|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
16.12.2007, 04:48 | #1 |
Usta Yiğido
albina58 Şuan
Son Aktivite: 14.08.2016 21:40
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 552
Tecrübe Puanı: 771
|
Fethullah abime açık mektup
Fethullah abi,senelerdir dışarda ABD ve YAHUDİLER in memleketinde sel-sefil halde ömrünü çürütüyon,gerçi Türk & Amerkan ortak dernekleri tarafından atananlarca ikdidarlarda gözün kulağın oluyor,egemen bağış-cüneyt zapsu-kürşat tüzmen-neydi şu ekonomi bakanı hah o işte,görevlerini LAİK i ile yapmaktalar,ekonomimiz çok iyi duruma geldi,borcumuz sıfırlandı,uluslararası arenada itibarımız çok iyi duruma geldi,havaalından inince türk vatandaşlarına birinci sınıf muamelesi yapılıyor,enflasyon helal ellerdekiler tarafından sıfırlandı hiçbirşeye zam gelmiyor,hükümetimiz beşyılda 128 milyar dolar FAİZ ödemedi,zira faiz ödemek bu hükümete yakışmaz.Terörü bitirdik,toplumsal barışı sağladık ne olsa hoşgörülü bir toplumuz,gerçi başbakanımız bu AB iki yüzlü desede ekonomik olarak ÖZELLEŞTİRMELER sonucu tüm bankalarımızı sattık,bir iki tane taaa cumhuriyet zamanından kalma bankamız kaldı,allahın izniyle onlarıda satarsak çok iyi olacak,bu gavurlar ne eyce adamlar aldıkları şeyin hemen adını değiştiriyorlar.Ha yahudi amcalarımızın aldığı bankalardab bi deneside benim memleketimde bir şube açmış,allah razı olsun,gerçi bankacılık olarak bunlar özellikle güneydoğu ve doguanadolu bölgesini hedef seçmiş,ora doğumlu olanlara türkiyenin neresinde olsun kredi açıp,faize,pardon borca para veriyorlar ama olsun bizim ordada açdılar.Bir iki hemşerimiz başka konularda amerikan malı olanları alın yemeyin deselerde yakında onlarda he olur deyecekler.Askerlik zati yan gelip yatma yeri üst kademelerce buda onaylandı,AB ye verdiğimiz imzalarca pasifize edildiler,işlem tamamdır.
Velasılı kelam,herşey istediğimiz gibi,devletimiz güllük gülüstanlık,eh işte arada bir arızalar olmuyo degil,kendini bilmez bir kaç bilim adamı çıkıyo,peh peh bilim miş,icat mış bişiler yapıyo ama kimsecikler bişe anlamıyo onlarıda amcalarımız hemen tokatlıyolar.Medeniyetler buluşmamıza laf sokuyorlar,bop muymuş,bokmuymuş neymiş,ne zıkkımsa onlarıda boşver. Az biraz zaman kaldı,iki üç daha kırmızı kartı gösterir,bağın bosdanın suyunu kesersek,ne bahça kalır nede bağ kalır,aç susuz topdan elleri ayağı çekilir bu vatan hainlerinin,utanmazlar birde ulusalcılıktan bahsediyolar,gardaşım 2000 lerde yaşıyok,ne ulusalcılığı kaldı,nerdeyse yatak odalarımızın birleşeceği şu günlerde,millilik gibi ilkel kalmış kelimelerden bahsediyorlar.Nerden bilsinler bizim yapdığımız tüm binalarda yerli malı hiçbir mal kullanmadığımızı,çağ atladık yahu,tüm malzemelerimiz AVRUPAN,AMERİKADAN geliyor,şimdi globalleşmeden bahsetsek angut gibi bakarlar hala ''Yerli malı yurdun malı'' gibi,bilmediğim konulardan bahsederler.Çağ değişdi,at binenin kılıç kuşananın. Hocam az bir süre sonra gene sana yazarım,işlem tamamlanmak üzere selametle kal.
__________________
.............BU TECRÜBE BU ÖMRE YETMEZ...... |
14.03.2008, 11:19 | #2 |
Tecrübeli Yiğido
recosan58 Şuan
Son Aktivite: 05.09.2011 19:13
Üyelik Tarihi: 05.10.2007
Yaş: 49
Mesajlar: 232
Tecrübe Puanı: 651
|
Fethullah GÜLEN kimdir
Fethullah Gülen, 27 Nisan 1941'de, Erzurum ili, Hasankale (Pasinler) ilçesi, Korucuk köyünde dünyaya geldi. 1946 yılında ilkokula başladı ancak babasının 1949 yılında Alvar Köyü'ne imam olması ve ailesinin oraya taşınması nedeniyle ilkokulu bırakmak zorunda kaldı ve daha sonra dışarıdan tamamladı. 10 yaşındayken Kur’an’ı hatmeden Fethullah Gülen, 14 yaşında ilk vaazını verdi.
1959 yılında Erzurum’dan Edirne’ye giden Fethullah Gülen, girdiği sınavları kazanarak 6 Ağustos 1959’da Üçşerefeli Camii imamlığına getirildi. Askerlik görevine 1961 yılında Ankara Mamak’ta başlayan Gülen, usta erlik dönemini geçirdiği İskenderun’da verdiği bir vaaz nedeniyle mahkemeye sevk edilerek aklandı ancak disiplin cezası alarak 10 gün askeri hapishanede yattı. Askerden sonra yaklaşık 1 sene Erzurum’da ailesinin yanında kalan, Komünizmle Mücadele Derneği'nin kuruluşunda bulunan ve Halk Evi'nin kadrosuna katılan Gülen daha sonra yeniden Edirne’ye döndü ve 4 Temmuz 1964 günü Dar'ül Hadis camiinde Kur'an Kursu öğretmeni ve fahri imam olarak göreve başladı. 1965’te Kırklareli merkez vaizliği, 1966’da İzmir merkez vaizliği görevlerinde bulunan Fethullah Gülen, İzmir Kestanepazarı Kur’an Kursunda hocalık yaptığı 1968 yılında, Diyanet görevlisi olarak ilk kez hacca gitti. 1972-74 yılları arasında Edremit merkez vaizliği, 1974-76 yılları arasında Manisa merkez vaizliği yapan Gülen, 12 Eylül 1980 ihtilaline kadar da Bornova merkez vaizliği görevini sürdürdü. 1977 yılında görevli olarak gittiği Almanya’nın çeşitli yerlerinde konuşmalar yaptı ve konferanslar verdi; ilk sayısı Şubat 1979’da çıkan Sızıntı Dergisi’nde yazdı. Fethullah Gülen, ihtilalin ardından Çanakkale merkez vaizliğine tayin edilse de rahatsızlığı yüzünden göreve başlayamadı ardından da ağırlaşan şartlar nedeniyle vaizlikten istifa etti. 1985 yılında Anadolu’yu dolaşan Gülen, altı yıl aradan sonra ilk vaazını 1986 yılında Burdur Büyük Çamlıca Camii’nde verdi ve 1991 yılı Haziran ayına kadar da haftalık ve aylık vaazlarını sürdürdü. 1988 yılında da Yeni Ümit Dergisi’nde yazıları yayınlanmaya başladı. 1993 yılında annesi Refia Gülen’i kaybetti. Fethullah Gülen’in, aralarında Bulgar Trud Gazetesi ve Varna Televizyonu, Hollanda Televizyonu, Time Dergisi, Rus ORT Televizyonu’nun olduğu yabancı; Aksiyon ve Aktüel Dergileri, ATV, NTV, Show Tv, TRT, Kanal D, STV Televizyonları, Zaman, Cumhuriyet, Milliyet, Radikal Gazeteleri’nin olduğu Türk basın-yayın kuruluşlarında röportajları yayınlanmıştır. ALDIĞI ÖDÜLLER 1995 – Türk Ocakları Vakfı "Nihal Atsız Türk Dünyası Hizmet Ödülü" 1995 – Mehmetçik Vakfı “Teşekkür Beratı” 1996 – Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) “Hoşgörü Ödülü” 1997 - Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyasına Hizmet Ödülü” 1997 – Türk Eğitim-Sen “24 Kasım Eğitim Özel Ödülü” 1998 – “Türk 2000'ler Vakfı Ödülü” 1998 – “Hamdullah Suphi Tanrıöver Türk Ocakları Kültür Armağanı” 1998 – “İpekyolu Vakfı Ödülü” 2001 – Türkiye Yazarlar Birliği “Üstün Hizmet Ödülü”
__________________
|
14.03.2008, 11:25 | #3 |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1034
|
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
Yazar: Milli Çözüm Araştırma Ekibi ... 1970'lerin ortalarında, Milli Görüş istikametinde hizmet gören Ak-Evler hareketinden koparılarak "AKYAZILI" Vakfı kurdurulan Fetullah Gülen, giderek Bediüzzaman'ın çizgisinden uzaklaşarak masonik merkezlere yaklaştı. Dünya'ya hükmeden ve çok gizli ve de kirli işler çeviren siyonist mahfillerle; Pek karmaşık ve karanlık ilişkiler ağına takıldı. Hiçbir resmi sıfat ve statüsü bulunmayan, yüksek öğrenim bile yapmayan sade ve samimi bir hoca efendinin değil, bakanların ve başkanların bile erişemediği uluslar arası bir protokol pozisyonuyla; Papayla programlara... Politikacılarla pazarlıklara başlamıştı. İlk bakışta: Hiçbir resmi etiketi ve dini temsil yetkisi bulunmadan, şahsi gayret ve marifetiyle (hatta bazılarına göre özel velayet ve kerametiyle) bu denli yaygın bir organizeye ve saygın bir otoriteye eriştiği sanılsa... Daha doğrusu malum merkezlerce böyle sunulsa da; aslında O, "küresel çete"nin ve siyonist sömürücü sermayenin, artık sadece bir maşasıydı... Kahraman rolü oynatılan bir figürandı. Ve O'nun patron değil, piyon olduğu, sonunda zan ve tahminlerle değil, resmi belgeler ve şahitlerle ortaya çıkmıştı. İşte Amerika'daki siyonist yahudi stratejisti ve CIA Ortadoğu şefi Graham E. Fuller Fetullah Gülen'e bunun için sahip çıkmakta ve O'nu yere göğe sığdıramamaktaydı. ... Katıksız ve amansız şeriat düşmanı Bülent Ecevit'in bile Fetullah Gülen'e övgüler dizmesinin ve Fetullahçıları partisinden aday gösterip Milletvekili seçtirmesinin arkasında, acaba ne gibi hedefler yatmaktaydı. Milli Görüşten ve Erbakan gerçeğinden uykuları kaçan Bilderberg'ci Ecevit'lerin ve Graham Fuller'lerin Fetullah Gülen'i ve O'nun siyasi temsilcisi AKP'yi böylesine sahiplenmeleri acaba hangi hikmetlere dayanmaktaydı? "Türkiye demokratikleştikçe (Fetullah Gülen'in ve AKP'nin benimsediği ve Amerika'nın desteklediği) İslam'ın, Türklerin hayatında daha önemli bir konuma "geri dönmesi" kaçınılmazdı." Diyen Graham Fuller böylece ağzındaki baklayı da kafasındaki şeytanlığı da açığa vurmaktaydı. .... Rusya Fetullah Gülen okullarını kapatıyor: Rusya yönetimi, ülke içindeki Fethullah Gülen okullarını kapatmak için harekete geçti. Gülen'e bağlı çeşitli şirketleri yakın takip altına alan Rus yönetimi, okulları "Amerikan ve İngiliz casusu yetiştirme merkezi" olarak görüyor. Rusya yerel yöneticileri arasında bu okullarda okumuş bazı görevlilerin de işine son verilmesi için hazırlıklar yapılıyor. Rusya Federasyonu, Fethul*lah Gülen okullarını kapatmaya başladı. Ulaşan bil*giye göre, Rusya Federasyonu yö*netimi Fethullah Gülen okullarını açan şirketleri yakın takibe aldı. Söz konusu operasyonun, Fethul*lah tarikatının okullarına ve şir*ketlerine karşı zaman zaman yapı*lan soruşturmaların en kapsamlısı olacağı açıklandı. Öte yandan, Rusya Federasyo*nu: yerel yöneticileri arasında bu okullarda okumuş bazı görevlile*rin de işine son verilmesi için hazırlıklar yapıldığını hatırlattı. Rus yetkililer, Fethullah Gülen okullarını açıkça "Amerikan ve İngiliz casusu yetiştirme merkezi" olarak tanımladı. Öte yandan, Türkiye kamuoyuna "modern okullar" olarak sunulan bu okullardan bazılarında çok sinsi ve siyasi faaliyetler yapıldığı ve ABD'nin dünya hakimiyeti için beyinlerin yıkandığı özellikle vurgulandı. FSB: CASUSLUK YAPIYORLAR Rusya iç Güvenlik Örgütü FSB Başkanı Nikolay Patruşev, 17 Aralık 2002'de Türk basınında yer an açıklamasında, gerçekleştirdikleri en başarılı etkinlikler arasında Türk casusların deşifre edilmesini de saydı. FSB Başkanı 2002 yılı etkinlik raporunda Fethullah Gülen okullarında çalışan öğret*enlerin casusluk faaliyetlerinin deşifre edildiğini belirtti. FSB Baş*ını, açıklamasında, okulların sahibi konumundaki Tolerans, Serhat ve Ufuk vakıflarının isimlerini verdi. ..... Şu soru mutlaka sorulmalı doğru ve doyurucu cevabı herhalde bulunmalıdır: Bir zamanlar: "Amerika ve Rusya sistem olarak materyalist felsefeyi benimsemiştir. Aslında ne Rusya'nın ne de Amerika'nın bize bakış açıları farklı değildir. Hatta hiçbir fark yoktur, denilebilir. Israrla söylüyoruz ki, ikisi de bizim aman vermez düşmanımızdır."Diyen Fetullah Gülen'e ne oldu ki şimdi: "Amerika, hala bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır... Amerika şu anda: Bütün konum ve gücüyle, bütün dünyaya kumanda edebilir ve buna layıktır." Demeye ve Amerika'yı övmeye başlamıştır? Fetullah Gülen'in asıl amacı; İslam'ı yaymak mı, yoksa siyonist Gizli Dünya Devleti'nin kovboyu olan Amerika'ya uyumlu ve ılımlı vatandaş hazırlamak mıdır? Prof. Alpaslan Işıklı'nın tespitiyle, "yurt dışındaki okullarıyla, Türkiye deki vakıf, dershane, üniversite çalışmalarıyla siyonist emperyalizmin dünya hakimiyetine ve küresel bir totalitarizmin kurulma hedefine hizmet mi yapılmakta dır? Daha önceleri: "sebeplere riayet, bir sorumluluk olsa da; onlara tesiri hakiki vermek apaçık bir dalalet ve inhiraf (sapıklık)tır." "Köpek, kendisini besleyeni sahibi olduğunu sanır ve bu yüzden sahibine gösterdiği sadakat görünüşe, yani nedenselliği dayanır." Diyen Fetullah Gülen, şimdi nasıl oluyor da: "Amerika ile dostça geçinmeden ve Amerika istemeden, dünyanın hiçbir yerinde, hiç kimseye ve hiçbir şey yaptırmazlar... Şimdi (bana bağlı) bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına (yani siyonizmle uyuşarak) gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, bu itibarla, mesela Amerika ile çatıştığımız sürece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz..." diyerek, herkesi Amerika'ya kayıtsız şartsız teslimiyete çağırmaktadır? Fetullah Hoca'ya göre: Kuvvet ve Kudret sahibi, Allah mıdır, yoksa Amerika mıdır? "Amerika daha uzun zaman dünyanın kaderinde çok önemli bir rol oynayacaktır. Bu realite kabul edilmeli, Amerika göz ardı edilerek, şurada veya burada kendi başına bir iş yapılmaya kalkışılmamalıdır... Rusya bile sizi desteklese, eğer Amerika istemezse, işinizi bozacaktır... Çünkü Amerika kendi işlerinin bozulmamasından yanadır. Bu da yadırganmamalıdır." Diyecek kadar Amerika'ya tapınan ve siyonizmin yenilmez gücüne(!) sığınan bir Fetullah Gülen, acaba Kur'an kahramanı mı, yoksa Amerika'nın kuklasımıdır? BEKLENEN MESİH Mİ, YOKSA PAPALIK MİSYONERİ Mİ? Vaazlarında ve kitaplarında: "Hazreti Mesih (İsa A.S) Ahir zamanda o önemli misyonu eda etmek üzere mutlaka nüzul edecektir. Nüzul edecektir ama içinizden şahs-ı manevinin muhtevi bulunduğu mana ve ruha nüzul edecektir. (Yani Hz. İsa şu anda içinizde bulunan; lideriniz ve temsilciniz olan şahsiyete inecektir.) diyerek, dolaylı biçimde Mesihliğini ve Mehdiliğini ilan eden ve nicelerini buna inandıran Fetullah Gülen; "Sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zatı âlilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız." Diye başladığı papa'ya mektubunda: "Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Papalık Konseyi Misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz." Diyor... Şimdi aklımıza ve vicdanımıza güvenerek soralım: Fetullah Gülen beklenen Mesih veya Mehdi Aleyhisselam mı dır? Yoksa kendi itiraf ve ifadesiyle Papalık Konseyi Misyonunun basit bir parçası mı dır? Takiyye yaptığı ve ikili oynadığı açıktır. Ancak, acaba asıl aldatmak ve kullanmak istediği Hristıyanlar ve Museviler midir, yoksa Müslümanlar mıdır? Doğru cevap: siyonist yahudiler ve Haçlı emperyalistler Fetullah Gülen'i... Fetullah Gülen ise Müslümanları kullanmaktadır. Çağ ve Nesil dizisinin 4. kitabının son yazısında ve lider başlığı altında: "Ve eskilerin "Kaht-ı rical" dedikleri seviyeli insan, idareci ve kadro ile lider kıtlığı (yaşanıyor) Yakın geçmişi ve hâlihazırdaki vaziyeti itibarıyla: Şu karmaşık dünyanın gerçek manada bir lider tanıyıp tanımadığını bilemeyeceğim; bildiğim tek şey varsa o da, bizim dünyamızda böyle bir liderin olmadığıdır... ... O Polat sinelerin ve çelikten sedaların yerinde, şimdi sinekler uçuşuyor... Evet, ateşböceklerinin yıldızlaştığı, sineklerin kartallaştığı bu talihsizler diyarında, şimdi aslan inleri, tilki çalımlarıyla inliyor... Bülbülyuvaları saksağanların elinde perişan ve her tarafta yarasalar şehrayinler tertip ediyor... Hakim güçler, insafsız ve temettü (sömürme) avında... Hasıla koskoca dünya başı boşların elinde ve bir baştan bir başa lidersizlikle kıvrım kıvrım (kıvranıyor)..." diyor ve ardından "nasıl bir lider?" diye kendisini anlatmaya başlıyor... Yakın geçmişteki ve günümüzdeki bütün dini ve siyasi liderleri böylesine küçümseyen ve kötüleyen Fetullah Gülen'in, şimdi Amerika'ya ve Papalığa karşı perestlik derecesindeki hürmet ve teslimiyet nasıl bağdaştırılacaktır? ... Şimdi soruyoruz: 1- Fetullah Gülen'e, Papayla görüşmek ve işbirliğine girişmek üzere; Türkiye ve dünya Müslümanları böyle bir yetki verdi mi? Yoksa malum ve melun merkezler mi o'na böyle bir kılıf geçirdi? 2- Bu tavrı ve telaffuzlarıyla, İslam'ın tebliğcisi ve temsilcisi mi, yoksa Vatikan'ıda kontrolüne alan siyonizmin hizmetçisi mi? 3- Hz. Peygamber Efendimizin devrinin önemli devlet liderlerine gönderdikleri ve "Ya, bozuk ve batıl inançlarınızı bırakıp İslamiyet'e ve benim risaletime iman edersiniz. Ya da tüm tebaanızın da günahını yüklenerek cehenneme girersiniz." İçerikli mektuplarıyla, Fetullah Gülen'in Papaya yazdığı mektubunda söyledikleri aynı şeyler midir? Hâlbuki Efendimizin ki, izzet ve davet, bunu ki ise, zillet ve teslimiyettir. 4- F. Gülen, haddini aşarak, bugüne kadar İslamiyet'in hep yanlış anlaşıldığını ve bunun Müslümanların suçu olduğunu söylüyor ve doğrusunun kendisi tarafından ortaya koyulacağını ima ediyor!.. Peki, bugüne kadar sahip çıktığını iddia ettiği Bediüzzaman ve Onun izlerini takip ettiği tüm ehlisünnet uleması; İslam'ın neresini yanlış anlamışlardı ve hangi yanlışları Müslümanlara öğütlemişlerdi? 5- Papayı Türkiye'ye davet ve kutsal yerleri ziyaret teklifini, Süleyman Demirel adına tekrarlama yetkisini ve cesaretini kendisine kim vermişti? Yoksa mason Demirel'le, özel bir ilişki içindemiydi? Hani bu Hoca ve ekibi siyasetten uzak kimselerdi? 6- Urfa'da 3 dinin ortak eğitimini verecek ilahiyat okulunu açma kararı, İsrail'le birlikte mi verilmişti? Çünkü AKP'li belediye Başkanı döneminde bu proje, İsrail yardımıyla Urfa'da gerçekleştirilmişti. 7- Fetullah Gülen, acaba insanlığı en azından kendi taraftarlarını; İslam'i değerlere göre yeniden düzeltmek ve yeryüzünde adil bir düzen yerleştirmek isteyen ender ve önder bir şahsiyet miydi? Yoksa Papalık Konseyinin basit bir parçası, Papa hazretlerinin ve GAP'ta yatırım yapan İsrail'in bir hizmetçisi miydi? Chalmers Johnson (University of California'da emeritus Profesör): The sorrows of empire, New York, 2004. Bu kitapta C. Johnson, ABD'nin dış politikasının tümüyle Wolfowitz gibi neo-conların söz sahibi olduğu pentagon'un elinde olduğunu, Beyaz Saray'ın by-pass edildiğini belirtiyor. Johnson diyor ki; "ABD, ona buna demokrasi sat*mak istiyor, Ortadoğu'ya da "demokrasi yok" gerekçesiyle müdahale ediyor ama kendisi demokrasinin ilkelerinden uzaklaştı. ABD adeta bir imparatorluk oldu ve militarist bir düzen içinde. Ancak, ABD imparatorluğun diğer imparatorluklardan ayıran; önemli bir özellik var, ABD imparatorluğu bir "üs-ler imparatorluğu"dur. İngiliz ya da Fransızlar gibi gittiği yerlerde toprak İşgali amacı taşımıyor, dünyanın değişik bölgelerini "Üs" leri aracılığıyla kontrol altında tutup, ele geçirmeyi hedefleyen bir imparatorluktur Amerika..." Daha ne söylesin Johnson?! Bitmedi. Tam yerine denk geldi, son habere buyurun; ABD, askeri malzemelerini Türkiye üzerinden nakletmek için 7 liman ve 6 havaalanını kullanma izni aldı. ABD'nin kullanı*mına verilen liman ve alanlara ilişkin karar yürürlüğe girdi. Bush'un geçtiğimiz aylarda açıkladığı "Türkiye cephe ülkesidir;" sözleri ABD'ye verilen liman ve üslerle daha bir an*lam kazandı. Haber turuma devam ediyorum sevgili okur, nasıl hoşunuza gidiyor mu? Bambaşka bir dala konuyoruz, ne âlâsı var demeyin, an*layana; 'En büyük Yahudi nisanı Nazarbayev'e verildi. Dünya Yahudileri Konseyi, Kafkasya'nın enerji merkezlerinden Kazakistan'ın Devlet Başkanı Nursultan Nazarbavev'e, medeniyetlerarası diyaloga katkılarından dolayı, "Uluslararası Maimonides Nişanı-en büyük Yahudi nişanı" verdi. Avrasya Kuruluşları Bir*likleri temsilcileri ve Nazarbayev ödül töreni*nin ardından, Kazakistan-Astana'da yeni yapılan Orta Asya'nın en büyük sinagogu Rachel-Habad Lyubavivch'i törenle açtılar. Bu en büyük Yahudi nişanının Nazarbayav'e verilmesinin diğer önemli sebebi ise; Fetullah Gülen'in okullarına yaptığı destek olduğu konuşulmaktadır. Fetullah Gülen'le MOON ve MASON İlişkileri: Moon tarikatı ile Fetullah teşkilatı arasındaki örgütlenme modellerindeki siyonist ilişkileri yanında en önemli benzerlikse birinin Mesihliğe, diğerinin ise İslam temsilciliğine ve Mehdiliğe soyunmalarıdır. Her ikisini de organize eden, Amerika'daki siyonist kuruluş; CSIS'tır. CSIS 1962'de Georgetown Üniversitesi'nde kurulmuş. Amerikan devletine ve özellikle petrol ve silah şirketlerine hizmet veriyor. Dış ülke yöneticileriyle, bürokratlarıyla, Amerikan çıkarlarına dolaylı ya da dolaysız hizmet verecek akademisyenlerle bağlar kuran CSIS, bir devlet kurumuyken, yenidünya düzenine uyum sağlamak üzere şirkete dönüştürülüyor. CSIS, Ortadoğu petropolitik araştırmalarıyla da ünlüdür. Ortadoğu bölümünün içinde Türkiye'ye de ayrı bir bölüm açılmış, CSIS birimlerinin yönetimlerinde istihbarat örgütlerinde ve yabancı ülke*lerdeki diplomatik misyonlarda dünya deneyimi kazanmış eski dev*let memurları bulunuyor. Üçüncü ülke adamları da bu şeflere raporlar hazırlıyorlar. CSIS yabancı devletlerin görevlilerini de gerektiğinde ABD'de konuk edip, ilgili konularda konferans vermelerini sağlar. Bunların arasında Türkiye başbakanları da bulunmaktadır. Hatta CSIS, Kafkasya petrol boru hatları ile ilgili toplantılarını Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığında gerçekleştirmiştir. Sonraları Başba*kanlık danışmanlığına getirilen, DSP milletvekili ve Ecevit'in ABD gezilerinde en büyük yardımcısı, 2002 yılında Kıbrıs'dan sorumlu Devlet Bakanı, Harvard mezunu Tayyibe Gülek komitenin sekreterliğine getirilmiştir. CİA'nın bile bir üst kurumu gibi çalışan CSIS Fetullah Gülen'inde en büyük destekçisidir. Çok sayıda ülkenin yanı Sıra ABD'de de "lobby" oluşturmak gerekçesiyle okullar kurulması bir gazetede şu ilginç açıklamayla yer alı*yordu: "Gülen'in şimdiki planı, ABD'de Türklere de, Amerikalılara da eğitim verecek bir üniversite açmak. Virginia eyaletine bağlı kü*çük bir yerleşim birimi olan Staunton'da, boşaltılmış bir hasta*ne binasını devralan "Fethullahçı" grup, burada binden fazla öğrenci kapasiteli bir üniversitenin kurulması çalışmalarına başladı. Gülen Londra'da kolej açmış, matematik doktoru bir arkadaş*larının" Staunton Belediyesi ile anlaşması halinde, üniversitenin dünyanın her yanından gelecek öğrencilere "evet" diyeceğini söylüyor. "Fethullah Gülen'in" adamları tüm dünyada, Tanzanya'dan Çin'e çoğunluğu eski Sovyetler Birliği Türki cumhuriyetlerinde yer alan 200'den fazla okul kurdular. Bu okullar İslam'dan çok Türk milliyetçiliğini esas alan bir felsefeyi yaymaktadır. "Balkanlar'dan Çin'e, Türkiye'yi model alan bu seçkinlerin oluşumunu görmek istiyor. (...) Bu kuruluşlar Müslüman olmayan öğrencileri kabul ediyorlar ve yüksek nitelikleri ve belki de İngilizceyi temel eğitim dili olarak kullanmaları nedeniyle, seçkinlerin ço*cuklarını çekmektedir. Şimdi soralım İngilizce dilinde eğitim yapmayı esas alan bu kurumların "Türk milliyetçiliğini" nasıl esas aldığı ya da nasıl olup Tanzanya veya Çin yönetimleri seçkin aile çocuklarının "Türk Milliyetçiliğini esas alan" bir eğitimden geçirilmesine izin vermektedir. "The man and his movement" (Bir Adam ve Hareketi) 26-27 Nişan 2001 tarihlerinde, Georgetown Üniversitesi'nde CMCU'nun son konferansının konusu "F. Gülen: The man and his movement (Bir adam ve onun hareketi) idi. Bu konferansta F. Gülen'in son elli yılda gelişen İslam'i hareketler içinde kurumlaşan tek hareket olduğuna dikkat çekildiğine ve eski CIA şefi Graham Fuller'in RAND şirketi adına Türkiye Nurculuğunu araştırmaya baş*lamış olduğuna dikkat edilirse ABD ile "entegrasyon"un liberal olarak tamamlanmak üzere olduğu söylenebilir. CMCU konferansına katılanların kimlikleri ve deneyleri, Georgetovvn Devlet Üniversitesi'nin yanı sıra ABD yönetiminin ve Yahudi örgütleri ile Alman Stiftung'larının Türkiye'deki din ve ifade hürriyetine verdikleri değerin açık bir göstergesiydi (!): Toplantıya katılanların özellikleri işin ne denli ciddiye alındığını göstermekteydi: Alan Makowsky: ABD Dışişleri istihbarat Bürosu eski şefi, Körfez savaşında ordu danışmanı, İsrail destekçisi WINEP (Washington Institute for Near East Policy) görevlisi. George Harris: ABD eski dışişleri görevlisi, eski Ankara B.elçisi, istihbarat uzmanı, Asya, Ortadoğu, Güneydoğu Asya uzmanı. Roscoe Suddarth: Mali 1961, Lübnan 1963-65, Yemen 1967, Ürdün 1974-1990 istihbarat görevlisi, Middle East Institute başkanı. Graham Edmund Fuller: Yemen, Cidde, Uzakdoğu CIA görev*lisi, ABD Hava Kuvvetleri ne bağlı RAND şirketi yöneticisi. Şimdi*lerde Türkiye'deki Nurcu hareketini ve "Irak, Bahreyn, Suudi Ara*bistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki çeşitli "Şii Müslü*man Cemaatlerin gelecekteki politik rolleri'ni Rend Francke ile bir*likte araştırıyor. Şii araştırması projesinin amacı, "Şiilerin özgürlü*ğü, siyasete ve yönetime katılımlarının geliştirilmesinin yollarını bulmak" olarak belirtilmektedir. .... Moon'un Mesihliğinin nedeni ise şöyle belirtilir. Moon'a göre Hz. İsa politik becerisi bulunmadığından, Hıristiyanlığı ve insanlığı kurtaramamıştır. Bu nedenle Moon kendini Mesih olarak ilan ediyor. Sorgusuz bağlanılacak her şeyh-dede-şef örgütünde olduğu gibi, eleman devşirilme işi, hem Moonculukta, hem Fetullaçılıkta beyin yıkama esasına dayanır. İnsanlığı kurtaracak bir 'Mesih' olarak, ortaya çıkan Moon'a kimse sahte peygamber diyememektedir. Bu örgütle Fetullah Gülen'nin yapılanma modeli oldukça benzeşmektedir. Ancak Türkiye merkezli Moon kilisesi kadar büyük değildir. Her ne kadar iki örgütün yükselmeye başlamaları Amerika'nın başlattığı, 1950'lerin komünizmle mücade*le örgütlenmesine dayanıyorsa da, Moon Hazretleri, Amerika'ya uzaktan yaslanacağına, kendisini ABD'ye atmış ve kırk yıldan bu yana işin ana müteahhitliğine soyunmuş bulunuyor. Fetullah Gülen ise: kırk yılın ardından farkına varmış ki; "Güç neredeyse orada olunmak" der gibi, o da Amerika'ya taşınmış. ABD federal devlet yönetimiyle içli dışlı olmayı başaran Moon, her geçen yılın ardından kutsallığının en üst noktasına ulaşmıştır. Her yıl 10-15 Şubat arasında "Gerçek Ana-Baba" nın doğum günleri büyük gösterilerle ve ayinlerle kutlanmaktadır. Tıpkı peygamberlerin do*ğum günlerinin kutlandığı gibi. Bu arada, onun otellerinde intihar ölümleri de sıklaşıyor. İki yıl önce kendi oğlu da aynı otelde intihar etmişti. .... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
14.03.2008, 12:39 | #4 |
Tecrübeli Yiğido
ero Şuan
Son Aktivite: 13.08.2012 02:57
Üyelik Tarihi: 05.02.2008
Yaş: 35
Mesajlar: 446
Tecrübe Puanı: 660
|
--->: Fethullah abime açık mektup
albina mektubunu buraya değilde üç kuruş para verip amerikaya yollasaydında duygularını fettullah abinle paylaşsaydın buraya boşa konu açmayın... buraya açmandaki amaç ne???..... bu adamı bi kurtarıcı bi peygamber bi Atatürk gibi görenleri çevremde görmek beni çok sinir ediyo.... adresi gogglede yaz çıkıo zahmet olmazssa.....
i
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Konu ero tarafından (14.03.2008 Saat 12:47 ) değiştirilmiştir.. |
14.03.2008, 12:45 | #5 |
Moderator
Arif Coşkun Şuan
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10
|
--->: Fethullah abime açık mektup
Bilgi olmadan ne yorum yapılabiliyor ne de araştırma. Konuyu bilir ve özümserseniz inanın taşlar yerine, hiç bir zorlama olmadan oturuyor. Bilince bulmaca kolay çözülüyor. Öğrenmek ise sizinde katılacağınız gibi sabır işi.
Türkiye'de AKP'nin nasıl iktidara geldiğini ya da Fethullah Gülen cemaatinin ABD'de nasıl kolayca örgütlendiğini anlamak için de bilgi gerekiyor. Bilgiye ulaşıldığında da düğüm kolayca çözülüyor. CIA'nin İslamiyet Raporu da AKP ve Gülen'in kodlarını çözmeye yarayan bilgileri içeriyor. Sevgili okuyucular bu rapor aslında her eve lazım. Bence tıpkı bir vasiyet gibi saklayın.O raporu açıklamadan once Gülen efendinin ne haltlar yediğini bir kere daha hatırlayalım. Gülen efendi emekli vaiz, yazar. Nur Cemaati önderlerinden. 30'u aşkın kitabı ve çeşitli dergilerde makaleleri yayımlanmıştır. Farsça ve Arapça bilmektedir. Hiç evlenmemiş. Gülen, dinde yenilenmeci görüşleri ekseninde oluşan Gülen Hareketi'nin fikri önderidir diye bahsediliyor kendisinden oysa bu adam tamamen ABD adına çalışan, ABD"nin yüzü suyu hürmetine kendi vatanı ve bayrağı adına ajanlık yapan bir insandır. Bunun gibi adamlara insan demek ne derece doğru olur bilemiyorum ama dilimiz alışmış bir kere. Fethullah Gülen, Susurluk olayı üzerine ve 28 Şubat sürecinde müthiş panikledi ve soluğu ABD "de aldı. Uzun süre ABD'de kaldı. Hükümet ve CIA yetkilileriyle görüşmeler yaptı. Cumhuriyet Devrimi güçlerini, "Arkamda Amerika var" mesajı vererek tehdit etmeye çalıştı. İkinci Cumhuriyetçi köse yazarlarını seferber ederek kendini Amerika'nın adamı olarak savundurttu Dinde yenilenme ve dinler arası diyalog konusundaki abuk subuk fikirleriyle sadece kendi cemaati içinde değil,düşünmesini bilmeyen, koyun gibi güdülmeye alışmış, korkak, filozoflar ve sosyal bilimcilerini de arkasına aldı. Şunu da hatırlatmakta fayda var. Bugün hükümet ortaklarının ya da yeni kurulacak hükümette yer alacak partilerin, kişilerin Gülen efendiyle ilişkileri Amerikayla birlikte hareket etmekten başka bir şey değildir. Tıpkı Mehmet Ağar"ın bu adamı partisine almak istemesi gibi. Meclis tarikat liderlerinin yer alacağı bir mekan değildir. Orası benim meclisim ve beni de benim gibi düşünen insanlar temsil edebilir. İşte aşağıda bahsi geçen adam bugün utanmadan, sıkılmadan Mecliste bizleri temsil etmek için aday olmak istiyor. Böyle bir insanın yeri meclis değil Amerika çöplüğüdür. Fethullah efendi kazayla bu yazıyı okursa bilsin ki Laik Türkiye Cumhuriyeti hiç bir zaman tarikat liderlerine teslim edilmeyecek. Türkiye Fethullah gibi adamların ve onu yönlendirenlerin isteği doğrultusunda islam devleti olmayacak. Biz onun yaptığı gibi Amerikaya yalakalık edipte kendi vatanımıza ihanet etmedik etmeyeceğiz de. Fethullah Gülen, baştan sona bir Amerikan Planının parçasıdır. Yeni Dünya Düzeni'nin Türkiye'ye dayattığı Mafya-Gladyo-Tarikat sisteminin bir ayağıdır. Gülen'in önemi, ABD'nin Yeşil Kuşak projesinde üstlendiği rolden kaynaklanmaktadır. Saidi Nursi çizgisinde Erzurum'dan yola çıkan Gezici Vaiz Fethullah Gülen'i, NewYork-Vatikan-Kudüs hattına taşıyan sihirli güç, "büyük müttefikimiz' Amerika'dır. Fethullah Gülen'i Ahlat'tan şimdi bulunduğu Pennsylvania'ya uçuran süreç ve araçlar, CIA tarafından ayarlanmıştır. Sizlerinde benim gibi düşündüğünüzü biliyorum ve buna dayanarak diyorum ki TARİKAT LİDERLERİYLE,İMAM VE ULAMALARLA, TERÖRİSTLERLE DOLU BİR MECLİS İSTEMİYORSAK BU SEFER OYUMUZU DOĞRU KULLANALIM. BU SON ŞANSIMIZ OLABİLİR. 1980'li yılların başlarından itibaren polis okullarına ve polis akademisi'ne sızarak burada kadrolaşan ve daha sonra personel, eğitim, bilgi-işlem, terörle mücadele, istihbarat gibi birimlerde kökleşmeye çalışan Fethullahçılar, istihbarat birimlerinin yanı sıra, var oldukları her yerde ve ortamda, şeyhleri f.gülen'in kaset ve kitaplarındaki "tedbir ve temkin","taktik ve strateji" içeren direktiflerinin gereğini yerine getirerek bugünkü güç düzeylerine erişebilmişlerdir. Nevval Sevindi'nin Sabah Kitapları'ndan çıkan, "Fethullah Gülen İle New York Sohbeti" nde ABD emperyalizmiyle Nur tarikatının bağı, açıkça dile getiriliyor.
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin" |
14.03.2008, 13:01 | #6 | |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1034
|
--->: Fethullah abime açık mektup
Alıntı:
albina 58 rica edeyim bu yazıyı ben yazdım sayayımmı, nasılsa hırsızlık bu zamanda çok önemli iş, vip muamelesi görüyorsun , imza abircan heheh ehe ben yazdım bunu ben yazdımmmm
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
|
14.03.2008, 13:05 | #7 |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1034
|
--->: Fethullah GÜLEN kimdir
allahın günü çok puar istersen biryerden başla, yavaş okursun nasılsa burda artık yazı,
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
19.03.2008, 13:58 | #8 |
Yasaklı
adislibekir Şuan
Son Aktivite: 17.03.2009 21:10
Üyelik Tarihi: 17.10.2007
Mesajlar: 525
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: Fethullah abime açık mektup
Hem benim ne işim var fettullahla kim olduğunuda bilmiyorum.Herhalde amerikan pasaportlu biri değilmi.Ara sıra Medyada papazlarla resmini görüyorum ağlayan burnundan ... saçan biri var ondan mı bahsediyorsunuz.
|
11.04.2008, 21:05 | #9 |
Moderator
Arif Coşkun Şuan
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10
|
--->: Fethullah abime açık mektup
Mehdi yaratma sanatı ve kullanım kılavuzu
SAİD Nursi’nin çınar ağacına elde çay bardağı sokakta yürür gibi çıktığına inanan büyük bir kara kalabalık var bu ülkede. Bu gerçek mucizeyi (!) Mustafa Yıldırım’ın "Meczup Yaratmak" (Ulus Dağı Yayınları, s. 119) kitabından öğreniyoruz. Mustafa Yıldırım da bu peygamber mucizesini Bediüzzaman’ın şakirtlerinden Süleyman Şahiner’in "Hatıralarda Bediüzzaman" (s. 188) adlı menkıbeler kitabından aktarmış. Haydi gelin bu ortamda demokrasiden, özgürlüklerden ve insan haklarından konuşalım, isterseniz. Böyle bir ortamda yetişen babayiğitler elbette seçimlerde aldıkları oyu hukuk devletini çiğnemek için kullanacaklardır. Yargı karşısında kendilerini Kuran ayetleriyle savunacaklardır. YAZMIŞ AMA YANMIŞ! Mustafa Yıldırım’ın kitabını ağzım bir karış açık hayretler içinde okuyorum: Said Nursi (Kürdi) kendi ağzından yazılan özyaşamöyküsünde, yirmi yıllık eğitimi üç ayda tamamladığını söylemektedir (s. 11). Said Nursi beş günde inorganik kimyayı öğrenip bir öğretmeni yenmiştir. Prof. Dr. Şerif Mardin, Said Nursi’nin bir cebir kitabı yazmış olduğunu ileri sürer (s. 20); ancak Süleyman Şahiner ortada olmayan kitabın bir yangında yok olduğunu belirtir. Said Nursi kendi ağzından yazılan kitapta tarih, coğrafya, riyaziyat, jeoloji, fizik, kimya, astronomi, felsefe ilimlerinin esaslarını elde etmiştir. Nasıl elde etmiştir belli değil! Kendi iddiasına göre 80-90 kitabı üç ayda ezberlemiştir. Said Nursi her ezberden sonra bir öğretmenle karşılaşır ve münazarada onu yener(!). MİLİTAN SAİD KÜRDİ Said Nursi (Kürdi), bir İslamcılık ve Kürtçülük militanıdır. İslamcılar ona "Nursi" Kürtçüler ise "Kürdi" derler. Kürt Teali Cemiyeti’nin kurucularından, Şeyh Said ve isyanının destekçilerindendir. Kurduğu Nurculuk olarak bilenen İslami-Kürdi hareket 1950’den itibaren bir kanser gibi Türkiye’yi sarmaya başlamış ve Fethullahçılık olarak bilinen "Yeni Nurculuk" ile dünyaya açılmıştır. Şu anda ülkeyi kanser gibi kemirmektedir! Okuma yazma bilmediğini ileri süren ve kitaplarını şakirtlerine söyleyerek yazdıran Said Nursi’nin, okuduklarımdan öğrendiğime göre, bir peygamber yöntemi kullandığını söyleyebilirim. Rüyalar görmekte, açıkça söylemese de rüyalarında Allah ile konuştuğunu ileri sürmektedir; Hz. Muhammed sık sık rüyalarına girer ve talimatlar verir. "İki düş görerek önemli görevler üstlenen Said-i Kürdi, kendi anlatımına göre ilk kerametini de Bitlis yolunda gösterir: Elleri kelepçelidir. Abdest almak ister. Ancak kelepçeler kendiliğinden açılır." (S. 19) Said Nursi mehdilik, peygamberlik iddiasındadır. Bu imalat ve inşaatı bizzat kendisi yönetmiş ve kendisine Cemal Kutay, Necmettin Şahiner, Rohat ve Prof. Dr. Şerif Mardin kitaplarıyla kalfalık etmişlerdir. Fethullah Gülen de Said Nursi yöntemi kullanmakta ve adım adım onu taklit etmektedir. ABD’nin önderliğinde Kemalizm, Komünizm ve Masonluk’a karşı cihat açmış olan yapıntı mehdi Said Nursi’nin başarılı olmadığını kimse söyleyemez. ABD, kendisi tarafından yazılmış olan bir kullanım klavuzuna uygun olarak Said Nursi’yi kullanmış, şimdi onun bir klonu olan Fethullah Gülen’i tepe tepe kullanmaktadır. Özdemir İNCE
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin" |
11.04.2008, 22:35 | #10 |
Usta Yiğido
58memo Şuan
Son Aktivite: 30.01.2014 20:31
Üyelik Tarihi: 15.12.2007
Yaş: 32
Mesajlar: 2.234
Tecrübe Puanı: 841
|
--->: Fethullah abime açık mektup
Yaa arkadaslar birakin bos bos konu acmayi!, katiliyorum arkadaslara kopyaladiginizi kusura bakmayin cok az kisi bakar ve belkide okumaz.
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|