ADEM'in HESABI SORULMALI

[Sivaslilar.Net]

Almanya'da Nazi artıkları Türk evlerini yakarken, bir şiddet olayı da Alman polisinden geldi.

26 yaşındaki Adem Özdamar "2 Afrikalı zenci peşimde beni öldürecekler, kurtarın..." diye Alman polisine sığındı. Ancak, götürüldüğü Alman karakolundan koma halinde çıktı. Günlerdir hastanede ölüm kalım savaşı veriyor.
Almanya’nın Hagen kentinde Türk genci Adem Özdamar’ın nasıl komaya girdiği açıklanamıyor. Ailesi, Adem’i Alman polisinin komaya soktuğunu öne sürerek şikayetçi oldu. Polis ise, Adem’e fiziksel müdahalede bulunduklarını kabul ediyor, ancak, kafatası parçalanacak şekilde nasıl bir "fiziksel müdahale"ye uğradığını açıklayamıyor. Polis, "Uyuşturucu etkisi altındaydı ve peşinde kendisini öldürmek isteyenler bulunduğunu söylüyordu. Birden saldırganlaşınca sakinleştirmek için fiziksel müdahalede bulunmak zorunda kaldık" diyor.
ALMANYA’da Türkler’e yönelik kundaklama olaylarının yankıları bitmeden, polisten dayak yiyen Adem Özdamar adlı Türk gencinin komaya girmesi, Türk toplumu arasında infial uyandırdı. Doktorlar, hastanede 4 gündür yaşam mücadelesi veren Adem için umutlu konuşmuyorlar. Ailesi Alman polisini suçluyor. Adem’in uyuşturucu ve alkol etkisinde bulunduğunu açıklayan polis ise, "Saldırganlaştığı için, sakinleştirmek amacıyla fiziki müdahalede bulunduk" diyor. Adem’in beyin fonksiyonlarına ağır hasar verecek şekilde nasıl bir "fiziki müdahale"ye maruz kaldığı merak konusu. Hagen Emniyet Müdürlüğünden Ulrich Hanki yazılı açıklamasında şöyle dedi: "Kendisini siyah bir adamın takip ettiğini söyleyen şahıs, polis tarafından emniyete alınırken saldırganlaştı. Ancak polislerin müdahalesi sonucu olarak fiziki olarak sakinleştirildi. Uyuşturucu bağımlısı olan kişi daha sonra hastaneye götürüldü. Şu anda yoğun bakımda ve hayati tehlikesi var."

OLAY NASIL OLDU

Olay, Dortmund yakınlarında bulunan Hagen şehrinde pazar günü sabaha karşı 02.00 sıralarında meydana geldi. Adem Özdamar (26) bir miktar alkol aldı ve ardından "Korkuyorum; beni öldürecekler" diyerek eve polis çağırdı. Adem Özdamar’n ailesi ve komşuları, "Adem, gece yarısı ’Beni öldürecekler. Ben bu evde kalamam. Ablamın evine gitmeliyim’ demeye başladı. Bu isteğini yerine getirebilmek için polisi arayıp yardım istedi. Eve gelen polisler, Adem Özdamar’ı yanlarına alıp gitti. Ancak, ablasının evi yerine karakola götürülmüş" diye konuştu.
Karakolda Adem Özdamar ile polisler arasında çıktığı sanılan tartışmada genç adamın, kafasına aldığı ağır darbeler sonunda hastanelik olduğu öne sürüldü. Sabaha karşı karakola çağırılan ambulansla hastaneye götürülen ve hemen ameliyata alınan Adem Özdamar’ın durumu 4 gündür ciddiyetini koruyor.

KAFATASI PARÇALANMIŞ

Adem Özdamar’ı evden alan polislerden biri çıkan kargaşada el parmağının kırıldığını iddia ettiği belirtilirken, 2 günden bu yana komada olan Adem Özdamar’ın aldığı darbelerle kafatasının parçalandığı, vücudunun bir bölümü, kol ve bacaklarında ağır yaralar ve şişmelerin olduğu açıklandı. Doktorların "Şimdilik yapacak birşey yok" dediği Adem Özdamar’ın ailesi ve arkadaşları hastane koridorlarında gözyaşları içinde bekliyor.
Büyükelçi, Alman polisini savundu
Almanya'da polisin fiziki şiddet kullanması sonucu komaya girdiği iddia edilen Türk vatandaşına yönelik Hurriyet.com.tr'nin başlattığı kampanyanın ardından Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği açıklama yaptı. Alman Büyükelçiliği polisi savundu.

Büyükelçilik tarafından yapılan açıklamada, 26 yaşındaki Türk vatandaşının yüksek dozda uyuşturucu aldığı ve etrafa saldırmaya başlayınca kontrol altına alındığı ifade edildi. Açıklamada, "Şahsın bedeni üzerinde bulunan tüm yaralar, yüzeysel anlamda sıyrıklardan ibaret olup, polisin genç adamı tıbbi müdahalenin yapılacağı hastaneye götürme denemelerinin sonucu olarak sedyeye bağlanmasından kaynaklanmıştır” denildi.

Açıklamada ayrıca Essen’deki Türk Başkonsolosluğuna da soruşturma hakkında sürekli bilgi verildiği ifade edildi.
Şimdi de biz soralım..

Nazi artıklarının Türk evlerini kundakladığı Almanya’da bir Türk genci şikayet için gittiği karakoldan beyin sarsıntısı geçirerek çıktı…

26 yaşındaki Adem Özdamar komada..
İddia şu: “Polisler Adem’i kıyasıya dövdü…”
Peki nasıl oluyor bu? İşte bunu soruyoruz…
Adem’e karakolda ne oldu?
Alman makamlarından hiçbir açıklama yok. Aile perişan…

Son dönemde “Nazi artıkları”nın yabancı düşmanlığını körüklediği Almanya’da “ırkçılık siyasal bir boyut” mu kazanıyor?
Alman hükümeti kundaklanan Türk evleri konusunda sessiz…
Sanki göstermelik bir soruşturma sürüyor.
Sanki bir “göz yumma” var…
Neden mi?

Çünkü Almanya Başbakan’ı Merkel açıkça söylüyor:
“Türklere ayrıcalıklı AB üyeliği verelim”…
-Yani?…
Yani, “Türkler ikinci sınıf AB üyesi olsun”
Peki bu bir tesadüf müdür?
Yani Alman Başbakanı’nın Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili “ikinci sınıf üye olun” önerisiyle Türklere yapılan kundaklamaların aynı zamanda yoğunlaşması bir tesadüf müdür?

Bu sözler “Nazi artıkları”nı güçlendiriyor olabilir mi?
Hatta Almanlar arasında “yabancı düşmanlığı”nı cesaretlendiriyor mu?.
Belki de bu yüzden kundaklamalar başladı.
Belki bu yüzden Adem komaya sokuldu..

Evet soru işaretleri çok ağır.
İnsan inanmak istemiyor ancak ne yazık ki bu soruların tonu giderek yükseliyor.

Adem son örnektir.
Bu nedenle Adem’e yapılanın peşini bırakmayalım.

Her fırsatta Türkiye üzerine “insan hakları komisyonları kuran” ve Ankara’dan çok Diyarbakır’a gelip “insan hakları raporları hazırlayanlara” şöyle diyelim:

-Evet insan hakkı kutsaldır.
Bu nedenle kundaklamaların ve Adem’in hesabı sorulmalıdır.
Eğer Almanya’da bir “yabancı düşmanlığı” hortlatılıyor ve Nazi artıkları hareketleniyorsa bu tespit edilmelidir.
İşte bu nedenle bir kampanya başlatıyoruz:
İşte Alman İçişleri Bakanlığı’nın internet adresi.
Oraya yan taraftaki bu metinleri gönderin.
Bu metinleri yalnızca Türkçe değil, Almanca ve İngilizce yazıyoruz.
Çünkü bu sorun yalnızca Türklerin sorunu değildir. Bu sorun bütün insanlığın sorunudur.

And so now, let us ask.....
A young Turk living in Germany, where Nazi supporters set fire to an apartment inhabitied by Turks, went to a police station to make a complaint, and emerged with damage to his brain. And now 26 year old Adem Ozdamar is in a coma.

Here is the allegation:
"The police beat Adem badly..."
But how does something like this happen?
This is what we are asking:
What happened exactly in the police station in Germany?
There have been no official explanations from any German authorities.
His family, in the meanwhile, is distraught.
Is the hostility towards foreigners in Germany, which has been provoked recently by these Nazi-era supporters, taking on political dimensions?
The German government has remained silent on the subject of the arson attack on the Turkish apartment building. A "showy" investigation is continuing.
There seems to be some sort of purposeful "ignoring" going on.
But why?
Because as German Chancellor Angela Merkel has clearly and openly said:
"Let's give the Turks a separate sort of EU membership...."
Which means?
Which means basically "Let the Turks become second class EU members."
So is this a coincidence, this stance towards Turkey's EU drive and the increasing attacks against Turks in Germany?
Is it possible that words like this from Merkel are strengthening the stance of Nazi style youths and people in Germany?
It could be that this is the real reason behind the increased attacks on foreigners, even the reason that Adem is lying in a coma now.
Yes, these are very serious questions. You don't want to really believe this, but unfortunately, these sorts of questions are only increasing.
Adem is just the latest example.
So for this reason, let's not stop following the traces of what happened to Adem.
Let's say the following to the same nation that keeps pushing for a "human rights commission" to be formed focusing just on Turkey, the same nation which comes to Turkey and heads straight for Diyarbakir to talk about "human rights":
"Yes, human rights are sacred. Which is why we need to hear your explanation for the arson attacks on the Turkish apartments, and the injury done to Adem. If in fact hostility towards foreigners is increasing in Germany, and if the neo-Nazi movement is acting up more and more, you need to detect this."
Which is why we are starting up this campaign:
Here is the internet address of the German Interior Ministry. Send this text, which is on the other side, to them. These texts are not only in Turkish, but also in English and German. Because this problem does not only belong to the Turks, but to all people
.
ALMAN HÜKÜMETİ'NİN DİKKATİNE
“Biz aşağıda imzası bulunanlar.
Almanya’da son dönemde artan yabancı düşmanlığına karşı Alman İçişleri Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz.
Son dönemde başta Türkler olmak üzere yabancıların yaşadığı evlere karşı başlatılan kundaklamalar için ciddi bir soruşturma açılsın. Ve son olarak Türk genci Adem Özdamar’ın gittiği polis karokulndan nasıl olup da komaya girerek hastaneye kaldırıldığı sorusuna cevap bulunsun…
Medeniyetin en temel değeri olan insan hakları için bu soruların cevabının ortaya çıkartılmasını istiyoruz…
Saygılarımızla…
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
AUFFORDERUNG AN DİE
DEUTSCHE REGİERUNG

Wir, die Unterzeichnenden, fordern das
Bundesinnenministerium dazu auf, seinen Pflichten nachzukommen und gegen die wachsende
Ausländerfeindlichkeit in Deutschland vorzugehen.
Es müssen gründliche Ermittlungen geführt werden, um in letzter zunehmenden Gewalttaten gegen die Wohnhäuser von Ausländern, insbesondere von Türken, aufzuklären.
Und nicht zuletzt muss auch geklärt werden, wie der Adem Özdamar in einem Polizeiwache zu so einem Zustand gekommen ist.

Im Namen der Menschenrechte, dem Grundwert der Zivilisation, fordern wir, dass diese Fragen (vom Bundesinnenministerium und den deutschen Behörden) beantwortet werden.

Hochachtungsvoll

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
TO THE ATTENTION OF GERMAN GOVERNMENT
"We the undersigned call the German Interior Ministry to action in regards to the recent increase spate of anti-foreigner activities in Germany.
There should be a serious investigation opened into the arson attacks on houses where not only Turks, but other foreigners too, reside.
Lastly, there should be an attempt to find some answers to the question of how Turkish youth Adem Ozdamar, who went to a police station to make a complaint, wound up in a coma."

We wish for the answers to these questions to be revealed in the name of the most basic value of all civilizations, that of human rights.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Kaynak:Hürriyet gazetesi

[albina58]

Bir ay kadar evvel ilk kundaklama olayı olduğunda topic açmışdım,ne siteden nede almanya'da ikamet eden hemşerilerimden itibar görmemişdi,aradan bir süre geçdi başka bir arkadaş topic açtı,4 yorum 15 okunma yine düşdü,maalesef aynı zamanlarda açılan seda sayan muhabbeti 100 e yakın yorum 1000 e yakın okuma gördü,sözün kısası,dar'a gelemeyiz,devleti yönetenler zaten bihaber bu konuda zira en başda onların şakşakcıları mudahele eder toz kondurmazlar,aşağıdaki konu bunu kısaca özetler, zira yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza para deposu gözüyle bakan senelerce, YİMPAŞ,KOMBASAN,JETPA gibi kuruluşlar vasıtası ile söğüşleyen,dertlerini anlatmaya çalışanları it azarlar gibi azarlayan, siyasal ikdidarların en son moda nanesine gelin beraber gözatalım.
Faruk Çelik'in Norveç balonu ayıbı!

AKP’nin ülke yönetme biçimine son örnek: Çalışma Bakanı Faruk Çelik kameraların karşısına geçiyor. Define bulmuş bir edayla müjde, müjde diye bağırıyor.

Adeta bütün Türkiye pür dikkat ekranda bakanın vereceği müjdeye kilitleniyor.
Bakan gülücüklerle yüz bin kişiye iş, yüz bin kişiye iş diye haykırıyor.
Ne yalan söyleyeyim ben dahil haberi duyan herkes seviniyor.
Öyle ya yüz bin kişiye iş, en az iki ya da üç yüz bin kişiye aş demek.
Bakan devam ediyor.
İş Norveç’de diyor.
Bizden 100 bin işçi talepleri var açıklamasını yapıyor.
İçim daralıyor.
Öyle ya Türkiye’nin Çalışma Bakanı, ırgat ihracını böyle davulla-zurnayla nasıl ilan eder?
Nasıl böyle bir şeyi müjde diye topluma sunar?
Senin işin yurt dışına işçi göndermek mi, istihdam alanı yaratmak mı?
Yoksa Türkiye, Almanya’ya işçi göndermeye başladığı 1960’lara mı dönüyor?
Derken haberin TV’lerden yayımı ile onbinlerce genç bulundukları illerdeki İş Kurumlarına koşuyor.
Kapılarda izdiham.
Haritalarda Norveç’in yerini bilmeyen insan yığınları, aç kalmamak adına başka ellerde ırgatlığa bile razı oluyor.
Aaaa o da ne?
Kısa adı İŞKUR olan Türkiye İş Kurumu kapısına dayananları azarlayıp geri gönderiyor.
Niçin mi?
Norveç’e işçi göndermek diye bir şey yok da onun için.
Son umut deyip koşanlar çılgına dönüp itiraz ediyor:
- “Sen Bakan’dan iyi mi bileceksin. Bakan TV’de açıkladı.”
İŞKUR: Ben de böyle bir bilgi yok. Bana verilen herhangi bir talimat da yok.
Evet evet yanlış okumuyor sunuz tablo ya da manzara aynen budur.
İŞKUR bürolarında bu kargaşalar yaşanırken Norveç’in Ankara Büyükelçiliği de internet sitesine şu açıklamayı koyuyor: “Norveç Çalışma Bakanlığının işçi alımı ile ilgili bir çalışması yok. İşçi talebi olan Norveç’deki firmalardır ki bu da bizi ilgilendirmiyor.”
Tam bir çadır tiyatrosu.
İki gün önce Bakan, Norveç’e 100 bin işçi balonunu uçuruyor, bakana bağlı olan İŞKUR ile Norveç Büyükelçiliğinin yaptığı balon katliamına bakın.
Bitmedi...
Önceki gece saat 00.50 sularında Kanal 24’de bir haber.
Haberi seslendiren Serkan Oral’ın dudaklarından şu ifadeler dökülüyor:
- “Aman Norveç’e gönderirim diyecek olan dolandırıcılardan uzak durun.”
Kanal 24, AKP’nin yarı resmi yayın organı gibi ve söylediğine bakın!
Sizce bu duruma düşen bir Çalışma Bakanı ne yapmalı acaba?
Tamam Faruk Bey özde dürüst ve namusludur da bu yapılan şey olacak iş midir?
Ses bombaları patlatarak sadece soyut hamasi bir imaj ile ülke yönetilebilir mi?
Benim bu hadiseye yorumum şudur:
Tayyip Erdoğan’ın Bakanı bile toplumda yükselen korkunç işsizlik ve iş taleplerinden illallah demiştir ve artık ne dediğini bilmez haldedir.

Sonra ah vah demenin bir anlamı yok,kaldıki bu günlerde meclisden geçen ve çogunun bile ne olduğunu bilmeyen vatandaşlarımızın sadece TÜRBAN meclisden geçdi naralarında kalmaları gibi,buda hükümet 100 bin işsize iş buldu diye tatlı bir sada olarak kalıcak,ahada buraya yazdım.Saftiriklerde 3 ay sonra bana hükümet işsize iş buldu diyip gezecek.

[Ertugrul]

Benliğimizi kaybettik,birliğimizi kaybettik,kendimize olan güvenimizi kaybettik,millet olabilme bilincimizi yitirdik,biz biz olmaktan çıktık.
Başkasının kurguladığı oyunun içinde figuran olmaktan öteye gidemiyoruz.Sistematik hataların içindeyiz ve bunu kabullenmeyerek yüzeysel sorunlar ile bir birimize düşmekten kendimizi beri çekemiyoruz.
Ortalık karanlık ruhlu aydınlardan geçilmiyor,münevverlerimizi yitireli çok oldu.Milletimiz kanaat önderlerinin bir çoğu sessizlik gemisi ile göçtü,kalanlar ise cılız çığlıklarla durun kalabalıklar,bu sokak çıkmaz sokak diyor,dinleyen yok !
Adem'in başına gelenler bir Alman'ın başına İstanbulda gelseydi ortalık bir birine girerdi,ne zorbalığımız,ne geri kalmış demokrasimiz nede bağnazlığımız kalırdı,bu çığlıkları da önce karanlık ruhlu aydınlarımız atardı.

[tekniker58]

hükümet bu işe elatmalı artık bu işler el atmalı zamanı çoktan geçmiş durumda. daha ne kadar olacak daha nereye kadar böyle bir durum olacak.

[çılgın-sedat]

yok böyle bi saçlamalık devlet uyumaaa

[sivaslıgenç]

Ya Türkiyedede yüzbinlerce Alman var biz hanğisine bir şey yaptık.Hükümetimizn bu konuya acilen el atması lazım.

[Serd@r]

Yurt dışında yaşayan yurttaşlarımız tedirgin,biz BÜYÜK TÜRK MİLLETİ duyarsız,TÜRKİYE CUMHURİYETİ sessiz,Alman hükümeti pervasız,nazi denilen adiler ş-e-r-e-f-s-i-z.Bu kompozisyonlar yan yana geldiğinde bu tür manzaralarda aşikar olabiliyor,ben bizlerin yani dış güçlerinde dediği gibi"UYUYAN DEV TÜRKİYE"nin ne zaman uyanacağını çok merak ediyorum illa uyanmamız için bir savaş ve paralelinde gelişen KUVAY-İ MİLLİYE duygusunun mu oluşması lazım.
UYAN EY GÜZEL ÜLKEM GAFLETTEN UYAN sen Osmanlı torunusun,varlığın bile dış güçleri korkutuyor ama sen varlığından bile birhaber yaşıyorsun.
Allah sonumuzu hayr eylesin!

[FurkaN]

Hükümetin bu konuda tavrını netleştirmesi gerekir... Oraya gidip kardeşiz nutukları atılmamalı olayın aydınlatılması için ne gerekiyorsa yapılmalı..... Devlet ordaki vatandaşlarına sahip çıkıp Almanya hükümetine tavrını göstermeli... Eğer bu olay burada yaşansaydı bütün Avrupa tepemize binerdi... İki İngiliz öldüğünde neler yaşandı hepimiz gördük... Ve Avrupa'ya şirin görünmek için medyamız ne yalakalıklar yaptı... Ama aynı yalaka medya bugün bu olayda sessiz neden çünkü mağdur bir Türk...

Bu olaylar için devlet tedbirini almalı lafla peynir gemisi yürümüyor artık icraat görmek istiyoruz...

[PeRi58]

bu insanlıkmı ya.türkiyede okadar alman watandas var hangisine zarar veriyoz hangisinin ewlerini ocagını yakıp yıkıoz öldürene kadar dövüyoruz.artık tedbir alınması lasım yurt dısında yasayan ınsanların artık can guwenlıgı yok kıme gıdıp sıgıncaklar ALLAH yardımcıları olsun hepsinin..

[sonbahar5803]

Çok üzücü olaylar. Bunlar yeni değil, eskiden beri vardı.
Burada hükümet gerekeni yapmalı tabiki de. Ama Almanya'da yaşayan vatandaşlarımıza da çok iş düşüyor.

Bazıları benliğini o kadar kaybetmişki, Başbakanımızın tabiriyle asimile olmuşlar maalesef. İlk yangın olayında hala ''Alman polisine güveniyoruz. Onların sayesinde burada rahatız.'' diyebiliyorlardı.

Mahallede yüzünüze gülen iki Alman dosttan ibaret değil gördüğünüz itibar. Anlayın artık, Türkler'in oradaki varlığını içine sindiremeyenler çoğunlukta. Biz Türkler de büyük nüfusumuzla gereken tepkilerimizi göstermeliyiz.

Yeri geldiğinde coplanmayı da göze almalı, sesimizi dünyaya duyurmalıyız.
Türkler ayaklanıyor korkusunu içlerine düşürmeliyiz.

Sadece kendi hükümetimize yüklenerek değil.