Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
''Kürt Açılımı'' Nedir ? - Sayfa 163 - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Anketler
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Anketler Burada anketleri bulabilirsiniz



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Anketimiz: "Kürt Açılmı" Nedir?
Kürt açılımını destekliyorum olmalı. 372 34,77%
Kürt açılmını deseteklemiyorum böyle bir şey gereksiz. 683 63,83%
Konu hakkında hiç bir fikrim yok 15 1,40%
Katılımcı sayısı: 1070. Sizin Bu Ankette Oy kullanma Yetkiniz Bulunmuyor

Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 21.12.2010, 09:51   #1621
bilgin_58
Usta Yiğido
 
bilgin_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
bilgin_58 Şuan bilgin_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 16.06.2019 12:06

Üyelik Tarihi: 24.11.2008
Mesajlar: 869
Tecrübe Puanı: 652 bilgin_58 BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

Bizler TÜRK doğduk, TÜRK ölmek istiyoruz, yurdumuzun bir çakıl taşına göz dikenlerin gözlerini çıkarmaya yemin etmiş bir milletiz, yeter, yeter gayri uyuyan aslanı uyandırın ki,
sonuçlarına katlanmayıda kabullenmiş olursunuz!
"Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir"
__________________
Demir tava geldi, Kömür bitti!
Tandır tava geldi,Hamur bitti!
Hayat yola girdi,Ömür bitti!
bilgin_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar bilgin_58'e Teşekkür Ediyor...
Alt 21.12.2010, 14:27   #1622
35gürün58
Yiğido
 
35gürün58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
35gürün58 Şuan 35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.03.2014 15:15

Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 689 35gürün58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

Mustafa Kemal'in silah arkadaşı Kılıç Ali'nin oğlu Milliyetçi yazar Altemur kılıç'ın
bugün kü yazısı bütün gerçeği özetliyor ama narkozla uyutulmuş milletim uyanamıyor...

21 Aralık 2010

Altemur KILIÇ

TSK’ya karşı dinmez kin

“Kışlanın önündeki bu duman ve kin sesleri, acep nedendir?”
Sürek avı devam ediyor. “Şikâr” - avlanacak olan- Türk Ordusu.
Malum zevatın adlarını sanlarını, maalesef açıkça veremiyorum, arif olanlar anlayacaklardır. Şu sırada önde gelen dertleri, düşmanları TSK! Ordumuzu, Ergenekon-Darbe davaları ve başka planlarla bertaraf etmek isterler... “Çete-Darbe-Balyoz” davaları, YAŞ’da ordunun iç hizmetine vurulan darbe, bu komplonun ayakları... Sırada TSK’yı bitirmek için, başka plan projeler var...
Ankara büromuzun haberine göre Hükûmet, Bakanlar Kurulu’nun ilk toplantısında kararlaşacak, bir paket hazırlıyormuş. En önemli madde, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları’nın Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’nde yargılanmaları. Diğer önemli madde; YAŞ’ın yapısının değiştirilmesi; askeri kanattan YAŞ’a katılım, kuvvet komutanlarıyla sınırlandırılacak. YAŞ kararıyla ihraç edilenlerin geri dönüşleri mümkün kılınacak! Kısacası TSK’nın yapısı alt üst edilecek!
Şu sırada yüksek rütbeli komutanlarımız, ağır cezalar istemiyle Silivri’de yargılanıyorlar... Tam bu sırada Kürtçü Bölücülerin, “Demokratik Özerklik” kapsamında, Kürtçeyi de Türkiye’de “İkinci Dil” yapmak talepleri, “İki Dilli Hayat” sloganıyla harekete geçirildi...
TBMM’de Kürtçe açığa vurulan “serhildan” -başkaldırı- ültimatomuna, ancak TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin tepki gösterdi. Suç duyurusunun sonucu beklenmekte! Ancak her konuda, herkese hiddet ve öfke saçan Erdoğan’dan ise tık yok, “tıs” yok... Mâlum, yakında seçimler var... Fincancı katırlarını ürkütmemek lazım!
Fakat Türkiye Cumhuriyetini bütün öğeleriyle korumak görevi olan Genelkurmay hemen haklı tepkisini gösterdi...
Vay sen misin bunu yapan. Başta AKP sözcüsü Hüseyin Çelik ve medyadaki yanaşmalar, koro halinde, “Ordu bu işe ne karışır, kolunu kanadını kırmıştık, artık haddini bilsin” diyorlar... Asli görevi, “TC Üniter Ulus Devletini, Türk milletinin birliğini korumak” olan Sayın Cumhurbaşkanı, “herkes diline dikkat etsin” buyurmuşlar. Acem kılıcı gibi. Yani “Herkes” deyince TSK ile bölücüleri aynı potaya koyuyor.
Bu, açık Kürt başkaldırısı karşısında iktidar sessiz ve etkisiz kalınca, Cumhuriyeti kim koruyacak? Geçmişte bunun örneklerini, acı sonuçlarını yaşamıştık.. Ben burada, Mustafa Kemal’in Bursa Nutku’nu hatırlatmakla iktifa edeceğim!
Ve şu sırada, Türkiye’ye, Türk milletine, Türklere, Ermeniler saldırıyor, PKK terörü kentlerde devam ediyor. Kürtçüler “sivil Başkaldırı” ilan ettiler. AB ve tavrı, ABD’nin plan ve projeleri, emel ve niyetleri malum. Sözde aydınların ve medyadaki yanaşmaların ordu düşmanlıkları bes belli; güçlü orduya en fazla muhtaç olduğumuz bağlamda, “vur abalıya”; orduyu devre dışı bırak... Tesadüf mü?
“Tesadüf” olmadığı, TSK’ya karşı sistematik bir plan uygulandığı, yanaşmaların yazılarından belli. Orduya alerji duyanların kıdemli duayeni Mehmet Ali Birand, çok yıllar önce Türk Ordusunun geleneksel ruhunu “Emret Komutanım” adlı kitabıyla eleştirmişti... Birand, “Balyoz” davası konusundaki son yazısında, önce bu davanın sonunda boş çıkması ihtimaline karşı gardını alıyor; “Sonunda belki de, savcıların hata ettikleri, sanık askerlerin darbe komplosu içinde olmadıkları, sadece yetkilerini aştıkları, dönemin havasına kapılıp, bir tatbikatı gereksiz şekilde hedefinden saptırdıkları anlaşılacak ve kimse ceza almayacaktır. İddianameyi okudukça, benim kafamda da soru işaretleri doğdu. Savcıların, biraz zorlayarak suç dağıttıkları izlenimi edindim” diyor. Galiba hidayete ermiş. Ama hemen arkasından şöyle yazıyor: “Balyoz Davası, Türk siyasi hayatı açısından son derece önemli bir gelişmedir... Ancak önemli olan, sanık komutanların suçlu olup olmadıkları değil. Bu davanın açılması ve emekli veya muvazzaf olsun komutanların hesap vermeye çağırılmalarıdır. Bu dava, Türk siyasi tarihinde yeni bir dönemin başlangıcıdır... Bırakın TSK’dan hesap sormayı, bunu aklından geçirenlerin dahi anında terslendikleri bir dönem kapanıyor. İşte Balyoz Davası, bu açılardan bir simgedir... İleride siyasi tarih yazılırken, bu davadan bir kilometre taşı olarak söz edilecektir.” Gördünüz mü aydın riyakârlığını!
Birand yanılıyor: İleride objektif tarihçiler TSK’ya vurulan darbeleri, “fetret” ve “inkıraz” devirlerinin ağır taşları olarak niteleyeceklerdir Tabii bu kâbustan uyanmaz yahut çıldırmazsak...
35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar 35gürün58'e Teşekkür Ediyor...
Alt 21.12.2010, 17:02   #1623
Sılam_58
Tecrübeli Yiğido
 
Sılam_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sılam_58 Şuan Sılam_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 19.04.2015 00:03

Üyelik Tarihi: 02.01.2010
Mesajlar: 328
Tecrübe Puanı: 557 Sılam_58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

Alıntı:
_DuMaN_58 Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
güldürdün beni. Senin cümleni şuna benzettim, "Almanya devleti var vatandaşına alman diyoruz. ingiltere devleti var ingiliz diyoruz. Ama kürtlere gelince kürt devleti yok ama biz kürt diyoruz. "

sen kendin diyorsun bunu üstlelik(kürt diyorsun). ne yani sen şimdi kürt devleti olduğunu mu iddaa ediyorsun yani bize ?
(sivaslıgenç'e verdiğin yanıt üzerine söyledim bunu)
Şuan 2010 yılındayız bu tarihe kadar bana birtane kürt devleti kurulmuş yada varlığından söz edermisin? O arkadaş Almandan, İngilizceden örnek verince bende o örneği verdim, buna neden güldünüz anlamadım! Sonra Almanı, İngilizi dağa çıkıp asker, polisimizi şehit etmiyor, ama senin ulus olarak gördüğün kürtler yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür, Türk adı altında her vatandaş eşit haklara sahiptir.
Sılam_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Sılam_58'e Teşekkür Ediyor...
Alt 21.12.2010, 22:39   #1624
_DuMaN_58
Navigator
 
_DuMaN_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
_DuMaN_58 Şuan _DuMaN_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 04.02.2016 20:29
Tournaments Won: 3

Üyelik Tarihi: 20.08.2006
Yaş: 32
Mesajlar: 9.619
Tecrübe Puanı: 10 _DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

2010 yılındayız bir tane kürt devleti kurulmadı zannediyorum. Bende kuruldu demiyorum zaten. Almanı, İngilizi de belki ordaki dağlara çıkmıyor ama kendi devletlerine karşı örgütler kurup, tehlikeli olaylara karışıyor ve kendi devletlerini oldukça zora sokuyorlar. Bizim polisimizi değil kendi polislerini öldürüyorlar. Bende kürtleri artık ulus mu dersin topluluk mu dersin veya o tarz ne dersen artık, evet varlar bunu kimse inkar edemez, çünki adamların belli sayıda nüfusları var. Ayrıca türk adı altında değil. İsterse kürt adı altında olsun, ister ingiliz olsun her vatandaş eşit haklara sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti de Bölünmez Bir Bütündür. Bölünmeyecek de zaten.
Şu iş yeri ismine gelince de adam işyerini kürt yazınca kızıyorsunda, her yerde ingilizce kelimeler var onlara neden itiraz etmiyorsunuz.
Eğer Türk dilini koruma adına bir uygulama yapıalcaksa bu tüm Türkiyeyi kapsayacak şekilde olmalı. Ne demiştik, her vatandaş eşit! kürte şöyle ingilize böyle davranmak ne müslümanlığa yakışır ne de bir Türk'e yakışır.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
_DuMaN_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 22.12.2010, 00:14   #1625
aysima58
Usta Yiğido
 
aysima58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
aysima58 Şuan aysima58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.12.2015 00:23

Üyelik Tarihi: 19.03.2010
Mesajlar: 12.478
Tecrübe Puanı: 1764 aysima58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

benim yorumumu kim sildi be nedense ben ne zaman yorum yazsam birileri girip siliyor en ağır hakaret içerikli yorumları abircan yazar kimse ne bişiy

der nede y0rumlalrını silerler ama ben kırk yılda bir yorum yaparım onuda doğru yaparım birilerinin gücüne gider hemen siler şimdi orda ne gördünüzde sildiniz küfür varsa küfürü silseydiniz hepsini neden sildinizki.
aysima58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 22.12.2010, 06:21   #1626
35gürün58
Yiğido
 
35gürün58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
35gürün58 Şuan 35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.03.2014 15:15

Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 689 35gürün58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

22 Aralık 2010

Sabahattin ÖNKİBAR


İşte açılım, işte Kürdistan!

İki dilden sonra iki bayrak da artık açıktan talep ediliyor! Özerklik talebi ise koroya dönüştürüldü!
Bunun adı Kürdistan’ın alenen inşasıdır!
Ayrı dil ayrı millet, ayrı millet ayrı devlet demektir.
Artık teyit ve tescil görmüştür ki bir kısım Kürtler daha fazla demokrasi değil, bağımsızlık yani ayrı bir devlet istiyor!
Peki ne oldu da yıldırım hızıyla bu noktaya gelindi?
2002’nin sonunda bitmiş gözüyle bakılan PKK, AKP iktidarı ile nasıl devlet kurmanın eşiğine gelebildi??
Bunun cevabı açık ve nettir!
AKP, iktidarı sürecinde PKK ile değil, TSK ile mücadele etmiş ve bölünmeye dolaylı olarak omuz vermiştir.
Tam 8 yıl askerin yaptığı kahramanlıkların dışında AKP’ye bağlı olan devlet birimlerinde PKK ile mücadele yapılmamıştır.
Emniyet ve hatta MİT’e, PKK’yı değil, TSK’yı izlemesi emredilmiştir.
Ama en önemlisi stratejik inisiyatif tamamen PKK ve Öcalan’a verilmiştir.
Bir hükümran ülke düşünüz ki, 40 bin kişiyi öldürten caninin hücresinden örgütünü yönetmesine izin veriyor!
Bir hükümran devlet düşününüz ki o örgüt lideri ile aylarca fısıldaşıp güya politika üretiyor!
Bir hükümran ülke düşününüz ki katilliği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da tescilli olan biriyle gizli gizli müzakereler yapıyor!
Yok hayır kurulacak olan Kürdistan’ın mimarı asla ve kat’a Öcalan olmayacak!
Peki kim mi olacak?
Bu ülkeyi yönetenler yani başta bugünün Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ı olacak!
Ayinesi işse kişinin her şey ortadadır!
İstisnasız her şeye karışıp laf yetiştiren Başbakan Erdoğan, PKK ya da onun TBMM’deki kolu BDP ile bırakın mücadele etmeyi, onları incitecek tek söz olsun etmiyor!
Adamlar Anayasayı tanımayız, isyan ederiz diyor Tayyip Bey oralı değil!
Öcalan açıktan iç savaş sözünü ediyor Başbakan kıpırdamıyor!
O Başbakan ki, 12 yaşındaki bir çocuğu bile konvoyuna laf etti diye yargılattırmıştı!
O Başbakan ki yumurta atan mektep çocuklarına kanlı katiller ötesi muameleler yapmıştı!
O Başbakan ki çiftçiyi, işsizi, garibi boyuna paylamıştı!
Ne hikmetse herkese gürleyen Kasımpaşalı Başbakanımız konu PKK olunca dut yemiş bülbüle dönüyor!
Niye acaba?
2011 Haziran ayında yapılacak olan seçimi kazanmak ve akabinde Cumhurbaşkanı olmak yolunda Kürtleri karşısını almamak için mi yoksa?
Soruyorum, Türkiye bölünmeye giderken, Başbakan’ın derdi Kürt oyları mı?
Değilse biri bana izah etsin, gürlemesi ile namlı Başbakanımız PKK’ya niçin suskun?
Neymiş efendim, açılım Milli Birlik ve kardeşlik projesi imiş!
Sevsinler sizi hemi!
AKP’nin açılım startıyla Kürdistan’ı fiili olarak inşa etmeye başladığı artık gözler önünde değil mi?


GÖRÜNTÜ...
TÜSİAD mı, KÜRDİAD mı!
1) Ümit Boyner’e soruyorum; TÜSİAD Başkanı olarak bu ülke için toprağa düşen bir Mehmetçiğin cenazesine hiç katıldınız mı? Katılmadınız ise niçin?
2) Bağımsız Kürdistan talebini açıktan yapan Osman Baydemir ve güruhu ile halay çekmeniz onunla aynı görüşte olduğunuzun teyidi midir? Değilse bu kritik süreçte bu fotoğraf niçin?
3) ABD istiyor diye mi PKK sempatizanı Başkana arka çıkacak bu görüntüyü verdiniz?
4) PKK ya da BDP’nin hedefi daha fazla demokrasi değil ayrı bir devlet olduğu aşikârken sizin tutumunuz, Bağımsız Kürdistan’a destek ilanı mıdır?
5) Adının başında Türk yazan bir derneğin Başkanı bu tavrıyla adını inkar etmiş olmadı mı? Adınızı TÜSİAD yerine KÜRDİAD’a çevirmeyi düşünüyor musunuz?
6) O halayı çekerken, eşiniz Cem Boyner’in benzer görüşlerle kurduğu partinin milletten yediği tokadı hiç mi aklınıza getirmediniz!


TARİHİ HİZMET...
Elekdağ’ın nükleer bomba isyanı!
Şükrü Elekdağ yaşı 80’i geçen ve şahsi zerre hesabı olmayan eski bir diplomattır. ABD Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı gibi çok önemli görevler yapan Elekdağ, malum 2 dönemdir TBMM’de ve ülke bağlamında tarihe geçecek hizmetler yapıyor. Elekdağ önceki gün Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken önce PKK ve Öcalan’ın isyan çıkışına değinerek, PKK’nın ardında ABD’nin bulunduğunu açık ve net olarak ortaya koymuştur ki eski bir Washington sefirinin böyle bir sözü etmesi en az Cumhurbaşkanının bu sözü etmesi kadar anlam taşır. Dahası Şükrü Bey, Türkiye’de bulunan 90 adet B-61 tipi ABD nükleer bombalarının İncirlik’de hâlâ muhafaza edilmesine de isyan etmiştir. Evet Yunanistan, Araksak Hava Üssü’nde bulunan ABD nükleer bombalarını bir bir kapı dışarı ederken Türkiye, pardon AKP iktidarı bu bombalara kucak açıyor... Basının üstünü örtüp gözden kaçırdığı bu rezalete karşı bu ülkeyi seven herkesi demokratik tepki göstermeye çağırıyoruz.

GARİP TESADÜF...
Örtülü ödenek ve USİDER!
1) 2002’de 103 milyon dolar olan Başbakanımızın örtülü ödeneği 2010’da 400 milyon dolara dayandı.
2) Hanefi Avcı, kitabında USİDER isimli bir kuruluşun örtülü ödenekten para aldığını yazdı.
3) USİDER’in Başkanı Yusuf Atalay, eski Deniz Feneri Derneği Başkanı ve Kanal 7’nin patronu Zekeriya Karaman’ın da avukatı.
4) Aydınlık Dergisinin belgeleriyle yazdığı habere göre USİDER Londra’da bir bina satın alıyor ve burayı yıllık 1 sterline (2.5 lira) Remzi Gür’e kiralıyor.
5) Cumhurbaşkanı Gül de bu binanın Yunus Emre Enstitü’süne tahsisi sebebiyle 1 sterline burayı kiralayan Remzi Gür’e teşekkür ediyor... Birileri bu garip tabloyu açıklamalıdır... USİDER ve örtülü ödenek iddiası, Başkanı Deniz Feneri eski Başkanı ve Remzi Gür!.. Bu kadar tesadüf olur mu?..
35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 22.12.2010, 06:25   #1627
35gürün58
Yiğido
 
35gürün58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
35gürün58 Şuan 35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.03.2014 15:15

Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 689 35gürün58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

----------------------------------------------------------------------------- 21.12.2010

Dikkat arıza var!

Güngör Mengi

Türkiye’nin siyasi aktörleri, daha iyi yönetildiği görülen bölücü Kürtçü hareketin karşısında yetersiz kalmaya başladılar.

Öcalan, Kürtçü hareketin siyasi plandaki örgütü BDP ile Kandil merkezli terör örgütü PKK’yı devlet himayesinde İmralı’dan yönetebilmektedir.

AKP iktidarı kısa vadeli ateşkesler uğruna bu kolaylığı Öcalan’a sağlamaya razı olmaktadır.

Şu anda PKK Haziran’daki seçime kadar süreceğine söz verdiği bir “eylemsizlik dönemi” yaşatıyor ülkeye. Karşılığında da siyasi kazanımlarını geliştirmeye çalışıyor.

Ayrılıkçı hareketin geçen hafta ilân ettiği “iki dilli yaşam” projesi daha soğumadan Diyarbakır’da toplanan Demokratik Toplum Kongresi’nin sonuç bildirisi ile açıkladığı “Demokratik Özerklik” hedefinin şoku yaşandı.

MHP lideri Bahçeli dün son gelişmelerin Türkiye’yi bölme projesi ile bağlantılı bir ayaklanma hazırlığı olduğunu öne sürdü.

Devlet Bahçeli’ye göre ilk aşamada Kürtçe’nin kamusal alanda ve eğitim sisteminde siyasi statü kazanması sağlanacak ona paralel olarak demokratik özerklik adı altında ayrı bayrağı, parlamentosu ve savunma gücü olan eyaletler sistemine geçilmesi hedef alınacaktır.

Güç İmralı’da mı?

Bu başarılırsa son hedef olan Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin bir kısım topraklarını kapsayacak olan birleşik ve bağımsız Kürdistan devletinin kurulmasına sıra gelecektir.

AKP iktidarına güven duymayan çevreler, Silâhlı Kuvvetler’i itibarsızlaştırma operasyonlarını bu büyük planla bağlantılı görüyor. Askerin pasifleştirilmesi devletin direnme gücünü sınırladıkça “açılım”ın da önü açılacaktır çünkü.

Bahçeli’ye göre Kürtçü siyasetin tırmanışa geçen cüreti, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başlattığı “açılım”ın sonuçlarıdır.

Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Cumhuriyet’e verdiği mülâkatta düşündürücü tespitler yaptı. Demirel’e göre mesele şudur:

“Türkiye’yi yönetenler terörü etkisiz hale getiremediklerine göre ‘Acaba anlaşmak suretiyle bunu etkisiz hale getirebilir miyiz’ diye düşünüyorlar. T. C. devleti terör yapanlara ‘Bu işi bırakın, gelin ne isterseniz verelim’ gibi bir arayış içinde görünüyor.”

“Madem ki güç İmralı’da, onunla konuşulsun” diyenlerin sayısı epey çok olduğu halde iktidar, sorumluluğu üstlenemiyor.

Korku sandığı bekliyor. O nedenle İmralı’daki pazarlıklardan söz açılınca “Biz konuşmuyoruz, devlet konuşuyor“ diyorlar.

Yalancı ateşkes

Bu devlet her kimse, Öcalan’a normal olarak “Durmak için ne istiyorsun?” diye sormuş olmalıdır.

Acaba Demokratik Toplum Kongresi’nin açıkladığı “Demokratik Özerklik Projesi” devletin terörist başı Öcalan’a sorduğu sorunun cevabı olabilir mi?

Bunu bilmiyoruz ama büyük bir kesim bundan şüphelenmekte, bazı işaretler de doğrulamaktadır.

İçişleri Bakanı Atalay “İyi diyaloglar var, görüşmeler var“ dedi geçen gün.

Ama başarıya ulaşmak için iktidarın yürüttüğü politikaları hiçbir partinin iç siyasette kullanmaması gerektiğini savundu.

“Sizin aldığınız riskleri muhalefet köşe bucak kullanırsa o zaman iktidar da bu sorunları göğüslemekte zorlanır” dedi.

Açıkça anlatın o zaman sıkıntınızı...

Terör örgütü ile pazarlığa oturmakta bir sakınca görmeyen iktidara, parlamentodaki partileri ikna etmeye çalışmak mı zor geliyor?

AKP iplerin elinden kaçmak üzere olduğunu görmelidir.

Yalancı bir ateşkesin seçim kazanmaya faydası olur ama bedeli de facia olabilir!
35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 22.12.2010, 06:27   #1628
35gürün58
Yiğido
 
35gürün58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
35gürün58 Şuan 35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.03.2014 15:15

Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 689 35gürün58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

21.12.2010
Türkiye Kürdistanı’nın ilanıdır!

Ruhat Mengi

Güya “Biz bölünme istemiyoruz, üniter devlet içinde çözüm istiyoruz” demişlerdi.. Güya 30 yıldır bunca katliamın “kültürel haklar, eşit vatandaşlık, daha çok demokrasi için” yapıldığına millet inandırılmak istenmişti. Ne zaman “Kürt sorunu diye tekrarlanıp durulan ve AB uyum yasalarıyla yapılan birçok değişiklikten sonra bile hiç değişmeden aynı çizgide sürdürülen kampanyanın nedeni” sorulsa hep “dil, kültür, eşit haklar” dile getirilmişti.

Oysa TBMM’de bir Kürt partisi varken ve her soruna orada çözüm aramak mümkünken, bunlar için terör cinayetlerinin aralıksız sürdürülmesi olacak şey değildi. Bu nedenle de ‘Kürt Sorunu’ adı altında BDP ile birlikte her gün aynı yazar ve akademisyenlerin TV ekranlarından ‘gerçek Kürt sorunu’na hiç değinmeyerek, açıkça konuşmayarak aylar yıllardır yaptıkları beyin yıkama bir alıştırma- dönüştürme (hem Türkler, hem Kürtler için) niteliğindeydi ve bunu görmemek için de üzerinize afiyet-kör olmak gerekirdi.

Ama terör hızla sürerken, bu konuda diyalog için önce “BDP ile kolkola görünen, bu partinin ‘ilk kanlı terör saldırısının yıldönümünü’ bayram gibi kutladığı, belediye başkan adaylarını bile onlara seçtirdiği” örgütün silah bırakması şart koşulmadan “açılım” diyerek başlattığı görüşme ve pazarlıklar, bazı sivil toplum kuruluşu ve gazetecilerin sanki mesele “dilden ibaretmiş gibi” bilinçsiz yaklaşımlarıyla verdiği destek şimdi Türkiye’yi “bölünmeyi tartışma” noktasına getirdi.

‘KÜRDİSTAN DEVLETİ’NİN BAŞKA TARİFİ VAR MI?

BDP zaten Öcalan’la dayanışma halinde, onun yol haritası ile aynı ifadeleri kullanarak “Türkiye’nin 20-25 bölgeye bölünmesini istediklerini” iktidarın açılım süreci dediği günlerde açıkça belirtmişti. Şimdi Diyarbakır’da yapılan Demokratik Özerklik Toplum Kongresi isimli bir toplantıda “Türkiye sınırları içinde ‘Demokratik Özerk Kürdistan’ın yani ayrı bir Kürt devletinin” ilanı yapılıyor:

“Demokratik özerklik, Kürt halkının Demokratik Türkiye içinde yaşama iradesidir. Demokratik Özerk Kürdistan’ın kendini temsil eden özgün bayrak ve sembolleri vardır. Ortak vatan Türkiye ve Kürdistan’dır.”

“Demokratik Özerklik hukuku yeni T.C anayasası ve AB hukukunca tanınarak karşı referanslarla hukukilik ve yasallık sağlanmalıdır.”

“Öz savunma tüm toplumlarda varlığını korumanın olmazsa olmazıdır ve uluslararası sözleşmeler ile BM tarafından tanımlanan bir haktır” gibi çok sayıda karar açıklanıyor. BDP Genel Başkanı Demirtaş “Diyarbakır’da alınan bu kararlar bir grup arkadaşa aittir, toplu bir karar sayılmaz” dese de hemen arkasından “Biz Türkiye’ye yerinden yönetim modeli vaat ediyoruz. Artık ülkenin yalnızca Ankara’dan yönetilmesi mümkün değil. Bu model için anayasa değişikliği gerekiyor” diyor ve “20-25 bölge” vurgusunu tekrarlıyor.

SONUÇLARA ÜLKE KATLANACAK!

Cevabın her konuda konuşan Başbakan’dan gelmesi gerekirken nedense TBMM Başkanı Şahin’den geldi; “Ayrı bayrak, ayrı meclisli başka bir yapı tanımıyoruz. Bu hayale kapılanlar sonuçlarına da katlanırlar”. BDP Genel Başkanı Demirtaş buna hemen tehditli bir karşılık verdi; “TBMM Başkanı 12 Eylül ruh haliyle konuşuyor, o dönem bitti. Yağlı boyalarını alır Marmaris’e yerleşir.”

Bu ne demektir; “Biz ne pahasına olursa olsun ayrı bayrak, ayrı Meclis, ayrı örgütlenmeli bir Kürdistan’ı Türkiye sınırları içinde kuracağız”. Peki bu durumda Şahin’in söz ettiği “sonuçlar”a yalnız BDP mi katlanacak yoksa bütün ülke, bütün toplum mu? Elbette bütün ülke.. Demirtaş bu tehdidi neye dayanarak patlatıyor; tabii ki teröre!

SORUMLULUK HÜKÜMETTE!

O zaman, artık burada ‘açılımın yanlış başlatıldığını söyleyip karşı çıkan’ muhalefet partileri ve medyanın (dinlemedikleri aksine “terör sürsün, analar ağlasın istiyorlar” diye suçladıkları) büyükçe bir kesimi de sorumluluğa ortak edilemeyeceğine göre tüm sorumluluk iktidar partisinindir (Bu kez muhalefet için ortada “BDP ile aynı çizgideler” gibi gerçek dışı bahanelere sığınacak bir fırsat da yoktur.) BDP açıkça “ayrı bayrak, ayrı meclis, ayrı devlet” dayatmasına geçmiştir ve “bunu anayasa ile kesinleştireceksiniz ve AB’nin de bizi ayrı devlet olarak tanımasını sağlayacaksınız” demekte, aynı zamanda ülke için büyük bir tehlikeyi işaret etmektedir.

Bu durumda “analar ağlamasın diye” nasıl bir çözüm düşündüklerini ve ülkeyi “öyle bir savaş çıkarırız ki” tehdidinden nasıl koruyacaklarını açıklamak onlara düşüyor.

Son yıllarda kıyasıya sürdürdükleri “Hiçbir kurum konuşmasın, sadece biz konuşalım” anlayışının gereği de budur!
35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 22.12.2010, 06:38   #1629
35gürün58
Yiğido
 
35gürün58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
35gürün58 Şuan 35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.03.2014 15:15

Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 689 35gürün58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

22 Aralık 2010

Altemur KILIÇ


“Büyük Kürdistan’a hoş geldiniz” !

Kurtuluş Savaşı esnasında ve hemen sonra “İstiklal Mahkemeleri” kurulmuştu... Allah’tan başka kimseden korkmayan, hatta hükümeti bile dinlemeyen, idam cezaları temyiz dahi edilemeyen bu mahkemeleri bugün, rahat koltuk ve köşelerden eleştirmek kolay ve mümkün... Hatta ben de babam Kılıç Ali’nin yargıçlarından olduğu Ankara İstiklal Mahkemesi’nin bazı kararlarını eleştiririm... Babam anılarında, İstiklal Mahkemeleri’nin Fransız İhtilal Mahkemeleri gibi olmadığını, kararların, deliller sabit olduktan sonra, adilane verildiğini savunur... Ancak, neticede, mahkemeler milletin varoluşunun söz konusu olduğu ortam ve zamanda, Kurtuluş Savaşında vatan hainlerini, casusları, asker kaçaklarını yargılamış, cezalandırmış, savaşın kazanılmasında, önemli bir katkı sağlamıştı. Sonra da devrimlerin gerçekleştirilmesinde...
Bugün, özellikle Güneydoğu, Kürt sorunu kapsamında olanlara, bazılarının söz ve yazılarına bakarak, neredesin İstiklal Mahkemeleri diyesim geliyor... Eğer böyle Mahkemeler olsaydı, sanıkları mevhum Ergenekon “çetelerinde” değil, başka yerlerde, Atlantik ötesinde vb.. ararlardı!
Bugün böyle mahkemeler kurulması benim, belki de “genetik” hayalim... Fakat bugünkü gerçekler, tehlike ve tehditler, hayal mi? Gerçek değil mi? Bölücülerin, bazılarının ihaneti, bazılarının geçmiş hükümetlerin gafleti yüzünden biz, “Terörle bir yere varılmaz” hayallerinde iken, “Büyük Kürdistan”ı şimdi fiilen ilan ettikleri bizim evhamımız mı?
Yıllar önce, Şah rejimi devrildikten sonra, Türkiye’ye sığınan İranlı generallere bölgedeki ordu komutanı, Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı sormuş: “Humeyni hareketinin farkında olmadınız mı?” diye... Generallerin cevabı: “Siz çiçekler gözlerinizin önünde büyürken fark edebilir misiniz?”
“Bölücülük” çiçeği yıllardır gözlerimizin önünde büyüdü. 1980’den sonra, PKK terörüyle dallar çiçek açtı... Ve şimdi önümüzde, kökleri içimizde ve de dışarıda, zehirli kocaman bir ağaç “Büyük Kürdistan” Diyarbakır’da, Demokratik Toplum Kongresinde “Demokratik Özerlik” adı altında bayrağı ve dili ile fiilen ilan edildi. Ahmet (neden nasıl) Türk, Demirtaş, Baydemir’in vb.. şimdi ne kadar tevil ederlerse etsinler “Biz Türkiye’yi bölmek değil, birlikte yaşamak, kendi dilimizi istiyoruz” palavralarına bakmayın. Eğer Türkiye’nin “üniter ulus devlet” yapısı, “Demokratik Özerklikle” bozulursa Türkiye mi kalır? Siz asıl bu adamların, artık açıkça “Kürdistan” demelerine bakın.. Benim bu adamlara sorum: “Sizler Büyük Kürdistan’dan vaz geçecek misiniz?” Açıkça mertçe, cevap versinler. Veremezler çünkü bu onların asıl amaçları, varoluş nedenleridir, Apo’nun 1984 manifestosunun gereğidir.
Bölücü Kürtçüler şimdi başka ülkelerden örnekler veriyorlar... Türkiye’nin, tarihimizin özel şartlarında başka ülkelerden örnekler vermek temelinden yanlıştır!
Geçmiş hükümetler bu gerçekleri maalesef göremediler yılanı baştan ezmediler, aksine ağacın dallarını, çiçeklerini suladılar. Ne hikmetse canlı bıraktıkları yılan şimdi, lüks hayat sürdüğü İmralı’dan, “Büyük Kürdistan” başkaldırısına komuta ediyor ve AKP iktidarı onunla pazarlık yapıyor, protokol imzalıyor...
Erdoğan’ın “açılımı, Kürtçülere açıkça yol verdi”.
Devlet büyüklerinin “TRT ŞEŞ” Kürtçe yayınları başlarken ve yöreye gittiklerinde, Kürtçe konuşmaları, Ahmet Kaya’yı hep birlikte anmaları umut verdi.
İşadamlarımız, işkadınlarımız, herhalde Kuzey Irak’ta sonra da Büyük Kürdistan’da iş çıkarları için onlar gibi Kürtçe konuşuyor ve bölücülerle halay çekiyorlar.. Dahası var mı?
Güneydoğu’da, Belediye Başkanları Kürdistan bayrağını çekerken yol tabelalarını Kürtçe yaptılar ve Büyük Kürdistan’ın yolunu gösterdiler.. Dahası var mı?.. AKP İktidarı bütün bu olanlar karşısında sessiz, tepkisiz. Çünkü seçimler var... Ama seçimleri kazansalar da, TC kalmamışsa neye yarar!
Üstüne üstlük Demirtaş “İki Dilli Hayat” deyince sessiz kalanlar, TSK haklı tepki gösterince İktidar sözcüsü Çelik “Siz ne karışıyorsunuz” demedi mi...
Bu ortamda, TSK etkisiz hale getirilirken, Taraf gazetesinin haberine göre, TSK terörü yok etmek için Kuzey Irak’a harekat yapmak istemiş ama AKP Hükümeti herhalde ABD’den icazet alamayınca bunu önlemiş... Böyle olunca bölücüler emin ve uygun adımlarla “Büyük Kürdistan” a doğru yürümezler mi?..
Evet; “Büyük Kürdistan”a hoş geldik!
35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 22.12.2010, 06:53   #1630
35gürün58
Yiğido
 
35gürün58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
35gürün58 Şuan 35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.03.2014 15:15

Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 689 35gürün58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ''Kürt Açılımı'' Nedir ?

ÖZERKLİK TALEBİNİN ŞİFRELERİ

21.12.2010

ABD’nin AKP’ye uygulattığı ve nihai hedefi Irak’ın kuzeyindeki yapıyı da kapsayacak şekilde “Türk-Kürt Federe Devleti” olan “Kürt Açılımı”nda yeni bir aşamaya daha geçildi: Demokratik Özerklik!

ABD, ikinci bir İsrail devleti olarak inşa etmek istediği “Büyük Kürdistan” için önce Irak’ı parçalamış ve “Güney Kürdistan”ı kurmuştu; şimdi sırada “Kuzey Kürdistan” var!

ABD, Kuzey Kürdistan’ın inşası için hukuki planda Türkiye’ye “BM İkiz Sözleşmeleri”ni kabul ettirdi; askeri planda PKK’yı güçlendirmeyi ve TSK’ya karşı geliştirmeyi sağladı; kültürel planda toplumsal ayrışmanın zeminini yarattı; siyasal planda AKP üzerinden “Kürt Açılımı” uygulayarak, “Diyarbakır merkezli bölgesel özerkliğin” örgütsel inşasına harç sağladı.

“Belediyeler Birliği”nden, “Eyalet Modeli” tartışmalarına kadar yapılan ve geliştirilen her “çözüm”, bu siyasal hedefin aşamaları oldu.

Bu sürece direnecek kuvvetler de, başta TSK olmak üzere, bir dizi Ergenekon tertibi üzerinden adım adım etkisizleştirildi.

DİYARBAKIR, AKP-BDP İTTİFAKIYLA, DEMORATİK ÖZERKLİĞE MERKEZ OLUYOR

BDP’nin ilk kez, Öcalan’ın talebi üzerine, 19-20 Haziran 2010 tarihlerinde Diyarbakır’da yaptığı İl ve Belediye Başkanları toplantısında gündeme getirdiği “demokratik özerklik”, Türkiye’nin güneydoğusunu “özerk” hale getirmeyi hedefliyor.

Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk’un eşbaşkanlığını yaptığı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından 19 Aralık 2010 tarihinde gündeme getirilen “demokratik özerklik” taslağında hedef şöyle çizildi:

“Demokratik Özerklik, Kürdistan toplumunu, hukuki, öz savunma, sosyal ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi şeklindeki 8 boyutlu örgütleyerek siyasi irade yapıp Demokratik Özerk Kürdistan inşasını hedeflemektedir”. 1

BDP ve PKK’nın Demokratik Özerk Kürdistan diye hedeflediği oluşum, AKP’ye hükümet olabilmenin koşulu olarak sunulan hedefle birebir uyumludur:

“Şu anda Amerika’nın da ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ var ya ‘Genişletilmiş Ortadoğu’, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez olabilir. Bunu başarmamız vardır”. 2

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “başarmamız gerek” dediği “Diyarbakır’ı merkez yapma” hedefi, işte BDP’nin dile getirdiği “Demokratik Özerk Kürdistan”ın merkezidir, başkentidir!

DTK, DEMOKRATİK ÖZERK YAPININ KONGRESİDİR

PKK ve BDP, DTK’nın bir model ve hedef olarak önüne koyduğu “Demokratik Özerklik” ile çok açık olarak, Ankara dışında ayrı bir otoriteyi, iktidarı hedeflemektedir:

“Demokratik Özerklik’te siyasi yönetim, tabandan başlayarak köy komünleri, kasaba, ilçe, mahalle meclisleri, kent meclisleri biçiminde demokratik konfederal temelde örgütlenmesini yaparak üstte toplum kongresinde temsiliyetini bulur. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, demokratik Türkiye cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir. Ayrıca demokratik özerklik alanında farklı kimlikler de kendi sembollerini kullanır. Bu anlamda demokratik özerklik, Kürt halkının Demokratik Türkiye içinde yaşama iradesidir. Yani Kürt halkının siyasi statüsünü ifade eder. Demokratik özerklik ile asıl karar yetkisi köy, mahalle, şehir meclisi ve delegelerinindir. Her topluluk söz, tartışma ve karar yetkisini halk meclisleri ile yerine getirir. Katılımcı, çoğulcu, doğrudan halk meclisini esas alır”. 3

DTK, bu hedefle, aynı zamanda kendisini TBMM’ye delege gönderen, özerk bölgenin meclisi, kongresi olarak belirlemiştir!

İlginçtir, DTK, Anayasa Mahkemesi DTP’yi kapatıp, Türk ve Tuğluk’u siyasal yasaklı ilan ettikten sonra, BDP’nin AKP’nin siyasal ve yasal desteğiyle kurduğu bir yapıydı. Öyle ki, siyasal yasaklı Aysel Tuğluk, avukat kimliği ile İmralı’da Öcalan ile görüşmüş ve AKP’ye aracılık yapmıştı!

PKK, DEMOKRATİK ÖZERK YAPININ ÖZ SAVUNMA GÜCÜDÜR

Demokratik Özerklik taslağında dile getirilen ve çok tartışılan “Öz savunma” konusu da, açık olarak, PKK’yı bu yapının askeri gücü yapmayı ilan etmektir:

“Doğada kendini savunmayan hiçbir canlı yoktur. Öz savunma hem varlığına dıştan gelecek saldırıları hem de ahlaki ve politik toplum gerçekliğine karşı içten gelişecek tehlikeleri etkisiz kılmak için hava ve su kadar yaşamsal önemdedir. Öz savunma, ahlaki ve politik toplumun güvenlik politikasıdır. Öz savunma boyutu toplumlar için sadece bir askeri savunma olgusu değildir. Kimliklerini koruma, politikleşmelerini sağlama ve demokratikleşmelerini gerçekleştirme olgusuyla iç içedir. Öz savunma örgütlü topluma dayanır. Örgütlü toplum öz savunmasını en iyi yapan toplumdur. Tüm toplumlarda öz savunma varlığını korumanın olmazsa olmazıdır. Kürtler ilk işgalci ve istilacı güçlerin saldırısından günümüze kadar her türlü işgal ve saldırılara karı varlığını korumak için öz savunma içinde olmuştur. Demokratik özerklik statüsünün kabul edildiği koşullarda öz savunma askeri tekel olarak değil, toplumu iç ve dış güvenlik ihtiyaçlarına göre demokratik organların denetimi altında oluşturulabilinir. Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halklar faşist, gerici ve soykırımcı saldırılara karşı bilinçli ve duyarlı olur, öz savunma esasında bu yönelimler karşısında toplumsal direnişi ifade eder. Öz savunma uluslararası sözleşmeler ve BM tarafından da tanımlanan bir haktır”. 4

TSK SAVAŞMA YETENEĞİNİ YİTİRMEKTEDİR

Peki ayrı örgütlenme, ayrı meclis, ayrı yapı, ayrı devlet ile “ayrı” olmayı hedefleyen, kısacası Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını ortadan kaldırmayı hedefleyen bu projeye karşı, anayasal görevi olan kurumların başında kim gelmektedir? Elbette TSK.

Peki, Ergenekon tertibiyle adım adım etkisizleştirilen TSK şu anda ne durumdadır?

196 sanıklı Balyoz duruşması, işte bu koşullarda başladı. Muharebe koşulları bakımından düşünüldüğünde, 196 subayın “ölümü” muharebeyi neredeyse kaybettirir! İşte 196 subayını Balyoz soruşturmasıyla ABD’ye teslim eden TSK, maalesef neredeyse diz çökme noktasına gelmiştir.

Genelkurmay, BDP’nin üniter yapıya rest çeken “iki ayrı dil” ilanına karşı bir kamuoyu bilgilendirme açıklaması yapmış ama AKP’den “asker kendi işine baksın” 5, BDP’den de “ayar verme çabaları komik görülüyor” 6 yanıtı almıştır!

TSK’nın düştüğü bu durum, kuşkusuz, adım adım “mevzi” terk etmesinin neticesidir. Öyle ki, bu mevzileri vere vere, TSK görevini yapamaz hale gelmiştir.

Ne acıdır ki, örneğin TSK’nın PKK’lıların peşine düşerek 1.5 kilometre “Irak Kürdistan’ı” sınırı içine girmesi, ABD’nin uyarısı üzerine AKP hükümeti tarafından durdurulabilmiştir! 7

TSK, savaşma yeteneğini adım adım yitirmektedir.
35gürün58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Yamaç Paraşutu Nedir? EyüphanAydın Yamaç Paraşütü 1 10.05.2010 20:22
Kürt Yönetimi sınırları aştı! _DuMaN_58 Dünya ve Türkiye'den Haberler 16 06.09.2009 15:26
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? doğanay58 Muhtelif konular 4 30.06.2009 06:32
Bir İl İçin Üniversite Nedir? Sivaslilar.Net Anasayfa Haberler 3 13.02.2009 01:44
Bilmeceler... _DuMaN_58 Arşiv 45 19.03.2008 17:15


WEZ Format +2. ?uan Saat: 00:04.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.