|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Röportajlar Yapmış Olduğumuz Röportajları Burada Bulabilirsiniz. |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
16.02.2009, 01:23 | #1 |
Yiğido
dertli58 Şuan
Son Aktivite: 20.01.2012 00:16
Üyelik Tarihi: 18.11.2008
Mesajlar: 135
Tecrübe Puanı: 601
|
Muzigi verdigi deger -Rahmi Ibicek-
4 bini aşkın plak ve gramofonlar... Bir ses sanatçısının evine girdiğinizi hemen anlıyorsunuz . Ve sizin için sohbet sanatın dışına artık hiç ama hiç çıkamaz... Kazandığını sanatına harcayan nadir insanlardan birisi olarak sohbetimiz uzadıkça uzadı ve birbirinden güzel konulara ulaştık. Sizinle de bu sohbeti paylaşmak istedik... Buyurun efendim... Röportajımıza başlamadan önce Rahmi bey her zamanki nezaketi ve inceliği ile bize verdiği sözü yerine getiriyor ve Müzeyyen Senar’ın ‘Farfara’ şarkısını içeren taş plağı büyük bir özenle çıkartıyor. Gramofon hazırdı ve özenle taş plağı sildi, sonra 26 kere gramofonun kolunu çevirdi ve iğneyi taktı. Evin içerisi Müzeyyen Senar’ın dublajsız, yalın, tiz sesiyle doluverdi. Ve ekledi: “İşte mutluluk bu olsa gerek... Herkes zevki için para harcadı, bendeniz de bunlar için (4 bini aşkın taş plaklar) harcadım. Ve Farfara müziğinin ardından röportaj: Bizim Sivas: Sesiniz gibi güzel insanlığınız da bizleri sizlere hayran bıraktı. Rahmi İbicek kimdir? Rahmi İBİCEK: 1954 doğumluyum. 53 yaşındayım. 2 oğlum 1 kızım var. Müziğe Halkevinde başladım, 12 yaşındaydım. Yıl 1966 idi. İşletme Fakültesini bitirdim. 1990 yılında Konservatuvarı kazandım, 1991 yılından bu zamana profesyonelce müziğin içerisindeyim. Her zaman bu yaşantının içerisindeyim. Bizim Sivas: Ya taş plak tutkusu? Rahmi İBİCEK: 1980 yılından itibaren harçlıklarımı biriktirmeye başladım. Tutku işte bu yıllarda başladı, taş plaklar için paralarımı harcamaya başladım ve o kadar beni derinden etkiledi ki, bunu hala sürdürmekteyim, bir aşk gibi... Atalarımız kanlarıyla, canlarıyla bu güzel vatanı kültürüyle, sanatıyla birlikte teslim etmiştir. Şarkılar, türküler yüreklerimizi dağlayan unsurların başında gelmektedir. Bize düşen görevse bu sanatı gelecek nesillere bırakmaksa, işte ben bu görevi yerine getiriyorum. Dikkat buyurun, benim özenle topladığım taş plaklar ayrı ayrı şarkı ve türkülerin plaklarıdır. Bir tane var ise ikincisini saymıyorum. İşte geleceğimize en güzel emanetler bunlar. 4 bin taş plağım mevcut. Bizim Sivas: Plakları nasıl ediniyorsunuz? Rahmi İBİCEK: Biz birbirimizi tanırız. İlimizde mesela birbirimizle bu konuda paslaştığımız Ahmet Koçer, Mahmut Aydın, Hikmet Topbaş ağabey vardır. Veya duyarız ki, bir yerde bir plak var, başka bir şehirde. Duramayız artık, mutlaka gidip o plağı almak zorundayız ve öyle de olur. Dediğim gibi, herkes tatilini en güzel yerlerde geçirirken, bizler plak arayışları için ülkemizin değişik yerlerine gideriz, yaz-kış farketmez. İlla o plağı edinmek zorundayız. Bizim Sivas: Zorluklar sadece bu mu? Rahmi İBİCEK: Değil tabi! Giderim, plak sahibini bulurum ve o elindeki tüm plakları ortaya çıkartır. Bakarsın, bende olmayanı tespit ederim ama o tüm plakları satmaktadır. Mecbursun, belki senin alacağın bir tane plak var ama bütün plakları alırsın. Hatta gramofonuyla birlikte. İşte bende bundan dolayı fazlaca gramofon bulunmaktadır. Gramofon edinmek isteyenlere duyurulur (Gülüştük)... Mesela hiç unutmam, Halep’ten beni görmek isteyenler gelmişti. Şaşırdım, Sivas’ta arap elbiseleriyle insanlar gelmiş ve benimle görüşmek istiyorlar. Meğerse Gaziantepli Hasan Hüseyin’in plakları için gelmişler. Artık nereden duymuşlarsa bende olduğunu öğrenmişler ve Sivas’a gelmişlerdi. Aynı duygunun içinde ben de olduğum için tabii ki bende fazla olduğu için o plağı Haleplilere verdim. Çünkü bu büyük bir meraktır, herkesi saygıyla karşılamak gerekir. Bu beni oldukça etkiledi, dediğim gibi bu büyük bir tutku... Size ilginç bir şey daha söyleye-yim, Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük bir hayranlıkla dinlediği ve Şark Bülbülü dediği Diyarbakırlı Celal Güzelses plakları bizlerde vardır. Bende mevcuttur. Ama Diyarbakır’da yoktur. Bazen ilginçlikler de olmuştur. Hani derler ya, “İyi olacak hastanın ayağına doktor gelir!” işte onun gibi birşey oldu. Ben yazları tatile çıkmam demiştim. Plak ararım. Bir gün Diyarbakır’a gitmiştim. Bir dükkana girdim, biraz sohbet ettik ve dedim ki; ‘Amca bana taş plak lazım!’ O da, ‘Dur oğul, şurada bir cep telefonu yazılıydı, şu numarayı bir ara” dedi, aradım ve taş plakları buldum. Benim tatilim bu... Gezerim ve taş plakları edinirim. İLLE DE ZARALI HALİL Bizim Sivas: Hayranlıkla dinlediğiniz, etkilendiğiniz isimleri söyleyebilir misiniz? Rahmi İBİCEK: Diyarbakırlı Celal Güzelses, Zaralı Halil, Feryadi Hafız Hakkı. Bu isimler, ülkemizin yetiştirdiği gerçekten çok değerli sanatçılarımız. Bakmayın sizler, onlar sanatlarından hiçbir zaman para kazanmadılar, gerçekten sanatlarını icra ettiler. Derler ki, 1950’li yıllarda Celal Güzelses bir konser için Sivas’a gelmiş. Zaralı Halil ile sohbet ederken, ‘Herkes bana hayran, ben de sana hayranım” demiş. Bu söz esasında buradan gelmektedir. Konservatuvar sınavlarına girildiğinde hangi ildenseniz o ilin sanatçılarıyla sınava tabi tutulursunuz. Mesela ben Zaralı Halil’den bir şarkıyla profesyonelliğe başladım. Kardeşim Ali de (Ali İbicek)... Arif Sağ ilimize gelmişti. Ali ile ben oradaydık. Bizi dinlediler, bizler Zaralı Halil’den söylemiştik. Ben gidemedim, dünya meşakkati, çalışmaya ihtiyacım vardı. Ama Ali gitmişti ve o benden 11 yıl önce profesyonelliğe başladı. İşte bu da bizlere konservatuvarın önemini göstermektedir. Bizim Sivas: Sanatçılık sizin ailede var! Rahmi İbicek: Evet, hani derler ya, kız bibiye oğlan dayıya çeker diye. Bizler dayılarımıza çekmişiz, sesimiz bundan dolayı güzeldir. Bizim Sivas: Sanatçılık zor değil mi? Rahmi İbicek: Tabii ki, çok ama çok zor. Giyiminize dikkat etmek zorundasınız, sağlığınıza her zaman dikkat etmek zorundasınız. Bizler mesela soğuk su hiçbir zaman içmeyiz. Kana kana yaz ortasında şöyle çeşmeden su içmeye bile gıptayla bakarız. Sesimizin soğuktan dolayı bozulmasından korkarız. Benim ufaklık Ali (İbicek) mesela. Yazın ortasında bile zaten sıcak olan pet şişedeki suyu avucunun içine alarak yine ısıtmaya devam eder, öyle içer. Korkarız yani... Ve spor, çok önemli. Sağlıklı bir vücut çok önemlidir ve biz sanatçılar buna da dikkat ederiz. Kendimize spor ile de bir bakıma doping yaparız. Ben 15 yılı aşkındır spor yaparım. Formumuzu her zaman korumalıyız. Gerek fiziksel açıdan ve gerekse sesimiz açısından. Bizim Sivas: Gurur duyduğunuz anınızı dile getirebilir misiniz? Rahmi İBİCEK: 51 ülkenin iştirak ettiği 2005 yılındaki Özbekistan’da yapılan ‘Şark Müzik Festivali’ne ülkemizden benim temsil etmemdi. Müzik alanında gerçekten önemli bir deneyim oldu. Birçok insanla tanıştım ve sanatçı kimliklerini çok yakından gördüm. Azeri sanatçılar bence çok üstün sanatçılar. İnanın birbirinden güzel, enfes sesler ve yorumlar, şaşırırsınız. Ve Türkiye deyince akla gelen tek isim vardır bilir misiniz: Zeki Müren. Zeki Müren’i çok ama çok seviyorlar. O festival benim için güzel bir deneyimdi ve gurur vericiydi. Bizim Sivas: Son yıllarda tv ekranlarında boy gösteren şarkı ve türkü yarışmaları var. Bunu bir sanatçı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Rahmi İBİCEK: Ülkemiz insanları gerçekten birbirinden değerlidir. Çok güzel sesli insanlarımız var, bunların mutlaka kendini tanıtması gereklidir. Ama bu tür yarışmalar bence işi çığırından çıkarttı. 41 yıldır müziğin içerisindeyim ve kendimi kanıtlamışım. Ama ben bile kendime sanatçı diyemiyorum, ama bakıyorsunuz, bir-iki şarkı veya türkü okuyanlar biranda ekranlarda sanatçı olarak lanse edilmeye başlanıyor. Çok yanlış. Sanatçılık eğitimle de olur. Tek başına bir ses hiçbirşey ifade etmez, eğitim de şart. Ben bu noktada özellikle şunu ifade etmek istiyorum, ne yazık ki kendimizi öğretmiyorlar, kültürümüzü öğretmiyorlar. Devamlı olarak farklı kültür ve öğretilerle uğraşıp duruyoruz. Bu durumsa büyük sıkıntıları sanat adına da beraberinde getiriyor. Bizim Sivas: Siz bir sanatçısınız. Ve Sivas denilince akla gelen isimlerden birisidir Muzaffer Sarısözen. O derlemeleriyle Türk müziğine büyük katkılar sağlamış, bu kültürümüzü ayakta tutmuştur. Sizin de derlemeleriniz mevcut mu? Rahmi İBİCEK: Evet. 60 eseri derledim, notaya aldım ve arşivledim. İnşaallah bu eserleri günyüzüne çıkartacağım. Hepsi birbirinden güzel eserler. Bizim Sivas: Efendim, çok teşekkür ediyoruz. Ağzınıza, yüreğinize sağlık. Rahmi İBİCEK: Ben çok teşekkür ederim. Ayaklarınıza sağlık. (Ve röportajın büyük bölümünde birbirinden enfes türküleri, şarkıları nadide taş plaklardan o gramofonun sesiyle dinledik, mest olduk. Zeki Müren’in ‘Güller Arasında Seni Bensiz Gören Olmuş’ şarkısının ardından Zaralı Halil’in ‘Erimedi Dağların Karı’ türküsü yüreklerimize coşkuyu verirken, final daha da güzeldi. Rahmi bey sazıyla bizlere adeta sanatın ve sanatçının ne olduğunu kanıtlayarak son sözünü sanatçıya yakışır şekilde sazıyla verdi...)
__________________
Adaletin amenna
Azametin amenna Ama biz aciz kullarını Merhametle yargıla Sana layık kul olamadık Doğruyu bir türlü bulamadık Sözümüze sadık kalamadık Şimdi affet Sen bizi Ya Rab |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|