Büyük Otel devletin

[Sivaslilar.Net]

Bölge İdare Mahkemesi ve ardından Danıştay 13. Dairesi'nde görülen Büyük Otel davasında, her iki mahkemede otelin satışının bozulması talebi ile dava açan Av. Mikail Hasbek'i haklı buldu.

Davalıların, otelin satışının iptaline ilişkin verilen mahkeme kararlarına yaptığı itirazlar ise, Danıştay'dan ret gördü… Hasbek'e göre otelin icra yolu ile boşaltılması ve yeniden satışa çıkarılması gerekiyor.

Av. Mikail Hasbek'ten zehir zemberek açıklama... Eski Sivas Valisi Veysel Dalmaz'dan, savcılara, Ticaret Odası'ndan, İl Özel İdare Genel Sekreteri Mahmut Kayhan'a kadar birçok kurum ve kişiyi hedef alan açıklamalarda bulunan Hasbek'in sözleri çok konuşulacak, gündem yaratacak…

Büyük Otel'in satışının iptaline ilişkin açtığı davaları kazandığını ancak mahkeme kararlarının Sivas'ta bir türlü uygulanmadığını belirten Hasbek, bunu yapanların cezalandırılması gerektiğini söyledi.

Büyük Otel ile ilgili bugüne kadar verilen mahkeme kararlarının uygulanmamasının suç teşkil ettiğini belirten Av. Mikail Hasbek, “Bunun hesabını Vali Veysel Dalmaz ve Özel İdare Genel Sekreteri vermek zorundadır. Hem hukuki, hem maddi hem de manevi bir zararı devlet onlara rucuen tazmin yoluna gidebilir. Bu aracıların karşılaştıkları zararı devlet tazmin edebilir ve Vali Veysel Dalmaz ile Özel İdare Genel Sekreteri'ne şahsen rucuen dönebilir ve ödediği zararı onlardan tazmin edebilir” dedi.

Av. Mikail Hasbek'in otelin satışının hukuka uygun olmadığı yönünde başlattığı hukuk mücadelesinde ilk olarak Bölge İdare Mahkemesi satışın iptaline karar vermiş, bu karara itiraz edilerek dava Danıştay 13. Dairesi'nde görülmeye başlanmıştı. Danıştay 13. Dairesi de itirazı yerinde bulmayarak satışın iptali yönünde verilen kararın doğru olduğunu onamıştı. Tafralar Danıştay'ın bu kararına da itiraz ederek kararın bozulmasını istemişti ancak bu talep de haklı görülmedi.

“HAPİS CEZASI ALABİLİRLER”

Av. Mikail Hasbek, Danıştay'ın kararına göre Valiliğin Otelin icra yolu ile boşaltılmasını ve yeniden ihale edilerek satılmasını sağlaması gerektiğini söyledi.

Mahkeme kararını uygulamayanların suç işleyeceğini belirten Hasbek, “Şuan Sivas Valiliği tekrar ihale açmak zorundadır. İhale açılmazsa şayet hem hapis cezası olabilir, uygulamayan kişi ve kişiler hakkın da hem de bundan sonra maddi ve manevi zarar kendileri tarafından ödenir. Devlet bu zararı ödese bile bunlara rucu edilmezse bu da bir suç teşkil eder” dedi.

HASBEK SERT KONUŞTU...

Otelin satışı ve dava süreci ile ilgili bilgiler veren Av. Mikail Hasbek, mahkeme kararlarının uygulanmamasına tepki gösterdi.

Hasbek, “2006 tarihi itibariyle Büyük Otel'in ihalesi yapılmıştı. Buna karşı dava açmıştım. 2006 yılından bu yana sanıyorum 4 yıl bitmiş oluyor. Aslında mahkeme bu kadar süreyi uzatmadan ihaleyi iptal etmişti. Mahkeme işin doğrusu hukuku aksatmadan kararı vermişti. Fakat mahkeme kararının uygulanmaması davanın esas konusu olmuştur. Haziran 2006 yılında başlayan dava süreci 5 yıla girmek üzere. 2007 yılı gibi mahkeme kararı çıkmıştı. Mahkeme kararından sonra 30 gün içinde idarenin bu kararı uygulama zorunluluğu var. Hukuki süreç böyledir. Ama ne yazık ki tashihi karar 28 Nisan 2010 tarihi itibariyle tashihi karardan da olumsuz sonuç gelene kadar şuan mahkeme kararının uygulanmadığını görüyoruz” dedi.

İTİRAZ GEREKÇESİ…

Davalıların mahkeme kararına yaptığı itirazın oldukça gülünç olduğunu belirten Av. Mikail Hasbek, bunun 5 yaşındaki bir çocuğun mantığıyla izah edilemeyecek bir durum olduğunu savundu. Hasbek, mahkeme kararlarının biran önce uygulanması gerektiğini söyledi.

Hasbek, “Tashihi karar sonucu oldukça ilginç. Ne diyorlar, “Dava açma ehliyetinin olmadığı, 2008 tarihli il genel meclisi kararı ile şekil yönünden hukuka aykırılığın giderilerek mahkeme kararının iptal sebebinin ortadan kaldırıldığı” bunu ileri sürerek de tashihi karar istediler.

Bu 5 yaşındaki çocuk mantığıyla izah edilemeyecek bir durumdur.

Hukuka aykırılık şekil itibariyle sonradan ortadan kaldırılamaz. Hukuka aykırılık başta varsa bunu sonradan kaldıramazsınız. Bunu hangi hukuk mantığı ile yaptılar. Hukuku zorladıkları aşikâr, bunu böyle görmek lazım.

Bu saatten sonra ne olacak, mahkeme kararı elbette uygulanacak. Hukuki prosedür ne ise onların yapılması gerekiyor tabi. Hukuku uygulamazsanız, hukuk devletinde yaşıyoruz, hukukçuyuz gibi beyanlarda da bulunmamanız gerekir.

Ama hukuku uygulamayacaksanız, hukuku uygulamaktan imtina edecekseniz, bunun da adını çok iyi bir şekilde koyup, 'ya burası hukuk devleti değildir' demeniz gerekir.”

HASBEK, TSO'YA ATEŞ PÜSKÜRDÜ…

Büyük Otel'in satışının iptaline yönelik açtığı davanın ardından çeşitli olumsuzluklarla karşı karşıya kaldığını ileri süren Av. Mikail Hasbek, değim yerinde ise Ticaret ve Sanayi Odası'na açtı ağzını yumdu gözünü…

Hasbek, “Bu davayı açtık, Ticaret ve Sanayi Odası bize bir mektup gönderdi. Bu davayı açmamızı bir nevi protesto eden, bir nevi lanetleyen, men eden bir protesto. Ama bir hukuk zaferi ortaya çıkarmıştır ki, Av. Mikail Hasbek doğru düşünmektedir, Ticaret ve Sanayi Odası yanlış yapmaktadır.

Sivas'ta öyle bir gariplik var ki, üreten insan hemen hemen Ticaret odasında bir elin parmakları kadar, üretmeyen insanlar iş adamı sıfatıyla Ticaret Odası'ndalar. Bir çivi yap da gel başıma çak diyebileceğimiz şekilde bir çivi yapmayan insanlar ticaret adamı, iş adamı diye piyasada dolaşıyorlar. Bunlar Sivas'ın öncü insanları olarak geçiniyorlar, üretmiyorlar. Üretmeyen insan ne yapar, doğrudur faiz ekonomisinden istifade eder, rant ekonomisinden istifade eder. Doğrudur, gününü gün eder. Sivas'ta üreten insanların da bu konuda yardımcısı yok.

Çünkü üreten insan sabredebilir, üreten insan zorluklara göğüs gerer, zor insanın halinden anlar ve üretimde zorlanan insana yardımcı olur. Üretmeyen insanları Ticaret Odası'na doldurursanız, o 41 kere maşallah diye açtığınız fabrikalardan şuan 5 tane ayakta kalan yoktur. Niye? Yardımcıları yoktur bunların, zor durumda kaldıkları zaman ellerinden tutan yoktur. 4-5 yıl Sivas Ankara'da bir bakanı var diye zaman kaybetmiştir. Sanal bir bakandır Ankara'daki. Ancak seçim döneminde anladık ki bizim bir bakanımız, çok güvendiğimiz o bakanımız da yoktur. Sivas bununla da vakit kaybetmiştir. Büyük Otelle ilgili mahkeme kararının uygulanmaması hukuksuzluğu aslında sosyal bir boşlukta gerçekleşmemiştir, ayakları yere basmaktadır. Hukuksuzluk Sivas'ta yapısal bir hastalık haline gelmiştir. Sadece Büyük Otel'e has, sadece Büyük Otel ile ilgili bir hukuksuzluk değil, bu Sivas'ın bir nevi hastalığı olarak ifade edilebilir.

Sivas'ta ne gariptir ki, bir elit insan problemi vardır. Sivas'ın öncü kadrolarında elit insan problemi vardır. Üretmeyen işadamı profili, taş üstüne taş koymayan bir vali fotoğrafı ile beslenen sanal iş adamları, sanal bir oda başkanı bu fotoğrafı perçinlemektedir.

Sivas'ta üreticinin dostu yoktur, üretim yapanın bir başkanı yoktur, ayağı takıldığı zaman yere düştüğü zaman gel kardeşim diye yerden kaldıran yoktur, böyle bir başkan yoktur. Var olan bana söylesin de bir göreyim.”

VALİ'DEN SAVCILARA KADAR SERT ELEŞTİRİLER…

Dava sürecinde karşılaştığı olumsuzluklar içinde, özel hayatının bile gözleme alındığını belirten Av. Mikail Hasbek, “Bir memur çocuğu olmam bile başıma kakıldı, 'neyine güveniyor da Hasan Dağı'na oduna gidiyor bu avukat' dediler” ifadesini kullandı.

Hasbek, şu şekilde konuştu:

“Bu dava sürecinde bir memur çocuğu olmam bile başıma kakılmıştır. Yani 'Neyine güveniyor da hasan dağına oduna gidiyor bu avukat, kime güveniyor' diye başıma kakılmıştır. 'Parası mı var da bu ihaleye girecekti' yani bir memur çocuğu olmak suç mudur? Sen İstasyon Caddesi'nde 2 trilyona 600'e (2 milyon 600 bin TL) 150 metrekare yer alıyorsun, 3 bin metrekare sadece birinci zemini olan, zemini 25 trilyona ( 25 milyon lira) gelecek bir yeri 10 trilyona (10 milyon lira) alıyorsun. 9 kat neredeyse bedavaya geliyor.

Bu bir haksızlıktır, bu bir adaletsizliktir. Bir birey olarak, insan olarak buna karşı çıktık. Bir İspanyol yazarın ifade ettiği gibi Donkişotluk değildir bu aynı zamanda. Bizim medeniyetimizin ifadesiyle bir feda oluştur. Yunusça bir iddiadır. Hatta Sivas'ta bunu yapmak zordur. 'Döğene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek, derviş gönülsüz gerek' misali Yunusça bir iddia ortaya koyduk. Diğerlerinden farkımız nedir? Evet, idealizm genelde sahaya inmez, evinde konuşur, fildişi kulesinde konuşur. Ama bu kez idealizm sahaya inmiştir. Ve haksızlıklara dur demiştir. Hukuk kararıyla da bu perçinlenmiştir.”

“VALİ HUSUMETİNİ ESİRGEMEDİ…” “8 AY SOYUNCA TELEFONLARIM DİNLENDİ” “BENİ TAKİP EDEN SAVCILAR TASVİYE EDİLDİ…”

Bu süreçte sıkı takibe alındığını, telefonlarının dinlendiğini ancak kimsenin bir şey elde edemediğini belirten Av. Mikail Hasbek, kendisini tavsiye eden savcıların ise tavsiye edildiğini söyledi.

Hasbek, “8 ay boyunca telefonlarım dinlenmiştir. Özel hayatımda bir takım sıkıntılarla karşılaştım. Ama beni takip eden savcılar Sivas'tan tasfiye olmuşlardır. Hatta o savcıların cep telefonları bir takım su şebekelerinin polis kaydından çıkmıştır. Ama biz özel hayatımız gözlemlenmesine, dinlenmesine rağmen aklanmışızdır. Giden valimiz (Veysel Dalmaz) bu konuda husumetini esirgememiştir. Birilerini kullanarak üzerimize göndermiştir. Bunar rağmen kendisi Sivas'tan giderken buraya tayinini çıkaranlara 'kına yaksınlar' diyerek gitmiştir” dedi.

“SİVAS'TA DEĞİŞİME İHTİYAÇ VAR”

Sivas'ta artık bir değişime ihtiyaç olduğunu, başaramayan insanların kendilerini çıkarmaması gerektiğini belirten Av. Mikail Hasbek, “Büyük Otel kararıyla kavgayı, husumeti bir kenara bırakıp, bir mihenk kabul edip bu günü, Sivas'ın öncü kadrolarının da bir değişime ihtiyacı olduğunu vurguluyorum. Yeni Valimizle, Belediye Başkanımızla yeni önce kadrolar ortaya çıkmalıdır. Sivas'ta başaramayan insanlar kendilerini ön plana çıkarmamalıdır. Bir noktada evet, tasfiye olmalıdırlar. Yeni kadrolar, üreten insanlar öne çıkmalıdır.

Hukuksuzluğun üzerine bina edilecek hiç bir şey kalıcı değildir. Hukukun üzerine el emeği ve göz nurunu, üreterek, Sivas'ın önünde, Sivas'ın fotoğrafında önde olmak isteyen arkadaşlarımız evlerinde oturmamalıdırlar ve bunu kendilerine görev kabul etmelidirler” şeklinde konuştu.

“NE GARİPTİR Kİ KAYHAN, HALA GÖREVDEDİR”

Av. Mikail Hasbek'in eleştiri oklarının hedefinde İl Özel İdare Genel Sekreteri Mahmut Kayhan vardı. Kayhan'ın yapılan birçok yanlışa rağmen görevinde bulunuyor olmasını gariplik olarak nitelendiren Hasbek, Kayhan'ın Büyük Otel'in en büyük müsebbibi olduğunu ileri sürdü.

Hasbek, şu şekilde konuştu:

“Bu aşamadan sonra ihale yeniden yapılacaktır. Kanuni bir zorunluluktur bu. Şuan teşhir itibarıyla otel yeni alanların üzerinde gözükse de Büyük Otel, devletindir, halkındır, milletindir. Tekrar satılacaksa ihale ile satılacaktır.

Özel İdare bu konuda alıcılar için de zarara yol açmıştır. Ne gariptir ki, böylesine hukuki bir yanlışı yapan Özel İdare Genel Sekreteri'nin hala görevde olması da düşündürücüdür. Sivas'ta gelişmeyi bu anlamda tıkayan, hukuki yanlışları çok ça yapan kişi neden hala görevdedir? Bunu sormak lazım. Sivas Büyük Otel'in en büyük müsebbibi Özel İdare Genel Sekreteridir”

“VALİ DALMAZ VE KAYHAN, BUNUN HESABINI VERMELİ”

Mahkeme kararının uygulanmaması konusunda dönemin Valisi Veysel Dalmaz ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mahmut Kayhan'ın bir direnişin ortaya konulduğunu belirten Av. Mikail Hasbek, Vali Dalmaz ve Kayhan'ın bu konuda hesap vermesi gerektiğini söyledi.

Hasbek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Şuanda mahkeme kararı uygulanmalıydı, uygulanmıyor. Sivas'ta bu hukuksuzluğu kanıksattırmak, ya da bu hukuksuzluğu meşru hale getirmek, başka hukuk kurumlarını da zehirlemiştir. Başka hukuki bakışları da yanlışa sevk etmiştir. Burada mahkeme kararının uygulanmasına direnilmesi özellikle Vali Veysel Dalmaz zamanında gerçekleşmiş, Vali Veysel Dalmaz ve Özel İdare Genel Sekreteri iş birliği ile direnme olunca mahkeme kararının uygulanmasına buna üst düzey memurları soruşturma bürosu dâhil, Yargıtay Başsavcılığı dâhil, bu konuda 'Sivas bunu geçiştirebilir mi, bu hukuksuzluğu geçiştirebilir mi?' gibi bir sürece girilmiştir. Bu Danıştay kararı ile şu aşamada perçinlenmiş, bunun olmayacağı, olamayacağı ortaya çıkmıştır. Bunun hesabını Vali Veysel Dalmaz ve Özel İdare Genel Sekreteri vermek zorundadır. Hem hukuki, hem maddi hem de manevi bir zararı devlet onlara rucuen tazmin yoluna gidebilir. Bu aracıların karşılaştıkları zararı devlet tazmin edebilir ve Vali Veysel Dalmaz ile Özel İdare Genel Sekreteri'ne şahsen rucuen dönebilir ve ödediği zararı onlardan tazmin edebilir.”

“İHALE AÇILMAZSA HAPİS CEZASI OLABİLİR”

Otelin durumunun mahkeme kararı ile kesinleştiğini devletin malı konumunda olan otelin icra yolu ile boşaltılıp yeniden satışının yapılması gerektiğini savunan Hasbek, ihale açılmadığı takdirde sorumlularının hapis cezası bile alabileceğini söyledi.

Hasbek şu şekilde konuştu:

“Şuan Sivas Valiliği tekrar ihale açmak zorundadır. İhale açılmazsa şayet hem hapis cezası olabilir, uygulamayan kişi ve kişiler hakkın da hem de bundan sonra maddi ve manevi zarar kendileri tarafından ödenir. Devlet bu zararı ödese bile bunlara rucu edilmezse bu da bir suç teşkil eder.

İcra marifeti ile otel boşaltılacak. Zaten o konuda bir icra dosyası açıldı tasfiye için fakat bunu dönemin valisi Veysel Dalmaz formalite olarak açtırdı zannediyorum ve üzerine gitmedi. Sırf o şekli suçtan kurtulmak maksadıyla tasfiye için bir icra dosyası açıldı. İcra dosyası sanıyorum 2. İcra Müdürlüğü'nde hala açık ya da düşmüş olabilir takip edilemediği için öyle bir tahliye dosyası var zaten.”

“MÜLKİ AMİR SUÇ İŞLEMEK İSTEMİYORSA MAHKEME KARARINI UYGULAMAK ZORUNDA”

Mahmeke kararının uygulanması konusunda mülki amirin (Vali) sorumluluğu bulunduğunu belirten Av. Mikail Hasbek, “Suç işlemek istemiyorsa mülki amir, mahkeme kararını biran önce uygulamak zorundadır” dedi.

Hesbek sözlerini şu şekilde noktaladı:

“Hukuksuzluk ihanettir. İhanette öyle bir zehirdir ki 3 damla ihanet koskoca bir denizi kirletir. Eğer siz Sivas'ta 4-5 yıldır bir mahkeme kararını uygulamıyorsanız ve insanlara bunu emsal olarak gösteriyorsanız. Artık Sivas'ta taş taş üstüne konulmaz. Hukuksuzluk üzerine hiç bir şey bina edilmez. Sivas'ta 4-5 yıldır taş taş üzerine konulmadığı gibi, Sivas kan kaybediyor, güç kaybediyor, enerji kaybediyor. Enerjiler toprağa veriliyor. Üretenin dostu yok. Niye yok? Çünkü ihanet ediliyor, gerçeği söyleyen bir tane delikanlı yok. Hukuk, hukuksuzluğa hizmet ediyor denilebilir. Eğer hukuksuzluğu normal kabul ederseniz, insanların el emeğini göz nurunu zehirlerseniz ve Sivas'ta ne olup bitiyorsa bir tane delikanlı ses, yiğit ses bulamazsınız. Olan biteni görüyorsunuz 4-5 yıldır Sivas sahipsizdir, kimsesizdir. Bir tane delikanlı adam da çıkıp da, 'ey bakan, bakan zannetiğimiz beyefendi sen aslında yokmuşsun, niye Sivas'a zaman kaybettirdin' diyememiştir. Çünkü herkes öbüründen çekinir hale gelmiştir. Hiç kimse yüreğinin sesini dinler halde değildir. Hep böyle menfaatlerine göre hareket eden insanlar vardır. Eğer yüreğinize göre hareket etmek istiyorsanız, hakikatin, hukukun yanında olmak zorundasınız. Hukukun yanında olmazsanız, sonuçta başaramazsınız, başarısızlık sizin kaderinizdir.”

Danıştay'ın kararının ve Hasbek'in bu açıklamasının ardından Vali Ali Kolat'ın nasıl bir değerlendirmede bulunacağı merak edilirken, bu kez mahkeme karının uygulanıp uygulanmayacağı ise ayrı bir merak konusu.

Sivasın Sesi

[Reform]

Hiç bir hukuksuz işleme izin verilmemeli. Ortada bir yanlışlık varsa adli merciler adaletli bir kararla haklıyı haksızı ayırmalı. İnşallah haklı lehinde bir karar çıkmıştır.

[H_Turan]

Devletin Olması Beni Sevindirdi

[GÖVDELİ]

hayırlısı olur inşallah

[burak5866]

5 yıldızlı otelimiz yok 4 yıldızlı da 1 tane var oda ne olduğu belirsiz.sivasın en büyük eksiği otel eksikliğidir.neredeyse her ilçede artık 5 yıldızlı otel var sivasta hala yok.

[LaEdri]

Avukat Hasbek'in dediklerinin tamamını okudum.Sivasla alakalı dediği şeyler tamamen doğru ne yazık ki!

[aysima58]

eğer gerçekten devlete kaldıysa şimdilik bende sevindim ama şimdilik devlet azmı sanki yağlı bir müşteri bulsun hemen satarlar.

[GÖVDELİ]

büyük otel sivasın göz bebeği inşallah en iyi şekilde kullanılır

[ismail 58]

Bizde geleneksel olarak böyledir.

Temel atılırken yapılırken açılırken ekabir kesimler katılır törenle açılır, hizmete girer...
Daha sonra birden ne olur bilinmez aslında oranın yasaya aykırı oldugu (arazinin hazineye ait oldugu, yapının ruhsatsız oldugu...gibi) ortaya çıkar.

Bu gelenegi degiştiremediğimiz sürece bu vakalar eksilmeyecektir.