Sivaslı, Rektörden İstediğini Bulamadı

[Sivaslilar.Net]

Murat Kalender / Sivaspostası

Bunu tüm Sivaslı kendi iç dünyalarında ve bir araya geldiğinde dile getiriyordur. Ama kamuoyunun gündemine sunup tartışma açılmıyor. Bugün çok istemesemde Sivas’ın üniversitesi ve rektörünün iyiliği için gördüklerimi yazacağım.
İsterseniz önce Rektörlük seçimlerinden başlıyalım. Sayın Rektör hangi koşullarda seçildi. Seçilmesinde kimlerin emeği var. Kime minnet borcu var ve hangi siyasi güç üniversiteye şu an bizim Arka bahçemiz gözü ile bakıyor yada çalışanlarla, öğretim görevlilerinin bakışı ile siyasi etkin güç hangi parti?
Soruları en sondan cevaplamak daha mantıklı gibi. En etkin siyasi güç Büyük Birlik Partisi deniliyor. Şu an Cumhuriyet Üniversitesinde BBP’li olmak ayrıcalıklı ve en üst makamlara gelmek için sağlam referans niye böyle diye irdeleyecek olursak.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu bizzat Cumhurbaşkanına Rektör Atamalarında İlyas Beyin Rektör atanmasını talep etmiş ve ağırlığını koyarak İlyas beyi rektör yapmıştır. Niye ağırlığını koymuştur diye sorulursa cevap İlyas bey MHP kökenli İmam Hatip mezunu (Doğan Ürgüp’ün de sınıf arkadaşı) Yine ikinci cevap İlyas Bey’in Sivas’lı olması zaten talep eder iken bir Sivas’lı istiyorum demiş rahmetli Yazıcıoğlu.

Şimdi diyeceksiniz Sivaslı olması Sivas’a bugüne kadar ne fayda sağladı. Sivas’lı ile oturdumu, Sivaslının cenazesine mi gitti, acısını mı paylaştı. Düğününe mi iştirak etti daha doğrusu protokolün dışına çıkabildimi? Hayır. Sivas’ın gelişmesi ve kalkınması için taşın altına elini mi koydu. Hayır. Sayın Rektör önderlik edip Sivas’da ki Sivil kitle örgütlerini arkasına takıp Sivas’ın sorunlarının çözümü için çaba mı gösterdi Hayır. Bırakın Sivas’ı Rektörlük görevine başladıktan sonra üniversiteye hangi somut katkıyı sundu. Üniversite de şu an kendisinden önceki rektörün yaptığı eserlerin mayasını yiyor. Benzeri hangi çalışmanın içinde oldu olabildi. En önemlisi çok büyük beklentilerle Rektör olmasına sevinilen İlyas bey büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve yaşatıyor. İnsanlar bir göreve talip olduklarında bir hazırlıkları olur, nedenleri olur ve bunları gerçekleştirecek kadroları olur ve görev nasip olduğunda bir bir icraatlarda bulunurlar. Sayın Rektör koskoca üniversiteyi yönetmeye talip oluyor, seçiliyor atanıyor ve çok hazırlıksız olduğu göreve geldiğinde görülüyor ve sonradan genel sekreterliğe getirdiği şahıs bile ben bunların bu kadar hazırlıksız olduklarını tahmin etmiyordum diyebiliyor.

Sivas’lının beklentilerinin başında üniversite de eğitim kalitesinin artması idi ne oldu İlyas Beyden sonra hiçbir şey. Yine Sivaslı yeni fakülteler açılarak öğrenci sayısının artmasını bekliyordu, ne oldu hiçbir şey yada lafta var özde yok…
Yine Sivas’lı üniversite hastanesinden sıra beklemeden emar ve diğer tanı tedavinin hızlı ve hastayı memnun edecek özellikle asistanların elinde oyuncak olmadan doçent ve profesörler tarafından muayene ve tedavi edilmek istiyordu. Bunda da ilerleme yok gerileme var. Bir de merak ediyorum bir bölümdeki hocaların hepsini birden hangi akıl ve mantıkla kongrelere gönderiyorsun. Sayın Rektör vatandaş hastasını muayene ve tedavi ettirecek Doçent ve Profesör bulamıyor. Bunları sıra ile göndersen insanlar mağdur olmaz. Zaten Üniversite hastanesinde birkaç istisna hariç Doçent ve Profesöre ulaşmak Cumhurbaşkanına ulaşmaktan zor. Allah hastası olanlara yardımcı olsun. Bir sıkıntı da Rektörlük seçimlerinin sonrası kendi aralarında ki hesap görmelerin hastaları mağdur ettiği umursamazlığında rektörün müdahale etmesi toparlayıcı olması lazım.

Aslında Üniversite ve rektör sayfalar dolusu yazılır. Ama yine de bir çok şeye insanın eli varmıyor. Yoksa Üniversite Vakfı Zahir Bakıcı ve icraatlarını yaz yaz bitiremezsin. Neymiş Bakıcı zenginmiş. Tüm paralı işler onun sorumluluğuna veriliyormuş. Mantığa bak. Gidin üniversete kolej vakfı okuluna bakın. Bakıcı tarafından hangi saçmalıklar yapılıyor öğrenin.
Sayın rektörün Sivas’ı Sivaslıyı ilgilendiren son icraatını da anlatarak yazımı noktalayım.

Son yıllarda Sivas’a ikinci bir üniversite kazandıralım diye bir uğraş veriliyor. Bunun da sekretaryasını TSO yapıyor, uğraşıyor ve Odalar ve Borsalar birliğininde desteğini alarak bir fakülte açılması için sayın rektörün de içinde olduğu bir icra heyeti oluşturuluyor ve polis okulunun arkasında ki araziyi tespit ederek Milli Emlak’tan isteniyor. Sayın Rektör sen kalk Vali bey, Belediye Başkanı ve kendisinin de içinde olduğu ve beraber alınmış olan karar var iken Ankara’ya git aslında bu arazi ileri de Cumhuriyet Üniversitesine lazım olabilir de ve ikinci müracaatı yap, arazinin verilmesini zorlaştır. Beyler aslında rektör için sözün bittiği yer burasıdır. Eğer bunu Sivas’lı olmayan bir rektör yapsa idi siz Sivas’da ki feryat ve figanı görürdünüz. Şimdi ne yapılıyor rektörün bu yaptığı yanlış ört bas ediliyor, utanma bazında.

Sonuç da bu rektörden Sivas’a üniversiteye zor fayda sağlanır. İnşallah biz yanılırız Sayın Rektör yanına toplumla kavgalı danışmanlar değil ufkunu açacak bir danışmanlık kadrosu oluşturur halkla sanayici ile tüccar ile daha çok bir araya gelir Sivaslının beklentilerini daha iyi kavrar, protokolün dışına çıkar medya da boy göstermenin bir faydasının olmayacağını görür bu görevin geçici olduğu ve Sivas’a hizmet etmesi için günlerinin sayılı olduğunu idrakına varır.
İşin kötüsü Sivaslı yıllardır bir Sivaslının rektör olmasını bekledi. Şu ana kadar hüsran. Üniversite içinde ki dışında ki sağ kesim yıllarca sağcı, muhafazakar milliyetçi birinin rektör olmasını istedi ve İlyas Bey bu kriterlerde idi. Sonuç hüsran. Şu ana kadar bak gördünüz mü bizden ne rektör olunurmuş diyemediler. Hüsran ama Allah’ı var her konuda sıkı Zaracılık yapılıyor. Hemşerilerine değer veriyor. Üniversitenin etkinliklerinde bile onları baş tacı ediyor.
Çok az da olsa sosyal faaliyetlerinde yakın çevresinde tutuyor ileride beraber oluyor. Görevi bitince iyi bir Zaralılığını lafını hak ediyor. Bu da sayın rektöre yeter.
Gerisi boş..