|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Dini sohbet Dini sohbetlerinizi burada yapabilirsiniz |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
13.04.2008, 21:17 | #1 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2172
|
Dinler Tarihi
İLÂHÎ DÎNLER:
İlâhî Dîn:Allah tarafından, peygamberler vâsıtasıyla insanlık âlemine gönderilen, vahiy mahsûlü olan dînlere denir. YAHÛDÎLİK Yahûdîlik, yaşayan ilâhî kaynaklı dînlerden en eskisi, fakat mensûbu en az olanıdır. Bugün yeryüzünde 15-20 milyon civârında Yahûdî vardır. Bunların dört buçuk milyonu İsrâil'de, 6 milyonu ise Yahûdî nüfûsunun en yoğun oludğu, A.B.D.'de yaşamaktadır. Yahûdîlik, Bâbil Sürgünü'nden sonra millî bir dîn hâline getirilmiştir. Aslında bugünkü Yahûdîlik'in bir dîn mi, yoksa bir millet mi olduğu pek açık değildir. Yahûdîliğin Kutsal Kitâbı Tevrât'ın Balam Hikâyesi'nde şöyle bir târif geçmektedir: "İşte, ayrıca oturan bir kavimdir ve milletler arası sayılmayacaktır:. Yahûdîliğin sembolü, Yedi kollu şamdan ve Altı köşeli Yıldız'dır. Yahûdî:İshâk oğlu Ya'kûb'un on iki oğlu vardı. Dördüncü oğlunun adı Yuda veyâ Yahuda idi. Dolayısıyla onun adına izâfeten İsrâîloğulları'na Yahûdî denilmiştir. a-Tevrât'a Göre Yahûdîlik: b-Kur'ân-ı Kerîm'e Göre Yahûdîlik: Hz.Mûsâ ve On Emir: l.Seni Mısır diyârından, esirlik evinden çıkaran Allah, Ben'im. 2.Benden başka tanrın olmayacak. 3.Allah'ın adını boş yere ağzına almayacaksın. 4.Cumartesi'yi kutsal kılacaksın. 5.Anne ve babana hürmet edeceksin. 6.Öldürmeyeceksin. 7.Zinâ yapmayacaksın. 8.Çalmayacaksın. 9.Yalan yere şâhidlik yapmayacaksın. lO.Hiçkimsenin evine-barkına göz dikmeyeceksin. Tevrât:Yahûdîlerin kutsal kitap külliyâtı: Tanah ve Talmut şeklinde ikiye ayrılır. Tanah üç böyümden oluşur: Tora, Neviim ve Retuvim. Kur’ân-ı Kerîm’e göre Tevrât::Tevrât kelimesi Kur'ân-ı Kerîm'de 18 yerde geçer. Fakat Yahûdî'lerin Tevrât'ın hükümlerini ve verdiği bilgileri gizlediklerini, değiştirdiklerini, bile bile hasîs menfaatleri uğruna bu yola gittiklerini bildirir. Bu yüzden Kur'ân-ı Kerîm, Tevrât'ın aslını (hiç bozulmamış şeklini) kabûl eder. Talmut:Talmut, öğrenim mânâsına gelir. Yazılı olmayan ikinci Metine denir. Daha sonra yazılı hâle getirilmiştir. Talmut, Yahûdî'ler indinde Tevrât kadar önemlidir. Onun da ilhâm ve vahiy kaynağı olduğu kabûl edilir. Talmut iki bölüme ayrılır: Mişna ve Gemara. Mişna, ahlâkî kuralların açıklanmasıdır. Gemora da, Mişna'nın açıklanmasıdır. Yahûdî Kutsal Kitâbında Tahrîf Belirtileri En eski nüshalar M.S. VII ve X. yüzyıla âittir. Tevrât tek nüshaydı, ezberleme yeteneği yoktu, çoğaltılmamıştı. Bugün Yahûdî'lere âit İbrânîce Hristiyan'lara âit Yunanca ve Sâmirî'lere âit Sâmirî dilinde metinler birbirini tutmamaktadır. Misâl: l.Hz.Mûsâ'ya nisbet edilen Tevrât'ın son bölümünde onun ölümü ve gömülmesi anlatılır. 2.Hz.Lût'u kızlarının şarap içirerek sarhoş etmeleri ve onunla zinâ etmeleri yeralır. Çağdaş Yahûdî Mezhepleri Yahûdî'ler, Yâhûdîliği değişen şartlara uydurmuşlardır: a.Ortodoks Yahûdîlik: Diğer mezheblerin ayrılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu mezhep, Ferisilik'le başlayan ve Rabbânî Yahûdîlik'le gelişen ana akımın günümüzdeki yansımasıdır. Ortodoks inançta, Yahûdî'lerin Tevrât'ın kânunlarına uymadıkları için sürgüne gönderildikleri yer alır. b.Reformist Yahûdîlik:XIX. yüzyılın başlarında Alman Yahûdî'leri arasında çıkmıştır. Amerika Yahûdîleri arasında meşhurdur. Bugün Reformist Yahûdîlik, lâikleşmiş Yahûdîlik şeklini almış durumdadır. c.Muhâfazakâr Yahûdîlik:Reformist Yahûdîlik'e tepki olarak doğmuştur. Yapı itibârıyla Ortodoks Yahûdîlik'in Amerikan versiyonudur. en belirgin özelliği, Siyonist olmasıdır. d.Yeniden Yapılaşmacı Yahûdîlik.1983'de 102 yaşında ölen bir Amerikan Yahûdî'si olan, Kaplan isimli bir şahıs kurmuştur. Kaplan, Yahûdîliği, Yahûdî halkının kültür değeri olarak görür. Ölümden sonra dirilmeyi, âhireti reddeder. Mesîhçilik'i kabûl etmez. Yahûdîlikte İnanç Esasları: a. Yahûdîliğin İnanç Esasları: Tevrât'da iki yerde geçen On Emir'de, inanç konularından sâdece Allah'a îmân meselesi üzerinde durulur. Diğer îman esasları açık değildir: Yahûdîliğin İnanç Esasları: Ayrıca Yahûdî'ler Tanrı'nın kendilerini seçtiğine ve Hz.Mûsâ'nın şahsında onlarla ahitleştiğine inanırlar. Allah’ı Millî Tanrı olarak görürler. Allah'a yorulmak ve dinlenmek gibi sıfatlar verirler. Mûsevî'likde âhiret inancı kapalı olup, melek ve kader inancı da çoğunlukla kabûl edilir. b. Yahûdîlikte İbâdet şekilleri: Yahûdî'ler ibâdetlerini Sinagog adı verilen mabetlerinde yaparlar. Günde üç vakit ibâdet yapılır. En önemli ibâdetleri Tevrât levhalarını okumaktır. Erkekler kipa ile başlarını örterler. Cenâzeler yıkanıp, kefene sarılır ve toprağa gömülür. Erkek çocuklar, doğumdan sekiz gün sonra sünnet edilir. İbâdet günleri Cumartesi'dir. Domuz, tek tırnaklı, vahşî ve kanları akmamış hayvanları, midye, istiridye gibi kabuklu deniz hayvanlarını yemek yasaktır. |
13.04.2008, 21:22 | #2 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2172
|
--->: İlahi Dinler
BUDİZM:
Budizm'in kurucusu Budha (Buda), Gotama adında bir prenstir. Gotama, Nepal'in güneyinde, ufak bir kasabada mîlâttan önce 560 yılında dünyâya gelmiştir. Babası bir kasabanın prensiydi. Budizm, varlığın sırlarını çözmeye çalışan, hayâtın acı ve zevklerinden el çekerek, kâmil ve olgun insan olmak yollarını araştıran bir ahlâk felsefesi güder. Budizm, VII. yüzyılda, İslâmiyet'in etkisi ile Hindistan'da sâdece Himalaya Dağı'nın eteklerinde kalırken, Sri Lanka, Siyam, Kamboçya, Çin Hindi ve Tibet'de varlığını sürdürdü. Dört temel gerçek, Buda'nın kurtuluş reçetesinin özünü oluşturmaktadır: l.İnsan varlığının mâhiyeti, acı, ızdırap, kötülük ve doyumsuzluklarla doludur. 2.Bu acı ve ızdırâbın sebebi, arzu ve ihtiraslardır. 3.Onların yok edilmesi insanlığın asıl amacı olmalıdır. 4.İnsan, kalbinde yaşamaya olan susamayı yok ederek, vâr olmaktan, dolayısıyla acı çekmekten kurtulabilir. Bencilliği ile berâber, bireysel varlığı da kaybolur ve Nirvana'ya ulaşır. Buna göre Nirvana, bireysel varlığın yok oluşu ve bunun ayrılmaz parçası olan acı ve ızdırâbın dinmesidir. Nirvana'ya götüren yol sekiz kola ayrılmaktadır: İnanç, İrâde, Söz, Fiil, Geçim Vâsıtaları, Çalışmak, Hâfıza ve Düşünce'dir. Budizm'de Yasaklananlar: Öldürmek, Çalmak, Zinâ, Yalan, Sarhoşluk Veren şeyler. Budizm'de Emredilenler: l.Acılara tevekkülle katlanmak 2.Yaşayanların acılarını dindirmek 3.Hayır yapmak 4.Merhametli olmak. Buda'nın "Yaratıcı Tanrı" hakkında ne söylediği açık değildir. Âhiret konusunda kutsal metinlerin ortaya koyduğu net bir görüşü yoktur. Buda, dînini tamamlayamadığını ve kendisinden 1000 yıl kadar sonra gelecek olan Metteyya (Maitreya) ile tamamlayacağını ifâde etmiştir. |
13.04.2008, 21:33 | #3 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2172
|
--->: İlahi Dinler
HRİSTİYANLIK
Hz. İsa'nın tebliğ ettiği fakat daha sonraları tahrif edilen din. Günümüzde dünyanın her tarafından mensubu bulunan ve dünya nüfusunun l/5'inin dini olan Hrıstiyanlık, Filistin bölgesinde doğmuş evrensel bir dindir. Bir milyar civarında mensubu vardır. Menşei itibariyle vahye dayanan ve kutsal kitabı olan, özde tek tanrılı olmakla beraber, sonradan teslis inancına dönüştürülmüş bir dindir. Bu dinde ayrıca peygamber, melek, âhiret kader gibi dini kavramlar bulunsa da, bu kavramları anlayış ve açıklayış şekli İslâm'dakinden farklıdır. Hristiyanlıkta Hz. İsa merkezi bir öneme sahiptir. Bugünkü Hristiyanlık, Yahudilikteki inanç ve ibadet gelenekleriyle, Yunan-Roma (Greko-Romen) âleminin kültürlerini birleştiren bir kurtarıcı tanrı dinidir. Nâsıralı İsa'yı merkeze alan bir Yahudi Mesihi hareketidir. İsa, İsrâil'i, gelecek tanrı'nın krallığı'na hazırlamak istemiştir. Ancak bugünkü Hristiyanlık, İsa'nın havârîlerinin arasına sonradan giren Pavlus'un yorumları ile değişik bir hüviyet kazanmıştır (Annemarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, Ankara 1955, s. 117 VD. A. Abdullah Masdûsi, Yaşayan Dünya Dinleri (trc. Mesud Sadak), İstanbul 1981, s. 170-201; Ekrim Sarıkcıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, İstanbul 1983, s. 200 vd.; Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1988, s. 136 vd.) Hristiyan, Mesih'e bağlı demektir. Bu kelime, Yunanca "Hristos"tan gelir. İbranîcesi "Maşiah"dir, yağlanmış anlamını ifade eder. İncillerde "Hristiyan", "Hristiyanlık" gibi terimler yer almaz. Bu terimler, ilk defa Hz. İsa'dan 20-30 sene sonra Antakya'da kullanılmıştır (Resullerin işleri, XI, 26). İnciller daha çok, Hz. İsa'ya ağırlık vermektedirler ve onun bir tür hayat hikayesi durumundadırlar. Hristiyanlık aslında tek tanrı anlayışını esas alan bir dindir. İncillerde ve diğer yazılarda bu hükmü doğrulayacak ifadeler vardır. Allah'ın birliğinden söz edilmektedir (Yuhanna, V, 44). Fakat yine aynı metinlerde bir kısım ifadeler, mecâzî deyimler, daha sonraları bir üçleme (teslis) anlayışına yol açmıştır. Bunda, İncil yazarları ile Hz. İsa arasındaki zaman aralığının rolü vardır. Öte yandan, Hristiyan Kutsal Kitabı'nda teslis, hiç bir yerde açıkça zikredilmemiştir. Ancak "ben ve baba biriz", "baba'nızın ruhu", "Allah'ın ruhu" gibi ifadeler, zamanla Allah'ın yanında İsa ve kutsal rûhun da tanrı sayılmasına kadar varan yorumlara yol açmıştır. Bu yorumları ilk başlatan, havârîlere sonradan katılan Pavlus olmuştur. "Hz. İsâ zamanındaki en büyük ilâhiyatçısı" olarak tanımlanan Pavlus, bugünkü Hristiyanlığın kurucusu olarak bilinmektedir. Modern bilginlere göre günümüz hristiyanlığı, Hz. İsa'nın getirdiği nizamdan çok, Pavlus'un yorumlarından ibarettir. Hatta denilebilir ki, sonraki yüzyıllar, dini inançlarını İncillerden çok, onun yorumlarına dayandırdılar. Pavlus'un telkinleri, Allah'ı değil, İsa Mesih'i ağırlık merkezi olarak almıştır. Ona göre İsa, sâdece bir insan değil, Tanrı'nın kudretiyle diriltilen bir kimse idi. Hz. İsa'nın çarmıha gerilmiş olması ve tekrar dirilmesi, insanların Hz. Âdem'in Cennet'te, yasak meyveden yemiş olması sebebiyle doğuştan günahkâr oldukları inançları da Pavlus tarafından Hristiyanlığa sokulmuştur. Görüldüğü gibi bugünkü Hristiyanlık, Pavlus'un yorumlarına dayanır. Gerek dinin aslî şekli, gerekse kutsal kitabları olan İncil, tahrifata uğramıştır. Artık Hristiyanlık muharref bir dindir. Bunun içindir ki, günümüz hristiyanlarının benimsediği Hristiyanlık ile, Kur'ân-ı Kerîm'in bize bildirdiği Hristiyanlık, birbirinden tamamen farklıdır. Kur'ân-ı Kerîm'de Hristiyan için "Nasrânî", Hristiyanlar için de "Nasârâ" kelimeleri kullanılmıştır (Âli İmran, 3/67; el-Bakara, 2/62, 111, 113, 135, 140; el-Mâide, 5/14, 18, 51, 69, 82; et-Tevbe, 9/30; el-Hacc, 22/17). Ayrıca, "Ehl-i Kitap" ifadesinin yer aldığı âyetlerde, Hristiyanlar da muhatap alınmıştır. Meselâ "De ki; ey Ehl-i kitap! Aramızda eşit olan bir kelimeye gelin. Yalnız Allah'a kulluk (ibadet) edelim ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım" (Âli İmrân, 3/64) âyetinde olduğu gibi. Kur'ân-ı Kerim'e göre, Yahudiler gibi Hristiyanlar da verdikleri sözde durmadıkları için, kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin salınmıştır. Hz. Muhammed onlara da gönderilmiş bir elçidir. O, Ehl-i Kitab'ın gizledikleri ve sakladıkları şeylerin çoğunu onlara açıklamıştır. Ancak Yahudi ve Hristiyanlar, kendilerinin "Allah'ın oğulları ve sevgilileri" olduklarını söyleyerek, Hz. Muhammed'e karşı çıkmışlardır. Yahudiler Uzeyr'i, Hristiyanlar da İsa'yı Allah'ın oğlu saymışlardır. İnsanları tanrılaştırdıkları için de küfre girmişlerdir. (el-Mâide, 5/12-18; et-Tevbe, 9/20) Allah'a çocuk isnad etmekle Tevhid'in özüne ve rûhuna aykırı hareket etmişlerdir. Halbuki "Allah, bu tektir. Her şeyden müstağnî ve her şey O 'na muhtaçtır. O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiç bir şey O'na denk değildir." (İhlâs, 112/1-4) . Kur'ân-ı Kerim, Hz. İsa'nın Allah'ın kulu ve elçisi olduğunu, O'nun da tevhid'i tebliğ ettiğini açıklar. (el-Mâide, 5/46-47, 62-69, 72-77). Bu durumda Meryem oğlu İsa'yı ilah edinen Hristiyanlar, "Allah, üçün üçüncüsüdür" (el-Mâide, 5/72-75) diyerek doğru yoldan sapmışlar, tevhid çizgisinden uzaklaşmışlardır. Tevhid esasından uzaklaşan Hristiyanların yüce Allah, dinlerinin aslına, tevhid ve İslâm yoluna çağırmaktadır. (el-Mâide 5/46). Yukarıda da belirtildiği gibi hristiyanlık, aslı itibariyle hak dinlerderdendir. Peygamberi Hz. İsa, kitabı da İncil'dir. Bugünkü Hristiyanlığın odak noktasını oluşturan ve Pavlus teolojisinin temelini teşkil eden Hz. İsa, yalnız Allah'ın kulu ve Rasûlü'dür. Bunu bizzat kendisi şöyle ikrar etmiştir: ''Hz. İsa: Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni Peygamber yaptı; nerede olursam olayım, beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekât vermemi ve annene iyi davranmamı emrelti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde ve dirileceğim günde bana selam olsun" dedi (Meryem, 19/30-33). Ayrıca Hz. İsa'yı ve annesini tanrılaştırıp "teslis" akidesini oluşturan Hristiyanlarla Hz. İsa, kıyamet gününde yüzleştirilecekler ve böylece Hristiyanların uydurdukları yalanlar bir kere daha ortaya çıkmış olacaktır. Bu husus, Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle belirtilir: "Allah Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı olarak benimseyin," dedin?" demişti de; ''Hâşa, hak olmayan sözü söylemek bana yaraşmaz; eğer söylemişsem, şüphesiz Sen onu bilirsin; Sen benim içimde olanı bilirsin, ben Senin içinde olanı bilemem; doğrusu görülmeyeni bilen ancak Sensin" demişti, ''Ben onları sadece, Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, diye bana emrettiğini söyledim. Aralarında bulunduğum müddetçe onlar hakkında şahiddim, beni aralarından aldığında onları sen gözlüyorsun. Sen her şeye şâhidsin" (elMâide, 5/117). Şu halde bugünkü Hristiyanlık, Hz. İsa'nın tebliğ ettiği Hristiyanlık değildir; ''Mesih, Allah'ın oğludur" gibi sözleri kendi ağızlarıyla uydurmuşlar (et- Tevbe, 9/30) ve "Meryem oğlu Mesih'i'de, kendilerine Allah'tan başka Rab edinmişlerdir" (et-Tevbe, 9/31). Aynı şekilde, mevcut Hristiyanların, Hz. İsa'nın getirdiği İncil'le hiç bir ilgileri yoktur (el-Mâide, 5/68). Çünkü Yahudi bilginleri gibi, Hristiyan râhipleri de birtakım menfaat temini için, Allah'tan kendilerine indirilmiş olan Kitab'ın hükümlerini değiştirmişlerdir (et-Tevbe, 9/34). Özetle söylemek gerekirse; İslâmiyet ile bugünkü Hristiyanlık arasındaki belli başlı ayrılıklar şunlardır: 1. Hristiyanlık'ta teslis akidesi olduğu halde İslâm'da tevhid akidesi vardır. 2. İslâm bütün semâvî dinleri ve peygamberleri içine alır; Hristiyanlık ise, yalnız Kitab-ı mukaddes'i hak bilir ve Kur'an-ı Kerim'i vahye dayalı bir kitap olarak kabul etmez. 3. Hristiyanlık, insanın doğuştan günahkâr olduğunu ve bu sebeple temizlenmesi için vaftiz edilmesi gerektiğini savunur; İslâm ise, bütün insanların günahsız doğduğunu ve hiç kimsenin bir başkasının günahını yüklenmeyeceğini belirtir. 4. Hristiyanlıkta papaz ve rahiplerin günah çıkarmak ve affetmek yetkisi vardır; İslâmiyet'te ise, günahlar yalnız Allah tarafından bağışlanır. 5. Hristiyanlık'ta Hz. İsa'nın sözleri Allah kelâmı olarak telakki edilir; İslâmiyet'te ise, ilâhi emirler vahiy yoluyla, Cebrâil vasıtasıyla bildirilir. 6. Hristiyanlar'a göre İsa (a.s) çarmıha gerilmiştir. İslam'a göre ise, Allah onu kendi katına yükseltmiştir. 7. Her ne kadar bugünkü Hristiyanlar, kendi dinlerinin son din olduğunu iddia ediyorlarsa da, bu iddiânın İslâm nazarında hiç bir geçerliliği yoktur. Çünkü "Allah katında din, şüphesiz İslâmiyet'tir..." (Âli İmrân, 3/19) Ye artık "Kim İslâm'dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir ve o, âhirette de kaybedenlerden olacaktır" (Âli İmran, 3/85). Ahmet GÜÇ Konu seva tarafından (13.04.2008 Saat 21:43 ) değiştirilmiştir.. |
13.04.2008, 21:34 | #4 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2172
|
--->: İlahi Dinler
SİHİZM
Hindistan'daki bazı gelişmeler sonucu XVI. yüzyılda ortaya çıkmıştır. İslâm ve Hinduizm karışımı bir harekettir. Kurucusu Nanak'tır. Günümüzde 6-7 milyon civârında mensûbu vardır. Dünyânın çeşitli yerlerinde de mensupları vardır. Sihizm, Tanrı'nın birliği, ibâdette adının çokça tekrâr edilmesi, değişik kastlardaki (sınıflardaki) insanların eşitliği, putlara tapınmanın kötülüğü, kardeşçe sevginin önemi, ölenin rûhunun ameline göre yeni bir bedende dünyâya geleceği gibi bâzı prensiplere dayanır. Ölüleri yakma âdetleri vardır. Sih'ler sigara ve içki içmezler, eğitime önem verirler. çocuklarını, çocukluk çağından itibaren sıkıntılı, yorucu bir hayâta alıştırırlar. |
13.04.2008, 21:34 | #5 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2172
|
--->: İlahi Dinler
CAYİNİZM
Hindistan'daki dinlerdendir. Kökü M.Ö. VIII. yüzyıla dayanır. Brahmanizm'deki şiddetli sınıf ayrılıklarına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu dîne inananlar genellikle sebze ve meyve yerler. Öldürme, yalan, hırsızlık, Şehvete ve dünyâ nimetlerine düşkünlük kötülenir. Tanrı anlayışı yoktur. |
13.04.2008, 21:35 | #6 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2172
|
--->: İlahi Dinler
ESKİ TÜRK İNANÇLARI:
Türkler, Budizm, Hıristiyanlık, Yahûdîlik gibi dinlerin, örf ve âdetlerine ters buldukları için, devamlı olarak içlerine girmemişlerdir. Türklerin İslâmiyet'i kabûldeki en önemli noktası, onların daha önce tek tanrılı inanışı devâm ettirmesidir. Kaynaklarda Türk boylarının hemen hepsinde tek Tanrı (Gök Tanrı) inanışının olduğunu göstermektedir. Gök Tanrı, hayat veren, yaratan, cezâlandıran, yol gösteren millî bir tanrı kabûl edilmiştir. Eski Türkler, Öbür dünyâda ikinci bir hayâtın varlığına, burada iyilik ve kötülüğün karşılığının verileceğine inanıyorlardı. Ahlâk anlayışı, özde-sözde ve davranışlarda doğruluktu. Yalan yere yemin etmek, başkalarını aldatmak, yermek hoş görülmezdi. |
13.04.2008, 21:36 | #7 |
Genel Koordinatör
Ertugrul Şuan
Son Aktivite: 19.01.2013 14:22
Üyelik Tarihi: 11.01.2006
Mesajlar: 2.795
Tecrübe Puanı: 10
|
--->: İlahi Dinler
Seva hanım İlahi dinler başlığı altında ilahi olmayan dinleri de tanıtıyorsunuz.
''İlâhî Dîn:Allah tarafından, peygamberler vâsıtasıyla insanlık âlemine gönderilen, vahiy mahsûlü olan dînlere denir.'' Başlığı değiştirip Dinler demeniz daha uygun olur.
__________________
(Yumhil vela yuhmil) Ertuğrul Özdemir Kötülere Acımak İyilere Zulümdür !
|
13.04.2008, 21:37 | #8 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2172
|
--->: İlahi Dinler
HİNDUİZM
Hint dinlerinin en yaygını Hinduizmdir. M.Ö. 1500'lü yıllarda ortaya çıktığı sanılmaktadır. Hinduizmin tanrı anlayışında çeşitlilik göze çarpar. Çok tanrıcılık; yaratıcı Brahma, koruyucu Vişnu ve yokedici Şiva'dan oluşan bir üçleme vardır. Hinduizmde hulûl (Tanrı'nın insan Şekline girmesi); tenâsüh (rûhun bir bedenden ötekine geçmesi) gibi inançlar bulunur. Hinduizmin en belirgin özelliği, insanlar arasında bir sınıf farkının gözetilmesidir. Din adamı ve bilginler en üst sınıfı oluştururlar. Hinduizmde İnek ve Gana Nehri, kutsal kabûl edilen varlıklardandır. İnek, yer, gök ve hava âleminin anası kabûl edilir. İnekler yola yatarlarsa, yol ona göre düzenlenir. Onlar kesilmezler. 1981'de Müslümanlar Hindistan'da dört kutsal ineği kestikleri için büyük olaylar çıkmıştır. Müslüman mahalleleri ateşe verilmiştir. İbâdet sembolü Om'dur. İbâdet her yerde yapılabilir. İbâdet ferdîdir. Hint'li , sabah Şafaktan önce kalkar, evde veyâ nehir kıyısında yapabileceği sabah ibâdetine hazırlanır. Tanrı'sının adını zikreder ve yıkanır. Hindistan'da bitkilerle beslenenlerin vejetaryenlerin) sayısı 1/4'dür. Domuz eti yemezler. Tapınaksız köy yoktur. Yüzyıl öncesine kadar kadın, ölen kocasıyla birlikte yakılırken, Şimdi bu âdet kaldırılmıştır. |
13.04.2008, 21:40 | #9 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2172
|
--->: İlahi Dinler
neden hırıstıyan din değil mi veya yahudi.
|
13.04.2008, 21:54 | #10 |
Genel Koordinatör
Ertugrul Şuan
Son Aktivite: 19.01.2013 14:22
Üyelik Tarihi: 11.01.2006
Mesajlar: 2.795
Tecrübe Puanı: 10
|
--->: İlahi Dinler
İlahi Dinler bildiğimiz kadarı ile 3 tanedir. Bunlar da Yahudilik,Hırıstıyanlık ve son Hak Din İslamiyettir. Siz buraya bu üç ilahi dininin dışında putperest dinleride ekliyorsunuz.Konu başlığı uyumsuzluk ortaya çıkıyor.
__________________
(Yumhil vela yuhmil) Ertuğrul Özdemir Kötülere Acımak İyilere Zulümdür !
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|