|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Hertelden Her Telden Muhabbet Burada |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
27.06.2008, 19:09 | #1 |
Tatlı Yarışması 1.si
gürün_güzeli Şuan
Son Aktivite: 31.01.2014 10:32
Üyelik Tarihi: 05.06.2007
Yaş: 35
Mesajlar: 2.812
Tecrübe Puanı: 927
|
Acıklı bir aşk hikayesi :)
Acıklı Bir Aşk Hikayesi
Kanlı Gömlek Hikayesi Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü ü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş.(Böyle anlatılıyor , soyadı yok ) Dilek bir gün okuldan çıkmış,durakta minibüs bekliyormuş. Yalnız korkunc bir yağmur yağıyormuş. Kızın önüne bir araba yanaşmış. Iyi giyimli, temiz yuzlu bir genç, Yanlış anlamayon n olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar birakayim demiş. Dilek, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyi niyetine inanmış ve arabaya binmiş. Yolda sohbet felan etmişler. Hoslanmışlar birbirlerinden. Çocuk, lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı demiş, Dilek kabul etmiş tabii. Sohbet iyice koyulaşmış. Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemisler. Dilek çok etkilenmiş Çocuktan. O hafta her telefon caldığında yüreği hop etmiş, Ay benimki mi arıyor? diye telefona koşmuş. Ama arayan olmamış malesef. Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, Belki numaramı kaybetmiştir, n olucak ki ben arasam deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlamakli bi kadın sesi açmış. Meğer teyze, bizim çocugun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü soylemiş. Anlattıklarından Dilek anlamış ki, Çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. Keşke eve bırakmasaydı. Benim bunun sorumlusu diyerek hemen kendini suçlamaya baslamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, En azından başsağlığına gideyim bari diye düşünmüş. Ziyaret ağlamaklı ve de yaşlı geçmiş. Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, Bana oğlunuzdan bir hatıra verir misiniz? Onu gerçekten çok sevmiştim demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocugun kaza günüz üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. Dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ! ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği. Ama eve gelir gelmez ilk iii gömleği yıkayıp ütülemek olmuş. Bütün gece gömleğe baka baka, ağlamiş. Sürekli de, Onu ben öldürdüm , onu ben öldürdüm diye tekrar ediyormuş kendi kendine. Artık ağlamaktan bitap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyormuş. Ama yastığı kaldırdığında bir de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. Inanamamış bu duruma. Herhalde dün o kafayla iyi yıkayamadım diyerek yeniden yikamiş gömleği. Ama ertesi sabah da hiç bi degişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş. Bunun üzerine Dilek girdiği ruhsal çöküntün de etkisiyle bir hocaya gitmeye karar vermiş. Çünkü başına gelen olayı mantıksal olarak bir türlü açıklıyamıyormuş. Çevresinden edindiği bilgiyle değerli bir insan olan Rıza hocayı bulup olayı başından sonuna anlatmış. Rıza hoca uzun uzun dualar okuduktan sonra Dilek e gömleği neyle yıkadığını sormuş. Dilek de tam iki kez deterjanla yıkadığını , ilk başta gömleğin temizlendiğini fakat sabah tekrar kanlar içinde olduğunu ağlayarak anlatmış. Bunu duyan Rıza hocanın gözleri faltaşı gibi açılmış ve ellerini Dileğin kafasına dokundurarak sorunun çözümünüz söylemiş : A benim salak kızım, hiç normal deterjanla kan lekesi çıkar mı? Hem renkli hem de renksiz çamaşırlarında Ariel kullanmalısın ! Nasıl ??? Gıcık oldunuz değil mi? Bizde olmuştuk..
__________________
Bak İbret Al Yere Düşen Yaprağa,oda eskiden yukardan bakardı toprağa...... HayAtıMa qiRen heRkese YasanmıS heRseYe TesekküRLer BüyüYoRm siziNLe...
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|