Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > DİN BÖLÜMÜ > Serbest Dini Konular
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Serbest Dini Konular Güncel ve Özgün yazılar, Makaleler buraya



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 23.09.2008, 11:28   #1
ayparcam
Usta Yiğido
 
ayparcam - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ayparcam Şuan ayparcam isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.10.2011 13:00

Üyelik Tarihi: 24.07.2008
Mesajlar: 761
Tecrübe Puanı: 656 ayparcam FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Tesettürsüz Türbanlılar

Tesettürsüz türbanlılar

Oldukça uzun zamandır yüreğimi tüketen, tüketmekdende öteye giden kanatan bir konuda, sessiz,sakin, sabırlı, sebatlı davranmakdan vazgeçmeye karar verdim.
Evet bu konu tesettürsüz türbanlılar....
Aklım almıyor bir türlü, alamıyor, terazinin hiç bir tarafına oturtamıyorum bunu, o kefeye koyuyorum sığmıyor, bu kefeye koyuyorum tartmıyor,nerden çıktı nerden geldi nerden bir virüs gibi yayıldı ve bir kanser hücresi gibi tüm benliğimizi sardı...
Sokaklar, okullar, işyerleri, heryerde hızla artan çoğalan tesettürsüz türbanlılar.....
Çok değil, daha 5 6 sene öncesinde, ortalıkda 'rüküş' diye adlandırılan ve sayıları tek tükü geçmeyen , ve hatta tamamen sosyokültürel düzeyi düşük kesimin, 'islami' değil ama 'bişeyler giymeye çalışmış'bölümü olarak gördüğümüz bu kesim,şimdi alabildiğine bu ülkeyi bir ahtapot kolları gibi sarmış ve adına 'islami' denmekte...

Bu tamamen gayrıislami ve tesettüre aykırı kıyafet biçimleri nerden çıktı? nasıl yayıldı ve nasıl adına 'islami'konuldu....
Bu nasıl bir dejenere etme yöntemi, nasıl bir genç ve hatta orta neslin haya iffet duygularını, teşhircilikle, oyun oynarcasına, yer değiştirme yöntemi;, nasıl bir.' ayet i kerimelerle sabit bir farzı', esfelisafiline düşürme yöntemi aklım almıyor....
Bu dejenerayon oyununa yenik düşen, yenilen, gönüllü kurban olan, milyonlarca müslüman ailenin milyonlarca genç kadını ve genç kızı....
Yıllar öncenin üniversitelerin başörtülü tesettürlü kızları, mağdur ama vakar edep haya timsali, islam ahlakı ile ahlaklanmış, ve mümine mağrurluğu ile 'kendilerine her yerde gıpta edilen bir nesil' ile , şimdinin 'soytarı' kıyafetli, bayrak falamaları gibi başlarını bir bez parçası ile örtmüş, beden kıyafetleri tarifedilmez esfelisafilinlikde, yüzlerinde gramaj hesabı ağır makyaj, ellerinde sigara kollarında erkek arkadaşları ile'ahlak kavramlarını çözme konusunda artık pesettiğim üniversiteli türbanlıları'...

Her sabah işyerim olan hastaneye girerken, daha idare katında gözüme çarpan, cafcaflı taşlı fosforlu kafa mendilleri ile ona uygun vazgeçilmez makyaj ve palyaço kıyafetleri ile hastane çalışan tıbbi sekreter personelleri olan bir zibil gibi ^türbanlı ordusu'...

Evimin tam karşısındaki denizin kıyısındaki kayalıklara her gün erkeklerle gelen ve normal günleri vazgeçtim, ramazanda bile kayaların dibinde erkeklerle her türlü iğrençlikleri sergileyen bir 'zinakar türbanlı ordusu',ve bunları sürekli görmesine mani olamadığım 16 yaşındaki evladımın 'anne tek saygı duyduğum örtülü sensin^'cümlesiyle yıkılan yüreğim.....

Kafamda yüzlerce soru işareti...

Bu nesil bu bez parçasını neden takıyor?
Bu nesil bu bez parçasına neden türban yada başörtü imajı vererek 'islami' adını alıp,^' adına kurban olduğum İslam' ı ', kelimenin tam manası ile lekeliyor kirletiyor ve incitiyor...
Bu nesil, dünyanın hiç bir islam ülkesinde benimsenmemiş, yaygınlaşmamış, olur görmemiş bu kıyafet biçimini, nerden nasıl olduda aldı ve bunu 'müslüman kızın kıyafeti' diye benimsedi...
Bu nesil neden bu aksesuvarına yada mendiline ısrarla 'türban ' yada 'başörtü' diyor?

Müthiş ve korkunç bir komplonun, islamda kadını yerle bir etme projesinin orta sahada oynadığını kahrolarak kabul etmek durumundayım. Bu komplo hangi arada derede içimize kadar girip dakotalı david i oynadı, hangi arada derede ingiliz lawrens in başarısına ulaştı ve biz bu arada nasıl uyuduk bunu hala hazmedebilmiş değilim....

Ama buna 'dur' deme konusunda bir yerlerden başlanması gerektiğine mutlak inanıyorum, ve buna inanmanında ötesine geçip elzem bir uygulama biçimine dönüşmelidir diye keskin sınırlarda çiziyorum.

Bu mendil yada bez paçalarına 'türban' , yada 'başörtü' adını takmalarına mani olmak,bunun islam a maledilmesine mutlak engel olmak zorundayız. Bunun sadece bir aksesuvar ve mendil olduğunu , İslami bir kıyafet biçimi olmadığını heryerde, sanalda reelde her fırsatta , kalemle yada sözle ve vazgeçmeden bıkmadan anlatmak zorundayız.

İslam da kadının, bu zekice hazırlanmış ve uygulamaya geçilmiş komplo ve dejenerasyon sistemi ile, yerinin esfelisafiline indirilmesine engel olmak zorundayız.

Müminelerin onurunu gururunu kurtarmak zorundayız.
Kavallerimin bana dediği gibi' bizler dinazoruz abla' yı, 'bizler 1400 yıldır söylenen o ölümsüz bestenin güftesiyiz' le değiştirmek zorundayız.

16 yaşındaki evladımın 'saygı duyduğu tek türbanlının annesi' olması kavramını yıkıp, gerçek islam kızını kadınını ortaya çıkaracak şekilde, bu asimilasyon işlemini pasifize etmek zorundayız...

Şirkin, şer güçlerin, İslam ın üzerinde her türlü oyunları oynayan şeytanın askerlerinin, Allah ın askerlerine galip gelmesine izin vermeme konusunda, her meselede olduğu gibi bu meseledede sorumluluk ve vebal düşmekde....

Ya Rab ! Sen bu oyunları, korkunç komploları kuranları, genç dimağları dejenere eden bu sistemi Kahhar sıfatınla kahret!, oyunlarını boz....




Alintidir...
__________________
KENDINI HAK ILE MESGUL ETMEZSEN,BATIL SENI ISGAL EDER
ayparcam isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.09.2008, 13:16   #2
madımak_58
Usta Yiğido
 
madımak_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
madımak_58 Şuan madımak_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 16.10.2012 12:47

Üyelik Tarihi: 15.07.2008
Yaş: 37
Mesajlar: 1.068
Tecrübe Puanı: 692 madımak_58 COK SEVILEN BIR KISImadımak_58 COK SEVILEN BIR KISImadımak_58 COK SEVILEN BIR KISImadımak_58 COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: Tesettürsüz Türbanlılar

wallahi bu bayanı tebrik ediyorum.çok güzel anlatmış türban taktıklarını sanan ama daha fazla dikkat çeken bu insanları.

Alıntı:
ayparcam Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
"Bu nesil bu bez parçasını neden takıyor?
evet bu nesil bu bez parçasını neden takıyor? aslında basit.ama bunun yok komploymuş,yok oyunmuş diye başka insanların üzerine atılması yanlış.ne çıkarsa insanın kendi içinden çıkıyor.bu bir gerçek...
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
madımak_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.09.2008, 13:30   #3
gul-i_ahmer
Usta Yiğido
 
gul-i_ahmer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
gul-i_ahmer Şuan gul-i_ahmer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 27.08.2010 15:43

Üyelik Tarihi: 15.09.2008
Yaş: 35
Mesajlar: 698
Tecrübe Puanı: 647 gul-i_ahmer FAZLA SÖZE GEREK YOKgul-i_ahmer FAZLA SÖZE GEREK YOKgul-i_ahmer FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: Tesettürsüz Türbanlılar

(Nükteli bu makaleyi İslami Dergi köşe yazarlarından birine okuru göndermiş, yazarda bunu kendi
köşesinde yayınlamış.)

Sokaktaki bu şeker kağıtları da kim?

Lolipoplar, bonbonlar, fondanlar, rengarenk şekerlemeler…

MaşALLAH maşALLAH deyip, insan nazar etmekten korkuyor. Hele şu şekerlerin güzelliğine bakın hele… Yeni çıkmış galiba bu başörtülü şekerler! Ay ALLAH (C.C.) (c.c.)’ım renklerin caf cafına bakın; çingene pembesi, fıstık yeşili, portakal turuncusu, pastel mavisi, kızıllar, vişne çürükleri, firfiriler…

İnsanın bu şekerlere baktıkça bakası geliyor. Gözümüz gönlümüz açılsın bee! Çağdaşların hala göz zevklerini bozuyor mu acaba bu şekerler? ??? Yok daha neler, hiç olur mu, bu başörtülü şekerler yıllarca az çekmemişti, neydi o; öcü, örümcek kafalı, eski kafalı, geri kafalı,kara sofu, takunyalı, tutucu, mürteci sözleriyle az rencide edilmemişti bunlar. Şimdi geçmişin acısını çıkarıyorlardır. Oh olsun işte, azıcık düşman çatlatsınlar.

Gerçi başörtülü hanımlar ne yapsalar bu çağdaşlara yaranamazlar. Başörtü dışında kızlarımızın kıyafetlerine, kendilerine gıpta ediyorlardır hani! Ama ah o başlarına sıkı sıkı bağladıkları başörtüsü. Varsa yoksa saçlarını göstermemekte yatıyor bu gizli sır. Üstlerinde spor kıyafetler, başlarında rengarenk örtüler. Modernliğin, şıklığın ve zarafetin adresi şu markada deyip birbirleriyle güzel olma yarışına giren kızlarda yok değil. Tesettür asıl amacından sapıyor mu ne? Yoksa bana mı öyle geliyor? Bizler demode mi kaldık yoksa?

ALLAH (C.C.) (c.c.)’ın ayetlerini unuttular mı? “Mü’min kadınlara söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. (Örtüyle kendiliğinden) belli olan yerleri müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler…” (Nur,31).

ALLAH (C.C.)-ü Teala ziynetlerini teşhir etmesinler derken, buradan çıkan anlamı hiç düşündüler mi? O cırtlak renklerle ALLAH (C.C.) (c.c.)’ın rızasını mı, yoksa başkalarının rızasını mı kazanmaya çalışıyorlar?

Amaçları nedir? Yüzlerini, gözlerini boyayıp, cilalanıp nereye böyle takır tukur… Bizim diğer kadınlardan farkımız olmalıydı. Moda diye de ALLAH (C.C.) (c.c.)’ın ayetlerini göz ardı etmemeliydik. “Evlerinizde vakarınızla oturun. İlk cahiliye (devri kadınları)nın açılıp saçılarak, ziynetlerini göstererek yürüyüşü gibi yürümeyin. Namazı kılın, zekatı verin, ALLAH (C.C.)(c.c.) ve Resulü’ne itâat edin..” (Ahzab, 33).

“…Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar” (Nur,31) ayetini okuduğumda her zaman aklıma topuklu ayakkabılar geliyor. Hani şu tak tuk yapan kadınların ayaklarını yerden kesen, yüksek ökçeli ayakkabılar… Kur’an-ı Kerim gerçekten bir hayat kitabı. Onunla hayatımızı şekillendirdiğimiz takdirde ancak o zaman takva ve izzet sahibi olabiliriz.

ALLAH (C.C.)(c.c.)’ın kadınlara koymuş olduğu ölçü en güzel ölçüdür. Dinimiz toplumda fitne ortamı doğmasın diye kadını her bakımdan korumuştur. Hiçbir zaman kadınlara uyguladığı kurallar yüzünden dinimizi yanlış anlamamak gerekiyor. Bu din ancak okuyarak, araştırarak anlaşılır. Kadın sahabelerin yaşantıları, giyim ve kuşamları bizim için en güzel ölçüdür. Kur’an-ı Kerim kadınları giyimleri konusunda bir renk belirtmese de, ölçü belirtmiştir. “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına, mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarıya çıktıklarında) örtülerini üstlerine almalarını söyle…” (Ahzab, 59).

Günümüzde müslüman hanımlar arasında takip edilen bir moda anlayışı var. Stilistler, tasarladıkları giyimlerle mü’min hanımları kabuklarından çıkarmayı başardılar. Birbirlerinden görerek, birbirlerine özenerek, birbirlerinden daha çarpıcı ve güzel olabilmek için tesettür adı altında kuşandıkları giyimlerde bir takva, bir vakar görebiliyor muyuz acaba? Bir bayan olarak benim gözüme çarpan bu renklerin cazibesi beni bile bakmaya iterken, erkeklerin bakışları “Bacıma ne güzel yakışmış” gibisinden mi oluyor? Biliyorum aslında kötü niyetli olan benim değil mi?

Neden adımızı lekeliyorlar? Ne çıksa başörtülülerden çıkıyor, anlayışıyla bakan insanların ağızlarına dolanan kızlarımızın kıyafetleri bir kıskançlık anlayışı gibi algılansa da, aslında göze batan cinsten olduğu için bir ikaz olarak da anlayabiliriz.

Toplumda fitne ortamı doğmasına neden olmamalı kadın. Bilakis gerektiğinde kendini, adını ve namusunu koruyabilmeli. Her zaman yanımızda eşimiz, babamız, abimiz olmayabilir. Üstümüzdeki kıyafet öyle bir kıyafet olmalı ki, bizi her tehlikeye karşı bir zırh gibi sarmalı. Üzerimize odaklanan bakışları geri tepebilmeli.

“Elbise süslü püslü olup da bizzat kendisi ziynet gibi olmayacak. Ayrıca bakışları üzerine toplayabilecek şekilde renkli, desenli, altın ve gümüş işlemelerden de kaçınılmalıdır. (Buhari “edeb’ülmüfred”, Hakim “müstedrek”).

Amacımız dikkat çekmek, bakışları üstümüze toplamak olmamalıdır. Kıyafetimiz takva, edeb, ahlak numunesi olmalı. “Giysi dar değil, geniş ve bol olmalı, fitneye neden olacak bir yeri belli etmemelidir.” (Ebu Davud, Sünen).

Bazı kıyafetler vardır ki, tam tedbir tesettüre uygundur. Fakat farklılığından dolayı dikkat çekici de olabilir. Resulullah (SallALLAHu Aleyhi Vesellem) şöyle buyuyor: “Her kim belli eden bir elbise giyerse, ALLAH (C.C.)(c.c.) da ona Kıyâmet gününde zillet elbisesi giydirir. O da ona ateş olur” ( Ebu Davud).

Bazı hanımlar evlerinde yapmadıkları süsü dışarıya gösteriyorlar. Ter kokusunu, kötü kokuyu bahane edip; parfümler, deodorantlar kullanıyorlar. Tabii bu ağır kokularla toplumun düzenini kaçırdıklarının da farkında değiller. Aslında amaçları düzen kaçırmak, dikkat çekmek, ortalığı altüst etmek değil mi? “Bir kadın koku sürünüp bir kavmin (topluluğun) yanına uğrar da onlar bunu hissederse; zina etmiştir” (İmam-ı Ahmed).
Bir pantolon modasıdır, aldı başını gidiyor. Hiçbir şeyden geri kalmıyorlar. Sanki dersin açıklarla kıyafet yarışına girmiş bu hanımlar. Bakın, aslında bizler ne kadar, modern ve çağdaşız, der gibi dar pantolonları giyip ortalıkta tesettürlüyüz diye geziniyorlar. ALLAH (C.C.) (c.c.) aşkına bunlar şimdi tesettürlü mü? Tesettür nedir; Örtünme, saklanma değil mi? Ama bunlar bir şeyi saklamaktan çok belli etme telaşındalar. Üstelik pantolon erkeklere benzeme yönünden de kadın için uygun değildir. “Erkeklerden kadınlara, kadınlardan da erkeklere benzeyene Resulullah (SallALLAHu Aleyhi Vesellem) lanet etti.” (Buhari).

Yabancı erkeklerle konuşurken dikkat etmemiz gerekiyor. Onlarla kıkırdayarak, kırıtarak konuşmamalıyız. Takvamızdan ödün vermeden, kuşkuya yol açmayacak tarzda olmalı sözlerimiz. Hal ve tavırlarımızda önemli tabii. Normal bir şekilde yani bilinen biçimde olmalı davranışlarımız. “Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin.” (Ahzab,32)

Bizler sokakta raks eden bon bon kızlar gibi değiliz. Bizler şeker kağıdı gibi de giyinmeyiz.
Cahiliye kadınları gibi sokakta kırıtarak da yürümeyiz. Sevgili mü’mineler! Unutmayın bizler İslam toplumunun ana çekirdeğini oluşturuyoruz. Hani bir söz vardır, ‘’bir erkek eğitirseniz, bir insan eğitmişsinizdir. Bir kadın eğitirseniz, bir toplumu eğitmişsinizdir.'’

ALLAH (C.C.) (c.c.)’ım! Hak yolunda olduğumuzu sanıp da asıl gayeden uzaklaştırma bizi. Cahiliye kadınları gibi amaçsız bir hayatın çirkin araçları yapma bizi. Günaha çağıran vesileler olmaktan, hayatın boş figüranları olmaktan sana sığınıyoruz.


İslami Dergi

Selam ve dua ile…


gul-i_ahmer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.09.2008, 14:47   #4
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2157 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart --->: Tesettürsüz Türbanlılar

yakında bikini giyip, kafasında türbanla güneşleniceğini düşündüğüm gereksiz insan tipi. sanırım erkekleri sadece saçların tahirk ettiğine kendini inandırmış insancıklar..
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.09.2008, 15:36   #5
tayfun5883
Tecrübeli Yiğido
NO AVATAR
 
tayfun5883 Şuan tayfun5883 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 13.12.2013 12:39

Üyelik Tarihi: 10.09.2006
Yaş: 48
Mesajlar: 276
Tecrübe Puanı: 675 tayfun5883 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: Tesettürsüz Türbanlılar

çok kötü örneklerle karşılaşıyoruz sivasta malesef başını örtmüş ama elinde sigara yada sevgilisiyle sarmaş dolaş Türk toplumuna yakışmayan hareketler türbanın bir agırlığı var ama bu tarz insanlar takıp türbanı ayağa düşürüyorlar
tayfun5883 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.09.2008, 16:22   #6
LaEdri
Usta Yiğido
 
LaEdri - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
LaEdri Şuan LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1266 LaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDI
Standart -->: Tesettürsüz Türbanlılar

şahsi görüşüm o ki; türbanı ya takarsın ya takmazsın..
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52)
LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.09.2008, 21:18   #7
kronik
Alt Forum Yöneticisi
NO AVATAR
 
kronik Şuan kronik isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 14.12.2020 17:41

Üyelik Tarihi: 01.05.2008
Mesajlar: 7.292
Tecrübe Puanı: 1343 kronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz seinkronik kann auf vieles stolz sein
Standart Cevap: Tesettürsüz Türbanlılar

ne yazıktır ki türbanı etiket olarak kullanan insanlar bunlar türban adı altında her şeyi yaparak sadece kendilerini kandırıyorlar malesef bu tür konulara yorum yapmaktan geri dururdum hep ama yine dayanamadım daha söylüyeceklerim var ama .............................. .
__________________
ummadıklarım adam olurken, adam dediklerim insan bile olamamış!
kronik isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.09.2008, 22:18   #8
DursuN FakIH
Yeni Yiğido
 
DursuN FakIH - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
DursuN FakIH Şuan DursuN FakIH isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 03.10.2008 00:32

Üyelik Tarihi: 23.09.2008
Yaş: 36
Mesajlar: 1
Tecrübe Puanı: 0 DursuN FakIH FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Tesettürsüz Türbanlılar

Kavramlarımızın, tanımlarımızın, terimlerimizin içini doldurmadığımızda ortaya hep yarım işler çıkarıyoruz galiba. Allah'ın emrini yerine getirdiğimizi iddaa edip takva yoksunu olmak... Ya da tam tersi takvalı olduğumuzu iddaa edip Allah'ın emrinden kaçacak delik aramak. Allah bizi affetsin.

Yazıda konu edilen bayanların ahvali hoş değil tabii. Bu Rabbinin öğüdünü "sulandırma" boyutuna bile varıyor olabilir. Lakin müslüman cemaatin gündemini fazlasıyla işgal eden bu konuda müslümanlar istişarelerinde yapıcı olmalıdır. Resul'un sünnetine uygun olarak hata yapanı değil "hata"yı isabet alarak; eleştirmek, yermek, yerin dibine sokmak, ajitasyon yaparcasına müslümanlar için kötü ve umutsuz bir çerçeve çizmek için değil ıslah etmek, düzeltmek maksatına matuf bu konuyu konuşmak daha güzel olacaktır kanaaatindeyim.


(Müslümanı hakir görmek, kişiye kötülük olarak yeter.) [Müslim]
(Kendini beğenen helak olur.) [Buharî]
(Kim insanlar helak oldu derse, insanların en çok helak olanı odur.) [Buharî]
(Kişi, kardeşine zalim olsun, mazlûm olsun, yardım etsin. Zalim ise, onu zulmünden alıkoysun. Mazlum ise, onun hakkını arasın.)

(Ramuz’ul-Ehadis)

Hakikatleri buna işaret ediyor olsagerek.
DursuN FakIH isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 24.09.2008, 10:39   #9
ayparcam
Usta Yiğido
 
ayparcam - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ayparcam Şuan ayparcam isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.10.2011 13:00

Üyelik Tarihi: 24.07.2008
Mesajlar: 761
Tecrübe Puanı: 656 ayparcam FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: Tesettürsüz Türbanlılar

Alıntı:
madımak_58 Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
wallahi bu bayanı tebrik ediyorum.çok güzel anlatmış türban taktıklarını sanan ama daha fazla dikkat çeken bu insanları.



evet bu nesil bu bez parçasını neden takıyor? aslında basit.ama bunun yok komploymuş,yok oyunmuş diye başka insanların üzerine atılması yanlış.ne çıkarsa insanın kendi içinden çıkıyor.bu bir gerçek...

Yanlis anlamayin ama ben sizi asagidaki hikayelerde anlatildigi gibi anladim

Bektaşi hikâyesini herkes bilir: Hocanın biri Bektaşi'ye "Niçin namaz kılmıyorsun?" der ve "Kur'an öyle emrediyor" cevabını alır. "Allah Allah, nerede emrediyor?" deyince, Bektaşi pişkin pişkin cevabı yapıştırır: "Lâ takrabu's-salat" (namaza yaklaşmayın) demiyor mu?" Hoca itiraz eder: "Devamını da okusana?" Maksadı kitaba değil kitabına uydurmak olan Bektaşi kaçamak yapar: "Ben hafız değilim."

Bu fıkrada dile gelen gerçek şu: İnsanın derdi hakikate uymak değil de hakikati kendisine uydurmaksa, Kur'an'ı bile buna alet eder. Bu yeni bir şey değil. Bazen kasıtsız, bazen kasıtlı yapılır bu. Daha sahabe döneminden bunun örneklerini biliyoruz.

Hz. Ömer'in hilafeti döneminde iki kafadar kafayı çekmiş, hesabını soranlara da Maide 93'ü göstermişti. Yine aynı dönemde bir kadın erkek kölesiyle zina yapmış, bunu nasıl yaptığını soranlara Mearic 30'u delil göstermişti.

Hariciler siyasi muhaliflerinin bebelerini öldürüyorlar, bunun delilini soranlara Kehf suresinin 74. ayetini okuyorlardı. Yine aynı zümre Hz. Ali'yi dinden dönmekle suçlayıp katlederken, Yusuf suresinin 40. ayetini delil getirdiler.

Bir zamanlar biriyle karşılaştım. Kıldığımız namazların Kur'an'ın emrettiği namaz olmadığını söylüyordu. Kur'an'ın emrettiği namazın nasıl kılınacağını sordum. Ayağa kalktı, kıbleye döndü, Fatiha'yı okudu, "İşte bu kadar" dedi. Yine bir zamanlar da bir grup esrarkeş münakaşa etmişler. Ellerine Mushaf'ı alıp "Esrar'ı haram kılan ayeti bize göster" diye yanıma gelmişlerdi.

Görüyorsunuz, iş çığırından çıkınca ortalık çamurdan geçilmez oluyor.

Başörtüsünün farziyyeti konusunda da mesele işte bu düzeyde ele alınıyor. Dini bir meseleyi konuşmanın bir usulü, üslubu ve adabı olduğu hatırlanmıyor. İnsanlar bozulan musluklarını tamir ettirmek için berbere gitmezken, iş dine gelince ilme ve ihtisasa hürmeti kimse hatırlamıyor. "Bilmiyorsanız Kur'an'ı (zikr) bilenlere sorun?" diyen Kur'an değilmiş gibi davranılıyor.


Alinti


Herkes kendi cikarina gore konusuyor yine sizde kendinize gore sadece isinize gelen bir bolumunu anlamak istemisiniz diye dusunuyorum..Neyse yinede ALLAH c.c razi olsun sizin fikirlerinizede saygi duymak lazim..


Gul-ahmer sagolsun yeterince aciklik yazmis ama yinede bir yazi daha var bunun hakkinda onuda ekleyimde karisan beyinlerimiz azda olsa biraz toparlanir insALLAH

Uzun diyerek okumaktan vazgecmeyin gercekten cok acik anlatilmis okuyup bilmiyor isek ogrenelim insALLAH



Başörtüsünün farziyyeti (1)

Önce Kur'an'ın hatırlattığı ilkeleri hatırlayalım:

1. “Bilmediğin şeyi savunma! Şüphe yok ki kulak, göz ve gönül; bunların hepsi elbet savunduklarından dolayı sorumludur.”

2. “Bilmiyorsanız zikir/Kur'an ehline sorunuz.”

3. “Allah'a kulları içinde gereği gibi saygı duyanlar bilenlerdir.”

Bu köşede yazdığım Kur'an eksenli yazılara gelen tepkileri üçe ayırabiliriz.


1. Bilenlerin tepkileri.

2. Bilmediğini bilenlerin tepkileri.

3. Bildiğini zannedenlerin tepkileri.

Bu üçüncüsünü de kendi içinde üçe ayırabiliriz:

1. Bildiğini zanneden samimi tipler.

2. Tüm cehaleti cesaretinden kaynaklanan bilgiç tipler.

3. Haddini bilmez tipler.

Son ikisine hiç cevap vermedim. Zira cevap soru sorana, bilmediğini bilene, haddini bilene verilir, bir. Cevap bilginin kıymetini takdir edene, öğrenmek isteyene, verilir, iki. Cevap, üretildiği kökün de delalet ettiği gibi (cevb “kesmek” demektir), doğrusunu öğrenince sesini kesecek olana verilir.

Bildiğini zanneden ama bilmeyen, bildiğini de yanlış bilen samimi tiplere cevap vermeye çalıştım. Samimiyeti kendi başına bir değer bildim. “Din samimiyettir” diyen Hz. Peygamber idi.


Bugünkü köşeme bildiğini zanneden ama yanlış bilen bir okurumun, bir önceki yazıma ilişkin yazısını alacağım. Yer darlığından dolayı yazının doğrudan yazımı ilgilendiren kısımlarına yer vereceğim. Okur bu yazısını internette yayımlamış ve bana da bir giriş ekleyerek yollamış. Virgülüne dokunmadan aldım. İmla hataları okura aittir:

“Sayın Hocaoğlu, önce Allah'ın selamı üzerinize olsun diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Ben 50 yaşında bir emekli bir vatandaşım. Amacım yanlız ve yanlız Rabbim in gerçek yolunu Kuran'dan bulmaya çalışmaktır. Yaradan'ın ayetleri sonunda söyledikleri şu sözler beni gerçekten düşünmeye ve araştırmaya yönlendirdi.

/…/ Ayette kapatılacak yerin yaka açığı olduğu söylenir, baştan bahsedilmez. “Arapçada kadınların başlarına örttükleri şeyin özel adı “hımar” değil “mikna” ve “nasıyf”tır. Hangi Arapça sözlüğe bakılırsa bakılsın “mikna(çoğulu mekani)” ve “nasıyfın” hanımların başlarını örttükleri kumaşın adı olduğu yazılıdır.” Allah eğer “hımar” kelimesi ile başın örtülmesini isteseydi “hımarürres” gibi bir vurgulama ile başörtüsü diyebilirdi: Böylece “res” kelimesi ile baş bölgesi vurgulanır ve örtü kelimesi olan “hımar” ile beraber başörtüsü net bir şekilde anlaşılırdı. Nitekim abdest alınmasıyla ilgili ayette başın sıvazlanması söylenirken, baş kelimesi Arapça karşılığı 'res' ile vurgulanır. Gelelim ayette anlatılmak istenen asıl konuya. Ayette kapatılacak yerin yaka açığı olduğu geçer. Yani hımarın başı kapatması değil, ayette açıkça yaka dekoltesini örtmesi istenir. (Yaka açığı manasına gelen 'cuub' kelimesi hem bu ayette kapanılacak bölgeyi belirtmek için, hem Hz. Musa'nın yaka açığına elini soktuğunu belirten ayetlerde geçer.) /.../

Sami Hocaoğlu beyefendi hımar kelimesine birden fazla anlamlar vererek hem başörtüsü hem de örtü anlamının olduğunu yazmış. Bu fikri düşündüğünüzde Yaradan ın ayetlerini açık ve anlaşılır gönderdim sözlerine uymuyor. Nedeni her isteyen istediği anlama çekecektir de ondan günümüzde olduğu gibi. Bu görüşü konuşmaya devam edelim. Bu ayette anlatmak istenen şey başın örtülme emri değil peki neresi? Göğüs kısmını örtünüz diyor Rabbim. O zaman koskoca Kuran da Allah kadınlar başını örtmelidir diye bir tek ayet yazmayacak da bu ayette göğsünü örtmelidir ayetindeki bir kelimeye başörtüsü ismi takarak İşte bakınnnnn Allah kadının başını örtmelidir demek istiyor aslında bu ayette diyeceksiniz öylemi kardeşlerim. Yaradan eğer kadın başının örtülmesini isteseydi hiç kuşkusuz kadın başını örtmelidir derdi dostlarım, Çünkü Kuran ben böyle açıkça yazarım diyor dolaylı ima etmem diyor birçok ayetinde. Yukarıda yazdığım onca ayetin hiç mi hükmü yok sizce. Hiç ama hiç başını örtmeli kelimesi dahi geçmediği halde. Peki, ayetlerinde hani Rabbim yemin ederek; Yemin olsun ki, biz bu Kuran'da insanlar için her türlü örneği verdik. Diyordu. Ama kadın saçını göstermesin örtsün diyen ayetler nerede? Hani Rabbim; Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Diyerek bizlere açıklık getiriyordu. Hani öğüt alınması için kolaylaştırdık sözleri unutuldu mu dostlar. Ben isterseniz bir ayeti daha hatırlatayım sizlere; Zühruf Suresi 44 Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız. Bakın ne diyor Yaradan bu kitaptan sorumlusunuz. Bu kitaptan sorumlusunuz diyen Rabbim bizlerin birbirine düşmesi için mi acaba kadın başını örtmelidir namehremdir demeyi açıkca yazmamıştır dersiniz (HAŞA).”

Sahibi samimi görünüyor. Fakat samimiyetin tek başına yetmediğini de biliyorum.


Mustafa islamoglu

buyurun hala tatmin olamiyorsaniz bu linkten arastirabilirsiniz

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Selam ve dua ile
__________________
KENDINI HAK ILE MESGUL ETMEZSEN,BATIL SENI ISGAL EDER
ayparcam isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 27.09.2008, 01:28   #10
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2157 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart --->: Tesettürsüz Türbanlılar

Devekuşuna demişler, "Kanatların var, uç." O da kanatlarını kısıp "Ben deveyim" demiş, uçmamış, "Madem deveyim diyorsun, yük götür." O zaman kanatlarını açıvermiş, "Ben kuşum" demiş, yükün zahmetinden kurtulmuş,

sanki etraf bunlarla dolu gibi geliyor bana.....
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 15:29.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.