|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
20.06.2008, 14:54 | #1 |
Yeni Yiğido
_ђคzєяƒєη_58 Şuan
Son Aktivite: 15.10.2008 15:35
Üyelik Tarihi: 13.06.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 24
Tecrübe Puanı: 0
|
Müslüman kardeşlerime uyarı
(1) Mezhebsizlerin, telfik-i mezahibçilerin fikir, görüş, fetva ve ruhsatlarına kulak asmayınız, onlara itibar etmeyiniz, onları dinlemeyiniz.
(2) Bu devirde Türkiye’de mutlak müctehid seviyesinde hiçbir din âlimi yoktur. “Alimlerin alimi... En yüksek hocaların en yükseği” gibi işkembeden atma unvanlara sahip kimselerin tuzaklarına düşmeyiniz. (3) Türkiye’de şu anda Ömer Nasuhî Bilmen ve Ezherî Ahmed Davudoğlu merhumlar ayarında müftü bile yoktur. Müftülük ehliyetine sahip olmayanların fetvalarını kabul etmeyin. (4) Gerçek müfessir olmayanların yazdıkları derleme Kur’ân tefsirlerini okumayın. Men fesserel-Kur’âne bi re’yihi fekad kefer (Kur’ân’ı kendi re’y ve kafasıyla tefsir eden kâfir olur) hükmünü unutmayın. (5) Reformcu ilâhiyatçılara inanmayın, kanmayın. (Reformcu olmayanlara selâm ve hürmetlerimi arz ederim) (6) Muteber, güvenilir bir ilmihal kitabı alın ve onu başucu kitabınız yapın, dininizi ondan öğrenin. (7) İsmi cazip, kapağı cafcaflı diye her din kitabını alıp okumayın. (8) Arap dünyasındaki bozuk mezhebe kapılarak “Şöyle yapmak şirktir, böyle yapmak küfürdür...” gibi aşırılıklara kapılmayın. Dinimiz ölülerin mezarlarını belli etmeye, kabir ziyareti yapmaya izin vermiştir. (9) Tergib ve terhib konusunda zayıf hadîslere uyulur. Mesela namazı teşvik eden, terkinden dolayı korkutan zayıf bir hadîsi zikr etmenin hiçbir sakıncası yoktur. Çünkü namaz zaten Kur’ân’la, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sâbit bir farzdır. (10) İslâm’ı ilâhî bir din olmaktan çıkartıp, beşerî bir ideoloji ve hümanizma haline getirmeye çalışan müfsidlerin tuzaklarına düşmeyin. (11) Dinlerarası diyalog ve hoşgörü çukuruna düşerseniz bir daha çıkamazsınız. Bu gibi tuzaklara karşı çok dikkatli ve uyanık olunuz. Tek hak din İslâm’dır. Hz. Muhammed’in risaletini ve dâvetini duyup da reddedenler için selâmet ve kurtuluş yoktur. Mehmet Şevket Eygi Milli Gazete, 15 Ekim 2005
__________________
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- |
20.06.2008, 16:48 | #2 |
Tecrübeli Yiğido
bayatlı kenan58 Şuan
Son Aktivite: 19.02.2015 21:16
Üyelik Tarihi: 16.02.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 363
Tecrübe Puanı: 655
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
su zamanda dıkkat etmemız gerekenler cok guzel bı sekılde anlatılmıs
__________________
şuanda yaptığımız hiçbir iş kılınmayı bekleyen vakit namazından daha önemli değildir [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
20.06.2008, 23:51 | #3 |
Usta Yiğido
sonbahar5803 Şuan
Son Aktivite: 21.09.2009 14:57
Üyelik Tarihi: 26.09.2005
Mesajlar: 1.078
Tecrübe Puanı: 816
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
Bence bu kadar kesin konuşmayın. Bunu ancak Allah bilir.
__________________
İnsan yaklaştığınca yaklaştığından ayrı Belli ki, yakınımız yoktur ALLAH’tan gayrı... |
21.06.2008, 09:59 | #4 |
Yeni Yiğido
_ђคzєяƒєη_58 Şuan
Son Aktivite: 15.10.2008 15:35
Üyelik Tarihi: 13.06.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 24
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
şu zamanda her konuda fetva verebilecek kim var ki ? evet müctehit vardır belki ama mutlak her konuya cozum getırebılecek bırı oldugunu zannetmıyorum.en doğrusunu tabiki ALLAH(cc) bilir.
bır konuda fetva almışsak ve içimizde şüpheye düşmemek için Ömer Nasuhi BİLMEN yada ibn-i Abidin gibi gerçek müctehit alimlerin fetvalarına bakmalıyız SELAM VE DUA İLE
__________________
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- |
21.06.2008, 10:14 | #5 | |
Yeni Yiğido
_ђคzєяƒєη_58 Şuan
Son Aktivite: 15.10.2008 15:35
Üyelik Tarihi: 13.06.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 24
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
Alıntı:
MILLI GAZETE 2005
__________________
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- |
|
21.06.2008, 11:31 | #6 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2178
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
Mezhepsizleri tanımak için fikirlerini, inançlarını bilmek gerekir. Fikirlerinden bazıları şöyledir:
Mezhep taassubu tabirini çok kullanırlar. İctihad kapısı açık derler, sapık görüşlerini ictihad gibi gösterirler. Telfîkı savunurlar. Mezhepleri birleştirmeye kalkarlar. Hangi mezhepteki hüküm akıllarına yatarsa onunla amel etmeye çalışırlar. Abduh gibi masonları mezhepler üstü müctehid kabul ederler. Mezhepler bid’attir, Sahabenin mezhebi mi vardı derler. İmam-ı a’zama, imam-ı a’zam demezler, Ebu Hanife derler. Eshab-ı kiramdan çoğunu kötülerler. [Halbuki hepsi Cennetliktir. (Hadid 10)]
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
21.06.2008, 11:38 | #7 |
Usta Yiğido
sonbahar5803 Şuan
Son Aktivite: 21.09.2009 14:57
Üyelik Tarihi: 26.09.2005
Mesajlar: 1.078
Tecrübe Puanı: 816
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
Haklısınız, belki mutlak müctehit yoktur ama bugün gerçek anlamıyla İslam'ı yaşayanlar varsa, Kuran ilk günkü gibi korunuyorsa, bunda var olan müctehitlerin payı olduğunu düşünüyorum.
Zira Kuran-ı Kerim'de geçen, ''Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız. '' (Hicr- 9) ayetleri bir nevi bunun da ispatıdır. Tabiki her fetva verene itibar etmemek lazım, hele de bu zamanda. Allah razı olsun açıklamalarınız için.
__________________
İnsan yaklaştığınca yaklaştığından ayrı Belli ki, yakınımız yoktur ALLAH’tan gayrı... |
21.06.2008, 11:49 | #8 | |
Usta Yiğido
sonbahar5803 Şuan
Son Aktivite: 21.09.2009 14:57
Üyelik Tarihi: 26.09.2005
Mesajlar: 1.078
Tecrübe Puanı: 816
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
Alıntı:
Pekiyi sence ictihat kapısı açık mı kapalı mı?
__________________
İnsan yaklaştığınca yaklaştığından ayrı Belli ki, yakınımız yoktur ALLAH’tan gayrı... |
|
21.06.2008, 12:52 | #9 |
Yeni Yiğido
_ђคzєяƒєη_58 Şuan
Son Aktivite: 15.10.2008 15:35
Üyelik Tarihi: 13.06.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 24
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
Peki, bugün yeni ve farklı ictihatlarda (!) bulunamaz mıyız? Ya da ictihat kapısı açık mı, kapalı mı? Gelin bu soruların cevabını da Necip Fazıl’dan dinleyelim:
“Bir konferansımda bana sordular: − Devrimizde ictihad kapısı kapalı mıdır, açık mıdır? Şu cevabı verdim: − Devrimizde ve her devirde ictihad kapısı ardına kadar açıktır. Nebî ve Resûl gelmeyeceği mutlak... Fakat müctehid gelmeyeceğine ait hiçbir hüküm mevcut değil. Şu kadar ki, imkân âleminde serbest bırakılan bu nokta, o âlemin istediği şartlar bakımından imkânsıza döndürülmüştür. Nebî ve Resûl gönderilmesine muhâl, yeni müctehidler gelmesine de imkânsız demek doğru olur. Öyle bir ‘imkânsız’ ki, mücerrette mümkün, fakat müşahhasta kabil değil... Cins atların atladığı, meselâ 2 metre yüksekliğinde bir engel düşünün. O atlar geldi, geçti ve gitti. Nesillerse Arap atı yerine atlı karınca derecesinde küçüldü. Atlamak serbest, ama kim atlayacak?.. Hoş, atlasa da öbürlerinden farklı ne görecek ve ne getirebilecek?.. Demek ki, hem gerektirdiği şartlar, hem esasen getirdiği şartlar ve hem de esasen getirilmesi gereken şeylerin tamamlanmış olması bakımından, apaçık ictihad kapısı yeni bir geçişe sımsıkı kapalıdır. Bu devirde ve gelecek çığırlarda yeni zaman ve mekân tecellîlerine karşı ancak şerîat bütününden zerre fedâ etmeyen büyük ‘mütefekkirler’ gelebilir.... Düşününüz ki, bir asrın değil, on asırlık yekpâre bir zaman blokunun yenileyicisi İmâm-ı Rabbânî (k.s.) hazretleri, derecede belki bütün hak mezhep müctehidlerinden üstün olduğu halde Hanefî mezhebindendi, bin yıllık yenileyiciliğini (müceddidliğini) bu mezhep üzerine binâ etmişti ve kabul ettiği temelle üzerine kurduğu binâ arasında en küçük ihtilâf pürüzü yoktu. Konferansımda söylediğim bu sözlerin, ‘ictihad’ meselesini en açık ifadeyle çerçevelediği zannındayım.”(10) *** Netice: Bütün bu hüküm ve açıklamaları görüp öğrendikten sonra, dinine bağlı bir Müslümanın yapması gereken şey; mensubu bulunduğu mezhebin görüşlerine tâbi olmaktır. Yoksa kendi kafasına göre –zamane müctehitleri gibi- ictihadlar (!) ortaya koymak değil. Zira mukallidin muayyen bir mezhebe bağlanması, hiçbir hususta gerek bütün halinde gerekse bazı meselelerde ondan ayrılmaması farzdır. “Telfîk-ı mezâhib”(11) câiz değildir. Diğer mezheplerden, ancak zarûret hallerinde, telfîk’a kaçmamak kaydıyla istifade edilebilir. Aslolan, kişinin kendi mezhebinin ictihatlarına uymak, mensubu bulunduğu mezhebe tâbi olmaktır.
__________________
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- |
21.06.2008, 12:54 | #10 |
Tatlı Yarışması 1.si
gürün_güzeli Şuan
Son Aktivite: 31.01.2014 10:32
Üyelik Tarihi: 05.06.2007
Yaş: 35
Mesajlar: 2.812
Tecrübe Puanı: 930
|
--->: Müslüman kardeşlerime uyarı
emeğine sağlık........................ ...................
__________________
Bak İbret Al Yere Düşen Yaprağa,oda eskiden yukardan bakardı toprağa...... HayAtıMa qiRen heRkese YasanmıS heRseYe TesekküRLer BüyüYoRm siziNLe...
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|