![]() |
#31 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HaZaN Şuan
![]() Son Aktivite: 14.05.2013 14:36
Üyelik Tarihi: 03.11.2008
Mesajlar: 16.918
Tecrübe Puanı: 2303
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Çok güzel bir şiir emeğine sağlık Kardelençiçeği, keşke bu tür olaylarla karşılaşılmasa :(
__________________
Huzuru kendi içimizde bulamassak başka yerde aramak boştur.
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#32 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() barikat58 Şuan
![]() Son Aktivite: 06.04.2016 17:19
Üyelik Tarihi: 03.01.2007
Mesajlar: 15.450
Tecrübe Puanı: 2215
![]() |
![]() paylaşım için teşekürler abla
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#33 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() altuntas58 Şuan
![]() Son Aktivite: 11.10.2012 20:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 71
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4540
![]() |
![]() güzel paylaşımınız için sağolun emeğinize sağlık
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#34 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Iki kum tanesinin hikayesi.. Günün birinde bir çölde iki kum tanesi karşılaşmış ve birbirlerini çok sevmişler uzun bir süre çok yakın olmuşlar. Birbirlerini yanlarında, canlarında olarak sevmeyi öğrenmişler. Derken bir rüzgar çıkmış kum tanelerinden biri yerinde kalırken diğeri biraz uzağa savrulmuş. Çok uzak değillermiş ama yinede göremiyorlarmış birbirlerini. Sevgileri hiç azalmamış yine sevmeye devam etmişler. Birbirlerine ulaştırabildikleri sesleriyle, haberleriyle yaşıyorlarmış ve artık görmeden seslerinde sevmeyi öğrenmişler. Bir gün biri diğerine "sevdamız sonsuza erişmesi için aynı anda bir dilek dileyelim" demiş. Ikisi de aynı anda bir dilekte bulunmuşlar ve tam o sırada bir fırtına çıkmış. Bu kavuşmamız, sevdamızın sonsuza dek sürmesi olabilir diye ikisi de kendilerini fırtınaya bırakmışlar. Gözlerini kapayıp fırtına dindiğinde sevdalarının yanı başında olmuş olmayı arzulamışlar. Fırtına o kadar kuvvetliymiş ki o güne kadar yıllarca yerlerinden kıpırdamayan kumlar bile başka yerlere savruluyorlarmış. Fırtına günlerce sürmüş kum taneleri de oradan oraya savrulup durmuşlar. Ikisini de bir sabırsızlık sarmış. Fırtına durmuyor aksine artıyormuş. Fırtına dinmek bilmedikçe onlarda sabırla sevmeği öğrenmişler. Günler geçmiş sonunda fırtına durmuş gözlerini açtıklarında ikisi de başka alemlerde bulmuşlar kendilerini. Bu fırtınanın onları birleştireceğine o kadar inanmışlar ki birbirlerini yanlarında bulamayınca yüreklerinde derin bir acı hissetmişler ve acıyla sevmeği öğrenmişler. Kendilerine birazcık geldiklerinde ikisi de bu fırtınayla başka başka yerlere savrulduklarını anlamışlar. Biran ölmek istemişler ama sonra birbirlerini hiç görmeden,mesafelere, engellere rağmen sevmeği öğrenmişler. "Eskisi gibi bağırsakta sesimiz ulaşmaz ki birbirimize" demişler. Ikisi de yeni yerlerinde kimseyle konuşmamışlar ve yıllarca hep susmuşlar. Hep yeni bir fırtına ümidiyle birbirlerine ihanet etmeden beklemişler. Böylece umutla sevmeği öğrenmişler. Yıllar geçmiş ama sevgileri hiç geçmemiş. Birbirlerinden hep umutlu olarak yaşamışlar. Bir gün ikisi de birbirlerinden habersiz aynı anda gözlerini kapamışlar ve kavuşmak için yeniden fırtına çıkmasını dilemişler. Beklemişler beklemişler ama fırtına bir türlü çıkmamış. Kendilerini tüm benlikleriyle fırtınaya bırakmak için oldukları yerde dönmüş durmuşlar ama hepsi nafile küçük bir rüzgar bile çıkmamış. Sonunda durmuşlar ve gözlerini açmışlar. Sevdiklerinin, sevdalarının, yıllarca beklediklerinin tam karşısında durduklarını görmüşler ve hemen ikisi de yıllar önce diledikleri dileği anımsamışlar. Dilek şöyleymiş "Allah'ım bizi birbirimize her şeyiyle sevmeği öğrendiğimizde kavuştur. Öğle kavuştur ki sevdamız sonsuza erişsin." Sonunda anlamışlar ki birbirlerinden çok uzaklarda geçirdiklerini sandıkları yılları aslında birbir yanı başlarında geçirmişler. Dileklerinin kabul olması için yılların geçmesi gerektiğini öğrenmişler çünkü onlar sevmeği her şeyiyle öğrenmeği dilemişler. Dilekleri kabul olmuş umutla, sabırla, acıyla, yakında, uzakta...her şeyiyle sevmeği öğrenip birbirlerine kavuşmuşlar. Sevmeği bildikten sonra mesafeler, acılar, yıllar, aylar...asla sevdayı söndürmez ama sevmeği bilmedikten sonra yanı başında ki sevdiğini bile yıllarca göremeyebilir insan... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] alıntı |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#35 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() altuntas58 Şuan
![]() Son Aktivite: 11.10.2012 20:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 71
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4540
![]() |
![]() Paylaşımınız için teşekkürler
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#36 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Dervişin biri gezerken ayaksız bir tilki gördü, hayrete düştü.
'Nasıl yaşar bu hayvan, ne yer ne içer? ' diyerek, Allah'ın lütfuna hayran oldu. Derken bir arslan çıkageldi, ağzında çakal taşıyordu. Görkemli ve korkunç hayvan avının bir kısmını yedi, doyunca kalanını bırakıp gitti. Tilki artığa doğru sürünerek yaklaştı ve afiyetle yiyip karnını doyurdu. Tilkinin yiyeceğinin ayağına geldiğini gören Derviş, kendi kendine: 'Bir tilkinin rızkını ayağına gönderen Allah, benimkini neden göndermesin?' diyerek, çalışmasına gerek olmadığını, bir köşeye çekilip oturabileceğini düşündü. Düşündüğü gibi de yaptı: 'Rızkım Allah'ın görünmeyen hazinesinden gelir, gayret etmem gerekmiyor.' diyerek beklemeye başladı. Bekledi, bekledi... Ne gelen ne giden... Günler geçip gitti. Derviş zayıfladı, eridi, bir deri bir kemik kaldı. Güçsüz ve bitkin bir haldeyken, bulunduğu mescidin mihrabından bir ses duydu: 'Ey tembel adam!' diyordu ses, 'kendini ayaksız bir tilkiye benzeterek neden miskin miskin oturuyorsun? Kalk! Yırtıcı arslan ol. Başkasının artığına göz dikmeyi bırak. Sana yakışan artık yemek değil, artık bırakmaktır. Gücüyle arslan gibi olan, başkasından yiyecek bekler mi? Haydi kalk! Kolları sıva. Çalış ve rızkını kazan. Hem kendin ye, hem muhtaçlara yedir.' Ey genç insan! 'Elimi tutun' diyerek başkasına el uzatma! Çalışmayan insanın kafasında beyin yoktur. Onların başları kuru bir deriden ibarettir. Allah'ın kullarına iyilikte bulunan, iki cihanda da iyilik görür. Yaşlıya yoksula yardım elini uzat! Allah, başkasının mutluluğu için çalışanın yardımcısıdır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#37 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MeLody58 Şuan
![]() Son Aktivite: 02.06.2015 17:15
Üyelik Tarihi: 02.08.2008
Mesajlar: 2.608
Tecrübe Puanı: 878
![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Ey genç insan!
'Elimi tutun' diyerek başkasına el uzatma! Çalışmayan insanın kafasında beyin yoktur. Onların başları kuru bir deriden ibarettir. Allah'ın kullarına iyilikte bulunan, iki cihanda da iyilik görür. Yaşlıya yoksula yardım elini uzat! Allah, başkasının mutluluğu için çalışanın yardımcısıdır. paylaşımın için tesekkür ederim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#38 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Doğum Günü Hediyesi
Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı,"Biraz bekleyeceksin hocam," dedi. "İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum." Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu. Selam verdikten sonra, fırıncının tezgahına yaklaşarak, "Ekmeklerimi alayım," dedi. "Benim ikizler acıkmıştır." Fırıncı, adamın kendesine uzattığı torbayı alarak tezgahın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört-beş tane çıkardı. Ben o arada oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgahın yanına iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış, taş gibi olmuştu. Fısıltı şeklinde fırıncıya sordum. Neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun? Biraz sonra çıkacak ya!.. "Bayat ekmekleri kendisi istiyor." dedi fırıncı. "Çok fakir olduğundan, ona yarı fiyatına veriyorum." "Kim bu adam?" diye sordum. "Kore gazilerinden " dedi. "Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı. Yıllardır onlara bakıyor, hem de çok az bir maaşla." Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir şeyler yapmak istiyordum. "Aradaki farkı ben vereyim," dedim. "Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler." Fırıncı, teklifimi kabul etti ve biraz sonra da, fırından yeni çıkan taze ekmekleri adamın torbasına doldururken şekli bozuk, bayat ekmekleri de tezgahın altına koydu. "Çok şanslısın hacı amca," dedi. Çocuklar için sana bugün pasta gibi ekmek vereceğim." Yaşlı adam, bir evlat sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırırken. "Allah, senden razı olsun evladım" dedi. "Bugün onların doğum günü olduğunu nereden biliyordun?" |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#39 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() barikat58 Şuan
![]() Son Aktivite: 06.04.2016 17:19
Üyelik Tarihi: 03.01.2007
Mesajlar: 15.450
Tecrübe Puanı: 2215
![]() |
![]() Allah biliyordu onların dogum günü oldugunu....o yüzden o iyilik sever adamı çıkardı karşısına..
paylaşım için teşekürler abla |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#40 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() altuntas58 Şuan
![]() Son Aktivite: 11.10.2012 20:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 71
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4540
![]() |
![]() Paylaşımınız için teşekkürler emeğinize sağlık
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|