Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Arşiv
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 22.06.2008, 16:32   #1
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 12:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1030 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart Eşkiya Farkı

Eşkiya Farkı


İrşad faaliyetinden dönen bir Osmanlı alimini dağ başında o günün eşkiyası çevirir. Birinin gözü hocanın köstekli saatine dikilmiştir. Hemen saldırır.

Ama eşkiyabaşı'ndan serrt bir ihtarı almaktan da geri kalmaz:
- Hocaefendinin saatine dokunma! Namazlarını o saatle kılıyor!

Bir başka gün, tarladaki çeşme başında, çocuğuyla yemeğini yemekte olan bir kadını ablukaya alan eşkiya, kadının feryadı üzerine şöyle seslenir:

-Bacım korkma. Bizim senin namusunda gözümüz olamaz. Bizim de bacımız, anamız vardır. Biz sadece şu çantadaki ekmeğe muhtacız. Bize bir-iki parça ekmek ver yeter.


Bugün kadın-çocuk, genç-ihtiyar demeyip katleden eşkiyayı düşündükçe....

İslam Farkı, Vehbi Vakkasoğlu
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 22.06.2008, 16:46   #2
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 12:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1030 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart --->: Eşkiya Farkı

CİMRİLİĞİN BU KADARINA PES!


Resûlüllüh (s.a.v.) bir adam gelerek:
- Yâ Resûlüllüa! Falanca komşum, hurma saplarını benim bahçeme koyuyor. Bana eziyet veriyor, dedi.
Allah Resûlü o zâtı çağırarak, ona:
- Filancanın bahçesine koyduğun hurma saplarını bana sat, teklifini yaptı. Adam:
- Olmaz dedi. Allah Resûlü:
- Öyle ise bana hediye et onları, dedi. Adam bu teklife de:
- Olmaz dedi. Allah Resûlü son bir teklifte bulundu:
- Peki, cennette karşılığı verilmek şartı ile onları bana ver! Adam, bu son derece câzip teklife de:
- Olmaz, karşılığını verince, Allah Resûlü, şöyle söylemekten kendini alamadı:
- Selâm vermekten kaçınan kimse dışında, senden daha cimrî bir kimseyi görmedim. (1)

--------------------------------------------------------------------------------
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 22.06.2008, 16:47   #3
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 12:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1030 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart --->: Eşkiya Farkı

Cürmüm İle Geldim Sana


Medîne-i münevverede saatçılık yapmakta olan Ali Osman isimli İzmirli bir Türk vardı. Bu zât Medîne-i münevvereye hicret ettikten bir müddet sonra, mesleği olan işi yapmak üzere bir dükkân açmak için izin almaya çalıştı. Uzun süre bunu sağlayamadı. Parası bitti. Bir gece Allahü teâlâya iltica ile yalvardı. O gece rüyâsında esmer, kır sakallı, uzunca boylu bir zât;
- Evladım, resmî dâireye girdiğinde sağ tarafında gördüğün şu üçüncü şahsa mürâcaat et. Gerisine karışma buyurdu.
Ali Osman Efendi sabahleyin doğruca denilen şahsın yanına gitti. O şahıs, Ali Osman Efendi'ye;
-Seni Kuddûsî hazretleri mi gönderdi? Git hemen dükkânını aç, işine başla, dedi.
Ali Osman hemen gidip dükkânı izin almış gibi açtı. O şahıs izin belgesini sonradan gönderdi. Bir müddet sonra rüyâsında aynı zâtı gördü. O zât;
-Oğlum bana Kuddûsî derler. Cebine bir hediye koydum, onu al ve amel et, dedi. Ali Osman Efendi uyandığında cebinde Kuddûsî hazretlerinin şu şiirinin yazılmış olduğu kâğıdı buldu:


Ey rahmeti bol pâdişâh,
Cürmüm ile geldim sana,
Ben eyledim hadsiz günâh,
Cürmüm ile geldim sana.

Hadden tecâvüz eyledim,
Deryâ-yı zenbi boyladım,
Ma'lûm sana ki neyledim,
Cürmüm ile geldim sana.
Senden utanmayup hemân.
Ettim hatâ gizlü ayân,
Urma yüzüme el-emân,
Cürmüm ile geldim sana.

Aslım çü bi katre menî,
Halk eyledin andan benî,
Aslım denî, fer'îm denî,
Cürmüm ile geldim sana.
Gerçi kesel fısk-ü-fücûr,
Ayb-ı-zelel çok hem kusûr,
Lâkin senin adın Gafûr,
Cürmüm ile geldim sana.

Zenbim ile doldu cihân,
Sana ayân zâhir nihân,
Ey lutfü bî-had Müste'ân,
Cürmüm ile geldim sana.
Adın senin Gaffâr iken,
Ayb örtücü Settâr iken,
Kime gidem sen vâr iken,
Cürmüm ile geldim sana.

Hiç sana kulluk etmedim,
Rah-ı rızâna gitmedim,
Hem buyruğunu tutmadım,
Cürmüm ile geldim sana.
Bin kerre bin ol pâdişâh,
Etsem dahî böyle günâh,
Lâ-taknetû yeter penâh,
Cürmüm ile geldim sana.

İsyânda Kuddûsî şedîd,
Kullukda bir battal pelîd,
Der kesmeyip senden ümîd,
Cürmüm ile geldim sana.

Ali Osman Efendi, o günden sonra bu şiiri okumadan işine gitmedi ve verilen vazifeleri devamlı yaptı.
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 22.06.2008, 16:48   #4
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 12:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1030 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart --->: Eşkiya Farkı

Haçkalı Baba, bir gün karısı Zehra Hanımla birlikte yolda giderken arkalarından gelen biri nefsinin buyruğu ve gözünün kuyruğu ile Hoca'nın çarşaflı hanımını merak ediyormuş:
"Acaba bu çarşafın içinde nasıl bir beden var? Filan fdiye merak ederken, adamın içindeki hinliği ve hainliği gönül ekranında seyredip duran Hoca, adama yol kenarındaki bir evi göstererek:
-Ha bu evin içi nasil bir yerdur uşağum? diye sormuş.
Adam:
-İlin evinin içinden dışından bana ne baba? diye cevap vermiş.
Bunun üzerine Haçkalı Baba:
-Doğru dersin daa! Doğru deysin eyi de... İlin çarşafından sana ne de içindekini merakedip duraysun daa? Diye gürleyince, adam ibiğini bükmüş toz olmuş.


Kaynaklar:
1) Fazilet Takvimi 1997
2) Haçkalı Baba, Mustafa Özdamar, Kırk Kandil, 2003
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 22.06.2008, 16:55   #5
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 12:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1030 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart --->: Eşkiya Farkı

Bu da Geçer Ya Hû!

Dervişin biri,uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır.Karşısına çıkanlara kendisine yardım edecek,yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar.Köylüler kendilerinin de fakir olduklarını,evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini tavsiye ederler.

Derviş yola koyulur,birkaç köylüye daha rastlar.Onların anlattıklarından Şakirin bölgenin en zengin kişilerinden biri olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci zengin ise Haddad adında başka bir çiftlik sahibidir.

Derviş Şakir’in çiftliğine varır.Çok iyi karşılanır,iyi misafir edilir,yer içer, dinlenir.Şakir de aileside hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır…

Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir’e teşekkür ederken, “Böyle zengin olduğun için hep şükr et.”der. Şakir ise şöyle cevap verir: “Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen gerçeğin ta kendisi değildir. Bu da geçer…”

Derviş Şakir’in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzerine uzun uzun düşünür.Bir kaç yıl sonra dervişin yolu yine aynı bölgeye düşer.Şakir’i hatırlar,bir uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylüler ile sohbet ederken Şakir den söz eder. “Haa o Şakir’mi” der köylüler, “O iyice fakirledi,şimdi Haddad’ın yanında çalışıyor.”

Derviş hemen Haddad’ın çiftliğine gider,Şakir’i bulur.Eski dostu yaşlanmıştır,üzerinde eski püskü giysiler vardır.Üç yıl önceki bir sel felaketinde bütün sığırları telef olmuş,evi yıkılmıştır.Toprakları da işlenemez hale geldiği için tek çare olarak selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad’ın yanında çalışmak kalmıştır.Şakir ve ailesi üç yıldır Haddad’ın hizmetkarıdır.

Şakir bu kez Derviş’i son derece mutevazi olan evinde misafir eder.Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır…Derviş vedalaşırken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve Şakir’den şu cevabı alır: Üzülme…Unutma,bu da geçer…”

Derviş gezmeye devam eder ve yedi yıl sonra yolu yine o bölgeye düşer.Şaşkınlık içinde olup biteni öğrenir.Haddad birkaç yıl önce ölmüş,ailesi olmadığı içinde bütün varını yoğunu en sadık hizmetkarı ve eski dostu Şakir’e bırakmıştır.Şakir Haddad’ın konağında oturmaktadır,kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine yörenin en zengin insanıdır.

Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır: “Bu da geçer…”

Bir zaman sonra Derviş yine Şakir’i arar. Ona bir tepeyi işaret ederler. Tepede Şakir’in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: “Bu da geçer…”

Derviş, “ölümün nesi geçecek?” diye düşünür ve gider. Ertesi yıl Şakir’in mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır nede mezar.Büyük bir sel gelmiş,tepeyi önüne katmış,Şakir’den geriye bir iz dahi kalmamıştır…

O aralar ülkenin sultanı,kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Öyle bir yüzük ki ,mutsuz olduğunda umudunu tazelesin,mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın…Hiç kimse Sultanı tatmin edecek böyle bir yüzük yapamaz.Sultanın adamları da bilge Derviş’i bulup yardım isterler.Derviş, Sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir.Kısa bir süre sonra yüzük Sultan’a sunulur.Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz düşünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır: “Bu da geçer” yazmaktadır.

‘Buda geçer Ya Hû’ sözünün aslı bundan bin küsür sene önceye , Bizans dönemine uzanır. Bizanslılar fena bir işe uğradıkları zaman ‘Buda geçer’ manasına gelen ‘k’afto ta perasi’ demektedirler. İbare Selçuklular zamanında İran taraflarına geçer; ama Farsçalaşıp ‘in niz beguzered’ olur. Osmanlılar devrinde Türkçe söylenip ‘bu da geçer’ yapılır. Derken tekkelerde ve dergâhlardada benimsenir ve sonuna ‘Ya Allah’ manasına gelen bir ‘Ya Hû’ ilave edilip ‘BU DA GEÇER YA HÛ’ haline gelir…

Hayat inişli çıkışlıdır.Her zaman bulunduğumuz durumun gelip geçici olabileceği aklımızdan çıkmamalıdır.

Kaynak: [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...], Ferhan Ateş, s_ferhan@hotmail.com
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 18:24.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.