Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Serbest Kürsü
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Serbest Kürsü Serbest Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 27.05.2009, 21:34   #1
Kardelencicegi
Navigator
 
Kardelencicegi - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kardelencicegi Şuan Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5449 Kardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer Anblick
Standart KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ?
BİLİYOR MUSUN KAÇ YAŞINDA FETHETTİ FATİH İSTANBUL'U?

BİLİYOR MUSUN ÖVÜNDÜĞÜN O CEDDİNİ İSTANBUL'A SÜRÜKLEYEN SEVDANIN KAYNAĞINI,ONLARA BU GÜCÜ VERENİN NE OLDUĞUNU VE NEDEN ÖLÜMDEN KORKMADIKLARINI, HATTA ÖLÜM İÇİN DUA ETTİKLERİNİ? ONLARI AYAKTA TUTAN DİMDİK YAPAN DEĞERLERİ!!?

HALA NEFSİNİN PEŞİNDE HALA BOŞ İŞLERDE, BİR OKUL DERSİNİ DİNLEMEK BİLE FAZLA MI GELİYOR SANA? DİSKOLARDA BARLARDA GÜN-GECE GEÇİRESİN DİYE Mİ, KÜÇÜCÜK EVLATLARIN SEVGİLİ PEŞİNDE DOLAŞMASI İÇİN Mİ, BOŞ GELİP BOŞ GİTMELERİ İÇİN Mİ FETHETTİ BU İNSANLAR İSTANBUL'U?

KAÇ PLAN YAPTI BİLİYOR MUSUN FATİH A,B,C,D.... DİYEREK. ONLARCA PLANI "YA BEN İSTANBUL'U ALIRIM YA İSTANBUL BENİ" DİYEREK SEN GÜNLÜK ZEVKLERİNDE KOŞASIN DİYE Mİ YAPTI,UYKUSUZ GEÇİRDİ GECELERİNİ?

KALK EY YİĞİT UYKUDAN. KALK Kİ BAĞRINDA NALAN!
__________________
Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.05.2009, 01:36   #2
barikat58
Usta Yiğido
 
barikat58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
barikat58 Şuan barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 06.04.2016 17:19

Üyelik Tarihi: 03.01.2007
Mesajlar: 15.450
Tecrübe Puanı: 2185 barikat58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ

malesef ugruna ne mücadeleler verilen istanbul artık pislik kaynıyor.hemde her gecen gün artarak.benligini yitirmiş genclik bu pislikte boguluyor inş kalkabiliriz
barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.05.2009, 02:33   #3
bahar5834
Usta Yiğido
 
bahar5834 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
bahar5834 Şuan bahar5834 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 23:10

Üyelik Tarihi: 25.01.2009
Mesajlar: 6.805
Tecrübe Puanı: 1244 bahar5834 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ

Zalim,zalim,zalimsin be İstanbul!
Çok gördün bana mutluluğu,
Çok gördün bana yaşamayı,
Nefes almayı çok gördün,Gülüp eğlenmeyi çok gördün bana.
Sende tattım acıyı,
Sende tattım iki yüzlü,kalleş insanları.
Özü sözü bir olmayan insan görünümlü yaratıkları sende gördüm,bildim ben.
Mutlu olduğum o küçücük anları çok gördün bana.
Arkasından verdiğin acılar yedi bitirdi mutluluklarımı,
Açamayacağım kilitli sandıklara sürdün sevinçlerimi
En küçük şeylerden mutlu olmak istemez miydim
Gülmedim,belki mutlu olamadım ama.
Kimsenin haberi olmadı.
Göstermedim onlara gözyaşlarımı.
Zevkle izlemelerini istemedim tükenişlerimi.
Onlarında bir darbe vurmalarından korktum belkide kim bilir?
Bir sen biliyordun İstanbul!
Bir sen görüyordun günden güne eridiğimi.
Ama tutmadın ellerimden.
……..
Çek istemiyorum ellerini.!Uzatma o ince dallarını.
Kırılır korkuyorum.
Şimdi ölüyorum.Sessizce gidiyorum.Mutlu olacağım o yere!
Sabırsızlıkla bekliyorum.Mutluluk nedir bilmek istiyorum.
İşte ölüyorum!İşte gidiyorum!!!
bahar5834 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28.05.2009, 02:47   #4
Klimasuyu
Usta Yiğido
 
Klimasuyu - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Klimasuyu Şuan Klimasuyu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 01.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1415 Klimasuyu isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ

Cevap: Istanbul'un Fethi Hadisi

--------------------------------------------------------------------------------



ISTANBUL’UN FETHI ILE ILGILI HADISLER VE YORUMLARI

Yrd.Doç.Dr. Mustafa KARATAS*

GIRIS
Arapça kökenli bir kelime olan “Fetih”, kapatmanin ziddi olup açmak demektir. Terim olarak anlami ise, bir düsman beldesini, bir sehri harp veya sulh yoluyla ele geçirmek ve kapilarini müslümanlara açmak anlamina gelmektedir. “Fetih”, Islam’da bazi yerler için kullanilmis olsa da özellikle iki yer için kullanilmis olmasi konumuz açisindan anlamlidir.
Birincisi, Islam’in kalbi ve merkezi olan Mekke’nin fethi için Kur’an-i Kerim’in kirk sekizinci sûresinde kullanilmistir. Sözkonusu sûrenin ilk ayetinde إنا فتحنا لك فتحا مبينا “Muhakkak ki biz sana apaçik bir fetih verdik” buyrulmaktadir. Bu nedenle bu sûreye Fetih Süresi adi verilmistir.
Kuran’da Mekke’nin fethiyle ilgili gelecege ait bir haberi vermesine karsin geçmis/mâzî zaman kullanilmistir. Arapça gramer kaidesine göre istikbale ait bir bilgi ve haber için geçmis zaman kipi kullanilmasi, o olayin kesinlikle vuku bulacagina isaret etmek içindir ki, Kur’an-i Kerim’in pek çok yerinde gelecege ait olaylar için bu tür ifadelerin kullanildigi bilinmektedir. Yukarida da zikredildigi gibi Mekke henüz fethedilmeden önce Kuran-i Kerim’de “Biz sana apaçik fetih verdik” demek suretiyle Mekke’nin fethinin kesin oldugu bildirmistir. Bu ayet ve bu sûre hicretin altinci yilinda Hudeybiye seferinden sonra zilkade ayinda nâzil olmus ve aradan iki yil geçtikten sonra hakikaten Mekke kan dökülmeden fetholunmustur.
Ikincisi, “fetih” kavrami Allah’in elçisi Hz. Muhammed’in kendi sözünde çesitli yerlerin fethi için ve özellikle de Kostantiniyye yani Istanbul için kullanilmistir. Hz. Peygamber Istanbul’un Fethi için mazi kalibi degil muzâri yani genis zaman kipini seçmis, ancak filin hem basinda hem de sonunda Arapça’da sözü pekistirdigi bilinen tekit harflerini kullanmistir. Fiilin basina lam harfini, sonuna ise seddeli nun harfini ilave etmistir. Bu durumda mana daha çok kuvvetlendirilmis olmaktadir.
Diger yandan Mekke’yi kimin fethedecegi Kur’an’da açiklanmis, bu fethin Peygambere nasip olacagi bildirilmistir. Buna karsilik hadiste ise Istanbul’un kesinlikle fethedilecegi müjdelenmis, ancak ne zaman ve kim tarafindan fethedilecegi net olarak belirtilmemistir. Dolayisiyla Istanbul’un alinmasi Hz. Peygamberden sonra bütün müslüman komutanlarin hayalini süslemistir. Ve nihayet Allah Resûlünün bu haberinden sekiz asir sonra Istanbul’un fethi, Büyük Türk Hükümdari Fatih Sultan Mehmet’e ve onun serefli ordusuna nasip olmustur.

Fetihlerle Ilgili Hadisler
Hz. Peygamber, Islamin ilk yillarindan beri müslümanlar zor günlerde bunaldikça ashabina, gelecek parlak günleri ve Islam’in hakimiyetini haber vermis, bu suretle hem zor ve sikintili anlar yasayan ilk müslümanlari teselli etmis, hem de düsmanlara karsi tam bir dayaniklik göstermesi bakimindan onlari egitmistir. Örnegin, Mekke’de müsriklerin iskencelerinden sikayet eden Habbab b. Eret’e (r.a.), geçmis ümetlerden misaller verdikten sonra, San’a’ dan yalniz basina yola çikan birinin yirtici hayvan korkusu disinda hiçbir korku hissetmeden ta Hadramevt’e kadar emniyet içerisinde yolculuk yapacagi günlerin yakin oldugunu bildirmistir.
Hz. Peygamber müslümanlara Yemen, Sam ve Irak bölgelerinin feth edilecegini, Kisra’nin sarayindaki hazinelerin müslümanlarin eline geçecegini yillar öncesinden haber vermistir. Rum diyarinin yani Anadolunun fetholunacagini da bildirmistir. Bunun yanisira Kostantiniye ve Roma’nin fetholunacagini, Kostantiniyye’nin mi, Roma’nin mi daha önce fetholunacagi soruldugunda ise, önce Hirakl’in sehri olan Kostantiniyye’nin yani Istanbul’un feth edilecegini bildirmistir.
Medine döneminde de Hendek harbi (5/627) öncesinde müslümanlar, büyük bir gayret ve fedakarlikla Medine’yi savunmak için hendek kazmaya çalisirken, Hz. Peygamber kendilerine Sam, Kisra ve Yemen’in saraylarinin ve nüfuz bölgelerinin müslümanlarin eline geçecegini müjdelemistir. Bu müjdeler, müslümanlara içinde bulunduklari kötü günleri atlatacaklarini, yani bir anlamda zaferi kazanacaklarini önceden haber vermektedir. Kaldi ki, bu durum asla kuru bir cesaretlendirme taktigi degildir; zira Peygamber hiç kimseyi aldatmaz ve gereksiz konusmazdi. Onun verdigi haberler sayet ona aidiyeti kesin ise dogru çikacaktir ve çogu da dogru çikmistir. Bugüne kadar Tarih, sayet dogru anlasilmissa Hz. Peygamber’in verdigi hiçbir haberde yalan ve yanlis tespit edebilmis degildir.

Istanbul’un Fethi ile ilgili hadisler
Istanbul’un fethiyle ilgili meshur olmus hadisin disinda kaynaklarda fetihle ilgili bir çok hadis daha bulunmaktadir ki, bunlarda da Istanbul’un fethi haber verilmektedir. Bu rivayetlerden baska diger bazi rivayetlerde Istanbul’a Islam ordularinin tekbir ve tesbihlerle girecegi ve pek çok ganimet elde edecekleri de haber verilmektedir. Hatta Abdullah b. Amr’dan gelen bir rivayette de, “Kostantinyye’yi ismi benim ismim olan bir adam fethedecektir” denilerek Istanbul’u fethedecek kimsenin isminin Muhammed olacaginin haber verilmesi, haberin yer aldigi kaynak pek saglam kabul edilmese de ilginç bir rastlantidir. Zira bu kaynak fetihten alti asir önce kaleme alinmistir. Ebû Nuaym el-Mervezi’nin el- Fiten adli bu eserinde daha ilginç olan bir sey de, kiyamet âlametlerinin sayildigi bir rivayette pek çok sey siralandiktan sonra Istanbul’da bir ates ve kibritin çikacagi, bunlarin dumaninin gökyüzünde kalacaginin haber verilmis olmasidir. Sanki bir anlamda daha sonra icad edilen toplardan bahsedilmektedir. Ancak bütün bu rivayetler içersinde gerek sihhat, gerek meshur olma ve gerekse sonuç bakimindan asagida metnini ve anlamini verdigimiz rivayet öne çikmaktadir ki, fetih hadisi olarak söhret bulan hadisin orijinal metni ve anlami su sekildedir:

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِي شَيْبَةَ وَسَمِعْتُهُ أَنَا مِنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِي شَيْبَةَ قَالَ ثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ قَالَ حَدَّثَنِي الْوَلِيدُ بْنُ الْمُغِيرَةِ الْمَعَافِرِيُّ قَالَ حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بِشْرٍ الْخَثْعَمِيُّ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ لَتُفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ
قَالَ فَدَعَانِي مَسْلَمَةُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ فَسَأَلَنِي فَحَدَّثْتُهُ فَغَزَا الْقُسْطَنْطِينِيَّةَ

Muhammed b. Ebî Seybe, Zeyd b. el-Hubâb’dan, o, Velid b. Mugire el-Meâfirî’den isitmis, Velid b. Mugîre Abdullah b. Bisr el-Has’amî’den o da babasindan isittigine göre Nebi (a.s.) söyle buyurmustur:
“Istanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”
Abdullah b. Bisr der ki: Mesleme b. Abdülmelik (ö. 120/738) beni çagirdi ve bu hadisi sordu. Ben de ona bu sekilde naklettim. Bunun üzerine o, ayni sene Kostantiniyye’yi fethetmek üzere sefere çikti.

Istanbul’un Fethi ile Ilgili Hadisin Kaynaklari ve Sihhat Durumu
Hadis kritigi bakimindan özellikle sehirlerin ve sahislarin faziletlerine dair rivayetler genel olarak uydurma hadis alanlaridir. Yani bu sahalarda pek çok hadis uydurulmus ve yayilmistir. Dolayisiyla bu tür haberlere temkinle yanasmak ve arastirma yapmak gerekmektedir. Biz bu nedenle önce hadisin yer aldigi kaynaklari sonra da hadisi rivayet eden ravilerin durumunu ele almak istiyoruz.



a. Hadisin Yer Aldigi Kaynaklar
Bilindigi gibi hadis kaynaklarinin temelini Kütüb-i Sitte adini verdigimiz alti hadis kitabi olusturmaktadir ki bunlar, Buhârî (ö. 256/870) ve Müslim’in (ö. 261/875) Sahihleri, Ebû Dâvûd (ö. 275/888), Tirmizî (ö. 279/892), Nesâî (ö. 303/915) ve Ibn Mâce’nin (ö.273/886) Sünenlerinden olusmaktadir. Daha sonraki dönemlerde ise, yine ilk devir hadis kitaplarindan olan ve muteber kabul edilen eserlerden Dârimî’nin (ö. 255/869) Sünen’i, Imam Mâlik’in (ö. 179/795) Muvatta’i ve Ahmed b. Hanbel’in (ö. 241/855) Müsned’i bu sayilan alti kitaba ilave edilerek dokuza çikarilmis ve dokuz kitap anlaminda Kütüb-i Tis’a adiyla anilir olmustur. Hadislerin tamami olmasa da çok büyük bir kisminin sözkonusu bu dokuz kitapta yer aldigi, bunlarin disinda farkli olabilecek çok az hadis bulunabilecegi ifade edilmistir ki, kanaatimizce bu iddia tutarlidir. Süphesiz bu eserlerden önce de telif edilmis hadis sayfalari ya da kitaplari olmustur. Ancak onlar gerek hacimleri itibariyle gerekse sihhat itibariyle bu sayilanlarin gölgesinde kalmistir. Kaldi ki, bu sayilan eserler kendilerinden önce yazilan yüzlerce hadis dokümanindan istifade edilerek telif edilmislerdir.
Konumuz olan fetih hadisi, Sahihayn adini verdigimiz en güvenilir iki hadis kaynagi olarak bilinen Buhârî ve Müslim’in Sahîh’lerinde yer almamaktadir. Ancak Buhârî ve Müslim’in sartlarini haiz oldugu halde onlarin kitaplarina almadiklari hadisleri derlemek maksadiyla el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn adli eserini kaleme alan Hakim en- Neysabûrî (ö. 405/1014) fetih hadisini, Buhâri ve Müslim’in sartlarina uygun sahîh bir hadis oldugunu belirterek bilinen sekliyle sözkonusu kitabina kaydetmistir. Tespitlerimize göre Istanbul’un fethiyle ilgili meshur rivayetin geçtigi en eski yazili kaynaklardan biri Ahmed b. Hanbel’in Müsned adli eseridir. Buhârî ise, sözkonusu hadisi, Sahih’ine almamakla beraber et-Târihu’l-Kebîr ve et-Târihu’s-Sagîr adli diger iki eserinde rivayet etmistir.
Diger yandan metin olarak meshur olan rivayetle sened ve metin bakimindan ayni olmasa da Kütüb-i Sitte’ye dahil eserlerden Ibn Mâce’nin, Ebû Dâvud’un ve Tirmizî’nin Sünen’lerinde Istanbul’un fetholunacagina dair hadislerin yer aldigi görülmektedir. Yine söz konusu Sünen’lerdeki rivayetlere benzer rivayetler onlardan daha önce yasamis olan Ebû Bekir Muhammed b. Ebî Seybe’nin (ö. 235/849) Musannef’ adli eserinde bulunmaktadir. Ayrica sahih hadisleri derlemek amaciyla yazilmis hadis kitaplarindan biri olan Ibn Hibbân el-Büstî’nin (ö. 354/965) es-Sahih adli eserinde de benzer bir rivayet yer almaktadir. Süleyman b. Ahmed et-Taberânî’nin (ö. 360/971) el-Mu’cemu’l-Kebîr adli eserinde de Istanbul’un fethedilecegine dair haberlere rastlanilmaktadir.
Yukarida zikredilen eserlerden baska Istanbul’un fethedilecegini bildiren rivayetleri, ilk dönem kaynaklardan sayilabilecek eserler arasinda Nuaym b. Hammad el-Mervezî’nin (ö. 228/843) el-Fiten adli eserinde, Ebü’l-Hüseyn Abdü’l-Bakî b. Kânî’nin (ö. 351/962) Mu’cemu’s-Sahabe’sinde, Ebu’l-Hasan ed-Dârekutnî’nin (ö. 385/995) el-Ilel adli eserinde, Yusuf b. Abdullah b. Muhammed b. Abdilberr el-Kurtubî’nin (ö. 463/1071) el-Istiâb fî Marifeti’l-ashab adli eserinde de görmek mümkündür.
Daha sonraki dönmelere ait eserler arasinda Ebû Sücâ ed-Deylemî’nin (ö. 509/1115) el-Firdevs, Sadrüddîn Ebü’l-Meâlî Muhammed b. Ibrahim el-Münâvî’nin (ö. 803/1401) Feyzü’l-Kadîr adli kitabinda Istanbul’un fethini bildiren rivayetler bulunmaktadir. Daha geç dönemlerde yazilmis eserleri ise öncekilerden yapilan nakillerden ibaret olacagi için zikretmeye gerek yoktur.

b. Hadisin Ravilerinin Durumu
Hadis alimleri bir hadisin Peygamberimize ait olup olmadigini tespit etmek için bir takim esaslar koymuslardir. Bunlardan biri de hadisin senedinin güvenilir olmasidir. Bilindigi gibi hadisi eserine kaydeden kitap sahibi muhaddis ile Hz. Peygamber arasindaki vasitalar zincirine o hadisin senedi denilmektedir. Sayet senedi teskil eden raviler zincirinde zaman bakimindan bir baglanti bulunursa, yani sira ile raviler arasinda bir hoca talebe iliskisi varsa ve raviler de kendilerinde aranan sartlari haiz, itimada sayan güvenilir kimseler iseler, böyle bir senedle rivayet edilen hadis, usul bakimindan “sahih” kabul edilir ve sözün Hz. Peygamber’e ait olusu kuvvet kesbeder. Durum bunun aksini ortaya koyarsa, o tip hadislere “zayif hadis” denir ki, bu taktirde metnin Peygamber’e ait olusu süpheli demektir. Dolayisiyla bu esasa göre sözkonusu fetih hadisinin ravilerini tek tek incelemek gerekmektedir.
Metnini esas aldigimiz Ahmed b. Hanbel’in Müsned’indeki hadisin, bütün kaynaklardaki senedleri hemen hemen aynidir. Hadisin senedi ise muttasil olup herhangi bir inkita/kopukluk sözkonusu degildir. Yani hadis teknik tabirle “merfû” bir hadistir. Hz. Peygamber’den itibaren eserin müellifine gelinceye kadar olusan sened zincirine baktigimizda söyle bir tabloyla karsilasmaktayiz.

Hz. Peygamber

Bisr el-Ganevî

Abdullah b. Bisr

El-Velîd b. el-Mugîre

Zeyd b. el-Hubâb

Abdullah b. Muhammed b. Ebî Seybe

Ahmed b. Hanbel

Görüldügü gibi hadis Hz. Peygamber’den Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned adli eserine aradaki bes ravi vasitasiyla intikal ettirilmistir. Simdi bu tabloda yer alan ravileri sirasiyla ele alalim:

Bisr el-Ganevî
Künyesi Ebû Abdullah’tir. Kaynaklarda ismi Bisr el-Ganevî ya da Bisr el-Has’ami seklinde geçmektedir. Ashabin hayatindan bahseden elimizdeki kaynaklarda, onun sahabî oldugunu ve Hz. Peygamberin sohbetinde bulundugunu kaydedilmektedir. Yine onun biyografisine yer veren eserlerde, fetih hadisini ilk rivayet eden kisi oldugu zikredilmektedir. Ne yazik ki, Bisr el-Ganevî’nin vefat tarihi hakkinda kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlayamadik.

Abdullah b. Bisr el-Ganevî (ö. 125/743)
Yukarida bahsedilen Bisr el-Ganevî’nin ogludur. Künyesi Ebû Umeyr olan Abdullah Kufe’de ikamet etmistir ve tabiûnun orta tabakasindandir. El-Has’amî ve el-Kâtib nisbesiyle tanindigi bildirilmektedir. Babasi Bisr’den fetih hadisini isitmistir.
Hocalari arasinda babasi Bisr’den baska Ebû Zür’a b. Amr b. Cerîr zikredilmektedir. Su’be b. Haccac (ö. 160/776 ), el-Velid b. el-Mugîre (ö. 172/788), Süfyan es-Sevrî (ö. 161/777) ve Süfyân b. Uyeyne (ö. 198/813)’nin hocalarindan biridir. Ayrica oglu Umeyr ve torunu Bisr b. Umeyr de kendisinden hadis rivayet etmislerdir.
Abdullah Cerh ve tadil alimleri tarafindan “seyh”, “sika”, “sadûk” gibi sifatlarla tanimlanmistir. Diger yandan Abdurrauf el-Münavî, Feyzü’l-Kadîr adli eserinde her ne kadar Zehebînin, Abdullah b. Bisr’i zayif kabul ettigini söylese de, tespit edebildigimiz kadariyla Zehebî Kütüb-i Sitte ravilerine tahsis ettigi el-Kâsif adli eserinde bunun tam aksine Abdulah b. Bisr’in güvenilir bir ravi oldugunu zikretmektedir.

3. el-Velid b. el-Mugîre el-Meâfirî (ö. 172/788)
Ismi el-Velid b. el-Mugîre b. Süleyman’dir. Tabinin büyüklerinden olan el-Velîd, el-Meâfirî nesebiyle anilmaktadir. Künyesi Ebü’l-Abbâs olan Velid’in Merv sehrinde ikamet ettigi ve hicri 172 tarihinde vefat ettigi haber verilmektedir.
Fetih hadisinin üçüncü tabaka ravisi olan Velid’in, hadis ögrendigi hocalari arasinda Abdullah b. Bisr’den baska, Abdullah b. Hübeyre (ö. 126/743), Misrah b. Haan (ö. 128/745), Hâris b. Yezîd (ö. 130/747), Vahib b. Abdullah (ö.137/754) sayilmaktadir.
Güvenilir/sika bir ravi olarak vasiflandirilan Velid’i, Ibn Hibbân da güvenilir ravilere yer verdigi es-Sikat adli eserinde zikretmistir.

4. Zeyd b. el-Hubâb (ö. 230/844)
Zeyd b. el-Hubâb er-Reyyân tabiinin küçüklerindendir. Nesebi al-Aklî olan Zeyd, Ebü’l-Hüseyn künyesiyle bilinmektedir. Aslen Horasanli olup, Küfe’de yasamis ve hicrî 230 tarihinde vefat etmistir.
Fetih hadisinin dördüncü tabaka ravisi olan Zeyd b. el-Hubâb hadis ugruna devrinin bütün ilim merkezlerini dolasmis ve meshur âlimlerden hadis tahsil etmistir. Bu amaçla onun Endülüs’e kadar gittigi söylenmektedir. Bu özelliginden dolayi olsa gerek “cevvâl” (çok hareketli) ve “rahhal” (çok seyahat eden) vasiflariyla taninmaktadir.
Dogru sözlü, hafizasi kuvvetli ve güvenilir bir ravi oldugu kaydedilmektedir. Hocalari arasinda Ibrahim b. Osman, Ibrahim b. Nafî, Ebû Seleme, Üsâme b. Zeyd, Eflah b. Said, Sabit b. Kays, Cerir b. Hâzim, Hammad b. Zeyd, Hâlid b. Dînâr, Su’be, ed-Dahhâk, Imam Malik gibi meshur âlimler bulunmaktadir.
Yahya b. Main, Ahmed b. Hanbel ve Ebu Hâtim er-Râzî tarafindan “sadûk” olarak nitelenen Zeyd’in, Sevrî’den yaptigi rivayetlerde hatali oldugu ileri sürülmektedir.


5. Abdullah b. Muhammed b. Ebî Seybe (ö. 235/849)
Ebû Bekir künyesiyle maruf olan Ibn Ebî Seybe Kufe’de ikamet etmis ve hicrî 235 tarihinde vefat etmistir. Fetih hadisinin besinci tabaka ravisi olan Abdullah, ayni zamanda erken dönem kaynaklarindan biri olan el-Musannef adli hadis eserinin de müellifidir.
Hocalari arasinda Ebû Bekir b. Ayyâs b. Salim, Ahmed b. Ishak b. Zeyd, Ishak b. Süleyman, el-Esved b. Âmir, Halid b. Mahled, Ravh b. Ubade, Zekeriyya b. Adiyy, Ziyad b. er-Rebî, Süfyan b. Uyeyne, Süleyman b. Harb ve Vekî b. el-Cerrâh gibi alimler bulunmaktadir. Talebesi olarak da Ahmed b. Ali b. Said zikredilmektedir.
Ibn Ebî Seybe hakkinda Ahmed b. Hanbel, “sadûk”, Ibn Ebî Hâtim er-Râzi “sika” derken, Ebû Zür’a er-Râzî de hifzinin çok kuvvetli oldugunu belirtmektedir. Kaldi ki, Ahmed b. Hanbel, Ibn Ebî Seybe’nin el-Musannef adli hadis eserinden yararlanmis ve kendisinden de fetih hadisini rivayet etmistir.
Pek çok kaynakta yer aldigini gördügümüz ve ravilerinin durumunu tespit ettigimiz hadisin bes ravisini incelemis bulunuyoruz. Senedi teskil eden bu bes raviden her biri zaman içerisinde zincirleme olarak birbiriyle görüsmüs ve biri digerinden sözkonusu hadisi ögrenmistir. Bu durum hadis teknigi bakimindan senedin muttasil (kesiksiz) olusunu ortaya koymaktadir. Ayrica her bir ravi, hadis ravilerinde aranan vasiflari tasimaktadir. Bu hadisin senedindeki ravilerin tamami güvenilir ravilerdir. Dolayisiyla sözkonusu hadisin, senedin kesintisiz olusu ve ravilerin güvenilir olmasi gibi bir hadisin senedinde aranan özellikleri tasidigi ortaya çikmaktadir.

Istanbul’un Fethiyle Ilgili Hadislerin, Istanbul’u Fethetme Girisimlerine Etkisi
Hz. Peygamber’in Istanbul’u fethiyle ilgili müjdesi sebebiyle müslümanlar Istanbul fethedilinceye kadar pek çok defa Istanbul’u fethetme girisiminde bulunmus Fatih Sultan Mehmed’in fethine kadar tam on bir kez Istanbul önlerine gelmislerdir. Bunlardan ilki, 655 tarihinde Hazreti Osman (r.a.) zamaninda gerçeklestirilmistir. Bu seferde Suriye valisi Muaviye (r.a.), Abdullah b. Sarh komutasinda Bizans’a bir donanma göndermistir...
Ikincisi ise, 668 tarihinde Muaviye, Emevî Halifesi iken, oglu Yezid kumandasinda bir orduyu Istanbul’a göndermistir. Bu orduda Hz. Peygamber’in akrabasi Medineli Ensar müslümanlarindan Halid b. Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensâri (r.a.) de bulunmaktaydi. Ebû Eyyûb, Bizans surlarina yakin bir yerde sehid olmus ve ayni yere defnedilmistir. Sözkonusu bu seferler tarihçileri ilgilendirdigi için konumuz açisindan bu kadarla iktifa ediyoruz.
Ancak su husus gayet açiktir ki, Istanbul’un fethiyle ilgili Hz. Peygamber tarafindan verilmis olan bu müjde, müslümanlarin gönlünde vazgeçilmez bir fetih sevdasi olusturmustur. Müslümanlar Hz. Peygamber’in gösterdigi o günün iki süper gücünden birinin merkezini Islam’a açmayi hedeflerin ve sereflerin en büyügü bilmislerdir. Sonuçta belli bir disiplini, gelenegi ve teknolojisi bulunan genç Fatihin komutasindaki Osmanli ordusu bu görevi yerine getirmis ve böylece hadiste gösterilen hedefe ulasmis ve Hz. Peygamber’in övgüsüne layik olduklarini bütün insanliga göstermislerdir.

SONUÇ
Istanbul’un fethiyle ilgili hadisin yukarida zikrettigimiz bunca kaynak içerisinde yer almis olmasi hadis kritigi bakimindan oldukça önemlidir. Ayrica hadis eserleri bakimindan ilk devir hadis külliyatinda bulunmus olmasi da hadisin sihhat bakimindan degerini artirmaktadir. Muhammed b. Ismail el-Buhârî, hadis eserleri arasinda en muteber kabul edilen Sahih adli kitabina almasa da, fetih hadisine diger iki eseri olan et-Târihu’l-Kebir ve et-Târihu’s-Sagir’inde yer vermistir. Sünen’lerde ise, ayni hadis metni olmasa da Istanbul’un fethiyle ilgili baska rivayetler bulunmaktadir. Bu durum sözkonusu hadise olan güveni artirmaktadir.
Diger yandan bahse konu olan fethin gerçeklesmesi de hadisin sihhatini oldugu kadar anlamini da pekistirmektedir. Zira kelime ve kavramlarin zahirinden degil de batinindan hareket ederek farkli yoruma gidilmesini de ortadan kaldirmaktadir. Nitekim bazi rivayetlerde Istanbul’un Müslümanlar tarafindan kusatilmasi fetih olarak da algilanmis, Peygamber’in verdigi müjdenin gerçeklestigi ifade edilmistir. Halbuki pek çok kusatmaya ragmen Istanbul, Fatih Sultan Mehmet’in kusatmasinin ardindan fethedilmistir.
Bütün bunlarin yanisira fetih hadisi için Hâkim en-Neysabûrî “isnadi sahihtir” demis, Imam Zehebî (ö. 748/1347) de “sahih” oldugunu bildirmistir. Üstelik hadis diye uydurulmus sözler ile ilgili kitaplarin hiç birinde sözkonusu hadisin uydurma oldugu söylenmemistir. Ancak son dönemde yasamis Misirli Mahmud Ebû Reyye, “Bu hadisin Yezîd b. Muaviye için uydurulmus olmasi muhtemeldir; zira Kostantiniyye savasinda bulunan ordunun komutani oydu” diye bir iddia ortaya atmistir. Hadisleri sihhat durumlarina göre degerlendirmesiyle ün yapmis son dönem arastirmacilarindan Nâsiruddîn el-Albânî de hadisin ravilerinden Abdullah b. Bisr el-Ganevî hakkindaki Ibn Hibbân’in müspet görüsünün kendisini tatmin etmedigi gerekçesiyle, “Bana göre hadis sahih degildir” demekte ve zayif olduguna hükmederek bu hadisi kendi derledigi zayif hadis koleksiyonuna aldigi görülmektedir.
Ebû Reyye’nin iddiasi tamamen kuskuya dayanmaktadir ve tutarli bir iddia degildir. El-Albâni’nin tespiti ise, hadisin zayif sayilmasini gerektirecek kadar kuvvetli bir delil olarak görünmemektedir. Kaldi ki, bu iki sahis disinda hadisin sihhati konusunda tartismaya sebep olabilecek herhangi ciddi bir itiraz bulunmamaktadir. Ancak daha önce de belirttigimiz gibi bu hadis hakkindaki bir takim kuskular, özellikle sehirlerin fazileti konusunda pek çok hadis uydurulmus olmasindan kaynaklanmaktadir. Bu endiseler sebebiyle bu gibi hadislerin arastirilmasi gerektigi görüsü dogrudur. Konuyla ilgili yapilan bilimsel çalismalarin gerekçesini de bu yaklasimlar olusturmaktadir.
Buraya kadar serdedilen bilgiler isiginda Istanbul’un fethiyle ilgili ele aldigimiz meshur fetih hadisi, kitaplara kaydedilinceye kadar geçirdigi asamalar bakimindan, ravilerin durumu açisindan ve yer aldigi kaynaklar bakimindan degerlendirildiginde herhangi bir süpheye meydan vermeyecek kadar sahih/güvenilir bir hadistir.
Sonuç olarak ifade etmek gerekirse Hz. Peygamber Istanbul’un fethedilecegini sekiz asir önceden müjdelemis, onun sözüne güvenen ve bu ugurda çalisan Müslüman Türkler de Istanbul’u fethederek Peygamber tarafindan tebcil edilen/övülen komutan ve asker olma serefine ermislerdir. Bu hadisin sihhati üzerinde tartisma açmak, Istanbul’la ilgili gelecege yönelik baska emellere hizmet edebilir.






Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır,
Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Yüreklerden çekilmiş farzedilsin havfı Yezdân’ın...
Ne irfanın kalır te’sîri kat’iyyen, ne vicdanın. (M. Akif)
Klimasuyu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.05.2009, 06:24   #5
Salim58
Moderator
 
Salim58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Salim58 Şuan Salim58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 57
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10 Salim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekannt
Standart Cevap: KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ

paylaşım için teşekkürler istanbul eski istanbul nerde nerelerde
Salim58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.05.2009, 08:39   #6
HaZaN
Usta Yiğido
 
HaZaN - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
HaZaN Şuan HaZaN isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 14.05.2013 14:36

Üyelik Tarihi: 03.11.2008
Mesajlar: 16.918
Tecrübe Puanı: 2273 HaZaN SITEMIZE IŞIK ŞACIYORHaZaN SITEMIZE IŞIK ŞACIYORHaZaN SITEMIZE IŞIK ŞACIYORHaZaN SITEMIZE IŞIK ŞACIYORHaZaN SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart Cevap: KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ

HALA NEFSİNİN PEŞİNDE HALA BOŞ İŞLERDE, BİR OKUL DERSİNİ DİNLEMEK BİLE FAZLA MI GELİYOR SANA? DİSKOLARDA BARLARDA GÜN-GECE GEÇİRESİN DİYE Mİ, KÜÇÜCÜK EVLATLARIN SEVGİLİ PEŞİNDE DOLAŞMASI İÇİN Mİ, BOŞ GELİP BOŞ GİTMELERİ İÇİN Mİ FETHETTİ BU İNSANLAR İSTANBUL'U?

Maalasef gerçekler çok acı ama o hale geldik , iyiye değil gittikçede kötüye gidiyoruz ALLAH(cc) yardımcımız olsun , emeğine sağlık Kardelencim paylaşım için teşekürler.
__________________
Huzuru kendi içimizde bulamassak başka yerde aramak boştur.
HaZaN isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.05.2009, 09:10   #7
sevdagülü
Usta Yiğido
 
sevdagülü - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sevdagülü Şuan sevdagülü isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.02.2010 08:47

Üyelik Tarihi: 10.05.2009
Mesajlar: 2.607
Tecrübe Puanı: 814 sevdagülü FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ

evet:fatih sultan mehmet istanbulu fettetigi yastaki gençeler şimdi çogunlugu hovaedalık peşinde ne istedigini bilmez halde nerde o fatihler nerde o istanbulu alan yigtler nerde Çanakkalede 17 18zinsde canları pahasını ülkesi için ölen gençler şimdi onların kemikleri sızlamıyormudur onlar sırf baska devletler altında ezilmesin evlatlarımız onların kültürünü alıp kendi benligini kaybetmesin diye mücadele ederken şimdi bizim gençligimiz onlar gibşi olmaya çalışıypor medeniyet bu mu hayır ey gençlik uynda atalarına bi bak ne için ugrasmışlar neler için seve seve ölümü göze almışlar sen bar ,disko küşelerinde gez eglen yarınını düşünme diyemi?????
__________________
EN GÜZEL ASK EN FEDAKAR ASK MEVLAYA OLAN ASKTIR
sevdagülü isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
şarkı sözleri kronik Şiirler 321 26.08.2010 06:48
Hikayeler/Kıssadan Hisseler fratt Diğer Konular 306 21.06.2009 13:29
Genç kızlarmız ne haldeler? Farkında mısınız?! banu58 Annelik 11 18.05.2009 22:28
Genç cilde C, olgun cilde A vitamini seva Sağlık 1 30.06.2008 12:40
Genç Görünmenin Sırları banu58 Arşiv 1 14.05.2008 15:52


WEZ Format +2. ?uan Saat: 14:18.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.