidir? Bence çırılçıplak poz vermenin gazetecilikle ilgisi yok.

Gündeme gelmekle ilgili bir şey. Çıplak pozlar verdi çok eleştirilince bu kez de örtündü. O eleştirileri gündemden düşürmek için bu sefer de bunu yaptı. İnsanları anlamak için yapmadı bunları Ayşe Arman. Gündeme gelmek için yaptı. Çıplak poz vermesi de gündeme gelmek içindi. Kapanması da gündeme gelmek içindi'

AYŞE ARMAN'A OTELCİDEN İNSANLIK DERSİ






15 Temmuz 2009 12:03

Ayşe Arman'ın kimliğini gizleyerek başörtüsü takıp otelde konaklaması ve gördüklerini Hürriyet'te tefrika etmesine en etkili tepki otel sahibinden geldi. Sözler Arman'a insanlık dersi gibi:

Ayşe Arman, tesettüre bürünerek ve kimliğini gizleyerek konakladığı Asya Hotel’in sahibi Adem Avcı, ünlü gazeteciyi 'etik davranmamak, kapkaç gazetecilik yapmak ve Anadolu kültürünü Türkiye gerçeğini bilmemekle' eleştirdi.

Cafesiyaset yazarı gazeteci Halit Tunç’un sorularını yanıtlayan Adem Avcı, bakın neler konuştu.

‘’Ayşe hanımın tesettüre bürünüp, kahraman gazeteci edasıyla, kimliğini gizleyerek, habere gizemlilik katarak otelimize girmesine gerek yoktu. Biz kendisini bir muhbir değil muhabir gibi ağırlar. İstediği yerde istediği şekilde çalışma yapmasını sağlardık. Müşteri kimliğiyle gelip, kap-kaç gazetecilik yapmaya hiç gerek yoktu.

Ayşe hanımın bu yazı dizisini okuduğunuzda orada aslında Türkiye yoktur. Anadolu gerçeği yoktur. Herkes bilir ki.. Anadolu’da bir gelin, yada genç kız aile büyüklerinin yanında soyunmak şöyle dursun, koltuğa uzanmaz. Bu bir terbiyedir, kültür ve yaşam biçimidir. Siz o gelini, genç kızı onlarca erkeğin gözleri önünde rahat biçimde denize sokamıyorsunuz, ayrı bir bölümde kendini rahat ve güvende his eder.

Bizim otellerimizdeki yaklaşım bu köklü gelenekten, inançtan geliyor. Hem kadınların sosyalleşmesini isteyeceksiniz hem de alternatif tatil tarzına karşı çıkacaksını, bu nasıl bir anlayış ve dayatma bilemiyorum.

Dünya’nın hiçbir ülkesinde tek tip tatil yoktur. Bu toplumu ‘’tek tipleştirmektir’’ Bu ülkedeki bütün kadınların, Ayşe hanım gibi giyinmesini, onun gibi yaşamasını, onun gibi düşünmesini, onun gibi tatil yapmasını beklemek, bunu dayatmak ‘ toplumda ayrımcılık ve ötekileştirmektir’

Tatil, bir insanın ruhen ve bedenen dinlenme, eğlenme ve kendini daha güvende his etme olayıdır. Sergi sanatı hiç değildir.

İnsanımız gösterişten uzak yaşamayı seviyor. Kendi özelleri vardır.Kendi inançları vardır.Bizim gibi tatil beldeleri bu inanç biçimine göre dizayn edilmiştir. En üst düzeyde bürokratlarımız arasında da, bu tarz tatil biçimini tercih eden bundan mutlu olanlarımız vardır.

Biraz politik konuşmuş olacağım ama, diyorum ki acaba, birileri yeni gündem yaratma çabası içindemi� Mesela bir dönem Türkiye falanca ülke oluyor kampanyası aynı yayın grubu tarafından başlatıldı. Namaz kılan liseli çocukların senaryo fotoğrafları manşetleri süsledi. Sonra senaryoların yazarları teşrife edildi.

Bir tarafın yaşam biçimini değer yargılarını, inançlarını geleneklerini eleştirebilirsimiz, ancak kullanacağız dil o kesimi aşağılamamalı.. Haşeme giymek size doğal olarak itici gelebilir. Ama onu giyenleri itici hale getirmek farklı şeyler.’’

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52)

Konu LaEdri tarafından (15.07.2009 Saat 12:16 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir..
LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 15.07.2009, 12:18   #20
heartache58
Usta Yiğido
 
heartache58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
heartache58 Şuan heartache58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 25.02.2014 14:13

Üyelik Tarihi: 23.11.2008
Mesajlar: 2.017
Tecrübe Puanı: 763 heartache58 BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: Ayşe Arman'ın türban yazı dizisi..

Kamusal alana da bekleriz Ayşe Hanım...

15.07.2009 09:46

NİHAT Odabaşı'dan almış talkını... Odabaşı demiş ki, soyunmak bir şey mi, sen asıl örtün de gör memleketteki zulmü. Ayşe Arman'ın aklına yatmış, hatta bir ampul yanmış kafasının üstünde... Evet, evet, bunu yapmalıyım olmuş... "O herkesin diline düşmüş, milleti de birbirine düşürmüş 'bez parçasını' kafama bağlayıp, şehr-i İstanbul'da bir o semte, bir bu semte gidecektim" diyor...
Yazı boyunca başörtülü halini defaatle sıkıldım, büzüldüm, ışığım söndü, ay çok yorucu gibi ifadelerle tarif ediyor. Bunlar Ayşe Arman'dan bekleyebileceğimiz şeyler. Ayşe, her fırsatta bakılmaktan ne kadar mutlu olduğunu söyleyen bir kadın. Giyimiyle, dekoltesiyle, saçıyla başıyla, neşesiyle yarattığı bir ambians üzerinden güzel olabilen bir kadının tesettüre girmesi bu ambiansı doğal olarak bozar, o kadının bu duruma sinir olması da doğaldır. Bu işe ne kadar bozulduğunu açık açık söylemesi, Ayşe'nin açık sözlülüğüne ve sevimliliğine puan bile kazandırabilir. Pekâlâ, "Aaa bana hâlâ bakıyorlar, demek ki hâlâ güzelim, demek ki başörtüsünün hiçbir etkisi yok, demek ki kadınlar kendisini kandırıyor, çözdüm ben bu işi, yaşasın!" da yapabilirdi, bu da beklenirdi.
Fakat açık sözlülüğün de bir sınırı var, kaldı ki bu açık sözlülük dediğimiz şey kötü niyeti de örtebilecek genişlikte bir yorgan değil, Ayşe öyle sanıyor, ama değil. Tesettürlü olma durumunu kâh "zavallı gibi görünmekle" kâh "komiklik ve saçmalıkla" ilintilendirmenin açık sözlülük ile ilgisi yok, sorumsuzlukla ilgisi var. Ben de kalkıp "Kırk yaşına basmadan çıplak fotoğraf çektirmeliyim" türü bir dürtüyü "zavallıca" ve saçma bulabilirim, buluyorum da nitekim, ama bunu bu şekilde ifade etmekten çekinmiş, nezaketsizlik olacağını düşünmüştüm şimdiye kadar. Ahan da şimdi ifade ettim. İyi mi oldu?


EMPATİ KURMAK DEĞİL, KÖPRÜLERİ YIKMAK


Arman'ın yazı dizisi "mahalle baskısının ölçümü" gibi güya sosyolojik bir sondaj yapılıyormuş havalarına büründürülmüş ki, bu tutum "Ayşecik tesettürde" macerasının tadını feci şekilde kaçırıyor. "Nişantaşılılardan bir tepki bekliyoruz, 'Hooop!' filan desinler ya da kötü bakışlar fırlatsınlar... Hiçbir şey olmuyor... Bir bakış fırlatıp hayatlarına devam ediyorlar. Laf yok, hakaret yok. Mahalle baskısı yok" gibi genellemelere varıyor.
Adeta bu ülkede başörtülüler hiçbir sıkıntı yaşamıyor, bir elleri yağda bir elleri balda demeye getiriyor. Hemcinslerini yalan söylemekle itham etmiş oluyor.
İşin kötüsü, daha baştan bozuk bir niyetle çıkıyor yola. Başörtüsünü "milleti birbirine düşürmüş" bir bez parçası olarak nitelendiriyor ve öyle düşüyor yola.
Bir milletin % 99'u Müslüman ise, bu millet nasıl olur da başörtüsü yüzünden birbirine düşer oysa? Anketlerin ortaya koyduğu şekilde bu milletin kadınları % 60'ı aşan oranlarda başını örtüyorsa, başörtüsü bu millet nezdinde bir konu demektir sosyolojik açıdan. Üzerinde böylesine büyük mutabakat olan bir konuda millet birbirine düşmez zaten.
Sorun milleti temsil etmekle görevli birimlerin, kurumların ve onların yandaşlarının milletle cedelleşmesindeki ısrardan doğmaktadır.
Milletin başörtüsünün serbest olmasıyla ilgili bir derdi yok. YÖK'ün ve "laiklik" ilkesinin en katı yorumunu benimsemiş sivil / askeri bürokrasinin ve sırtını onlara dayamış bir azınlığın derdi bu. Kamusal alanı her tür etnik renkten, her tür dinsel edimden arınmış renksiz, kokusuz bir yer I olarak tasavvur edenlerin başörtüsüyle bir derdi var. Onların yüksek sınıflara mensup yandaşlarının böyle bir derdi var. "Yurdumuzu Batılılara kötü gösteriyorlar" derdi. Ya da, "Aman türbanlı komşu istemem yanımda yöremde" gibi dertler.
Ama Ayşe'nin beklentisi herhalde arkasına bürokrasinin gücünü de almış olan bu varsıl, Batıcı, imtiyazlı mahallelerin başörtülülere sokağı da yasaklaması yönündevmiş ki o kılıkta Nişantaşı sokaklarında dolaşabiliyor olmasını bile yadırgamış hatun kişi. Pes... Pahalı içeceklerin servis edildiği, para kazanmak için açılmış "ticari işletmelere" girip kovulmayı beklemiş. Pes... İzninle, müsaadenle, elini vicdanına koymuş halinle, o kadar da olmasın be Ayşe... Çıtayı amma yukarı koymuşsun. Öyle ki garsonların sempatik davranmasını bile bu ülkede başörtülülere bir baskı uygulanmadığının delili yapıp çıkmışsın. Pes...

Yüz binlerce kadının binlerce gündür yaşadıkları sıkıntıyı tek bir güne sığdırıp böyle genellemelere varmak, kimse kusura bakmasın şaklabanlıktan başka bir şey değil.
Ayşe eğer sahiden empati kurmakla filan ilgileniyorsa, Reina önlerinde pazarlık yapmak gibi beyhude işlerle uğraşmayı bırakmalı, gerekirse birkaç ayı bu işe ayırmalı ve olayı yerinde tespit etmek üzere "kamusal alan"a sızmalı...
Sıkıyorsa bir üniversiteye girmeye çalışmalıydı Ayşe Arman, sıkıyorsa, bir iş başvurusunda bulunmalıydı. Üniversitelerin sosyal tesislerinde bir kola içmeye kalkışmalıydı, orduevlerine girmeyi denemeliydi. Bir yemin törenine girmeye yeltenmeli, bir mezuniyet törenine katılmalıydı:
Dahası, madem bu iş bu kadar sıkıntılı, kadınlar hangi inançla, hangi bilgiyle bu sıkıntıyı göze alıyorlar diyerek o anlayışın içinde derinleşmeyi denemeliydi. "Erkekler örttürüyor işte" deyip çıkmak kolay bir yol, ama bunun adına "empati kurmak" denmez, buna kolaya kaçan işgüzarlık denir. Gazetecilik refleksini tatmin etme adına lafügüzaf üretmek denir. İncittiğin binlerce kadın da cabası.

Nihal Bengisu Karaca

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
heartache58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 13:04.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.