Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Arşiv
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 12.05.2008, 09:55   #1
bayatlı kenan58
Tecrübeli Yiğido
 
bayatlı kenan58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
bayatlı kenan58 Şuan bayatlı kenan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 19.02.2015 20:16

Üyelik Tarihi: 16.02.2008
Yaş: 41
Mesajlar: 363
Tecrübe Puanı: 631 bayatlı kenan58 FAZLA SÖZE GEREK YOKbayatlı kenan58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart ''ben'' deme sakın !!!

Sakın kıyaslama kendini başkalarıyla! ..
“Ama ben..” “Ama benim…şu kadar” Sakın sakın deme!
Şeytan da böyle demedi mi? “Ben!” dedi..”Üstünüm ondan!” dedi, kıyasladı kendini, gururlandı…Ve kovulmuşlardan oldu!

Sen de, eğer böyle dersen; Hidayeti için dua ettiklerin varsa mesela, asla kabul olmaz duaların!.. İstersen gece-gündüz namazda, oruçta, ibadette ol, “Ben!” dediğin, başkaları hakkında hüküm verdiğin, kıyas yaptığın, O’nun makamına göz diktiğin müddetçe Hiçsin!

Çünkü O, “Ben” diyene değil, “Sen” diyene, rahmet nazarıyla bakıyor..
O, önünde iki büklüm gözyaşlarıyla durana kapılarını açıyor..

Aşağıla nefsini!
Bil ki sen alçaldıkça yükseltirler seni..
Karı-koca ilişkilerinde olsun, tüm diğer beşeri ilişkilerde olsun, sakın kibirlenme!.. Gururlanma!.. Kendini üstün görme kimseden!..

Bil ki şeytan sana bu yolla yanaşır ve mağlup eder seni..
Perde olur, O’nunla arandaki rabıtaya..
Vuslatına eremezsin! Daim gurbetlerde kalırsın..

Sakın deme; “Ama benim şu kadar ibadetim var, o namaz bile kılmıyor”
“…O başını bile örtmüyor..”
“..O cumaya bile gitmiyor..”
“O…böyle, ben böyle! ”.. Sakın!
Anlasana, şeytanın oyunu bu!
Ah bilsen ne sinsidir o! Böyle böyle kaydırır ayağını..

Bil ki Allah’ın en sevmediği şey; Tahkir etmek!
Kendi yarattığının, diğer mahlukları aşağılaması, hor görmesi..
Bir nev’i TANRILIK iddiası!
Ah bilsen, bir hor bakış kaç namazı siler götürür!

Bir aşağılayış, kaç iyi ameli yok eder!
Duymadın mı, baksana “kötü” bilinen bir kadın, ayakkabısıyla bir köpeğe su içirdiği için cenneti kazandı! Dün “şöyle-böyle” diye hor baktıkların, O’nun sevgilisi oldular!

O var ya O, bir “Ahhhh” için, yürekten ama, ızdırapla, pişmanlıkla, samimi, ihlaslı bir ahhh için, günahla geçirilmiş bir ömrü siliyor! Sanki yeni doğdun gibi.. Afuvv çünkü O (c.c.)..

Eskilerde, böyle bir “Ahhh” duyan bir gönül eri, muhatabına diyor ki; “Al benim tüm ibadetlerimin ecrini, o “ahhh”ını ver bana..” Vefatından sonra rüyasında halini soran bir dostuna da; “İşte o “Ahhh” sebebine cennetlerdeyim!” der..

Var mı böyle bir ahhhın, iki büklüm o kapılarda? Yoksa da amelin, var mı O’nun sevgisinden, O’nun utancıyla, nedametle akıtılmış iki damla gözyaşın?

Var mı?

Varsa korkma hiç!

Burada da orda da SEVGİLİSİN..!
__________________


şuanda yaptığımız hiçbir iş
kılınmayı bekleyen
vakit namazından daha önemli değildir


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
bayatlı kenan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 12.05.2008, 10:23   #2
kasparix
Usta Yiğido
 
kasparix - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
kasparix Şuan kasparix isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 01.07.2011 16:53

Üyelik Tarihi: 19.04.2008
Yaş: 35
Mesajlar: 1.196
Tecrübe Puanı: 705 kasparix FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: ''ben'' deme sakın !!!

Kibir ve ben merkeziyetçilik

Böbürlenme, kendini beğenme ve çok defa bir fâikiyet mülâhazası içinde bulunma diyebileceğimiz kibir, kişinin, bir kısım farklı özellikleri varmış gibi davranması, oturuşu-kalkışı, nefes alıp verişi, el-ayak hareketleri ve mimikleriyle hep bir farklılık peşinde bulunması, farklılık soluklanması, üstün bir karakter olduğunu ifade etmeye çalışması... gibi tavırlarla bencilliğin (egoizm) dışa vurması sayılan bir çeşit cinnet ve ruhî bir rahatsızlıktır. Böyle bir hasta her zaman kendini olağanüstü görmenin yanında çok defa, başkalarını, hususiyle de meslek, meşrep, yol-yöntem açısından kendine/kendilerine rakip saydığı kimseleri küçük görür ve gösterir; onlara karşı sürekli fâikiyet hezeyanları yaşar; başkalarına ait fazilet ve meziyetleri duymaya asla tahammül edemez; edemez ve duydukça öfkeden çatlayacak hâle gelir.

Böyle bir hasta, sürekli “ben” mülâhazalarıyla soluklanır, her zaman tafralarla köpürür durur; kendinin değerler atlasında bulunmayan hiçbir düşünce ve davranışa iltifat etmez ve karşısında vahy-i semavî dahi olsa şahsî yorumlarına öncelik tanıyarak yine kendini ifade peşinde koşar.. ve ne yapar yapar hemen her mülâhazayı evirir-çevirir kutsal(!) saydığı kendi düşünce ve istinbatlarına bağlar.

İşte böyle bir aldanmış, zamanla daha da ileri giderek çevresindekileri halâyık görmeye başlar.. horlar ve hafife alır herkesi.. umulmadık beklentilere girer; beklediklerini bulamayınca da kırar-geçirir en sâdık kapıkullarını; bezdirir candan takdirkârlarını ve kaçırır en vefalı yâranlarını; kaçırır zira böyle biri mukaddeslere saygısızlık yapanları affetse de, bağışlamaz şahsına hürmet, tâzim, ihtiram ve saygıda kusur edenleri; ademe mahkûm eder hayalinde kendisine tasarladığı makam, mansıp ve pâyeleri şöyle-böyle sağda solda seslendirmeyenleri.

Bu hasta tip, başkalarının büyüklük ve meziyetlerine tahammül edemese de, yine de kendilerinden bir şey umduğu kimselerle aynı karelerde bulunmayı asla kaçırmaz; dünyevîlerin arkasından koşturur durur ve düz insanlarla bir arada bulunmayı, aynı kareye düşmeyi kendine zül sayar. Bu insanlar anası-babası, amcası-dayısı bile olsa kat’iyen onlarla anılmayı istemez. Tevazuu hiç düşünmemiştir; hikmetten tamamen habersizdir; bazı şeyleri okumuş gibi görünse de bilgisi sırf bir gümandan ibarettir. Görünme, bilinme, söze-sohbete konu olma, öldüren bir hırs ölçüsünde onun en büyük arzusudur. Konuşmaların dönüp dolaşıp kendisine dayanmasını, muhâverelerin onun meziyetleri etrafında cereyan etmesini, hatta hayatının romanlara konu olmasını bekler; bütün bunlar olmayınca da hırçınlaşır, çevresini vefasızlıkla suçlar, “kadirbilmez nankörler, gerçeği görmez aymazlar, densizler, dirayetsizler” der; kibrini nefrete, öfkeye çevirir; patlamaya hazır bir gayz küpü hâline gelir.

Mütekebbirin hiçbir fikri, hiçbir işi, hiçbir tavrı normal değildir; düşünürken her şeyi kendini beğenmeye, ucbe bina eder. Hareket ve davranışlarında hep çalımlıdır. Sürekli fâikiyet mülâhazalarıyla oturur-kalkar. Onun evi mutlaka lüks, arabası son model, yalısı tam deniz kenarında ve rıhtımda da yatı olmalıdır. Aslında bütün bunlar onu zavallı bir lüks, bir fantezi tutsağı hâline getirmiştir ama, o bunun farkında bile değildir; farkında değildir ve kibrini, gururunu okşayan bu şeylere ulaşma uğrunda ölür ölür dirilir; akla-hayale gelmedik sefilliklere girer; yerinde el-etek öper, yerinde zulmeder, can yakar, hânümanlar yıkar, dahası bütün bu çılgınlıklarını “ahvâl-i âdiye”den hâdiselermiş gibi görür.

Mütekebbirler arasında Karun gibi servetle büyüklük taslayıp “Bu imkânlara ben ilmim ve irfanım sayesinde kavuştum.” 1 diyen, sonra da yerin dibine batırılanlar olduğu gibi, İblis edasıyla, “Ben ondan hayırlıyım..” 2 diyenler, daha da küstahlaşıp “Ben de öldürür ve diriltirim.” 3 şeklinde mırıldananlar, bütün bütün şirazeden çıkarak, “Ben sizin yüce Rabbinizim.” 4 hezeyanına girenler de olmuştur. Eski çağların Firavun ve Nemrut… gibi tiranları, modern devirlerin Lenin, Stalin, Hitler, Mussolini… gibi zorbaları ve “Ben yarattım, ben yaptım, her şey bizim eserimiz...” türünden sözlerle çılgınlıklarını haykırıp duranlar hiçbir dönemde eksik olmamışlardır. Bunların yanında, kibrine dinî bir kisve giydirerek kendisinin müçtehid, müceddid, kutup, gavs, hatta Mehdi ve Mesih olduğunu iddia eden aldanmış delilerin sayısı da az değildir.

Bunların hemen hepsinin ortak yanı, kendilerini olağanüstü varlıklar ve çevrelerindeki kimseleri de sıradan yaratıklar görmenin yanında, başkalarına ait fazilet ve meziyetlere tahammül edememe, bütün iyilikleri ve güzellikleri kendilerinden bilme, her türlü kötülüğü ve olumsuzluğu da mümkünse halâyık saydıkları kimselere fatura etme gibi bir gayretlerinin bulunmasıdır. Bunlar, şöyle-böyle tasarruf daireleri içinde meydana gelen her güzel şeyin kendilerine mal edilmesini isterler; başkalarının eliyle ortaya konan olumlu işleri de ya gasp edilmiş hakları gibi görür, kendilerine mal etme yollarını araştırırlar ya da ciddî bir kıskançlık hissiyle en nadide şeyleri dahi çirkin göstermeye çalışırlar. Ülkeyi alıp ilerilere götürme, toplumu çağın en seviyeli milleti hâline getirme, insanların ufkunu açıp yaşadıkları asrı iyi okumalarını sağlama, hatta topluma çağ atlatıp onu bütün milletlerin önüne geçirme gibi çok önemli ve hayatî hizmetleri, şayet kendileri o işin içinde yok iseler, mel’un sayarlar; lânet okurlar olup bitenlere ve bu önemli faaliyetlerin kahramanlarına.

Bu marazî ruh haletinin arkasında bazen soyluluk, bazen zenginlik, bazen maddî-mânevî pâye ve mansıp, bazen saf yığınların ölçüsüz takdir ve şımartması, bazen güç ve kuvveti elinde bulundurma, bazen de siyasî, içtimaî ve idarî statü farklılığı... gibi şeyler bulunmaktadır. Bu tür hastalar, şayet iyi bir eğitim ve rehabilitasyonla gerçek insanî değerlere, kalb ve ruh ufkuna yönlendirilmezlerse, toplum içindeki konumları ve kültür ortamları itibarıyla bazılarının Firavunlaşması, bazılarının Nemrutlaşması, bazılarının Karunlaşması, bazılarının da Mehdilik ya da Mesihlik iddialarına kalkışması kaçınılmaz olur. Görmezler hakikati.. doğru okuyamazlar gördükleri şeyleri.. yanlıştır bakış zaviyeleri.. çarpıktır değerlendirmeleri. Çünkü onlar küstahlaşmış ve Zât-ı Ulûhiyet’e mahsus büyüklüğü “kibir” unvanıyla O’nunla paylaşmaya kalkışmışlardır. O da, “Dünyada büyüklük taslayanlara, âyet ve işaretlerimi doğru okuyup doğru anlama imkânını vermem .”5 fermanı gereğince onları korkunç bir mahrumiyete mahkûm etmiştir.

Kibir, imana giden yolda insanın önünü kesen bir set, “Kalbinde zerre kadar büyüklük hissi bulunan kimse Cennet’e giremez.” mazmununca da ebedî saadet yolunda aşılmaz bir engeldir. Bu maraz, bir kalbe yerleşmeyedursun, onun ötelere nâzır bütün ışıklarını söndürür ve onu başkalarına ait her türlü fazilet ve meziyetlere karşı bir tepki yumağı hâline getirir. Böyle bir hasta oturur-kalkar benlikle homurdanır, çevresinden saygı ve hürmet beklemeye koyulur. Zamanla bulduklarıyla yetinmez de “daha” der durur. Umduklarını bulamayınca da hafakandan hafakana girer. Sık sık çevresini kadirnâşinaslıkla suçlar. Bazen bütün bütün kendini hezeyanlara salıp, yer yer soyundan-sopundan bahisler açarak, zaman zaman ilm ü irfanından dem vurarak veya başarılarından söz ederek, hatta mâneviyata açık bir ortamın çocuğuysa veya hakkında öyle bir kabul söz konusu ise evliyâ, asfiyâ ve ebrârdan olduğuna imâ, işaret ve –cinnetinin derecesine göre– açık beyanda bulunarak kutbiyet ve gavsiyetini seslendirir ve evirir-çevirir ifadelerini şöyle-böyle kendi fâikiyetiyle noktalar.

Kibrin, Allah ve Peygamber tanımazlık şeklindeki en kabacasını, “İblis dışında bütün melekler Adem’e secde ettiler; o kibrine yediremedi “ııh..!” dedi ve küfrü seçenlerden oldu.” 6 beyanında da görüldüğü gibi şeytan ortaya koydu. Kendilerine kitap verilenlerin bir kısmı da “Demek size ne zaman nefislerinizin hoşlanmadığı bir kısım mesajlarla peygamber geliverse, böbürlenecek, ona kafa tutacak, sonra da kiminiz onu yalan sayacak, kiminiz de öldürmeye kalkacaksınız.” 7 beyanında görüldüğü gibi şeytanı takip ettiler. “Büyüklük tasladı ve mücrimler gürûhundan oldular.” 8 mazmunu etrafında şeref-nüzul olmuş âyetler âdeta bu türden devrilmiş pek çok kavmin kara yazısı gibidir. “Kibre girdiler, zira onlar kendilerini fâik ve yüce görüyorlardı.” 9 ifadesi de bu konuda ayrı bir talihsizliğin şahidi. “Biz; Karun, Firavun ve Hâmân’ı da helâk ettik, zira Musa (aleyhisselâm) onlara apaçık mucizelerle gelmişti ama, bu (mütekebbir)ler o yerde büyüklük tasladılar ve (inanmadılar) ama başlarına gelecek şeyin de önüne geçemediler.” 10 beyan-ı sübhânîsiyle sunulanlar ise, tarihî bahtı karalardan sadece birkaçı.

Kur’ân âyetlerinin ışığında bu türden lânetlenmiş daha pek çok tiran zikredilebilir ama, biz o konuyu mevzu ile alâkalı hazırlanmış ve hazırlanacak olan ansiklopedilere havale edip geçmek istiyoruz. İşin özü, kibirli insan hakka kapalı, insanlara kapalı, hikmete kapalı, ilâhî mârifete kapalı; şeytana açık, küfre açık, halk nazarında menfur, riyâ, süm’a, hıkd u haset gibi İblis kaynaklı mesâvî ile kirlenmiş –üzerinde durulabilir– bir bahtsızdır. Bu tür bahtsızlardan şimdiye kadar iflâh olan görülmemiştir. Aksine hayatını kibir ve gurur zeminine bina edenlerin âkıbetleri hep küfürle noktalanmıştır.

Kur’ân-ı Kerim’in, “Allah, mütekebbir ve kaba kuvvet temsilcisi cebbarların kalbini işte böyle mühürler.” 11 fermanı konuyla alâkalı ne ürpertici bir tehdittir..!


______________

Dipnotlar
1) Kasas sûresi, 28/78, 2) A’raf sûresi, 7/12, 3) Bakara sûresi, 2/258, 4) Nâziat sûresi, 79/24, 5) A’raf sûresi, 7/146, 6) Bakara sûresi,2/34, 7) Bakara sûresi, 2/87, 8) A’raf sûresi, 7/133, 9) Mü’minun sûresi, 23/46, 10) Ankebut sûresi, 29/39, 11) Mü’min sûresi, 40 /35

Yazı hakkındaki yorumlar.Ayşe 06 05 2008, 08:18 1

ÇOK UZUN AMA MUTLAKA OKUYUN FOUNTAİN...
kasparix isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 12.05.2008, 11:01   #3
58memo
Usta Yiğido
 
58memo - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
58memo Şuan 58memo isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 30.01.2014 19:31

Üyelik Tarihi: 15.12.2007
Yaş: 31
Mesajlar: 2.234
Tecrübe Puanı: 821 58memo FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: ''ben'' deme sakın !!!

Cok güzel bilgiler verdin kardes ellerine saglik, paylasim icin soul.
_______________
58memo isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 12.05.2008, 15:36   #4
_DuMaN_58
Navigator
 
_DuMaN_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
_DuMaN_58 Şuan _DuMaN_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 04.02.2016 20:29
Tournaments Won: 3

Üyelik Tarihi: 20.08.2006
Yaş: 32
Mesajlar: 9.619
Tecrübe Puanı: 10 _DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart --->: ''ben'' deme sakın !!!

Çok güzel bir konuydu. Ellerinize Sağlık.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
_DuMaN_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 12.05.2008, 15:39   #5
gfb34
Yasaklı
 
gfb34 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
gfb34 Şuan gfb34 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 17.07.2012 14:31

Üyelik Tarihi: 01.09.2006
Yaş: 34
Mesajlar: 270
Tecrübe Puanı: 0 gfb34 TAM BIR BEYEFENDIgfb34 TAM BIR BEYEFENDIgfb34 TAM BIR BEYEFENDIgfb34 TAM BIR BEYEFENDIgfb34 TAM BIR BEYEFENDI
Standart -->: ''ben'' deme sakın !!!

konu güzel helal olsun... konuyu hazırlayanında eline sağlık
gfb34 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 01:40.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.