|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Atatürk ve Sivas Atattürk ve Sivas |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
05.11.2008, 08:07 | #1 |
Alt Forum Yöneticisi
kronik Şuan
Son Aktivite: 14.12.2020 18:41
Üyelik Tarihi: 01.05.2008
Mesajlar: 7.292
Tecrübe Puanı: 1360
|
ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
Atatürk Ile Ilgili Bunlari Biliyor Muydunuz?
Atatürk`ün dünyada `başöğretmen' sıfatlı tek lider olduğunu, Bir geometri kitabı yazdığını, Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48* tane geometri teriminin (Türkçe) isim babasının bizzat Mustafa Kemal olduğunu. Norveççe`de `Atatürk gibi olmak` diye bir deyim olduğunu. ''Atatürk'' çiçeği'nin adını, çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landın`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada bu isimle üretilip satıldığını. Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu. ''Mimber'' adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı yayımlanan gazetede ilk defa sansür kelimesi geçtiğini. Kurtuluş Savaşında rütbe alan bir çok kadın askerlerimizin olduğunu, Dünya tarihine geçen tek bir üsteğmenimizin olduğunu, Üstteğmen Kara Fatma'nın 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reiseliğine bizzat Atatürk tarafından atanmış olduğunu. Bir röportajda "Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?" diye sorulduğunda "Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için, davet gelirse düşünürüz" dediğini ve bunun üzerine BM yasasının değiştirildiğini ve üyeliğe davet edilen ilk ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu. 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlındöneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile MustafanKemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini. 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde; "Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini. 1996'da Haiti Cumhurbaşkanının vasiyetinde, mezar taşına yazılmasını istediği metinde; "Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm" yazdığını. 2000'de ABD Başkanı'nın milenyum mesajında; '' Milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir" denildiğini. 2005'de Amerika'nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un önerisinin "Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk'ü örnek alsın yeter" olduğunu. 2006'da ise AB Uyum yasalari geregince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldirilmasinin istendiğini. BİLİYOR MUYDUNUZ? LÜTFEN O'NA VE İNSANLIK YAŞADIKÇA DEĞERİNİ YİTİRMEYECEK OLAN İLKELERİNE SAHİP ÇIKALIM.
__________________
ummadıklarım adam olurken, adam dediklerim insan bile olamamış! |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 6 Kullanıcı kronik'e Teşekkür Ediyor... |
05.11.2008, 09:30 | #2 |
Moderator
Arif Coşkun Şuan
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
İst. Maltepe Bld.sinin bir afişinde okumuştum ve o cümle o kadar hoşuma gitmiştiki hafızamda yer etti ve bunu herkesle paylaşmak istediğimden konu ile alakalı olunca hemen söyler yada yazarım.
Afişte şöyle yazıyordu: "NEREDEN BAKSA GÜZEL,NEREDEN BAKSAN GÜZEL" Büyük Önder'imizin o kadar güzel bilinen yada bilinmeyen yönleri varki, Lakin bakmasını ve görmesini bilene. (Bu konu açılmışken son zamanlarda Film bahanesiyle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü filmde farklı lanse edip küçük düşürücü konular işleyen Can Dündar'ıda kınıyor ve bu filme ilgi gösterilmemesini diliyorum)
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin" |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı Arif Coşkun'e Teşekkür Ediyor... |
05.11.2008, 12:30 | #3 |
Usta Yiğido
yerliturkuaz Şuan
Son Aktivite: 28.03.2012 11:23
Yeti: Bloody Orca Slap Champion!Üyelik Tarihi: 05.09.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 2.017
Tecrübe Puanı: 807
|
Cevap: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
Bir röportajda "Birleşmiş Milletlere üye olmayı
düşünüyor musunuz?" diye sorulduğunda "Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için, davet gelirse düşünürüz" dediğini ve bunun üzerine BM yasasının değiştirildiğini ve üyeliğe davet edilen ilk ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu Su kelimelerle gunumuz Turkiye`siyle o donemdeki Turkiye`yi karsilastirmak istersek en buyuk farki goruruz....
__________________
Zamanını en iyi değerlendiren zaman benim diyendir...
Sevmek yürek işidir yüreğin yoksa sen niye yaşıyorsun? |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı yerliturkuaz'e Teşekkür Ediyor... |
05.11.2008, 12:43 | #4 |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1035
|
Cevap: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
kronick sağol anlamlı bir başlık açmışsın
sorocuların 2. cumhuriyetcilerin , din bezirganlarının , Atatürk'ü zihinlere, gelecek nesillere ağzıma bile alamayacağım O'na dokundurtamayacağım sıfatlarla tanıtılmasına aracılık eden Can Dünüdar ruhu satılık pazarlamacı gazetecisini protesto ediyor mümkünse filmi izlememeyi öneriyorum , izleyenler yine izlesin ama neyi izlediğini not etsin ruhuna beynine o anlatılan Türk'ün atası Atatürk bu mu diye , ama asla çocuklara izletmeyin lütfen
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı abircan'e Teşekkür Ediyor... |
05.11.2008, 13:12 | #5 |
Yiğido
sıvvaslı Şuan
Son Aktivite: 02.07.2010 12:12
Üyelik Tarihi: 09.03.2007
Yaş: 38
Mesajlar: 55
Tecrübe Puanı: 652
|
--->: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
MEDENİ OLMAYAN İNSANLAR,MEDENİ OLAN İNSANLARIN AYAKLARI ALTINDA EZİLMEYE MAHKUMDUR.
__________________
Mahzuni önümüz bizim Bulunmaz kinimiz bizim Cahil bize dinsiz demiş Sevgidir dinimiz bizim |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı sıvvaslı'e Teşekkür Ediyor... |
05.11.2008, 13:13 | #6 |
Yiğido
sıvvaslı Şuan
Son Aktivite: 02.07.2010 12:12
Üyelik Tarihi: 09.03.2007
Yaş: 38
Mesajlar: 55
Tecrübe Puanı: 652
|
--->: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
Kemalist Devrimi İçine Sindiremeyen Hainlerin (Kemalizme karşı) KARŞI DEVRİM hareketlerinin KRONOLOJİSİ
4 Şubat 1949: İki “meczup” Meclis’te ezan okuyor. 15 Şubat 1949: İlkokullarda isteğe bağlı olarak din dersleri okutulmaya başlanması öneriliyor. 1 Mart 1950: CHP hükümeti, Tekke ve Türbelerin Kapatılmasına Dair 677 sayılı yasayı yürürlükten kaldırıyor. 12 Nisan 1950: Mareşal Fevzi Çakmak için düzenlenen cenaze töreninde gericiler dini siyasete alet ederek gövde gösterisi yapıyor. 29 Mayıs 1950: Başbakan Menderes, sadece “Millete mal olmuş inkılaplarımızı saklı tutacağız” diyerek irticaya ilk işareti veriyor. 16 Haziran 1950: Ezanın Arapça okunması yasağı kaldırılıyor. 5 Temmuz 1950: Radyoda dini program yayınlama yasağı kaldırılıyor. 21 Ekim 1950: Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda din derslerinin zorunlu olmasına karar veriyor. 3 Aralık 1950: Arap harfleriyle tedrisat yapmak için gizli ya da aleni dershane açanlar hakkında 23 Eylül 1931 günlü, 12073 sayılı kararnamedeki yasaklama kaldırılıyor. Böylece Kuran kursu ve imam hatip okullarına yeşil ışık yakılıyor. 1955’te Başbakan Menderes, DP Meclis grubunda arkadaşlarına şöyle sesleniyor: “Siz öyle güçlüsünüz ki, şu anda isterseniz Anayasa’yı bile değiştirebilir, hilafeti bile getirebilirsiniz.” Menderes, 1956’da Konya’da halka hitap ederken “ortaokullara din dersleri konulacağını” açıklıyor. 13 Eylül 1956: Ortaokul ders programlarına din dersleri konuyor. Başbakan Menderes, 1957’de Ödemiş’te halka yaptığı konuşmasını bir kasaba imamı gibi bitiriyor: “Allah, münafıkların şerrinden hepimizi korusun.” Genel seçimler yaklaşınca hızını alamıyor ve seçmene şu vaatlerde bulunuyor: “İstanbul’u ikinci bir Mekke, Eyüp Sultan Camii’ni de ikinci bir kâbe yapacağız.” 14 Şubat 1957: Başbakan Menderes, Ankara’da Kocatepe Camii’nin yapımı için Cami Yaptırma Derneği’ne 100.000 TL bağış yapıyor. 19 Mayıs 1957: Kayseri’de halka yaptığı açıklama Menderes, “DP’nin iktidarda olduğu yedi yıl içinde yeni 15.000 cami inşa edildiğini ve başta Süleymaniye olmak üzere 86 caminin onarıldığını, Süleymaniye’nin 500’üncü yıl dönümünü kutlamak için Müslümanların İstanbul’a davet edileceğini” söylüyor. 26 Haziran 1965: Milli Eğitim bakanı Cihat Bilgehan, “İmam hatip okullarını bitirenlerin, ilkokul öğretmeni olabileceklerinin” müjdesini veriyor. 15 Nisan 1966: Atatürk büst ve heykellerine karşı gericilerin saldırıları sürüyor. 31 Mayıs 1966: Demirel, Kayseri’de halka yaptığı konuşma hedef saptırarak şunları söylüyor: “Bugün Türkiye’de gericiliğin yaşamasına uygun koşullar artık bulunmamaktadır.” 17 Mayıs 1967: İmam hatip okullarını bitirenlere üniversitelere girme hakkı tanınıyor. 20 Ağustos 1967: İzmir’de İslam Enstitüsü’nün temelleri Başbakan Süleyman Demirel tarafından atılıyor. Aralık 1967: Meclis’te iftar yemekleri verilmeye başlanıyor. 21 Şubat 1968: Milli Eğitim Bakanı İlhami Ertem, “Hükümetimizin amacı her ilde bir imam hatip okulu açmaktır” diyor. 19 Şubat 1969: Mehmet Şevki Eygi adlı emperyalizm fedaisi ABD’nin 6. Filosu’nu protesto eden yurtsever gençler üzerine “ABD bizim kâbemiz, cihada hazır olun” sloganları ile dincileri saldırtıp o günün tarihlere “Kanlı Pazar” olarak geçmesini sağlamıştır. 1 Ekim 1969: Seçimlere bir gün kala Adalet Partisi’nin kır atlı kuran dağıttığı haberleri basına yansıyor. 26 Ocak 1974: Milli Selamet Partisi genel seçimlerden 48 milletvekili ile çıkıyor. 1975-1976: Bir yıl içinde 70 imam hatip okulu açılıyor. 1976-1977: Bir yıl içinde 77 imam hatip okulu daha açılıyor. 1977-1978: Açılan bu imam hatipler yetmemiş olacak ki bir yıl içinde 86 tane daha açılıyor. Bu üç yıl boyunca Başbakanlık koltuğunda Süleyman Demirel oturuyor. Kahramanmaraş’ta 21-25 Aralık 1978 tarihleri arasında meydana gelen olaylarda resmi açıklamalara göre 111 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı.... Sol parti ve dernek binaları ateşe verilmiş, Müslümanlar cihada çağrılarak duvarlara “Allah için savaşa, Müslüman Türkiye” sloganları yazılmıştı. Buna karşın Süleyman Demirel, şunları söylemişti: “Bana sağcılar, milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz” 12 Haziran 1979: MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan şunları söylüyor: “Hafta tatili Cuma günü olmalı. Nikâhı müftüler kıymalı. Mekteplere Kuran dersi koymalı. Bu milletin mektep kitapları niye Allah adıyla başlamıyor?” 4 Temmuz 1980: Çorum Katliamı gerçekleştiriliyor. 58 kişi katledilirken başbakan Demirel “Çorum’u bırakın Fatsa’ya bakın!” diyerek “solun kalesi” diye anılan Fatsa’yı hedef gösteriyordu. 7 Eylül 1980: MSP’nin Konya’da düzenlediği mitingte yobazlar tarafından şu sloganlar atılıyordu: “Dinsiz devlet yıkılacak elbet... Şeriat gelecek... Laiklik dinsizliktir... Anayasa Kuran... Ya şeriat ya ölüm... Cihada hazırız...” Ve 12 Eylül 1980: Amerika’nın fedailiğine soyunan, Amerikalıların “bizim çocuklar” dedikleri generaller tarafından darbe yapılarak tüm siyasi parti ve dernekler kapatıldı. Demokrasi güçlerine karşı topyekün bir seferberlik başlatıldı. Dizginlerini koparan zor, zulüm ve işkence doruğa çıktı. Ülkenin aydınlanmacı biriki üzerinden silindir gibi geçildi. Bu satırların yazarı bile bundan payını alarak 92 gün işkence gördü. Ulusal birlik yerine dinsel birliği öne süren, ulus yerine ümmet anlayışını ön plana çıkaran, günlük konuşmalarını bile dinsel motiflerle süsleyen gerici 12 Eylül’ün darbesinin mimarı Kenan Evren, 10 Ağustos 1981 tarihinde Çanakkale’de yaptığı konuşmada “Muhterem din adamlarının elini öpeceğiz” diyordu.[1] “Gerçekte,” der Machiavelli, “hiçbir ülkede olağandışı bir yasacı yoktur ki, Tanrı’ya başvurmuş olmasın; yoksa koyduğu yasaları kimse kabul etmezdi. Gerçekte bilge kişinin bildiği birçok yararlı bilgi vardır. Fakat aynı bilgilerde, başkalarını inandıracak ölçüde açık bir takım nedenler yoktur.”[2] Darbe rejimi, 2842 sayılı yasayı 16.6.1983 tarihinde yürürlüğe koyarak bu yasanın 10. Maddesiyle İmam Hatip Lisesi mezunlarının yükseköğretim kurumlarına girmelerini sağladı. Bununla da yetinmeyerek, 1983 yılında 1739 sayılı yasanın 31. maddesinde yaptığı değişiklikle, cami imamı olarak yetişenlerin okullarda öğretmen olmalarına yasal dayanak hazırlandı. 12 Eylül’de gerçekleştirilen Amerikancı darbeden sonra İsmet İnönü’nün oğlu veto edilerek seçimlere katılması engellenirken Nakşibendi tarikatının üyesi olan Turgut Özal’ın Çankaya’ya kadar tırmanması sağlandı. Nitekim Özal’ın, “12 Eylül olmasaydı iktidara gelemezdik” biçimindeki açıklaması 14.8.1987 tarihinde basına yansıdı. Mart 1987: Demirel, Öğretim Birliği Yasası’nın bir devrim yasası olduğunu ve değiştirilmesinin olanaksız olduğunu gözardı ederek şunları söylemiştir: “Siyasetin emrinde din değil, başka hakların kullanılmasına yaptığı gibi, siyaset dine hizmet edecek. Bunda yadırganacak bir şey yok. ...Tevhidi Tedrisat Kanunu bir semavi kitap değildir. Şayet Kuran kursları ve din eğitimi bu kanuna ters düşüyorsa, yanlış olan din eğitimi değildir. Tevhidi Tedrisat Kanunu’dur. ...Laiklik çiğneniyor diye yapılan tartışmalar, bir yerde din ve vicdan hürriyetinin kullanılmasını baskı altına almaktır.”[3] 1989: TCK’nın Türkiye’de din devleti kurulmasını suç sayan 163. maddesi kaldırıldı. Bu maddenin kaldırılmasına karşı çıkan aydınlar birer birer öldürülmeye başlandı. 28 Aralık 1989: Üniversitelerde türban serbest bırakıldı. 24 Ocak 1993: Uğur Mumcu, “İmam-Subay” başlıklı yazısından iki gün sonra bir suikasta kurban gitti. 2 Temmuz 1993: Sıvas’ta her yıl geleneksel olarak düzenlenen Pir sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’nin 3. gününde, Müslümanlar ortalığı kana buladı. Ülkemizin yetiştirdiği en değerli aydın, düşünür, bilim adamı, sanatçı ve edebiyatçılardan 37 kişi diri diri yakıldı. Çoğu çevre illerden gelerek Madımak Oteli’ni ateşe verenlerin attığı ortak sloganları şunlardı: “Zafer İslam’ın... Cuumhuriyet Sıvas’ta kuruldu, Sıvas’ta yıkılacak!.. Şeriat gelecek zulüm bitecek... Kahrolsun laiklik...” 5 Nisan 1994 tarihli kararlarını ilan ederken “son sosyalist devleti de yıktık” sözleriyle Kemalizmin sosyal devlet alanında sağladığı cılız da olsa kazanımları kastediyordu. Ve Nihayet Şubat 1997... Özal’ın halefi olan Başabakan Necmettin Erbakan, Başbakanlık Konutun’da verdiği iftar yemeğine Türkiye’nin en ünlü din baronlarını davet ederek, toplumsal gerilimi tırmandırdı. Laiklikliğin tanımı bile değiştirilerek, “laiklik, din özgürlüğüdür”; “din ise birleştirici ve lâzımdır” denilmeye başlandı. Eğitim yoluyla bu ülkede, “iktidar olursak, içkinin içilip içilmeyeceğini referanduma götürürüz” diyen Tayyip Erdoğan gibi şeriat özlemcisi kafalar yetiştirildi. Bu kafa sahipleri, iktidar olup cesaret ettikleri taktirde çarşafı, Arap alfabesini, dört kadın ile evlenmeyi de referanduma götüreceklerinden, bir yandan uluslararası yeşil sermaye gücü, öte yandan da din istismarı yoluyla bunu topluma kabul ettirip uygulayacaklarından, artık hiç kuşkumuz kalmadı. Şimdi ise Sevr kapımızın eşiğinden sırıtıyor! tabi bütün bunlar AB üyeligi adı altında bize yutturulmaya çalışılıyor...........
__________________
Mahzuni önümüz bizim Bulunmaz kinimiz bizim Cahil bize dinsiz demiş Sevgidir dinimiz bizim Konu sıvvaslı tarafından (05.11.2008 Saat 13:16 ) değiştirilmiştir.. Sebep: renk |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı sıvvaslı'e Teşekkür Ediyor... |
20.02.2009, 11:20 | #7 |
Yiğido
ommy Şuan
Son Aktivite: 22.08.2013 15:23
Üyelik Tarihi: 07.11.2008
Yaş: 66
Mesajlar: 116
Tecrübe Puanı: 597
|
Cevap: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
BİR ANI!
Ord.Prof.Dr. Sadi İrmak anlatıyor.. "İstanbul Üniversitesi' nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm: "Avrupa'ya talebe yollanacaktır. " Allah Allah, dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa'ya talebe... Lüks gibi gelen bir şey... Ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk, "Berlin Üniversitesi' ne gitsin." diye yazmış. Vakit geldi, Sirkeci Garı 'ndayım; ama kafam çok karışık. Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı? Tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezzi ismimi çağırdı. "Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var." "Benim" dedim. Telgrafi açtım, aynen şunlar yazıyordu: "Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz. " İmza Mustafa Kemal Okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. "Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme." dedim. "Düşünün 1923'te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?" Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce Istanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü'nü kurdum. Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım. Ben kim miyim? Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamı Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak'ım." ! |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı ommy'e Teşekkür Ediyor... |
12.09.2010, 11:33 | #8 |
Yeni Yiğido
pamukprens Şuan
Son Aktivite: 13.04.2011 11:39
Üyelik Tarihi: 02.09.2010
Mesajlar: 14
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
7 Yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içine kapanık biri olarak yaşamaya, oradan oraya sürüklenmeye başladı.
8 Yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı. Zamanını tarlalarda kargaları kovalamakla geçirdi. 10 Yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı. Sinirden ve korkudan üç gün evinden çıkamadı. 17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı. 24 Yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı. 25 Yaşında sürgüne gönderildi. 27 Yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, kendisinin de üyesi olduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu. 30 Yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçti. 30 Yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı. 37 Yaşında böbrek hastalığından Viyana’da iki ay hasta ve yalnız halde yattı. 37 Yaşında Komutan olarak yeni atandığı ordu, dağıtıldı. 38 Yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı. 38 Yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı. 38 Yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı. 38 Yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı. 39 yaşında idam cezasına çarptırıldı. 42 Yaşında Türkiye Cumhuriyeti CUMHURBAŞKANI oldu |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 5 Kullanıcı pamukprens'e Teşekkür Ediyor... |
10.12.2011, 02:26 | #9 |
Usta Yiğido
serhat_58 Şuan
Son Aktivite: 04.07.2016 14:48
Üyelik Tarihi: 12.12.2006
Yaş: 38
Mesajlar: 5.024
Tecrübe Puanı: 1158
|
Cevap: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
Mustafa Kemal Atatürk elmali hamdi yazara kurani kerimin tefsirini yazdirdi kendi parasiyla, benim turk halkim kurani kerimi yanlis ögrenmesin diye.
__________________
“Hesaba cekilmeden önce kendinizi hesaba cekin. Amelleriniz tartilmadan önce tartiniz.” (Hz.Ömer) |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı serhat_58'e Teşekkür Ediyor... |
10.12.2011, 09:21 | #10 |
Usta Yiğido
yerliturkuaz Şuan
Son Aktivite: 28.03.2012 11:23
Yeti: Bloody Orca Slap Champion!Üyelik Tarihi: 05.09.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 2.017
Tecrübe Puanı: 807
|
Cevap: ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
Ulu önderimiz daha nice işler yaptı ama bizim satılmış insanlarımız onun yaptığı eserleri bıraktığı eserleri görmezlikden gelmeye devam ediyor....
__________________
Zamanını en iyi değerlendiren zaman benim diyendir...
Sevmek yürek işidir yüreğin yoksa sen niye yaşıyorsun? |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar yerliturkuaz'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Sabiha Serin Siir Kösesi | Sabiha Serin | Şiirler | 169 | 02.09.2010 11:50 |
Atatürk'ün Hz. Muhammed'e Bağlılığı ve Dine Hizmetleri | KAFKASKAR | Atatürk ve Sivas | 16 | 28.08.2009 16:46 |
ATATÜRK'ÜN DİKKAT ÇEKTİĞİ TEHLİKE: KOMÜNİZM | HaYLaZ | Atatürk ve Sivas | 16 | 29.12.2008 21:55 |
Cevabı Asla Bilinmeyen 5 Soru! | fertelliyim | Arşiv | 3 | 30.05.2008 15:02 |
ATATÜRK'ÜN BİR ANISI ! KEYİFLE VE DUYGULANARAK OKUYACAKSINIZ... | fertelliyim | Arşiv | 0 | 24.01.2008 19:21 |