|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Özel Günler Burada Bayram ve Özel Günler Hakkında Paylaşımları Yapabilirsiniz |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
18.12.2012, 21:02 | #1 |
Usta Yiğido
Sabiha Serin Şuan
Son Aktivite: 21.05.2014 19:16
Üyelik Tarihi: 07.09.2006
Yaş: 69
Mesajlar: 1.396
Tecrübe Puanı: 819
|
MEVLÂNA CELALEDDÎN-İ RÛMÎ 739.VUSLAT YILDÖNÜMÜ
MEVLÂNA CELALEDDÎN-İ RÛMÎ 739.VUSLAT YILDÖNÜMÜ
HOŞGÖRÜ VE SEVGİ GÜNEŞİ MEVLÂNA CELALEDDÎN-İ RÛMÎ’Yİ 739.VUSLAT YILDÖNÜMÜNDE SAYGIYLA ANIYORUM. 27 Ekim 2007 tarihinde Konya’ya gidip Hz. Mevlâna’yı ziyaret ettim. Yetkililerden izin alarak resim çektim. Hz.Mevlânayı 739.Vuslat Yıldönümünde saygıyla,şükranla anıyorum. Hazreti Mevlâna yaradana gönül veren, bütün dünyadaki yaratıkları yaradandan ötürü sevmeyi ve bizlere sevgiden söz etmeyi öğreten bir aşk piridir. Mevlâna aşkın ne olduğunu soranlara ; “ Benim gibi ol da bil, ister nur olsun, ister karanlık, o olmadıkça onu tamamıyla bilemezsin.” buyurur. Hz. Mevlana sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür. Onun insan düşüncesine verdiği en büyük mesaj: “AŞK, SEVGİ VE BİRLİK ”tir. HAYATI Mevlâna Celâleddin_i Rûmî; 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde bulunan Belh şehrinde doğmuştur.Babası, Sultânü’l-Ulema (Alimler Sultanı) ünvanına sahip olan Muhammed Bahâeddin Veled, annesi Mümine Hatun’dur. Bahâddin Veled 1212 yılında aile fertleri ve yakınları ile birlikte Belh’den ayrılmıştır. Mevlâna’nın da içinde bulunduğu bu göç kervanı Nişâbur, Bağdat ve Küfe yoluyla ilerlemiş, Hac ibadeti için Mekke’ye gitmiştir. Daha sonra Şam, Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri ve Niğde’ye uğrayan kervan Karaman’a gelmiştir. Aile Karaman’da 7 yıl kaldıktan sonra, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubât’ın ısrarlı daveti üzerine 3 Mayıs 1228 tarihinde Konya’ya gelip yerleşmiştir. Mevlâna’nın annesi Karaman’da, babası ise 12 Ocak 1231 yılında Konya’da vefat etmiştir. 1225 yılında Karaman’da Gevher Hatun ile evlenen Mevlâna’nın bu eşinden, Sultan Veled ve Alaaddin Çelebi isimli iki oğlu dünyaya gelmiştir. Onun vefatı üzerine yapmış olduğu ikinci evliliğinden de, Emir Alim Çelebi isimli bir oğlu ile Melike Hatun isimli bir kızı doğmuştur. Babasının vefatı üzerine, Onun yerine geçen Hz. Mevlana şimdi “İplikçi Camii” diye bilinen yerdeki Medresede uzun yıllar dersler ve vaazlar vermiş, bu ders ve sohbetlere zaman zaman farklı din mensupları da katılmışlardır. 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile tanışmış, ancak bu tanışma ile tesis edilen büyük dostluk ve yakınlık Şems’in kayboluşu yahut ölümü sebebiyle fazla sürmemiştir. Herkesin birbirini anlamasını ve birbirine hoşgörü ile bakmasını, engin anlayışının temeli sayan ve Hz.Muhammed (A.S)’ın çizgisi üzerine olduğunu sık sık vurgulayan Mevlâna –Celâleddîn 17 Aralık 1273 Pazar günü, 66 yaşında iken Konya’da vefat etmiştir. Ölüm gününü, en büyük sevgili olarak bildiği Allah’a kavuşma ânı olarak düşündüğü için “ Şeb-i Arûs yani Düğün Gecesi olarak kabul etmiştir. Mevlâna’nın tasavvuf anlayışı hayali bir idealizm değildir. O daima hayatın gerçeklerini görmekte, bazılarının yaptığı gibi ondan el etek çekmemektedir. O’nun anlayışına göre tasavvuf, kulluğun yoludur. Buna ancak Allah’a âşık olarak erişilir. O’ndan başkasına duyulan sevgiler geçici heveslerdir. Bütün bu anlayışlar sebebiyle Hz. Mevlana gerçek bir rehber, bir mürşid-i kâmil olarak tanınmıştır. ESERLERİ Bugün dünyanın dört bir yanında Hz. Mevlana’ya ve eserlerine duyulan ilgi her geçen gün artmaktadır. O’nun defalarca neşredilmiş ve Türkçeye çevrilmiş bulunan beş eseri vardır ki bunların aslı Farsça olarak yazılmıştır. Mesnevî: Tasavvufî duygu ve düşüncelerinin, hikâye tarzında anlatıldığı eseridir. 25618 beyittir. Divân-ı Kebir: Çeşitli konularda söylediği şiirlerinden oluşmaktadır. Fîhi Mâ Fîh: Mevlâna’nın Muhtelif meclislerde yapmış olduğu sohbetlerden derlenmiş eserdir. Mektûbat: Kendisine sorulan sorulara yönelik verdiği cevapları ve dostlarına yazdığı mektupları ihtiva eden bir eserdir. Mecâlis-i Seb’a Mevlâna’nın ders ve vaazlarından derlenmiş bir kitaptır. MEVLÂNA MÜZESİ Bu gün müze olarak kullanılmakta olan bu yer, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi’dir. Selçuklu Sultan Alâeddin Keykubat tarafından, Mevlâna’nın babasına hediye edilmiş olup, Sultânü’l-Ulemâ vefat edince buraya defnedilmiştir.(12 Ocak 1231). Mevlâna 17 Aralık 1273 yılında vefat edince O da buraya defnedilir. Oğlu Sultan Veled’in kabul etmesi üzerine “ Kubbe-i Hadra” (Yeşil Kubbe) denilen türbe yaptırılmıştır. 1854 yılına kadar muhtelif ilaveler ile sürdürülen inşa faaliyetleri, derviş hücrelerinin yapımı ile tamamlanmış, uzun yıllar dergâh olarak hizmet vermiştir. Dergâh, 1926 yılından itibaren müze olarak hizmet vermeye başlamış, ismi de 1954 yılından itibaren “ MEVLÂNA MÜZESİ” olarak kabul edilmiştir. MÜZENİN BÖLÜMLERİ Müzenin 21 tane bölümü vardır. Bunlar: Cümle Kapısı, Türbe Kapısı, Tilavet Odası, Horasan Erleri Sandukaları, Mezarlar, Yeşil Kubbe, Huzur-ı Pir (Türbe), Semâhane, Mescid, Çelebi Dairesi, Hasan Paşa Türbesi, Fatma Hatun Türbesi, Sinan Paşa Türbesi, Hürrem Paşa Türbesi, Mehmet Bey Türbesi, Matbah, Meydan-ı Şerif, Şeb-i Arûs Havuzu, Şadırvan, Derviş Hücreleridir. SABİHA SERİN sabihaserin@gmail.com KAYNAK: T.C.Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü-KONYA |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Sabiha Serin'e Teşekkür Ediyor... |
19.12.2012, 17:13 | #2 |
Usta Yiğido
Sabiha Serin Şuan
Son Aktivite: 21.05.2014 19:16
Üyelik Tarihi: 07.09.2006
Yaş: 69
Mesajlar: 1.396
Tecrübe Puanı: 819
|
Cevap: MEVLÂNA CELALEDDÎN-İ RÛMÎ 739.VUSLAT YILDÖNÜMÜ
YÜCE MEVLANA
Belh şehrinde doğdu sevgi güneşi, Dünyada benzeri bulunmaz eşi. Mümine Hatun’un gönül neşesi, Gönül bahçesinin yazı Mevlana… Bahaeddin Veled gitti Kâbe’ye, Yol uğradı düştü Şam, Larende’ye. Ol Nişabur şehri sultanı diye, Sevda bahçesinin özü Mevlana… İplikçi Medrese dolup taşardı, Mevlana Hak için aşkla yaşardı. Gönüller fethedip sevgi başardı, Erenler kulağı gözü Mevlana… Hamdım piştim ile yandım diyerek, Sevdası aşk için coştu bu yürek. Hoş görü kardeşlik sevgi bilerek Dört mevsim baharın güzü Mevlana… Gönüllerde solmaz bir çiçekti o, Kâbe’ye yüzünü sürecekti o, Nur ile aşk için ölecekti o, Güneşin gül açan yüzü Mevlana. Yaratana gönül veren nur, melek, Kabrine gidenler adarlar dilek. Aşk, sevgi, yolunda böyle bir yürek, Hakka giden yolun izi Mevlana. Barış ve kardeşlik sembolü idi, Âşık olan aşkla tanınır dedi. Bunca nasihati kimler dinledi, Birlik beraberlik sözü Mevlana… SABİHA SERİN KAR TANELERİ adlı ikinci şiir kitabımdan. |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
MEVLÂNA CELALEDDÎN-İ RÛMÎ | Sabiha Serin | Özel Günler | 4 | 09.12.2011 09:32 |
Mevlana Anıldı | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 8 | 22.12.2008 22:59 |
MEVLÂNA CELALEDDÎN-İ RÛMÎ | Sabiha Serin | Köşe Yazıları | 6 | 17.12.2008 17:45 |
MEVLANA | abircan | Serbest Dini Konular | 2 | 15.01.2008 18:56 |