Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
12 Eylül'de sandık başına. - Sayfa 15 - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Haberler > Dünya ve Türkiye'den Haberler
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Dünya ve Türkiye'den Haberler Dünya ve Türkiye'deki tüm haberleri burada bulabilirsiniz



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 27.07.2010, 13:59   #141
turkbeyı
Yiğido
NO AVATAR
 
turkbeyı Şuan turkbeyı isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 13.09.2010 20:43

Üyelik Tarihi: 17.07.2010
Mesajlar: 198
Tecrübe Puanı: 520 turkbeyı FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

Yorumunuza sonuna kadar katılıyorum.Budur.
Ama sizlerden bir isteğim var.Hassas olduğumuz konular üzerinde lütfen iftiralar atmayalım istiyorum.MeselaErgenekon konusunda ve madımak konusunda çok hassasımdır.Sizler elli ki bazı konularda benim kadar hassassınız.Bundan sonre bende dikkatli olmaya çalışacağım.Ama sizlerinde dikkatli olasınız isterim.Saygılar

Klavyem bozuktur.Cümledeki hatalar yüzünde n özür dilerim.

Herkese iyi günler.
__________________
Bir forum dolu cahil insanla uğraşılamaz.Hangisine cevap yetiştirebilirsin ki.Hadi eyvallah

Konu turkbeyı tarafından (27.07.2010 Saat 13:59 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi. Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir..
turkbeyı isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı turkbeyı'e Teşekkür Ediyor...
Alt 27.07.2010, 21:41   #142
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 13:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 56
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1020 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

B.KEMAL GÜRSOY ‘İĞNELİ FIÇI’
Perşembe 22 Temmuz 2010-07-23
Başbakan 20 Temmuz 2010 günü TBMM’deki, AKP grup toplantısı esnasında, kendi grubuna hitap etmek yerine MHP ve CHP’ye oy veren, o partilerin politikaları doğrultusunda referandumda “Hayır” demeleri muhtemel seçmene seslendi.
Duygu sömürüsünü çok iyi bilen ve 8 yılı ikmaline az kalan iktidarını buna borçlu olan Başbakan, 12 Eylül darbesinden sonra idam edilen solcu gençlerden Necdet Adalı ve Erdal Eren; Ülkücü gençlerden Mustafa Pehlivanoğlu ve namaz kıldığı esnada kafasına aldığı dipçik darbesi ile şehit olan Hüseyin Kurumahmutoğlu’nu anlattı. Konuşması sırasında Nevzat Çelik’in 1983 yılında Metris Cezaevi’nde yazmış olduğu ve o günlerdeki bir tutuklunun ruh halini yansıtan şiiri –ki bu şiir Ahmet Kaya tarafından bestelenmiş ve okunmuştur- Necdet Adalı’ya ithafen yazılmış gibi takdim etti. Sıra Ülkücüleri anlatmaya geldiğinde Hüseyin Kurumahmutoğlu’nun namaz sırasında başına dipçikle vurularak öldürüldüğünü söyledi. Mustafa Pehlivanoğlu’nun idam edilmeden önce ailesine yazdığı mektubu okudu. Mektubu okurken güya çok duygulandı ve ağladı. Hükümetinin Bakanı Ertuğrul Günay’ın babasının cenazesine katılamadığını söylerken, Prof. Dr. Mehmet Haberal’i es geçti.
Başbakan'ın konuştuğu güne kadar, ismini zikrettiği mazlumlardan haberinin olmadığı ve danışmanları tarafından eline tutuşturulmuş bilgileri aktardığı kanaatindeyim. "Şafak Türküsü" isimli şiirin, şairi tarafından Necdet Adalı'ya ithafen yazıldığı bilgisi sadece "Wikipedia"da yazılıdır ve buradan alınıp Başbakan'a bilgi olarak sunulmuştur. Nitekim, şairi de şiirin özellikle Adalı için değil, "idam ve anne olgusuna" işaret için yazıldığını beyan etmiştir.
Başbakan’ın unuttuğu bir şey vardı. Pehlivanoğlu’nun mektubunu bugün, Ülkücülerin çoğu ezberden bilir. Pehlivanoğlu’nun mektubundan Türk Milliyetçiliğine vurgu yapan cümleyi sansürledi. Mektup aynen şöyledir:

''Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yasa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı islemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakk'ın ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin.
Son olarak, abime, yengeme, yiğenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim.
Oğlunuz Mustafa''

“Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.” Cümlesini fark edilmeyeceğini zannederek sansürleyip, geri kalan kısmını, İsmail Dümbüllü rahmetliye taş çıkaracak bir kabiliyetle okuması çok manidardır.
İdam edildiği şartları anlatırken ağladığı Mustafa için Başbakan, “Mafya kopuğu”, “Irkçı, kafatasçı” “Kaba milliyetçi” tabirini uygun görüp, o güne kadar sık sık kullandığı için mi acaba sansüre başvurdu?
En yakın adamlarından birisinin Özel Kuvvet Polisleri için “Sarkık bıyıklı, MHP milisi gibi” demesinin üzerinden 2 iki gün geçmemişti.
2005 yılında “Boğaziçi Aydınları” ile görüşmesinin ardından “Bu devletin kimliği Türkiyeliliktir. Türklük devletin kimliği olamaz. Ancak alt kimlik olabilir. Burada yaşayanlara Türkiyeli denir” diyerek bu devletin Türk Devleti olmadığını ilan eden, Türkiye’yi 36 etnik gruba ayıran, Gürcü liderini ağırladığı sırada “Ben Gürcü’yüm, eşim Arap” diyerek Türk olmadığını izhar etme ihtiyacı duyan; Cumhuriyet kurulurken Banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!” sözü ile tanımlanmış Türk kavramından rahatsız olan, “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü bölücülük kabul eden zihniyetin temsilcisi olan Başbakan, bir Ülkücü şehidin yazdığı mektubu yetmiş milyonun önünde okurken ağlamaya çekinmiyor ama basın mensuplarına “Şehit cenazelerinde çok fazla ayılıp bayılma kareleri göstermeyin, annelerin ağıtlarını yayınlamayın” diyebiliyor.
Şehit cenazelerine katılmayı ar sayan, katılanları ise “ Şehit cenazelerinden nemalanmaya çalışan” olarak niteleyen Başbakan, mektubunu okurken ağladığı Mustafa’nın mensubu olduğu ve yukarıda saydığımız olumsuz sıfatları yakıştırdığı, oylarını talep ettiği Ülkücüler için “bunlar namaz kılmayı da bilmezler” diyerek aşağılamaya da gayret etmişti.
Sürekli istismar edecek bir şeyler bulabilen Başbakan, bu sefer yanıldı. Şehit cenazelerinin istismar edilmesi ile siyasi rakiplerini suçlayan Başbakan, dört mazlumun 30 yıllık cesetlerini çiğnemiş ve oya tahvil için istismar etmiştir.
Başbakan’ın mezkûr konuşmayı yaptığı gün yedi Mehmetçik şehit olmuş, yedi ayrı eve ateş düşmüştü. Maalesef onları rahmetle anma zahmetine bile katlanmadı. Onları oya tahvil edemez belki de oy kaybederdi.
Başbakan’ın 12 Eylül 1980 tarihinden başlayarak 20 Temmuz 2010 gününe kadar Ülkücüler için söylediklerini tek tek tahlil edeceğiz.
Şimdilik bu kadar ve netice: “Türk’üm” diyemeyen Başbakan’a NE DİYELİM EVET'Mİ HAYIR'MI kara sizlerin
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 6 Kullanıcı yiğidoturan'e Teşekkür Ediyor...
Alt 27.07.2010, 21:49   #143
yadel
Yeni Yiğido
NO AVATAR
 
yadel Şuan yadel isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 11.01.2011 20:51

Üyelik Tarihi: 20.02.2010
Mesajlar: 43
Tecrübe Puanı: 519 yadel FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

Vatan hainine iadei itibar gibi davranış akp den. İyice şaşırdılar ahmet kaya denen vatan haininide akladılar adları ak parti ya. Şarkısını kampanyada kullanacaklar HAYIR lı olsun.
yadel isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı yadel'e Teşekkür Ediyor...
Alt 02.08.2010, 12:33   #144
ÖnceVatan_58
Usta Yiğido
 
ÖnceVatan_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ÖnceVatan_58 Şuan ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.07.2012 09:54

Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 943 ÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOKÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

Türkiye için dönüm noktasi
Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa Degisikligi Paketi’ni “kismi iptalle” onaylamasinin ardindan referandum süreci basladi. Türkiye 12 Eylül’de sandik basina gidecek. Elmayla armudu ayni sepete koyan iktidar, vatandasin kafasini karistirarak sakli emellerine ulasmaya çalisiyor. Bu amaçlarin basinda Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin siyasallastirilmasi geliyor... Araya sikistirilmis sözde demokratik haklar üzerinden asil hedefe varilmak isteniyor. MHP ve CHP’den yapilan açiklamalarda referandumda “hayir” kampanyasi yapilacagi duyuruldu... Çok sayida sivil toplum kurulusu da “hayir” kampanyasina destek verecegini açikladi. Bu itibarla, YENIÇAG da vatandasin sesini yansitmak için referandum süresince tepki ve görüslere genis yer verecek. Türkiye için dönüm noktasi olan bu referandumun, Türk milletine “Hayir”lar getirmesini temenni ediyoruz...
Sivil darbenin bir ayagi
AKP’nin Anayasa paketinin, sivil darbenin en önemli ayagini olusturdugunu savunan Milliyet gazetesi yazari Melih Asik, “Halkoylamasindan ’Evet’ çikarsa, bu hukukun sonu olacak” uyarisinda bulundu.
AKP hükümetinin hazirladigi ve 12 Eylül’de referanduma sunulacak Anayasa paketine tepkiler büyüyor. AKP’nin çikarlari dogrultusunda hazirlanan paketi elestiren Milliyet gazetesi yazari Melih Asik, “Referandum” baslikli dünkü köse yazisinda, degisikligin sivil darbenin önemli ayagini olusturdugunu yazdi. Iste Asik’in o uyarilari:
Vahsi baskilar sonuç verdi
“AKP’nin dört bir koldan Anayasa Mahkemesi’ne yaptigi vahsi baskilar sonuç verdi, yüksek mahkeme AKP’yi memnun eden bir sonuç üretti.
AKP, ayni baski ve entrikalarla, elindeki devlet olanaklari ve yandas medyasini da kullanarak bu defa referandumdan evet çikarmak için savasacak. Çünkü bu anayasa degisikligi süregelen sivil darbenin en önemli ayagini olusturuyor.
Korumasiz kalacagiz
Halkoylamasindan ”Evet“ çikarsa; bu, ülkemizde yargi bagimsizliginin ve hukukun sonu olacak.
Yarginin iktidara baglandigi bir ülkede halki koruyacak hiçbir mekanizma kalmayacak.
Anayasa paketinin ne kadar demokrasi getirecegini Irfan Tuna’nin su tespitlerine bakarak anlayabilirsiniz:
”Bu degisiklik paketini düzenleyenler, hakkini arayan isçinin, memurun, emeklinin, ögrencinin gözüne biber gazi siktiranlardir...
Bu degisiklik paketini düzenleyenler, uyguladiklari politikalarla ülkemizdeki bir avuç dolar milyarderini daha zengin, on milyonlarca yoksulu daha yoksul yapanlardir...
Bu degisiklik paketini düzenleyenler, ülkemizin yeralti-yerüstü zenginliklerini, limanlarimizi, kiyilarimizi, ormanlarimizi, madenlerimizi, altin yumurtlayan kamu kuruluslarimizi ’babalar gibi’satip savanlar, hoyratça yagmalayanlardir...
Halk lehine olmaz
Bu degisiklik paketini düzenleyenler, isçiye, memura, emekliye zam yapmaya gelince ’Kaynak yok’ deyip, düzmece rakamlarla ’ekonomimiz söyle büyüdü, ticaretimiz böyle artti’ diye böbürlenmeye gelince mangalda kül birakmayanlardir.
Bu kafanin halk lehine bir anayasa degisikligi yapmasi olasi mi?
Hükümete ders verilmeli
Hürriyet gazetesi yazari Ahmet Hakan, “Refedandum hayir diyecegim” baslikli yazisinda gerekçelerini söyle siraladi:
“Çünkü... Hükümete bir “ders” verilmesinin, basta hükümet olmak üzere herkesin yararina olacagini düsünüyorum. Çünkü... Güçlü iktidarlarin, yüksek yargiyi kontrol altina alma girisimini tehlikeli ve korkutucu buluyorum. Çünkü... Yargiç ve savcilarin iktidarlarin denetimine geçmesini istemiyorum. Çünkü... Adalet duygumun zedelenmesini istemiyorum.
Amaçlari demokratiklesme degil
Çünkü... 12 Eylül’ü yapanlara yargi yolu açmadan 12 Eylül’den rövans alinacagina inanmanin safdillik olduguna inaniyorum. Çünkü... Kismi anayasa degisikligi yerine toptan anayasa degisikligi istiyorum. Çünkü... Hükümetin temel amacinin demokratiklesme olduguna zerre kadar inanmiyorum. Çünkü... Kimselerin “Dur” diyemedigi iktidarin totaliter egilimlerinin daha da artacagina inaniyorum. Çünkü... Demokratik adimlarin ancak uzlasmayla atilabilecegine inaniyorum.
Çünkü... YÖK’ü ele geçirdikten sonra tek bir sizlanma kelimesi bile etmeyenlerin, yüksek yargiyi ele geçirdikten sonra da aynisini yapacaklarindan eminim.
Hayir diyorum ÇÜNKÜ
Daha geriye götürecek
Cumhuriyet gazetesi yazari Sükran Soner de “Seçmenin oyuna yazik” baslikli yazisinda, paketi söyle elestiriyor: “Evet, 12 Eylül’de referandumda oy kullanacak seçmenin oyuna yazik; demokrasinin olmazsa olmaz ilkeleri; yasama, yürütme, yargi bagimsizligini 12 Eylül Anayasasi’ndan daha geriye götürecek; iktidarlara daha genis bir yargi bagimsizligi müdahalesi yetkisi veren son metin içine serpistirilmis, hepsi de kendi alanlarinda çok kisir kalan demokratiklesmeye iliskin makyaj degisikliklerin hiçbiri ise, bu yolda anlamli nefes aldirmayi içermiyor...
AB’nin çagrisi, çifte standardin belgesi
AB’den gelen “Çok memnunuz, pakete evet oyu verin” çagrisi AB siyasilerinin Türkiye’ye bakislarinin, demokrasiye iliskin çifte standartlarinin yeni çok ayipli bir belgesi... Türkiye’yi AB standartlarinda, ortaklik adayi bir ülke olarak degil, arka bahçelerinde istedikleri gibi kullanacaklari bir ülke konumunda tutma kararliliklarinin yeni bir disavurumu. AB ülkelerinin geçerli hukuk düzenlerinde hiçbir siyasi iktidarin yargi bagimsizligina böylesi müdahaleleri söz konusu bile edilemez... Çifte standartlari, yeni bir durum da degil...”
Yolsuzluklar bitmeyecek
Vatan gazetesi yazari, pakete hangi gerekçelerle hayir diyecegini “12 Eylül’de ne diyecegiz” baslikli yazisinda söyle ifade ediyor:
“Anayasa’da yapilan ve 12 Eylül’de önümüze gelecek olan degisiklikler, yasam kosullarimizi iyilestirecek mi?
Hayir!
Issizlere is bulma olanagi yaratacak mi?
Hayir!
Üç kurus maasa talim eden emeklilerin yüzünü biraz olsun güldürecek mi?
Hayir!
Yoksul daha yoksullasacak
Gelir dagilimindaki adaletsizligi giderecek mi? Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olmasini önleyecek mi?
Hayir!
...Büyük kentlerin en degerli arazilerinin iktidar yandaslarina verilmesini durduracak mi?
Hayir!
Akan kan durmayacak
Yolsuzluklari, usulsüzlükleri, rüsveti, istismari kökünden kaziyacak mi?
Hayir!
Ülkenin sahip oldugu en büyük sanayi ve hizmet sirketlerinin yabancilara satilmasini bitirecek mi?
...Güneydogu’da akan kani durduracak mi, annelerin gözyaslarini dindirecek mi?
Hayir!

Isçilerin emeginin sömürülmesinin önüne geçecek mi? Tüm dünyada dogal haklar arasinda kabul edilen genel grevi yasallastiracak mi?
Yolsuzluklar bitmeyecek
Vatan gazetesi yazari, pakete hangi gerekçelerle hayir diyecegini “12 Eylül’de ne diyecegiz” baslikli yazisinda söyle ifade ediyor:
“Anayasa’da yapilan ve 12 Eylül’de önümüze gelecek olan degisiklikler, yasam kosullarimizi iyilestirecek mi?
Hayir!
Issizlere is bulma olanagi yaratacak mi?
Hayir!
Üç kurus maasa talim eden emeklilerin yüzünü biraz olsun güldürecek mi?
Hayir!
Yoksul daha yoksullasacak
Gelir dagilimindaki adaletsizligi giderecek mi? Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olmasini önleyecek mi?
Hayir!
...Büyük kentlerin en degerli arazilerinin iktidar yandaslarina verilmesini durduracak mi?
Hayir!
Akan kan durmayacak
Yolsuzluklari, usulsüzlükleri, rüsveti, istismari kökünden kaziyacak mi?
Hayir!
Ülkenin sahip oldugu en büyük sanayi ve hizmet sirketlerinin yabancilara satilmasini bitirecek mi?
...Güneydogu’da akan kani durduracak mi, annelerin gözyaslarini dindirecek mi?
Hayir!
Isçilerin emeginin sömürülmesinin önüne geçecek mi? Tüm dünyada dogal haklar arasinda kabul edilen genel grevi yasallastiracak mi?

Hayir!
Kamuda sendikalarin örgütlenmesini engellemek için uydurulan “sözlesmeli isçi, sözlesmeli memur” haksizligini tarihe gömecek mi?
Hayir!
Memurlara grev hakki getirecek mi?
Hayir!
Üniversiteleri gerçek anlamda özerklestirip, bilim yuvasi haline dönüstürecek mi?
Hayir!
Siyasi kadrolasma sürecek
Yargidaki siyasal kadrolasmayi frenleyecek mi?
Hayir!
Muhalifleri uyduruk gerekçelerle, sorgusuz sualsiz kodese tikilmaktan kurtaracak mi?
Hayir!
O zaman son soru:
12 Eylül’deki referandumda ne demeyi düsünüyorsunuz?”
Hayir diyorum ÇÜNKÜ
Halkin sorunlarina çözüm getirmeyecek
“Vatandasin hiç kimseye güveni kalmadi. Hele bu hükümete hiç yok. Bu halk, kime güvenecek? Millet kimin dedigine inanacak? ’Emekliye müjde’ diye duyuruyorsun sonra 20 lira zam yapiyorsun. Milleti aksama kadar soyuyorlar. Hep ben, hep ben derlerse milletin de güveni kalmaz. Bu anayasa degisikliginin, sorunlarimiza çözüm getirecegine inanmiyorum. O yüzden hayir diyecegim. Gerçek sorunlarla ilgilensinler. Bugün bir ev kirasi en az 600 lira. Ben emekli maasimi kiraya verince ne yiyip içiyorum bunu sorsunlar. Milletvekillerinin küçücük çocuklarinin altlarinda son model arabalar var. Ben yillarca devlete hizmet ettim. Benim de arabam olsun, evim olsun. Ama hala bu yasta çalisiyorum.
Hükümet, elestirileri dikkate almadi
Abdülkerim Yüksel, (Teknisyen):
“Referandumda hayir diyecegim. Içerigini çok incelememe ragmen hayir demeyi düsünüyorum. Çünkü; hükümetin bugüne kadarki bütün olaylarda ve bu konudaki tavri ‘ben yaptim oldu’ seklinde. Demokratiklikten daha çok diktatörlüge benziyor. Kimseyi dinlemiyor ve elestirileri dikkate almiyorlar. Kendi bildiklerini yapiyorlar.”
Hayir diyorum ÇÜNKÜ
Cumhuriyeti ortadan kaldirmak istiyorlar
“Elbette hayir diyecegim. Çünkü bu hükümet her seyi eline alacak. Astigim astik, kestigim kestik, yagi bizim olsun, Genelkurmay Baskani emrimizde olsun ’otur diyelim otursun, kalk diyelim kalksin’ her sey, herkes bizim emrimizde olsun istiyorlar. Cumhuriyeti, Atatürk’ü yok edelim istiyorlar. Yüce Divan’dan kurtulmak istiyorlar. O yüzden de yeni yasa çikariyorlar. Asker yargilanacak ama kendileri yargilanamayacak. Parti kapanacak, milletvekilligi düsmeyecek. Yüce Divan yolunu kapatiyorlar. Vatandas ne oldugunu bilmeden oy verecek. Gazete okuyanlar biraz biliyor.”
Hayir diyorum ÇÜNKÜ
Çogunlugu temsil ettigini sanmiyorum
Mustafa Levent, (Bankaci): “Hayir diyorum çünkü, tek tarafli hazirlanan bir sey. Çogunlugu temsil ettigine inanmiyorum. Herkesin görüs belirttigi ve kabul ettigi ortak bir paket yapilabilirdi. Ayrica yargiya müdahale var. Yarginin bagimsiz olmasi gerekiyor. Halkin sorunlarini giderecek olumlu degisikliklerin olduguna da inanmiyorum.”
Vatandasin haklari kisitlaniyor
Uluslararasi Avrasya Egitimciler Dernegi Genel Baskani Suayip Özcan, AKP iktidarinin hazirladigi Anayasa Paketine referandumda mutlaka “hayir” denilmesi gerektigini söyledi. Özcan, Anayasa’nin “demokrasi” adina çikarildigini fakat demokratik haklari kisitladigini ifade ederek, Benim ve bagli bulundugum kurulusun Anayasa’ya karsi tavri olumsuzdur. Güven oylamasinda hayir verecegiz. Baktigimizda hükümet bir takim haklar verdigi intibasi uyandirmaya çalismistir. Haklar vermemistir öyle yansitmaya çalismistir” seklinde konustu.
Ipler hükümetin elinde
Özcan, söyle devam etti: “Örnegin memura sözlesme hakki verme, bugün toplu sözlesme ile görüsme arasinda pek fark yok. Grev hakkiniz yok. Sözlesme sonucunda uzlastirma kurulu kararina göre hareket edecek. Bunun için yapilanlar hiçbir anlam ifade etmeyecek. Sendikal haklarla ilgili bütün ipler hükümetin elinde olacak. Iktidar çalisanlara hiçbir sey vermiyor. Onun için memurlarin bu anayasaya hayir diyecegini düsünüyorum.”.
Halk elini baglamamali
Özcan, referandumdan evet çikmasi durumunda ise ülkeyi zor günlerin bekledigini vurgulayarak, “Referandumdan ’evet’ oyunun çikmasi sonucu hükümetin bundan sonra alacagi kararlarda daha radikal davranarak demokratik haklara daha da kisitlamaya gidecegini, kisilerin hak ve özgürlüklerde daha da yoksunlasacagini düsünüyorum. Dilerim Türk milleti kendi ayagini elini kendisi baglamaz. Bu anayasayi halkin elinin ayaginin baglanmasi olarak görüyorum. Ve milletin evet oyu ile kendi elini baglamayacagini tahmin ediyorum. Daha önceki anayasadan daha geride bir anayasa ile karsi karsiyayiz. Kendi haklarimizdan taviz vererek
iktidari güçlendirmis oluruz”

AKP NİN GİZLİ EMELLERİNE ALET OLMAMAK İÇİN ELBETTEKİ HAYIIR!
ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 02.08.2010, 12:38   #145
Cley
Moderator
 
Cley - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Cley Şuan Cley isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 8.021
Tecrübe Puanı: 10 Cley isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

Anayasa Mahkemesi ve HSYK nın siyasallaşmasından korkuyorlarmış Sanki siyasi değil şu an CHP boşuna mı her fırsatta soluğu Anayasa Mahkemesinde alıyor.

Evet çıkarsa tek kurşun yeter diyenler varmış. Biz yarım kurşuna da razıyız iş görsün de
__________________
Edep ile gelen Saygı ile karşılanır
Cley isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı Cley'e Teşekkür Ediyor...
Alt 02.08.2010, 13:37   #146
OSMAN ECE
Usta Yiğido
 
OSMAN ECE - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
OSMAN ECE Şuan OSMAN ECE isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2018 15:36

Üyelik Tarihi: 10.02.2009
Mesajlar: 27.526
Tecrübe Puanı: 3305 OSMAN ECE FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

Alıntı:
turkbeyı Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Gündeme getiren mi var?Hepsi bir şekilde olaydan haklandı.İşin piyon tarafı ceza çekiyor.

Hatırlatırım Başbakan tansu çiller ne demişti?''Oradaki halka bir zarar gelmediği için sevinçliyim (orada toplananlara söylüyor)''
Demek ki tansu ve tayfası madımakta yananlara sevinmişler ve de öyle konuşmuşlar.Yananlardan haberleri bile yok.Kışkırtanların haklanmasında bu ekibin rolü büyük.
yangının yanına körükle gide gide bu ülkeyi bu hale getirenler sen ve senin gibi
düşünenler lütven hepimiz bu ülkenin insanıyız yıllardır bu kara leke sivasın üstünde ve kara kabus oldu yapmayın ne olur böyle takışmak böyle atışmak hepimize ve her kesime zarar verir lütven gençler
OSMAN ECE isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar OSMAN ECE'e Teşekkür Ediyor...
Alt 02.08.2010, 14:08   #147
Klimasuyu
Usta Yiğido
 
Klimasuyu - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Klimasuyu Şuan Klimasuyu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 02.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1405 Klimasuyu isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: BBP 12 Eylül fotoğrafları ile EVET diyecek.

Alıntı:
Nikbin Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster



BBP 12 EYLÜL FOTOĞRAFI İLE `EVET` DİYECEK

Referandumda anayasa değişikliği paketine destek vereceğini açıklayan Büyük Birlik Partisi (BBP), önümüzdeki günlerde sahaya çıkıyor.

BBP, `evet` kampanyasında, merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu`nun 12 Eylül`de yargılandığı sıkıyönetim mahkemesi salonundaki fotoğrafını kullanacak. Böylece, darbe yönetiminin özellikle Mamak Cezaevi`nde ülkücülere uyguladığı işkenceler kamuoyuna hatırlatılacak. Genel Başkan Yalçın Topçu, sloganlarının "24 saat kesintisiz demokrasi için yetmez ama evet" şeklinde olacağını açıkladı.

Referandumda anayasa değişikliği paketine destek vereceğini açıklayan Büyük Birlik Partisi (BBP), önümüzdeki günlerde sahaya çıkıyor. BBP, `evet` kampanyasında, rahmetli lideri Muhsin Yazıcıoğlu`nun 12 Eylül`de yargılandığı sıkıyönetim mahkemesi salonundaki fotoğrafını kullanacak. Böylece, darbe döneminin özellikle Mamak Cezaevi`nde ülkücülere uyguladığı işkenceler kamuoyuna tekrar hatırlatılacak. Ayrıca demokrasi ve insan haklarıyla ilgili vurguların yer aldığı afişler kullanılacak.

Referandum stratejileri hakkında Zaman`a bilgiler veren BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, sloganlarının "24 saat kesintisiz demokrasi için yetmez ama evet" şeklinde olacağını açıkladı. Topçu, referandumun siyasi tartışmalara hapsedilmemesi gerektiğini savundu. Anayasa değişikliğini AK Parti`nin değil, milletin ve ülkenin meselesi gördüklerini belirterek, çalışmalarını bu anlayış doğrultusunda yürüteceklerini bildirdi. CHP ve MHP`nin değişikliklere karşı çıkmasını da eleştirdi. "Hayırda hayır var" sloganı için "Ne hayır var?" sorusunu yöneltirken, 12 Eylül`den çeken bu iki partinin tavrını garipsediğini söyledi. Topçu, "Darbecilere yargı yolunu açan geçici 15. madde tek başına destek vermek için yeterli. Cuntacılardan hesap sorulmasını öteden beri istiyorduk. Partiler, samimiyet sınavından geçecek." ifadelerini kullandı.

Paketin başka önemli düzenlemeler de içerdiğini vurgulayan BBP lideri, şöyle devam etti: "Mevcut Anayasa`yı istemiyoruz. Referandum, bu anlamda küçük gedik açacak. HSYK gibi bir yapıyı istemiyoruz. Bu, bir partinin veya kesimin meselesi değil, bütün ülkenin meselesidir. Bir hak, hukuk mücadelesidir. Millet menfaatleri söz konusu olduğunda siyasi kaygılar geri planda kalmalı."

Başbakan`ın `referandum ve terör` konularındaki randevu talebine olumlu cevap veren Yalçın Topçu, bugün kendisiyle yapacağı görüşmede 8 sayfalık bir öneri paketi sunacak. Bununla, Ankara Anlaşması`nı hatırlatıp sınırı Gabar Dağları`nın güneyine çekmeyi, terörle mücadele için mobil birlikler kurmayı ve idam cezasının getirilmesini önerecek.

Topçu, terörle mücadele ederken temel hakların da verilmesi gerektiğini kaydetti. "Gülün adı ha gül olmuş ha roj olmuş, ne fark eder?" diye soran BBP lideri, insanların anadiliyle konuşmasını savunduklarını ifade etti. Merhum Yazıcıoğlu`nun meseleye yaklaşımını da şu örnekle anlattı: "Rahmetli liderimize başka dilde televizyon yayını sorulmuştu. `Ne olmuş, kırmızı noktalı yayınlar izleniyor da, benim kardeşimin diliyle neden yapılmasın? Bunlar ayıp şeyler` cevabını vermişti
Hani hep diyoruz ya "R.Tayyip Erdoğan Muhsin YAZICIOĞLU'nun çok yakın dostuydu" diye...

Bugün Muhsin YAZICIOĞLU yaşasaydı eminim en çok O kızardı idam edilen arkadaşlarının üzerinden siyaset yapılmasına, en çok O kızardı tüm maddelere ya "evet" ya da "hayır" denilerek milleti dalevereye getirip "evet" demeye zorlamaya, en çok O kızardı "Allah izin verir de İktidar olursak Diyarbakır'da yargılayıp Habur'da asacaz" dediği sözde kürdistan lideri barzaninin Ankara'da kürtçe "abi" denilerek karşılanmasına, eminim en çok O kızardı "mehmedim" dediği askerleri şehit eden teröristlerin serbest bırakılıp il il miting yapmalalarına izin verilmesine ve maçlarda devletin kaymakamıyla birlikte ŞEREF tribününde oturtulmalarına, eminim en çok O kızardı idamı sırf onu asmak için geri getireceği apoya yeni ve lüks bir cezaEVİ yapılmasına...


Muhsin YAZICIOĞLU yaşasaydı "evet" derdi ama SİVİL bir Anayasaya "evet" derdi siyasi bir Anayasaya değil!...
Klimasuyu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Klimasuyu'e Teşekkür Ediyor...
Alt 02.08.2010, 14:11   #148
filografozan
Usta Yiğido
 
filografozan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
filografozan Şuan filografozan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 30.06.2014 01:13

Üyelik Tarihi: 05.04.2010
Yaş: 54
Mesajlar: 3.298
Tecrübe Puanı: 840 filografozan FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

Referandum öncesi kafalar iyiden iyiye karıştı.
Kim ne yapacağından emin değil, komplo teorilerinin bini bir para..
Herkes bu işin perde arkasını, aslını ve geleceğini merak ediyor..
Toplum 3’e ayrıldı, EVET’çiler, HAYIR’cılar ve ne yapacağını bilmeyenler..
EVET’çiler çoğunlukta. Bana kalırsa oy oranı % 60’ın üzerinde gerçekleşecek gibi.
Beni asıl ilgilendiren, bu süreçte yaşanan sorgulamalar..
Eğer bundan sonraki değişikliklerin önünü açacak olan bu değişikliğin ardından beklenen değişiklikler gelmezse, işte o zaman asıl sorun yaşanacak demektir..
Bu süreç, geçmişin hesaplaşması kadar, geleceğin şekillenmesine yön verecek bir iradenin ete kemiğe bürünmeye başladığı bir süreç olacaktır..
Referandum bu açıdan sadece Anayasa referandumuna “evet” anlamına gelmiyor. AK Parti’ye de bir görev yüklüyor.. AK Parti ağır bir sorumluluk yükleniyor.. Önümüzdeki seçimlerde halk iktidar partisinden bu konuda teahhüd bekleyecek. Kadrosunu bu teahhütlerine uygun kişilerden oluşturmasını isteyecek. Bu işin bahanesi olamaz artık..
Ya bu işe kalkışmayacaktınız, ya da şimdi neticelendireceksiniz..
Bu rüzgar sadece AK Parti’nin teahhütleri ve teahhütlerine uygun bir kadro oluşturması yönünde bir sonuca sebeb olmayacak, aynı zamanda diğer muhalefet partileri de bu konudaki iddialarına göre bir teahhüt ve kadro profili ile halkın önüne çıkacaklar.
Yani 12 Eylül referandumu, 2011 parlamento seçimlerinin gündemini ve kadro yapısını da belirleyecek..
Aslında iktidarın referandumdan hemen sonra atacağı adımlarla aslında yeni bir süreci başlatması gerekecek..
Zaten referandum sonrası yoğun bir gündem söz konusu. Ardından hükümetin, özellikle Anayasa değişikliği ve birtakım temel yasalarla ilgili bazı konuları hemen şimdiden gündeme alması gerekecek.
Mesela bunlardan biri şu malum, iç hizmet yönetmeliği konusu..
Madem CHP “tamam” dedi. Şu YÖK konusu da öncelikle ele alınabilir..
Anayasa değişikliğine bağlı yeni yasa değişiklikleri, yasa değişikliğine bağlı yeni yönetmeliklerin zaman geçirilmeden hayata geçirilmesi gerek..
Belki, şu arşiv konusunun yeniden ele alınması gerek.. Tüm arşivlerin Başbakanlık’ta toplanması gerek.. Ve bunların belli süreler içinde açıklanmasının garanti edilmesi, aynı zamanda, yargı denetimine açık olması yanında, özellikle kişisel haklar ve siyasi zorunluluklar bağlamında gizliliklerinin korunması da gerekiyor..
‘Kozmik Oda’da yargı incelemesi konusunda yaşanan sorunlar bir daha tekrarlanmamalı.. Devlet arşivi öyle devlet kurumları arasında pay edilemez.. Kırmızı kitabı Bakanlar bile görmezken, sauna çetesinin manken kızlarının çekmecesinden çıkması gibi rezaletlerin bir daha yaşanmaması gerekiyor..
Şu Balyoz davasının böyle bir zamana denk gelmesi, aslında muhteşem bir tevafuk.
Hele bu tutuklama kararı ve TSK’nın bazı unsurlarının sanıklara yardım ve yataklık etmeye kalkmasına ilişkin iddialar...
Yetmedi, şu Ankara’da ele geçen iki kamyon dolusu bomba..
Gizlemeye çalıştıkları derin gerçekleri dağdaki sağır sultan bile duydu..
Arkası arkasına yeni belgeler, dinleme kayıtları düşüyor, yeni yeni tanıklar ortaya çıkıyor, itiraflar geliyor derin gerçeklerle ilgili..
Meğer bizim kahraman paşalarımız ne haltlar yemişler. Hepsi Atatürkçü, ulusalcı geçiniyorlardı. Meğer ulusun malını gasp edip, milli iradenin tecelligahı kabul edilen parlamentoya kilit vurup, dernekleri, partileri kapatmayı planlayanlar, hukuk devletine tuzak kuranlar, halkın, kimliği, kültürü üzerine planlar yapanlar, aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdırıp, onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışanlar da aynı çevreler değil mi imiş..
Meğer Atatürk onlar için bir kamuflaj elbisesi, dokunulmazlık zırhı imiş.. Lâikliği halkın inancı ile savaş için silah olarak kullanmışlar..
Bu YAŞ, TSK için tarihi bir dönüm noktası olacak.. Eğer direnirler, darbeci paşaları terfi ettirerek tavırlarını sürdürecek olurlar da, bu ülkeye de, millete de zarar verir. Dahası, bu kadroların akıbeti hayrolmaz. Bugünkünden çok daha trajik bir sona mahkûm olurlar..
Geri dönüş mümkün değil, hiçbir şansları da yok.. Deşifre oldular, suçüstü oldular..
Darbe yapacak olsalar, zaten yaparlardı.. Kendi içlerinde bile görüş birliği yok.
Kendileri himmete muhtaç paşaların emirlerindeki kişileri kurtarma gücü de yok artık..
Bunlar zafer ve yenilgi durumunda birbirlerini yerler. Zaferde makam ve rant kavgası, yenilgide sorumluluk suçlaması yüzünden.. Önce “içimizdeki hain kim” sorusu sorulur. Sonra, kimin ihmali var! Kim yanlış yaptı? Ardından kimin davayı sattığı, kimin malı götürdüğü, kimin kimle anlaştığı gelir ve son aşamada, herkes olup bitenin suçunu birbirine yüklemeye başlar.. “O dedi, ben yapmadım, o yaptı” diye birbirlerine girerler.
YAŞ kadar, YAŞ sonrası da önemli..
Göreceksiniz, bu YAŞ tartışmaları burada bitmeyecek. YAŞ sonrası da devam edecek ve yeni YAŞ’lar gelecek.. Bu arada “Benden sonrası tufan, ben yoksam başkasına da yar etmem burayı” diyenler, YAŞ’ın yanında KURUları da yakmaya çalışacak..
Bunların planında geri çekilme, ricat diye bir bölüm yok. Taktik geri çekilmeler not edilmiş sadece.. Erteleme, yavaşlama ama sonuçta hep aynı istikamette ilerleme. Böyle bir şeyi ihtimal olarak bile düşünmemişler. Öyle ya; Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK’lar hepsi ellerinde.. AYM, HSYK, Barolar, Danıştay’da o kadar çok dostları var ki!
Ama işte trajik son. Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.. Evdeki hesap çarşıya uymadı.. Olmaz denen şey oldu..
Buyurun paşam, savcı bey sizi bekliyor.. Öyle GATAKULLİlerle kurtulamazsınız.. Oyun bitti, kabus bitecek. Korku da.. Kan da, kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyaset de, terör de.. Bundan sonra atacağınız her adım, aleyhinizde delil olarak kullanılabilir.. “Gönüllü avukatlarınız” ve dostlarınız kendi paçalarını kurtarma derdindeler.. Hem baksanıza Encümen-i daniş bile artık açıkça toplanmıyor nice zamandır. Pabuç pahalı komutanım.. Sizin başınıza gelen neyse de, yargıdaki “sizin iyi çocuklar”ın bizim gazetenin sorumlu müdürüne yaptığınıza baksanıza. Ya sizi yargılayan hakimler de böyle davransaydı, nice olurdu haliniz?.. Sizi yargılayanlar, “sizinkiler”den daha merhametli..
Selam ve dua ile..

abdurrahman dilipak....
filografozan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar filografozan'e Teşekkür Ediyor...
Alt 02.08.2010, 14:44   #149
ÖnceVatan_58
Usta Yiğido
 
ÖnceVatan_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ÖnceVatan_58 Şuan ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.07.2012 09:54

Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 943 ÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOKÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

Referandum’da neden “hayır” denmeli?
Sevgili okurlar; bu hafta sizlere Anayasa değişiklikleri ile ilgili bazı noktaları sunmak istiyorum. Siyasete atılarak CHP Parti Meclisi’ne seçilen anayasa profesörü Süheyl Batum’un hazırladığı “AKP Anayasası ile ilgili sorular cevaplar” niteliğindeki çalışmasını sizlerle paylaşmak istiyorum. Batum’un saptamaları referandum konusunda ufkunuzu açacaktır. Hepinize şimdiden iyi haftalar dilerim...

ANAYASA NEDEN ÖNEMLİDİR?

Çünkü toplumun, toplumdaki değişik grupların, katmanların isteklerini yansıtır. Onların ayrı ayrı haklarını korur. İşçilerin haklarına yer verir. Sendikaların haklarına yer verir. Sendikasız çalıştırılanların, emeklilerin, işverenlerin, kadınların, çocukların, engellilerin, değişik mezheplerdeki yurttaşların, öğrencilerin, küçük esnafın, yargının, basın emekçilerinin, gazilerin ve bu ülke için canını vermiş şehit ailelerinin, TEKEL işçilerinin, çiftçilerin, tarım kesiminde çalışanların haklarını korur.

ANAYASA NASIL YAPILIR?

Yapar; Anayasa’yı yaparken, tüm bu grupların temsilcileri çağrılır, görüşleri alınır, talepleri alınır. Anayasa bu taleplerin tümüne yer verebildiği oranda demokratik bir anayasa olur. Ve anayasa, ancak böylece bir “toplum sözleşmesi” olur.

AKP ANAYASASI BÖYLE Mİ YAPILDI?

Hayır. AKP tek başına Anayasa’yı yaptı. Hiçbir partinin görüşlerini almadı. Tüm sivil toplum örgütlerine “üç gün süre” verdi. CHP’nin “üç maddeyi ayırıp, diğerlerini beraber oylama” önerisine cevap bile vermedi. Bugüne kadar yapılan tüm çalışmalara, diğer partiler ya da sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan taslaklara dönüp bakmadı bile.

ANAYASA TEK PARTİ TARAFINDAN YAPILABİLİR Mİ?

Hayır. Çünkü o zaman “toplum sözleşmesi” olmaz, “parti anayasası” olur. “AKP anayasası” olur.

1982 ANAYASASI İLK KEZ Mİ DEĞİŞTİRİLİYOR?

Kesinlikle hayır. 1982 Anayasası, bundan önce tam 16 kez değiştirildi. Bu sonuncusu ise, 17’inci değişiklik oluyor. Yani darbe Anayasası’nı ilk kez değiştirdikleri tam bir “yalan”, tam bir “göz boyamaca”. Üstelik bu değişikliklerin yedi tanesi, daha AKP iktidara gelmeden yapılmıştı. Hem de o dönemde TBBM’de bulunan tüm siyasal partilerin katılımları ile... Yani AKP’nin ve yandaş aydınların(!) iddia ettiği gibi, 1982 Anayasası, ilk kez değiştirilmiyor. Bundan önceki değişiklikler de yine aynı kişilerin iddia ettikleri gibi “makyaj niteliğinde” değişiklikler değil.

DEĞİŞİKLİKLERE AKP YAPTIĞI İÇİN Mİ KARŞI ÇIKILIYOR?

Buna da kesinlikle hayır. AKP iktidarı, bugüne kadar tam 9 kez Anayasa’yı değiştirdi. Bu son yapılan da 10’uncusu oluyor. Ve bugüne kadar yapılan bu 10 değişiklikten sadece 3’ü toplumda tartışma yarattı. Çünkü üçü de, diğer siyasal partileri, sivil toplum örgütlerini ve tartışmaları dikkate almadan, tamamen “baskıcı bir anlayış” ve “benim çoğunluğum var, her istediğimi yaparım” mantığı içinde yapılmıştı. Aynen şimdi tartıştığımız son değişiklik gibi.

TÜRKİYE’DE BUGÜNE KADAR NELER TARTIŞILDI?

Kısaca sıralayalım; dokunulmazlıklar, cumhurbaşkanının yetkileri, kadın hakları, partilerin iç işleyişlerinin demokratik olmaması, lider sultası, YÖK, yargının dosya çokluğu nedeniyle geç işlemesi, yolsuzluklar, Alevilerin hakları, etnik kökenli vatandaşlarımızın kültürel hakları, sendikal haklar, grev hakkının sınırları, yüzde 10’luk insafsız seçim barajı, kültürel haklar, HSYK’da bakanın ve müsteşarın yer almaları. İşte tüm bunlar, 1982’den bu yana tartışıldı. Tüm partilerin, siyasal grupların, sivil toplum örgütlerinin talepleri olarak ortaya çıktı.

AKP ANAYASASI BU TALEPLERE YER VERİYOR MU?

Hayır. Hiçbirine yer vermiyor. AKP Anayasası’nda ne dokunulmazlıklar sınırlanmış, ne partilerin iç işleyişi ile ilgili bir düzenleme var, ne YÖK değiştirilmiş ne kadınlara kota getirilmiş, ne sendikalara bir hak getirilmiş, ne işçilerin insanca yaşam hakları güvenceye alınmış. AKP Anayasası, bunların herhangi birine yer vermiş mi? Hayır.

AKP ANAYASASI’NDA NE VAR?

Sadece “göz boyamacılık” var. “Hak getiriyoruz” görüntüsü altında “hiçbir hak, özgürlük, yenilik” getirmemek var. Bir tek “AKP iktidarının yargıya tek başına egemen olması” var. Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamını iki kişinin seçmesi var. Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmesi var. İleride kendilerini Yüce Divan olarak yargılayacak mahkemenin tüm üyelerini kendilerinin seçmesi var. Böylece Yüce Divan’dan kaçma yolu var.

KADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK VAR MI?

Hayır. Sadece “bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz” diye bir ibare ekleniyor. Bu ne anlama geliyor? Hangi tedbirler? İleride alınacak tedbirler. Peki süresi ne bu tedbirlerin? Yani ne zaman alınacak bu tedbirler? Belli değil, “alınacak” demiş ya. Böyle bir pozitif ayırımcılık olur mu? Örneğin kadınlar bu düzenlemeden sonra TBMM’de ne kadar oranda temsil edilecek? Ya diğer örgütlerde? Böyle bir oran yok. Çünkü “gerçek bir pozitif ayrımcılıktan” söz eden yok.

TOPLU SÖZLEŞME HAKKI VAR MI?

Yok. Eski düzenlemede yer alan “toplu görüşmenin” adı toplu sözleşme yapılmış o kadar. “Toplu sözleşme yapılması sırasında” memurlar idare ile uzlaşırlarsa iş tamam, ama ya uzlaşmazlarsa? AKP Anayasası şöyle diyor: “Uyuşmazlık çıkması halinde taraflar kamu görevlileri hakem kuruluna başvurabilir”. Nasıl bir kurul bu? Bürokratlardan oluşan bir kurul. Yani memurlar idare ile anlaşamazlarsa, idarenin kurduğu “hakem kurulu” karar veriyor. Peki nasıl bir sözleşme bu? Sonucu yine idareye bağlı. Acaba “kamu görevlileri hakem kurulunun” kararlarını beğenmezlerse, memurların yargıya gitme hakları var mı? Hayır. AKP Anayasası onu da engellemiş: “Kurulun kararları kesindir” diyor. Yani tam bir yalan. Ortada ne toplu sözleşme var. Ne uzlaşma olmazsa grev hakkı ne de yargıya gidebilme hakkı var.

ÇOCUKLAR KORUNUYOR MU?

Anayasa aynen şöyle bir düzenleme getirmiş. “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır”. Peki bu düzenleme olmazsa, “devlet çocukları istismara ve şiddete karşı” koruyamayacak mı? Engel mi var? Anayasa’da zaten 41. maddede “çocukları korur” diye bir düzenleme yok mu? Bunun yeni getirilenden farkı ne? Hiçbir farkı yok. Amaç zaten “yeni bir hak getiriyormuş” gibi yapmak ve göz boyamak. Esas amacı saklamak.

KAMU DENETÇİLİĞİ GELİYOR MU?

AKP Anayasası şöyle diyor: “Kamu denetçiliği kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.” Bu kadar. Tabii bir de “iktidar partisi çoğunluğunun tek başına seçeceği” getirilmiş. Peki kurumun yetkileri, görevleri? Bunların hiçbiri Anayasa’da yok. Örneğin ne zaman başvurulur? Kararları yargı ile çatışabilir mi? Çatışırsa ne olur? Şikâyetleri inceler incelemesine de, sonra ne yapabilir? AKP iktidarı neden bunları düzenlememiş? Acaba unutmuş mu? Oysa dünyadaki örneklerinde de, en çok sıkıntı yaratacak konular bunlar. Anayasa’da bunlara çözüm getirilmesi gerekir. Acaba AKP iktidarı, tüm bu konuları ve dünyadaki örnekleri ve uygulamaları bilmiyor olabilir mi? Bu denli “yetersiz bir düzenlemeyi” sakın bilerek, isteyerek getirmiş olmasın?

EKONOMİK SOSYAL KONSEY VAR MI?

AKP Anayasası şöyle diyor: “Hükümete istişari nitelikte görüş bildirmek üzere ekonomik ve sosyal konsey kurulur.” Şimdi burada “yeni bir kurum mu” kurulmuş? Kesinlikle hayır. Ekonomik Sosyal Konsey zaten var. Bakan istediği zaman toplanıyor, istemediği zaman toplanmıyor. AKP Anayasası’nda bu değişiyor mu? O da hayır. Görüş bildirmekten öte bir görev ya da yetki verilmiş mi? Ona da hayır. AKP iktidarı neden bunları düzenlememiş? Acaba unutmuş mu? Acaba AKP tüm bu konuları ve dünyadaki örnekleri ve uygulamaları bilmiyor olabilir mi? Bu denli “yetersiz bir düzenlemeyi” Anayasa’ya koymuş olmanın bir artısı var mı? Kesinlikle hayır. O halde sakın bilerek, isteyerek yapmış olmasın? Yani diğer maddeler gibi, sadece “dostlar alışverişte görsün” düşüncesi ile getirilmiş olmasın?

SON SÖZ: Şimdi bir kez daha düşünelim. Yukarıda söylediklerimiz doğru değil ise, eleştirilerimiz haklı değil ise, unutulanların gerçekten unutulduğunu düşünüyorsanız, Anayasa’ya “evet” verin, ama söylediklerimiz doğru ise, Anayasa’ya “hayır” verelim.

Can ATAKLI / VATAN
ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 02.08.2010, 17:05   #150
LaEdri
Usta Yiğido
 
LaEdri - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
LaEdri Şuan LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1259 LaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.

Alıntı:
Cley Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Anayasa Mahkemesi ve HSYK nın siyasallaşmasından korkuyorlarmış Sanki siyasi değil şu an CHP boşuna mı her fırsatta soluğu Anayasa Mahkemesinde alıyor.

Evet çıkarsa tek kurşun yeter diyenler varmış. Biz yarım kurşuna da razıyız iş görsün de
Aynı şeyi ben de söylemiştim.Yargı zaten olabildiği kadar siyasi.CHP ve onun kafa zihniyeti tarafından siyasi.Şimdi korkuları yargı bizim taraftan Ak Parti ve o taraftaki düşünceye geçeceke korkusu.Hepsi bu!
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52)
LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar LaEdri'e Teşekkür Ediyor...
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
AB'ye EVET mi?, HAYIR mı? Arif Coşkun Anketler 245 09.02.2013 13:37
Başına iskele demiri düşen işçi yaralandı Sivaslilar.Net Haberler 0 12.03.2010 09:19
Koyulhisar Esnaf Odası 28 Ocak’ta sandık başına gidecek Sivaslilar.Net Haberler 0 21.01.2010 14:45
4 Eylül'de Dev İsimler Sivaslilar.Net Anasayfa Haberler 9 02.09.2009 00:06
Çeşme başına yıkıldı gürün_güzeli Dünya ve Türkiye'den Haberler 0 23.07.2008 13:01


WEZ Format +2. ?uan Saat: 11:46.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.