|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Köylerimiz (Sivas Köyleri) Bu köşede köyünüzü tanıtabilirsiniz |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
01.05.2008, 00:33 | #1 |
Usta Yiğido
kasparix Şuan
Son Aktivite: 01.07.2011 17:53
Üyelik Tarihi: 19.04.2008
Yaş: 36
Mesajlar: 1.196
Tecrübe Puanı: 728
|
ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
TÜM SİVASLILARA ÖNCELİLKLE SELAM OLSUN ...KÖYÜMÜZ TECERİN YUKARI TEPELERİNDE YAĞDONDURANLA KOMSU KÖYDÜR....KAHRAMAN ANADOLU İNSANI GİBİ KÖYÜMÜZ İNSANLARIININDA GÖNLÜ HERKESE AÇIKDIR ...GEDİN UĞRAYIN Bİ AYRANLARINI İÇİN ...KALIN SELAMETLE...
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar kasparix'e Teşekkür Ediyor... |
01.05.2008, 00:36 | #2 |
Yasaklı
dark_yamtar58 Şuan
Son Aktivite: 23.12.2009 15:39
Üyelik Tarihi: 13.04.2008
Mesajlar: 3.391
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
Gönlümüzden geçenleri söyledin hemşerim.Bizlerde bütün Sivasın köylerini yaylalarını Dağlarını gezmeye can atıyoruz.İnşallah birgün sizin köyede uğrarız.
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar dark_yamtar58'e Teşekkür Ediyor... |
01.05.2008, 00:36 | #3 |
Usta Yiğido
Abdurrahman 58 Şuan
Son Aktivite: 17.06.2016 18:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1101
|
-->: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
tüm gürpınar'lılara selamlar saygılar.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Abdurrahman 58'e Teşekkür Ediyor... |
20.09.2008, 17:07 | #4 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2177
|
--->: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
Köyümüzün kökeni gürcistana dayanmaktadır.kurtuluş savaşına Kars ve Gürcistan dolaylarından birçok insan katılmış ve köyümüze yerleşmişler .eski adı, köydeki bir mağaradan dolayı "MAĞARA" olarak bilimektedir. bu mağara köyümüz için çok önemlidir tarihi eser olarak adlandırılır.ayrıca köyümüzde 1800 yıllık bir yol bulunmaktadır.osmanlı döneminden kalmaktadır.köyümüzün eski adı köyümüzün en yaşlı kişisinin isteğiyle Gürpınar olarak değiştirilmiştir.
Köyün gelenek ve görenekleri; hoşgörü, saygı, sevgi ve muhabbet çerçevesindedir. Geline kapıdan girerken tabak kırdırırlar. Başına şeker dökerler. Tatlı yedirirler. Kaynanalar ve gelinler çok iyi anlaşırlar.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar seva'e Teşekkür Ediyor... |
24.02.2009, 19:42 | #5 |
Yeni Yiğido
kayaturan58 Şuan
Son Aktivite: 31.07.2016 22:15
Üyelik Tarihi: 01.09.2008
Mesajlar: 47
Tecrübe Puanı: 601
|
Cevap: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
GÜRPINAR
Özlemim sanadır, hayalim düşüm Burnumda tütüyor, madımak aşın Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Davar gelir, koyunları sağarlar Kuzuları, ayrı dama koyarlar En vururlar, ayrı renge boyarlar Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Baharla birlikte, yağan yağmurda Ayakkabım çıkar idi, çamurda Mantar da toplardım, çayırda kırda Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin Çayır biter, ekinlere girersin Başakları yakıp, firik edersin Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Aşık çok oynadım, harman yerinde Kozalar doluydu, iki cebimde Ağustos da, kar yerdim deresinde Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Yaz gelince, koyunları kırkarlar Yünlerini, derelerde yıkarlar Tokacını, sele verir sakarlar Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Bahçelerde çoktu, erik ağacı Olmadan yedin mi, başlardı sancı Kenger sakızının, ilk tadı acı Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kavak ağacından, düdük yapardım Top peşinde, akşamaça koşardım Çelik çomak, çalma topu oynardım Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kapının önünde, dibek taşına Tokmak vurmak için, sıra başına Yarma yapılırdı, ayran aşına Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Su değirmeninde, un öğütmeyi Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Hasret kaldım baharına yazına Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne İmkan olsa dönmez miyim özüne Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kayaturan kara, kışı da olsa Samanı tezeği, var ise bolsa Günlerce de yollar, kapalı kalsa Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. (22.02.2009 Saat: 10.33) Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik Firik: yeşil başakları kavrulması Koza: Ceviz gibi içi boş Tepme: Büyük yün çuval Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş Kenger: Sakız türü Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar kayaturan58'e Teşekkür Ediyor... |
11.03.2009, 21:11 | #7 |
Yeni Yiğido
kayaturan58 Şuan
Son Aktivite: 31.07.2016 22:15
Üyelik Tarihi: 01.09.2008
Mesajlar: 47
Tecrübe Puanı: 601
|
Gürpınar (Gürpınar Köyü)
Özlemim sanadır, hayalim düşüm
Burnumda tütüyor, madımak aşın Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Davar gelir, koyunları sağarlar Kuzuları, ayrı dama koyarlar En vururlar, ayrı renge boyarlar Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Baharla birlikte, yağan yağmurda Ayakkabım çıkar idi, çamurda Mantar da toplardım, çayırda kırda Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin Çayır biter, ekinlere girersin Başakları yakıp, firik edersin Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Aşık çok oynadım, harman yerinde Kozalar doluydu, iki cebimde Ağustos da, kar yerdim deresinde Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Yaz gelince, koyunları kırkarlar Yünlerini, derelerde yıkarlar Tokacını, sele verir sakarlar Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Bahçelerde çoktu, erik ağacı Olmadan yedin mi, başlardı sancı Kenger sakızının, ilk tadı acı Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kavak ağacından, düdük yapardım Top peşinde, akşamaça koşardım Çelik çomak, çalma topu oynardım Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kapının önünde, dibek taşına Tokmak vurmak için, sıra başına Yarma yapılırdı, ayran aşına Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Su değirmeninde, un öğütmeyi Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Hasret kaldım baharına yazına Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne İmkan olsa dönmez miyim özüne Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kayaturan kara, kışı da olsa Samanı tezeği, var ise bolsa Günlerce de yollar, kapalı kalsa Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. (22.02.2009 Saat: 10.33) Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik Firik: yeşil başakları kavrulması Koza: Ceviz gibi içi boş Tepme: Büyük yün çuval Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş Kenger: Sakız türü Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar kayaturan58'e Teşekkür Ediyor... |
19.01.2010, 14:42 | #8 |
Yeni Yiğido
kayaturan58 Şuan
Son Aktivite: 31.07.2016 22:15
Üyelik Tarihi: 01.09.2008
Mesajlar: 47
Tecrübe Puanı: 601
|
Cevap: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
Gürpınar Köyü çocukluğumun geçtiği yer, baba yurdu demek.
SİVAS-ULAŞ- GÜRPINAR KÖYÜ TARİHİ : 1.Dünya Savası sırasında Osmanlı ordusu KAFKASYA Cephesinde savaşırken , Ermeniler Doğu Anadolu da savunmasız halka saldırdılar. Katliamlara karıştılar çoluk çocuk kadın genç yaşlı ayrımı yapmadan akla gelmeyecek işkencelere maruz kaldılar bir çok vatandaşımız katledildi. Bunların liderleri 24 NİSAN 1915’de İstanbul’da tutuklandı. Mayıs 1915 de devlet Sevk ve İsyan kanunu “Tehcir” kanununu çıkararak Ermenilerden boşaltılan bir çok yer gibi bu köye de; Kars,Ağrı,Erzurum, Malatya ve Kahraman Maraş tarafından yerlerinden ve yurtlarından edilen ermeni mezalimini yaşamış vatandaşları yerleştirildi.Bu nedenle çevre de buraya macir köyü de denirdi. Sivas İli Ulaş İlçesine bağlı olan Gürpınar Köyü bilinen ilk ismi Mağara olup, köy eskiden Kangal İlçesine bağlıyken Ulaş’ın ilçe statüsüne kavuşmasıyla bir çok çevre köyle birlikte Ulaş’a bağlanmıştır. Köyde bulunan ve tarihi bir değeri olan maalesef bugün bakımsız kendi haline terk edilen tüm bir kayadan oyma geniş bir mağara vardır, ismini de ondan almaktadır. 1964 yılında köyün adı İnkonak olarak değiştirilmişse de köy halkı ve çevre tarafından pek benimsenmemiş resmi işler haricinde eski ismiyle anılmıştır. 1974’de köydeki bir çok ev köyün ortasından tren geçecek diye istimlak edilerek köyün ortasına köprüler inşa edildi etrafı dağlarla çevrili olan köyün ortasına da bir dağ D.D.Y. bir dağ oturtturdu ve 5 367 metre uzunluğunda ki Türkiye’nin en büyük dünyanın da bilinen ikinci uzun demir yolu adı Deliktaş Tüneli olan girişi bu köyün arazileri içerisinde başlamakta.Sivas-Kangal- Malatya yolunu kısaltacak, ulaşımı hızlandıracak olan bu yol ne yazık ki bu köyün Gürpınar’ın değil de tünelin altından geçtiği Deliktaş Köyünün adını almaktadır tünel biteli yıllar olmasına nazaran yıl 2010 daha trenin geçtiği görülmedi. 1989’da Halis Tecer’in muhtarlığı döneminde suyu ve çeşmelerinin de bol olduğundan ( çevre köylere nazaran) adının “GÜRPINAR “ olarak değiştirilmesi uygun görülmüştür. Köyün son iki dönemdir köy muhtarlığını Celal SEZER yapmaktadır. Köyde KÖYDES projesi kapsamında kanalizasyon ve içme suyu sorunu yoktur. Köy 100 haneden otuza düşmüş olup köyde kışın gençlerden az sayıda kişiye rastlarsınız geneli yaşlı erkeklerden, kadın ve çocuklardan ibarettir. En son yapılan 2007 nüfus sayımında köyün nüfusu 357 olarak tespit edilmiştir. ULAŞIM : Köy Sivas- Malatya yoluna 1,5 km içeride Ulaş İlçesine 18 km Sivas’a 55 km. mesafede olup ulaşım her zaman mümkün olup bölgede karasal iklim hakimdir. EKONOMİ : Köy halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla yapmakta olup gençleri işsizlik nedeniyle yıllarca gurbette çöplerde hurdacılık yaparak geçimini sağlamış şuanda bu mesleği profesyonel olarak hem hijyenik hem de teknolojik olarak “Geri dönüşüm atık toplama merkezi” adı altında yapanlar mevcuttur. EĞİTİM : Okuma oranı 1990’dan sonra hızla armış olup yurdun çeşitli yerlerinde değişik mesleklerde görev alanlar olmakla birlikte istenilen düzeye erişememiştir. Bu gün başka illerde kurulan bir çok Sivas Kültür ve Yardımlaşma Derneklerinden birisi olan İzmir Sivaslılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Sayın Hamdi YILDIZ’da bu köyde İlkokulu okumuş, eğitimci ve idareci bir kişidir. Şair Şevki KAYATURAN İzmir Sivaslılar Derneği Başkanı Sayın Hamdi YILDIZ’ı anlatırken de ; Yiğidin harman yerinden Ulaş, Mağara köyünden Gelir, Yıldız’lar soyundan Özü sözü, birdir gardaş. Dursun oğlu Hamdi derler Tanıyana sor överler Selamıyla iş görürler Bizim or’dan, bildim gardaş. O toprağa aşık yürek Fazla söze dost ne gerek Dernekler de orta direk Çöker ise, yandık gardaş. Köye, kasabaya uyar Eşi dostu sever sayar Bir seslense, Şevki duyar Abi bilir, sever gardaş. Elde düdük o sahada Hakem ya farklı havada Yurdu gezdi bu davada Doğu batı, gördü gardaş. Ağartsa da durur saçım Neriman der başım tacım Her zaman ona muhtacım Şükür eder, bilir gardaş. Bilir zamansız açılmaz Üç tane gül vaz geçilmez Oğlan kız diye seçilmez Hepsin yerin, bilir gardaş. Vardır bacısı gardaşı Yanındadır hep sırdaşı Çok çekse de can yoldaşı Takdir eder, sever gardaş. Sivas’da yılları geçti Gün geldi İzmir’e uçtu Ahir zaman yer mi seçti Bura son mu, dersin gardaş Kayaturan, Gürpınar’ı Kışın çok kürüdü karı Şu gurbetin ahu zarı Öldürecek, beni gardaş. (20.02.2009 Saat:09.58) Not : Şaire ait şiirleri Internet’e ismini “Şevki KAYATURAN” yazarak bulabilir bu şiirin tamamını aşağıdaki linkten de okuyabilirsiniz. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] AŞIK VE ŞAİRLERİ : Bunlar köyün kültür elçileri; köyün bilinen 2 aşık 1’de şairi vardır en eski aşığı merhum Mevlüt SAVCI’dır söylediği birkaç türkü bugün yaşı kırk beşin üzerinde olanlar tarafından bilinir. Azrail’e yazdığı Bacanak ve Kumlu Mahalle gibi türküleri halen söylenir. Aşıklardan bir diğeri Harun ARAT olup, oda bu köyde ilkokulu okumuş, halen Ankara’da bir kamu kuruluşunda çalışıp orada ikamet etmekte kendisinin çıkarmış olduğu “İçimdeki Ses” isimli birde kitabı vardır. Aşık köyünü anlatırken bir şiirinde; Geleceksen Gürpınar’ın zamanı Yaylalar yeşerdi sular çağlıyor Geleceksen Gürpınar’ın zamanı Senin hasretinden yollar ağlıyor Geleceksen Gürpınar’ın zamanı Hele bir gelki gör Kumluk suyunu Değiştirmiş kız karbasan huyunu Garışmış guzusu hem de koyunu Geleceksen Gürpınar’ın zamanı Kar çiçeği İğdeli’yi bürümüş Hep boşu boşuna ömrüm çürümüş Çarpılık’tan kar suları yürümüş Geleceksen Gürpınar’ın zamanı Hiç eksik olur mu Sulağ’ın yeli Ne kadar tatlıdır nevruzu gülü Sanki dile gelmiş sazımın teli Geleceksen Gürpınar’ın zamanı Âşık Harun gezmeyinen doymadım Gelip başın bu dizime koymadın Demiroluk suyn içtim doymadım Geleceksen Gürpınar’ın zamanı Deyerek köyüne özlemini dile getirmiştir.. Şair Şevki KAYATURAN’ ise İlkokulu bu köyde okumuş Orta okulu Sivas, Liseyi Sakarya’da bitirmiş Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu halen İzmir Beydağ İlçesinde bir kamu kuruluşunda idareci olarak görev yapmaktadır.Bir çok kültürel derneklerinde üyesi olan aynı zamanda Sivas Yazarlar ve Şairler Derneği SİYŞAD’a da üye olan şairin “Hayat Pınarımdan Damlalar” isimli kitabı Bilge Karınca Yayınlarından çıkmış olup bir kitabı mevcut olup, şairin 700’ü aşkın şiirinden bir kaçı ülke genelinde yapılan yarışmalarda dereceye girmiş, yazılı ve görsel basında yer almıştır. Şair bir dörtlüğünde; Sinop’tan Mersin’e güzergah kuran Edirne’den Ardahan’a uzanan Yetmez! Misakı Milli’nin içinde olan Tam ortada, tam ortada Sivas’tır. Meşhurdur köpeği, sürüsü, yozu Ancak iki aydır, sıcağı yazı Yakan güneş değil, rüzgardır bizi Fırtınayla, savrulan yer Sivas’tır. KAYATURAN toprağında taşında Sivas, Ulaş, Gürpınar’ın başında Gündüz hayalimde gece düşümde Görmek için özlenen yer Sivas’tır. Not :Şiirin tamamını bu linkte bulabilirsiniz. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Sivas Valiliğinin katkılarıyla Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hocalarından Sayın Doğan Kaya’nın hazırlamış olduğu beş ciltlik “Sivas Aşıklar ve Şairler Antolojisi” üçüncü ciltte yer almıştır. Köy kurulduğu günden bu tarafa yetiştirdiği insanlar tamamı vatanına milletine sevdalık derecesinde bağlı anane ve kültürlerini yaşatmaya çalışan insanlardır. ___ GÜRPINAR ___ Özlemim sanadır, hayalim düşüm Burnumda tütüyor, madımak aşın Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Davar gelir, koyunları sağarlar Kuzuları, ayrı dama koyarlar En vururlar, ayrı renge boyarlar Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Baharla birlikte, yağan yağmurda Ayakkabım çıkar idi, çamurda Mantar da toplardım, çayırda kırda Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin Çayır biter, ekinlere girersin Başakları yakıp, firik edersin Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Aşık çok oynadım, harman yerinde Kozalar doluydu, iki cebimde Ağustos da, kar yerdim deresinde Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Yaz gelince, koyunları kırkarlar Yünlerini, derelerde yıkarlar Tokacını, sele verir sakarlar Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Bahçelerde çoktu, erik ağacı Olmadan yedin mi, başlardı sancı Kenger sakızının, ilk tadı acı Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kavak ağacından, düdük yapardım Top peşinde, akşamaça koşardım Çelik çomak, çalma topu oynardım Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kapının önünde, dibek taşına Tokmak vurmak için, sıra başına Yarma yapılırdı, ayran aşına Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Su değirmeninde, un öğütmeyi Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Hasret kaldım baharına yazına Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne İmkan olsa dönmez miyim özüne Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. Kayaturan kara, kışı da olsa Samanı tezeği, var ise bolsa Günlerce de yollar, kapalı kalsa Hasretim ben sana, hasret Gürpınar. (22.02.2009 Saat: 10.33) Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik Firik: yeşil başakları kavrulması Koza: Ceviz gibi içi boş Tepme: Büyük yün çuval Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş Kenger: Sakız türü Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki Şair bir şiirinde de köyünün şuan ki halini şöyle anlatır. ___ SEN MİSİN BENİM KÖYÜM ___ Çocukluğum geçtiği, yerler gözüm önünde Dolaştım baştan başa, şaşırttı beni köyüm Yıkılmış viran olmuş, evim saray gönlümde Yollarında koştuğum, sen misin benim köyüm... Irmak gibi akardı, köyümüzdeki dere Otuz sene önceki, bıraktığım köy nere Nerde bağlar bahçeler, dökülürlerdi yere Ağaç bile kalmamış, sen misin benim köyüm... Karamık da yok olmuş, nerde alıç ağacı Üç beş kişi kalmışlar, hepsinin beyaz saçı İşsizlik büyük bela, durduramamış göçü Boşalmış viran olmuş, sen misin benim köyüm... Dili olsa sorardı, işte budur suçunuz Zengin olan buralı, ne yaptınız kaçınız Giden geri gelmedi, kalana da göçünüz Diyerek boşaltılan, sen misin benim köyüm. İki okul yetmezdi, olsa lisesi derdik Ezan okunduğunda, camisine giderdik Namazı ede edip, orda sohbet ederdik Üç beş kişi ya var-yok, sen misin benim köyüm. Geçmişe sünger çektin, önce adın değişti Kangal’a bağlı iken, Ulaş’a çabuk geçti Demiryolu yok amma, köyü ortadan biçti Tüneli var rayı yok, sen misin benim köyüm. Sanki gidene inat, bahar gelmiş yeşermiş Hani nerde ağalar, hani kimler beyimiş Gürpınar dedikleri, yüz hanelik köyümüş Şimdi otuza düşen, sen misin benim köyüm. Kayaturan; kurbanım, toprağına taşına Rastlamadım dünyada, şu Sivas’ın eşine Gelsin bir hafta köye, gitsin sonra işine Düşlerimi süsleyen, sen misin benim köyüm. (22.05.2009 Saat: 10.55) [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Not : Buralara yazılan yazıları günümüz koşullarında her yerden bir tuşla herkesin görüp okuya bildiği yerler bu nedenle doğru olmayan kulaktan dolma yalan yanlış bilgilerle buraya yazı LÜTFEN asmayalım. Saygılarımla. Şevki KAYATURAN Şair |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar kayaturan58'e Teşekkür Ediyor... |
19.01.2010, 15:09 | #9 |
Moderator
Salim58 Şuan
Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
bizim köye çok yakın çok gitmişimdir.
tüm Gürpınarlılara sonsuz selamlar..
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Salim58'e Teşekkür Ediyor... |
30.01.2010, 10:44 | #10 |
Yeni Yiğido
kayaturan58 Şuan
Son Aktivite: 31.07.2016 22:15
Üyelik Tarihi: 01.09.2008
Mesajlar: 47
Tecrübe Puanı: 601
|
Cevap: ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ
SÖYLE GÜRPINAR'DAN SEN KİMLERDENSİN ?
Yolum düştü gurbet elde bir yere, Kazma kürek, çalışırlar gel hele, Dedim ki gardaşım memleket nere? Dedi Ulaş, Gürpınar bilir misin… Bilmem mi gardaşım oradan mısın? Hangi sülaleden, sen kimlerdensin? Hele yaklaş, adın nedir, sen kimsin? Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin… Kayaturan olsan, özüm bilirim, Bir ses versen gece duysam gelirim, Doğduğum topraklar orda ölürüm, Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin… Selam versen, Hakk’tan bilir alırım, Şimşek’leri Şevket’leri tanırım, Kulmaç’lardan sorsan belki bilirim, Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin… Tecerler’in, bir çoğunu tanırım, İrfan’ıyı dedeyi, komşu bilirim, Kara kişi aynı kökten gelirim, Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin… Yoksa Polatlar’dan, Karataş’tan mı? Mirze’lerden, Karayılan’lardan mı? Paşa gilden, Sülümer soyundan mı? Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin… Demiröz mü soyun, Emrah’gilden mi? Çeşmenin altından, Tamer’lerden mi? Karşıda yamaçta, Zafer’lerden mi? Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin… Kepenek soyundan, Haco’gilden mi? Soyadı Deliktaş, Resul’gilden mi? Sarıkaya yoksa, Şahbaz’gilden mi? Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin… Nurettin Karakoç, İsa’gilden mi? Savcı mı… Cıbıllar, Veli’lerden mi? Yıldırım’lardan mı… Tahar’gilden mi? Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin… Arat’lara benzer bir çala huyun, Tahar’lardan mısın Irmak mı boyun, Memmet Şirin, Motge Yıldız mı..soyun, Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin… İbrahim’gilden mi… Sezer’lerden mi? Külte’lerden yoksa, Ziya’gilden mi? Sükan’lardan Hamza, Sefil’lerden mi? Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin… Çoban Mustafa Özer’lerden mi? Garip oğlu yoksa Yılmaz’lardan mı? Keklik’lerden misin…Aydın’lardan mı? Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin… Kayaturan soyum dedem Ahmet’i Oğlu Mahmut, Hümmet, Ali, Mehmet’i Özlüyorum köyümdeki milleti Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin… (12.02.2009 Saat: 22.40) |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar kayaturan58'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|