Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > DİN BÖLÜMÜ > Dini Bilgiler
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Dini Bilgiler (Ayetler, Hadisler, Dualar ve Muhtelif konular)



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 30.04.2008, 10:23   #1
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2150 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Kur’an’ın neliği (niteliği-mahiyeti) meselesi/Ali Karataş

Bir nesne ve varlığa yönelik tasavvurlarımız/varlığın mahiyetine yönelik ön fikirlerimiz, nesne ve varlıkla ilgili yapacağımız yorumları belirler. Varlık ve/veya nesneye yönelik tek tek düşünceleri eleştirmek veya yorumlamak, varlıkla ilgili temel soruna çözüm getirmez. Ortada var olduğu kabul edilen sorun, sorunun neliğine/niteliğine yönelik ortaya konacak tasavvurlarla bir çözüme ulaşacaktır.

Tarihsel süreçte Kur’an ve Kur’an’daki konularla ilgili bir yorum geleneği oluşmuştur. Yorumları belirleyen, yorumlanan nesne ile ilgili yani Kur’an’la ilgili tasavvurlarda gizlidir. Kur’an yorum geleneği incelenmek isteniyorsa tarihteki Kur’an algılamalarından işe başlanmalıdır. Örneğin bir mezhebin tek tek ayetlerle ilgili yorumlarını eleştirmek ve incelemek bizi çözüme ulaştırmayacaktır. Bir şey yapılmak isteniyorsa mezhebin Kur’an’ı nasıl bir kitap/metin olarak algıladığına bakmak gerekir. Tabi ki Kur’an şu an elimizde duran bir metin gibi muhataplarına inmemiştir. İnişi bir söz iken sonradan metinleşme süreciyle bizlere ulaşmıştır. İniş sürecinde muhataplarının tarihsel şartlarını gözeterek, o şartlarla diyaloga girerek inmiştir. Bu, Kur’an’ın sonraki tarihleri hiç dikkate almadığı anlamına gelmez. Buradan biz, Kur’an indiği dönemin şartlarını gözeterek inmesinden içeriğinin tarihsel olduğu anlamını çıkaramayız.

Günümüz halkının Kur’an tasavvurunu düşündüğümüzde Kur’an’ın Neliği sorunuyla ne anlatmak istediğimiz daha da açıklık kazanacaktır. Biz, Kur’an’ın hem yaşayanlara hem de ölülere hitap eden bir içeriğe sahip olduğu öncülünden hareket edersek uygulamalarımızda ona göre şekil alacaktır. Şimdi, bu uygulamaların tek tek doğruluğunu tartışmak soruna gerçekten çözüm sunacak mı acaba? Bunun yerine Kur’an’ın gerçekten kime hitap ettiğini çözüme kavuşturursak soruna temelden yaklaşmış oluruz.

Çağdaş İslam düşüncesinde Kur’an’ın niteliği meselesinde Kur’an’ın tarihsel olup olmadığı tartışmaları önemli yer tutar. Tarihsel olduğu düşüncesinde Kur’an’ın tarihsel şartları gözeterek inmesi gerçeği ön plana çıkar. Aslında tarihsel şartları gözeterek inmesi ile tarihsel bir metin olması farklı bağlamlarda düşünülmelidir. Biz, Kur’an’ın tarihsel olduğunu kabul ettiğimizde, çözüm olacağını düşündüğümüz hangi yorumlar tarihsel olmaktan çıkabilir? Bu mantıkla gidildiğinde her şartta yapılan yorum yine her zaman tarihsel olacağı için gerçek anlamda hiçbir zaman hakikati ortaya koyamayacağız, demektir. Böyle olunca her yorum başka tarihsel şartlar içerisinde geçerliliğini yitirecektir. O zaman Müslümanlar hangi hakikat iddiasıyla muhataplarının karşısına çıkacaktır?

Kur’an’ın yaratılmışlığı (halku’l-Kur’an) düşüncesi, tarihte Kur’an’ın Neliği meselesinin belki de can damarını oluşturan bir noktada durmaktadır. Oysa ki bu tartışmanın çıktığı tarihi şartlar ile Kur’an’ın tarihselliği tartışmaları farklı yerde durur. Kur’an’ın tarihselliği tartışması aslında modern dünyanın meydan okumaları karşısında Kur’an’ın çağdaş insanın hayat tarzına uyarlanması ile alakalı bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır, kanaatimce. Burada yapılan, şartları Kur’an’a göre uyarlamak değil, Kur’an’ı şartlara uydurmaktır. Oysa ki olması gereken, bir hakikat ile muhatabının karşısında duran Kur’an’a kendimizi uydurmak olmalıdır. İşte çağdaş Kur’an tasavvurlarının bir handikabı olarak bu sorun karşımızda durmaktadır.

İslam düşünce tarihinde genel olarak Kur’an tasavvurlarını (Kur’an’ın neliğine yaklaşımları) şu şekilde ifade edebiliriz:

Geleneksel Tasavvur: Buna göre Kur’ân, kutsal bir kitaptır ve Allah’ın kelâmıdır. Onun zatı ile kaim ezeli sıfatlarından olan kelâm sıfatının bir tecellisidir. Bundan dolayı “Kelâm-ı Kadîm” olarak isimlendirilmiştir. Yine bu anlayışa göre “Kelâm-ı Nefî” denilen mana yönü Allah ile birlikte ezelidir ve levh-i mahfuzdadır. “Kelâm-ı Lafzi” denilen Arapça metni ise, Hz. Muhammed’e indirilmiştir. Kutsal kitabın hitabı, inanç sistemi ve hükümleri evrenseldir.

Akılcı Tasavvur-Rasyonel Yorum: Mu'tezile, Rey Taraftarları ve İslam felsefecileri gibi mezhep ve eğilimler, kutsal metinlerin sistemli bir biçimde yorumlanmasında aklı öne çıkarırlar. Mu’tezile’nin Kur’an tasavvurunda Kur’an’ın yaratılmışlığı meselesinin önemli bir yeri vardır. Kur’an’ın yaratılmamış olduğunu kabul etmek Allah’la birlikte başka ezeli varlıkların olduğunu kabul etmek anlamına gelir ki bu da tevhit esasına aykırıdır.

İcazü’l-Kur’an meselesinde Nazzam, Kur’an’ın dil ve belagat açısından benzerinin oluşturulabilme imkânından söz etmiştir. Nazzam, bu konuda daha çok Kur’an’ın anlaşılmasını ön plana çıkarmak amacıyla nazmının icazını pek de önemli görmemiştir. Ona göre Kur’an’ın icazına, ahlaki ilkeler bütünü ve bir hükümler manzumesi olması ve bu yönüyle benzerinin yaratılamaması açısından bakılmalıdır. Nazzam’ın icaz konusundaki görüşü Mutezile’nin Kur’an’ın yaratılmış olması fikriyle doğru orantılı olarak ortaya çıkar.

Batınî tasavvur: Batınî Kur’an tasavvuru, Müslüman düşüncesinde, İhvan-ı Safa ve bazı Tasavvufî akımlar tarafından benimsenmiş ve savunulmuştur. Bu tür düşünce sistemleri, Allah’ın evrendeki her şeyi çift yönlü yarattığı düşüncesinden hareketle ikili ayırımlara yönelirler. Zahiri yön, Kur’an’ın sözel anlamından ve bu anlamda ifadesini bulan namaz, oruç gibi şeri-ameli yükümlülükler gibi herkesin sorumlu olduğu işleri kapsar. Batıni yön ise, hem Kur’an’ın ve dini öğretilerin gerçek manalarını hem de bu manalara vakıf olmanın bilgisini ihtiva eder.

Bu yaklaşımın Kur’an tasavvurunda Kur’an’ın farklı anlam katmanlarına sahip bir metin olduğu anlayışı ön plana çıkar ve ayetler farklı anlam derecelerinde yorumlanır. Bizler bu farklı anlam katmanları hakkında değerlendirmelerde bulunabiliriz. Oysa ki burada yapılması gereken yorumların eleştirilmesi değil Kur’an’ın gerçekten farklı anlam katmanlarına sahip bir metin olarak karşımızda durup durmadığıdır.

Ahlâkî Boyutu Öne Çıkaran Tarihselci Tasavvur: Bu Kur’an tasavvuruna göre Kur’ân, -aynı Mutezile’nin iddia ettiği gibi- ezeli değildir, yaratılmıştır. Çağımız İslam düşünürlerinin Kur’an tasavvurunda, din, bir takım kutsal kişilere, kutsal mekanlara, kutsal zamanlara ve kutsal nesnelere indirgenemez. Din salt ahiret için yapılan bir takım özel ibadetler de değildir. Din, hem dünya hem de ahiret içindir.

Bu yaklaşıma göre Kur’ân’ın özünü, tevhit, ahiret, ibadet ve ahlaki ilkeler oluşturmaktadır. Kur’ân’daki sosyal ve siyasi hükümler, Arap toplumunun maslahatları göz önünde tutularak oluşturulmuştur. Bu çağdaş dünyaya hitap etmeyebilir. Onun için Kur’an’dan çağdaş dünyanın verilerine uygun çıkarımlar yapılmalıdır.(Kur’an tasavvurlarının sınıflandırılması için bkz. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
Burada vermeye çalıştığımız yaklaşımlar örnek olacak genel nitelikteki yaklaşımlardır. Her bir yaklaşımın içinde de Kur’an’ın mahiyetine farklı yaklaşan kişiler de vardır. Her bakış açısı kendi ilkesine göre yorumlarını belirlemektedir. Tarihsel bir metin olarak Kur’an’a yaklaşan bir bakış örneğin hırsızın Kur’an’daki cezası için farklı çözümler sunmaktadır. Lafız olarak Kur’an’da hırsızın cezasını belirleyen ayet o dönem şartlarına göre bir ceza belirlediği için bu cezayı modern dünyada geçerli kabul etmez. Onun yerine başka cezalar öngörür. Kur’an’a evrensel bir metin olarak bakanlar ise bu cezanın her şartta geçerli olduğunu kabul eder.

Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: Başta da ifade ettiğimiz gibi Kur’an’ı anlamada ve yorumlamada sağlıklı sonuçlara ulaşmak istiyorsak öncelikle mahiyet/nelik-nitelik noktasında geçerli çözümlemelerde bulunmalıyız ve Kur’an tasavvurlarımızı sorgulamalıyız.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 30.04.2008, 11:23   #2
nurullah şahin
Yeni Yiğido
 
nurullah şahin - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
nurullah şahin Şuan nurullah şahin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 01.05.2008 08:39

Üyelik Tarihi: 08.04.2008
Mesajlar: 28
Tecrübe Puanı: 0 nurullah şahin FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: Kur’an’ın neliği (niteliği-mahiyeti) meselesi/Ali Karataş

AMACIMIZ
1. Müslümanlar kardeştir. İslam ümmet birliğini zedeleyecek, bu birlikteliğe giden yolda köstek olacak her türlü tavır ve davranışlardan uzak durmayı taahhüt eder. Samimiyet ve iyi niyetle Müslümanların birlikteliğini hedefleyen her çalışmayı kimden ve hangi çevreden olduğuna bakmaksızın destekler.

2. İslami yapılanmalar inkâr edilemez bir olgudur. Yapımız kendi varlığını başka yapıların yokluğu üzerine bina etmez.

3. Kardeş kuruluşlar olarak kabul ettiği diğer İslami yapılanmaları ümmetin vahdeti önünde bir engel ve kendisine rakip olarak değil, ümmet denizine dökülmek için akan birer ırmak olarak kabul eder ve Allah’ı razı etmek için yapılan her meşru çalışmayı takdirle karşılar.

4. Kardeş İslami kuruluşlara karşı eleştiri hakkını kullanırken "sevgi"yi mihver, "insaf"ı mi’yar, "itidal ve adalet"i mikyas olarak alır. Niyeti, gayesi ve usulü meşru her çalışmayı imkânlar nispetinde desteklemeyi taahhüt eder.

5. CAMİAMIZ, Müslümanlar arası ilişkilerde "onlar kendi aralarında şefkatli ve merhametli" Kuran-i düstur uyarınca İslami yapılanmaların diyalog zemininin karşılıklı sevgi ve merhamet üzerine bina edilmesini öngörür.

6. CAMİAMIZ, İslam’ın sabiteleri konusunda ittifakın esas olduğunu, değişkenleri konusunda ise hiçbir yapının hiçbir şey adına kendi görüşünü tek doğru gibi savunmaya ve bir başkasına dayatmaması gerektiğine inanır.

7. CAMİAMIZ, İslami yapılanmalar arası diyalog zemininin selamlaşma ve ziyaretleşme Nebevi tavsiyelerinin bir uzantısı olarak görür ve İslami yapıları kendi tanımladıkları gibi tanır.

8. CAMİAMIZ, İslam hukukuna sonuna kadar riayet eder. Hukuku sadece kendi bireyleri arasında değil, tüm Müslümanlara yönelik olmasına dikkat eder.

9. CAMİAMIZ, Yukarıdaki hedefleri gerçekleştirmek için diğer yapılanmalardan gelecek iyi niyetli teklif, tavsiye ve tenkitlere açıktır.

10. CAMİAMIZ, marjinalleşmekten ve marjinalleştirilmekten şiddetle uzak durulması gerektiğine, toplumsal olaylar karşısında da itidalli ve basiretli olmanın zaruretine inanır.
İLKELERİMİZ
Allah, her şeyi insana, insanı da kendisine tahsis etmiştir. Allah’ın vazettiği bu ilkeyi, zedeleyici tavır ve davranışlardan uzak durulması şiarımızdır. İnsanı, beton binalardan teşekkül olan vakfa, ‘dava’ denilen mefhuma, çizgiye, meşrebe, kendi cinsi olan insana; yani Allah’tan gayrisine alet etmemek!...
Bilakis tüm bunları; vakfı, davayı, çizgiyi, dergiyi vs... insan için bilmek ve adamak...
1- Eksende İnsan:
Cenabı Hak her şeyi insana, insanı da yalnız kendisine tahsis etmiştir..
Allah’ın vaaz ettiği bu ilkeyi zedeleyici tavır ve davranışlardan uzak durulması şiarımızdır. İnsanı beton binalardan teşekkül eden vakfa, "dava" adlı mevhum bir şeye, çizgiye, meşrebe, kendi cinsi olan insana, şahıslara; yani Allah’tan gayriye alet etmemek!.. Bilakis tüm bunları; vakfı, davayı, çizgiyi, dergiyi, meşrebi insan için bilmek ve ona adamak... İnsanı faaliyetlerin değil, faaliyetleri insanın hizmetine sunmak

2- Tasarrufta İhtiyaç:
Tüm tasarrufların temelinde ihtiyaç bulunmalı. İhtiyaçtan doğmayan her şey lükstür. Bunun dini literatürde adına "israf" denir. Elimize geçen zamanı ve her türlü imkânı kullanırken soracağımız ilk soru "ihtiyaç mı?" sorusu olacaktır. Çalışmayı kurmaya teşebbüs ederken sorduğumuz gibi... İhtiyaç olmayan şeylerden uzak durmak şiarımızdır.

3- Tavırda Denge:
ADALET VE İTİDAL BAKIŞIMIZIN MİHENGİDİR..
İNSANI, EŞYAYI VE OLAYLARI DEĞERLENDİRİP YORUMLARKEN ADİL VE MUTEDİL OLMA GAYRETİ İÇİNDEYİZ... BU KONUDA ALLAH’TAN YARDIM NİYAZ EDERİZ.
DENGE’DEN KASTIMIZ, RASULULLAH’IN SÜNNETİNİ TAKSİM ETMEDEN, BÖLÜŞTÜRMEDEN, BİRİNİ DİĞERİNE FEDA ETMEDEN, EMİR VE YASAKLARDAKİ KUR’ANİ ÖNCELİK SIRASINI BOZMADAN YAŞAMAKTIR. BUNUN TEMEL KARAKTERİSTİĞİ, "KAFA, YÜREK VE BİLEK DENGESİ; DUYGU, DÜŞÜNCE VE EYLEM DENGESİ’DİR. BU ÜÇ VASFIN HİÇBİRİNİN DİĞERİNE FEDA EDİLMEDİĞİ NEBEVİ BİR DENGENİN OLUŞTURULMASIDIR AMAÇ.
KİTAP, AKSİYON VE TESBİH DENGESİNİ ŞAHSINDA KURABİLMİŞ MÜ’MİNE OLAN İHTİYAÇ; BUGÜN, HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLADIR.
DEĞİLSE ORTALIĞI "KURBANLAR" KAPLAYACAK, BUNLARIN "KİTAP KURBANLARI", "SİLAH KURBANLARI", YA DA "TESBİH KURBANLARI" OLUŞU BİR ŞEYİ DEĞİŞTİRMEYECEKTİR.


Görünen o ki, İslam Coğrafyası’nın çok boyutlu bir işgale uğradığı bu çağda "hayırda" yardımlaşmadan bir yere varmak mümkün değildir.

NURULLAH ŞAHİN
nurullah_sahin34@hotmail.com
nurullah şahin isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 09:50.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.