Kılıçdaroğlu'na PKK şoku!!!!!!

[ErdalGüler]

Kibrisli Nickli Üyeden Al?nt?

Erdal Gardaş ben sana Barikat'a ya da siteden bir başkasına bir söz söylemiyorum... Bu haberin yalan olduğunu bile bile araştırmadan televizyonlarına gazetelerine yansıtanlara diyorum. Eğer bu belgeyi araştırıp Kılıçdaroğlunun o sırada Türkiye'de olduğunu görüpte bile bile haber yapıyorlarsa sence de haysiyetsiz değiller mi, yalancı değiller mi? Ben ondan bahsediyorum.... Elindeki belgeleri Melih Gökçek'le olan tartışmasında Melih Gökçek sorduğunda çıkarttı gösterdi Kılıçdaroğlu... Ayrıca "Ortada bir belge var bunu çürütecek bir belge olmadığı sürece Kılıçdaroğlu zan altındadır" demişsin... Onun tam doğrusu "Bir kimse suçu ispatlanana kadar suçsuzdur." Eğer bir yargılanma süreci varsa bekleriz görürüz... Günah olan yalan yere iftira atmaktır da demişsin gardaş, adam karşılık veriyor belgesini gösteriyor ben de onu siteye koyuyorum, tıpkı Barikat'ın koyduğu gibi, bunda günah olan ne, İftira neresinde? Eğer bilerek, araştırıp görmelerine rağmen bu haberi yapıyorsa Ülke TV ve iftira atan o Alman Polisi şahsiyet, Sahte hahamın sahtesi işte onlar müfteriğdir, yalancıdır ve iftira atıyorlardır demektir...Kesinlikle siteden birisine herhangi bir lafım yok... Her fikre saygım var ama o televizyon bilerek yalan haber yapıyor ben bunu söylüyorum, tıpkı ATV gibi...

Saygılar...

Yalan iftira böyle şeyler bir müslümanda asla olmaması gereken şeyler zaten, burada yalan birşey varsa, haksızlık yapılıyorsa asla bunu kabul edemem. ancak burada yargıya intikal etmiş bir durum söz konusu, yani senin benim veya bir partinin değil cumhuriye savcılığının açtığı bir dava(fezleke), şimdi yalan haber yapılıp yapılmadığı ancak yargı sonunda çıkar. ancak şahsi olarak siz bu tvlerin yalancı olduğunu söylüyorsunuz. bende mesela kanld haber kesinlikle güvenmiyorum. çoğu zaman gerçeği yansıtmıyor. sizin görüşünüzede saygı duyuyorum. sadece kılıçdaroğlunun aslında okadarda temiz olmadığını savunuyorum, yani düşünüyorum.


sayın kılıçdaroğlundan küçük bir yolsuzluk örneği ve cevabı(tabi yersen)

CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilköğretim okulu öğrencisi oğlunu 14 yaşında sahte sigortalı yaptığı ortaya çıktı.

SSK eski Genel Müdürü, dönemin Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kılıçdaroğlu, 1997 yılında oğlu Kerem’i okula devam ettiği sırada İstanbul’da faaliyet gösteren Ekinciler Holding’te sigortalı olarak çalışıyor göstermiş. 1983 doğumlu Kerem Kılıçdaroğlu’nun SKK kayıtlarına göz atıldığında 1997/1 döneminde 60 gün, 1997/2 döneminde ise 1 gün sigortasının ödendiği görülüyor. SSK kayıtlarına göre 1 Mart 1997’de söz konusu şirkette çalışmaya başladığı görülen Kerem Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs 1997’de işten ayrılmış. Kerem Kılıçdaroğlu 1997 yılında ilköğretim okulu son sınıf öğrencisiydi. Sigortalı yapıldığı sürelerin okulların açık olduğu döneme denk gelmesi de dikkat çekiyor. Baba Kemal Kılıçdaroğlu ise o dönemde Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı'ydı.

ve buna cevabıda ilginçti...

Meclis'te oğlu Kerem Kılıçdaroğlu'nun 14 yaşındayken sigortalı olduğuna yönelik iddiaların sorulduğu Kemal Kılıçdaroğlu çok ilginç bir cevap verdi. Oğlunun ilgili şirkette bateri almak için çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi: ''Sigortalı çalıştı, çalısmasın mı yasadışı mı? Ankara'da saygın bir firmada part-time çalıştı. İlgili firmaya sorarsanız, size açıklayacaktır. Varsa bir usulsüzlük, yolsuzluk üzerine giderim, hiçbir tereddütüm yok. Eğer yasaksa, çalışmadıysa hay, hay... Ama çalıştıysa niye itiraz ediyorsunuz. Ben ilkokulda çalıştım ama sigortam yoktu. Çalışmasına ben de karşıydım. Oğlum o çalışmadan sonra, baterinin bazı aygıtlarını aldı. Bateriye biz karşıydık, evde çalarsa komşular rahatsız olacaktı. Ama aldı."


saygılar..

[Kibrisli]

Gardaş şimdi şu başlığa bak "CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilköğretim okulu öğrencisi oğlunu 14 yaşında sahte sigortalı yaptığı ortaya çıktı." işte bahsettiğim kanallar hep bunu yapıyor... önce böyle yazıyor insanın kafasında soru işaretini koyuyor bilinçaltına yerleştiriyor altta haberde yine kendisi yani isterse pırlanta gibi göstersin okuyucu inanmıyor bu pazarlama stratejisidir. Benim bu konuda bazı çalışmalarım var Pazarlamada Bilinçaltı diye işte tam da bahsettiğim konu bu... Atalarımızın harika sözlerinden birisi daha Çamur At İzi Kalsın...
Bir de işte tam da ben aynı şeyi söyleyecektim, savcılığa intikal etmiş, fezleke hazırlanmış yollanmış aylar olmuş belki Kılıçdaroğlu dokunulmazlığının kaldırılması için başvuruda bulunmuştur bile onu da bilemiyorum bakmak araştırmak gerek... Ama burada bir belge kondu ben de Kılıçdaroğlu'nun cevabını koydum... Bitti gitti herkes yazacağını yazdı bundan sonrasına mahkeme bakar suçluysa ortaya çıkar... Birde Kılıçdaroğlu da bu Alman Polis hakkında dava açtı onu da söylemeden geçemeyeceğim ))

Saygılar...

[ErdalGüler]

Bizim burada yapmış olduğumuz tartışmalar, kesinlikle insanları suçlamak babında değildir. Zaten bu bizlere yakışmaz. İnsanların dini inancı dahi farklı olsa bir müslüman olarak adaletle davranmak hepimizin görevidir. Sadece burada görüşlerimizi düşüncelerimizi belirtiriz. Ancak bazı zamanlar ister istemez hararet artabilir, bu konuda, atışsakta, tartışsakta hepimiz kardeşiz, İnşallah yargı süreci kısa zamanda tamamlanır ve gerçekler ortaya çıkar, haksız olan mutlaka cezasını çeker. haklıysada kendisini aklar...
Sözlerimi bir hadisle bitirmek istiyorum.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ribanın en kötüsün haksız yere müslümanın ırzını (manevi şahsiyetini) rencide etmektir."
riba:faiz

bu husumetle, eğer bir haksızlık varsa mutlaka çıkacaktır. Ve bunu yapanlar sadece bu dünyada değil Allah'ın huzurundada bunun hesabını vereceklerdir. O yüzden kimsein endişesi olmasın...

Saygılar..

[albina58]

albina58 Nickli Üyeden Al?nt?

Bu haber'i yapan arkadaşın,yazısının altına teşekkür etmeyi unuttum ama burdan teşekkür edeyim zira bu konu dahilinde bilinmeyenler ortaya çıksın.
Almanya'da faaliyet gösteren, Friedrich Ebert Vakfı,Almanya gizli istihbaratı tarafından desdeklenen,genelde ülke içi veya ülke dışında,vakıf-kişi veya guruplara para yardımı yapan,bundaki amacı ise,ülke içinde hükümetler lehine,ülke dışında ise,o ülkenin hükümetlerine aleyhte oluşumları desdekleyenlere para yardımı yapar.

Almanya içerisinde,1980 li yılların ortasında Türk vatandaşlarını içinde barınan örgüt-cemaat ve oluşumlara para yardımı yapmıştır.İlk önce Cemalettin Kaplan, daha sonra ise bugün adını duyar olduğumuz,AKP hükümetince üstü sözde ergenekon terör örgütü ile kapatılmaya çalışılan DENİZ FENERİ'ne el atmış,onların Almanya'da örgütlenmelerini sağlamıştır.

Konuda bahsi geçen,Yani Kılıçtaroğlu için yapılan düzmecede, aslen Alman vatandaşı olan,Almanya'da ikamet eden,1980 döneminde Almanya'ya iltica eden iki Türk kökenli vatandaş ile herkese açık aleni ortamda yan yana gelmeleri.Zira bu suç duyurusunu yapan Talip doğan KARLIBEL(Aslen İst. doğumlu,dedesi ve babası CHP den milletvekilliği yapmış,20 yıldırda Almanya'da ikamet eden Almanya vatandaşlığına geçmiş,Orda Alman Gizli İstihbaratı için çalışmaktadır.Bu şahış Tekrar Türk vatandaşlığına geçmek için başvurusu olmuş,çıkan zorluklar karşısında alamamış,en son müracatı ise 2008 ilkbaharndadır.) ilk suç duyurusunu,Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 2008 yılı Haziran ayında yapmıştır.O dönem yaptığı suç duyurusu;
İLK SUÇ DUYURUSU
Chp İstanbul parlementeri Ali Kılınç ve yanındaki bazı Chp milletvekilleri ile,Almanya'da Faaliyet gösteren Friedrich Ebert Vakfı'dan CHP adına yardım almışlardır.Resmi bir partinin Yabancı bir vakıfdan para almasının Türkiye'de suç olduğundan dolayı kapatılması gerekir.

Bunun üstüne Haziran 2008 yılında cumhuriyet savcılığı hazırladığı dosyayı bir üst mahkemeye gönderir,gerekli evrak ve dökümanları ALMANYA'dan isterler.(adalet bakanlığı kanalı ile) Öyle bir evraka interpol tarafından aranmasına rağmen ulaşılamaz.Davada düşer.
Bu arada,alındığı iddia edilen para 1990 lı yıllarda,İstanbulda tutuklanan Friedrich Ebert Vakfı bir yöneticisini,savunmakla mükellef CHP'li Talip Doğan KARLIBEL'in babasıdır.Babasının aldığı parayı CHP almış diye çarpıttığı,Alman Makamlarınca,Türk Adalet bakanlığına intikal eden evrakta, Friedrich Ebert Vakfı tarafından gider makbuzu olarak,avukatlık ücreti açıklaması bulunmaktadır.Bu vakıfın yöneticisinin niçin yargılandığınıda aşağıda açıklayalım.
Devreye Kemal KILIÇTAROĞLU'nun AKP milletvekilleri hakkında suç dosyalarını çıkarıp, AKP çatırdamaya başladığında, yıl yıl olarak Kemal KILIÇTAROĞLU hakkında araştırmalara,eskiden verilmiş yukardaki suç dosyasına ulaşılır.Kılıçtaroğlu'nu ilişkilendirecek 2005 yılındaki Almanya ziyaretinde,Alman istihbarat servisine düşmüş Türk Kökenli vatandaşları çekilmiş fotoğrafları karşılarına çıkar.
Bunu nasıl bir hale getirip,Kemal KILIÇTAROĞLU'nu suçlayalım denildiğinde resimlerdeki kişilerin eskiden işlediği suçlar gündeme gelir.Bunlar ile Kemal KILIÇTAROĞLU'nu ilişkilendirip,bir suç beyan etmek en kolay iştir.O kişilerin 1980 öncesindeki işlediği suçlar''Darbe yapmak-Hükümeti devirmek'' 2009 yılında adapte ediliyor.

Nede olsa,bu suç duyurusunu yapan sade özellikte biri,Almanyada ikamet ediyor.Sonuç çıkmayacak,bundanda AKP zarar görmediği gibi çamur at izi kalsın olacak.

Bu suç duyurunda,Türk adalet mekanizmasına göre suç kabul edilecek,yargılanmasına delil kabul edilecek,bilgi-evrak-kanıt varmı,işte burası çok komik.Tıpkı,Yahudi Haham'ı Tuncay GÜNEY gibi,yurt dışında ikamet eden birisinin sözde verdiği(Ülke TV deki,Telefonla katıldığı bir açık oturumda) konuşmalarıdır.

Yukarıda,ilk mahkemeye verilip yargılanan Friedrich Ebert Vakfı yöneticisi hakkındaki '' suç'u '' birazda açalım.Bu vakıf yöneticisi,bizzat kendisi tarafından İstanbul'daki ziyaretinde tutuklanmış,o dönem İstanbul savcılığına yapılan suç duyurusunda,MİLLİ gazeye yapılan yardım ve yapan bu vakıf hakkında ki suç duyurusudur.O dönem bu vakıf yöneticisi yargılanıp salıverilmiştir.


– Friedrich-Ebert-Stiftung’un (FES)
1925’den buyana Almanya ve yurt dışında yürüttüğü siyasi, eğitim ve danışmalık alanlarındaki çalışmaların sloganıdır.

Demokrasiyi ve kalkınmayı dünya çapında teşvik etmek, barışa ve güvenliğe katkıda bulunmak, küreselleşmeyi dayanışma içerisinde şekillendirmek ve Avrupa Birliği’nin genişlemesini ve kökleşmesini desteklemek FES’in uluslararası çalışmalarının hedefleridir.

FES, Türkiye’deki temsilciliği aracılığıyla yirmi yıldan uzun süredir Türkiye ve Almanya’da kendilerini çalışmalarına adamış insanların ve sivil toplum kuruluşlarının diyaloğunu ve işbirliğini teşvik etmektedir.

Bu yazımı Şubat ayı içinde yazmışım.
haziran ayındayız ve bu davaların sonuçları açıklandı;

Vakit’in ’şok belgesi’ sahte

VAKİT Gazetesi’nin "Alman istihbaratının Doğan’la işbirliğini ortaya koyan şok belge" adı altında Almanca olarak yayımladığı belgenin sahte olduğu açıklandı.

Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı antetli kağıda Başkan Heinz Fromm imzasıyla Federal İçişleri Bakanlığı’na gönderilen sözk onusu işbirliği ile ilgili olarak 03.04.2009 tarihli yazının tamamen düzmece olduğu ortaya çıktı. Hürriyet’in başvurusu üzerine Federal İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Federal Anayasa Koruma Teşkilatı’nın açıklamasına göre bu yazı tamamen düzmecedir" denildi. Federal Anayasa Koruma Teşkilatı Basın Sözcüsü Tania Puschnerat da sözkonusu belgenin sahte olduğunu doğruladı. Bu konuyla ilgili olarak gönderilen yazıda, "Söz konusu belge tamamen sahtedir, uydurmadır" ifadesi kullanıldı.

Birde kılıçtaroğlu'nun sözde PKK liler olan diyaloğu vardı onuda hatırlatalım.
CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’nun Hessen’de ’PKK’lılarla aynı araçta yakalandığı’ iddiasına ilişkin Alman polisinin tuttuğu öne sürülen tutanak da sahte çıktı! Hessen Eyalet Başsavcılığı, “Trafik kontrolünü gösteren tutanak sahtedir. Frankfurt am Main’de Braubacher Caddesi bulunmadığı gibi böyle bir karakol da yoktur” dedi.

Bazı gazetelerde, geçen yıl Deniz Feneri e.V. davasını izlemek üzere Frankfurt’a giden CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu ve MYK üyesi Ali Kılıç’ın terör örgütü PKK üyesi kişilerle aynı araçta yakalandığı iddiaları ortaya atılmıştı. Bu iddialara kanıt olarak da Alman polisinin tuttuğu bir tutanak gösterilmişti. Haberlerde “Frankfurt’a giden Kemal Kılıçdaroğlu ile Ali Kılıç’ın PKK’lı Nevzat Rıdvan ve Mustafa Günel ile buluşarak bir saunaya gittiği, sauna çıkışında da Alman polisi tarafından araçları durdurularak tutanak tutulduğu” iddialarına da yer verildi.

CHP Başsavcılığa başvurdu

Ali Kılıç, bu yalan haberler üzerine Hessen Eyalet Başsavcılığına başvurarak şikayetçi oldu ve konunun açıklığa kavuşturulmasını istedi. Başsavcılığın verdiği yanıtı CHP İletişim Koordinatörlüğü, yazılı bir açıklamayla basına gönderdi. Bu cevaba göre, polis tutanağı da sahteydi. ’6100 UJS 27 9491/09 POL numaralı ve 27 Mayıs 2009 tarihli Başsavcı Claude’ imzalı yazıyla söz konusu belgenin sahte olduğunu bildiren Hessen Eyalet Başsavcılığından gelen belgede, özetle şöyle denildi:

‘Böyle bir araç trafikte yok’

“Trafik kontrolünü gösteren tutanak sahtedir. Frankfurt am Main’de Braubacher Caddesi bulunmadığı gibi böyle bir karakol da yoktur. Ayrıca Hessen Eyalet Emniyet Genel Müdürlüğü antetli 11 Eylül 2008 tarihli belge de aynı şekilde sahtedir. Hamburg’da böyle bir adres bulunmamaktadır. Hamburg ’HH’ plakalı böyle bir araç da trafik kayıtlarında yoktur. Öte yandan söz konusu belgede adı geçen şahıslar hakkında ne geçmişte ne de şimdi herhangi bir soruşturma bulunmamaktadır. 9 Eylül 2008 tarihli telefon dinleme tutanağı da gerçek değildir.”

TUTANAK DA SAHTE TELEFON KAYDI DA

Bazı gazetelerde, geçen yıl Frankfurt’a giden Kılıçdaroğlu’nun 2 PKK’lıyla saunaya gittiği, çıkışta da Alman polisi tarafından araçlarının durdurulduğu ve tutanak tutulduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Haberlerde bu tutanak ile bir ’telefon dinleme’ belgesi de gösterilmişti. Ancak Hessen Eyalet Başsavcılığı her iki belgenin de sahte olduğunu açıkladı.jlar çıkarılmış.

CNN Türk, Akman’ın Almanya’ya girişinde hiç bir sorun olmadığını belirten belgenin “sahte” olduğu haberini yayınladıktan sonra VATAN, Main Taunus Yabancılar Dairesi’ne aynı belgeyi faksladı ve gerçek olmadığına ilişkin yanıtının teyidini istedi. Basın Sözcüsü Deike Wichmann’dan, RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın Almanya’ya girişine ilişkin bir yasağın söz konusu olmadığını gösteren belgenin “orijinal” olmadığını tekrar eden bir yanıt aldık. Basın Sözcüsü Deike Wichmann yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi: “Kişisel hakların korunması ile ilgili hassasiyetimiz nedeniyle adı geçen kişinin Almanya’ya girişine ilişkin bir yasakla ilgili size cevap veremiyoruz. Fakat bize gönderdiğiniz ve orijinal olup olmadığını sorduğunuz belge aslı gibi değildir. Belge değiştirilmiş, tahrif edilmiş. Metin aralarından pasajlar çıkartılmıştır. Bu cezai takibat Frankfurt Kriminal Polisi’ne intikal etmiştir

Şimdi bu işler ahiret'e kalmadan vede ALLAH'ada havale etmeden gün yüzüne çıktı,ne olacak?
O gün mangalda kül bırakmayanlar?
O gün bu yalanlarlarla ve yalancılıkla oy hırsızlığı yapan yalancı hırsızlar ne olacak?

Galiba biz bunlara kafa yormayalım,at binenin kılıç kuşanandır atasözü ile bitirelim.

Ülkemiz gündemi önemli değil,ÇYDD ve benzeri konularda ahkam kesmeye devam,one minit,süreyye karaduman ve benzer hatta olmazsa pembe diziler insanlarımızın gündemini bayağı meşgul ederken klavye başında aman aman yazmalarda yeni cevherler çıkmasını ciddi derecede etken oluyor.
vatana ihanet edenler hala iş başında,bekleyip görelim, 13. bölümüde sahnelenen ergenekon dizisi sürerken birde bakmışız tarihler 2012 yılını gösterdiğinde ülkemde kürdisdan federasyonu kurulacak ama halkım hala ÇYDDD derneği açılsınmı açılmasınmı ve benzeri konularda birbirine üstünlük sağlamaya devam ediyor olacak.

[qio]

Böyle bir haberden haberim bile yoktu , bazı arkadaşlar zaten taraflı yorumlarını gizlememiş acaba şuan düştükleri durumda iken nasıl yorum yapacaklarını keyifle bekleyeceğim