AYDIN DOĞAN KİMDİR??

[seva]

Tek gözlü medyayla demokrasi olmaz..

Bu söz Aydın Doğan'a ait.

Başbakan'ın tek gözlü medya yaratmaya çalıştığını iddia ederek;

"seni demokrasi yarattı. Bak demokrasilerde tek gözlü medya olmaz" dedi.

Kim söylerse söylesin iyi eder de,

söyleyen Aydın Doğan olunca insanın komiğine gidiyor..

Kim bu Aydın Doğan biliyor musunuz?

Medya patronluğu öncesi döneme gitmeyeceğim..

Dolayısıyla milat olarak 1979'u görebiliriz..

Ercüment Karacan'dan Milliyet'i satın aldığı yılı yani..

Hani rahmetli Abdi İpekçi'nin satışına karşı çıktığı Milliyet'in..

Hani satışı sonrası Efsane spor müdürü Namık Sevik'in Karacan'a;

"Kunta-Kinte gibi sattın bizi" dediği Milliyet'in..

Herşey böyle başladı..

Sonra Hürriyet-Mürriyet derken bugünlere geldik..

1979'dan 2009'a kadar geçen 30 yıllık medya patronluğu dönemine

neler mi sığdırdı Aydın Doğan?

Bakalım..

Mesela Refah-yol döneminde yaşananları bize,

dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan anlatsın;

"iletilen teklif şuydu: Eğer borçlarımızı ertelerseniz, hükümet lehine manşetler atmaya başlayacağız. Tabii bu teklifi reddettiğimiz için hedef alındık"

Yeni gazetelerinden VATAN'ın yazarı Okay Gönensin zaten açık açık yazmış..

herkes Çiller'in kanal 6 ve Ntv röportajlarını hatırlar..

Bugün Gönensin diyor ki; "Çiller evinde oturuyor"

anlayın yani..

Üçlü koalisyon döneminde yaşananları ise Saadettin Tantan,

zaten hemen her ortamda açık yüreklilikle anlatır..

Eğer bugün çetelerle mücadelede efsane olmuş,

hortumcuları kendi hortumlarıyla boğmuş bir Saadettin Tantan,

siyaseten etki gücünü yitirmişse,

kendi kanalında (CNN Türk-Manşet- Birand)

Aydın Doğan'ın bankası DIŞBANK'ın da

incelenecek bankalar arasında olduğunu açıkladığı içindir..

Bunlar ayrı meseleler..

Gelelim tek göz medyaya..

**

1979'da başlayan macera,

30. yılında nerelere geldi biliyor musunuz?

İnsanın aklı durur..

8 Gazete ve 24 Televizyon kanalıyla,

Ortalama bir ülkenin neredeyse tüm medya yapılanmaları büyüklüğünde bir imparatorluğa dönüştü Doğan..

Gazeteler ve Televizyonlar ise,

Tırışkadan gazete ve televizyonlar değil..

Türkiye'nin en çok satan gazeteleri ile

rating rekortmeni televizyonları..

“Posta, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal, Fanatik, Referans, Turkish Daily News” gazeteleri Doğan'ın..

Kanal D, Star ve CNN Türk'ün de içinde bulunduğu 24 televizyon da Doğan'ın..

Bu kişi şimdi diyor ki,

tek gözlü medyayla demokrasi olmaz..

Kim olacakmış Tek Gözlü Medya?

Tayip Erdoğan’ı destekleyenler...

Yani bu aynı zamanda şu demek oluyor;

Doğan’ın medyası, Tayip Erdoğan’a karşı..

Tüm bu adını saydığımız gazete ve televizyonlar..

(Radyoları dergileri yazacak yerimiz yok)

Tayip Erdoğan’ı desteklediğini düşündükleri medya içinde,

İki tane ulusal Televizyon kanalı ile bir tane haber kanalı ve

İki tane de gazete var...

İşte rekabet,

İşte tek göz...

**

Şimdi sormak lazım Sayın Aydın Doğan'a;

Cem Uzan'ı silmek için canla başla savaş verdiniz..

Karamehmet'in Digiturk'ünü yok etmek için önce Free Tv kozunu oynadınız..

Tutmayınca D-Smart'ı piyasaya çıkarttınız..

Şimdi ise bir adım daha ileri giderek

elinizdeki Tv kanallarını Digiturk'ten çekme kartını oynamaya hazırlanıyorsunuz..

Dinç Bilgin ile bir olup Ciner'in elinden medya gücünü alabilmek için plan yaptınız.

TMSF'nin Ciner'in medyasına el koyduğu günü, bayram ilan ettiniz..

Şimdi geldiğiniz noktaya bakar mısınız?

TEKEL dendiğine akla sizin medyanızdan başka medya gelmiyorken,

siz çıkıp da nasıl diyebiliyorsunuz ki;

"tek gözlü medyayla demokrasi olmaz"

E olmaz tabi..

**

Son söz..

Cnn Türk için RTÜK, Rekabet Kurumu'ndan çıkacak karara göre hareket edecek..

Rekabet Kurumu neyi ölçü alır bilemiyorum.

Ama daha üç-dört ay öncesine kadar karasal yayın hakkı varken Cnn'den bu hakkı alıp, başka bir televizyona verdiniz..

Buna gerekçe olarak da, tematik kanalların izleyicilerinin daha ziyade platformlarda olduğunu gösterdiniz..

Bir Allahın Kulu da sormaz mı; "A canım ne değişti de şimdi yeniden karasal yayın istiyorsunuz" diye...

[ofgurleyuk78]

Arkadaşım bu alıntıyı nereden aldığını da yazsaydın keşke. A.Doğan'ı bende sevmem. Çalmakla çırpmakla, anlıyacağın üç kağıt ve vurgunla geldiğini söylüyorlar. Bilmiyorum ne kadarı doğru. Bu gün burada ismini yazamayacağım bazı kişilerin varlığını hiç sorgulama ihtiyacı duysun mu? Hani kızlarını Türkiye de bazı nedenlerle okutamayan ama oğullarınıda niya Amerika da okuttuğunu servetini düğün takıları olarak açıklayanları oğullarına çürük raporu alarak Askere yollamayanları sorgulayabiliyormusun. Tv lerde belgelerle hırsızlığı isbatlanan kişileri hiç sorguladın mı? Deniz Feneri adı altında servetine servet katıp namus bekçiliği yapanları hiç sorguluyormusun. Boş ver bunları.. Balık baştan kokmuş.. Tuz bile kokmuş. İyi günler..

[seva]

seva Nickli Üyeden Al?nt?

Tek gözlü medyayla demokrasi olmaz..

Bu söz Aydın Doğan'a ait.

Başbakan'ın tek gözlü medya yaratmaya çalıştığını iddia ederek;

"seni demokrasi yarattı. Bak demokrasilerde tek gözlü medya olmaz" dedi.

Kim söylerse söylesin iyi eder de,

söyleyen Aydın Doğan olunca insanın komiğine gidiyor..

Kim bu Aydın Doğan biliyor musunuz?

Medya patronluğu öncesi döneme gitmeyeceğim..

Dolayısıyla milat olarak 1979'u görebiliriz..

Ercüment Karacan'dan Milliyet'i satın aldığı yılı yani..

Hani rahmetli Abdi İpekçi'nin satışına karşı çıktığı Milliyet'in..

Hani satışı sonrası Efsane spor müdürü Namık Sevik'in Karacan'a;

"Kunta-Kinte gibi sattın bizi" dediği Milliyet'in..

Herşey böyle başladı..

Sonra Hürriyet-Mürriyet derken bugünlere geldik..

1979'dan 2009'a kadar geçen 30 yıllık medya patronluğu dönemine

neler mi sığdırdı Aydın Doğan?

Bakalım..

Mesela Refah-yol döneminde yaşananları bize,

dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan anlatsın;

"iletilen teklif şuydu: Eğer borçlarımızı ertelerseniz, hükümet lehine manşetler atmaya başlayacağız. Tabii bu teklifi reddettiğimiz için hedef alındık"

Yeni gazetelerinden VATAN'ın yazarı Okay Gönensin zaten açık açık yazmış..

herkes Çiller'in kanal 6 ve Ntv röportajlarını hatırlar..

Bugün Gönensin diyor ki; "Çiller evinde oturuyor"

anlayın yani..

Üçlü koalisyon döneminde yaşananları ise Saadettin Tantan,

zaten hemen her ortamda açık yüreklilikle anlatır..

Eğer bugün çetelerle mücadelede efsane olmuş,

hortumcuları kendi hortumlarıyla boğmuş bir Saadettin Tantan,

siyaseten etki gücünü yitirmişse,

kendi kanalında (CNN Türk-Manşet- Birand)

Aydın Doğan'ın bankası DIŞBANK'ın da

incelenecek bankalar arasında olduğunu açıkladığı içindir..

Bunlar ayrı meseleler..

Gelelim tek göz medyaya..

**

1979'da başlayan macera,

30. yılında nerelere geldi biliyor musunuz?

İnsanın aklı durur..

8 Gazete ve 24 Televizyon kanalıyla,

Ortalama bir ülkenin neredeyse tüm medya yapılanmaları büyüklüğünde bir imparatorluğa dönüştü Doğan..

Gazeteler ve Televizyonlar ise,

Tırışkadan gazete ve televizyonlar değil..

Türkiye'nin en çok satan gazeteleri ile

rating rekortmeni televizyonları..

“Posta, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal, Fanatik, Referans, Turkish Daily News” gazeteleri Doğan'ın..

Kanal D, Star ve CNN Türk'ün de içinde bulunduğu 24 televizyon da Doğan'ın..

Bu kişi şimdi diyor ki,

tek gözlü medyayla demokrasi olmaz..

Kim olacakmış Tek Gözlü Medya?

Tayip Erdoğan’ı destekleyenler...

Yani bu aynı zamanda şu demek oluyor;

Doğan’ın medyası, Tayip Erdoğan’a karşı..

Tüm bu adını saydığımız gazete ve televizyonlar..

(Radyoları dergileri yazacak yerimiz yok)

Tayip Erdoğan’ı desteklediğini düşündükleri medya içinde,

İki tane ulusal Televizyon kanalı ile bir tane haber kanalı ve

İki tane de gazete var...

İşte rekabet,

İşte tek göz...

**

Şimdi sormak lazım Sayın Aydın Doğan'a;

Cem Uzan'ı silmek için canla başla savaş verdiniz..

Karamehmet'in Digiturk'ünü yok etmek için önce Free Tv kozunu oynadınız..

Tutmayınca D-Smart'ı piyasaya çıkarttınız..

Şimdi ise bir adım daha ileri giderek

elinizdeki Tv kanallarını Digiturk'ten çekme kartını oynamaya hazırlanıyorsunuz..

Dinç Bilgin ile bir olup Ciner'in elinden medya gücünü alabilmek için plan yaptınız.

TMSF'nin Ciner'in medyasına el koyduğu günü, bayram ilan ettiniz..

Şimdi geldiğiniz noktaya bakar mısınız?

TEKEL dendiğine akla sizin medyanızdan başka medya gelmiyorken,

siz çıkıp da nasıl diyebiliyorsunuz ki;

"tek gözlü medyayla demokrasi olmaz"

E olmaz tabi..

**

Son söz..

Cnn Türk için RTÜK, Rekabet Kurumu'ndan çıkacak karara göre hareket edecek..

Rekabet Kurumu neyi ölçü alır bilemiyorum.

Ama daha üç-dört ay öncesine kadar karasal yayın hakkı varken Cnn'den bu hakkı alıp, başka bir televizyona verdiniz..

Buna gerekçe olarak da, tematik kanalların izleyicilerinin daha ziyade platformlarda olduğunu gösterdiniz..

Bir Allahın Kulu da sormaz mı; "A canım ne değişti de şimdi yeniden karasal yayın istiyorsunuz" diye...

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
yazan bu kişi ülke tv güzel programı var..

[Arif Coşkun]

ofgurleyuk78 Nickli Üyeden Al?nt?

Arkadaşım bu alıntıyı nereden aldığını da yazsaydın keşke. A.Doğan'ı bende sevmem. Çalmakla çırpmakla, anlıyacağın üç kağıt ve vurgunla geldiğini söylüyorlar. Bilmiyorum ne kadarı doğru. Bu gün burada ismini yazamayacağım bazı kişilerin varlığını hiç sorgulama ihtiyacı duysun mu? Hani kızlarını Türkiye de bazı nedenlerle okutamayan ama oğullarınıda niya Amerika da okuttuğunu servetini düğün takıları olarak açıklayanları oğullarına çürük raporu alarak Askere yollamayanları sorgulayabiliyormusun. Tv lerde belgelerle hırsızlığı isbatlanan kişileri hiç sorguladın mı? Deniz Feneri adı altında servetine servet katıp namus bekçiliği yapanları hiç sorguluyormusun. Boş ver bunları.. Balık baştan kokmuş.. Tuz bile kokmuş. İyi günler..

Değerli arkadaşım yazdığının son harfine kadar katılıyorum sana.
Ben genelde atasözleriyle örnek veriyorum. "Tencere dibin kara seninki benden kara" misali. Kendi açıklarını hırsızlıklarını ört bas etmek için "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır " misali.

[albina58]

Aydın Doğan'ı günahım kadar sevmem,
Aydın doğan,2002 seçimleri arefesinde,Halis Toprak ile beraber özel helikopterlerini R.T.Erdoğan'a tahsis ederek türkiye genelinde seçim mitinglerine katılmasına vesile olmuş,meşhur T.A.B.( Tarikat-aşiret-baron) üçlemesinde Halis Toprak aşiretleri,Aydın Doğan baronları temsilen R.T Erdoğan'ı desdeklemişlerdi.

R.T.Erdoğan'ın başbakan olmasından sonra hizmetleri karşılığında,Star TV altın tepsi ile Aydın Doğan'ın emrine amade edildi.Süreç devam ederken,ülke içinde bazen gizli güçler bazende illegal oluşumların defteri dürülüp piyasan çıkartıldığında,ticari olarak Doğan'ların önü açılmış oldu.
Ne yazıkki,insanoğlunun fıtratında olan doymazlık aç gözlülük,Aydın doğan'ın gözünü bürümüştü,ATV'yide kendi bünyesine katmak istiyordu,bu süreçte R.T.Erdoğan ise kendi medya patronlarını yaratma uğruna,çalıklara verdi,bu süreçte Doğan sessiz kaldı ki,üstüne 2007 seçimleri geliyordu ki Erdoğan cephe alamadı zira tam seçimler arefesinde bayburt'ta Doğan'ın kardeşi vefat etti.

Seçimler bitti,tekrar müzakereler felan derken,R.T.Erdoğan bu seferde mersin rafinesi için yapılacak ihale artırımda,tıpkı ATV de olduğu gibi,mersin rafinerisi konusundada,çalıklara öncelik tanınır ve başka kurumlar girmeksizin,ihale verilir.
Ne olduysa olur ve bundan sonra film koparılır.
Doğan gurubu deniz feneri ve benzeri dosyalar ile karşına çıkar.

Yani lafın-sözün kısası tencere dibin kara,seninki benden kara.

[seva]

ofgurleyuk78 Nickli Üyeden Al?nt?

Arkadaşım bu alıntıyı nereden aldığını da yazsaydın keşke. A.Doğan'ı bende sevmem. Çalmakla çırpmakla, anlıyacağın üç kağıt ve vurgunla geldiğini söylüyorlar. Bilmiyorum ne kadarı doğru. Bu gün burada ismini yazamayacağım bazı kişilerin varlığını hiç sorgulama ihtiyacı duysun mu? Hani kızlarını Türkiye de bazı nedenlerle okutamayan ama oğullarınıda niya Amerika da okuttuğunu servetini düğün takıları olarak açıklayanları oğullarına çürük raporu alarak Askere yollamayanları sorgulayabiliyormusun. Tv lerde belgelerle hırsızlığı isbatlanan kişileri hiç sorguladın mı? Deniz Feneri adı altında servetine servet katıp namus bekçiliği yapanları hiç sorguluyormusun. Boş ver bunları.. Balık baştan kokmuş.. Tuz bile kokmuş. İyi günler..

deniz fenerine isnad edilen bütün suçlamaları yersiz ve de iftira olarak görüyorum.derneğe yapılan suçlama ve iftiralar benim derneğe olan güvenimi hiçbir şekilde zedelememiştir.başbakanımızın da böyle bir olayın içine karıştırılıp,suçlanmasını gayet normal karşılıyorum.aksi olsaydı şaşardım zaten.çünkü halkın sorun ve sıkıntılarına çare arayan,dertlerine bir nebzede olsa derman olmak isteyen herhes ve her kurum gibi o da yaptığının bedelini ödüyor! sadece bu kadar.
Bu suçlama deniz fenerine karşı yapılan bir komplodur çamur at izi kalsın

[seva]

Çamur at izi kalsınlar, kulaktan dolma bilgiler, doğruluğu olmayan veriler, copy-pasteler, din düşmanlığı, dini bütün olan şahsiyetleri karalama projeleri ile din istismarcısı ilan etmeler, ülkenin batı gibi gelişmesini isteyen aynı paralelde avrupa birliğini istememe çelişkisi, kıçı sıkışınca orduyu dolduruşa getiren, darbeci, bölücü,hizmet edene düşman zihniyetler artık sonunuz geldi! buraya kadarmış. Artık biz varız ve biz bundan sonrada kalıcıyız! Halk gerçekleri gördü ve desteğini verdi. Sizler ne kadar da kömür, gıda, altın desenizde bu parti halkın iktidarıdır. Gelelim konuya;



Doğan Grubu'nun herzamanki yalan iftiralarına hemen hoplanın sahibi olduğu Dışbank'ı üç yıl önce 1 milyar Euro'ya Fortis'e sattı. Pekiyi Aydın Doğan Dışbank'ı kimden satın almıştı? Bildiniz, İş Bankası'ndan. Dışbank, İş Bankası'nındı. Sonra Aydın Doğan'a satıldı. Yanlış hatırlamıyorsam 17 milyon dolara. Ama Aydın Doğan'dan beş kuruş para çıkmadı. Çünkü satın alması için gerekli parayı da yine İş Bankası verdi. Frankfurt Şubesi üzerinden Aydın Doğan'a kredi açarak. Aydın Doğan İş Bankası'nın parasıyla, İş Bankası'nın bankasını aldı. 17 milyon dolara aldı, 1,5 milyar dolara sattı... Her biri birer etik, ahlâk timsali olan Deniz Baykal veya Aydın Doğan ya da İş Bankası içindeki CHP'li üyeler bu işlerin arkasındaki sırrı açıklar mı acaba? Şimdi Baykal'a soruyorum, sizin tepkinizin gerekçesi gerçekten basın özgürlüğü mü, yoksa Aydın Doğan'la aranızdaki ilişkiler ağı mı?

Altaylı'nın soruları cevap beklerken bir soru da şudur: Bu kavga neden şimdi böylesine büyüdü? Ergenekon davası Aydın Doğan'a kadar uzanacak da, Doğan ön mü alıyor? Ya da AYM'nin gerekçeli kararı açıklandığında AK Parti'ye karşı amansız yeni bir kapatma saldırısı, Doğan Medya üzerinden yürütülecek de, Başbakan mı ön alıyor? Ben başka sorular da sorayım: Bu kavganın sonunu beklemek zorunda mıyız? Bu kavganın galibi olur mu? Bu kavga sonuna kadar giderse, Türkiye ne kazanır? Demokrasi ne kazanır? Basın özgürlüğü ne kazanır, siyaset ne kazanır? Bu kavganın toz dumanında, "iyi saatte olsunlar"ın eli güçlenir mi? Ergenekon davası güme gider mi? Sayın Başbakan pek çok konuda haklı da olsa, bu soruların cevabını düşünmelidir. Türkiye'de siyasetin kurumlarını da, anayasal kurumları da, medyayı da, Avrupa Birliği standartlarına getirmenin dışında bir yol yok. Bu yol, ancak sabır, teenni, temkin ve mantıkla yürünebilirse netice alınabilir. Yoksa bir çuval inciri berbat etmek de var...



hüseyin gülerce..

[yerliturkuaz]

Bu ulkede Aydin Dogan gibi kan emici bir baska kimse yoktur!

[abircan]

seva Nickli Üyeden Al?nt?

deniz fenerine isnad edilen bütün suçlamaları yersiz ve de iftira olarak görüyorum.derneğe yapılan suçlama ve iftiralar benim derneğe olan güvenimi hiçbir şekilde zedelememiştir.başbakanımızın da böyle bir olayın içine karıştırılıp,suçlanmasını gayet normal karşılıyorum.aksi olsaydı şaşardım zaten.çünkü halkın sorun ve sıkıntılarına çare arayan,dertlerine bir nebzede olsa derman olmak isteyen herhes ve her kurum gibi o da yaptığının bedelini ödüyor! sadece bu kadar.
Bu suçlama deniz fenerine karşı yapılan bir komplodur çamur at izi kalsın

eee şimdi olmadı işte doğruya doğru idi ama hemencecik sapmış doğrular seva hanım, lütfen zekamızla alya etmeye hakkınız yok

[seva]

Türkiyede kurulu olan Deniz feneri derneğinin yaptıkları çalışmaları canı gönülden destekliyorum insanlık namına buna inanmayanlar ve iftira edenler acaba kendileri ne yaptılar karanlığa küfür etmekten başka bir mum yaktılarmı madem inanmıyorlar neden gönüllü olarak müracaat edip çalışmaları yakından takip etmiyorlar bir yardım paketini yerine ulaştırmıyorlar yada herhangi bir yardım derneğinde ne yaptınız tabi bunlar
insanlıktan nasibini alanlar daha iyi anlayacaktır siz insanları aynı kefene koyarsanız işte o zaman ben karşıyımdır....

Velevki yolsuzluk yapılmış olsun.. Kimsenin haddine değil insanların inançlarına hakaret etmek.. Doğan medya gurubu Chp de dahil yıllardır zaten din düşmanlıklarıyla yaptıkları yayın ifadeler ve hareketlerle açık açık belli etmişlerdir..

Şimdi de siz hala bunların hala müslüman olduğuna inanıyor musunuz? salyalarını akıtmış durumdalar.. Öyle görünüyor ki daha uzun süre hakaret edecekler..

Ergenekon avukatı Baykal..
Doğan avukatı Deniz..



işte bu kadar körler... doğan grubun yalanlarına inanacak kadar körsünüz.




Yiyin efendiler yiyin! Bu iştah veren sofra sizin! Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!

Gürhan: Herkesten habersiz yaptım
Deniz Feneri e.V. davasının sanığı Mehmet Gürhan, yaptığı işleri kimseye bilgi vermeden yaptığını söyledi ve "onların da adının karışmasından üzgünüm" dedi.
Almanya'da görülen Deniz Feneri e.V. davasında bugün karar günü. Mahkeme, 3 sanık hakkında kararını birazdan verecek ve karar kamuoyu ile paylaşılacak.
Bugüne kadar susma hakkını kullanan ve yalnızca avukatı aracılığı ile konuşan Mehmet Gürhan, dün ilk kez konuştu. Son sözü sorulan Mehmet Gürhan konuşmasında, Türkiye'den hiç kimsenin bu konuda bir bilgisinin olmadığını ve onlara sormadan giriştiği işlerden dolayı pişman olduğunu söyledi.
Almanya Deniz Feneri e.V.'yi iyi niyetle kurduklarını belirten Gürhan Türkçe yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Amacım dernek başkanı olarak daha fazla fakir ve yardıma muhtaç insanlara yardım etmekti. Bağışçılarımıza sormadan bir takım hereketlerde bulunduk. Sormadığım için üzgünüm. Sormam gerekirdi, iyi niyetle çıkılan bu yolda daha sonra yanlış yapacağımızı tahmin edemedik.
Yaptıklarımı kimseye bilgi vermeden yaptım. Amacım bu işi daha iyi yapmaktı. Kazanılacak paralarla daha fazla bağış yapacaktım. Türkiye'den hiç kimsenin benim burada yaptığımdan bilgisi ve alakası yoktu. Benim yüzümden onların da adı karıştırıldı. Onlardan da ayrıca özür diliyorum."
Türkiye;de bazı medya kuruluşlarının Almanya;daki davayı farklı lanse ettiğini savunan Gürhan, "Şahsım, ailem, çocuklarım bu haberlerden ötürü sıkıntılar çektik. Çocuklarım okula gidemediler. Şahsımı ilgilendiren bir davada ailemi de sıkıntıya soktuğum için onlardan da özür diliyorum. Gözaltında bulunduğum 1,5 yıllık sürede çok sıkıntılar çektim. Bundan sonra açılacak mali davalarda da sıkıntılar devam edecek" diye konuştu.
Gürhan, amacının insanlara zarar vermek olmadığını dile getirerek, "Kötü niyertle yapılmış bir iş yok. 16 milyon avrodan 1 fenig bile cebime girmedi. Bu benim iyi niyetimin göstergesi. Sevgi saygı dışında bir yol izlemedim. Din, dil, ırk farkı gözetmeden şahsi düşüncelerimle bunları ilişkilendirmedim. Vicdanım da rahat. Ancak bundan sonra yapılacak herhangi bağışta bağışçılara kötü intiba bıraktığım içinde özür diliyorum;; dedi. Mehmet Taşkan kısa konuşmasında hiç bir bağışçıya zarar vermek istemediğini ifade ederek herkesten özür dilediğini belirtti.

(Haber7)



Şimdi deniz feneri davası ile beşıncı boyutları,sırlar odasını nıye bir kefe içinde değerlendiriyorsunuz ki.



bir kuş düştü diye hepsi düşecek diyede bişey yok..


Evet bahsi geçen programları bende tasvip etmiyorum,yapanlarıda sorumlu tutuyorum ama bu bambaska bişe böyle kulaktan dolma haberlerle eleştirmememiz gereken bişe..


dış politika üzerine veryansın edenlerin baykal ve bahçeli'nin kelimeleriyle konuştugu gibi bi durum çıkıyor ortaya burda


bir takım medyanın bizi bu kadar yönlendirmesine izin vermeli miyiz acaba?


ya birde şöyle bakın,çevremdeki sosyalist eğilimli insanlar doğan grubunun yaptığı asparagas haberlere kanıp,ülkemiz İran'a dönecek diye veryansın ediyor..peki bizim ne farkımız kalıyor onların bu tarz dış politika haberleriyle gündemimizi belirliyorsak..?


biraz düşünün ve mümkünse biraz daha iyi inceleyin bence dış politikadaki gelişmeleri..o zaman hak vereceksiniz..size küçük bir örnek vereyim;kartel medya sürekli şikayette bulunur, "IMF bizi soyuyor" diye;oysa IMF'den aldığımız kredilerin faizi,onların bankasından aldığımız tahvil ve bono faizlerinin nerdeyse üçte biri.. bize kimin kazık attığını anlamak istiyorsanız oraya bakın..


iyi irdelemek gerek


herneyse
kimse suçu üzerinde taşıyanları savunmuyor ama bır kalemde koca bı kuruluşu sılmek dahası ordakı herkesı yıyici ilan etmek ne kadar adil?


Bizzat tanıdığım müthiş insanlar var bu ış için çaba gösteren.


Ki evet söyluyorlar artık buyuk bi eksilme var yardımlarda.


Eskıden en iyi yaptıkları ise şuydu.
Bir tane ekmeğe muhtac olduğu için amerikaya muhtac oldugu için onun adına çalışanları doyuruyorlardı üzerlerinden aldıkları bi külfet vardı şimdi kimsenin bu yardımlarada inancı kalmadı.


Çunku herkes doğandan duyduğu ile eleştiriyor.


neyse..
herneyse..