![]() |
#721 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() İrade-i Seniyye
Osmanlı Devleti'nde özel veya resmî bir iş hakkında verilen padişah emri. Önceleri sadrazamların arzları üzerine, yani telhis ve takrirlerin üst kenarlarına yazılan padişah mütalaalarına hatt-ı hümâyûn denilirdi. 1839’dan itibaren ise padişah emirlerine “irâde, irâde-i şâhâne” veya “irâde-i seniyye” denilmeye başlandı. Hatt-ı Hümâyûnda, konu ile ilgili belge, ekleriyle birlikte padişaha sunuluyordu. Padişah da konu hakkında kararını bizzat kendi el yazısıyla belgenin üst tarafına yazıyordu. İradelerde ise, arz tezkiresi adı verilen telhisler, padişaha değil “serkâtib-i şehriyâri” denilen başkâtibe yazılmaya başlandı. Padişahın kendisine okunan arz tezkirelerinde belirtilen konu hakkındaki kararı, serkâtib tarafından aynı tezkirenin sol alt köşesine, yan olarak yazıldıktan sonra yine sadrazama iade edilirdi. İradeler, sadrazamlardan başka diğer nazırlara da tebliğ olunurdu. Ayrıca 1908’e kadar diğer nazırlar da resmî veya hususî meselelerde arzlarda bulunur ve irâde-i seniyye alabilirdi. Fakat 1908’den sonra, sadece sadrazamlara münhasır kaldı. Bu dönemde padişahlar, nazırlar heyetinin kararlarını imzalamakla yetindiler.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#722 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Surre Alayı
Osmanlı pâdişâhlarının her yıl hac mevsiminde Haremeyn-i şerîfeyn ahâlisine, zâhidlere, mukaddes yerlerin ve hac yollarının emniyetini sağlayan Mekke şeriflerine ve Hicaz bölgesinde yaşayanlara gönderdikleri para ve değerli eşyâlara surre; bunları götüren topluluğa da surre alayı denirdi. Bilinen ilk surre alayları, Abbâsiler devrinde (750-1258) gönderildi. Eyyûbiler (1174-1250) ve Memlukler (1250-1517), bu güzel âdeti devam ettirdiler. Herşeyin en güzelini Haremeyn-i şerifeyne lâyık gören Osmanlılar da, surre alaylarının en güzellerini gönderdiler. Osmanlı Devletinde bilinen ilk surre alayı, Yıldırım Bâyezîd Han tarafından Edirne’den gönderildi. Gönderilen hediyeler arasında 80.000 altın para da vardı. Çelebi Sultan Mehmed Han, Sultan İkinci Murâd Han ve Fâtih Sultan Mehmed Han zamânında artarak devam etti. Yavuz Sultan Selim Hanın Halife-i Müslimîn olmasından sonra daha da sistemleştirildi. Bu hizmet devletin yıkılışına kadar en zor şartlarda bile devam ettirildi. Surre-i hümâyûn, Haremeyn evkafı nâzırı olan dârüsseâde ağalarının sorumluluğu altında hazırlanırdı. Gönderilecek para ve eşyâların listesini gösteren surre-i hümâyun defterlerini dârüsseâde ağasının yazıcısı ve haremeyn müfettişi müherlerdi. Daha sonra defterdâr tarafından imzâlanan defterlere nişancı tuğra çekerdi. Bundan sonra Pâdişâhın Mekke Emîrine hitâben yazdırdığı nâme-i hümâyûn, kızlarağası tarafından surre emînine teslim edilirdi. Bu esnâda Kur’ân-ı kerîm ve na’tlar okunur, kurbanlar kesilir, buhûrdânlar yakılır, tekbir getirilir, duâlar edilirdi. Receb ayının on ikisinde Üsküdar’a geçirilen surre alayı halkın coşkun sevgi gösterileri arasında yeni hediye katarları ve hacı adaylarının da iştirâkı ile Hicaz’a doğru yoluna devam ederdi. Yol üzerinde bulunan beylerbeyi ve sancakbeyleri surrenin emniyetini temin etmekle mükelleftiler. Surre alayı Haremeyn’e doğru ilerlerken, geçtiği yerlerde ihtişamlı merâsimler yapılır, surre hediyeleri yüklü yeni yeni katarlarla birlikte hacı adayları da katılırdı. Surre-i hümâyunla gönderilen paralar, Harameyn’in masraflarına sarf edilirdi. Surre-i hümâyûnda paralar dışında gönderilen ve nâdir bulunan kıymetli halılar, seccâdeler, murassa avîzeler, şamdanlar, paha biçilmez mushaf-ı şerifler, levhalar, puşideler (örtüler), gümüş perde halkaları, okkalarla buhurlar, elbiseler, Mekke Emîrine mahsus sırmalı ve işlemeli kaftan, mücevherli kılıç, inciden tesbih ve daha pekçok kıymetli hediyeyse, Mekke ve Medîne’deki mübârek makâmlara, seyyidlere, şerîflere, fakirlere, zâhidlere hediye edilirdi. Gönderilen hediyeyi alanlar, kendilerine göre, keselere zemzem, hurma gibi hediyeler koyarak surre ile geri gönderir, karşılıklı hediyeleşirlerdi. Bu arada Kahire’den gönderilen surre alayında yer alan yeni Kâbe örtüsü merâsimle eskisiyle değiştirilirdi. Mekke Emîri eski Kâbe örtüsünü İstanbul’a gönderirdi. Bu Kâbe örtülerinden İstanbul’da pekçok câmide bulunmaktadır. Surre alayları, 1864 yılına kadar kara, bu târihten 1908’e kadar deniz, daha sonra da demiryoluyla gönderildi. Surre alaylarının sonuncusu 1915 yılında gönderildi. Daha sonra Mekke Emirinin isyânı (1916) ve toprakların elden çıkması sebebiyle gönderilen surre alayları yerine ulaşamadı.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#723 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Kaht-ı Rical
Bir ülkede, büyük devlet ve siyaset adamları ile âlimlerin bulunmaması, yetişmemesi. Osmanlı Devleti'nde bilhassa Tanzimat'tan sonra “kaht-ı rical” tabiri çok kullanılmıştır. Devlet adamlarının yetişmemesi, âlimlerin çok azalması, devletin yıkılış sebeplerinden birisidir. Büyük imparatorluk hâlindeki Osmanlıları yıkmanın tek şartının, onları ilimden, dirayetli devlet adamlarından mahrum bırakmak olduğuna inanan İngilizler (iki asır boyunca bu iş için uğraştılar), fen ve din ilimlerinin okutulduğu medreselerin yozlaşması için var güçleriyle çalışarak, 19. asrın sonu ve 20. asrın başında arzularına tamamen ulaştılar. Artık Osmanlıda, devlet ve ilim adamı sayılabilecek çok az kimse yetişti. Bu bakımdan, o zamanlar, kaht-ı rical tabiri günlük lisanda çok kullanılır oldu.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#724 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Kılıç Alayı
Osmanlı pâdişâhlarının tahta oturduklarının ikinci ile yedinci günü arasında Eyyüb’de hazret-i Hâlid İbn-i Zeyd’in türbesinde kılıç kuşanmaları merâsimine verilen isim. Bir kısım İslâm devletlerinde olduğu gibi kılıç kuşanma Osmanlılarda da kânun olduğundan, bu âdet ve an’ane saltanatlarının sonuna kadar devâm etmiştir. Dînî ve askerî bir durum arz eden merâsim iki safhalıdır. Birincisi; törenin yapıldığı yere kadar gidiş ve gelişi ihtivâ eden kılıç alayı; diğeri de mukaddes emânetlerden olan kılıçlardan birinin kuşanma safhasıdır. Buna taklîd-i seyf denilmektedir. Kılıç kuşanma âdetinin Osmanlılarda kesin olarak hangi târihte ihdâs edildiği bilinmemektedir. Vakâyinâmelere göre, Sultan İkinci Murâd, babasının Edirne’de vefât haberi üzerine Amasya’dan Bursa’ya geldiğinde âlimler ve eşraf tarafından şehir dışında karşılandı. Karşılamaya gelenler arasında bulunan dedesi Yıldırım Bâyezîd’in dâmâdı Emir Sultan tarafından “el-muzaffer dâimâ” şeklinde biten bir duâdan sonra kendisine kılıç kuşatıldı. Bu “el-muzaffer dâimâ” ibâresi, İkinci Murâd Hanın tuğrasında yer aldı.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#725 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Şahıslarda değil, “hakta ve hakikatte birlik” ilkesini benimseyen,hayırlı ve güzel işlerde eksiği olabilen ama adı asla kötü bir işle anılmayan, helal çizgisinden sapma göstermeden, “kul hakkına riayet” hasiyetini dünya görüşünün merkezine yerleştiren insandır. isimlere ve şekillere bakarak, “kabul ve ret” anlayışını benimsemeyen, her dem üretken ve faydalı olan, vatanına ve değerlerine ihanet etmeyen onurlu ve şahsiyetli insandır.
Yaratılanı,Yaratan’dan ötürü seven,samimiyetini yaptıklarıyla gösteren, içyüzleri gösterecek bir aynanın karşısına geçmekten, zerrece tereddüt etmeyecek derecede, içi-dışı bir olan insandır.Gayesi Allah Rızası olduğu için,lügatinde kaybetmek diye bir kelime olmayan, daima ümit var olan,huzur ve selamete kavuşturacak aklın, ilahi vahyin ışığında yol alan aklın olduğunu bilen insandır.Hayra yönelik değişme ve değiştirmenin en etkili yolunun,“anlayarak okumak ve yaşayarak öğretmekten”geçtiğini bilen insandır. Mevlana’ca hoşgörü,Yunus’ça sevgi,Yavuz’ca cesaret ve karar sahibi olan insandır. Adalet temeli üzerinde yükselecek olan, yani bir “sevgi ve rahmet medeniyetini” inşa etme azim ve kararında olan, mazluma umut zalime korku salan bir nizam-ı âlem ülkücüsüdür. Allah’a iman eden ve islam’ı ,insanlığın ışığı olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yaşadığı gibi yaşamaya çalışan bir müslümandır.“Besmele her hayrın başıdır” emri gereğince, işlerine besmeleyle başlayandır.Hakk’ın hatırını her şeyin üzerinde tutan, haklının safında yer alan ve haksızlıklara karşı çıkandır. Allah’ın hoş görmediğini -her ne adına olursa olsun- asla hoş görmeyendir.Hakça paylaşan , Allah Rızası için malından ve parasından ,imkanları ölçüsünde muhtaçlara vereceği sadakayı, baş kakmadan ve gösterişe kaçmadan veren insandır.Tüysüz yetimin hakkını bile göz ardı etmeyen, helal-haram konusunda kılı kırk yararcasına hassas olan,Zerre kadar hayır ve şerrin karşılıksız kalmayacağını bilen ve de “kul hakkın riayet hassasiyetini” dünya görüşünün merkezine koyan insandır. Sınırsız hayrın adı olan “ilay-ı kelimetullah” (Allah’ın kelâmını yaymak ve onunla yücelmek) yarışında önde olmayı isteyendir. Çevresine ve dünyaya Rahmani değerlerle nizam vermeye çalışan ve de “doğrularda birlik” ilkesini benimseyen bir nizam-ı âlem ülkücüsüdür. Milli şairimiz M. Akif Ersoy’un “tek dişi kalmış canavar” olarak tanımladığı, sömürgeci batı medeniyetinin yerine , insanlığa , adalet temelleri üzerinde yükselecek olan yeni bir “sevgi ve rahmet” inşa etme azim ve kararında olandır. Konuşan değil gerçekleştiren, samimiyetini yaptıklarıyla gösteren, güçlü olmanın yolunun samimi olmaktan geçtiğini bilendir.Kaldırılan her taşın altından çıkmayan, yapmadıklarını anlatmayan, iş başa düşünce kaçmayan, münafıkça tavırlar sergilemeyen, özü-sözü bir olandır. Politikadan günlük yaşantısına kadar , “çıkarcılığı ve aldatmayı” tarz haline getiren , adeta avlayacakları kuşlara yem atan avcılara benzeyen insan müsveddelerinden, nefret edendir.insanlar arasında “gönlünü avucunu içerisine koyarak” utanmadan dolaşabilecek kadar ,gönlü temiz bir iman eridir.Yunus’un deyişiyle, “dergahına eğri odun yakıştırmayan” bir hassasiyetin sahibidir. Temiz yaşayan, temiz giyinen, insani münasebetlerinde ölçülü ve seviyeli olandır. Aldatmayan ve aldatmayacak derecede feraset-basiret sahibi olan , kalesinde gördüğü golün, pasını vermeyecek ölçüde tedbirli ve aynı zamanda strateji geliştirebilendir. Hedefe varmak ve başarmak mecburiyeti olmayan, ancak gerekeni “gerektiği şekilde” yapma zorunluluğu olan insandır. Kabe’yi inşa eden ibrahim peygambere, “seslen Allah’ın kullarına, yönelsinler Kabe’ye” vahyi gelince “Ya Rabbi benim sesimi kim duyarki?” cevabını verir. Bunun üzerine yüce Allah,“senin görevin seslenmektir,duyurmak ise bize aittir.” buyurur. Hiçbir zaman duygularını aklının, aklını da ilahi vahyin önüne geçirmeyendir. Ürkütülmüş bir serçenin çırpınışından ürperen merhametli bir gönüle;Allah’ın ölçülerine ters düşen söz, hal ve harekette ana-babasını bile tanımayacak derecede katı bir kalbe sahiptir.Mazluma umut, zalime korkudur… KATKIDA BULUNAN:Eğitimci-Yazar Fevzi YALÇIN
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#726 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() yine sessizsin köyümün sayfası...............
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#727 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() MEHMET YILDIZ SİVASSPORDA KALACAKTIRRRRR
KMSE ENDİŞE ETMESİNNNNNNNNNNN
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#728 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() hadi artık.nerdesiniz pueeyyyyyyyyyyyyyyyyyy
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#729 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() neyse eninde sonunda geleceklerdirrr
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#730 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 35
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1116
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() BEYPINARDAN UÇAN KUŞLAR SİVAS YAYLASINDA KIŞLAR
BİZ KOREYE ŞEHİT VERDİK POTİNİ KANLI ÇAVUŞLAR..
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 3 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 3 Misafir) | |
|
|