|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
15.04.2008, 16:23 | #1 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2173
|
İşte siyasal günlükler
Bazı köşe yazarları, Yassıada Mahkemesi kararlarıyla AKP�nin kapatılma davası arasında paralellikler kurdu. Benzerlik abartılı olsa da, yakın siyasal tarihimizi tartışmakta her zaman yarar var.
AKP'nin kapatılma davası süreciyle birlikte, medyada yine Demokrat Parti hükümetinin 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesiyle yıkılması gündeme getirildi. Bazı köşe yazarları, Yassıada Mahkemesi kararlarıyla AKP'nin kapatılma davası arasında paralellikler kurdu. Benzerlik abartılı olsa da, yakın siyasal tarihimizi tartışmakta her zaman yarar var. Ancak bu tür tartışmalar çoğu zaman tarafların bilgi-belge yoksunu olduğunu ortaya koyuyor. Yassıada Mahkemesi'nin en önemli delillerinden biri, DP'lilerin tuttukları günlükleri, not defterleriydi. DP'lilerin hatıra defterlerinde neler yazıyordu? Yazılanları yorumsuz aktaralım ki, sizler bugünün siyasal ortamına ne kadar benzeyip benzemediğini -etki altında kalmadan- değerlendiriniz. ETHEM MENDERES'İN GÜNLÜĞÜ İcap ederse İsmet Paşa'yı sehpaya götürmekte hiç tereddüt etmem! Ethem Menderes (1899-1992), Adnan Menderes'in en yakın arkadaşıydı. Adnan Menderes'in, arkadaşına sevgisi o kadar çoktu ki "Ertekin" soyadını "Menderes" yaptı. Ethem Menderes, DP kabinesinde; İçişleri, Savunma, Bayındırlık, Devlet Bakanı olarak görev yaptı oldu. Yassıada Mahkemesi'nde 10 yıla mahkûm oldu. Tarih 8 Kasım 1957: (DP) Grubun fiskos havasını beğenmiyorum. Dün gece Samet (Ağaoğlu), Şem'i (Ergin), Hayrettin (Erkmen) vesaire arkadaşlar Cumhurreisi'ne (Celal Bayar) davetli idi. Bayar, "Tehlikeli vaziyetteyiz, icap ederse diktatörlükle idare edeceğiz" demiş, dinleyenler üzerinde tesir menfi. (Bu hava) Yavaş yavaş grup içinde yayılıyor; Hayrettin endişede, Şem'i tenkit ediyor; Samet de. Tarih 14 Kasım 1957: (Celal Bayar'ın) Umur motöründe (teknesinde) Cevat Açıkalın ve Fahrettin Kerim (Gökay) ile beraber konuştuk. Açıkalın daha sonra geldi. Bayar "İcap ederse İsmet Paşa'yı da sehpaya götürmekte hiç tereddüt etmem" dedi. Korkunç ihtiras. Böyle bir sebep hiçbir zaman mevcut olamaz. Bu telkinler karşılıklı, Başvekil'le (Adnan Menderes) hangisinden çıkıyor acaba? Tarih 11 Haziran 1958: Başvekil (A. Menderes), milletvekili Fahri Ağaoğlu'nun gruptaki konuşması münasebetiyle çok ağır konuştu. Kırıcı mukabele taraftarı. Başvekilliği bırakmamak için silaha dahi müracaat edeceğini söyledi. Bir nevi delilik alameti. Tarih 9 Mayıs 1959: Başvekil (A. Menderes) İzmir'de İsmet Paşa'ya selam durdurulan emniyet ekibinin subayı hakkında sordu. Emniyet ekibini selama durduran subayın vaziyetini halletmek mühim imiş? Küçük işlerden kurtulamayacaklar. Tarih 6 Haziran 1959: İktidarımız durmadan yıpranmakta. Zavallı Başvekil (Adnan Menderes) 78 ay evvel "Vatan Cephesi harekátı ile üç, beş ay içinde Halk Partisi'ni boş çuvala çevireceğim" demişti. Zeká ile idraksizlik bir arada. Tarih 2 Ekim 1959: (Başbakan) Menderes, Avni Doğan'a, "Seçimi kaybedeceğimizi hissedersem Halk Partisi'ni dağıtırım, yine iktidarda kalırım" demiş. Düşüncesi de bu; "Radyo mücadelesiyle Halk Partisi'ni eriteceğim, İsmet Paşa'yı mahvedeceğim" diyor. REFİK KORALTAN'IN GÜNLÜĞÜ Bu şahıs gazetelere bozguncu ve tahrik edici yazılar yazdırıyor! Refik Koraltan (1889-1974) Birinci Meclis'ten yani 23 Nisan 1920'den, 27 Mayıs 1960 askeri hare-kátına kadar TBMM'de görev yaptı. DP'nin dört kurucusundan biriydi; 1950-1960 arasında 10 yıl Meclis Başkanlığı görevinde bulundu. Yassıada Mahkeme-si'nde müebbet hapis cezası aldı. Tarih 1 Şubat 1958: Bu adama (Adnan Menderes) bir zamandır gurur geldi. Artık emruhu emrüküm; nerede ise tek adam. Her şeye hákim ve sahip rolüne geçti. Yani geçmişteki çökenlerin hatalı yoluna giriyor. Efkarı umumiye diye de tehdit savuruyor. Tarih 25 Mayıs 1959: Reisicumhur (Celal Bayar) hálá itilaf taraftarı görünmüyor. Partiler arası uzlaşma fikrinde değil, bu maksatla Zafer ve Havadis gazetelerine daha çok bozucu yazılar yazdırıyor. Tarih 25 Temmuz 1959: Dün İstanbul'dan dönen Cumhurbaşkanı'nın ziyaretine gittim. Umumi hasbıhal sırasında adliyeden ve hákimlerden şikáyet etti. "Türkiye'de hákim ve mahkeme yoktur" dedi. Tarih 3 Şubat 1960: Reisicumhur (C. Bayar) geldi. Otomobilde muhalefet partilerinin verdiği tahkikat önergelerinin gündeme alınmamasını istedi; bu hál TBMM gibi murakabe (denetleme) organını manen bitiriyor. Yok yere ısrar artık kabili müdafaa olmaktan çıkan bir iş haline geldi. "Ben çok müşkül durumdayım" dedim. Cevaben, "Bunda ne var, bir müddet daha kalsın" gibi sathi (yüzeysel) bir cevapta bulundu. Tarih 18 Nisan 1960: Reisicumhur ta 4 Nisan'dan bu yana her gün; gerek sathı vatanda ve gerekse matbuatta (basında) artan tahrik ve tezvirler (bozgunculuk) ile bunalan ve adeta tehlikeli bir hál almaya başlayan fitne ve fesattan çok endişeli olduğunu, hükümetin en şiddetli tedbirleri almasını söylüyor. Esasen öteden beri bu şahıs hep böyledir. Ne yazık ki iş çığırından çıkmış, doğru yanlış tezgáha konmuştur. (Gazeteci) Ahmet Emin Yalman'ın hapishaneye girmeden affını söylemiş ve Bayar'a adeta kerratla telkinde bulunmuş idim. Hayır, dedi. Başvekili de doldurdu. ŞEM'İ ERGİN'İN GÜNLÜĞÜ Tasdik makinesi gibi çalışıyoruz bizim reyimizi dahi almıyor Şem'i Ergin (1913-1996) DP dönemin-de Devlet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı görevlerinde bulundu. Yassıada Mahkeme-si'nde 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı. Tarih 28 Ekim 1957: İşte bir (DP'li Bakan) Emin Kalafat, işte bir Maliye Vekili (Bakanı) Hasan Polatkan; ne olsun zavallı millet bu kadar aç insanı doyurmaya müsait midir? Tarihsiz: 27 Ekim 1957'de yapılacak milletvekilliği seçiminde Demokrat Parti'nin aday listesi hazırlanırken bir gün Anadolu kulübünde DP Genel Kurul üyesi Celal Ramazanoğlu'nu görerek "Ne var ne yok" diye sordum. "Bir tasdik makinesi gibi çalışıyoruz. Adnan (Menderes) Bey, listeleri içeride tanzim ediyor; bize gönderiyor, bizim reyimizi dahi almıyor. Biz de herkes bizi alışverişte görsün diye her gün toplanıyor, havanda su dövüyoruz" dedi. Tarih 19 Haziran 1959: Reisicumhur'un daveti üzerine Çankaya Köşkü'ne gittim. O gün pek iltifat etti. Acaba nedir diye kendi kendime sordum. Biraz sonra iltifatın manası ortaya çıktı. Reisicumhur, "(Çankaya Köşkü'ndeki) Muhafız Alayı TBMM'ye bağlı, Köşk'e bir taarruz vaki olduğu zaman bu alay kimden emir alacaktır" diye sordu. Reisicumhur olarak doğrudan emir verebilmeli imiş ve alay Meclis'ten ayrılmalı imiş! Malum evhamın uyku kaçıran sancıları; darbeci hükümet. Sanki her gün, herkes Reisicumhur'u nasıl devirebiliriz, nasıl Köşk'e taarruz edebiliriz diye düşünüyor. İşte devlet adamının kafasına bu evham girdikten sonra ondan memleket ve millet adına hizmet beklemeye imkán yoktur. Onda artık yalnız ve yalnız sandalyenin korkusu ve endişesi vardır. İşte Reisicumhur Celal Bayar da kendisini bu ejdere kaptırmış durumdadır. Artık iflah olmaz. ABDULLAH AKER'İN NOT DEFTERİ Tek çare CHP'yi kapatıp mebuslarını tevkif etmek Abdullah Aker (1915-1977) DP döneminde Ticaret Bakanlığı, Devlet Bakanlığı ve Koordinasyon Bakanlığı görevlerinde bulundu. Yassıada Mahkeme-si'nde 5 yıl hapis cezası aldı. Tarih, 22 Mayıs 1960. Yer, Ankara Başbakanlık Binası. Demokrat Parti'nin son Bakanlar Kurulu toplantısı yapıldı. Kabinenin gündeminde; İstanbul ve Ankara'daki sıkıyönetimin tüm yurdu kapsaması ve CHP ile bir kısım basının faaliyetlerini tahkike memur edilen TBMM Tahkikat Komisyonu Encümeni'nin raporu vardı. Koordinasyon Bakanı Abdullah Aker tüm konuşmaları bir bir not aldı. Hayrettin Erkmen (Ticaret Bakanı): Sokak nümayişleri (olayları) hükümet içinde bile endişe yaratmaktadır. Üç zabitin (subayın) bile katılması bizi düşündürürken, üzerine bir de Harbiye talebesinin böyle bir hadiseye katılması oldukça mühimdir. Bidayette ilgisiz görünen halk şimdi alakalı görünüyor. Örfi idare fonksiyonu itibarıyla tatminkár görünmüyor. Ama hadiseye sebep verenlerin cezalandırılması çok mühimdir. Fatin Rüştü Zorlu (Dışişleri Bakanı): Biz sokakta hasta birilerinin araziyle uğraşıyoruz. Gazetecilerin kötülüğü vardır; orada gördüğü 200 kişiyi 1000'den fazla yapıyor. Gazete kapatıyoruz, peki yarın? Tek çare vardır; Halk Partisi'ni kapatmak ve bütün mebuslarını tevkif etmektir. Tevfik İleri (Bayındırlık Bakanı): Bu raporu mutlaka kullanmak mecburiyetindeyiz. Bu raporu meydana çıkarmadan seçime gitme taraftarı değilim. Böylesine seçime gidersek bu hava içinde sandık başına müşahit bulamayacağız. Seçim yoluyla iktidarı bunların (CHP'nin) eline vermiş oluruz. Bunlardan hesap sorabilir miyiz soramaz mıyız? Komitecilerden soramazsak kendimizden şüphe ederiz. Fatin Rüştü'ye katılıyorum; her sahada kuvvetle olur. Yoksa bu korku içinde icra-i hükümet edemeyiz. Hasan Polatkan (Maliye Bakanı): Raporu hemen neşredelim. Çok rica ediyorum (Milli Savunma Bakanı) Ethem (Menderes) Beyefendi arkadaşımızdan, matbuat (basın) hürriyet aleyhtarı, önlem alınsın. Haluk Şaman (Çalışma Bakanı): Bu raporu vicdanlı, izanlı bir mahkeme tarafından suçluların mahkûm olacakları kanaat getirildikten sonra neşretmeliyiz. Bu raporun suçluları beraat edecekse bu bizim için ağır olur. Şahısların ceza görmeleri şarttır. İzzet Akçal (Devlet Bakanı): Bunları mutlaka cezalandırmak lazımdır. Bu tür müessir tedbirler alınmazsa vakıalar devam edecektir. Cumhurbaşkanımızın bildirdiği gibi Harbiye talebesi derhal tevkif edilmeli ve mahkemeye sevk edilmelidir. Adnan Menderes (Başbakan): Biz bunları iki dakikada tenkil (cezalandırma) etme yoluna giderdik. Ama askeri, halkın huzurunda dövdürmek istemedik. Şimdi neticede bundan sonra ne olacak onu düşünelim. Bu işin içinden nasıl çıkalım? Tahkikat raporu yarın Meclis'e gelecek, müzakeresi yapılacak, kabul olunacak. Raporda istenilen cezalar için ne yapacağız? Biz nerelerde tertiplendiğini yakaladık. Üç yerde 20'şerlik ekip birbirinden habersiz çalışıyor. Biz yerlerini bulduk, yarın tevkif edilecek. Bunlar bir merkezden idare ediliyor. Yedek subay ve Harbiye de buradan dağılıp gidecektir. Atıf Benderli (Milli Eğim Bakanı): "Üç noktada toplanıyorlar" dediniz, Subaylar aralarında var mıdır yok mudur? Adnan Menderes (Başbakan): Bu raporda birtakım telefon muhavereleri vardır. Bunlar orijinal sesleriyle teybe alınmıştır. Bu Halk Partisi'nin nasıl bir yolda çalışmakta bulunduğunu tebyin eder mahiyettedir. -- |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|