|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Anasayfa Haberler Sivas Haberler |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
10.06.2008, 18:51 | #1 |
Site Habercisi
Sivaslilar.Net Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 1.847
Tecrübe Puanı: 926
|
SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
Anayasa Mahkemesinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasa değişikliğini şekli yönden inceleyerek iptal etmesinin ardın Sivas Barosu bir açıklamada bulundu. Anayasa Mahkemesi’nden yapılan açıklamadan Anayasanın 10 ve 42. maddelerinde yapılan değişikliklerin iptal edildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. İptal kararına gerekçe olarak Anayasanın 2, 4 ve 148. maddeleri gösterilmiştir. Anayasanın 148.maddesinde, Anayasa değişikliklerinde Anayasa Mahkemesi’nin şekil bakımından denetleme yetkisinin teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlı olduğu hükmü yer almaktadır. İptal kararına ilişkin açıklamada Anayasanın 2. ve 4. maddelerinin yanı sıra 148.maddeye de atıfta bulunulmasını bu bakımdan ilginç buluyoruz. Anayasanın 148.maddesinde Anayasa Mahkemesi’nin yetkisine getirilen sınırlamanın hangi yorumla aşıldığını merak etmekteyiz. 5 Haziran 2008 tarihi, Türk Hukuk Tarihi bakımından önemli bir değişimin başlangıcı olarak anılacaktır. Artık Türkiye’de gerçek anlamda kuvvetler ayrılığından bahsedilemeyecektir. Anayasa Mahkemesi bu kararı ve içtihadıyla Anayasa değişikliklerini de esastan inceleyeceğini ilan etmiştir. Çünkü Anayasanın 2. maddesinde ifadesini bulan ve 4. maddesinde değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği öngörülen temel ilkeleri ilgilendirmeyen hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Anayasanın her maddesi bir şekilde demokratiklik, laiklik, sosyal devlet ve hukuk devleti ilkeleri ile ilişkilidir. Anayasa Mahkemesi, kanunların Anayasaya uygunluğunun denetlendiği bir yüksek mahkeme olmaktan çıkmış, Anayasa değişikliklerini ya ONAYLAYAN ya da VETO eden bir makam haline gelmiştir. Bu haliyle Anayasa Mahkemesi yasama organı olan TBMM’nin üstünde bir kurumdur. Son anayasa değişikliği Mecliste 411 oyla kabul edilmiştir. İki parti hariç Mecliste temsil edilen partilerin büyük çoğunluğuna mensup milletvekilleri Anayasa değişikliğine destek vermiştir. TBMM’nin bütün üyeleri ve tüm siyasal partiler yasama organının yasama yetkisine sahip çıkmalıdır. Siyaset kurumları ve siyasetçiler gerginlik değil, çözüm üretmelidir. İçine düşürüldüğümüz çıkmazdan zıtlaşarak değil uzlaşarak çıkmasını becermeliyiz. Demokrasiyi kesintiye uğratmak isteyen darbe heveslileri, siyasi düşüncesi, inancı, felsefi görüşü ne olursa olsun milletimizin tamamını karşılarında bulmalıdır. Yüksek yargı organlarının verdiği kararlar ile birlikte, takip edilen hukuk siyaseti ve hukuk stratejisinin de yanlışlığı ve yetersizliği ortaya çıkmıştır. Temel hak ve hürriyetlerle ilgili düzenlemeler yapılırken bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşılmalı, Türkiye’de yaşayan herkesin ve her kesimin ihtiyacı gözetilmelidir. Özellikle son bir yılda yaşanan gelişmeler yeni bir Anayasa ihtiyacını bir zaruret haline getirmiştir. 1982 Anayasası eskimiş ve yıpranmıştır. Toplumsal uzlaşmaya dayanan, yepyeni bir Anayasanın en kısa sürede hazırlanarak halkın oyuna sunulması gerekmektedir. Anayasa ile birlikte köklü bir yargı reformu yapılarak yargı organları çağdaş ve gelişmiş ülkelerde olduğu şekliyle yeniden düzenlenmelidir. Yüksek yargı kurumları millet adına karar verdiğine göre bu Mahkemelerin üyelerinin belirlenmesinde millet iradesi etkili olmalıdır. Savunmasız yargı olamayacağı ilkesinden hareketle yargı ile ilgili kurullarda savunmanın temsilcilerine de yer verilmelidir. Türkiye’de demokrasinin yerleşmesinin ve gelişmesinin önündeki en büyük engellerden olan Sıyası Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu, parti içi demokrasiye ve millet iradesinin tam olarak temsiline imkân verecek şekilde yenilenmelidir. Parlamenter düzenin mantığını zedeleyecek şekilde Cumhurbaşkanına verilen yetkiler TBMM’ne devredilmelidir. Hukukun üstünlüğüne dayanan tam ve kâmil anlamda işleyen bir demokratik düzenin en kısa zamanda yürürlüğe gireceği inanç ve umuduyla kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz. Sivas Barosu Yönetim Kurulu Adına Av. Mustafa COŞKUN Sivas Barosu Başkanı |
11.06.2008, 09:25 | #2 |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1043
|
--->: SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
hadi ordan buna başka şey denir zaten, goy goyculuğa devam,
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
11.06.2008, 09:40 | #3 |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1043
|
--->: SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
Lozan'da doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından "Hukuk Reformu
yapmakla" görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için "Cumhuriyet Savcısı" unvanının isim babasıdır. Ata'nın huzurunda "Hukuk Reformu" için fikir fırtınası yapılırken, Bozkurt çok tepki alır ve sıkıştırılır: "Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir? Cumhuriyet Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da, Neden Cumhuriyet Savcısı? Savcılara neden bu imtiyaz? Atatürk, Bozkurt'a "Ne diyorsun?" diye sorar. Bozkurt'un cevabı çok net olur: "Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı'dır." Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. "Devam et Bozkurt" der. Cumhuriyet Savcısının bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yetkisi hukuk reformuna ve Atatürk'ün yorumuna kadar uzanır. Bugün Cumhuriyet Başsavcısı üzerinde şimşekler çaktırılırken, bu anının bir kez daha yazılması gerekliydi. Bilen de bilmeyen de öğrensin. SAYIN BARO BAŞKANIM OKURSAN SEVİNİRİM
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
11.06.2008, 09:48 | #4 |
Usta Yiğido
Pusula_58 Şuan
Son Aktivite: 28.08.2013 15:51
Üyelik Tarihi: 19.05.2008
Mesajlar: 1.304
Tecrübe Puanı: 763
|
--->: SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
MECLİS ÇOĞUNLUĞU SİYASİ İRADEDİR
MİLLİ İRADE DEVLETİ KURAN İRADEDİR, ŞİMDİ BU SİYASİ İRADEYİ GETİRİP DEVLETİN TEMEL İLKELERİNE ZORLA YAMAYACAKSINIZ,SİYASİ İRADENİN DIŞINDAKİ MİLLİ İRADEYİ NE YAPACAKSINIZ MERAK KONUSU. HER GELEN YENİ PARTİ SİYASİ İRADESİNİ MİLLİ İRADE GÖSTERİP DEĞİŞTİRMEYE KALKARSA O DEVLETİN TEMEL YAPISI NE OLUR ODA AYRI BİR MERAK KONUSU. |
11.06.2008, 09:53 | #5 |
Tecrübeli Yiğido
tayfun5883 Şuan
Son Aktivite: 13.12.2013 13:39
Üyelik Tarihi: 10.09.2006
Yaş: 49
Mesajlar: 276
Tecrübe Puanı: 700
|
--->: SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
Mustafa beyden rica ediyoruz bundan sonra yorum yaparken sadece avukat mustafa çoşkun desin Sivas borosu başkanı denildiği zaman bütün avukatların adına konuşmuş oluyor anlaşılan mustafa çoşkun belediye başkanlığına yada yakında gelecek olan erken seçimden yararlanıp milletvekili olmaya çalışacak tabi türban üstünden siyaset yaparsan milletin dini duygularını sömürürsen milletvekili olabilirsin
|
11.06.2008, 09:58 | #6 |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1043
|
BARO BAŞKANI HOCALARININ HOCASINI BİR DAHA TANISIN
BARO BAŞKANI HOCALARININ HOCASINI BİR DAHA TANISIN DA SONRA TRİBÜNLERE OYNASIN, ÇOK GÜVENDİĞİ MALUM ŞAHISLAR HEPSİ YÜCE DİVANLIK AMAN BAŞKAN NE OLUR NE OLMAZ ÇOK HIZLI GİTME DERİM
MAHMUT ESAT BOZKURT Mahmut Esat Bozkurt, 1892'de, İzmir-Kuşadası'nda doğdu. Hacı Mahmutoğullarından Hasan Bey’in oğludur. İlköğrenimini Kuşadası ve İzmir Yusuf Rıza mektebinde yapan Mahmut Esat Bey, İzmir İdadisi'ni bitirdikten sonra 1908'de İstanbul Hukuk Mektebi'ne girdi. 1912'de, İstanbul Hukuk Mektebi'nden mezun olan Mahmut Esat Bey, İsviçre'de Fribourg Üniversitesi'nde yeniden hukuk öğrenimi gördü ve "Osmanlı Kapitülasyonları Rejimi Üzerine" (Du Regimes des Capitulations Ottomanes) adlı doktora tezi ile Hukuk Doktoru oldu. 1919'da İsviçre'nin Lozan kentinde kurulan Türk Talebe Cemiyeti'nin başkanlığına seçilen Mahmut Esat Bey, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalinden sonra Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere yurda döndü ve Kuşadası'nda Kuvayi Milliye'yi kurdu. Mahmut Esat Bey, 23 Nisan 1920'de TBMM'nin 1. Döneminde İzmir'den milletvekili olarak Meclis'e girdi. Meclis'te Anayasa ve Dışişleri Komisyonlarında çalışan Mahmut Esat Bey, 12 Temmuz 1922'de Rauf Bey'in (Orbay) başkanı olduğu IV. İcra Vekilleri Heyeti'nde (12.7.1922-4.8.1923) İktisat Vekilliğine seçildi. Bu dönemde Mahmut Esat Bey'in önerisi Atataürk'ün onayı ile Türkiye'de ilk kez "Milli İktisat Kongresi" 17 Şubat 1923'de İzmir'de toplandı. 11 Ağustos 1923'de başlayan II. Dönem için İzmir'den tekrar milletvekili seçilen Mahmut Esat Bey, Ali Fethi Bey'in (Okyar) başkanlığında kurulan V. İcra Vekilleri Heyeti'nde (14.8.1923-27.10.1923), ikinci kez İktisat Vekilliği'ne seçildi. 20 Nisan 1924'te kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun hazırlayıcıları arasında yer alan Mahmut Esat Bey, 22 Kasım 1924'de, Ali Fethi Bey'in (3. Hükümet) kabinesinde Adliye Vekilliği'ne atandı. 5 Kasım 1925'te Ankara Hukuk Mektebi'nin açılmasında büyük gayreti oldu. Mahmut Esat Bey, 3. ve 4. İnönü Hükümetlerinde (4 ve 5. Hükümetler) de Adliye Vekili olarak görev yaptı. Türk Medeni Yasası (17.2.1926), Türk Ceza Yasası (1.3.1926), Kabotaj Yasası (19.4.1926), Borçlar Yasası (22.4.1926), Ticaret Yasası (29.5.1926), Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası (18.6.1926) gibi hukuk sisteminin ve cumhuriyet döneminin temel yasaları, Mahmut Esat Bey'in Adliye Vekilliği döneminde hazırlandı ve yürürlüğe girdi. (3. İnönü Hükümeti - 3.3.1925-1.11.1927) Mahmut Esat Bey, Cumhuriyet tarihinde "Bozkurt-Lotus" olayı olarak adlandırılan, Bozkurt adlı Türk gemisiyle Lotus adlı Fransız gemisinin 2.8.1926'da Ege'de çarpışması nedeniyle iki ülke arasında çıkan anlaşmazlıkta Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni Lahey Uluslararası Adalet Divanı'nda temsil etti. (1927). Kazada 8 Türk denizcisinin ölmesi üzerine Fransız kaptan Türk Adliyesi tarafından tutuklanmış, bu tutuklama Fransa ile sorunlara neden olmuştu. Türkiye olayı Lahey Adalet Divanı'na götürmüş ve dava 7 Eylül 1927'de Türkiye lehine sonuçlanmıştı. Bu dava, tarihçiler tarafından, Türk hukukunun ve adalet örgütünün kapitülasyonlar dönemini geride bırakarak insan ve egemenlik haklarına dayalı çağdaş hukuk düzeyine yükseldiğinin bir kanıtı olarak değerlendirilmektedir. 1934'de Soyadı Yasası kabul edildiğinde, Atatürk, bu davadaki başarısına dayanarak Mahmut Esat Bey'e "Bozkurt" soyadını verdi. Mahmut Esat Bey, 1930 yılı sonlarında Adliye Vekilliği'nden istifa ettikten sonra, Ankara Hukuk Fakültesi'nde "Devletler Hukuku", Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde "Anayasa Hukuku" profesörlüğü yaptı. 21 Aralık 1943'de beyin kanaması sonucu İstanbul'da ölen Mahmut Esat Bozkurt, TBMM'de 1. Dönemden ölümüne kadar İzmir Milletvekili olarak görev yaptı. Bozkurt'un 1926 yılında kaleme aldığı Medeni Kanun Genel Gerekçesi (Esbabı Mucibe Lâyihası), 2001 TBMM'sinde tartışmalara neden oldu. Başlıca yapıtları: Lotus Davasında Türkiye-Fransa Müdafaaları (1927), Türk İhtilalinde Vatan Müdafaası (1934), Türk Köylü ve İşçilerinin Hakları (1939), Devletlerarası Hak (1940), Atatürk İhtilali (1940), Aksak Timur'un Devlet Politikası (1943)
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
11.06.2008, 12:15 | #7 |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1043
|
--->: SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
TISSSS TIISSSSSS SULAR KESİKKK YİNEEEEEEE
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
11.06.2008, 13:22 | #8 |
Tecrübeli Yiğido
yakamozz Şuan
Son Aktivite: 11.08.2016 15:43
Üyelik Tarihi: 23.03.2008
Mesajlar: 311
Tecrübe Puanı: 649
|
--->: SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
Anlaşılan Sivas Baro Başkanımızın konuşması bazılarını rahatsız etmiş vızzz diye bir ses duyar gibiyim bu arada baro başkanımız gerekli ve doğru olanı söylemiştir tebrik ederim...
|
11.06.2008, 13:40 | #9 | |
Tecrübeli Yiğido
yakamozz Şuan
Son Aktivite: 11.08.2016 15:43
Üyelik Tarihi: 23.03.2008
Mesajlar: 311
Tecrübe Puanı: 649
|
--->: SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
Alıntı:
Bu ülkede Cumhuriyet,Laiklik,Atürkçülük gibi kavramlar kirletildi kardeşim,bu kavramlar bu dönemde bazılarının yaptıkları kirli işleri kapatmak için kullanılıyor zaten bu kavramlar gerçek anlamında kullanılsa türkiye de herkes atatürkçüdür, laikdir ve cumhuriyetçidir senin hiç şüphen olmasın... |
|
11.06.2008, 14:10 | #10 | |
Usta Yiğido
abircan Şuan
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1043
|
--->: SİVAS BAROSUNDAN DUYURU !
Alıntı:
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|