|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Röportajlar Yapmış Olduğumuz Röportajları Burada Bulabilirsiniz. |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
27.05.2009, 19:32 | #1 |
Usta Yiğido
H_Turan Şuan
Son Aktivite: 14.10.2014 19:19
Üyelik Tarihi: 23.05.2009
Mesajlar: 1.879
Tecrübe Puanı: 752
|
Sivas, bize Başkan'ımızın emaneti
Sivas, bize Başkan'ımızın emaneti'
Yerel seçime 4 gün kala Kahramanmaraş'tan gelen acı haber yürekleri dağladı. Türkiye, helikopterinin düşmesi sonucu hayatını kaybeden BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'na vefasını sandıkta gösterdi. Partinin oy oranı katlanırken, 'Muhsin Başkan'ın memleketi Sivas'ta BBP adayı Doğan Ürgüp, yüzde 50'yi aşkın oyla belediye başkanı seçildi. Nuriye Akman'ın sorularını cevaplayan Ürgüp, "Bu vefanın siyasetle ilgisi yok. Tamamıyla Muhsin Yazıcıoğlu sevgisi." diyor. Manevî bir sorumluluklarının olduğuna dikkat çekerken, Sivas'ın artık 'Genel Başkan'ın emaneti' olarak görüldüğüne işaret ediyor. Partisinin geleceği konusunda ise şunları söylüyor: "Bizde başka partiye iltihak olmaz. Hareketin içerisin-de olup siyasette olmayan çok kıymetli ağabeylerimiz var. Onlarla istişarelerimiz devam ediyor." Doğan Ürgüp, Sivas'ın yeni belediye başkanı. Sivas halkının Muhsin Yazıcıoğlu'nun anısına gösterdiği vefa duygusuyla seçildi. Etnik yapısının kışkırtılmasından dolayı geçmişte büyük acılar yaşamış, Türkiye'nin en büyük göç veren, işsizliğin had safhada olduğu, hem barışa hem refaha aç bir kentin maddi manevi sorumluluğunu yüklendi. Yazıcıoğlu gibi karizmatik bir başkandan sonra geleceği şimdilik belirsiz bir partinin ilk ve tek belediyesini yönetebilmek için birikimlerini kullanacak. 2005'de, hiçbir siyasi sorumluluğu yokken parti, etnisite ve mezhep ayrımı yapmadan bütün Sivaslı dernekleri bir federasyon çatısı altında toplamayı başarmıştı. Diyalogdan, uzlaşmadan yana bir portre çizmişti. Şimdi sırtında bunca yük varken bu çizgiden sapma şansı yok. Kendisiyle aslında tamamen siyasi bir sohbet yapmak istedim. Yeni tartışma alanları açarak Sivas'a hizmet etme imkanını baltalamamak için buna pek yanaşmadı. Böylece ben, istediğim sözel malzemeyi alamadım ama enerjisinin tümünü belediyeye ayırma kararına saygı duydum ve bu tavrında sebat ederse başarılı olacağına inandım.. -Bugüne kadar Sivas için ne yaptınız? -Bendeniz efendim 2005'de ASİDEF (Ankara Sivaslı Dernekler Federasyonu) diye bir federasyon oluşturdum. Ankara'da 400, 450 bin civarında Sivaslı var. Sivasımız'da Alevimiz var, Sünnimiz var, kendilerini Alevi Kürt diye isimlendirenler var, Çerkezler var, batı Trakya göçmenleri var, muhtelif görüşlerde insanlarımız var. Sivas aslında Türkiye'nin küçük bir numunesi. Özellikle dış mihraklar ülkemizle ilgili sıkıntılı bir iş yapacakları zaman ırkçılığa dayalı işleri Güneydoğu'da, mezhepçiliğe dayalı işleri Sivas'ta yapıyorlar. Maraş'ta olmuştur geçmiş dönemlerde, Çorum'da olmuştur ama en hassas bölgelerden birisi Sivas'tır. -İki kere oldu üstelik Sivas'ta -1978 ve 1993'te bunları yaşadık. 78'dekini Sivas ucuz atlattı. Yani o dönem Sivas'taki gençlik yöneticileri çok akıllı davrandılar. Tahrik olan halkı Alevilerin çoğunlukta yaşadığı bölgeye bırakmadılar. Dolayısıyla iki grup tam olarak karşı karşıya gelmediler. Ama Maraş'ta ve Çorum'da tabii ki öyle geçmedi. Orada 80-100 civarında insanımızı maalesef kaybettik. Kaybedilen insanlar hepimizindi; onları şucu bucu diye ayırmak söz konusu değildir. -Böyle bir etnik yapıyı tek bir çatı altında toplamak kolay olmamıştır herhalde. -Asidef'i 15 aylık bir görüşme maratonundan sonra kurduk. Her hafta saatlerce sürdü görüşmelerimiz. Her grubun kendi özel yapılanmaları, dernekleri var. Onları bir çatı altında topladım. Kurucu genel başkanlığını iki buçuk yıl yürüttüm. Bu Asidef toplantılarında Birlik Partisi eski Genel Başkanı Sayın Mustafa Timisi, Ali Rıza Gülçiçek, Mahmut Işık, Alevilerin önde gelen isimlerinden Hasan Doğan, Çankaya eski belediye başkanı Haydar Yılmaz, sağ kökenlilerden de rahmetli genel başkanımız Muhsin Yazıcoğlu, Abdüllatif Şener, İlhan Kesici ve tüm Sivaslı milletvekillerinin iştirak ettiği muhteşem toplantılar yaptık. -Yani belediye başkanlığına geliş süreciniz oradan başlıyor. -Evet. Yani gençlik yıllarından itibaren aktif olarak sivil toplum kuruluşlarında faaliyet gösterdim. Ülkü ocakları ekseninde genel başkanımla aynı dönemde Sivas şube başkanlığı yaptım. Sivas imam hatip lisesi mezunuyum efendim. Yedi göbeği Sivaslı bir ailenin çocuğuyum. Dedelerim ulu camiinin imamlarıdır. Ürgüp'ten Sivas'a göç etmiş aileyiz. Ama Ürgüp o yıllarda Sivas'a bağlı bir sancak. Hıristiyanlığın önemli bir merkezi olduğu için Horasan'dan gelen Müslüman Türkler bütün eğitim kurumlarını Ürgüp'te oluşturmuşlar. Dolayısıyla Ürgüp o yıllarda Anadolu'ya, özellikle büyük camilere imamlar gönderen bir merkez. Tabii o dönemin imamları sadece imam değil, hatip de. Yani aynı zamanda insanlara dini yönde eğitim verebilen insanların yetişmiş olduğu bir şehir Ürgüp. 1830'lu yıllara kadar dedelerim Sivas'ta. Ondan öncesine henüz ulaşabilmiş değiliz. İşte böyle bir aile kökeninden geliyorum. Erzurum Eğitim Enstitüsü mezunuyum. Türkçe-edebiyat öğretmeniyim. Siyasete bu dönem başladım. Çok güvendiğim için genel başkanın memleketinde onun dışında herhangi bir partiden aday olmayı kesinlikle düşünmedim. Siyaseti milletvekilliği bazında da düşünmedim. -Neden doğrudan belediyeciliği hedeflediniz? -Belediye halkın doğrudan seçtiği, hizmete açık bir makam. Ankara'da Sivas kültürel ve sosyal yardımlaşma derneği diye kamu yararına çalışır bir derneğimiz var. 1967 yılında Ankara'da Sivaslı çocukların açıkta kaldığını gören emekli askerlerin kurduğu bir dernek. Özel idareden bir yer alarak, yurt inşaatına başlamışlar. 7 katlı bir binayı 1972 yılında bitirmişler. Bu derneğin başkanlığını 2000'li yıllarda ben devraldım. Aldıktan sonra arkamızdaki bir boş arsanın da Sinop özel idaresine ait olduğunu öğrendik. Sinop il özel idaresi ile Sivas il özel idaresine bir protokol yaptırarak bu arsada 11 katlı bir yurt inşaatına başladık. Şu anda dokuz katını tamamladık. İnşallah önümüzdeki Eylül'de tamamladığımızda o yurtta Sinop ve Sivas'lı kız öğrencilerimizi barındıracağız. Dolayısıyla Ankara'da 300 kapasiteli kız ve erkek öğrenci yurtları, Sivaslıların bir arada bulundukları sosyal mekânlar, iki katlı bir misafirhane gibi bir takım ticari işletmelerin içerisinde yer almış olduğu Sivas evi dediğimiz bir kompleksi de faaliyete geçirmiş olacağız. -Yani yüzde 50 oy olmanızda bu faktörler de var diyorsunuz -Efendim ben 18 yaşından beri sosyal hadiselerin tamamen içerisindeyim. İnsanları görüş ve felsefelerine göre değil, insan olmaları sıfatıyla birinci plana koyarım. Sivas'ta bu manada bütün kitlelerin desteğini alarak bir seçim süreci yaşadık. Geçmişte yaşadığımız hadiseler alevi nüfusunun azalmasına da yol açtı. Biz kalan alevi kardeşlerimizin bir kısmının da desteğini aldık. Kendileriyle çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. -Ama tabii kaderin acı cilvesi en sevdiğiniz insanlardan birinin ölümü sizi başkan yaptı. Belki de o elim kaza olmasaydı, BBP Sivas'ı alamıyordu. Bu sizin sırtınıza nasıl bir manevi sorumluluk yüklüyor? -Benim adaylığımı 11 Ocak günü bizatihi genel başkanımız Atatürk kültür merkezinde biraz da şölenvari bir toplantı ile Sivas kamuoyuna duyurdu. Biz 25 Mart'a kadar çok ciddi bir hazırlık süreci ile geldik. O günkü kamuoyu yoklamalarında AKP ile atbaşı hareket eder bir yapıdaydık. -Diğer partilerden ne kadar oy almışsınız? -BBP, il genel meclisinde yüzde 36 oy aldı. AKP yüzde 33, 34 civarında oy aldı. Belediye başkanlığı seçimlerinde BBP yüzde 50,8 oy aldı. AKP yine 33, 34'lerde kaldı. Yani aslında bizim gerçek oyumuz bu seçimlerde il genel meclisi ile tecelli ediyor. Onun dışındaki oylarımız için Sivas halkına ne kadar teşekkür etsek azdır. Bütün Türkiye bunu iftiharla karşıladı. Çok ciddi bir vefa örneği gösterdi. Bu vefanın siyasetle bir ilgisi yok. Tamamıyla Muhsin Yazıcıoğlu sevgisinden kaynaklanan bir durum. -Normalde CHP'li ve AKP'li seçmen niye oy versin size? Bir vefa borcu yok ki Muhsin başkana? -Genel Başkanımız, çok halkın içerisindeydi. Sivas'a geldiğinde insanları CHP'li, MHP'li veya alevi-sünni diye ayırmazdı. Vefatından iki hafta önce Cem Vakfı'na ve Hacı Bektaş Derneği'ne beraber ziyarete gittik. Kendileri sürekli giderler. Birbirlerinde cep telefonları var, sürekli haberleşirler. CHP'li seçmenin oy vermesi çok normal. Çünkü genel başkanı onlar da çok seviyorlar. Yazıcıoğlu insanların tamamıyla iyi ilişkiler kurdu. Cenazesinde bu ortaya çıktı zaten. Yani Sivaslı oy verirken siyasi bakmadı olaya. Ben CHP'de yöneticilik yapmış, asker kökenli bir ağabeyimden dinledim. Gidiyor Ankara'ya. Herhangi bir yerden bir yardım alamıyor, Sivas'a dönecek. Genel başkanımızın yanına gidiyor. Genel başkan kendilerinin arabasının mazotunu dolduruyor, yemeğini yediriyor, cebine de harçlığını koyuyor Sivas'a gönderiyor. -BBP'nin ilk ve tek belediye başkanı olmak tedirgin ediyor mu sizi? -Mesuliyetimizin arttığının farkındayım efendim. Tedirginliğim yok. Sivas halkı beni yakinen tanıyor. On beş yıldan bu tarafa halkın gündeminde olan bir insanım. Yani öğrencilerle ilgilenmişiz, burslar temin etmişiz. Hastalarıyla ilgilenmişiz. Asidef'i kurmuşuz. Adeta bugünlerin alt yapısını hazırlamışız. Ben de aynı şekilde genel başkanım gibi kendi çapımda, bütün meşrepten, bütün inançlardan, bütün felsefi ve siyasi görüşlerden insanlarla hep birlikte oldum. Bütün Sivas vekilleriyle çok yakın bir diyalog içerisindeyim. Yani bu partisel bir yaklaşım değildir. Amaç Sivas'a hizmet etmektir. -Bunlar güzel. Ama belediyecilik deneyimindeki eksikliği nasıl kapatacaksınız? -Efendim belediyecilik deneyimimiz olmamış olabilir. Ama belediyeciliğin biz sadece yollarla, kaldırımlarla, parklarla, bahçelerle ilgilenen bir kurum olmadığını biliyoruz. İşin sosyal boyutunun çok önemli olduğunu biliyorum. O konularda hazırım zaten. Yani Doğan Ürgüp diyalog problemi olmayan, uzlaşmanın merkezindeki bir insandır. Her görüşten insan bizi uzlaşılabilir, görüşülebilir gördükleri için desteklediler. Bu elim kaza ile burada vefa duygusu ön plana çıktı. Burada biz kerameti kendimizde görmüyoruz. Mutlaka genel başkanımızı halkın sevgisinin ortaya çıktığı bir seçim olarak da düşünüyoruz. Ama neticede biz de bu işe hazırlıklıyız. -Sivas'ın çok ekonomik sıkıntıları var. En fazla göç veren il. İşsizlik had safhada. Dolayısıyla göğüslediğiniz problemler çok büyük. Sadece vefa duygusuyla, uzlaşmacılıkla sorunlar çözülür mü?. -Projelerimiz de var efendim. İşsizliğin çözüm reçetelerini de ortaya koydum, işsizliğin bir envanterini de oluşturdum. Şimdi Sıcak Çermik (kaplıca), Sivas açısından altın madeni değerinde bir alandır. İki yüz litre saniye su debisi olan, 49 derece sıcaklığında, içilebilir özellikte bir suya sahip. Sivas'taki kurumlar geçmiş dönemde uzlaşamadıkları için işte Kalın Belediyesi ile Sivas belediyemiz mahkemelik oldular. Bu alanı Kalın belediyemiz kazandı. Sıcak Çermik alanında bizim mahalli çadır turizmimiz vardı. Yani Sivaslılar yazın üç- dört ay çadırlarını kurarlar, prefabrik konutları kurarlar orada kaplıcalardan, banyolardan, havuzlardan istifade ederlerdi. Şehre 30 kilometre mesafededir. Bu ortadan kalktı. Şimdi burası ile ilgili yatırımcı grup müracaat ettiler. 600 yataklı otel yapacaklar. Su kullanım iznini almadıkları için bu yatırımı yapamıyorlar. Biz şimdi Sivas Belediyesi, Kalın belediyesi ve Sivas il özel idaresi ile birlikte hareket ederek bir ortak şirket oluşturacağız. Bu su kaynaklarının kullanım yetkisini MTA'dan alacağız. Ve bunları bir takım otel yatırımcılarına tahsis ederek kaplıca turizmi oluşturacağız. -Seçim vaadlerinizden biri bu muydu? -Evet. Sıcak Çermik bölgesinde 5 yılda 3 bin yatak vaat ettim seçim döneminde. Eğer bu işi düzgün yapabilirsek 5 bin yatağa kadar çıkarabiliriz. 5 bin yatak demek, 5 bin tane adamın iş bulması demektir. 2 bin 500 kişi zaten fiilen çalışıyor. Sivas el sanatlarında, gümüş işçiliğinde, bıçakçılıkta, çubukçulukta çok iyidir. Sivas el ürünlerini geliştirip, dışarıdan gelen insanların şehirde alışveriş yapmalarını temin edeceğiz. Bizim sucuğumuz, pastırmamız ve balımız çok önemlidir. Zara balı diye marka da olduk biz zaten Türkiye genelinde. -Sucuğun, pastırmanın anavatanı Kayseri değil mi? -Sucuk pastırmanın anavatanı Sivas'tır. Ama Kayserililer daha iyi esnaflar, daha iyi pazarlama yapıyorlar ve bu işi iyi tanıttılar Türkiye genelinde. Afyon'un hiç adı yokken afyon sucuk ve pastırmada da öne çıktı. Demek ki bazı işleri çalışmakla yapacağız. -Bugüne kadar yapılamayan işleri siz şimdi nasıl yapacaksınız? -Ekip çalışmasına çok inanıyorum. Çok takipçi bir kişiliğim var. Tuttuğum işi bırakmam. Bunu Sivas halkı bilir. Ayrıca manevi sorumluluğumuz var. Genel başkanımızın emaneti diye konuya sahip çıkan insanlarımız var. Bütün Sivaslı müsteşarlarımız beni aradılar. Hepsi başsağlığı dilediler. Ankara'da bizim beş tane müsteşarımız var efendim. -Hangi müsteşarlar Sivaslı? -Ulaştırma, kültür, enerji, DPT müsteşar yardımcısı, içişleri bakanlığı müsteşar yardımcısı -Yani yardım vaat edildi mi merkezi idareden de? -Merkezi idareden direkt bir yardım söz konusu değil. Bu bizim kabiliyetimize, çalışmalarımıza, ısrarcılığımıza, bizim birlikte hareket etmemize bağlı bir hadise. Ben hep şunu anlattım, dedim ki valimiz önde olacak. Çünkü geçmişte burada bu tür uzlaşmaz tutumlar ortaya kondu. Belediyemiz vali ile, sivil toplum kuruluşları ile anlaşamadı. Eskiye çok girmek istemiyorum. Eski belediye başkanımız da şu anda bizim kardeşimizdir. İstediğimiz zaman o da bize yardımcı olma sözünü vermiştir. Kendilerine teşekkür ediyorum. Dolayısıyla benim tarzım bu efendim. Bir de milletvekillerimiz var. -Dört AKP, bir CHP'nin milletvekili var şimdi. -Evet, bizim milletvekilimiz hakkın rahmetine kavuştu. Dolayısıyla bu insanlarla birlikte hareket ettiğimiz takdirde her sorunumuzu çözeriz. İşte üniversitemize yatırımlar almamız lazım, yeni fakültelerimizin açılması lazım. Hukuk fakültemiz yok. Tıp fakültesi hastanemiz eskidi. Şu anda 22 bin öğrencimiz var. Bu kapasitenin 40 binlere çıkması mümkün. Şehir merkezindeki tarihi alan bir açık hava müzesine dönüştürüldüğü takdirde turizmden pay almamız mümkün. Çocukluğumda ecnebi turistler gelirlerdi, şimdi gelmiyorlar efendim. Ciddi bir otelimiz dahi yok. Geçmiş dönemde uzlaşılamadığı için yapılamadı. -2003'de Bakanlar Kurulu toplantısı Sivas'da yapıldı. Bir çok sözler, projelerden söz edildi. Ne oldu, arkası neden gelmedi. -Gelmedi. Çünkü takip edilmedi. Bunu belediye takip edecekti. İnsana dair ne varsa efendim belediyenin görev alanına girer. -Vaat eden AKP. Takip etmeyen belediye AKP. -Şimdi hep birlikte hareket ederek Sivas'a katkı sağlayacağız. İşadamlarımızın Sivas'a yatırım yapmasını teşvik edici tedbirleri alacağız. Geçmiş dönemde bazı işadamlarımız, ilgi görmedikleri için gelmediler. Mesela geçen yıl bir işadamımız Sivas'a yapacağı yatırımı Kayseri'ye yaptı. Bizim adliye sarayımız ve bölge hastanemiz ödeneği ayrıldığı halde yapılamadı. Çünkü şehirde bir uzlaşma ortamı sağlanamadı. Belediye dedi şuraya yapalım, öbürü dedi buraya yapalım. Beriki dedi şuraya yapalım. Şimdi bu kardeşinizin özelliği, herkesle uzlaşması. -O zaman sizin başarınız bir anlamda BBP'nin geleceğini de belirleyecek diyebilir miyiz? -Onun takdirini milletimiz yapacak. Ben burada siyasi bir angajmanla hareket etmiyorum. Tabii ki başarılı olmamız siyasi partinin geleceği açısından bir katkı sağlar. Ama o konuda çok iddialı değilim. İddialı olduğum konu Sivas belediye başkanlığı makamıdır. -Siz neden Ankara'da siyasete atılmadınız? -Atılabilirdim efendim. Ankara'nın önemli bir ilçesinin belediye başkanlığına, iktidar partisinden dahi aday olabilirdim. Ama ben Sivas aşığı bir insanım. Benim bütün sülalem Sivas'ta. Sivas'ta doğdum, Sivas'ta ölmeyi, en azından Sivas'a defnedilmeyi isterim. Sivaslıya bir vefa borcumuzun olduğunu düşünüyorum. Bu memleket bizi okuttu, gelmiş olduğumuz unvanları, her şeyi biz bu memleketten kazandık. Bir de efendim Sivas Türkiye için çok önemli. Sivas eğer düzgün olursa, Sivas eğer kalkınmış olursa, Sivas eğer ayrımcı bir çizgide olmaz, birlik çizgisinde olursa Türkiye rahat edecek. -İddialı olmadığınız o konuda da konuşmak isterim sizinle. BBP'nin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Son derece karizmatik bir başkandan sonra bu partiyi kim nasıl taşıyabilir? Bir erime sürecine mi girer? -Erime sürecine girmez inşallah. -Başka bir partiye mi katılır? -Başka bir partiye de iltihak olmaz. Genel başkanımızın vefatından sonra gördük ki ciddi manada bir potansiyelimiz var. Yani geçmiş dönemde bizim teşkilatlarımızdan yetişmiş, daha sonraki süreçte birlikte hareket ettiğimiz, ülkenin yetişmiş değerleri bunlar. Şimdi biz öyle hissediyoruz ki bu değerler bir araya gelerek, genel başkanın ortaya koymuş olduğu felsefenin ne kadar etkili olduğunu gördüler. Genel başkan sağlığında ciddi bir oy alamadı ama işte vefatı esnasında Türk insanının belki yüzde 90'ını temsil anlamında... -Bu duygusal bir tepkiydi. Hissedilen acı azaldıkça belki de bu devam etmeyecektir. -Bu dediğinizin doğruluk tarafı da var. Aynı hassasiyeti her zaman sürdürmek mümkün olmayabilir. Ama bu noktada çekirdek bir kadro var zaten. Hareketin içerisinde olup siyasetin içerisinde olmayan çok kıymetli ağabeylerimiz var. Bunlarla şu anda bir istişare süreci devam ediyor. Bu istişarelerin bir kısmına bizi de davet ettiler, biz de katılacağız. Muhsin Yazıcıoğlu'nu biz yakinen tanıyoruz. Yani ortaya koymuş olduğu değerlerin ülke için çok faydalı görüşler olduğuna inanıyoruz. Bizim amaç ve niyetimiz bu siyasi hareketi devam ettirmektir. -BBP gerçekten devam edebilir mi? -Bekleyeceğiz efendim. Şu anda arkadaşlar faaliyetlerini sürdürüyorlar. Geçici bir görevlendirme yapacaklar. 45 gün sonra da mecburen bir kurultay toplayacaklar. Orada hangi isimler ortaya çıkar, kimler etrafında bir ittifak sağlanır göreceğiz. -Belediye başkanları tabii delegedir. Kurultay için sizin gönlünüzde biri var mı? -Gönlümüzden geçen bir takım ağabeylerimiz var. Bunlarla genel merkez yöneticilerimiz görüşüyorlar. Merkez yönetimi içerisinden de olabilir bu, dışarıdan da olabilir. Ama inşallah bu işi sırtlayabilecek, düzgün bir arkadaşımızın çıkacaktır. -Genç biri mi olmalı bu kişi? -Ben 56 doğumluyum, Bizim kuşağımız genellikle elli yaş ve üzeri gibi görünüyor. Sayın genel başkanımız da 54 doğumluydu. Siyaset için genç sayılabilir. İşte 50, 55 yaş seviyesinde bir arkadaşımızın çıkabilme ihtimali söz konusu. Bu noktada biz ümitliyiz. -Seçim sırasında MHP adayı geri çekilmedi. Bekler miydiniz böyle bir jesti? -Yani böyle küçük bir jest yapabilirlerdi. Tercihlerini öyle kullandılar. Ama MHP tabanı bize oy verdi. Yani jesti taban yaptı bize. Ve ciddi manada üzüldüler. Genel başkan onların da ülkü ocakları genel başkanıydı. -Bundan sonra MHP ile BBP'nin ilişkisi nasıl olur? -MHP ile BBP'nin ilişkisinin nasıl olacağı biraz da iki partinin insanlarına bağlı. BBP'lilerin şu anda Türk milletinin bütün unsurları ile ilişkileri iyi. MHP ile ilişkilerinin iyi olmaması için bir sebep yok zaten. Siyasi kurumsal kimlikler, kendi kimliklerinden fazla taviz vermiyorlar. İşte dediniz ki MHP adayını çekse şık olmaz mıydı diye, şık olurdu tabii ki. Ama kurumsal kimlik buna engel oluyor. O kurumsal kimliklerin ya biraz yumuşatılması lazım veya bu kurumsal kimlik sahiplerinin biraz daha yumuşak düşünmeleri lazım. Yani bu noktada sayın genel başkan hakikaten çok tevazu sahibi, ülkesini çok seven bir yaklaşım ortaya koydu. Temelde ciddi bir farklılık olduğunu kendileri de düşünmüyorlardı. Ama böyle tecelli etti. Yani anlaşamadıkları noktalar vardı. Genel başkanın o günkü ismi itibariyle MÇP'den kopma sebepleri var. -O şartlar devam etmiyor, ediyor mu? Yeniden birleşme olmaz mı? -Şu anda cenazemizi kaldıralı bir hafta ancak oldu. Yani bunları konuşmak erken. Kendi aramızda bir istişareyi tamamlamamız lazım. Sadece bu konunun değil, birçok konunun masaya yatırılması lazım. Yani birlik hareketlerini kim istemez ki. Ama şartların oluşması lazım. Ama biz her halükarda mevcut hareketi devam ettireceğiz. -Şartların oluşmasından ne anlamam lazım? -Biraz daha zaman geçmesi lazım efendim. Biraz daha bazı konuların olgunlaşması lazım. Yani ülke bu konuda çok ciddi bir ihtiyaç gösterir ise bunun ortaya çıkması lazım. Beklemek lazım. Bu Türkiye'yi ilgilendiren bir konu. Ben bu konularda mesaj verecek, yönlendirme yapacak konumda olmadığımı hissediyorum. Bu işin uzmanları, bu işin yöneticileri, Ankara'da malum, her iki tarafın da ağabeyleri, önde gelen insanları var. Oluşacaksa bir genel konsensüs ile oluşması lazım. Yani tabanda çok fazla bir farklılık yok zaten. Yani CHP tabanı ile MHP tabanı arasında da fazla bir farklılık olduğunu düşünmüyorum. Ki iki partinin tabanları arasındaki farklılığında daha az olması mümkün veya hiç olmaması da mümkün. Yani ülke geneliyle ilgili benden şu anda siz çok olumlu veya olumsuz cevap alamazsınız. Ben o noktada değilim. Benim şu andaki misyonum Sivas efendim. -Yazıcıoğlu'nun arkasından çok şey söylendi, yazıldı. Duymadığımız bir anısı var mı acaba sizde? -Buradaki son toplantısında söylediği sözleri nakletti arkadaşlar. Ben de dinleyemedim onu. Şöyle diyor rahmetli: "Ömrümün aşağı yukarı üçte ikisi çile ile geçti. Bu kadar çile dünya menfaatleri için katlanılacak bir çile değildir. Şu saatten sonra ne şekilde öleceğimizi dahi bilmiyoruz. Bir yerde parçalanacak mıyız, kabrimiz nerede olacak, cesedimiz bulunacak mı? Bu manada değerlendirmeniz gereken şudur. Bizim yaptığımız siyasi bir parti faaliyetinden ziyade milletin geleceği ile ilgili, Türk devletinin ayakta kalması, gelişmesi, eski gücüne kavuşabilmesi için sürdürülen bir faaliyettir." Böyle diyor rahmetli. -Rahmetli ile siz Ülkü Ocakları'nda birlikte çalıştınız değil mi? -Evet, Sivas şube başkanıydım ben efendim. 75 yıllarında. 18-19 yaşlarındaydım. -Siz kaç yıl yattınız içerde? -6 yıl kadar yattım. -Muhsin Bey'le aynı yerde mi? -Hayır, ben Erzurum yöresinde yattım. O Ankara'da. Kaynaşmış, barışmış bir Sivas bırakmak istiyorum -Pek çok ülkücü 12 Eylül öncesine dair özeleştiri yaptılar. Devlet bizi kullandı dediler. Biz devlet için çalıştığımızı zannederken bir de baktık ki aynı kişiler aynı silahları solcusunun da, sağcısının da eline vermişler dediler. Siz de böyle mi görüyorsunuz geçmişi? -Yok, ben böyle görmüyorum efendim. Biz kendi anladığımız metotlarla Türk milletinin geleceği ile ilgili bir takım faaliyetlerde bulunduk. Bu süreçte tabii ki bir takım zorluklarla karşılaştık. 12 Eylül sürecinde sağcı solcu ayrımı yapılmadan biz de aynı işleme muhatap olduk. O süreçte sol tandanslı arkadaşlarımızla da tanışma fırsatı bulduk. Sonra dostluk geliştirdik onlarla. Bu manada hepimiz ülkemiz için bir şeyler yaptık kanaati içindeyim. Solcusu, sağcısı hiç ayırmıyorum. Herkes kendi anlayışına göre bir şeyler yaptı. -Devlet içinde bir başka devlet olduğunu görebiliyor muydunuz? -Öyle bir kanaatimiz yoktu o zaman. -Şimdi? Geriye dönüp baktığınızda? -Bir takım şeyler bu konuda var ama şu anda ben ülke siyasetine yönelik siyaset yapan birisi değilim. Ben birikimlerini Sivas'ta kullanmak, kendi halkına hizmet etmeye çalışan birisiyim. Bu saatte bu tartışmanın bir faydasının olduğunu da düşünmüyorum. Devlet bizim devletimiz. Devletin yanlışlarını dahi biz görmek istemeyiz. -Devletin yanlışlarını görmek istemeyiz çok iddialı bir söz. Peki, Madımak'ta insanlar yanarken, yanı başında kolordu vardı. Neden müdahale etmedi? -İşte biz de bunun sebebini bu Asidef sürecinde sorduk. Dedik ki, yedi, sekiz saat bu insanlar niye muhasara altında kaldılar? Bu insanların bir kısmı arkadan BBP merkezine çıkarak kurtuldular. Bunların tamamı yönlendirilemez miydi buraya? Bunları düşünüyoruz. Bunların cevabı çıkacak inşallah. Yani insanların ne şekilde olursa olsun öldürülmelerini kabullenmek mümkün değil. Ve bunu çatışma haline sokmak için burada Madımak'ı yaptılar, gittiler Başbağlar'da katliam yaptılar. Her iki tarafta da farklı görüşten insanları katlettiler -Kimler yaptı bunu? -Bunların hepsinin önümüzdeki süreçte açığa çıkacağını düşünüyorum. Yani gündemi buralara taşırsak biz asıl yapmamız gereken işi yapamayız. Bu soruyu o dönemin Sivas valisi Ahmet karabilgin'e sorabilirsiniz. -O dönemde Erdal İnönü başbakan yardımcısıydı. Gazeteci Oral çalışlar Erdal İnönü'ye yıllar sonra soruyor. Diyor ki, neydi bu, niye müdahale etmediler? İnönü de bu soruyu MİT başkanına sormuş. Dönemin MİT başkanı İnönü'ye demiş ki, "Biz bazen bazı grupların gazını almak için serbest bırakırız". Bunu yazdı Oral Çalışlar köşesinde. -Efendim mümkünse Sivas'ı konuşalım. -Sivas işte bu Doğan Bey. -Nuriye Hanım ben buraya bir uzlaşma neticesinde belediye başkanı seçildim. Şu noktada millet bizden hizmet bekliyor. -Madımak katliamının yıl dönümlerindeki anma toplantılarına katılıyor musunuz? -Katılıyoruz. 2 Temmuz'da Asidef olarak biz de bildiriler yayınladık. Bunlar normal. Ama bunların anma toplantısı gibi yapılması lazım. Yani burada marjinal bir takım hareketler yapıp, Sivas halkını rahatsız edici bir tutum içerisine girilmemesi, konunun ideolojik boyuta taşınmaması lazım. Alevilik inancına çok saygılı bir insanım. Ve bundan sonra da o anmalarda bulunacağım efendim. Aldığımız Sivas kopuk bir Sivas'tı. Kaynaşmış, barışmış bir Sivas bırakmak istiyorum. Böyle bir Sivas'ta kalkınma olur, işsizlik engellenir, yatırımlar olur, parklar bahçeler yapılır efendim, her şey olur. -Siz işadamısınız. İzolasyon malzemeleri üreten bir fabrikanız vardı sanırım. -İmalata henüz başlamadık. Fabrika sahasını kurduğumuzda tam kriz dönemine denk geldi. Makinelerin siparişini vermiştik. Durdurduk, erteledik. Şu anda makineler gelecek. O işimizin başına benim kardeşim var. Yani belediye başkanlığı sürecinden sonra ticari faaliyetlerini kendim sürdürmeyeceğim zaten. Ankara ve Sivas'ta ortağı bulunduğum dört tane şirket var. O Ankara'dakileri ortaklarım yönetiyorlar. Buradakini kardeşim yönetiyor. Ve bu faaliyetimiz devam edecek. Kendim de yatırım yaptım. Naçizane biz 2 bin 500 metrekarelik bir alanı kapattık. Yirmi iki tane de bizim işçimiz çalışıyor. Bu imalata geçtikten sonra da bu sayı otuz seviyesinde olacak. Kaynak: ZAMAN
__________________
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
SİVASIMIZIN TARİHÇESİ | Sivaslilar.Net | Sivas Tarihi | 26 | 13.05.2016 18:51 |
SİVASımızın Amatör kulüpleri... | Serd@r | Sivasimizin Amator Klupleri | 15 | 18.08.2010 13:28 |
Sivaslıyık dedik ya Gardaş ! | izmirliyigido | Hertelden | 19 | 18.07.2009 19:49 |
Sivas Bize Başkanımızın Emaneti | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 10 | 16.04.2009 17:23 |
GÜZEL SİVAS'IM | metay58 | Zara | 0 | 05.09.2007 08:49 |