|  21.12.2009, 11:56 | #41 | 
| Usta Yiğido      ukba Şuan     Son Aktivite: 28.11.2015 17:33 Üyelik Tarihi: 12.03.2009 Mesajlar: 1.039 Tecrübe Puanı: 711   |  SEN HİÇ MİRACA CIKTIN MI? [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Rastladıkça sorardı bir arkadaşım bana: -Miraca çıktın mı? Acaba çıkmış mıydım? Yani bir namazda Mirac duygusu yaşamış mıydım? Koltuğumun altına alıp, Mahşer'de Rabbimin huzuruna güvenle taşıyacağım bir vakit namazım var mıydı? Namaz kaygısı yüreğimi hoplatıyor. Hele şu Mirac günlerinde... ALLAH Rasulü - sallALLAHü aleyhi ve sellem- o yüceliklere çıkmış, ve oradan Namazla dönmüş. Böylece Namaz ile Mirac arasında derin bir akrabalık doğmuş. Sanki Namaz mü'minin Miracı olmuş. İslam, insanın Rabbi ile yakınlığını bilinç - idrak haline getirmeyi öngörüyor. "Kulluk" bilincinin - idrakinin böyle olduğu takdirde diri yaşanacağını düşünüyor. "Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir." Bu birlikteliği idrak, insanın İslam içindeki seyrü seferinin başarısına bağlı. Tüm ibadetler bu seyrü seferin güne, haftaya, aya, yıla yayılan safhaları... Bu ibadetlerle, "Her an"da yaşanan "Huzur Hali"ne ulaşıyor insan: O'nun huzurundasın. O seni görüyor. O'nunla berabersin. Bunu idrak sende nasıl bir halet-i ruhiye oluşturursa onu kuşanmaya çalış. Bu idrak durup dururken kazanılmıyor. Kalbe emek vermek gerekiyor; Kalb zikirle - ALLAH Teala ile beraberlik temrinleri- ile yoğruluyor. Namazlar, oruçlar, haclar, zekatlar kalbi yoğuran beraberlik temrinleri. Namaza durdunuz: Huzurda mısınız? Abdestinizi abdest gibi aldınız mı, yani yüreğinizdeki manevi kirlerden arınma cehdi gösterdiniz mi, sonra maddi her türlü kirden arındınız mı, sonra Huzura çıkma vaktinin heyecanını yaşadınız mı, sonra yönler içinde savruluşlardan kurtulup, O'na yöneldiniz mi, ve sonra bütün bu hazırlık eylemlerini getirip, "İşte huzurdayım Rabbim" gibi bir kalbi yoğunlaşma, niyet duruluğu yaşadınız mı? "ALLAHüekber! " Tüm engelleri O'nun için aştınız ve geldiniz, yüreğinizden bir sada koptu, tüm yücelikler O'nun yüceliği yanında silinip gitti, bir iman, bir karar anıt gibi dikildi içinize: "ALLAHüekber! " Huzurdasınız. Hem var hem yoksunuz, O sizi kabul etti, böyle bir yüceliği tadıyorsunuz. kalbinizde tarif edilmez bir Kabe kavseyn heyecanı... meleklerin bile kanadı bu yüceye çıkmak için yetmemiş, onlar bile geride kalmış. Böyle bir namazınız var mı? Namazlarınızdan kaygı duyuyor musunuz? Kendinizi "Veylün lil musallin" kapsamı içinde hissetme tedirginliğine düştüğünüz oluyor mu? Namazlarınızda sık sık "sehv" alemlerine savrulduğunuz için.... Okumaya başladınız. Yüreğinizde Fatihayı idrak çağlayanı oluştu. Alemlerin Rabbini tefekkür ettiniz, tüm övgüleri O'na tahsis ettiniz, O'nun Rahman ve Rahim ismi şeriflerine sığındınız, Din Gün'ünü hatırladınız, "El hükmü yevmeizin lillah" dediniz, o hüküm anında mutluluk yaşamayı düşlediniz, sonra döndünüz, ibadetlerinize baktınız, bir ikrar geçti içinizden "Ancak....Sana ibadet ederiz, ancak.... Sen'den yardım dileriz." Yüreğinizin sarsılmalarına karşı bu ikrara sığındınız. Sonra dua kelimelerinden yardım dilediniz, "İhdina! Bize yol göster!" sırat-ı müstakim için, in'am edilen insanların yolu için, gazaba uğrayanların ve sapkınların olmayan yol için..." Kıyamları, kıraatleri, rükuları, secdeleri nasıl yaşıyorsunuz? Secdede bir Rabbani yakınlık hissediyor musunuz? Namazdan çıkınca nasılsınız? Namazdan çıkınca hayatınız nasıl? Miraca tutkun - sevdalı bir namaz. -Mirac'a çıktınız mı? -Mirac iklimini yüreğinize taşıyan bir namaz kıldınız mı? Ben derim ki, insanın böyle, hiç olmazsa bir vakit bir namazı olmalı. Onu koltuğunun altına alıp, Rabbinin huzuruna varabilmeli, "İşte Rabbim, diyebilmeli, çok namaz kıldım, ama işte bu namazım bütün yarasına beresine rağmen Senin huzuruna taşınabilecek bir güzellik taşıyor!" | 
|   |     | 
|  21.12.2009, 12:01 | #42 | 
| Usta Yiğido      ukba Şuan     Son Aktivite: 28.11.2015 17:33 Üyelik Tarihi: 12.03.2009 Mesajlar: 1.039 Tecrübe Puanı: 711   |  *** YUSUF *** [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Yûsuf...  Hani hasreti ve sevgisi sebebi ile ardından gözyaşları döke döke, uğrunda gözlerini, göz kırpmadan feda ettiği Yâkub'un gözünün bebeği... Yûsuf... Hani Züleyha'yı, kendisi sebebi ile düşüverdiği durumdan ötürü kınayan kadınların ellerindeki acısız bıçak yarası... Yûsuf... Hani evladına düşkünlüğünden dolayı düştüğü hâl sebebi ile Yâkub'u kınayan Seriyyü's-Sakatî'nin gözlerine bir ân için görünen ve 13 gün boyunca kendinden habersiz bir şekilde öylece baygın bir vaziyette yatmasına sebeb olan güzel.. Bildiğiniz değil mi?... Ve hatırladınız!... Ama kastımız, ihtimal ki; daha evvel işitmediğiniz bir Yûsuf kıssasını paylaşmak... Şöyle ki; kardeşleri O'nu kıskanırlar ve bir kuyuya atarlar... O'nu hâlini ve güya vefâtını, ellerinde Yûsuf'un kanlı gömleği ile babaları Yâkub'a hikâye ederler iken; bir kervan, su için bakındıkları kuyuda Yûsuf'u görürler... "Gencecik bir yiğit, ay yüzlü bir güzel, üstelik güçlü, kuvvetli" diye düşünür kervandakiler ve O'nun esir pazarında epey para edeceğine kanaat getirerek, yanlarına alırlar... Kervan şehre vardığında Yûsuf da esir pazarındaki yerini almıştır... Ve hemen açık artırmaya sunulur bu kıymetli esir: -"Evet!... İşte size aslan gibi kuvvetli bir genç!... Evet!... Ey akıl sahipleri!... Elinizi çabuk tutun ve cömert olun!... Zîra bu delikanlı böylesi bir muameleyi ziyâdesi ile hak ediyor!..." Herkesin dikkatini çeker bu güzel genç, sanki bütün şehir oraya toplanmıştır... Açık artırma başlar başlamaz kalabalık içinden biri bağırır: -"1 altın!..." sonra bir diğeri: -"3 altın!..." sonra bir başkası: -"5 altın!..." derken ardı ardına sesler yükselir şehir meydanında: -"10, 25, 30 altın!..." Halk böylesine eşsiz bir esir için kıyasıya bir mücadeleye girişmişken, telaşlı adımlarla ihtiyar bir kadın adeta koştururcasına esir pazarına doğru ilerlemektedir... Yolda bu ihtiyarı gören bir şehirli: -"Hayrola!... Ne diye bu denli telaş ile yürüyorsun?..." deyince, ihtiyar kadın cevap verir: -"İşitmedin mi!... Yûsuf adında bir genç esir pazarında satılmaktadır!... Oraya gidiyorum!..." İhtiyarı tanıyan ve hâlinden haberdar olan adam: -"Ne o?" der birazda alay kokan bir edâ ile: -"Ne o yoksa sende mi O'nu satın almayı arzu edenlerdensin?" deyince ihtiyar kadın: -"Elbette!..." der, "Elbette!...", adam güler ve: -"İyi ama pazarda fiyatlar çok yüksek, altınlar havada uçuşuyor, senin neyin var?" der. Bunun üzerine ihtiyar kadın cebinden çıkardığı el işi ip yumağı gösterir: -"İşte bu!... Bütün servetim bundan ibaret!..." deyince adam gülerek: -"İyi ama Yûsuf'u bununla satın alamazsın ki!" deyince, ihtiyar kadın, adama son söyleyeceğini söyler ve hızla esir meydanına doğru koşturmaya başlar: -"Ben de biliyorum!... Yûsuf'u bununla satın alamam, biliyorum!... Ama isterim ki, Yûsuf bilsin!... Ben de O'nu müşterisiyim!... Bilsin bunu!..." | 
|   |     | 
|  21.12.2009, 13:08 | #43 | 
| Tecrübeli Yiğido    -Alp- Şuan     Son Aktivite: 14.08.2010 01:07 Üyelik Tarihi: 12.12.2009 Yaş: 37 Mesajlar: 205 Tecrübe Puanı: 601   |  Cevap: 3 SORU Çantacı Necmi İlgen'in verdiği pratik cevaplara benziyor, O'da buna benzer cevaplar veriyor. İzlemenizi tavsiye ederim. | 
|   |     | 
|  21.12.2009, 13:26 | #44 | 
| Yasaklı EyüphanAydın Şuan     Son Aktivite: 22.05.2010 12:45 Üyelik Tarihi: 25.01.2008 Yaş: 32 Mesajlar: 9.219 Tecrübe Puanı: 0          |  Cevap: *** YUSUF *** Paylaşım için teşekkür ederiz. O minicik ellerin semaya gitmesi gerçekten insanın içinde bir duygusallık yaratıyor. | 
|   |   | 
|  22.12.2009, 00:04 | #45 | 
| Usta Yiğido      ukba Şuan     Son Aktivite: 28.11.2015 17:33 Üyelik Tarihi: 12.03.2009 Mesajlar: 1.039 Tecrübe Puanı: 711   |  Cevap: RUHUNUZA FATİHA.... İLLE BİR TOKATMI YEMELİSİN ENSENE, ÖLÜM SANA GELMEDEN SEN KENDİNE GELSENE... | 
|   |     | 
|  22.12.2009, 00:58 | #46 | 
| Usta Yiğido       bilal kose Şuan     Son Aktivite: 16.02.2015 15:33 Üyelik Tarihi: 18.11.2008 Yaş: 51 Mesajlar: 27.062 Tecrübe Puanı: 3327   |  Cevap: RUHUNUZA FATİHA.... cok guzel eline saglik hemserim bende sandalkoyundenim | 
|   |     | 
|  22.12.2009, 01:36 | #47 | 
| Yiğido   canom58 Şuan     Son Aktivite: 06.06.2010 12:48 Üyelik Tarihi: 22.12.2009 Yaş: 43 Mesajlar: 163 Tecrübe Puanı: 596   |  Cevap: RUHUNUZA FATİHA....  ders almamiz gereken bir hikaye paylasim icin tesekkürler  | 
|   |     | 
|  22.12.2009, 15:56 | #48 | 
| Usta Yiğido       MİKAİLOGLU Şuan     Son Aktivite: 21.09.2010 20:56 Üyelik Tarihi: 01.06.2009 Mesajlar: 2.693 Tecrübe Puanı: 869   |  Cevap: SEN HİÇ MİRACA CIKTIN MI? emegine saglık.tşk. ALLAH razı olsun. | 
|   |   | 
|  22.12.2009, 15:58 | #49 | 
| Usta Yiğido       MİKAİLOGLU Şuan     Son Aktivite: 21.09.2010 20:56 Üyelik Tarihi: 01.06.2009 Mesajlar: 2.693 Tecrübe Puanı: 869   |  Cevap: 3 SORU okudugum degerli bi yorumdu.emegine saglık. | 
|   |   | 
|  22.12.2009, 16:03 | #50 | 
| Usta Yiğido       MİKAİLOGLU Şuan     Son Aktivite: 21.09.2010 20:56 Üyelik Tarihi: 01.06.2009 Mesajlar: 2.693 Tecrübe Puanı: 869   |  Cevap: *** YUSUF *** -"Ben de biliyorum!... Yûsuf'u bununla satın alamam, biliyorum!... Ama isterim ki, Yûsuf bilsin!... Ben de O'nu müşterisiyim!... Bilsin bunu!..."    gercekten bu rivayeti yeni okudum.çok güzel.emegine saglık.tşk. | 
|   |   | 
|  | 
| Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
| 
 | 
 | 
|  Benzer Konular | ||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj | 
| DİNSİZLİĞİN DİNİ | barikat58 | İslami Konular | 1 | 20.11.2009 02:12 | 
| DAHA GENCİM, DİNİ İLERİDE YAŞARIM DOĞRU BİR MANTIK MI | kaanansay | Dini Bilgiler | 1 | 19.04.2009 21:25 | 
| GENÇLİĞİMİZE DİNİ EĞİTM | seva | Muhtelif konular | 4 | 17.08.2008 18:34 | 
| Dini kurallara şekilcilik denmez | bayatlı kenan58 | Dini sohbet | 1 | 14.06.2008 13:57 |