|
|||||||
| SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
| Dini Bilgiler (Ayetler, Hadisler, Dualar ve Muhtelif konular) |

|
|
Seçenekler | Arama | Stil |
|
|
#9 |
|
Yiğido
![]() ![]() beyaz_gelincik Şuan
Son Aktivite: 02.08.2011 01:15
Üyelik Tarihi: 14.08.2010
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 564
![]() |
Dün" hatası ve sevabıyla geçmiştir. Geçen günleri geri getirmek mümkün değildir. Yarının ise ne olacağı belli değildir. Yarını yaşayacağımıza dair bir garantimiz de yoktur. Gün bugün; saat bu saat; an bu andır. İnsan ancak içinde bulunduğu anı değerlendirme imkanına sahiptir ve bu anı fırsat bilerek âhiret için hazırlık yapmak durumundadır.
كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ “Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır” (Al-i Imran 3/ 185; Enbiya, 21/ 35; Ankebut, 29/ 57) ayeti ölümün kaçınılmaz bir hakikat olduğunu vurgulamaktadır. Öyleyse sonsuz yolculuğa çıkacağı kesin olduğu halde inanan bir kişinin hazırlık yapmaması hiç düşünülebilir mi? İnsanı aldatan sonu gelmez emellerden ve ölçüsüz dünya sevgisinden kurtulmanın tek yolu; en büyük vaiz olan ölümü hatırdan çıkarmamaktır. Nitekim Peygamber Efendimiz, أكْثروا ﺫ ﻛﺮهَاذِ ﻡﺍﻟﻟﺬﺍﺕ "Ağız tadını bozan ölümü çok hatırlayınız" (Tirmizi, Zühd 4. IV, 553) buyurmaktadır. Cennetle müjdelenen on sahabi arasında yer alan Hz. Ömer'in, yüzüğünün kaşına, بالموت واعظا يا عمركفي “ Ölüm sana vaiz olarak yeter, ey Ömer!” (Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IV, 288) hadis-i şerifini yazdırmış olması ibret verici ve ilgi çekicidir. Ölüm gelmeden önce ölüm için hazırlık yapmayı hidayet alameti sayan Peygamber Efendimiz, Abdullah b. Ömer’in omzundan tutarak onun şahsında bütün inananlara şöyle nasihat etmektedir: كُنْ في الدُّ نْيَا كأنَّكَ غريبٌ أو عابرُ سبيل وعُدَّ نفسكَ فى أهل القبور “Dünyada sanki gurbette imiş gibi veyahut yolculukta bulunuyormuş gibi ol. Kendini mezarlıktakilerden kabul et.” (Tirmizî, Zühd, 25. IV, 567. İbn Mâce, Zühd, 3. III, 1378) Gurbette yaşayan bir yabancı, orada kalıcı olmadığının farkındadır. O, oranın daimi sakinleri gibi hareket etmez. Geçici olarak bulunduğu o mekanın makam ve mevkii; mal ve mülkü kendisini fazla ilgilendirmez. O, daha ziyade döneceği asıl vatanını düşünür. Hazırlıklarını, birikimlerini ona göre yapar. Ona endeksli olarak çalışır, çabalar. O, geçici hayata takılıp kalmanın, kaçınılmaz yolculuk sununda kedini içinde bulacağı ebedi hayata zarar vereceğinin bilincindedir. Allâh’ın elçisinden (s.a.v.) bu öğüdü alan İbn-i Ömer (r.a.) şöyle der: وكان ابن عمر رضى اللّه عنهُما يقولُ: إذَا أمْسَيْتَ ﻓﻼ َتَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ، وإذَا أصْبَحْتَ ﻓﻼ تَنْتَظِرِ المسَاءَ، وخُذْمنْ صحّتِكَ لمرضِكَ، ومنْ حياتِكَ لموْتِكَ “ Akşamlayınca sabahtan bahsetme. Sabahladığın zaman da kendine akşamdan söz etme. Hastalanmadan önce sıhhatinden, ölümünden evvelde hayatından faydalan” ( Buhârî, Rikak 3, VII, 170; Tirmizî, Zühd 25, IV, 567, 568) Ömür su gibi akıp gitmektedir. İnsan her an yavaş yavaş ölüme yaklaşmaktadır. Ahiret hazırlığı için tanınan süre geçip tükenmektedir. Bu gerçekleri bilen mümin, kulluk görevlerini doğmayacak bir günün sabahına bırakmaz. Dünyanın çalışma, ahiretin ise hesap verme yeri olduğunun idraki içerisinde olur. Hz. Ali(r.a.) şöyle buyurur: ارْتَحَلَتِ الدُّ نْيَا مُدْ بِرَةً وَارْتَحَلَتِ الْآخِرَةُ مُقْبِلَةً وَلِكُلِّ وَاحِدَةٍ مِنْهُمَا بَنُونَ فَكُونُوا مِنْ أَبْنَاءِالْآخِرَةِ وَلَا تَكُونُوامِنْأَبْنَاءِالد ّ ُنْيَا فَإِنَّ الْيَوْمَ عَمَلٌ وَلَا حِسَابَ وَغَدًا حِسَابٌ وَلَا عَمَلٌ “ Ey mü’minler! Dünya arkasını çevirerek yel gibi esip gitmekte, âhiret de ona karşı aynı sür’atle gelmektedir. Bu iki alemin insanlar arasında çocukları vardır. Ey Müslümanlar! Sizler, dünyanın değil âhiretin çocukları olunuz. Bu dünya iş günüdür, hesap günü değildir. Fakat yarın (âhiret) hesap günüdür, iş günü değildir.” (Buhârî, Rikâk 4, VI, 171) Dünya hayatının geçici ve imtihan yeri olduğunu unutanların, ölüm anındaki acıklı durumlarını ve dünyaya tekrar geri dönmek istediklerini K.Kerim şöyle anlatıyor: حَتّى اِذَا جَاءَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ لَعَلّى اَعْمَلُ صَالِحًا فيمَا تَرَكْتُ كَلَّا اِنَّهَا كَلِمَةٌهُوَ قَائِلُهَا وَمِنْ وَرَائِهِمْبَرْزَخٌ اِلى يَوْمِ يُبْعَثُونَ “ Nihayet onlardan birine ölüm gelince, ‘Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım’, der. Hayır! Bu sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.” (Mü’minun, 23/99,100) Şu ayette yaşanacak o pişmanlıkları bugünden haber veriyor bize: وَهُمْ يَصْطَرِخُونَ فيهَا رَبَّنَا اَخْرِجْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا غَيْرَ الَّذى كُنَّا نَعْمَلُ اَوَلَمْ نُعَمِّرْكُمْ مَا يَتَذَ كَّرُفيهِ مَنْ تَذَ كَّرَوَجَاءَكُمُالنذ يرُ فَذُ وقُوا فَمَا لِلظَّالِمينَ مِنْ نَصيرٍ "Onlar orada, 'Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim' diye bağrışırlar. (onlara şöyle denilir: ) 'Sizi,düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." (Fatır,35/37)
__________________
Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol. |
|
|
|
| Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar beyaz_gelincik'e Teşekkür Ediyor... |
| Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular
|
||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| ölüm Kadar özel, ölüm Gibi Güzel Ayarlar | ayparcam | Serbest Dini Konular | 2 | 25.08.2008 14:40 |
| Hakk’a yürüme (Ölüm) // ALİ RIZA UĞURLU ( DEDE ) | Esengül | Muhtelif konular | 1 | 17.08.2008 15:59 |
| Ölüm acısı çok şiddetlidir | bayatlı kenan58 | Muhtelif konular | 3 | 02.08.2008 11:07 |
| İşte Size Ölüm Anı.... | fertelliyim | Arşiv | 3 | 20.03.2008 21:47 |
| Ölüm İçin Hazır mısın? | _DuMaN_58 | Arşiv | 3 | 12.03.2008 19:21 |