|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Serbest Dini Konular Güncel ve Özgün yazılar, Makaleler buraya |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
17.10.2009, 11:42 | #1 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5461
|
Söyleyin dostlar
Söyleyin dostlar
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...][Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Âhir yolcusuyum.. Uzundur yolum, Sırtımda dikişsiz, bir beyaz tulum, Azık torbası boş, fakir bir kulum; Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar… Rabb’ime ezelde verilmiş sözüm; Dönmüşüm sözümden, gaflette gözüm. Huzura çıkmaya, kalmamış yüzüm; Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar… Putlar pazarında, satmışım dünü, Önümde çok çetin, bir hesap günü; Almadan elime, berât hükmünü, Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar… Kur’ân’da, Mahşeri anlatır Settar; Yollar kıldan ince, kapılar çok dar. Cennet güzel amma, cehennem de var; Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar… Cehennem ki o gün, doymaksızın yer, ‘Doldun mu?’ dedikçe, ‘Daha yok mu?’ der Bir ömür ağlasam, bu âyet yeter; Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar… O gün gelir, bölük bölük cümlesi, Sürülür ateşe, nankör zümresi. Kur’an’da var ki bir, Zümer Sûresi; Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar… Yüce Rabb’im, kullarına duyurmuş; Çok ağlayıp, az gülsünler buyurmuş. Vah ki; gafletimi yüzüme vurmuş; Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar… Son nefes, kapımı çaldı çalacak, Yarın belki sınav, bitmiş olacak, Korkarım.. Karnede zayıf kalacak; Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar… CENGİZ NUMANOĞLU
__________________
|
17.10.2009, 11:53 | #2 |
Moderator
Salim58 Şuan
Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: Söyleyin dostlar
Neden beni getirip, teneşirde soydunuz ?
Arkasından yıkayıp, bir tabuta koydunuz ? Neden toplandı bugün, burada bunca kişi ? Bir yanlışlık olmalı, anlamadım bu işi !.. Niçin bağlandı çenem?.. Bu kefen neyin nesi ? Söyleyin!. Gerçek midir, duyduğum salâ sesi ? Ne işim var ki benim, bu musalla taşında ? Oysa olmam gerekir, işlerimin başında... Yoksa bu yaptığınız; bir oyun , bir şaka mı ? Tadında kalsın artık, bırakın şu yakamı. Ya sen, hoca efendi!. Oyuna dahil misin ? Ben nasıl ölürüm ki; bu kadar cahil misin ? Yoksa kim olduğumu, sen de mi bilmiyorsun ? Bir özür dileyip de, kendine gelmiyorsun ? Haberin var mı benim, şöhretimden, şânımdan ? O derin mafyadaki, büyük itibarımdan?.. Belki merak edersin, ünvanımı rütbemi; Ulemâ susta durur, bir giyersem cübbemi. Bana yakışıyor mu, burada böyle yatmak ? Sanki ölmüşüm gibi, omuzlarda tur atmak ?.. Lütfen, hoca efendi, sürdürme şu oyunu; Benim gibi bir kurda, güldürme şu koyunu.. Hele, şu cebindeki, telefonu bir ver de; Bak nasıl açılacak, kapılar perde perde... Şu gördüğün hüzünlü maskelere aldırma; Onlara inanıp da, sakın namaz kıldırma. Duydum ki; işgüzarlar, mezar bile kazmışlar. Görüyorsun ya hocam, bunlar hepten azmışlar... Kaldır artık tabutun, kapağını üstümden; Sıkılmaya başladım, şu dikişsiz kostümden. Aklını kullan hocam!.. Ben sözümü tutarım; Seni Ulu Cami'ye imam bile atarım... Karar ver de bu işi, tatlıya bağlayalım; Maaşına ilâve , bir katkı sağlayalım. Bu kadar şaka yeter, beni artık salıver; İlk taksitin yerine, şu zarfı da alıver... .............................. .............................. ....... Dinle ey âciz mevta!. Bu konuşan hocadır; Gördüklerin ne şaka, ne de kandırmacadır. Sağlığında ''yobaz'' der, beni hep küçümserdin; Şimdi ne oldu sana, hocaya postu serdin ?.. Uyan artık ey mevta!. Sen öldün.. Sağ değilsin ; Çırpınışın boşuna, o dik başın eğilsin!. Bu tabutlara daha, ne şöhretler girecek, Neler gördü bu hoca, daha neler görecek... Bekliyor Münker Nekir, şimdi seni mezarda; Rüşvet müşvet geçmiyor, gideceğin pazarda. Bu dünyada put yaptın, şan ,şöhreti, parayı; Az sonra göreceksin, orda akla karayı. Gelecek kulağına, önce şöyle bir hitap; ''Duymadın mı dünyada , Kurân diye bir kitap?'' Duydum desen bir türlü ,duymadım desen yalan Kurtarır belki seni, mafyadan arta kalan... Gerçekleri bu fakir, böyle getirdi dile, Bilirim.. Bu satırlar, anlayana çok bile. Uzatıp bozmayalım, şiirin kıvamını; Herkes kendi getirsin öykünün devamını... CENGİZ NUMANOĞLU
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
bitmeyen bir şey söyleyin | kronik | Arşiv | 131 | 19.12.2009 11:52 |
**Ona Ruhumun Yaralı Olduğunu Söyleyin** | ...Kangallı... | Hertelden | 6 | 03.02.2009 18:16 |
***dost olalım gönlümüze*** | seva | Hertelden | 15 | 24.11.2008 17:18 |
YALAN DOSTLAR AŞK DİYE BİRŞEY YOKK | bulutum | Eglence | 12 | 27.09.2008 02:09 |
Göz renginizi söyleyin size kişiliğinizi söylesin .. | EyüphanAydın | Arşiv | 5 | 27.05.2008 22:46 |