Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar

Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar (http://www.sivaslilar.net/forum/index.php)
-   Köylerimiz (Sivas Köyleri) (http://www.sivaslilar.net/forum/forumdisplay.php?f=171)
-   -   ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ (http://www.sivaslilar.net/forum/showthread.php?t=17440)

kasparix 30.04.2008 23:33

ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
 
TÜM SİVASLILARA ÖNCELİLKLE SELAM OLSUN ...KÖYÜMÜZ TECERİN YUKARI TEPELERİNDE YAĞDONDURANLA KOMSU KÖYDÜR....KAHRAMAN ANADOLU İNSANI GİBİ KÖYÜMÜZ İNSANLARIININDA GÖNLÜ HERKESE AÇIKDIR ...GEDİN UĞRAYIN Bİ AYRANLARINI İÇİN ...KALIN SELAMETLE...

dark_yamtar58 30.04.2008 23:36

--->: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
 
[QUOTE=kasparix;259612]TÜM SİVASLILARA ÖNCELİLKLE SELAM OLSUN ...KÖYÜMÜZ TECERİN YUKARI TEPELERİNDE YAĞDONDURANLA KOMSU KÖYDÜR....KAHRAMAN ANADOLU İNSANI GİBİ KÖYÜMÜZ İNSANLARIININDA GÖNLÜ HERKESE AÇIKDIR ...GEDİN UĞRAYIN Bİ AYRANLARINI İÇİN ...KALIN SELAMETLE...[/QUOTE]

Gönlümüzden geçenleri söyledin hemşerim.Bizlerde bütün Sivasın köylerini yaylalarını Dağlarını gezmeye can atıyoruz.İnşallah birgün sizin köyede uğrarız.

Abdurrahman 58 30.04.2008 23:36

-->: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
 
tüm gürpınar'lılara selamlar saygılar.

seva 20.09.2008 16:07

--->: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
 
Köyümüzün kökeni gürcistana dayanmaktadır.kurtuluş savaşına Kars ve Gürcistan dolaylarından birçok insan katılmış ve köyümüze yerleşmişler .eski adı, köydeki bir mağaradan dolayı "MAĞARA" olarak bilimektedir. bu mağara köyümüz için çok önemlidir tarihi eser olarak adlandırılır.ayrıca köyümüzde 1800 yıllık bir yol bulunmaktadır.osmanlı döneminden kalmaktadır.köyümüzün eski adı köyümüzün en yaşlı kişisinin isteğiyle Gürpınar olarak değiştirilmiştir.

Köyün gelenek ve görenekleri; hoşgörü, saygı, sevgi ve muhabbet çerçevesindedir. Geline kapıdan girerken tabak kırdırırlar. Başına şeker dökerler. Tatlı yedirirler. Kaynanalar ve gelinler çok iyi anlaşırlar.

kayaturan58 24.02.2009 18:42

Cevap: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
 
GÜRPINAR

Özlemim sanadır, hayalim düşüm
Burnumda tütüyor, madımak aşın
Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Davar gelir, koyunları sağarlar
Kuzuları, ayrı dama koyarlar
En vururlar, ayrı renge boyarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Baharla birlikte, yağan yağmurda
Ayakkabım çıkar idi, çamurda
Mantar da toplardım, çayırda kırda
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin
Çayır biter, ekinlere girersin
Başakları yakıp, firik edersin
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Aşık çok oynadım, harman yerinde
Kozalar doluydu, iki cebimde
Ağustos da, kar yerdim deresinde
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Yaz gelince, koyunları kırkarlar
Yünlerini, derelerde yıkarlar
Tokacını, sele verir sakarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Bahçelerde çoktu, erik ağacı
Olmadan yedin mi, başlardı sancı
Kenger sakızının, ilk tadı acı
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kavak ağacından, düdük yapardım
Top peşinde, akşamaça koşardım
Çelik çomak, çalma topu oynardım
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kapının önünde, dibek taşına
Tokmak vurmak için, sıra başına
Yarma yapılırdı, ayran aşına
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Su değirmeninde, un öğütmeyi
Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi
Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Hasret kaldım baharına yazına
Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne
İmkan olsa dönmez miyim özüne
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kayaturan kara, kışı da olsa
Samanı tezeği, var ise bolsa
Günlerce de yollar, kapalı kalsa
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

(22.02.2009 Saat: 10.33)


Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik
Firik: yeşil başakları kavrulması
Koza: Ceviz gibi içi boş
Tepme: Büyük yün çuval
Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş
Kenger: Sakız türü
Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki

memiş çiftçi 27.02.2009 15:50

haydarlı köyü
 
slm tüm sivas lılara:)

kayaturan58 11.03.2009 20:11

Gürpınar (Gürpınar Köyü)
 
Özlemim sanadır, hayalim düşüm
Burnumda tütüyor, madımak aşın
Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Davar gelir, koyunları sağarlar
Kuzuları, ayrı dama koyarlar
En vururlar, ayrı renge boyarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Baharla birlikte, yağan yağmurda
Ayakkabım çıkar idi, çamurda
Mantar da toplardım, çayırda kırda
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin
Çayır biter, ekinlere girersin
Başakları yakıp, firik edersin
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Aşık çok oynadım, harman yerinde
Kozalar doluydu, iki cebimde
Ağustos da, kar yerdim deresinde
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Yaz gelince, koyunları kırkarlar
Yünlerini, derelerde yıkarlar
Tokacını, sele verir sakarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Bahçelerde çoktu, erik ağacı
Olmadan yedin mi, başlardı sancı
Kenger sakızının, ilk tadı acı
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kavak ağacından, düdük yapardım
Top peşinde, akşamaça koşardım
Çelik çomak, çalma topu oynardım
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kapının önünde, dibek taşına
Tokmak vurmak için, sıra başına
Yarma yapılırdı, ayran aşına
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Su değirmeninde, un öğütmeyi
Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi
Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Hasret kaldım baharına yazına
Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne
İmkan olsa dönmez miyim özüne
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kayaturan kara, kışı da olsa
Samanı tezeği, var ise bolsa
Günlerce de yollar, kapalı kalsa
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

(22.02.2009 Saat: 10.33)


Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik
Firik: yeşil başakları kavrulması
Koza: Ceviz gibi içi boş
Tepme: Büyük yün çuval
Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş
Kenger: Sakız türü
Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki

kayaturan58 19.01.2010 13:42

Cevap: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
 
Gürpınar Köyü çocukluğumun geçtiği yer, baba yurdu demek.

SİVAS-ULAŞ- GÜRPINAR KÖYÜ

TARİHİ :

1.Dünya Savası sırasında Osmanlı ordusu KAFKASYA Cephesinde savaşırken , Ermeniler Doğu Anadolu da savunmasız halka saldırdılar. Katliamlara karıştılar çoluk çocuk kadın genç yaşlı ayrımı yapmadan akla gelmeyecek işkencelere maruz kaldılar bir çok vatandaşımız katledildi. Bunların liderleri 24 NİSAN 1915’de İstanbul’da tutuklandı. Mayıs 1915 de devlet Sevk ve İsyan kanunu “Tehcir” kanununu çıkararak Ermenilerden boşaltılan bir çok yer gibi bu köye de; Kars,Ağrı,Erzurum, Malatya ve Kahraman Maraş tarafından yerlerinden ve yurtlarından edilen ermeni mezalimini yaşamış vatandaşları yerleştirildi.Bu nedenle çevre de buraya macir köyü de denirdi.

Sivas İli Ulaş İlçesine bağlı olan Gürpınar Köyü bilinen ilk ismi Mağara olup, köy eskiden Kangal İlçesine bağlıyken Ulaş’ın ilçe statüsüne kavuşmasıyla bir çok çevre köyle birlikte Ulaş’a bağlanmıştır. Köyde bulunan ve tarihi bir değeri olan maalesef bugün bakımsız kendi haline terk edilen tüm bir kayadan oyma geniş bir mağara vardır, ismini de ondan almaktadır. 1964 yılında köyün adı İnkonak olarak değiştirilmişse de köy halkı ve çevre tarafından pek benimsenmemiş resmi işler haricinde eski ismiyle anılmıştır.

1974’de köydeki bir çok ev köyün ortasından tren geçecek diye istimlak edilerek köyün ortasına köprüler inşa edildi etrafı dağlarla çevrili olan köyün ortasına da bir dağ D.D.Y. bir dağ oturtturdu ve 5 367 metre uzunluğunda ki Türkiye’nin en büyük dünyanın da bilinen ikinci uzun demir yolu adı Deliktaş Tüneli olan girişi bu köyün arazileri içerisinde başlamakta.Sivas-Kangal- Malatya yolunu kısaltacak, ulaşımı hızlandıracak olan bu yol ne yazık ki bu köyün Gürpınar’ın değil de tünelin altından geçtiği Deliktaş Köyünün adını almaktadır tünel biteli yıllar olmasına nazaran yıl 2010 daha trenin geçtiği görülmedi.

1989’da Halis Tecer’in muhtarlığı döneminde suyu ve çeşmelerinin de bol olduğundan ( çevre köylere nazaran) adının “GÜRPINAR “ olarak değiştirilmesi uygun görülmüştür.
Köyün son iki dönemdir köy muhtarlığını Celal SEZER yapmaktadır.

Köyde KÖYDES projesi kapsamında kanalizasyon ve içme suyu sorunu yoktur.

Köy 100 haneden otuza düşmüş olup köyde kışın gençlerden az sayıda kişiye rastlarsınız geneli yaşlı erkeklerden, kadın ve çocuklardan ibarettir.

En son yapılan 2007 nüfus sayımında köyün nüfusu 357 olarak tespit edilmiştir.

ULAŞIM :

Köy Sivas- Malatya yoluna 1,5 km içeride Ulaş İlçesine 18 km Sivas’a 55 km. mesafede olup ulaşım her zaman mümkün olup bölgede karasal iklim hakimdir.

EKONOMİ :

Köy halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla yapmakta olup gençleri işsizlik nedeniyle yıllarca gurbette çöplerde hurdacılık yaparak geçimini sağlamış şuanda bu mesleği profesyonel olarak hem hijyenik hem de teknolojik olarak “Geri dönüşüm atık toplama merkezi” adı altında yapanlar mevcuttur.


EĞİTİM :

Okuma oranı 1990’dan sonra hızla armış olup yurdun çeşitli yerlerinde değişik mesleklerde görev alanlar olmakla birlikte istenilen düzeye erişememiştir.

Bu gün başka illerde kurulan bir çok Sivas Kültür ve Yardımlaşma Derneklerinden birisi olan İzmir Sivaslılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Sayın Hamdi YILDIZ’da bu köyde İlkokulu okumuş, eğitimci ve idareci bir kişidir.

Şair Şevki KAYATURAN İzmir Sivaslılar Derneği Başkanı Sayın Hamdi YILDIZ’ı anlatırken de ;


Yiğidin harman yerinden
Ulaş, Mağara köyünden
Gelir, Yıldız’lar soyundan
Özü sözü, birdir gardaş.

Dursun oğlu Hamdi derler
Tanıyana sor överler
Selamıyla iş görürler
Bizim or’dan, bildim gardaş.

O toprağa aşık yürek
Fazla söze dost ne gerek
Dernekler de orta direk
Çöker ise, yandık gardaş.

Köye, kasabaya uyar
Eşi dostu sever sayar
Bir seslense, Şevki duyar
Abi bilir, sever gardaş.

Elde düdük o sahada
Hakem ya farklı havada
Yurdu gezdi bu davada
Doğu batı, gördü gardaş.

Ağartsa da durur saçım
Neriman der başım tacım
Her zaman ona muhtacım
Şükür eder, bilir gardaş.

Bilir zamansız açılmaz
Üç tane gül vaz geçilmez
Oğlan kız diye seçilmez
Hepsin yerin, bilir gardaş.

Vardır bacısı gardaşı
Yanındadır hep sırdaşı
Çok çekse de can yoldaşı
Takdir eder, sever gardaş.

Sivas’da yılları geçti
Gün geldi İzmir’e uçtu
Ahir zaman yer mi seçti
Bura son mu, dersin gardaş

Kayaturan, Gürpınar’ı
Kışın çok kürüdü karı
Şu gurbetin ahu zarı
Öldürecek, beni gardaş.

(20.02.2009 Saat:09.58)


Not : Şaire ait şiirleri Internet’e ismini “Şevki KAYATURAN” yazarak bulabilir bu şiirin tamamını aşağıdaki linkten de okuyabilirsiniz.
[url]http://www.antoloji.com/islem/gateway/sair/default.asp?sair=59185[/url]

AŞIK VE ŞAİRLERİ :

Bunlar köyün kültür elçileri; köyün bilinen 2 aşık 1’de şairi vardır en eski aşığı merhum Mevlüt SAVCI’dır söylediği birkaç türkü bugün yaşı kırk beşin üzerinde olanlar tarafından bilinir. Azrail’e yazdığı Bacanak ve Kumlu Mahalle gibi türküleri halen söylenir.

Aşıklardan bir diğeri Harun ARAT olup, oda bu köyde ilkokulu okumuş, halen Ankara’da bir kamu kuruluşunda çalışıp orada ikamet etmekte kendisinin çıkarmış olduğu “İçimdeki Ses” isimli birde kitabı vardır.
Aşık köyünü anlatırken bir şiirinde;

Geleceksen Gürpınar’ın zamanı
Yaylalar yeşerdi sular çağlıyor
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı
Senin hasretinden yollar ağlıyor
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Hele bir gelki gör Kumluk suyunu
Değiştirmiş kız karbasan huyunu
Garışmış guzusu hem de koyunu
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Kar çiçeği İğdeli’yi bürümüş
Hep boşu boşuna ömrüm çürümüş
Çarpılık’tan kar suları yürümüş
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Hiç eksik olur mu Sulağ’ın yeli
Ne kadar tatlıdır nevruzu gülü
Sanki dile gelmiş sazımın teli
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Âşık Harun gezmeyinen doymadım
Gelip başın bu dizime koymadın
Demiroluk suyn içtim doymadım
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Deyerek köyüne özlemini dile getirmiştir..


Şair Şevki KAYATURAN’ ise İlkokulu bu köyde okumuş Orta okulu Sivas, Liseyi Sakarya’da bitirmiş Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu halen İzmir Beydağ İlçesinde bir kamu kuruluşunda idareci olarak görev yapmaktadır.Bir çok kültürel derneklerinde üyesi olan aynı zamanda Sivas Yazarlar ve Şairler Derneği SİYŞAD’a da üye olan şairin “Hayat Pınarımdan Damlalar” isimli kitabı Bilge Karınca Yayınlarından çıkmış olup bir kitabı mevcut olup, şairin 700’ü aşkın şiirinden bir kaçı ülke genelinde yapılan yarışmalarda dereceye girmiş, yazılı ve görsel basında yer almıştır.
Şair bir dörtlüğünde;

Sinop’tan Mersin’e güzergah kuran
Edirne’den Ardahan’a uzanan
Yetmez! Misakı Milli’nin içinde olan
Tam ortada, tam ortada Sivas’tır.

Meşhurdur köpeği, sürüsü, yozu
Ancak iki aydır, sıcağı yazı
Yakan güneş değil, rüzgardır bizi
Fırtınayla, savrulan yer Sivas’tır.

KAYATURAN toprağında taşında
Sivas, Ulaş, Gürpınar’ın başında
Gündüz hayalimde gece düşümde
Görmek için özlenen yer Sivas’tır.

Not :Şiirin tamamını bu linkte bulabilirsiniz.
[url]http://www.antoloji.com/islem/gateway/sair/default.asp?sair=59185[/url]

Sivas Valiliğinin katkılarıyla Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hocalarından Sayın Doğan Kaya’nın hazırlamış olduğu beş ciltlik “Sivas Aşıklar ve Şairler Antolojisi” üçüncü ciltte yer almıştır.

Köy kurulduğu günden bu tarafa yetiştirdiği insanlar tamamı vatanına milletine sevdalık derecesinde bağlı anane ve kültürlerini yaşatmaya çalışan insanlardır.



___ GÜRPINAR ___

Özlemim sanadır, hayalim düşüm
Burnumda tütüyor, madımak aşın
Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Davar gelir, koyunları sağarlar
Kuzuları, ayrı dama koyarlar
En vururlar, ayrı renge boyarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Baharla birlikte, yağan yağmurda
Ayakkabım çıkar idi, çamurda
Mantar da toplardım, çayırda kırda
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin
Çayır biter, ekinlere girersin
Başakları yakıp, firik edersin
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Aşık çok oynadım, harman yerinde
Kozalar doluydu, iki cebimde
Ağustos da, kar yerdim deresinde
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Yaz gelince, koyunları kırkarlar
Yünlerini, derelerde yıkarlar
Tokacını, sele verir sakarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Bahçelerde çoktu, erik ağacı
Olmadan yedin mi, başlardı sancı
Kenger sakızının, ilk tadı acı
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kavak ağacından, düdük yapardım
Top peşinde, akşamaça koşardım
Çelik çomak, çalma topu oynardım
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kapının önünde, dibek taşına
Tokmak vurmak için, sıra başına
Yarma yapılırdı, ayran aşına
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Su değirmeninde, un öğütmeyi
Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi
Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Hasret kaldım baharına yazına
Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne
İmkan olsa dönmez miyim özüne
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kayaturan kara, kışı da olsa
Samanı tezeği, var ise bolsa
Günlerce de yollar, kapalı kalsa
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

(22.02.2009 Saat: 10.33)


Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik
Firik: yeşil başakları kavrulması
Koza: Ceviz gibi içi boş
Tepme: Büyük yün çuval
Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş
Kenger: Sakız türü
Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki

Şair bir şiirinde de köyünün şuan ki halini şöyle anlatır.

___ SEN MİSİN BENİM KÖYÜM ___

Çocukluğum geçtiği, yerler gözüm önünde
Dolaştım baştan başa, şaşırttı beni köyüm
Yıkılmış viran olmuş, evim saray gönlümde
Yollarında koştuğum, sen misin benim köyüm...

Irmak gibi akardı, köyümüzdeki dere
Otuz sene önceki, bıraktığım köy nere
Nerde bağlar bahçeler, dökülürlerdi yere
Ağaç bile kalmamış, sen misin benim köyüm...

Karamık da yok olmuş, nerde alıç ağacı
Üç beş kişi kalmışlar, hepsinin beyaz saçı
İşsizlik büyük bela, durduramamış göçü
Boşalmış viran olmuş, sen misin benim köyüm...

Dili olsa sorardı, işte budur suçunuz
Zengin olan buralı, ne yaptınız kaçınız
Giden geri gelmedi, kalana da göçünüz
Diyerek boşaltılan, sen misin benim köyüm.

İki okul yetmezdi, olsa lisesi derdik
Ezan okunduğunda, camisine giderdik
Namazı ede edip, orda sohbet ederdik
Üç beş kişi ya var-yok, sen misin benim köyüm.

Geçmişe sünger çektin, önce adın değişti
Kangal’a bağlı iken, Ulaş’a çabuk geçti
Demiryolu yok amma, köyü ortadan biçti
Tüneli var rayı yok, sen misin benim köyüm.

Sanki gidene inat, bahar gelmiş yeşermiş
Hani nerde ağalar, hani kimler beyimiş
Gürpınar dedikleri, yüz hanelik köyümüş
Şimdi otuza düşen, sen misin benim köyüm.

Kayaturan; kurbanım, toprağına taşına
Rastlamadım dünyada, şu Sivas’ın eşine
Gelsin bir hafta köye, gitsin sonra işine
Düşlerimi süsleyen, sen misin benim köyüm.

(22.05.2009 Saat: 10.55)

[url]http://www.antoloji.com/islem/gateway/sair/default.asp?sair=59185[/url]


Not : Buralara yazılan yazıları günümüz koşullarında her yerden bir tuşla herkesin görüp okuya bildiği yerler bu nedenle doğru olmayan kulaktan dolma yalan yanlış bilgilerle buraya yazı LÜTFEN asmayalım.

Saygılarımla.

Şevki KAYATURAN
Şair

Salim58 19.01.2010 14:09

Cevap: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
 
[B]bizim köye çok yakın çok gitmişimdir.

tüm Gürpınarlılara sonsuz selamlar.. [/B]

kayaturan58 30.01.2010 09:44

Cevap: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
 
SÖYLE GÜRPINAR'DAN SEN KİMLERDENSİN ?

Yolum düştü gurbet elde bir yere,
Kazma kürek, çalışırlar gel hele,
Dedim ki gardaşım memleket nere?
Dedi Ulaş, Gürpınar bilir misin…

Bilmem mi gardaşım oradan mısın?
Hangi sülaleden, sen kimlerdensin?
Hele yaklaş, adın nedir, sen kimsin?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Kayaturan olsan, özüm bilirim,
Bir ses versen gece duysam gelirim,
Doğduğum topraklar orda ölürüm,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Selam versen, Hakk’tan bilir alırım,
Şimşek’leri Şevket’leri tanırım,
Kulmaç’lardan sorsan belki bilirim,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Tecerler’in, bir çoğunu tanırım,
İrfan’ıyı dedeyi, komşu bilirim,
Kara kişi aynı kökten gelirim,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Yoksa Polatlar’dan, Karataş’tan mı?
Mirze’lerden, Karayılan’lardan mı?
Paşa gilden, Sülümer soyundan mı?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Demiröz mü soyun, Emrah’gilden mi?
Çeşmenin altından, Tamer’lerden mi?
Karşıda yamaçta, Zafer’lerden mi?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Kepenek soyundan, Haco’gilden mi?
Soyadı Deliktaş, Resul’gilden mi?
Sarıkaya yoksa, Şahbaz’gilden mi?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Nurettin Karakoç, İsa’gilden mi?
Savcı mı… Cıbıllar, Veli’lerden mi?
Yıldırım’lardan mı… Tahar’gilden mi?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Arat’lara benzer bir çala huyun,
Tahar’lardan mısın Irmak mı boyun,
Memmet Şirin, Motge Yıldız mı..soyun,
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

İbrahim’gilden mi… Sezer’lerden mi?
Külte’lerden yoksa, Ziya’gilden mi?
Sükan’lardan Hamza, Sefil’lerden mi?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Çoban Mustafa Özer’lerden mi?
Garip oğlu yoksa Yılmaz’lardan mı?
Keklik’lerden misin…Aydın’lardan mı?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Kayaturan soyum dedem Ahmet’i
Oğlu Mahmut, Hümmet, Ali, Mehmet’i
Özlüyorum köyümdeki milleti
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

(12.02.2009 Saat: 22.40)


WEZ Format +2. ?uan Saat: 06:59.

Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.


Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.