Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Darwinistlerin "Yaşayan Fosiller" Tedirginliği - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Haberler > Teknoloji Haberleri
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Teknoloji Haberleri Teknolojiye dair haberler burada



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 03.02.2015, 20:51   #1
kaanansay
Yiğido
NO AVATAR
 
kaanansay Şuan kaanansay isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 04.02.2015 21:09

Üyelik Tarihi: 01.04.2009
Mesajlar: 101
Tecrübe Puanı: 581 kaanansay FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Pfeil Darwinistlerin "Yaşayan Fosiller" Tedirginliği

Evrim teorisini savunmak adına yazılan makalelerde, yapılan haberlerde ortak bir nokta dikkati çeker: Bilimsel dayanağı olmayan ve güneşi balçıkla sıvamaya çalışmak kadar anlamsız cümleler…

American Scientist dergisinin Kasım-Aralık 2014 sayısında yayınlanan "Yaşayan Fosiller Hakkındaki Evrimsel Gerçek" başlıklı makale de bunun bir örneğini görmek mümkün.

Bu makalede “Yaratılış Atlası’ndaki fosiller ile bu canlıların günümüzdeki hallerinin fotoğraflarının yanyana kullanılmasının evrimi çürütecek yönde bir delil teşkil etmediği” ana fikri görülüyor.

Makaledeki iddialardan biri, “Yaşayan fosil tabirinin yanlış kullanıldığı, yaşayan fosillerin evrim anlayışını çürütmediği ve evrim aleyhinde delil teşkil etmediği” şeklindeydi. Tabi ki bunlar bilimsel açıklama getirmekten çok uzak.

Öncelikle belirtmek gerekirse evrim teorisini yanlışlamanın ya da doğrulamanın yegane yolu bilimdir. Bunun için paleontoloji, mikrobiyoloji, genetik, zooloji gibi bilim dallarından faydalanılır. Bu makaledeki iddiaya da fosil bilimini yani paleontolojiyi kullanarak cevap vermek gerekir.

Yaşayan fosil terimini doğru kullanmak

Fosilbilim, fosilleri veri olarak kullanarak dünyada yaşamın tarihini yazmak amacını taşıyan bilim dalıdır. Kimi zaman milyonlarca yıl öncesinden ölmüş canlıların "fosil" olarak isimlendirilen taşlaşmış kalıntılarından ya da izlerinden yola çıkarak araştırmalar yapılır.

Fosiller bize geçmişte yaşamış canlılarla günümüzdeki örnekleri arasında karşılaştırma yapma olanağı sunar. Örneğin 190 milyon yıl önce yaşamış olan bir timsahı bize tanıtan fosiliyle günümüzdeki örneği arasında fark olup olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Elimizdeki bütün fosillerde olduğu gibi hiçbir fark yoksa timsahların milyonlarca yıldır değişmediğini anlarız. Bu nedenle de canlı fosilleri için “yaşayan fosil” terimini kullanırız.

Fosiller evrim teorisine en büyük darbeyi indiren bulgulardır

Aynı şekilde fosil bilimini kullanarak, bir canlıda evrimcilerin varsayımlarının bilimsel karşılığının olup olmadığını da anlayabiliriz. Evrimciler canlıların sürekli küçük değişiklikler geçirerek ilkelden gelişmişe doğru ilerlediğini iddia ederler. Bu iddia doğruysa fosil bulgularında bunun delillerini görmemiz gerekir.

Nasıl ki fosil kayıtları bize tüm canlıların yüz milyonlarca yıl boyunca en ufak bir değişime dahi uğramadığını ispatlıyorsa, aynı şekilde evrimcilerin iddialarının doğruluğunu da göstermeleri gerekirdi.

Ancak fosil kayıtlarında Darwinistlerin “zaman içinde değişim” iddialarının tek bir tane bile delili yoktur. Canlıların birbirlerinden türediklerini ve bunu gösteren ara geçiş formlarının var olduğunu iddia eden Darwinistlerin aksine 150 yıldır yapılan araştırmalar sonucunda bir tane bile ara canlılara ait fosil bulunmamıştır.

Bu durum bize fosillerin evrime destek değil, tam tersine karşı olduğunu gösterir.

Söz konusu makalede “Coelacanth” balığına ait fosil ve günümüzdeki halinin aynı olmadığı da iddia edilmiştir.

Doğruluğunu kanıtlamanın son derece kolay olduğu bu iddia da tam bir çırpınış örneğidir. Çünkü Coelacanth Darwinistlerin yıllarca en önemli sözde “ara geçiş canlısı” olarak tanıtıp üzerinde sayısız spekülasyon yaptıkları bir türdür, ta ki canlı olarak yakalanana kadar…

En eski fosilleri 400 milyon yıl öncesine dayanan Coelacanth balığı canlı olarak yakalanınca ve diplerde yaşayan bir balık olduğu, kara canlıları ile bağlantısının olmadığı ortaya çıkınca evrimci camia adeta şok olmuş ve Focus dergisinin Nisan 2003 sayısında bu bulgunun meydana getirdiği şaşkınlık şu ifadelerle dile getirilmiştir:

Aslında canlı bir dinozor bulunmuş olsaydı, bu çok daha az şaşırtıcı olurdu. Çünkü fosiller Coelacanth'ın, dinozorların sahneye çıkmasından 150-200 milyon yıl önce var olduklarını gösteriyor. Birçok bilim insanının kara omurgalılarının atası olarak gösterdiği, en az 70 milyon yıl önce yok olduğu sanılan balık, canlı bulunmuştu!

Coelacanth’ın bugüne kadar yakalanan yaklaşık 200 canlı örneği ile milyonlarca yıl önceki fosilleri karşılaştırıldığında bu türün de evrimin istediği değişim tablosunu sunmadığı, aksine hiç değişmeyen sabit vücut tipinde olduğu hemen görülmektedir.

Burada örnek olarak verdiğimiz canlıları ve fosillerini inceleyerek bu kararı kendiniz de verebilirsiniz.

American Scientist dergisinde yer alan iddialar Darwinist medyanın içinde olduğu çaresizliği göstermesi bakımından önemlidir, ancak Darwinistlerin yapması gereken spekülasyonlardan medet ummak değil, bilim ile teorilerini kanıtlamaktır.

Darwinistler çaresiz çırpınışlara sığınmak yerine bilime başvurmalılar

American Scientist’deki makaleyle ilgili olarak değinilmesi gereken bir nokta daha var:

Fosiller incelenirken tamamen dış görünümlerinden yola çıkarak, o türe ait belirleyici fiziksel özellikler değerlendirilir ve canlının hangi türe ait olduğu anlaşılır. Dolayısıyla haberde yer alan “… belki de günümüzdeki hali ile fark vardır, biz bilemiyoruz...” gibi ifadeler paleontolojinin yöntemleri ile çelişir. Fosilin hangi canlıya ait olduğunun bugün tespit edilebilmesinin nedeni zaten değişim geçirmemiş olmalarıdır. Canlılar sabit oldukları için fosilleri ile günümüzdeki hallerini rahatlıkla kıyaslayıp tür tayini yapılabilmektedir.

Dergide yer alan söz konusu ifade sadece gerçeği görmek istemeyen biri tarafından çocukça bir itiraz psikolojisi ile yazılmış gibi durmaktadır.

Özetle değişim olsaydı fosillerde de bu değişimi görmemiz gerekirdi, ancak böyle bir değişim fosil kayıtlarında yoktur. Bulunmuş olan 550 milyonun üzerindeki fosil bizlere canlıların belli dönemlerde tam ve bir anda var olduklarını ve evrimcilerin iddia ettiği gibi bir değişimin hiçbir zaman yaşanmadığını kesin bir şekilde göstermektedir.

Tabi ki bu gerçeğin ortaya çıkmasında dergideki makalede de adı geçen Yaratılış Atlası isimli dev eserin payı büyüktür.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]’nın muazzam etkisi devam ediyor

Fosilin ne olduğunu birçok insan bilmezken, hatta çoğu kişi fosillere çok az sayıda rastlanıldığını, sadece müzelerde fosil bulunduğunu düşünürken Sayın Adnan Oktar’ın dev eseri Yaratılış Atlası ile birlikte bu yanlış kanılar tamamen değişti.

Hemen herkes fosilin ne olduğunu öğrendi ve en önemlisi de milyonlarca yıl öncesinden günümüze ulaşan bu bilimsel kanıtlarla tanıştı. Eser tüm dünyada büyük bir etki meydana getirdi.

Birbirinden kaliteli fotoğraflar içeren bu dev eser, görünümündeki ihtişam ve etkileyicilik yanında, Allah'ın üstün yaratışının delillerini sunan ve evrim teorisinin geçersizliğini anlatan bilimsel içeriğiyle de dikkat çekiyordu.

İnsanlar Yaratılış Atlası'nın her bir sayfasını dikkatle incelediler ve günümüzde yaşayan canlı türlerinin milyonlarca yıl önce de aynı şekilde olduklarına kendileri kanaat getirdiler.

Hiç kuşkusuz böyle bir kitabı eline alan ve canlıların değişmediğini kendi gözleriyle gören bir insanın evrime inanmayacağını açıktır. Darwinist yayınlardaki paniğin sebebi de işte bu yenilgidir.

Yaratılış Atlası ile ilgili dünya basınında çıkan haberler de bu yenilgiyi göstermesi bakımından çok önemlidir:

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
kaanansay isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı kaanansay'e Teşekkür Ediyor...
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
250 Haneli Köyde Guatr Tedirginliği Sivaslilar.Net Haberler 0 13.05.2010 09:32


WEZ Format +2. ?uan Saat: 20:27.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.