|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
![]() |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
![]() |
#1 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() özdemir Şuan
![]() Son Aktivite: 02.12.2014 16:25
Üyelik Tarihi: 22.11.2007
Mesajlar: 930
Tecrübe Puanı: 733
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() KENDİNE BENİM İÇİN
BİR GÜL VER (Sensizlikle flört etmeyi sen değil, sensizlik bilir; sesi ses, sessizliği sensizlik bilir…) Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin ellerinden tut. Çok ağrımış kendinin, siyah ve ayaz kendinin. Hep avuttuğum düşler için bana bir gül ver... Bak, Palandöken dağlarında karlar erimiş, teknelerle kol kola bir bahar sulara inmiş; dağlar için, sular için bana bir gül ver. Bir gül ver söküldüğüm günler için. -ve önce kendinin ellerinden tut.- Kendimin ellerinden tutunca, içimden nehirler gibi akmak geliyor; yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor. Geberesiye içip salaş meyhanelerde, buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor… Tutunca kendimin ellerinden, pusulasız gemilerde yatmak; yaşlı ve şefkatli bir azizenin koynunda sabaha dek kıpırtısız susmak geliyor… Sevgilim, iyi insan, tutunca ellerimden, ömrümün içinden akmak geliyor... (Sessizlik sensizliği ezbere bilir; sensizlik her şeyi bilir...) Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin ellerinden tut; sonra bana aşkı öğretmeyen kendimin ellerinden... Bak, yıllarım sırılsıklam/ yağmurlar giymiş, günlerin avlusuna yeni yeni çocuklar inmiş; dağlar için, sular için bana bir gül ver. Avuttuğum düşler için bana bir gül; bir gül pusulasız gemiler, sökülmüş günler için... (Ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım; sen kendinin ellerinden tut ve kendine benim için bir gül ver.) Kendine bir gül(ü)ver...
__________________
ѕєηιη нανα αттığıη уєя∂є , вєηιм яüzgαяıм єѕєя .. !! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 | |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
![]() Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Harika bir yazı,Biraz duygulanarak okudum ama ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() özdemir Şuan
![]() Son Aktivite: 02.12.2014 16:25
Üyelik Tarihi: 22.11.2007
Mesajlar: 930
Tecrübe Puanı: 733
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Dudaktan kalbe bir yolculuktur aşk, hayatınızda bir kez bu yolculuğa çıkabildiniz mi ?
Bu yolculuğa çıkmak insanın kendi elinde değildir; zamanını bilmediği bir anda almıştır biletini eline, hangi vasıta ile gideceğine karar vermekte zorlanarak, hayal kırıklığına uğramaktan korkarak, ürkerek ama yinede kendine güvenerek, başaracağına inanarak, cesur ve emin adımlarla başlamasını istediği bu yolculuğa çıkıverir aniden. Sevgi doludur dudaktan kalbe uzanan bu zorlu yolculuk, hüzün verecek engelleri aşmak için mücadele vererek yola devam edilir, ilk engel hafif kalır sonrasında gelecek olanların yanında, belkide basit sayılacak kadar hafiftir kimbilir. Her kilometresinde ayrı bir hüzün bekler sevgiliyi kalbine ulaştıracak bu yolculukta, en önemlisi bu engellere sabredebilecek mangal gibi bi yüreğe sahip olabilmelidir yolcu ki dayanabilmelidir hazırlıksız ve tek başina çıktığı bu beklenmedik yolculuğa ve mücadeleye. Nice aşk hikayeleri, efsaneleri anlatılır yıllar ötesinden günümüze kadar gelen rivayetlerle, her birinin kendine özgü bir yolculuğu vardır yine dudaktan kalbe. Ve aşılan zorlu engeller büyüdükçe, büyür bu sevdalar gözümüzde; Mecnun' un Leyla' sı için çöllere düşmesi, Kerem' in Aslı için dağları delmesi umut olmuştur bu yoldaki her yolcuya. Kendinizi bu yolda bulduğunuzda başkalarının yolculuğu sevdası hafif gelir size, en uzun, en zorlu, en sevdalı olan sizin yolculuğunuzdur. Kimi zaman uçarcasına geçer yıllar yollar sevinçle, kimi zaman engellere takılır zaman gecmez olur, yüreğe bir acı çöreklenir, kimi zaman da macera doludur heyecanlandırır, yürekler çırpınır kuş misali. Aşk yolunda çıkılan bu maceralı yolculukta en önemli amaç varılması gereken son durağa en kısa ve en güvenli şekilde ulaşabilmektir. Duygu yoğunluğunda çıkılan bu yolculukta herşey mübahtır sevgiliye varabilmek için, dudaktan kalbe inebilmek için ama çok uzun ve engebeli bu yolda ruh yorgun düşer mücadeleden, son durağa yaklaşırken yanlızlığının daha çok farkına varır, başaramayacağı korkusu arttıkça etrafındaki herşeyde sevgiliye özlem duyulan hatıralar canlanır, şiirlerde, şarkılarda, karanlık gecelerde parlayan yıldızlarda, yağmur sesinde, çiçek kokusunda, gözlerden süzülen iki damla yaşta saklı bulur sevdasının izlerini, derin acılarla kıvranırken bulur kavrulan yüreğini, o an kalbine sığdıramadıgı sevgisini haykırmak ister ama susması gerekir, bir sır olarak saklaması gerekir ömür boyu, işte o zaman başlar asıl yolculuk, sabırla er geç sevgiliye kavuşma arzusuyla yanarak son durağa doğru ilerler yorgun ayaklar, bu yol aşkın yoludur, mücadelenin yoludur, kalpte sevgiliye ayrılan yerde başkasına yer yoktur, bekler sabırla sevgili elbet bir gün kavuşacaktır, ulaşacaktır son durağa, özlediği, beklediği umut ettiği sevgilinin onu beklediği son durağa. Dudaktan kalbe bir yolculuktur aşk, İlk durağı gözlerdir bu yolculuğun, Son durağı söz dinlemeyen yürektir!...
__________________
ѕєηιη нανα αттığıη уєя∂є , вєηιм яüzgαяıм єѕєя .. !! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() özdemir Şuan
![]() Son Aktivite: 02.12.2014 16:25
Üyelik Tarihi: 22.11.2007
Mesajlar: 930
Tecrübe Puanı: 733
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Zaman ne yalancıdır insana sözde herşeye ilaç,aslında zamanın asıl adı düzenbaz...
Bırak arkadaşım,dostum,sevenim,sevme yenim adın her neyse bırak.Bu alemde bir tek şey var sevmek ama sevilememek,önem vermek ama verileni görememek... Dünya bile kanıtladı kendini dediki;ben üç günüm kimine göre mutluluğum,kimine göre acıyım, kimine göre ölümüm ve ben üç bölümüm dünüm,bugünüm yarınım bir başka adım yok seviyorsan böyleyim yok sevmiyorsan ben sana adım gibi üç noktayım... Ve devam etti dünya ben bugün güneşliyim yani senin yüzüne vuran aydınlık bugün tependen hiç eksik olmayacağım,her yerde mutluluğun olacağım sen güneşin değerini anlayacaksın... Ve ben yarın sana mavi olacağım yanlızca gözlerinin görebildiği yere kadarım,sana göre ben aşkım ama aslında beni bir yere kadar görebildiğin için ben sana ihanetim,aldatışım,yalanım... Ve devam etti dünya;bak gördünmü dün sana güneştim mutluluktum sevinçtim,çünkü sen güneşi ne kadar uzakta olursa olsun tek parça halinde görebiliyordun ve bu yüzden beni seviyordun ne güzelsin dünya diyordun... Sen bugün güneşi bıraktın maviye koştun önce heyecanlandın,her yerde onu gördün koştukça yoruldun yoruldukça heyecanın siteme döndü,ulaşmaya çalıştın ulaşamadıkça yıprandın,daha sonra sinirlerini harap ettin,ağladın sızladın biriktirdiğin tüm mutlulukları biranda harcadın... Ah keşke daha önceden aklını kullanıp anlayabilseydin güneşin gittiğinde mavinin zifiri bir karanlığa döndüğünü ama o heyecandan düşünemedin dedi ve sustu dünya... İşte aşkta aynı böyleydi.O geldiğinde heyecandı mutluluktu,hep peşinde koşturur yorardı,önceleri tatlı bir yorgunluktu bu taki tam anlamıyla yoruluncaya kadar ondan sonrası acı hüzün keder ve gözyaşı her nesilde yaşandı yaşanıyor ve yaşayacakta ama herkes gec görecek aslında sonsuz bir mavinin sonsuz bir karanlık olduğunu... Bu yüzden dünya üç günlük,aşk üç harflik ikisindede ihanet olduğundan değerleri sade ve sadece üç kuruşluk...
__________________
ѕєηιη нανα αттığıη уєя∂є , вєηιм яüzgαяıм єѕєя .. !! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() özdemir Şuan
![]() Son Aktivite: 02.12.2014 16:25
Üyelik Tarihi: 22.11.2007
Mesajlar: 930
Tecrübe Puanı: 733
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() gidişi yaz" dediler, "yazarım" dedim... gitmeleri öğrenmiştim. Susardı, susardım, susardık, suskularca..... Bilinir bilinmez bir şarkının içinde kaybolurduk. Biz en çok susmayı sevdik, sevmeyi sevemediğimiz kadar. Koptuk ve dağıldık her şeye. Giderken durduramadık birbirimizi. Durdurmaya elin, elim, ellerimiz yetmedi. Eğitemedim çocuk kalmış korkularını, yanılgılarını törpüleyemedim. Sana gerçekleri gösteremediğim gibi. Giderken durdurmalıydın beni, yapmalıydın, yapamadın. Durdurmaya gücün, gücüm, gücümüz yetmedi. Belki de yoktu, biz var sandık. İnsan isterse yolları aşıyor, sen kapının eşiğini aşıp gelemedin. Geldiğim gibi gidemedim, gittiğim gibi dönemedim yüzüne. Sen, bildiğim sen değilsin artık. Ben, bildiğin ben, değişemem. Değişmelere suskun dudaklarım. Şimdi acı, yolunu şaşırmış bir deniz kaplumbağası gibidir yüreğimde. Şaşkın ama inatçı. Şimdi sen, adı geçmişte saklı ince bir sızı. Şimdi biz, bir şarkıdan çalınmış iki nota gibiyiz. Eksiğiz ve yokuz. Dilsiz ama mutluyuz. Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Beni dışarıya göndermeyecektin, içerde tutacaktın, arkamdan gidişimi seyretmeyecektin, yollara yürümeyecektim, sesimi gidişlerde yitirmeyecektim. Sesimi geceye vermeyecektin. Şimdi, kaldır gözlerini ve geceye bak. Sesimi gör yukarıda, ortada bırakılmış tellerimi. Densiz ama dengeli satırlarımın anlamını kavra. Geceye bak, sesimi kaydırma. Kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim, ayrılırken ama sen herkesin öğrettiğini yineledin.şimdi aşk, inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda.. Biz ki geceleri paylaştık, yastığı, şarkıları. Biz ki sözleri paylaştık, kelimeleri. Biz ki yüreği paylaşamadık, paylaşamadım galiba. Nedendir bilmem, eksik kaldık korkulara. Nutku tutulan gecelerin isimsiz sabahlarında, yanlış ve yangın kaldık. Geride kalan kırık ezgiler ve yorgun ruhların dansı. Sokağımın serseri gülüşü, gençliğimin asi sevgisi, isyanımın suskun gezgini. Gitmeye meyilli değildim, olduğum gibiydim, dinletemedim, dinletemedin, dinletemedik belki de. Şimdi sen, aksak bir hüzün, nerede coşacağını bilmeyen. Şimdi ben, değişemeyen bir şehir, nasıl sevileceğini bilen. Şimdi biz, olmayan bir şeyiz. Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Konuşmak anlamsız, susmak kalabalık, ayrılık bulaşıcı. Sevda, kör topal yürüyen bir dilenci gibidir artık. Seni sevdim ama gönderdin. Gönderilince dönemiyorum. Ben bir çiçeğim asi yanım, solunca aynı elde açamıyorum. Susuyorum, susuyorsun, susuyorlar, suskularca.... Bir gidişi yaz, dediler, yazarım dedim. Gitmeyi öğrenmiştim, kalmayı öğretemediğim kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim. Gitmeyi giyinmiştim, yakıştırılmıştım veda sözlerine, merhabalara alıştırılamadığım kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim. Çok gitmiştim, söz gitmiştim, uzun gitmiştim, sesimi duyuramayacak kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazmaya giderken kendimden geçmişim. Arkama dönüp baktım, sende beni gördüm, el salladım. Artık çok geç, sendeki ben için çoktan bitmişim !....]
__________________
ѕєηιη нανα αттığıη уєя∂є , вєηιм яüzgαяıм єѕєя .. !! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Sabiha Serin Siir Kösesi | Sabiha Serin | Şiirler | 169 | 02.09.2010 11:50 |
Sivas İcin Bir Siir Yazdım.. | HaYLaZ | Sivas şiirleri | 19 | 14.08.2010 15:37 |