Deniz Feneri Davası Düşebilir

[_DuMaN_58]

4 yılı aşkın süredir her türlü yalan ve iftirayı ekran ve satırlarına taşıyan Doğan grubuyla, asılsız iddialarla kişileri ve kurumları yıpratan CHP, son yargı kararını görmezden geldi.

Almanya’da başlayan ve Türkiye’ye uzanan Deniz Feneri e.V davası Türkiye Deniz Feneri’ni de olumsuz etkiledi.Dernek bu süreçte akıl almaz iftiralara maruz kaldı. Bağışçı kaybetti, yöneticileri toplum önünde itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Ne var ki, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 4 yıl önce başlatılan soruşturma kapsamında yargılanan Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin tüm yetkilileri hakkında takipsizlik kararı verildi ve dernek aklandı.

Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Mehmet Cengiz de kararı Haber7.com’a değerlendirdi.

Cengiz, süreci en başından bu güne kadar tüm yönleriyle anlattı..

3’LÜ ŞER ODAĞININ HEDEFİNDEYİK

2007’de Almanya’da planlanan ve 2008’de de Türkiye pas edilen o yıldan beri de Türkiye pas edilen ve sonraki süreçte siyaset, medya ve derin yapılanmanın olduğu bir koalisyonla Deniz Feneri’ne karşı bir linç operasyonunun başlatıldığını söyleyen Cengiz, ‘Genel olarak bakıp bunu iyi tahlil etmek lazım. Türkiye Deniz Feneri Derneği, Türkiye’de kurulan bir dernek. Almanya’daki Deniz Feneri e.V ise Almanya’da ve tamamen Alman kanunları içerisinde kurulmuş bir dernek. Orayla ilgili süren bir dava ve sonrasında verilen kararın ardından her şey bitmiş ama Alman mahkemesi ‘Asıl failler Türkiye’de’ sözü aslında sihirli bir söz. Bu davanın tüm gelişmeleri bu söz etrafında cereyan etti. Bu söz üzerine Türkiye’de çok çetin bir üçlü koalisyon devreye giriyor. CHP, Doğan Medyası ve Ergenekon.. Siyasi ayağında CHP ve İşçi Partisi var, medya ayağında Doğan Grubu gazete ve televizyonları, Cumhuriyet gazetesi, Oda TV gibi medya koalisyonu bir de derin yapılanma var. Daha sonra aslında bunların bu kampanyayı bir örgütle yani Ergenekon’la sürdürdüklerini ve buradan hükümete nasıl uzanabiliriz diye akla hayale gelmeyecek iftiralarla, medyanın da desteğiyle Türkiye kamuoyunu 5 yıl meşgul ettiler..’ dedi.

LİNÇ VE FİTNE OPERASYONU SÖNDÜRÜMÜŞ OLDU

Cengiz’e göre, bu yargı kararı (takipsizlik kararı) aslında Almanya’da planlanan ve 2008 yılında Türkiye’de sahneye konulan bu linç ve fitne operasyonun söndürüldüğü anlamına geliyor..

‘Bu karar bir milattır, Almanya’nın bu planı yargının kararıyla sona ermiştir’ diyen Avukat Mehmet Cengiz, ‘Bu linç operasyonu sadece bize karşı yapılmış değil. Özellikle ana muhalefet CHP, hükümete karşı bir koz olarak CHP’yi kullandı. CHP’nin hedefi, hükümeti, Deniz Feneri üzerinden yıpratmaktı.

Doğan Grubu’na bağlı Capital dergisi üst üste 4 yıl boyunca sivli örgütlenmenin lideri olarak çıktı. Bizden sonra Kızılay vardı. Ama onların da tam 4 katı bir oranda önlerinde çıktık. Aynı dergi yine araştırma yaptı. Sosyal sorumluluk liderleri araştırmasını yayımlamadılar. Muhtemelen Deniz Feneri yine en iyi çıkmıştı ama buna cesaret edemediler. Bana göre bu olay, Almanya’da derin devlet tarafından kurgulanmış. Alman derin devletinin Türkiye’deki ortakları Doğan’la ortak çalışma yapılıyor, Deniz Feneri’nin muhteşem yükselişi gözden kaçmıyor ve bir kurguyla Almanya’da düğmeye basılıyor ve Türkiye’ye pas ediliyor.. Olay bundan ibaret’ dedi.Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Cengiz ve Genel Sekreter İbrahim Altan, Haber 7 editörü Ferhat Esnek'in sorularını yanıtladıTOPLUMUN ZİHNİNİN BULANMAMASI MÜMKÜN DEĞİLÇıkan aslısız haberler sonrası derneğe yapılan yardım miktarlarında yarıya yakın bir azalma olduğunu da söyleyen Cengiz ‘Burada toplumu suçlayamayız. Büyük bir linç kampanyası yürütüldü. Mutlaka bağışçıların zihni bulandı. Asılsız haber bombardımanı sonrası olumsuz etkilendiler ve bağışlarını artık bize yapmamaya başladılar. Aradan 5 yıl geçti. 2010’dan itibaren her yıl yüzde 20 oranlarında bağışlar yükselişe geçti. Bu takipsizlik kararı sonrası müthiş bir geri dönüşler oldu. Kısa bir sürede yardımlar tekrar büyüdü. Telefonla ulaşan bağışçı ve gönüllülerimiz -kafamızda bazı soru işaretleri vardı, takipsizlikle ilgili bunlar kalktı- diyorlar. Eski bağışçılarımız geri döndü bu çok mutluluk verici..’ diye konuştu.

BAYKAL’LA BAŞLAYAN VE KILIÇDAROĞLU İLE SÜREN LİNÇ DÖNEMİ

CHP’nin başında o yıllarda bulunan Deniz Baykal elinde bir mavi bir klasörle ‘Deniz Feneri yolsuzluğu’ diye dolaştığını belirten Genel Başkan Cengiz, ‘Her çıktığı medyada bu dosyayı elinde dolaştırdı. CHP ve Deniz Baykal hakkında 1 milyon TL’lik tazminat davası açtık. Şimdi bu takipsizlik kararını da o dosyanın içine koyup CHP ve Deniz Baykal’ın tazminata mahkum edildiğini inşallah kısa sürede göreceğiz’ dedi.

Cengiz’e göre Baykal da bir şey çıkmadığını anlamıştı. Örnek olarak da ‘40 yıllık siyasi tecrübesi olan Baykal, bizim hakkımızda iftiralarını sürdürünce biz bunu mahkemeye verdik. O da bizi, dernek parasının kullanarak mahkeme harcının yatırdığımızı Cumhuriyet Savcılığı şikayet etti ve suç duyurusunda bulundu. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı da ‘hak arama’ nedeniyle bu davanın açılabileceğini söyleyerek takipsizlik kararı verdi. Yani CHP’nin asıl niyetinin ne olduğu burandan da belli oluyor. Eğer Deniz Feneri Derneği’nde yolsuzluk olduğuna inansalardı, suç duyurusunda bulunurlardı. Ama onlar bizim mahkeme harcınını gerekçe gösterip yolsuzluk yaptığımızı iddia ettiler. Komik duruma düştüler’ dedi.

Cengiz, siyaset arenasında iftiraların bazı CHP’li yöneticiler tarafından da sürdüğünü söylerken ‘Seçimlerden sonra Hakkı Suha Okay, referandum masraflarının AK Parti’ye Deniz Feneri tarafından verildiğini iddia etti. Bu gösteriyor ki CHP sadece su bulandırıyor. Biz bu süreçte 2009’da Baykal’a mektup yazdık ‘Bizle uğraşmayın, muhalefet görevi yapın . Maliyeci, ekonomist ve hukukçu isimlerinizi alın gelin derneğimizi ziyaret edin denetleyin’ dedik ama cevap gelmedi. Doğan Grubu’na da yazdık. Onlardan da ses gelmedi’ derken Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçtiği dönemde de bir mektup yazdıklarını hatırlattı: Kılıçdaroğlu yeni başa gelmişti. Yeni CHP falan dedi. Onla da görüşmek istedik. O da yanaşmadı. Bu gösteriyor ki CHP gerçeğin peşinde değildir. Aslında Deniz Feneri üzerinden iktidara saldırıyor. Bu da gösteriyor ki, CHP’nin iktidar olma gibi bir kaygısı yok..

TAKİPSİZLİK KARARINDA NE VAR?

Dernek olarak soruşturma başlayınca, kamuoyuna sürekli bilgi verdiklerini ifade eden Cengiz, ‘Biz kamuoyu yararına çalışan bir derneğiz dedik. İçişleri Bakanlığı tarafından 2 yılda bir denetleniyoruz dedik. Savcılık talimatıyla 6 ay süreyle iki denetimden geçtik. Denetimler sonucu hiçbir suç unsuru bulunamadı. Bu takipsizlik kararıyla birlikte savcıların, hem MASAK raporu hem içişleri raporu da şoruşturma tutanakları içerisine alındı. Ve Deniz Feneri’nin tüm faaliyetlerini 35 sayfalık insanlık destanı gibi takipsizlik raporu verildi.

Bu takipsizlik kararını da inşallah en kısa sürede kamuoyuyla paylaşacağız. Ancak son 5 yıldır, her yerde bağıran, iftiralar atan hem CHP’nin hem de Doğan Grubu’nun bu takipsizlik kararıyla ilgili hiçbir açıklaması olmadı, tek bir satır bile yazılmadı. Hem CHP’nin hem de Doğan Grubu’nun bu millete özür borcu var.
KADERİN CİLVESİ

Bu takipsizlik kararının verildiği gün Anayasa Mahkemesi de CHP ile ilgili 4 ayrı konuda hesaplarında usulsüzlük tespit etti yolsuzluktan mahkum oluyor. Aynı yargı sistemi için de bizim masum olduğumuz tespit ediliyor onların da yolsuzluğa bulaştığı tespit ediliyor..

DENİZ FENERİ BU TOPLUMUN DEĞERİ

Cengiz, toplumun Deniz Feneri’ne sahip çıkmasını isterken ‘Bu millet bir vakıf medeniyetinin mirasçısı. Tarihten beri yardımı çok seviyoruz. Bu asılsız iftiralar sonrası millet yine hayrını yaptı bize değil ama diğer yardım derneklerine yaptı. Ama Deniz Feneri bu toplumun değeri. Bu toplumun değerini koruyup kollamak ve gelecek nesillere daha da güçlendirip onlara emanet etmek boynumuzun borcu. Ben inanıyorum ki bu toplumun vicdan sahibi insanları bu derneği, bu değerini yine eskiden olduğu gibi iyi yerlere getirecek’ dedi.

BAĞIŞCI VE GÖNÜLLÜLERE TEK TEK ULAŞACAĞIZ

Çok zorlu ve sıkıntılı dönemler atlattıklarını dile getiren Cengiz, ‘Dernek olarak bu süreçte ayağımızı yorganımıza göre uzattık. Çünkü kendimizi biliyorduk. Sağlam bir şekilde olduğumuz yerde durduk. Bazı bağışçılarımız bizi terk etti. Kalanlar da olduğumuzdan daha çok sahiplendi bizi. Bize dediler ki –sakın bu hareketten vazgeçmeyin. Şer güçlere boyun eğmeyin- mesajları verdiler. Bundan hareketle yola çıkarak hemen bütün bağışçılarımıza, telefon, mail, sms gibi ulaşım araçları kanalıyla tek ulaşıp yapılan operasyonun haksız ve vicdansız bir şekilde toplumun manevi değerlerine saldırıldığını asla emanetlerine hıyanet etmediğimizi aktaracağız’ sözlerini de ekledi.

100’DEN FAZLA DAVA AÇTIK, TOPYEKÜN HUKUK MÜCADELESİ BAŞLAYACAK

Cengiz, ‘Deniz Feneri Türkiye olarak, başta CHP olmak üzere, CHP’li yöneticiler, köşe yazarları, bunların içinde isim verecek olursam, İşçi Partisi, Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu, Atilla Kart, SHP’li Zafer Nuhoğlu var, CHP’li eski l başkanı Berhan Şimşek var. Bu isimlere dava açmıştık, süreç devam ettiği için sonuç alamamıştık. Ancak bu takipsizlik kararı üzerine hukuk mücadelemizi en üst düzeyde arayacağız. Bunda çok kararlıyız’ derken ‘En başta derneğin yöneticileri olarak, bağışçıları ve gönüllüleri olarak hepimiz topyekün hesap soracağız’ dedi.

13 YILDA 627 MİLYON 679 BİN 58 TL YARDIM YAPTIK

Deniz Feneri’nin 1998’den kuruluşundan 2011’e kadar 627 milyon 680 bin 58 TL yardım yaptıklarını söyleyen Cengiz ‘550 bin aileye ulaştık yani 3 milyon ferde ulaştık. Dernek olarak her yıl 5 bin aileye devlet gibi maaş ödüyorduk. Bunların dışında, gıda, sağlık, yemek, yakacak vs.. yardımları yaptık. Bu ailelerin tek geliri bizim yardımlarımızdı. Bu fitne operasyonları sonrası en çok da bu vatandaşlarımız mağdur kaldı.’ diyerek durumu şu sözlerle özetledi:

Çok acıklı hikayeler var. Evinin kirasını ödemeyen dul vatandaşımızın namuslara musallat olanlar var. Annelerimiz var kızlarımız var. Bunların hesabını kimse veremez.

BU LİNÇ HAREKETİNİN KİTABI YAZILMALI DERS OLARAK OKUTULMALI

‘Aslında Deniz Feneri olayı kitabı yazılması gereken bir konudur’ diyen Cengiz ‘Uluslararası istihbaratın içinde olduğu ve Türkiye’deki derin devletle bağlantılı olarak komple bir projedir.Bu mesele araştırma konusu yapılmalı ve uluslar arası güçler, bir toplumun değerleri nasıl yok ediliyor, mutlaka bu işin kitabı yazılmalı ve toplum nasıl daha bilinçli olarak yönlendirilmeli bunlar anlatılmalı. Biz dernek olarak belki bu şer güçleriyle savaşacak gücümüz vardı ama tecrübemiz yoktu. Toplum yanıltılırken medyanın bilgi kirliliğinin önüne geçilemedi. Genelde bu mecralarda yazılanlara gösterilenlere inanıldı. Aslında kanaat önderlerimiz yeterince bu olayları, bu tahribatları önleyemediler. Mutlaka toplumun kendini koruyabilme sistemi oluşmalı. Kanaat önderleri böyle durumlarda ortaya çıkmalı ve toplumun zihninin bulanmasını önlemeliler. Bir akil heyet oluşmalı. Bunlarda ders çıkarmalıyız’ dedi.

SOMALİYE İLK KEZ BİZ KOŞTUK

Somali’deki açlık felaketine de değinen Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Mehmet Cengiz, ‘Geçtiğimiz Ramazan’da bir Somali trajedisi yaşandı. Oraya ilk giden Deniz Feneri’ydi. 50 bin Somalili kardeşimizi ücretsiz tedavi ettik ilaçlarını verdik. Günlük 600 olan bebek ölümleri Türkiye’den giden yardım kuruluşları sonrası 15-20’lere düştü. Şuan Türkiye’nin yardım eli bu dernekler aracılığıyla orada. İşte bu operasyonun Türkiye’nin sivil örgütlenmelerinin önüne geçmesine çalışıldı. Deniz Feneri de bunların başındaydı.. Buradan neden Deniz Feneri seçildi daha iyi anlaşılıyor. Bundan sonra şundan emin olalım ki başka Deniz Fenerleri bulup oralardan saldıracaklar. Toplumumuz bunlara karşı dikkatli olmalı.’ uyarısında bulundu.PAKİSTAN’DA TÜYLERİMİZ DİKEN DİKEN OLDU

Son olarak 2010 yılında Pakistan’da yaşanan sel felaketiyle ilgili izlenimi de anlatan Cengiz, tüylerini diken diken eden bir olayı da paylaştı: Pakistan’da sel felaketi sonrası sağlık ocağı açtık. Bölge valisi açılışa geldi. Ve bize şunu dedi: Bizim bu sel sonrası her şeyimiz bitmişti. Bir daha asla kendimize gelemeyiz demiştik. Allah sanki yardım meleklerini yolladı. Yani sizleri, Türk kardeşlerimiz sayesinde 1 yılda ayağa kalktık. Ne biz ne de gelecek nesillerimiz Türkleri asla unutmayacak’ dedi. Somali’de de bir olay yaşandı. Açlık felaketi sonrası her ülke oradaydı. Ama yetkililer diyor ki ‘Hiçbiri Türkiye gibi değildi.’ Biz oraya gitmeden önce 18 yıl içinde herhangi bir ülkenin bakan düzeyinde ziyareti yapılmamış. Biz başbakanımız Erdoğan geldiğinde pankarta ‘Sayın Başbakanımız Unutulmuşların ülkesine hoş geldiniz’ yazmıştık. Gerçekten de Somali unutulmuştu. TC Başbakanı 3 uçakla oraya giderek, dünyanın gözünü oraya çevirdi. Somalililer, o güne kadar böyle kalabalık görmediklerini söyledi. Türkiye gidince bir Körfez ülkesinin başkanı gitti.

Bu işin neden Almanya’da planlandığı bu örnekle daha net ortaya çıkıyor.. Çünkü güçlü bir Türkiye istenmiyor…

Haberin kaynağı » [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

[sivaslınet]

1- "Yahu adamların dinden başka her şeyleri sağlam" diyenler. Şimdi hukuklarına da söz söylemeye başladılar.

2- Yorumun altındaki link'e dikkat edermisiniz? "kanal7". Bu davada toplanılan paraların harcanıldığı tv yapılanmasının ismi..

3- Türkiyedeki hukuksuzluğun aklanma yeri olan Avrupa hukuku, özel dava olunca tu kaka oluyor. İftiracı oluyor.

[eyupk]

akp iktidarı olduğu sürece deniz feneri gerçeği örtbas edilir, çünkü ucu akpye dokunuyor...

[mansur58]

Deniz feneri davası Alman mahkemelerince başlatılmış siyasi bir davadır. Hedef Türkiye ve Türkiye deki Alman menfaatlarının geriletilmesinden kaynaklanıyor.

Her ne kadar çeşitli rüşvetlerle Türk yargısından bazı kimseleri satın alma yoluyla
işi sağlama almak istediyseler de fayda vermedi.
Böylesine hukuktan yoksun bir davanın düşmek zorunda olması doğal bir şeydir.

[Arif Coşkun]

Duyduğumuza göre Türkiye'de bu davaya bakacak mahkeme kalmamış mahkemeler bir birine yollayıp duruyorlarmış

[mansur58]

Arif Coşkun Nickli Üyeden Al?nt?

Duyduğumuza göre Türkiye'de bu davaya bakacak mahkeme kalmamış mahkemeler bir birine yollayıp duruyorlarmış

Zorlama ve hukuksuz bir davanın traji komik sonu.

[sivaslınet]

Arif Coşkun Nickli Üyeden Al?nt?

Duyduğumuza göre Türkiye'de bu davaya bakacak mahkeme kalmamış mahkemeler bir birine yollayıp duruyorlarmış

Kalmaz tabi.. Savcıların başına gelenleri biliyorlar..

[mansur58]

AKP düşmanlığı insanı Alman dostu bile yapabiliyor.
Sen neymişin be AKP

[Kibrisli]

Konuya Almanya'daki dava üzerinden neden bakıyorsunuz? Türkiye'de dava neden geç açıldı? Tutuklu yargılanma olayında neden çifte standart var? Savcılar neden değişti? Savcılar değişince suçun vasfı neden değişti? Bunları konuşmak daha doğru değil mi? Bırakın Alman Türk iç savaşını lütfen. Dava açıldı mı? Savcısı var mı? Dosya hazırlanırken neden el çektirildi insanlar davadan? Bırakın adam gibi yargılansın herkes... Ergenekon davasında ben şahsen şimdiye kadar hiçbir hakim ya da savcı hakkında ileri geri konuşmadım. Hukuka güvenmek gerek karşılaştırmak belki doğru değildi ama iki dava arasında uygulamada çok fark var. Birisinde bir zanlı bir şehirden bir şehre kelepçeli götürülürken, diğerinde hava alanında hayranları ile fotoğraf çekinecek kadar rahat gidiyor. Neymiş kişinin itibarı... Laf-ı Güzar öteki de çok tanınmış gazeteciler??? Yanlış olan bahsi geçen davadaki davranışlar değil, kimse yanlış anlamasın, O'na da kelepçe vurulsun ya da tutuklu yargılansın demiyorum, öbür davalardaki insanların da itibarı ve aileleri sağlıkları düşünülsün diyorum...

[mansur58]

Kibrisli Nickli Üyeden Al?nt?

Konuya Almanya'daki dava üzerinden neden bakıyorsunuz? Türkiye'de dava neden geç açıldı? Tutuklu yargılanma olayında neden çifte standart var? Savcılar neden değişti? Savcılar değişince suçun vasfı neden değişti? Bunları konuşmak daha doğru değil mi? Bırakın Alman Türk iç savaşını lütfen. Dava açıldı mı? Savcısı var mı? Dosya hazırlanırken neden el çektirildi insanlar davadan? Bırakın adam gibi yargılansın herkes... Ergenekon davasında ben şahsen şimdiye kadar hiçbir hakim ya da savcı hakkında ileri geri konuşmadım. Hukuka güvenmek gerek karşılaştırmak belki doğru değildi ama iki dava arasında uygulamada çok fark var. Birisinde bir zanlı bir şehirden bir şehre kelepçeli götürülürken, diğerinde hava alanında hayranları ile fotoğraf çekinecek kadar rahat gidiyor. Neymiş kişinin itibarı... Laf-ı Güzar öteki de çok tanınmış gazeteciler??? Yanlış olan bahsi geçen davadaki davranışlar değil, kimse yanlış anlamasın, O'na da kelepçe vurulsun ya da tutuklu yargılansın demiyorum, öbür davalardaki insanların da itibarı ve aileleri sağlıkları düşünülsün diyorum...

Yukarıda okursanız Deniz Feneri yetkilisi sorularınızın hepsine cevap vermiş Sayın Kıbrıslı.