21.11.2009, 00:07 | #21 |
Usta Yiğido
Urumçi Şuan
Son Aktivite: 07.06.2011 15:22
Üyelik Tarihi: 31.08.2009
Mesajlar: 988
Tecrübe Puanı: 636
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
Sinan Çetin müzmin bir liberaldir, Taksim'in yarısı kendilerinindir. Türkiye'nin en büyük gayrimenkul yatırımcılarından birisidir. Çıkarları doğrultusunda AKP'yi sevmemesi beklenemez zaten...
Tunceli/Dersim İsyanı aslında çok geniş bir konu bunun başlığı olsada tartışsak ama sadece şu iki açıdan baktığın zaman Fransız projesi olduğu su götürmez, hatta vakti zamanında bu olayın dünya gündeminde Türkiye'nin haklılığı konusunda mutabıklığı ve bu şekilde yayın sirkülasyonu ile Türkiye'deki İslamcı kesimin dahi bu harekete destek vermesi bunun iç yüzüsünün farklı olduğunu göstermekte. O günlerde Sovyetler desteği olmasa idi Türkiye üzerinde Dünya Konjonktürü bunu katliam sayacaktı ancak Fransız kışkırtması olduğunda müspet deliller ortadayken Fransa bile buna muhalif olmaktan vazgeçmiştir. Dediğim gibi dersim olayı hakkında bir sürü şey anlatayım ama acayip çok olur sadece bu tartışmaların yersiz olduğu, dersim'deki müdahaleninde çok katı olduğu konusunda hemfikiriz... Ama bakınız Tunceli buna rağmen Chp'nin yani Dersim olayının tarafının en güçlü olduğu merkezlerden birisi... Ayrıca Dersim'de Kürt etnik kimliğine sığınılıp çıkartılan bir isyan değildir, bölge sorunlarını ve aşiretlere yörede tanınmış imtiyazların ve bölgedeki aşiret özerkliklerinin kaybedilmesi sonucu devletin silahlarının (evet Seyit Rıza ve peşindekilere silahlarını devlet vermiş idi ermeni çetelerine karşı mücadele etmeleri için...) devlete ve millete yöneltilmesi sonucu çıkmış esasında Alevi kökene bile mal edilemeyecek bırakın İslamcılığını(ki değil, ama geriletici bir isyan olduğunda mutabıkız) bir isyandı, işte bu yüzden gündemimize Dersim İsyanı belkide servis edilip durulmuyordu - İslami içerikli sayılamayacağından -. O yüzden bu isyanları kürt, alevi vesaire diye tasnif etmekte yanlış bunlar birer imtiyaz isteyen aşiret isyanlarıdır malesef... Üstelik bu isyanlara müdahil olan aşiretler bugün Erzurum, Muş, Yozgat, Çorum ve Kayseri'de ikamet etmektedirler... Haa ben Dersim'deki yaşanan olayları tasvip etmiyorum, hiç bir zaman etmedim sadece gündemde dönen yanlış spekülatif bilgiler var biraz değindim...
__________________
Türk Tarafından, Türk İçin, Türk'e Göre... |
21.11.2009, 13:14 | #22 | |
Moderator
Arif Coşkun Şuan
Son Aktivite: 10.05.2016 18:12
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
Alıntı:
Dersim kavgasında kimin haklı olduğunu bulmadan önce Dersim isyanını ve Seyit Rıza'yı bir hatırlayalım. İsmet Paşa'nın 1935 yılında hazırladığı Dersim planında bakın neler yer alıyordu: - Dersim ıslahına bir program halinde tevessül edeceğiz. Program hazırlık, silahtan tecrit ve icap ederse iskan safhalarını ihtiva edecektir. Hazırlık ve silahsızlanma üç senede olacaktır. - Dersim vilayetini yeni usulde teşkil edeceğiz. Muvazzaf bir kolordu kumandanı, vali ve üniformalı muvazzaf zabitler kaza kaymakamları olacaktır. Kaza memurlarından hiçbiri yerli olmayacaktır. Ve bulundukça emekli zabitler memuriyetlerine tayin olunacaktır. - 1935 ve 1936 'da yolları, karakolları yapılacaktır. 1937 ilkbaharına kadar hazır olursa mürettep ve seferber 2.fırka kuvvet valiliğin emrine 1937 ilkbaharında verilecektir. - Bundan sonra Dersim'e verilecek şeklin safhası başlayacaktır. Bütün bu tasavvurlar gizlidir. İşte Dersim'in temizlenme işinin yol haritası böylece çizilmiş oldu. Başbakan İsmet İnönü 1935'te Dersim ve çevresinde esaslı bir imar faaliyetine start verdi. Önce yollar ardından askeri karargah binaları ve ardından lojmanlar ve karakollar. İşte Dersimli aşiretlerin asıl itiraz ettikleri bu karakolların inşası oldu. Çünkü esaslı bir harekatın geldiğini sezmişlerdi. ATATÜRK'ÜN SÖZLERİ Ama operasyonun işaret fişeğini Mustafa Kemal Atatürk 1936 yılındaki Meclis açılışındaki konuşmasında çaktı: 'Dahili iç işlerimizde mühim bir safha varsa o da Dersim meselesidir. Dahilde bulunan iş bu yarayı, bu korkunç çıbanı ortadan temizleyip koparmak ve kökünden kesmek işi her ne pahasına olursa olsun yapılmalı ve bu hususta en acil kararların alınması için hükümete tam ve geniş salahiyetler verilmelidir.' Dersim'in ıslahı görevi bir korgenerale verilmişti. Korgeneral Abdullah Alpdoğan'a. Peki Alpdoğan kimdi? Kurtuluş savaşında iç isyanları bastırmakla görevli Sakallı Nurettin Paşa'nın damadıydı. Sakallı Nurettin Paşa'da Kurtuluş Savaşı sırasında Koçgiri isyanını oldukça kanlı bastıran paşaydı. Korgeneral Alpdoğan, 1937 başında Elazığ (Elaziz) bölgesine karargah kurdu. Aşiretlerle görüşmelere başladı. Yusufhan, Demenan, Haydaran, Şıh Hesenan, Kalan, Karakoçan, Kevan, Lolan, Keçelan, Kozan, Bahtiyar aşiretleriyle bir araya geldi. Bunlardan Abasan Aşireti Reisi Seyit Rıza ile de görüştü. Dersim'e yönelik yapılacak ıslahatın barış yoluyla yapılmasını aksi takdirde çok kan akacağını söyledi 'KÖPRÜLER' ATILDI Ama aşiret reisleri kendi aralarında yaptıkları toplantıda direniş kararı aldı. 1937'de 20 Martı 21 Mart'a bağlayan gece Harçik Köprüsü'nün ateşe verilmesiyle isyan başladı. Bu tarih aynı zamanda Kürtler için anlamlıydı. Çünkü 21 Mart Newroz'du. Yıkılan bu köprü aslında Dersim'in devletle arasındaki köprüyü de yıkıyordu. Kahnut bucağı ile irtibatı sağlayan telefon hattı kesildi. Ve askeri birlik basıldı. Tüm askerler öldürüldü. Bu devletin ıslahat planını bir anda kanlı bir operasyona dönüştüren adım olmuştu. KUMANDA GÖKÇEN'DE Ünlü türküde de dediği gibi Tunceli dört dağ tarafından kuşatılmış bir kentti. Korgeneral Alpdoğan'ın kara birlikleriyle Tunceli'ye girmesi mümkün olmuyordu. İlk harekat başarısızlıkla sonuçlanınca Seyit Rıza ve yandaşları moral buldu. Korgeneral Alpdoğan hava saldırısı kararı aldı. Ankara'dan izin istendi, onay geldi. Yalnız hava taarruzunu düzenleyecek birliğin sorumluluğu Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'e verildi. Atatürk önce bu duruma itiraz etti. 'Eğer bir aksilik olur da bu adamların eline geçersen sana çok fena muamele ederler. Sen gitme' dedi. Ama Gökçen kararlı bir biçimde gitmek istediğini, ne olursa olsun sağ olarak ellerine geçmeyeceğini söyledi. DERSİM'E BOMBA YAĞDI Eskişehir Tayyare Alayı'na bağlı bölükten 3 uçakla beraber Dersim harekatına katıldı. 3 Mayıs 1937'de hava harekatı başladı. Dersim'in üzerine bomba yağıyordu. Saldırı giderek inisiyatifi kaybeden askeri birliklerin toparlanmasını sağladı. Aşiretler büyük bozguna uğradılar. Seyit Rıza'nın da bulunduğu Laçinan Deresi ve çevresi yoğun olarak bombalandı. Rıza'nın çok sayıda adamı ve akrabası yaşamını kaybetti. Şimdi burada biraz duralım. Seyit Rıza'nın kendi başına hareket ettiğini zannetmeyin. Tabii ki o da İngilizlerle temas halindeydi. Yakın adamı ve danışmanı Veteriner Doktor Nuri Dersimi'yi İngilizlerle temas kurması için görevlendirmişti. Ama yurt dışına çıkışı hep gecikti. Ve Seyit Rıza iyice köşeye sıkıştığı bir anda 11 Eylül 1937 de yurt dışına kaçtı. İDAM SEHPASINA YÜRÜDÜ SEYİT Rıza 5 Eylül 1937 günü Erzincan kırsalında yakalandı. 10 Kasım günü (Yani Onur Öymen'in ünlü konuşmayı yaptığı günden tam 72 yıl önce) idama mahkum edildi. Ve tarihin garip bir cilvesi ise yine Öymen'in başına iş açan AKŞAM'daki mülakatını verdiği gün olan 15 Kasım 1937 günü idam edildi. İdam sehpasına kendi yürüdü ve çingeneyi bir tarafa iterek 'Evladı kerbalayıh. Bi hatayıh. Ayıptır, zulümdür, cinayettir', diyerek ilmeği boynuna geçirdi ve tabureyi tekmeledi. Peki bu kanlı operasyonun gerçek sorumlusu kimdi? Elbette Atatürk'tü. Dersim'in 'temizlenmesi' talimatını o vermişti. Başbakan İsmet İnönü ise bu operasyondan hemen sonra istifaya zorlandı. Kılıç Ali anılarında Atatürk'ün İsmet Paşa'yı başbakanlıktan nasıl uzaklaştırdığını anlatır. Ama önce geçmiş bir olaydan örnek vererekÖ 'Amacım Şeyh Sait olayında nasıl Fethi (Okyar) Bey'i partiden düşürdüysem, onu da Meclis'te kamuoyu önünde düşürmekti.' İNÖNÜ'NÜN KOLTUĞU GİTTİ İsmet Paşa 1937 Eylül'ünde istifa etti. Yani Şeyh Sait isyanında Başbakan Fethi Bey gitmişti, Seyit Rıza isyanında da bir diğer Başbakan İsmet Paşa'nın koltuğu gitti. Biz İnönü'nün istifasını Çankaya'daki ünlü kavgaya ve ekonominin iyi idare edilmemesine bağlarız. Ama tarih satır aralarında gizlidir. TOPLAM KAÇ KİŞİ ÖLDÜ Dersim'de kaç kişi öldü. Elbette net sayı bilinmiyor. Ama kimi kaynaklara göre 55 binden fazla Tuncelili canından olmuştu. Ama burada dikkat edilmesi gereken ise öldürmelerin gerçekleşme şekliydi. Büyük hava bombardımanından sonra kara birlikleri Tunceli kırsalına girdiler ve köyleri tek tek gezdiler. Hiçbir yargılama olmadan keyfi bir biçimde çok sayıda Tuncelili kurşuna dizildi eziyete uğradı. Ağır işkenceler yapıldı. Elaziz'de kurulan mahkemelere iş bırakılmadı. Amaç gözdağı vermek ve belki de bölgeyi insansızlaştırmaktı. KAYPAKKAYA DERSİM'E DÖNDÜ HAREKATIN ardından da 1938'de Dersim'den 'Zorunlu İskan Yasası' çıkartıldı. Binlerce Tuncelili ülkenin başka coğrafyalarına gönderildi. Bugün Türkiye'nin birçok yerinde aslen Tuncelili olan ama iki kuşaktır başka kentte yaşayan kişilere rastlarsınız. Hemen hepsi 1938 göçünün mağdurlarıdır. 68 kuşağının öğrenci liderlerinden İbrahim Kaypakkaya da Tunceli göçmeni bir Aleviydi. Çorum'a yerleşmişlerdi. Ve Dersim isyanından yıllar sonra kurduğu örgütle sosyalist devrim hayaliyle Dersim kırsalına gitti. Yakalandı ve işkenceyle öldürüldü. Kurduğu örgütün devamı olan TKP-ML TİKKO en çok Tunceli'de taban buldu. PKK'nın etkin varlığına rağmen TİKKO Tunceli'de oldukça etkindir. Şimdi sonuca gelirsek, Öymen haklı mı? Evet haklı. Çünkü kimse kendini kandırmasın ve Alevi kardeşlerimiz üzülmesin ama harekat tamamen Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatı ve isteğiyle yapılmıştır. İnsanlık dışı uygulamalar yetki verdiği askerler tarafından -belki de sınırları aşarak- yapılmıştır. Yani Dersim harekatının sorumlusu Atatürk'tür. Peki, Kılıçdaroğlu haklı mı? Evet, o da haklı. Belki isyan olmuştu ama isyanın bastırılması ve Kürt ve Alevi nüfusa yapılanlar (Emir komuta zincirinin başında Atatürk olsa da) en büyük kıyımlardan biriydi. Tunceliler ve Aleviler ruhani kimliğiyle de olsa Seyit Rıza'yı unutmadılar ve hep sahiplendiler. Kemal Bey de alevi dedesi olmasının verdiği ağırlıkla ve Tuncelilikle bu sözlere sert tepki verdi. Asıl sorun sakın Kemalist doktirinle yüzleşmememizde olmasın. VE ZORUNLU GÖÇ DERSİM 1938 Zorunlu İskan Kararı'nca Dersim'den gönderilenlerin sayısı muhtelif olmakla birlikte, 7 ila 12 bin arasında değişmektedir. İsyan döneminde Dersim'in nüfusu gözönüne alındığında bu ciddi bir rakamdır. Zira Üçüncü Ordu Kumandanı Halis Paşa'ya göre 1930'da Dersim'in nüfusu 60 - 70 bin civarındadır. Kaynakların çeşitliliği sayıları da değişken kılmaktadır. Öyle ki dönemin İçişler Bakanı Şükrü Kaya'ya göre sayı 150 bin, 1935 nüfus sayımına göre 93 bin olarak kayıtlara girer. Resmi belgelerde de kimi sayılar verilmektedir. Örneğin; Bakanlar Kurulu'nun 6 Ağustos 1938 tarihli kararıyla, bin 246 haneden 5 bin kişi, 15 şehrin 50 kazasına bağlı 922 köye gönderilmiştir. Göç kafileleri 1938 Ağustos ayı itibariyle batıya gönderilmeye başlandılar. Bazı kaynaklara göre bu işlem 31 Ağustos tarihi itibariyle tamamlanacaktı. Kim kaynaklar bu süreci 6-16 Eylül tarihleri içinde verir. Dönemin İçişleri Bakanı Kaya'nın Dersim Raporu'nda planlanan, 'Batı illerine toplu sürgünün hayata geçiriliş safhası' bu döneme denk gelmektedir. Bu dönemdeki belgelerin doğruluğu konusunda çelişkiler vardır. Zira bir belgeye göre 'Zorunlu göç edecek Dersimliler, kara vagonlar üzerinde gönderilir' denilirken bir başka belgede de 'Sevkıyat kara ve deniz yoluyla olur. Tren ve vapur kullanılmaz' denilmektedir. Kimi belgelere göre, 264 haneden bin 816 kişi 37 deniz ve kara seferiyle 10 ayrı ilçeye gönderilir. 'Dersim 1938 Zorunlu İskan Kararı' tamamıyla dönemin Bakanlar Kurulu'nun denetimindedir. Haliyle sürgündeki Dersimliler'in yaşam hakkı da. Yaklaşık 9 yıl süren 'Zorunlu İkamet' İkinci Dünya Savaşı'nın ardından 1947'de sona erer ve Dersimliler'e eve dönüş yolu açılır. KAYNAKLAR: Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas Gürer / Cepheden Meclis'e Büyük Önderle 24 Yıl - Turgut Gürer Dersim 1938 ve Zorunlu İskan / Hüseyin Aygün İsmet paşa'nın Kürt raporu / Saygı öztürk Kürt Dosyası / Uğur Mumcu Kürdistan Tarihinde Dersim / Dr. Nuri Dersimi İbo / Turhan Feyizoğlu Kürtler ve Kürt Direnişleri / Sinan Hakan Kürdistan'da Aşiretçilik ve Milliyetçilik / Hasan Uşak Gürkan Hacır/ Akşam goramaz kerdeşim soruna belki yanıt niteliği taşır düşüncesiyle bunu ekledim.Biraz uzun bir yazı ama okumaya değer diye düşünüyorum. Şu asla unutulmamalıki, durup dururken böyle şeyler yapılmaz. Nazi faşizmiyle bunu karıştırmamak gerekir. O zamanki şartlar olaylar neyi gerektiriyor tabiki biz bilemeyiz, katliam sözü kadar ürkütücü iğrenç daha ne olabilir. Ama ortada yaşanan bir takım gerçekleride göz ardı edemeyiz.
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin" |
|
21.11.2009, 13:37 | #23 |
Usta Yiğido
goramaz Şuan
Son Aktivite: 07.08.2022 01:47
Üyelik Tarihi: 06.07.2008
Mesajlar: 7.310
Tecrübe Puanı: 1312
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
ARİFCOŞKUN ABİ
Diğer başlıkta da bu başlıkta da yazınızı okudum teşekkür ederim.. kürtlerin ezilmişliği derken memuriyeti ya da 1 liralık işe 1 liralık karşılığı alıp almamalrını kastetmedim.. benim kastım.. devletin kimi zamanlarda kürtleri incittiğidir...doğru üzerindeki bir noktadan , bir nokta kadar kaysanız ileriki zamanlarda bu kayan nokta büyük bir açı' ya dönüşebilir..belki de bugünkü sorunların kaynağı o zamnlardaki kayıştı.. bilemeyiz...
__________________
Hoştur bana senden gelen, Ya hil'at ü yahut kefen, ya goncagül ya da diken, kahrın da hoş lütfun da hoş.
|
21.11.2009, 13:46 | #24 |
Usta Yiğido
Urumçi Şuan
Son Aktivite: 07.06.2011 15:22
Üyelik Tarihi: 31.08.2009
Mesajlar: 988
Tecrübe Puanı: 636
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
sevgili Goramaz işte bu incitme olayları kürtler özellikle seçilip yapılmamıştır, yani bu isyanların kökenlerinin Kürt etnik kökenine dayanan bir isyan değil, yöre-islam ya da yöre-aşiret isyanları olduğunu hatta bu isyanlara yöredeki Türk Halkında iştirak ettiğini biliyoruz. Yani bu isyanı türk etnik kökeninden aşiretler yapmış olsa idi Türkleri mi ezdik diyecektik, hayır...
Haa bu konuda Devletin etnisite'ye karşı kör olmasının gerekliliklerini de ortaya koyuyoruz, zira Türk Milleti denmesi böyle ayrımlar, uygulamalar ve bölünmeler yapılmasın diye içtimai millet prensibiyle oluşmuştur... Neyse bu konu burada daha fazla uzamamalı...
__________________
Türk Tarafından, Türk İçin, Türk'e Göre... |
21.11.2009, 13:54 | #25 |
Usta Yiğido
goramaz Şuan
Son Aktivite: 07.08.2022 01:47
Üyelik Tarihi: 06.07.2008
Mesajlar: 7.310
Tecrübe Puanı: 1312
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
bence de uzatılmamal..
ancak şu aşamada bir Türkün mü devlete bakış açısını değiştirmeli yoksa bir Kürtün mü.. en basitinden ''güneşi gördüm''' filmine gittik... filmden çıkanlar ''ya şöyle duygusal böyle güzel.''. ''yuh'' dedim içimden onları dinleyince .. mahsun kırmızıgül resmen ülkemle alay etmiş, norveçe giden aile mutlu mesut istanbula gelen aile paramaparça.bu mudur bir kürtün ülkeme bakışı.. bunlar böyledir ,nankördür,hep isyan ederler tepelerine inmek lazımdır diye bir çıkış doğru bir çıkış olsaydı,bugün o öldürülenlerin çocukları ülkeme düşman olmazdı... saygılar selamlar herkese
__________________
Hoştur bana senden gelen, Ya hil'at ü yahut kefen, ya goncagül ya da diken, kahrın da hoş lütfun da hoş.
|
21.11.2009, 13:58 | #26 | |
Usta Yiğido
Urumçi Şuan
Son Aktivite: 07.06.2011 15:22
Üyelik Tarihi: 31.08.2009
Mesajlar: 988
Tecrübe Puanı: 636
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
Alıntı:
- Ben İstanbul'da da kralım, Ankara'da, İzmir'de de; peki ya senin Diyarbakır'da iki saatte ...... keserler. Bazen düşünmüyor değilim kim eziyor kim eziliyor...
__________________
Türk Tarafından, Türk İçin, Türk'e Göre... |
|
21.11.2009, 15:11 | #27 | |
Moderator
Arif Coşkun Şuan
Son Aktivite: 10.05.2016 18:12
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
Alıntı:
goramaz kardeşim burada yanlış anlaşılmak istemem. Bende en az sizin kadar baskıya, zuluma, şiddete, teröre karşıyım. Her şeyin barış anlayış hoşgörü ortamında yapılması taraftarayım. Kürtler ne bakımdan incimiştir, neden kürtçe isim takmamıza izin verilmiyor, neden kürtçe konuşmamıza izin verilmiyor gibi nedenlerden. Tek devlet tek bayrak altında yaşayan halk o ülkenin kanun ve nizamalrına uymak zorundadırlar.Konu farklılaşıyo neyse. Ancak yine bir örnek vereyim. Bir isyandan bahsediliyor. Bugün cezaevinde isyan çıkıyor. Lütfen yapmayın etmeyin mi deniyor, yoksa belli zaman sonra herşey göze alınarak sonucamı gidiliyor ? Bir sınıf düşünelim içinde bir grup her türlü haylazlığı yapıyor, sizi dinlemiyor sıraları, camları kırıyor ortamı, huzuru bozuyor. Ne yaparsınız bir iki uyarırsınız baktınız olmuyor, farklı şeylere başvurmazmısınız? Keşke bu isyanlar olamsaydı keşke bu acılar yaşanmasaydı. Kim ister keyfi böyle şeylerin yaşanmasını ? Şimdi bu konuyuda siyasallaştırıp birilerini karalama yerine bence gerçekler ortaya konmalı. Burada şu aklıma geliyo hani bir söz vardır "Hırsızın hiçmi suçu yoktur" Hereksin görüşüne saygı duyuyorum. Benim bu konu hakkında söyleyecklerim bu kadardır.
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin" |
|
21.11.2009, 15:11 | #28 | |
Usta Yiğido
altuntas58 Şuan
Son Aktivite: 11.10.2012 20:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4504
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
Alıntı:
__________________
|
|
21.11.2009, 15:17 | #29 |
Usta Yiğido
Klimasuyu Şuan
Üyelik Tarihi: 01.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1410
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
Konu özünden sapacak ama sapsın önemli değil.. Zaten konu Önemli değil..
Yok kardeşim ben bu aralar kafayı yemezsem iyidir..! Hala kürtler eziliyor diyorlar yok böyle bişey... Goramaz hocam bu adamlar çıkıp kafaları bozuduğu zaman asker vurmuyorlar, polise taş atıyorlar,ayrı bir bayrak yapıp sallıyorlar, teröristlere "gerilla" diyorlar, Türkiye'nin dörtbiryanına gidip çalışabiliyorlar hatta bazen batıya gitmek yerine daha da Güneydoğu'ya gidip Kandil'de şurda burda asker nasıl vurulur polis naıl öldürülür onun eğitiminide alıyorlar sonra da ordan sıkılsıkları zaman ellerini kollarını sallayarak Türkiye'ye dönüyorlar hemde karşılama törenleriyle öylemi..? Öyle... Bu mudur ezilmek..? |
21.11.2009, 15:45 | #30 | |
Usta Yiğido
altuntas58 Şuan
Son Aktivite: 11.10.2012 20:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4504
|
Cevap: Sunucu Erdoğan'ı eleştirince...
Alıntı:
Başka söze gerek yok
__________________
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Erdoğan'ı kızdıran sözler | Catli58 | Arşiv | 1 | 08.04.2008 20:05 |