|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Hertelden Her Telden Muhabbet Burada |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
23.03.2009, 17:55 | #1 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2174
|
BASTONUN UCUNDAKİ HAYAT
Görme engelli Bahar, özel bir programla sesli hale getirilmiş bilgisayarında çalışmaktadır. Bilgisayardaki ses o gün yapacağı işleri sıralar. Oktay'ı ziyaret yapacağı işler arasındadır. Bahar arkadaşının ismini duyunca hüzünlenir, çalışmayı bırakıp masanın üzerinde asılı duran anahtarlığa uzanır. Acı tatlı birçok anının yüklü olduğu bu anahtarlığa uzun uzun bakar... Sonra gülümseyerek okşar ve üzerindeki düğmeye basar. Odada yankılanan hoş bir melodi ile, Bahar'in gözleri yıllar öncesine perde açar...
Bahar ve Oktay ışığını sonradan kaybetmiş iki iyi arkadaştır. Bahar bir gözündeki azıcık ışığıyla, baston kullanmadan yürüyebiliyor, bu nedenle engelli olduğu pek anlaşılmıyordu. Oktay ise ancak gece ile gündüzü ayırdedebiliyordu. Ama herşeye rağmen neşesi, girişkenliği, azmi ve duygusallığı ile çevresine müthiş bir enerji saçıyordu. İki arkadaşın en çok zorlandıkları durum, dışarda buluşacakları zaman birbirlerini bulamamaktı. Üstelik o tarihte cep telefonları da bu kadar yaygın değildi. O gün buluşacakları yer vapur iskelesiydi. Bahar da Oktay da o günün komik fakat üzücü olaylara gebe olduğundan habersiz yola koyulurlar... Oktay trafik lambası olmayan bir caddede karşıdan karşıya geçmek için, tesadüfen bir bayandan yardım ister. Kadın ürkek bir tavırla, -Kusura bakmayın, ben evli bir bayanım diyerek hızla uzaklaşır yanından... Oktay şaşkın ve üzgün bu cevaba bir anlam veremez.Allahtan durumu farkeden bir genç yardım etmek üzere Oktay'ın koluna girer. Aynı saatlerde Bahar da otobüs durağına doğru yürümektedir. Karşı yönden gelen bir adam, -Ne güzel gözlerin var yavrum diye laf atarak yanından geçer. Bahar sesini çıkarmaz, hatta bu sözlü tacizden hoşlanır bile... Çünkü adam onun görme engelli olduğunu anlamamıştır. Bahar kendi kendine söylenmeye başlar, -Eskiden olsa kıyameti koparırdım. N'oluyor bana böyle?.. Vapur iskelesi çok kalabalık, bekleyenlerle doludur. Her ikisi de yakın sayılabilecek mesafede, sırt sırta tam bir saat birbirlerini bekler... Bahar her gelene "Acaba o mu?" diyerek uzun uzun bakar. Baktığı farkedilince de utanıp başını öne eğer. Hatta bastonlu birini Oktay zanneder. Çocukluğunda oynadığı "Körebe oyununu" şimdi hayat onlara oynatıyordu... Bahar sonunda beklemeye dayanamayıp etrafa seslenir, -Oktay... Oktay?.. Tüm bakışlar bir anda ona döner. Bahar'ı duyan Oktay sevinçle sese doğru yürür. -Galiba beni anons ettiniz hanımefendi... diyerek bir kahkaha atar. Dakikalarca bu trajikomik hallerine gülerler... Oktay kızın omuzundan tutarak, -Sizin farlardan biri yanıyor şoför hanım, lütfen önden buyrun... Bahar bir adım önde, Oktay onun omuzundan yön desteği alarak, oturacakları kafeye doğru yürürler. Oktay yolda kolunun sıyırdığı ağaca, birine çarptığını sanarak "Pardon" der... Genç adam bir sonraki buluşmaya elinde iki adet sesli anahtarlıkla gelir. Artık buluşmalarda anahtarlığın melodisi onlara yardımcı olacaktı. Öyle de olur. Bundan sonraki randevular sorunsuz gerçekleşir, ancak arada bir de olsa trajikomik olaylar yaşanmaya devam eder... Hatta bir keresinde garsonun masaya bıraktığı tabağı, siparişini verdikleri sosis tabağı sanıp çatalla girişirler. Oysa tabakta kovaladıkları fındık fıst-tıktı... Bazen de bardağa su koymaya çalışırken bütün masa banyo yapardı... Oktay beyaz bastonunu gören bir arkadaşının yanında, bir de evinin sokağına yaklaştığında kapatırdı. Doğup büyüdüğü, top koşturduğu mahallede, bastonlu görünmek ağrına gidiyordu... Bir tek orada kör olduğunu kabul edemiyordu... Çünkü mahallelinin ardından, -Vah... Vah...Pek de gençti, Allah kimseyi kör karanlıkta bırakmasın, ailesine de sabır versin... sözleri yüreğini acıtmış, o gece sabaha kadar ağlamıştı... O günden sonra mahallede hiç kimse, onu bir daha bastonlu görmedi... :Evinin sokağına yaklaştığında bastonunu katlayıp ceketinin iç cebine koyar, yolun geri kalanını ezbere devam ederdi... Görmeyen birinin dışarda beyaz baston kullanmadan yürümesi çok tehlikeli bir hareketti.Bahar arkadaşına bu hareketinin yanlış olduğunu, kendi yaşadıklarından da örnekler vererek her engellinin benzer sorunlar yaşadığını anlatmaya çalışırdı. -Üzülme be arkadaşım... Bak benim için de mahallede "burnu büyümüş" diyorlar. Bilmezler ki yanından geçtiğim tanıdıkların yüzlerini seçemediğimi, onları fark-edemediğimi... Yaptığım belki yanlıştı ama uzun süre kimse kırılmasın diye yere bakarak yürüdüm... Sohbet, Oktay'ın da unutamadığı bir anısını anlatmasıyla devam eder. -Geçen hafta derneğe gidiyordum. Yolda çukur varmış, tabi görmediğim için dengemi kaybedip düştüm. Yardıma gelen bir amca beni kolumdan çekiştirerek, "Eh be oğlum! Ne işin var dışarda, evinde otursana!" diye azarlamaz mı? Bahar ve Oktay tebessüm ederek anlattıkları bu olayların ardından, bir süre sessiz kalırlar... İkisi de birbirinden gizli yanaklarından süzülen yaşları silerler...Bir iki dakika sonra Bahar Oktay'ın elinden tutarak sessizliği bozar. -Bunlar da geçecek... Bu zorlu hayat yolunda bazen sendeleyip bazen düşeceğiz ama ayaklarımızın üzerinde dimdik durmayı başaracağız. Buna inan... Genç kızın kararlı sesi Oktay'ı heyecanlandırır, -İnanıyorum Bahar... Gün gelecek beynimiz ve yüreğimizle aşamayacağımız engel kalmayacak... Bu iki güzel insan, engelsiz bir yaşam ve bu yaşamda yerlerini alabilmek için büyük çabalar gösterir. Oktay bir süre rehabilitasyon merkezinde eğitim aldıktan sonra bir şirketin santralinde işe başlar. Fakat evinin sokağından hala bastonsuz geçmektedir... Bahar'ın da çabaları sonuç vermiş, mesleğini yapma fırsatı bulmuştur. Yerel bir gazeteye yazılar yazacaktır. Engeller birer birer yıkılmaktadır artık... Bahar ve Oktay bu başarıyı kutlamak için, haftasonu buluşmak üzere sözleşirler. Bahar buluşma günü saatlerce bekler arkadaşını... Defalarca anahtarlığın melodi düğmesine basar ama yanıt alamaz. Oktay ilk kez randevusuna gelmemiştir. "Mutlaka mühim bir işi çıkmıştır" diyerek eve dönen Bahar hemen telefona sarılır. Oktay'ı telefona istediğinde aldığı cevap karşısında donakalır, ahize elinden düşer... Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar... -Olamaz!.. Ölemezsin!.. İşten eve döndüğü o akşam, yine baston kullanmadan evinin sokağında karşıdan karşıya geçmek ister. İşte o anda aniden önüne çıkan araç hızla ona çarpar ve sevdiklerinden ayırır onu... Bastonu ceketinden fırlayıp yola savrulur... Bahar, arayan kişinin ismini anons eden cep telefonunun sesiyle irkilip anılarından bugüne döner. Gözlerindeki yaşları koluyla siler. Telefonla arayan arkadaşı ne zaman çıkacağını sorar. Kolundaki saatin düğmesine basarak, yine sesli anonsla saati öğrenir ve arkadaşına hamen çıkacağını söyler. Diğer elinde sımsıkı tuttuğu anahtarlığa bir öpücük kondurarak onu duvardaki yerine asar-. Bahar için çok değerlidir ama dışarda artık ona ihtiyacı yoktur... Her yıl olduğu gibi Oktay'la randevusu vardır.Geç kalmak istemez. Başına siyah bir şal örterek odadan çıkar... TÜLAY DÜZTAŞ 7. Ulusal Kısa Film Festivali "Engelliler" konulu öykü yarışmasında ikinci seçildi
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
23.03.2009, 18:07 | #2 |
Usta Yiğido
barikat58 Şuan
Son Aktivite: 06.04.2016 18:19
Üyelik Tarihi: 03.01.2007
Mesajlar: 15.450
Tecrübe Puanı: 2199
|
Cevap: BASTONUN UCUNDAKİ HAYAT
çok güzel bir hikayeydi gerçekten etkileyici!paylaşım için teşekürler
|
23.03.2009, 18:40 | #3 |
Usta Yiğido
altuntas58 Şuan
Son Aktivite: 11.10.2012 21:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4524
|
Cevap: BASTONUN UCUNDAKİ HAYAT
Gün gelecek beynimiz ve yüreğimizle aşamayacağımız engel kalmayacak
Evet bende inanıyorum o gün çök yakın harika bir hikaye beğenerek okudum paylaşımınız için teşekkürler
__________________
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Şuanda Ne Dinliyosunuz...? | PusatBjk58 | Forum oyunları | 17875 | 16.06.2014 21:28 |
şarkı sözleri | kronik | Şiirler | 321 | 26.08.2010 07:48 |
Mutevazi hayat mi hayirli, musrif hayat mi? | seva | Hertelden | 2 | 01.09.2008 16:21 |
Hayat yolunda Anne Baba olmanın önemi | banu58 | Arşiv | 3 | 03.08.2008 13:52 |
ÇAĞDAŞ HAYAT ( !) VE KADIN | bayatlı kenan58 | Dini sohbet | 3 | 05.06.2008 19:12 |