Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > DİN BÖLÜMÜ > Menkıbeler & Dini Hikayeler
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Menkıbeler & Dini Hikayeler (Menkıbeler & Dini hikayeler burada)



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 02.06.2008, 17:51   #1
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2174 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Çobanın Aşkı

Çobanın Aşkı

Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: - Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kâr etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki "sen bir garip çobansın, o padişahın kızı, davul bile dengi dengine" dedim ya, dinlemiyor efendim, ama herhalde aşkın gözü kördür diye de buna diyorlar, değil mi efendim... İhtiyar adam bu esnada gözlerini dikmiş, iskeletinin üstüne deriden bir zırh giydirilmişcesine zayıf, çelimsiz, saçı sakalına karışmış, uzaklara dalıp dalıp giden, gözlerinde aşktan gayrısı kalmayan diğer çobanı süzüyordu. Sonra bir ah çekti, yüzünü nefes almadan konuşmasını sürdüren delikanlıya çevirip tebessüm etti. - Kolay evlat kolay, dedi, çaresizseniz çare sizsiniz. Ve tane tane anlatmaya başladı. İki genç çobanın, çökmek üzere olan bu kulübesinde dertlerine derman aradıkları ihtiyar adam, aslında padişahın bütün dertlerini paylaştığı, her meselesini danıştığı bir bilge idi. Yıllar önce padişah kendisini tanıyıp sevdiğinde bir tek şey istemişti ondan; burada yaşamaya devam edecekti ve kimsecikler bilmeyecekti kim olduğunu. O günden beri de bu kulübede yaşıyar, gelen geçene ikram edip, gül alıp gül satıyordu. Padişahın kızının aşkıyla eriyip muma dönen genç çoban ve yanındaki kadim dostu nereden bilsindi bu garip ihtiyarın padişahın gönlüne sultan olduğunu. Aşık genç, ihtiyar adamın anlattıklarını dinledikten sonra, her şeyin bittiği anda başlayan son ümide sımsıkı sarılanların o saf ve tertemiz teslimiyetiyle: - Sahiden bu kadar kolay mı efendim, dedi, yani o mağarada elimde tesbih, kırk gün Allah dersem sevdiğime kavuşabilir miyim, onunla evlenebilir miyim? - Evet, dedi bilge, kırk gün o mağarada gece gündüz Allah diyeceksin, kırk gün sonra padişahın kızı senindir. İki dost hemen yola çıktılar, aşık çobanın yüzüne kan, dizlerine derman, yüreğine yeniden can gelmişti. Arkadaşına sarılıp, elinde tesbih, gönlünde aşk, yüzünde ümit çiçeklerinden örülme bir tebessüm, mağaranın yolunu tuttu. Gelir gelmez hiç vakit kaybetmeden diz çöktü, dualar etti, gözlerini kapattı, kalbini padişahın kızına bağladı, eline tesbihi aldı ve dudakları kıpırdamaya başladı: Allah, Allah, Allah... Günler günleri padişahın kızının hayaliyle tespih taneleri gibi kovalayadursun, mağaranın yakınındaki köyleri bir söylenti çoktan sarmıştı. Herkes birbirine karşı dağdaki mağarada gece gündüz Allah diyen gençten bahsediyordu. Cami çıkışında ihtiyarlar, çeşme başında kadınlar, tarlada işçiler, top oynarken çocuklar, herkes onu konuşuyordu: - Şu karşı mağarada bir genç varmış, kendini Allah'a adamış, gece gündüz durmadan Allah diyormuş, Allah Allah..." Aşık dostunun ne halde olduğunu merak eden genç çoban, mağaraya geldiğinde üç hafta geride kalmıştı bile. Bizimkinin gözleri kapalıydı, dudaklarının da kıpırdamadığını görünce, uyuyakaldı herhalde diye düşündü. Tespih tanelerinin parmaklarının arasında dolaşmaya devam ettiğini görünce de, bu nasıl uyku diye sordu kendine. Bu sırada gözlerini açan genç adam, karşısında arkadaşını görünce, günlerdir yalnızlığıyla paylaştıklarını birbiri ardına anlatmaya başladı: Kırk günün yarıdan fazlası geçmişti, o durmadan Allah diyordu, ama ne padişahın kızı vardı, ne bir haber, ne bir ümit kırıntısı... Acaba, diyecek oluyor, yutkunuyor, hayır diyor, tespihine bakıyor, bir kalp gibi atan sağ el işaret parmağını sabitlemeye çalışıyor, avuçlarını sıkıyor, gözleri doluyordu. Vedalaştılar. Ay ışığında dostunun gözlerine yayılan başkalık dikkatini çekmişti genç çobanın. Aşık çoban yeniden eline tesbihini aldı, gözlerini kapattı, boynunu neye bağlayacağını bilemediği kalbine doğru büktü, dudakları kıpırdamıyordu artık, sustu gece, mağaranın duvarları sustu, tükendi her şey, hiç tükendi, an bitti, sadece bir söz kaldı: Allah... Kırk günün dolmasına üç-beş gün kala, mağaradaki dervişin namı bütün ülkeyi sarmış, nihayet sarayın koridorlarında konuşulur olmuştu. Meselenin aslını merak eden padişaha, bu insanların bir yerde sürekli kalmadıklarından, bulundukları mekâna bereket getirdiklerinden, ne yapıp edip bu dervişi ülkelerinde yaşamaya ikna etmeleri gerektiğinden uzun uzun bahsetti başveziri. Ne yapması gerektiğini artık bilen padişah, nasıl yapması gerektiğini bilemediği bütün zamanlarda yaptığı gibi, dağ kulübesinin yolunu tuttu. Hürmetle diz çöktü bilge ihtiyarın önünde. Derdini anlattı, derman diledi. Sarayının yanına bir saray yaptırmaktan, o dervişi veziri yapmaya, sancak-tuğ vermeye kadar saydığı her şey, bilgenin: - Hünkârım, gönül erleri mala-mülke, makama-mansıba itibar etmezler, demesiyle son buldu. Kaderdi bu, padişahlarla köleleri aynı eteğin önünde diz çöktürür, birinin derdini diğerine derman eyler, ikisini de aynı tebessümle bahtiyar ederdi. Güldü ihtiyar: - Neden kerimenizin nikâhını teklif etmiyorsunuz sultanım, dedi. Şaşırma sırası padişaha gelmişti. - Nasıl yani, diyebildi, bu şerefi bize lütfederler mi, kabul ederler mi? Kırkıncı günün güneşi batmak üzereydi genç aşığın mağarasının üstünden... Padişah ve ihtiyar bilge en önde, arkalarında vezirler, onların arkasında halktan meraklı bir kalabalık ve en arkada da olup bitenlere bir mana vermeye çalışan aşık çobanın arkadaşı, mağaraya doğru yürümeye başladılar. Bu arada bizim aşık kendinden öylesine geçmiş, tesbihiyle öylesine bir olmuştu ki, gelenler içeri girseler ve bir tesbihten başka bir şey bulamasalar şaşırmazlardı. Padişah edepte kusur etmemeye çalışarak içeri girdi, ellerini birbirine bağladı, duyulması güç bir sesle; - Efendim, dedi, sizi ziyarete geldik. Yavaşça başını çevirdi aşık, sonra bütün vücuduyla döndü, gözlerinde en ufak bir şaşkınlık emaresi yoktu, sapsarı bir heykel gibiydi. Herkes heyecan içinde. Vezirler, halk, genç çoban, mağara, tespih, sessizlik, duvar... Hatta güneş bile batmaktan vazgeçmiş, kafasını mağaranın içine doğru uzatarak olan biteni görme telaşındaydı. Padişah meramını anlattı, türlü tekliflerde bulundu. Ne saray, ne vezirlik, ne tuğ ne de sancak, hiç birinde gözü yoktu dervişin. - Efendim, diyebildi en son, sessizce, benim bir kızım var efendim, zat-ı âlinize layık değil belki, ama lütfeder nikâhınıza alırsanız bizi bahtiyar edersiniz... Kırk günlük çile nihayet bitmiş, olmaz denilen olmuştu. İşte aşık maşukuna kavuşacak, murad hasıl olacaktı. Bizimkinin arkadaşı sevinçten ağlıyordu. Soru ve cevap sanki bu soru sorulsun, cevabı verilsin diye yaratılmıştı. Sessizlik ilk defa bağırmak, haykırmak istiyordu ve bütün gözler genç adamdaydı. Usulca doğruldu oturduğu yerden, etrafını şöyle bir süzdükten sonra, gözlerini padişahın gözlerine dikti, sarhoş gibiydi. Kendinden emin bir ifadeyle: - Hayır, dedi, kızınızı istemiyorum. Birden ortalığı bir sessizlik kaplayıverdi. Padişah mahzundu, halk hayret içindeydi, vezirler şaşkınlıkla birbirine bakıyor, bilge tebessüm ediyordu. Aşık çobanın genç arkadaşı yaşlı gözlerini silip, birden ileri atılarak bozdu sessizliği. Dostunun yanına geldi, kulağına eğilip: - Sen ne yapıyorsun, dedi, kırk gündür bu çileyi ne diye çektin sen, neyi reddettiğinin farkında mısın? Güldü aşık çoban gözleriyle ihtiyar bilgeyi arayarak: - A dostum, dedi, ben kırk gün padişahın kızı için Allah dedim, Allah padişahla vezirlerini ayağıma getirdi. Ya bir de Allah için Allah deseydim...

alıntı
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 02.06.2008, 17:58   #2
Kaptan-58
Usta Yiğido
 
Kaptan-58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kaptan-58 Şuan Kaptan-58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 06.08.2013 11:28
Space pacman Champion!
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 38
Mesajlar: 3.049
Tecrübe Puanı: 1016 Kaptan-58 COK SEVILEN BIR KISIKaptan-58 COK SEVILEN BIR KISIKaptan-58 COK SEVILEN BIR KISIKaptan-58 COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: Çobanın Aşkı

BEN BUNU GÖZYAŞI GECELERİNİN Bİ PROGRAMINDA İZLEMİŞTİM.. GERÇEKTEN MÜKEMMEL VE İBRETLİK BİR OLAY....
__________________
Bir moderatör kendi görüşü karşısındaki görüşlere saygı duymuyorsa artık böyle bir sitede bulunmak benim için bir anlam ifade etmiyor. Tarafsız moderatör şart....
Kaptan-58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 02.06.2008, 18:03   #3
altuntas58
Usta Yiğido
 
altuntas58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
altuntas58 Şuan altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 11.10.2012 21:24

Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4524 altuntas58 isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart -->: Çobanın Aşkı

Bu güzel hikayeyi bizlerle paylaştığın için size çok teşekkür ederim
__________________
altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 20.06.2008, 20:43   #4
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 13:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1045 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart --->: Çobanın Aşkı

çok güzel bi kıssa paylaşımın için teşekkür ederim
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 29.07.2008, 14:26   #5
ayparcam
Usta Yiğido
 
ayparcam - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ayparcam Şuan ayparcam isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.10.2011 14:00

Üyelik Tarihi: 24.07.2008
Mesajlar: 761
Tecrübe Puanı: 673 ayparcam FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: Çobanın Aşkı

elinize saglik cok ibret verici bir konu ALLAh c.c razi olsun
__________________
KENDINI HAK ILE MESGUL ETMEZSEN,BATIL SENI ISGAL EDER
ayparcam isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 29.07.2008, 15:09   #6
sivaslı_gız
Tecrübeli Yiğido
 
sivaslı_gız - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sivaslı_gız Şuan sivaslı_gız isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.08.2009 14:56

Üyelik Tarihi: 15.02.2008
Yaş: 30
Mesajlar: 460
Tecrübe Puanı: 666 sivaslı_gız TAM BIR BEYEFENDIsivaslı_gız TAM BIR BEYEFENDIsivaslı_gız TAM BIR BEYEFENDIsivaslı_gız TAM BIR BEYEFENDI
Standart --->: Çobanın Aşkı

ben bunu serdar tuncerin satırlar arası hikayeler kitabında okumuştum.gerçek aşkı ve maneviyatı nlamak isteyenler için güzel bir parça.
teşekkürler.
__________________
KUŞAK BELDE DEĞİL BEYİNDE OLMALIDIR...BACIMIN BAŞÖRTÜSÜ BATAR REZİLİN GÖZÜNE,ACIRIM TÜKÜRÜĞÜME BİLLAHİ TÜKÜRSEM YÜZÜNE...

ARTIK FARKINA VARSAN DİYORUM!!
sivaslı_gız isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 08.12.2009, 02:58   #7
MİKAİLOGLU
Usta Yiğido
 
MİKAİLOGLU - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
MİKAİLOGLU Şuan MİKAİLOGLU isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.09.2010 20:56

Üyelik Tarihi: 01.06.2009
Mesajlar: 2.693
Tecrübe Puanı: 835 MİKAİLOGLU FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Çobanın Aşkı

ben bunu serdar tuncerin satırlar arası hikayeler kitabında okumuştum.gerçek aşkı ve maneviyatı nlamak isteyenler için güzel bir parça.
teşekkürler.
ALLAH RAZI OLSUN. YA BİDE ALLAH İÇİN ALLAH DESEK.
MİKAİLOGLU isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 22:20.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.