![]() |
#351 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5485
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Dostluğun neresindeyiz? ( dua dostluğu ) Kıt kelime dağarcığımla öyle kocaman kocaman laflar edemeyeceğim ama yürekten konuştuğumu düşünüp, yüreğimle sesleneceğim.Rabbim muvaffak kılsın. Dostlar dostluk, kardeşlik, birlik diyoruz bunlar öyle dudak ucuyla söylenmiş ucuz kelimeler değil, yüreğin yanıp acılara ram olduğu vakitlerde bir dostluk denizinde ferahlanması için sığınılmış kelimeler, dostluğu tanımlamak için daldığımızda, manalarının derinliğini ölçmeye cüret edemeyeceğimiz kutlu kelimeler. Bizim için dün böyleydi, bu gün de böyle, yarında böyle olacak inşaallah. Eğer ki yüreğimizdeki dostluk ateşinde azalma hissedersek önce kendimizi yoklarız. Biz hala dost muyuz? Dostluk hala sıcak mı? Dost kelimesi hala derin mi? Bu derinliğe atılacak güç ve yürek hala bizde mevcut mu? Dosttan önce biz dost muyuz? Bu tanıma uygunluğumuz ne raddede bunu sorgularız. Bu süreçte eğer ki olumsuz bir kanı oluşursa mümkün olduğunca susmayı yeğleriz.Çünkü dost diye seslenişlerimiz yürekten olmayınca tesiri hususunda kocaman bir soru işareti oluşur. Ey dost sana sesleniyorum beni duyar mısın? Kalbinden bana sevgi sunar mısın? Belki seslenişlerim kulağına erişmez ama kalbine erişir ise, sende bana kalbinle bu sıcaklığı sunar mısın? Yasin [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#352 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() altuntas58 Şuan
![]() Son Aktivite: 11.10.2012 20:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 71
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4546
![]() |
![]() DOSTLUK
İskoçya'da yoksul mu yoksul bir çift yaşardı. Fleming'di adı. Günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkardı ve acili bir ölümden kurtardı. Ertesi gün Fleming'in evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli bir aristokrat indi. Çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıttı kendini. ‘‘Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum’’ dedi. yoksul ve onurlu Fleming ‘‘Kabul edemem!’’ diyerek ödülü geri çevirdi. Tam bu sırada kapıdan çiftçinin küçük oğlu göründü. ‘‘Bu senin oğlun mu?’’ diye sordu aristokrat. Çiftçi gururla ‘‘Evet!’’ dedi. Aristokrat devam etti: ‘‘Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ilerde gurur duyacağın bir kişi olur. ‘‘ Bu konuşmalar sonunda Fleming'in oğlu aristokratın desteğinde eğitim gördü. Aradan yıllar geçti. Çiftçi Fleming'in oğlu Londra'daki St. Mari's Hospital Tip Fakültesi'nden mezun oldu ve tüm dünyaya adini penisilini bulan Sir Alexander Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratin oğlu zatürreye yakalandı. Onu ne mi kurtardı? Penisilin! Aristokratin adi: Lord Randolp Churchill. Oglunun adi: Sir Winston Churchill. Kurtaran doktor: Çiftçinin oglu Sir Alexander Fleming. Paraya gereksiniminiz yokmuş gibi çalışın. Hiç acı çekmemiş gibi sevin. Hiçbir şey beklemeden verin. Karşılığı nasıl olsa gelecektir.
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 4 Kullanıcı altuntas58'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#353 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() NECMEDDİN ÖZBEK Şuan
![]() Son Aktivite: 18.01.2015 21:31
Üyelik Tarihi: 29.06.2010
Yaş: 72
Mesajlar: 9.708
Tecrübe Puanı: 1519
![]() |
![]() ATATÜRK lokantada yemek yerken bir anzak subayının kendisine düşmanca baktığını ve hiç gözünü üzerinden ayırmadığını fark eder hemen yaverini gönderek sor bakalım bu subay bana neden öyle bakıyor der yaver gider ve geri döner paşam çanakkalede siz onun babasını öldürtmüşsünüz ondan bakıyormuş ATATÜRK git söyle osubaya babasının çanakkalede işi neymiş yaver gider söyler bakarlarki o mağrur subay kafasını yere eğmiş mahçup bir biçimde lokantayı terk ediyor tarihi bir olayı sizlerle paylaşmak istedim sayın altıntaş
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı NECMEDDİN ÖZBEK'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#354 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5485
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Sahte Dostların Eline Düşürme Allah'ım
Dost var; uğrunda ölünür... Dost var; uğrunda can vermek bile 'ucuz' kalır.. Dost var; sevdiği insana bir zarar gelecek endişesiyle, Akrep, çıyan yuvalarını topuğuyla kapar... Bunu yapmak yetmez dost için... Sevdiği insan uğruna ömrünü verir. Verilen bir ömürdür... Bir yılını, iki yılını, on yılını, yirmi yılını değil, 'ömrünü' vermiştir... Dost var; Sevdiği insanın uğruna ölmeye hazırdır. Düşmanlar gelecek, katletmek istedikleri Nebi'nin yatağında vefalı bir genç, delikanlıyı bulacaktır... Bu delikanlı dosttur... Ve hep 'dost' kalmıştır. Dost var; güle benzer... O kadar güzel kokar ki, dikenlerinin verdiği acı hissedilmez... Bir de dost var ki, dikenlerinin yol açtığı kan ve yara korkusundan, gül rayihasını almak mümkün değildir. Dost var; hazmedemez... Sindirim sistemi bozuktur... Dost var; fırına girmeyi sevmez... Ama, ekmeği herkesten önce böler... Dost var; sözü itibarsız senettir... Güvenirseniz müflis olursunuz... Dost var; yollarda bırakır... Böylesiyle adım bile atılmaz. Yola beraber çıkmak, neticeyi kabullenmektir. Dost var; düşmandan tek farkı, biraz daha mütebessimdir. Ama bir düşmeye gör; düşmanın 'kahkahaları', O'nun 'tebessümünün' yanında 'sessiz' kalır. Dost var; Iyiliğini istemez... Düşman için önüne bir taş da o kayar. Sonra bu da yetmez 'dost' için! .. 'Belki benim koyduğum taşla düşmez' diye, senin düşmanına da, 'şuraya ip germeyi unutma' diye tembihte bulunur. Dost var sadece yüzüne güler... Arkandan vurmak, hançerlemek için 'malzeme' arar. Hiçbir fırsatı kaçırmaz. Lakin bunlar da 'dosttur'! .. 'Düşmanım' diyemeyeceğimiz dostlar! ... Böylelerini görünce oturur bir köşede ağlar; 'Dostların eline düşürme Allah'ım' dersiniz. Ah! Hz.Ebu Bekir..., Ah! Hz.Ali... Müslümanlığı sizlerden öğrendik. Keşke dostluğu ve vefayı da sizlerden öğrenebilseydik... C)alinti.
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#355 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() özgüven Şuan
![]() Son Aktivite: 04.04.2015 06:50
Üyelik Tarihi: 12.11.2009
Mesajlar: 1.572
Tecrübe Puanı: 729
![]() |
![]() Adamın biri, ilk defa gittigi küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuga:
- Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum. Çok yakın oldugunu söylediler. Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra: - Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sag tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde. Adam, çocugun da yabancı olmasına ragmen bunu nasıl anladıgını sormuş ister istemez. Çocuk: - Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten. - iyi ama, demiş adam. Bunların parktan degil de tek bir agaçtan gelmedigi ne malum? - Tek bir agaçtan bu kadar yogun koku gelmez, diye atılmıs çocuk. Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız. Adam, gözlerini hafifce kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kagıt para çıkartıp teşekkür ederken farketmış onun kör oldugunu. Çocuk, ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış, adamın kendisini farkettigini. Işıga hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken: - Üc yıl önce bir kaza geçirmiştim, demiş. Görmeyi o kadar çok ozledim ki. Sizinkiler saglam öyle degil mi? Adam, çocugun tarif ettigi yerde bulunan fırına yönelirken: - Artık emin degilim, demiş. Emin oldugum tek sey, benden iyi gördügündür
__________________
Yaşam gülmeyi ,sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir... |
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı özgüven'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#356 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5485
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() MİSAFİR İSTEMEYEN KADIN
Misafirperver bir sahabi vardı. Hanımı ise hergün kocasının yanında bir kaç misafirle gelmesinine artık tahammül edemez olmuştu. Birkaç defa kocasına: *Sen hergün birkaç misafirle geliyorsun, gelen misafirler, çocuklarımızın rızıklarını yiyorlar, dediyse de kocası, hergün yanında birkaç misafir getirmekte ısrar ediyordu. Kadın sahabi dayanamayıp, RasÛlüllah'a şikâyete karar verdi: *Ya Resûlüllah! Kocam her akşam eve birkaç misafir gtiriyor, böylece de kocamın kazandıkları hep misafirlere gidiyor. Birgün hastalanıverse, açlıktan ölmekten korkarım, dedi. Peygamber efendimiz(s.a.v.) kadının kocasını, huzuruna çağırttı. Adam: *Ben misafirsiz edemem! Soframda misafir olması, bana neş'e ve bereket veriyor, diyor ve diretiyordu. Bu sefer Peygamberimiz (s.a.v.) kadına, bundan sonra fazla değil, bir misafire razı olup olmadığını sordu. Kadın buna da razı değildi: - Ben çocuklarımın rızkını başkalarının yemesine rıza gösteremem, diyordu. Adam hiç olmazsa bir misafirde ısrar edince; kadın boşanmaktansa bir misafire razı oldu. Fakat o akşam üzeri beyinin, yine eve iki misafirle geldiğini gördü. Kadın sinirlenmişti, içi rahat değildi. Yemek hazırlamak için mutfağa girdi, üç kişilik yemek hazırlayıp tepsiyi kocasına verdi. Biraz sonra da misafirlerden birinin çıkıp gittiğini gördü. Hazırlanan yemeklerden biri yenmemişti. Kadın kocasına: - Misafirin biri niçin yemek yemeden çıkıp gitti? diye sordu. Adam, ikinci misafirin farkında değildi: - Sen hangi misafirden bahsediyorsun. Ben bir misafirle geldim, o da içerde işte diye cevap verdi. Kadın çok iyi görmüştü. Misafirin birisi yemek yemeden çıkmıştı. Bu münakaşanın içinden çıkamayacaklarını anlayan karı - koca, hemen Efendimiz Hazretlerine müracaata gittiler ve durumu anlattılar... Onları dinleyen Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu. - Evet! Eve iki misafir gelmişti. Fakat bunlardan birisi hakiki insan değil, insan suretine giren rızıktı. Allah (c.c.) hanımını akıllandırmak için rızkı insan kılığına sokmuştu. Hanımının ise, yine misafirler için bir miktar rızkı gözden çıkarıp hazırladı, ama o rızık, eksilmedi. Şunu iyi bilesiniz ki, her misafir kendi rızkı ile gelir. Ve kimse, kimsenin rızkını yiyemez, eksiltemez... Hatta misafir, bir evin bereketini arttırır ve o evin rızkında artma olur, buyurdular. Tabii ki kadın, bu hadiseden sonra itiraz edecek durumda değildi C)alinti....
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 4 Kullanıcı Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#357 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5485
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Dost Biriktirmek Dostluk nedir? Herhalde bir gösteris, birine, ayni cinse, kadinsan erkege erkeksen kadina karsi kendini begendirme çabasi, bir moda, bir gelgeç ruh hali degil... Sempati.. Ilgi.. Baglilik.. Yüceltme.. Taçlandirma... Sorumluluk duyma.. Yürekten algilama.. Bakislarla anlasma.. Ses tonuyla destek verme.. Kesintisiz iliski.. Kayip olmaz, yitmez. Yoktan var olmaz bir duygu. Bunlarin hepsi biraraya gelip, zaman içinde gidim gidim birikerek dostlugun çimentosunu olusturuyor. Gazetelerde okuyoruz. TV'lerde seyrediyoruz. Sagda solda konusmalarda adi geçiyor: Güzel yemek yeme dostu..Edebiyat dostu..Turk Sanat Müzigi dostu..Çocuklarin dostu..Halkin dostu.. Dostluklar nasil olusuyor? Unuttuk.. Bu hizli kent hayati.. Dostluk duygusunu.. Aklimizdan aldi.. Yüregimizden çaldi. Nasrettin Hoca bir Cuma günü camide cemaate namaz kildirmak üzere ezan okunsun diye bekliyormus. Bir adam gelmis. "Hocam" demis! "Esegimi yitirdim..." Hoca da adama; "Su namazi kildiralim, senin esegin çaresine bakariz" demis. Hoca namazi kildirmis, vaazini vermis ve cemaate dönmüs: "Içinizde hiçbir dostuyla bir bardak çay içip saatlerce konusmamis, dostuyla sekiz saatlik yürüyüse çikip hiç konusmadigi halde sIkilmadan yürüyüsünü tamamlamamis ve komsunun ki**** kem gözle bakti diye dost bildigi arkadasini arkadasliktan silmis biri var mi?" diye sormus. Arka siralarda saf tutmus, sümsük tipli biri parmagini kaldirip, "Ben varim Hocam.." demis. Hoca esegini yitiren adama dönmüs, "Al bu adami git, bundan büyük esek olur mu? Yitirdigin esegin yerine kullanirsin" demis. Dostun yoksa... Esekten farkin ne? Olumsuz düsünür Sokrates'e ögrencileri sormus: Dostluk nedir? Sokrates de onlara su yaniti vermis; "Çocuklugumdan beri arzuladigim bir sey vardir. Kimi insan atlari olsun ister, kimi insan köpekleri... Kimisi altini, kimisi de sani serefi; bense bir dostum olsun isterim..." Insan biriktiren yaratik... San söhret biriktiriyor... Süper zenginse bogazda villa biriktiriyor. Tablo biriktiriyor. Repoda para kasalarda naftalin kokulu döviz,antika biriktiriyor. Gençse plak, kaset, cd biriktiriyor. Yorgun bir ihtiyarsa namaz niyaz biriktiriyor. Bazilari da Kuledibi'nde Çukurcuma'ya, Üsküdar'da Eskiciler Çarsisi'na, Unkapani'nda Horhor'a gidip; antika lambalar, cam siseler, eski koltuklar, tesbihler, tombaklar biriktiriyor. Alimse kitap biriktiriyor. Cahilse kin biriktiriyor... Dost biriktirmeyi içimizde kaç kisi deniyor? Evet kabul ediyorum, insan birçok kisiyle beraber mükemmel dost olamaz, tipki ayni zamanda birçok kisiye asik olamayacagi gibi...Fakat cinnete düstük. Dost biriktirmeyi unuttuk. Iyi halt ettik.. Sevgili Dostlarım Nazik Olmak İçin, Bir Gülümseme Beklemeyin Sevmek İçin Sevilmeyi Beklemeyin Bir Arkadaşın Değerini Anlamak İçin,yalnız Kalmayı Beklemeyin Çalışmaya Başlamak İçin,en İyi İşi Beklemeyin Öğütleri Hatırlamak İçin,düşmeyi Beklemeyin Dua'ya İnanmak İçin,acıları Beklemeyin. Yardım Edebilmek İçin,zamanınız Olmasını Beklemeyin. Özür Dilemek İçin,diğerinin Acı Çekmesini Beklemeyin. Ne De Barışmak İçin, Ayrılığı Beklemeyin, Çünkü; Ne Kadar Zamanınız Var Bilmiyorsunuz... Can DÜNDAR
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#358 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5485
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Gözyaşları Çiçek Açar, Tebessümler Ağlar…
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Bazen, uyuşuk uyuşuk esen bir rüzgar gibidir düşünceler… Rahatsız etmeden içimizde dolaşır, dolaşır… Sakince… Bazen de hırçın fırtınalar yanında hiç kalır, en kuytu köşene gizlenirsin! İçindeki, dokunduğunu hırpalayan uğultuları, endişeyle izlersin!.. Kaçma imkanın da yoktur… Fırtına senin, sana ait; nereye gitsen peşinden eser gelir… Emanet bırakamazsın kimseye… koyamazsın kenara bir yere… Bazen çok latiftir her şey, yumuşaktır alabildiğine… Gözlerini açtığında, gün sakin; içine çektiğinde, hava yumuşaktır… Gözleri ışıldayan bir çocuğun elleri de yumuşaktır… Tutulduğunda dilek gibi gelecek vaat eder… Bazen zaman da uysaldır; okuduğun kitap da akıcıdır… Çiçek koparırsın, kokusu içini yumuşatır… Rengi, karanlıklarına latif bir ışıktır… Bazen insanın sakinliği hırçındır… Çığlıkları duyulmaz, gözlere hitap eder batmadan… Kimi zaman oturur yerine terslikler, zıtlıklar… Bazen de sivri kalır anlamlı bulunan değerler… İçini görsen, dışının tam zıddı güzeller vardır… Dışından bakınca önemsenilmeyen, fakat içinde nur hazineleri saklayan insanlar da vardır, nadir de olsalar… Yaşam içerisinde, zıtlıklar bazen karşı karşıya oturur, bazen yan yana… Bakma öyle kavgalı gibi durduklarına; tam aksine! Aslında el ele hüzünlerle huzurlar… Aynı anda hem güler hem ağlar insanlar!.. Gözyaşları çiçek açar, tebessümler ağlar… En canlı renkler bile hüzünleri imzalar kimi zaman!.. Acıların da kendine has bir tadı var… Gönlümü yaksa da, acıları seviyorum!.. Hüzünlerin güzelliği yağmur kadar berrak, yağmur kadar sakin; yüreğimi ıslatan bu güzelliği seviyorum!.. Yaşam, zıtlıkların birbirini tamamladığı bir tablo! İyi ve hoş olan şeylerin kıymetini anlamayı bize armağan eden, kötü olan her şeye teşekkürü bir borç biliyorum!.. Geceyi yaratan ve bize güneşi özlettiren, dertlerle bize sabrı öğreten ve sonra da ruhumuza billur billur huzuru akıtan Allah’a hamd olsun… C)alinti... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#359 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5485
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Merhaba gülen gözlü arkadaşım!
Dudağındaki tebessümü kaybetmemişsin daha. Ne güzel dünyaya gülen gözlerle bakabilmek ve insanlara tebessümler saçabilmek senin gibi. Biliyorum, üzülüyorsun donuk gözlerle karşılaşınca... Ne yapalım arkadaşım! Herkes senin gibi olamaz... Aslında bütün insanlar senin gibi olmalı. Bilseler bir tebessümle neler yapabileceklerini. Bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyı, bir tebessümle nasıl görebileceklerini, sıkıntılarla dolu bir insana nasıl dünyaları verebileceklerini bilseler... Gülen gözlerin buzları nasıl erittiğini, kalpleri nasıl birleştirdiğini bilseler, eminim onlar da senin gibi olmak isterlerdi Ve sevgi saçıyorsun gülen gözlerinle arkadaşım sıkıntılarla dolu bir insana, nasıl dünyaları verebileceklerini bilseler ve gülen gözlerin buzları nasıl erittiğini, kalpleri nasıl birleştirdiğini bilseler, eminim onlar da senin gibi olmak isterlerdi. Sevgi saçıyorsun gülen gözlerinle arkadaşım. Saf ve hiç beklentisi olmayan bir çocuk gibi... Hayır arkadaşım! Sevgi,sadece sevgiliye duyulmaz. Sevgi evrenseldir Hiç kimse altın yığınları gibi kasasına kilitleyemez onu, Onun yeri kalplerdedir Onun yeri bir bahçıvanın ellerindedir, sevgi tohumları saçabilmek için... Evet,sevgi her yerdedir Yeter ki sen onu bulmak iste. Sevgiyi bulmak kolay, zor olan onu elinde tutabilmekte. Unutma arkadaşım! Sevgiyi duyabilmekle de is bitmiyor. Sevgiyi göstermek de gerekiyor. Hayat kısa arkadaşım, bugün olan yarin yok! Sevgiyi göstermek beklemeye gelmez, yarin çok geç olabilir. Elindekini kaybetmeden kıymetini bilmeli. Simdi koş sevdiğinin yanına.. Önce ona gülen gözlerle sımsıcak bir gülümse ve "seni seviyorum" deyiver, içinden gelen en sıcak sesinle Bu senin gibi bütün canlılara karşı sonsuz bir sevgi duyan bir insan için hiç de zor değil.. Bu yalnızca, yüreğinin buz kapladığını zanneden insanlara biraz zor gelecekte. Ama onlar da senin gösterdiğin cesareti gösterdiklerinde, kalplerinde sevgi kıpırtılarını hissettiklerinde ve ağlamayı öğrendiklerinde, inan her şey onlar için ve bütün insanlar için daha güzel olacak. Hayat çok kısa arkadaşım ve bu dünyadaki hiç bir şey kırılan kalplere değmez ..
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#360 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5485
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Halen somurtanınız olabilecekmi bakalım bu yazıyı okuduktan sonra :
![]() Somurtmak ile gülmek arasında ki fark Somurtan insanların, daima, tebessüm eden insanlara nispeten, yüzlerinin daha erken ve daha fazla kırıştığını, • Simaların iç dünyamızın aynası olduğunu, • Somurtmanın yorgunluk ifadesi değil de aldatmaca olduğunu, • Somurttuğumuzda 3, gülümsediğimizde ise sadece 15 kasımızı kullandığımızı, • Gülümsemek için 14 kalori, kaşları çatmak için 72 kalori gerektiğini, • Bazı kimselerin somurtmayı ciddiyet olarak algıladıklarını, • Hareket ve yüz ifadelerimizin kullandığımız sözcüklerden 8 kat daha güçlü ve tesirli olduğu, • İnsanın dalgın olduğu zamanlardaki yüz ifadesinin gerçek hali olduğunu, • Daima somurtan kişilerin tebessüm edenlere oranla daha erken yaşlandığını, • Sürekli gülümseyen insanların somurtanlara oranla daha çok sevildiğini, • Çinli’lerin strese dayalı kalp krizi vakası oranının çok düşük olduğunu ve bunun sebebinin hayata olumlu bakmaları ve tebessüm etmeleri olduğunu, • Tebessümün bulaşıcı olduğunu, • Dünyanın en iyi satış ve pazarlama elemanlarının başarılarının arkasında güler yüzlü olmalarının yattığını, • Japonya’da gülümseme okulu olduğunu, • Güler yüzlü çalışanların iş hayatlarındaki verimin daha yüksek olduğunu, • Aksiliklerin ve olumsuz hadiselerin hayata karamsar bakan insanlara daha çok uğradığını, • Güler yüzlü insanların daha çok akılda kalıp hatırlandığını, • Selamlaşan iki insana Allah’ın yetmiş lütfu olduğunu ve bu yetmiş lütuftan altmış dokuzunun güler yüzlü olana verildiğini, • Gülümsemenin insanlara özel ve insanlara nasip olduğunu. Canlılar arasında sadece insanın gülümseyebildiğini biliyor muydunuz? Gülmenin de insan sağlığı üzerindeki sayısız faydalarına işaret eden uzmanlar, gülerek daha uzun ve mutlu bir hayat sürebilirsiniz diyor: • Güldüğümüzde yüzümüzde 15 kas birlikte çalışıyor. • Gülmek erkek ve kadın arasında da farklılık gösteriyor. Erkekler daha kısa süreli gülerken kadınlar daha uzun kahkaha atıyor. • Güldüğümüz zaman tümör ve virüslerle savaşan hücrelerimizin sayısı da artıyor.
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 2 Misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Günün, Ayet ve Hadisi | altuntas58 | Serbest Dini Konular | 19 | 13.11.2011 16:09 |
-CUMA SOHBETLERİ- | Abdurrahman 58 | Dini sohbet | 50 | 28.08.2009 08:50 |
Peygamber Efendimizin tüm Ramazan boyunca okuduğu dua:)) | seva | Dualar | 0 | 19.08.2009 17:02 |
Acıklı bir aşk hikayesi :) | gürün_güzeli | Hertelden | 0 | 27.06.2008 18:09 |
Bİr Gelİncİk Hİkayesİ | bayatlı kenan58 | Arşiv | 0 | 23.05.2008 16:58 |